Görüşlerinize Değer Veriyoruz
Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..
ben ve sülalem dededen chp liyiz deva partisi olarak sizi desteklicem niye derseniz 18yıldır yapılan yanlışları görüp geçte olsa farkına varıp bu günaha bulanmış akp den kurtuldunuz için bursada görev verilirse layıkıyla yaparım ama bir şartla onlar gibi olmuyacaksanız hak hukuk adaleti yeniden saglamak ve parlementer sisteme geri dönmek şartıyla halkın içine inin ve tayyip gibi kendinizi yüksekten görmeyen lidere ihtiyaç var cumhuriyeti daima yaşatacak mustafa kemal atatürkün izinden gidecek sizden bunu istiyorum yolunuz açık olsun inşallah
06.05.2020 23:53
Sayın Babacanın siyaset üstü bir politika öngörmesi gerektiğini düşünüyorum Çünkü artık bu topraklar çıkarcı ilişkilerden menfi tutumlardan yılmış bulunmakta Bizler en salt şekilde ideolojik fikirler, milliyetçi tutumlar üzerinden değil, yeni çağa ayak uydurmuş moderniteyi geçmişimizle bağdaştırarak akıl-bilim ve feni baz almış birbiçimde etrafımıza insanları toplamalı daha sonrasında ise Gelecek Türkiye’nin 30-50 yılına lider statüsündeki Ali Babacan ile yürümeliyiz. Bu yazıyı okumuş olan bir kişi var ise bile ona sesleniyorum, partici asla olmamalıyız, iyimser bir hedef ve topluma yararlı bir yenilik için toplanmış bireyler olduğumuzu asla unutmayalım Saygılarımla
06.05.2020 23:51
Parti yönetiminin mesajlarımızı okuduğunu duymak bizlere cesaret veriyor 2017 yılında Referandumu yapılan 2018 haziran ayından itibaren yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükumet sisteminin geldiği nokta ortadadır Ülkemizin kısa-Orta vadede yeni bir anayasa yapacağı aşikârdır bu Anayasamızın 2017-2018 de yapılan hataları taşımaması mümkün mertebe Hür fikir ve teşebbüsü desteklemelidir artık genç ve yaşlı nüfus Silivri esprilerinden bıkmıştır benim önerilerim şunlardır 1) Siyasi parti yardımları %3 ve %10 kısıtlamalarından kurtarılmalıdır bu antidemokratiktir bu yardım seçime katılabilecek teşkilat ve üye sayısına sahip tüm partiler için bir hak olmalı her parti kendi oy oranına göre yardım almalıdır Nitekim bu şekilde siyasi partiler maddi baskılardan kurtulacaktır 2) Anayasa mahkemesi bugün aşırı bir dosya yükü altındadır bu yükü azaltmak ve belli yetkilerle hesap verilebilirliği arttırmak amacıyla Senato Kurumu geri getirilmelidir 3) Siyasi partiler kanunu ciddi bir reforma ihtiyaç duymaktadır Lider egemen bir anlayıştan Ortak akılcı yaklaşıma geçmek Türkiye’nin demokratik geleceği için çok önemlidir Yüzyıllık bir anlayışı yeni bir yüzyılda halen çare olarak denemek yararsızdır. Türkiye ile batılı memleketler arasında halen büyük bir fark bulunmaktadır bu farkı kapatmaya en önce demokrasiden başlamalıyız 4) Anayasa Mahkemesi ve diğer hukuki kurumların üye atamaları ve idaresi tekelci bir anlayıştan kurtarılmalı mümkün mertebe geniş temsili gözetecek reformlar yapılmalı bu kurumların bağımsızlıkları kanun değişiklikleri ile güçlendirilmelidir 5) Türkiye’nin Adalet sorununun olduğu genç yaşlı herkesin malumudur bu hadise okullardaki gençlerin ağzına düşecek kadar yayılmıştır bunda kabahat keyfi hukuk idaresi ve keyfi af *ceza infaz* yasalarından kaynaklanmaktadır Af çıkarırsanız adaletsiz bir ülke olduğunuzu haykırır doğru düzgün yargılayamadığınızı gözler önüne serersiniz pansumandan ziyade hukuk sistemine cerrahi operasyon gerekmektedir
06.05.2020 23:46
Öncelikle selamlar saygılar sunuyorum 40 yaşında 3 babası kamu çalışanıyım idari birimde yöneticilik yanında 10 yaşımdan bu yana aile şirketi sebebiyle aktif ticari rollerdede bulundum kozmopolit bir şehirde yaşadığım için Türkiye nin her rengini hem mesleğim hemde ticari faaliyetlerim nedeniyle bire bir yaşıyorum sizlerin çalışmalarınızda öncelikli isteğim 657 sayılı devlet memurları kanuna kamu çalışanlarına siyasette parti üyeliği ve görev hakkı tanınmasına ilişkin düzenleme kamudaki gizli belirleyici seçmen grubu memurlardır ki belediyeler bunun en iyi örneğidir ikinci isteğim sosyal iletişim bürolarınızın özellikle büyük ilçeler başta olmak üzere diğer partiler de varolan bir kişiye endeksli ilçe başkanlığı şeklinde değil semt teşkilatları şeklinde genelin sahiplendiği komisyonlardan oluşması üçüncü isteğim 13 -19ve 19-27yaş aralığındaki genç nufus popülasyonu okullardaki aile komisyonları ile koordineli şekilde belirleyip yetenek grupları yapılarak siyaset bilimleri seviyelendirmeleriyle ülke vatandaş devlet işçi esnaf ve iş gücü kazanımlarının ekonomik etkileri temel kursları planlanmalı dördüncü isteğim siyasi eleştiri kavramlarınızda bir tarzınızın olması bu tarz başladığınızla geçen süre içerisinde asla değişmemeli beşinci isteğim hanımefendilere öncelikli destekler sağlamalı bunu yaparkende ekonomi dersleri ve toplum sağlığı eğitimlerini benimseterek ananelerin korunmasını sağlayarak tekrar birleştirici temel taşları sağlamlaştırma hedefiyle çalışmalarına katkıda bulunmanız altıncı isteğim Özgürlük ve bağımsızlık kavramlarınızın sınırlarının anayasa sınırlarını ve toprak bütünlüğümüzdeki uç hassasiyetlerimizin şehitlik gazilik asker bayrak devlet polis kavramlarının siyasi malzeme olarak kullanılmasından kaçınılması ve aşırı hassas davranılması yedinci isteğim esnaf ve iş adamları için temel eğitimler ve danışmanlık birimleri oluşturularak malını arabasını emeğini riske atıp istihdam sağlayan ve bütçe katkısı olan kişilerin desteklenmesi 🙏
06.05.2020 23:25
İktiza mucibi hal ilkesince Sayın Başkanın TV konuşmalarında daha halkın diline yakın konuşmalar yapmasını tavsiye ederim. Konuşmalarında bir sürü kavramsal önermeleri ileri sürüyor fakat bunlar anlaşılmadığı içim faydasızdır. Fikirlerini imge ile ifade ederse daha etkili olur. Örnek işletmeler hayatiyetini kaybedecek diyor, tamam doğru ama bunu şöyle ifade ederse etkili olur; Batacaklar!
06.05.2020 23:20
Deva partisi 83 milyon yurttaş a hayırlı olsun yargının sıfır olduğu bu zamanda medyanın susturulmus olması beton yığını haline gelen büyük şehirler üretimin bittiği bi ülke olduk son 18 yılda aile kavramının bittiği saygını. Son bulduğu bu zamanda ülkenin %1 inin servetine servet kattığı bu zamanda umudumuzun bitmiş olduğu bi zamanda cıktın babacan dertlere deva olacak inş Allah Yolunuz açık olsun
06.05.2020 23:10
Öncelikle böyle açık kürsü kurduğunuz için teşekkürler Adı demokrasi olan partimiz Türkiyenin tamamen yok olmuş demokrasisini tam kurallarıyla İnşaallah devreye sokacağını düşünüyorum. Bence demokrasi her şeyden önce geliyor İnsanların hür olarak düşüncesi dile getirmesi çok önemli ondan sonra sırasıyla her sıkıntının üstesinden gelinir ( adalet ekonomi iç ve dış güveliksağlık) Birde en önemlisi SİYASİ PARTİLER YASASINI ACİLEN DEĞİŞTİRMEK GEREKİR. MAALESEF BU GÜNKÜ SİYASİ PARTİLER YASASI ANTİ DEMOKRATİK ŞEKİDE HALA DEVAM EDİYOR Son olarak Özgür düşünen insan üretir ve Ülkesini kalkınmasına katkısı olur diyorum.
06.05.2020 22:51
Eli kulağında bir deprem felaketinin önüne geçebilmek ve İstanbul’u yaşanabilir bir kente dönüştürmek! Doğru bir planlama ile İstanbul’un eski yerleşim bölgeleri, devlete hiç yük olmadan yenilenebilir; üstelik yol, otopark, sosyal alan sorunları da çözülmüş olur! Tarlalar imara açılmayıp konut ihtiyacı, kentsel dönüşüm alanlarında, emlak konut güvencesiyle ve imar artışı ile karşılanabilir! Örnek uygulama: Eski evler ortalama 300 bin tl civarında olsun. Mahallede 1000 daire varsa, yeni planda sosyal alanlarıyla birlikte 1500 daire yer alsa; otopark, yol ve sosyal alan sorunları çözüldüğü için yeni dairelerin değeri 800 bin olsun. İmar artışından kaynaklanan daire satışından mütahit, emlak konut ve belediyeye 500*800 bin=400 milyon TL kalır. Daire sahipleri de yenileme için ortalama yüz bin tl katkı sağlasa 1000*100 bin = 100 milyonda bu şekilde kaynak yaratılmış olsa; yenileme için 400+100 milyon = 500 milyon TL kaynak yaratılmış olur. 4 katlı 125 bina 1000 daireden oluşan mahalle yeni planda 20 katlı, her katında 5 daire olan 15 bina, 1500 daireden oluşsa; 125 binanın arasından geçen daracık yollar yerine, binaların altı otopark yapılıp; trafiğe elverişli ana arterler, sosyal alan ve parklar planlanabilir… Mahallenin nüfusu bir buçuk katına çıkar ama sağlam binalardan oluşan; yolları, okulları ve sosyal alanlarıyla bugünle kıyaslanamaz derecede yaşanabilir bir kent çıkar ortaya! Daire sahipleri 100 bin koyup 300 bin tl olan dairesinin değerini 800 bine çıkarır. 500 milyonu 1500’e bölersek daire başına mütahit-emlak konut-belediye ortaklığına 333 bin küsür lira kalır. Bu parayla evleri, okulları, yolları ile tüm mahalle yenilenebilir. Sistemin devlete bir maliyeti yok! Bu örnek üzerinden çok farklı uygulamalar yapılabilir! Düşük gelir grupları için sosyal konutlar, yüksek gelir grupları için lüks konutlar planlanabilir ama ne yapılacaksa kentsel dönüşüm alanında yapılmalı! Artık tarlalar imara açılmamalı!
06.05.2020 22:42
Sahiplenmek istediğim bir parti sayfasına yazmış olmak güzel ve heyecan verici. Yapılması gereken çok şey var elbette, ama öncelikli olanları sıralamak gerekirse; -Eğitim konusunda somut projeler ortaya konmalı. Ör: Meslek lise sayıları azaltılarak uygulamalı ve kaliteli eğitimle ara eleman yetiştirmek. Lisans eğitiminde yığılmayı önlemek, üniversiteleri bağımsız bilim yuvalarına dönüştürmek... -Yargı reformu için çalışmalar yapılmalı ve yargı bağımsızlığının sağlanacağı konusunda halk inandırılmalı. -Temel hak ve özgürlükler noktasında; ülkenin her vatandaşının kendini ifade edebileceği, baskı altında hissetmeden fikrini beyan edebileceği bir ortam sağlanarak devletin birey ve topluma hizmet bilinciyle hareket etmesi sağlanmalı. -Geri kalmış bölgelerde denetimli bir şekilde vergi muafiyetleri uygulanarak yatırımları teşvik etmek. -Sarayların masraflarını halkın sırtından almak adına saraylara son vermek. Özellikle bu konu kamuoyu önünde açık ve net belirtilmeli ve üzerinde durulmalı. -Alkol ve sigara kullanan vatandaşlara ikinci sınıf muamelesine son verilip, bu ürünlerdeki ağır vergi yükü azaltılmalı ve bu konu kamuoyuna anlatılmalı. -Avrupa Birliği konusu üzerinde çalışılmalı ve hem Avrupa hem gelişmiş dünya ile entegrasyon sağlanmalı. Akp, daha rahat otokratikleşebilmek adına Avrupa'yı öcü gibi gösteriyor. -Kürt sorunu konusunda daha net ve aktif söylemler geliştirilmeli. Ekonomi konusunda bir şey söylenemez. Sn Başkan hepimizden daha iyi biliyor...:) İyi çalışmalar Saygılar
06.05.2020 22:41
Ben 17 yaşında bir gencim ülkedeki sorunları say say bitmez ama hepsinin temel kaynağına halkın bilinçsizliği denebilir bilmiyorum sadece ben mi diyorum ama bence halkın sorgulamaması noluyor ulan! Demeyişi sayesinde şuan bu durumdayız bence köy enstitüsünü ilerledik güçlüyüz şubu demeden geri açmalıyız halka parasını vergisini yönetimini kısacası herşeyini sorgulaması gerektiğini göstermeliyiz.
06.05.2020 22:18
Kıymetli dava arkadaşlarım öncelikle bulunduğumuz Ramazan'ı şerif ayının 13 gününüde bitirdik yavaş yavaş davamızı ve kutlu partimizin meşalesini yakmaya başlamak durumundayız. Bizim meselemiz Adalet ve hukuk meselesidir.Bizim için Kürt de birdir Türk'te,zazada,çerkezde,alevide, en önemlisi allah için işimizi yapalım. Hep beraber kenetlenelim bir olalım diri olalım partimiz ve teşkilatımız için kuyu kazanlar dan ve davamız teşkilatımıza en küçük Zarar verici şeylerden kendimizi muhafaza edelim.Biz büyük bir aileyiz. Ve en önemlisi Ali Babacan gibi liderimiz ve başkanımız var Allah onu korusun. Ramazan Bayramından sonra inşallah Türkiye Cumhuriyeti devletine bir güneş gibi doğacağız Hepiniz Allah'a Emanet olunuz
06.05.2020 21:29
TÜRKİYEM kendi kendine yeten bir ülkedir ne amerikaya nede rusyaya muhtaç değildir reform (deva)ile şekilenecek buna inanıyorum Yarınlar daha güzel daha huzurlu olacak.deva ile herşey mümkün olacak bu ülkeyi yeniden inşa edeceğiz.90 kişiyle çıktınız bu yola damlalar damlalara ekleniyor ve sel olacağız gönlümüz sizlerle.
06.05.2020 20:39
Öncelikle Deva Partisinin ülkemiz adına hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Öz fikrimizi dile getirmenin zorlaştığı şu dönemlerde Türk milletinin bu kürsüye ihtiyacı olduğunu düşünerek partinizin bu uygulaması umarım dertlere derman olur. Bir kimyager adayı, belki de geleceğin bilim insanı adayı olarak ülkemizin en büyük eksiğinin Fen Fakültelerine yapılmayan destekten ve bu fakültelerin öğrencilerine okumayı zorlaştırmalarından şikayetçiyim. Unutmayalım ki bu ilkeyi ileri seviyelere çıkarmak için en temel şart bilimdir ve buna katkıda bulunan ülkelerin konumları ortadadır, teşekkür ederim.
06.05.2020 19:04
Öncelikle saygılar ve selamlar. Deva partisinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Ben ülkemizde vergi adaletsizliği üzerine yazmak istedim. Bugüne kadar ülkemizde ödeme kaydedici cihaz zorunluluğu artmasına rağmen küçük esnafın muhasebeleştirmediği vergiler beyaz yaka çalışanın sırtına gelir vergisi olarak binmektedir. Adil ve adaletli bir ortam sağlamak istiyorsak adil bir vergi dağılımı şart. Kontrol mekanizmasının iyi bir şekilde çalışacağı nakitsiz bir toplum oluşturmak ve tüm harcamaların kayıt altına alındığı ve muhasebeleştirildiği bir düzen kurmak elzemdir. Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik durum ve rekabet ortamı bellidir. Bu nedenle bilinçli olarak zincir market mağaza vs. olmayan kurumsallaşmamış firmalar yıllık kazancının ortalama %15-20 sini kayıt altına almaktadır. Ben maaşlı çalışan bir vatandaş olarak maaşım daha elime geçmeden kazandığım ücretin yıllık ortalama %25 ini gelir vergisi adı altında devlete veriyorsam adil bir ekonomi için bunu herkesin yapabildiği bir düzen kurulmalıdır.
06.05.2020 18:55
İhracata dayalı bilişim seferberliği başlatılmasını öneriyorum. Özet olarak anlatayım: 1. Devlet yüzbinlerce kişiye uzaktan eğitim yoluyla kaliteli bir yazılım eğitimi versin. Böylece sektörün üretim kapasitesi ciddi seviyede artırılsın. 2. Yazılım girişimcilerinin yurtdışında satış yapabilmeleri için, yurtdışı pazarlarında sektör uzmanlığı ve networkü olan o ülkelerin yerli satışçıları, devlet tarafından baz ücret+prim karşılığı tutulsun. 3. Yazılım girişimcileri bu satışçılarla görüşüp ürünlerini uzaktan görüşmelerle anlatsın. 4. Satışçılar umut gördükleri ürün ve hizmetleri, networklerindeki firmalara satmaya çalışsın. 5. Satış başarısı yüksek olan satışçı ve yazılım girişimcilerinin, platformdan yararlanma imkanı genişletilsin.
06.05.2020 18:27
Sayın parti yetkilileri hepinizi saygı ve sevgi ile selamlarım. Zor zamanda görev alan insanları kutluyorum. Yeni süreçte halka güven veren aklındaki kötü ve olumsuz düşünceleri yok edecek bir bildiri yayımlamanız beklenir. Eğitim, Üretim, Tarım, Adalet ve şeffaflık konusunda halkımızı aydınlatmanız gerekir. Kişisel hak ve özgürlükler konusunu geliştirmek ve geleceğimiz olan çocuklarımız için özgün bir eğitim ve geleceği olan dünyayı iyi yorumlayan bir çizgiye getirmek gerekir. Dine dayalı değil ahlaka dayalı bir sistem kurmak lazım. Partilere bağlı değil önceliği ülke, devlet, millet olan bir liyakat sahibi insanlar bulmak lazım. Bizi alkışlayacak değil görüşlerini söyleyecek eleştirecek yorumlayacak insanlar lazım. Saygılarımla
06.05.2020 18:13
Partiniz öncelikle ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Çıktığınız bu yolda Allah sizi ADALETten ayırmasın. Adil olursanız Allah sizi milletin baş tacı yapsın. Partiniz kurulduğundan bu zamana kadar Sayın Ali Babacan ve parti kurucuları kamu oyu önüne çok az çıkıyorlar. Partinin insanların zihninde yer bulabilmesi için daima göz önünde olması gerekir diye düşünüyorum. Çalışmalarınız var fakat bir vatandaş olarak bana yetersiz gibi geliyor. Sizleri sürekli ekranlarda görmek istiyoruz.
06.05.2020 18:12
Heyecanlı bir şekilde beklediğimiz oluşum sonunda şekillendi. Siyasete yeni bir inovasyon getirecek olan bu oluşum bir kişiye veya gruba değil 83 milyona hizmet edecektir. Hizmet sözcüğünün artık sözde kalmayacağı bir oluşuma şahitlik edebiliriz. Eğitimden ekonomiye ticaretten sağlığa her sektörün beklediği DEVADIR. Tüm TÜRKİYE’Yİ KAPSAYACAK BU OLUŞUMUN SİYASETE YENİ SOLUK GETİRECEKLERİ BİR AŞİKARDIR.
06.05.2020 18:11
Zaman Ümitsizlik zamanı değil, Zaman Türkiye için sorumluluk alma zamanı diyen Genel Başkanımız Ali Beyin çağrısı ile çiķtıgımız yolda başarılar dilerim. Türkiye’deki siyasi arenada ve seçmen karşısında tartışıp, kavga edenlerin özellikle bu coğrafyada başarı şansları yoktur. Her konuşmada; enerjik görünüm, iyimserlik, kararlılık ve cesaret olsun. Bu bir politikacıyı güçlü yapan ‘kare as’ kuralıdır. Propaganda sanatı, öncelikli olarak verilmek istenen mesajı doğru ve eksiksiz şekilde kodlamayı içerir. Bunu sağlamanın yolu da halkın mantığından ziyade duygularına seslenebilmektir. (Duygusal dil) Verilen duygusal mesaj tek kanaldan çıkmalıdır. Konuya vakıf olan sözcü gerekli açıklamayı yapmalıdır. (Mesaj birliği ilkesi) Tek mesajda tek ana fikir hedeflenmelidir. Bu sürekli tekrar edilerek zihinlere kavratılmalıdır. (Tematik propaganda) Toplumla iletişim esnasında bazı ortak yönleri vurgulamak, oy potansiyelini arttırır. Bunun yolu da yerel benzerlikler; atasözleri, yöresel ifadeler, ağız, şive, yöresel gelenekler vs. olacaktır. Her seçmen kendisine benzeyene daha çok oy verir. Kılık kıyafet, konuşma vb. (Aynalama prensibi) Konuşurken candan ve samimi olanlar kazanır. Ayrıca, doğal olmak önemli bir avantajdır. Kabul etmek gerekir ki, iktidar partisinin geçmişteki ve günümüzdeki yüksek oy potansiyeli bu üç unsurda gizlidir. DEVA Antalya Ïl yönetim kurucu üye adayı olarak Genel Başkan Yardımcım Nihat ERGÜN beyin kitabı manifostamız olacak Selam ve Saygılarımla
06.05.2020 18:04
Merhaba, öncelikle Deva Partisinin ülkemize hayırlı olmasını temenni ederim. Potansiyeliniz yüksek, liberal demokrasinin yeniden nefes alabildiği bir Türkiye’nin daha ileride olabileceğine inancım tamdır. Değineceğim konu daha çok Türkiye’nin siyasi yapısına dair; siyasi sistemimizde köklü bir reform olmadan uzun valide otokratik rejimler önlemez olur. Ne yazık ki Anayasamız ve siyasi yapımız her zaman otokratik düzenlere açık kılınmıştır. Bu bağlamda yeniden güçlendirilmiş parlamenter sistemine geçiş yapmakla beraber yerel yönetimlerin güçlendirilmesi önemlice arz edilmekte. Özellikle kayyum politikaları ve belediyelerin yetkilerini kısıtlayan merkezci anlayışını kalıcı şekilde önlemek maksadıyla Türkiye’nin yedi bölgeleri kültürel ve coğrafik kriterlerle uyarak yeniden düzenleyerek yerel siyaseti bölgesel siyasetle birleşmesi aynı zamanda iktidar-muhalefet rekabetini daha adil şartlarda yürütülmüş olur. Bu noktada bazılarınızda Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne dair endişeler dile getirilebiliyor, zaten federal bir yapının Türkiye’de mümkünatı yoktur. Yukarıda belirtilen öneri daha çok yerel yönetimin reformla ilgilidir ve üniter yapıyı özünde hâla korumakta. Bunun örnekleri Yunanistan, İtalya ve Fransa’da görülebilir. Özellikle Fransa modelini Türkiye’de uygun olacağını düşünüyorum. Bu bağlamda 1970’li yıllarda olduğu gibi yeniden ikinci bir Meclis yapısı tesis edilmelidir. Halihazırda bulunan TBMM genel siyasetini temsil ederken, adını şimdilik koyduğum Ankara’daki “Yerel Temsilciler Meclisi” aynı şekilde belirli kanun teklifleri sunup yasamada yerel yönetimin temsiliyetini sağlar. Öte yanda TBMM’e sunulan kanun tekliflerinin YTM’de oylanması, olası bir yasa teklifinin reddedildiği anda yeniden TBMM’e geri göndermek suretiyle revize edilmesi, ikinci bir oylamada ret oyunun çıkmasında yasa teklifinin kabul edilmediği bir yasama organı demokrasimizi uzun vadeli kalıcı tutulacaktır. Benden şimdilik bu kadar, fikirlerimin bu platformda ilgi görme dileğiyle.
06.05.2020 18:03
Öncelikle Deva Partisinin Memleket meselelerine deva olmasını, Cenab- Hakkın izniyle Milletimize göstermesini temenni ederim. Ülkemiz; Ekonomi Hukuk,Adalet,Demokrasi,İnsan Hakları,Dış politika,eğitim,tarım,sanatı,gelir adaletsizliği gibi konularda Uluslararası kuruluş standartlarının çok gerisine düşmüş durumdadır. İnşaallah! Türk Milleti Deva partisine onay verirse,Türkiye bu sayede düzlüğe çıkabilir. Selam ve Hürmetle.
06.05.2020 17:54
Deva partisi olarak zaten yapacağınız en güzel şeyi ilk baştan yaptınız,ne güzel bir olay serbest kürsü insanlar fikirlerini düşüncelerini,paylaşabiliyor, önemseniyoruz, benim önerilerim arasında ,deva olarak özellikle parti başkanımız ve ekibi Ali abi diyorum ben ,devamlı insanlarla görüşsün, insanları arasın, bir sekilde ulaşın hâl hatır sorun ülkemizde neler olup bitiyor birde vatandaşın dilinden dinleyin her insanın böyle bizim gibi sosyal alanlara erişebilme imkanı yok,neler istiyorlar ne düşünüyorlar,nasıl olursa iyi olur , fikirlerini almak gerekiyor,siyaset, bir çıkar, pirestij,menfaat, pirim kazanma platformu yeri olmadığını tüm insanlarımıza anlatmak gerekiyor devlet ülke,kimsenin özel şahsi alanı değil bu devlet hepimizin tüm nefes alan her bir canlının,hayvanatın, nebatatın,insanlar o kadar sıkıldıki artık gülmeyi unuttu,huzuru unuttu,her işin bir tüccarı olur,din tüccarları gibi v.b , bu siyasetinde tüccarları var ,korku satıyorlar, kaos satıyorlar,panik satıyorlar,Bu güzel cennet vatanın artık yatmaya ihtiyacı yok,oyalanmaya ihtiyacı yok, çok acil bir şekilde hareket lazım hemde çok acil,bu insanları kimse yatıramaz çok konu var fakat önemli konuları aktarıyoruz, şu yasak bu yasak yasaklar ülkesi olduk insanların sigarasına ,çayına kafesine ,ne içeceğine,ne yiyeceğine,dinine , düşüncesine,her şeyine karışılıyor bu siyasetin işimi.? Güzel bir örnek vereceğim Peygamberimiz (s.a.v)ve peygamberler Allah (c.c )dinini anlatıyor ,zorlamadan tatlı dille alçakgönüllükle, mütevazilikle,isteyen hidayete eriyor, istemeyen kendi yolunu çiziyor, peygamberler ,yaşayarak tebliğ vazifesini yapıyor,insanlara, !!! insanlar da fikirlerini düşüncelerini doğru bildiklerini, yanlışları anlatacak eleştirecek saygı çerçevesinde,benim gibi yaşasın benim gibi düşünsün,benim gibi yesin,içsin böyle bir zorlama, baskı olamaz hiç bir konuda insanları zorlayamazsın,kurallar dahilinde insanlar yaşar,bu dünyada zaten çok yanlışlar var yanlışları saymaya kalksak ne zaman yeter ne süre .
06.05.2020 17:22
Merhaba öncelikle herkese selamlar, değinmek istediğim konu gençliğin ülkemiz adına nasıl maksimize edilebileceği atmosfer konusu. Dünyanın şimdi ki zamanın da yol almanın ve mesafe kapatmanın daha hızlı olabileceğini düşünüyorum. İster startup deyin, ister fikir ekonomisi, 3-5 bilgisayarlı kafadar, kısa sürede ortaya ekonomik ve katma değerli dev şirketler kurarak çok eski firmaların önüne kolayca geçebiliyor. Amerika da silikon vadisi , İsrail, Kanada, Güney Kore, İskandinav ülkeleri, Almanya vb. ülkeler bu konularda oldukça başarılı, çalışan sayısı 50-100ü geçmeyen milyon dolarlık taze şirketler. Değinmek istediğim asıl nokta ise teknik yönünden ziyade oluşabildiği atmosfer. Yani, iş sanırım mekan, imkan, vadi meselesi değil, atmosfer meselesi. Vadi, ova, tarla bizde de çok ama niye o ölçü de silikonlaşmıyor, buğday, arpa ekonomisine devam ediyor. Öncelikle başarılı örnekler deki gençler, takımlar, startup lar farklı işler, farklı yöntemler ortaya koydukları projeleri girişime dönüştürdükleri için başarılı oluyorlar, yani iş pozitif aykırılık istiyor. Bu kültür bizde nekadar kabul edilebilir. Biatçı, tapınak şövalyesi, sürede kalanı kutsayan, makul bile olsa farklı fikirleri çıban, bölücü, hain, terörist olmakla suçlayan bir atmosfer iyi örnekler deki fikir ekonomisi gençliğini bastırır, boğar, kaçırır. Birkaç biatçı yandaş ortaya birşeyler koysada gerçek bir rekabet ortamı oluşmaz ve dünyanın gerisine düşersiniz. Farklı fikirleri paylaşan, aykırı insanlar ile çalışmak gerçekten ilk etapta zorluklar barındırıyor. Ama demokrasi, özgürlük, hoşgörü, başarı bu şekilde gelir. Bazen çalışma grupların da kriz olmadan çözüm olmaz, önemli olan bunu olgun, profesyonel şekilde yönetmektir, yani edebimizle pozitif kavgada edeceğiz ve iki tarafta vatansever kalabilecek, hain olmayacak. Sonuç olarak bunun siyasi anlamda doğru teşhislerini görmek mutluluk verici, deva bulacağımıza da inanıyororum .
06.05.2020 16:59
Öncelikle Deva partisinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum emeği geçen başkan kurucu üye gönüllü ne kadar güzel insan varsa hepsine teşekkürlerimi sunuyorum. Üretim toplumu haline gelmeyi özellikle tarım ve hayvancılıkta küllerimizden yeniden doğan kendi kendine yeten bir ülke olmamızı temenni ediyorum. Başkanımızdan ve partimizden en büyük ricam köy enstitülerinin günümüz Türkiye'sinde teknoloji ve bilim alanındaki gelişmelerde göz önünde bulundurularak yeniden modellenmesi ve hayata geçirilmesidir.
06.05.2020 15:59
Ülkemin durumuna bakınca karamsarlığa kapılıyorum İnsanlara verilen haklar gasp ediliyor , Milletçe onyıllar harcayıp oluşturduğumuz serbest piyasa düzenimiz tarumar ediliyor , İktisadi,Bürokratik,Sosyal birçok kurumumuz yok ediliyor veyahutta ehliyet ve liyakatsiz görevlendirmeler sürekli değişen mevzuat ve kanunlarla işlevsizleştiriliyor. Parlamento işlevsiz halegetiriliyor Dünya standarlarındaki Tabii yetkileri elinden alınıyor Adeta Milletin temsilcileri Konu mankenine Milletin meclisi Noterliğe dönüştürülüyor Adalet sistemi *Adalet Mülkün Temelidir* Şiarından *Evvela Asmak Sonra Muhakeme Etmek* Şiarına geçmiştir Keyfi idareden bıktık Bu partinin hayırlar getirmesini diliyoruz Gençler size güveniyor
06.05.2020 15:34
Sayın yetkililer iyi çalışmalar diliyorum. Bazı fikirleri platformda paylaşmak isterim. 1. Bu salgın sonucunda şu bir gerçek sosyal devlet anlayışı oldukça değer kazandı. Bunu nereden anladık ABD VE AVRUPA kapitalizmin en uç olduğu coğrafyalar Avrupa bir nebze belki ama ABD bu sosyal devlet sınavında görüldüğü üzere oldukça zor zamanlar yaşıyor. Demek ki yeni siyasi fikirler muhakak sosyal kavramları içinde barındırmak zorunda. Şu kesin olan bir şey siyaset dünyanın neredeyse her yerinde tüm hayata olumlu yada olumsuz müdahale ediyor. Dünyayı şekillendiriyor. Bu nedenle Deva Olunacaksa şu anda içinde bulunulan duruma, gerçekten sokak ve dışında kararlar alınmamalı. 2. Görevler ve yetkiler insanlara Allah'ın lütfudur. Buralara gelen insanların makam ve mevki sahiplerinin Allaha karşı sorumlulukları vardır. Buna bağlı olarak bu mevkilere gelen insanların tek leke bırakmadan hizmet etmeleri gerekir. Eğer bir lokanta açacaksanız çalıştırdığınız ahçı işi bıraktığında önlüğü giyebilmelisiniz. Hizmet kesilemez. Bu nedenle muhakak parti ile ilgili seçimler yapılırken işin ehli olan insanların sisteme dahil edilmesi lazım. 3.Türkiye büyük potansiyeli olan bir ülke. Bu ülke büyük zorluklar yaşadı darbedeleri yaşadı sağdan soldan insanlar asıldı bu ülke başbakanının asıldığını gördü. Yani biz aslında tecrübesiz ön görüsü olmayan bir devlet geleneğinden gelmiyoruz. Görmemiz gereken bir çok ekonomik bunalımlar yaşadık. Tarih tecrübelerden ders almayı gerektirir. Partinin kuruluş felsefesine baktığımda, yöneticilere kadar denetime açık olunması çok önemli bir kazanımdır. Ama bu tıpkı sadece üç dönem denilip sonradan değişmemeli. 4. Artık siyasetin üslubu değişmeli. Televizyonlara çıkıp milyonlarca insanın karşısında siyasetçiler kavga ediyorlar. Ya bendensin ya toprağınsın felsefesi ile bu iş götürülemez. Toplum mevcut yapılardan rahatsız ama nabız iyi alınmalı gerçekten alın teriyle çalışmak ve geriye bakmadan tecrübe hariç demokratik bir siyasi iklim oluşturulmalı.
06.05.2020 15:32
Sayın parti yetkilileri iyi çalışmalar. Bir kaç düşüncemi platformda paylaşmak isterim. 1. Siyasetin birinci ilkesi çokluğu ve varlığı görmek olmalıdır.Siyaset bu çoğunluğu en adil şekilde yönetmelidir. Toplumu yaşam içinde yönlendirecek ilkeleri oluşturup buna herkesi katmayı başarabilen bir yapıya sahip olması çok önemlidir. Dolaysıyla şucu bucu demeden en aykırı düşünceleri absorbe etmeli yani bizim bildiğimiz evrensel demokrat tavır içinde olmalıdır. 2. Siyaset asla gücü el aldığında şu ilkelere göre hareket etmemeli. Yani benim gibi olsun, benim olsun, benim dediğim olsun dememeli. Zaten kalıcı siyasetin devamı zıt fikirlere ayrıcalık tanıması bunların ortak yaşamın bir değeri olduğunu anlaması ve yönetmesiyle olur. 3. Siyaset insani egoya kurban edilmemeli. Şunu unutmamak gerekir. Siyasette en önemli unsurlardan birisi güç ilişkisidir. Doğada eşitlik yoktur. Eşitlik sosyal bir kavramdır. Bu nedenle siyasetin eşitsiz olan doğal ortamda, ortak eşitler de herkesi buluşturmalı. 4.Bazen olanlar hoşumuza gitmese de hoşgörüyü göstermeliyiz. Şunu hatırlıyorum Sayın Cumhurbaşkanımız ilk belediye başkanı olduğunda televizyonlardaki yorumları hatırlıyorum asla kazanacak gözüyle bakılmadı ama Türkiye 1946 dan bu yana devam eden bir çok partili siyasi hayata sahip.Meclisin açılışının 100.yılı kutlandı. Köklü bir siyaset geleneğimiz var . Ama bu kadar zorlu yıllardan ve çekilen çilelerden sonra yerelde halen güçsüz durumdayız. Kesinlikle yerelin güçlendirilmesi belediyelerin hangi parti tarafından kazanılmış olsa da siyasi taraftarlık düşünülmeden desteklenmesi çok önemlidir. Yerelin halka ulaşması daha çabuk, çözüm bulması,merkezi idareye göre daha çabuk aksiyon alabilmesi gerçekten önemsenmelidir. Yani ilk belediyeler kazanıldığında Refahlı belediyecilikle buluşulduğunda müthiş olumlu gelişmeler yaşandı. Ancak bu gün geldiğimiz noktada belediyelere bakış açımıza bakıldığında hele bu zor günlerde anlayışın sadece birazcık yer değiştirdiğini görüyoruz.seçim halkın.
06.05.2020 15:07
Sayın parti yetkilileri iyi çalışmalar. Bir kaç düşüncemi platformda paylaşmak isterim. 1. Siyasetin birinci ilkesi çokluğu ve varlığı görmek olmalıdır.Siyaset bu çoğunluğu en adil şekilde yönetmelidir. Toplumu yaşam içinde yönlendirecek ilkeleri oluşturup buna herkesi katmayı başarabilen bir yapıya sahip olması çok önemlidir. Dolaysıyla şucu bucu demeden en aykırı düşünceleri absorbe etmeli yani bizim bildiğimiz evrensel demokrat tavır içinde olmalıdır. 2. Siyaset asla gücü el aldığında şu ilkelere göre hareket etmemeli. Yani benim gibi olsun, benim olsun, benim dediğim olsun dememeli. Zaten kalıcı siyasetin devamı zıt fikirlere ayrıcalık tanıması bunların ortak yaşamın bir değeri olduğunu anlaması ve yönetmesiyle olur. 3. Siyaset insani egoya kurban edilmemeli. Şunu unutmamak gerekir. Siyasette en önemli unsurlardan birisi güç ilişkisidir. Doğada eşitlik yoktur. Eşitlik sosyal bir kavramdır. Bu nedenle siyasetin eşitsiz olan doğal ortamda, ortak eşitler de herkesi buluşturmalı. 4.Bazen olanlar hoşumuza gitmese de hoşgörüyü göstermeliyiz. Şunu hatırlıyorum Sayın Cumhurbaşkanımız ilk belediye başkanı olduğunda televizyonlardaki yorumları hatırlıyorum asla kazanacak gözüyle bakılmadı ama Türkiye 1946 dan bu yana devam eden bir çok partili siyasi hayata sahip.Meclisin açılışının 100.yılı kutlandı. Köklü bir siyaset geleneğimiz var . Ama bu kadar zorlu yıllardan ve çekilen çilelerden sonra yerelde halen güçsüz durumdayız. Kesinlikle yerelin güçlendirilmesi belediyelerin hangi parti tarafından kazanılmış olsa da siyasi taraftarlık düşünülmeden desteklenmesi çok önemlidir. Yerelin halka ulaşması daha çabuk, çözüm bulması,merkezi idareye göre daha çabuk aksiyon alabilmesi gerçekten önemsenmelidir. Yani ilk belediyeler kazanıldığında Refahlı belediyecilikle buluşulduğunda müthiş olumlu gelişmeler yaşandı. Ancak bu gün geldiğimiz noktada belediyelere bakış açımıza bakıldığında hele bu zor günlerde anlayışın sadece birazcık yer değiştirdiğini görüyoruz.seçim halkın.
06.05.2020 15:03
Değerli Arkadaşlar; Yerellerimizde, Belediye Başkanlarımızı ve Meclis üyelerimizi 5 yıl sonunda, -Ya mevcutla göreceli yeniden devam, -Ya da mevcut yerine başka bir başka ya da aynı siyasi partili isimlerle devam etmek için Adaylarla çoklu rekabete girilen Seçim sürecine 5 yılın başından sonuna kadar gün gün, “sessiz sedasız” NEDEN ilerleriz!? Sessiz sedasız ilerlenilip girilen Seçim sürecinde mevcuda veya yerine aday olanlara NEDEN itibar ederiz, ya da etmeyiz!? Bence, her 5 yılı sessiz sedasız geçirdiğimiz için büyük yanlış içindeymişiz.
06.05.2020 13:39
Meslek Odalarının #temel sorunu olan “Hukuk çiğnenerek Adil, Demokratik #Delegasyon oluşturulmayarak Genel Merkez seçimlerinin kazanılması” oluşu, Bu konularda da görevli ve sorumlu olan #Milletvekillerinin sorunu olmuş olsaydı bu günlere gelmezdik bana göre. -Ne haddin aşıldığı konu olurdu, -Ne haddini aşan Oda Yönetimi olurdu, -Ne had bildirmek zorunda kalan olurdu, -Ne de had bildirmek zorunda kaldığıyla ilgili dikkat çektiği konuyla, belkide haksız ithama maruz kalan olurdu. Bugünlerde, geçmişte yaşanan tartışmaların bir benzeri tartışmaları yaşıyor olmaktan derin üzüntü duyuyorum Memleketim adına.
06.05.2020 13:34
Kıymetli parti yetkilileri iyi çalışmalar diliyorum. Maddeler halinde bir kaç düşüncemi paylaşmak isterim. 1. Parti içinden YKS VE LGS sınavının öne alınması ile ilgili yorumu okuma fırsatım oldu. Ne kadarda düşüncelere katılsamda şunu noktayı atlamayalım belki ilk anda YKS tarihinin temmuz ayına alınması doğru değildi zamana bırakılıp ona göre karar verilebilirdi. Ancak bu durumda yaklaşık 3 Milyon öğrenci konlar ne olacak sorusunu soracaktı. Bu daha büyük sorunlara neden olacaktı. Bu durumda zaman içinde konuların sadece 1.dönemden geleceğinin söylenmesi durumu rahatlattı yani öğrenciler mart ayının 16 sından sonraki konulardan sorumlu olmayacaklar. Dolaysıyla sınavın ayrıca diğer ekonomik kaygılarında etkisiyle öne alınması evet olumsuz gibi görünse de aslında bütün okullarda konular zaten yarı dönemden dolayı bitirildiği için bu çok büyük sorun olmayacaktır düşüncesindeyim. Hatta belki de öne alınması zaten sınava bir ay daha var deyip biraz gevşek davranan öğrencileri artı yönde motive edecektir. Birde Temmuz ayı sıcaklık değerleri zaten evde olan öğrencinin sınava katılım konusunda çalışma konusundaki durumu düşünüldüğünde çok zor olabilecek durumlar ortaya çıkarabilirdi. Birde başka bir sorun şu velev ki okulllar söylendiği gigi 1 Haziran tarihinde açıldı Haziran sonu tekrar kapandı bu bence daha büyük bir kırılmaya neden olabilirdi. Burda öğrencilerin yapması gereken kalan 55 günlük zaman dilimini en iyi çalışma süresiyle verimli geçirmeleridir. Bu konuda özellikle okulların rehberlik birimlerinin devreye girmesi online programlarla öğrencilere destek olmaları çok önemlidir. Bu konuda Deva Partisi olarak zoom üzerinden işin ehli eğitimcilerle sosyal medyadan duyuru yapılarak rehberlik programları yapılabilir mi diye sormak istedim. Öğrencilerin bu dönemde her türlü olumlu desteğe ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Ayrıca önemli bir konu daha ÖSYM bu yıla özel 180 puan barajını 170 e ve TYT sınav süresini 30 dak uzatarak çok olumlu bir karara imza atmış oldu.
06.05.2020 13:32
Merhabalar gönüldaşlar, 2018 yılının sonu 2019 yılı tamamında insanlar ile sohbetlerimde mevcut iktidarın ekonomi paketleri , yargı ve eğitim reformları pekte halka istediğini vermemiş hatta bazı iktidar seçmenini bile parti arayışına soktuğunu görmüştüm. zaten bunun doğal sonucunu da yerel seçimler de hep birlikte gördük. Deva partisi 9 martta kurulması ile ben dahil bir çok seçmenin dikkatini çeken bir hareket oldu, sayın başkanlarımızın da belirtiği gibi 60.000 üye başvurusu yapıldı. Birçok sanal ortam da anketler paylaşılıyor ve beklenildiği gibi olmayacağı vurgusu yapılıyor ama neden sanırım işin aslı tamda beklenildiği gibi olması lakin oranlar çarpıtılıyor bir nevi algı operasyonu da diyebiliriz. İnsanlar ile sohbetlerime geri dönecek olursak evet güzel ama ne yapacaklar diğerlerinden farkları ne olacak diye geri dönüşler alıyorum. yani insanlar bizden ciddi anlamda bir beklenti içinde ama temkinliler. Hazır halktan böyle güzel enerji alıyorken siyaset günün bir parçası diyerek iletişim kurduğumuz tüm insanlar ile parti tüzüğümüzden bahsetmeliyiz göreceksiniz beklediğinizden çok fazla olumlu sonuçlar alacaksınız. Saygılarımla,
06.05.2020 11:41
Türkiye toplumu artık bağırıp çağırıp siyaset yapılmasını istemiyor , bu toplum artık yoruldu. Tehditle , gerginlikle siyaseti kaldıramıyor. Sadece toplumda değil , ekonomide hassaslaştı , birileri çıkıp konuşuyor tüm Türkiye bundan zarar görüyor. Biz artık uzmanı olmadığı konu hakkında konuşmayan , liyakate dayalı olmasını istiyoruz. Herkes bildiği konuda konuşursa halkta örnek alacak bilmediği konu hakkında konuşmayacak. Malesef bilgisizliği başka şekilde yenemeyiz. Uzman olmayan yöneticiler yanlışlarında ısrarcı olduğu sürece toplumumuzda aynı fikirde olacak , yanlışlarında ısrarcı olmaya devam edecektir. Sn. Babacan ve yol arkadaşları bu konuda rüştünü ıspat etmiş kişilerden oluşuyor. Bizlerde uzman olduğumuz konularda elimizden geleni sonuna kadar yapmaktan imtina etmeyeceğiz.. Güzel günler yakın , Deva...
06.05.2020 11:36
öneriler PArti programınızı okudum ve bana göre faydalı işlerin yapılasmının istendiği ve problemlerin çözümü yönünde etkin politikaların oluşturulmak istendiği bir yapı kurulmasının hedflendiğini gördüm. Ekonomi ve kurumları ile ilgili Ali Babacan Byefendinin bugüne kadar yaptıkalrını her zaman takdir etmiş ve bu konuda Türkiye'nin kurtuluşunun mimarı olacağına dair en ufakbir şüphem yoktur. Ve bu konuda benim söyleyecek veya öneride bulunmahadsizliği yapmam olası bile değildir, Ancak , özellikle toplumsal konularda programınızın genel ifadelerle ve farkınızı ortaya koyabilecek spesifik konularda radikal ve problemler ortaya çıktıktan sonra nasıl çözümleriz değil, bu problemlerin ortaya çıkmasını tamamen ortadan kaldıracak ve daha hükümete bile gelmeden dar bölgede çözülmesi konusunda naçizane düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim. 1- Adalet için ; çağdışı bir uygulama olan karakolların boşaltılması ve kaldırılması , bunun içinde ; a) hakimlerin tek seferde karar vermesini sağlayabilecek bir yapının kurulması , b) suç unsurlarının bitirilmesi, , c) bunun için insnaların suç işlemesine sebep olacak ortamın oluşturulması, ç) suç işleyen biri bu suçu işlemek istediği için işler , suç işleme isteğini , yalan söyleme isteğini aklına bile getirmemesi için aklının ve bedeninin boş kalmaması yeterlidir. d) Bunun içinde en küçük yerel yönetimlerin kontrolünde bulunan bir yapısal reforma ihtiyaç vardır. e) Bu konuda mahalle bazında herkesin üretime katkı sağlayacak ve başka bir boş vakti olmayacağı bir yapının kurulması, f) bu konuda adalet sisteminin en küçük yerel yötetimlerin kontolünde sağlanması ve bu konuda yetkinliğin oluşturulması, g) bunun içinde gerekli aşamaların ayrıntılı olduğu bir planlamanın yapılması için karar verilmesi
06.05.2020 10:41
Yeni oluşumun, Ekonomi, hukuk, özgürlük ve liyakat gibi konularda etkin ve kalıcı çözümler getireceğine inancım tamdır. Partinin bir takım konular da çok çetin sınav vereceğini düşünmekteyim. Genel başkan ve kuruculardan bazılarının daha önce iktidar partisinde siyaset yapmasından dolayı, partinin kendisini ifade etmesi hususunda önyargıyı kırmasının zor olacağı kannatindeyim. Bu önyargıyı kırmak için, iktidar partisi ile organik bir bağının olmadığını, ülkenin her bir bireyine bıkmadan , usanmadan parti politikasını anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Kurucuların farklı bölgelerden , farklı etnik kimlikler den ve farklı dünya görüşüne sahip olmaları, sinerji oluşturma adına problem yaratacak mıdır?Her ne kadar ortak payda ülke sorunları olsa da, iktidar olduktan sonra oluşacak farklı istekler çatışmaya dönüşebilir mi? Bu çatışma ortamında kayıplar verilebileceği, parti hedefinden sapmalar olabilir mi? Bu konu ile ilgili önümüzde çok iyi bir örneğin, iktidar partisinin olduğunu düşünüyorum. Aynı hatalara düşmeden değişen şartlara göre konumlanmayıp , her bölgenin , her etnik grubun isteklerine çatışma ortamı yaratmadan hassas olup buna göre hareket ederek saygı göstererek aşılacağı inancındayım . Teşkilatma kısmında ağırlıklı olarak iktidar partisinin küskünlerinden oluşmaması gerektiğini , farklı kesimlerden , yeni isimlerle ve en önemlisi genç , dinamik kişilerden oluşması gerektiği kanaatindeyim. Çıkılan bu önemli yolda elimizden geldiğince Ülke menfaatlerini en önde tutarak partimize faydalı olmaya çalışacağız.
06.05.2020 05:35
Merhaba öncelikle tüm vatan sevdalılarına selamlarımı iletmek isterim . Malum ülkemizde salgın bir hastalık baş gösterdi ve bu durum tüm dünyada olduğu gibi bizdede çok büyük etkiler yarattı. Sağlık bakanımızın durumunu biraz kendime benzetiyorum . Lise yıllarımda sınavdan bir gün önce sabahlara kadar ders çalışıp , kan çanağı gözlerle sınava girip geçer not alamamak .Bildiğim kadarı ile Covid-19 komşu ülkelerimizde görüldüğünde sadece Ankara’da tek merkezli test yapılıyordu . O zamanlar Türkiye geneli test yapabilmek için bir çalışmamız olsaydı belkide sınavı daha iyi bir not ile geçmemiz mümkün olabilirdi. Tabi sayın bakanımızdan yinede allah razı olsun . Şu anda açıklanan verilere bakıldığında hiçte fena gitmiyoruz. Özellikle sokağa cıkma yasağının ilerlemenin durmasında büyük bir rolü olduğuna inanmaktayım. Fakat o konudada geç kaldığımızı düşünüyorum. Sağlık bakanımızın her açıklamasında bu sefer ilan edilecek diye beklerken , iç işleri bakanımızın akşam saatlerinde yaptığı açıklamayla ülkece büyük bir şoka girdik ve herkesin dilinde aynı şey böyle sokağa çıkma yasağımı olur ? Neyseki iç işleri bakanımız istifa etti ama kabul görülmedi akabinde sosyal medyada suçlu marketlere giden halk oldu ve bu konu kapandı. Kısacası deneme yanılma yöntemi ile sistemi kurduk .Acaba biz neyi bekledik ? Madem bu sokağa çıkma yasakları uygulanacaktı neden en başında yapmadık ? Bunları sormadan edemiyorum. En başında 20 gün sokağa çıkma yasağı verip bayramlarda 10 gün yerine 4 er gün tatil yapsaydık ,hafta sonları mesai yapsaydık daha faydalı olmazmıydı ? Neyseki olan oldu açıklanan veriler doğru ise yakın zamanda sağlığımıza kavuşacağız inşallah. Şimdi asıl sınava geçiyoruz . Bundan sonra ne olacak ? Aylardır kapalı olan esnaf kendini toplayabilecek mi ? Bu esnaflar kiralarını ödeyebilecek mi ? Bu esnafların yanında çalışan insanlar bu süreçte çektiği kredileri ödeyebilecekler mi ? Yaşayıp göreceğiz. Her derdin bir DEVA sı vardır. Allah Türk milletini korusun .
06.05.2020 04:51
Partimizin logosu çok güzel ve anlamlı.Çok iyi bir metafor kullanılmış üzerine düşünülmüş.Fide ve cansuyu...Toprak ülkemiz olacak fide ise Deva Partisi..Su damlası yani can suyu ise çalışmalarımız , emeklerimiz olacak.Mavi renk ise güveni temsil ediyor..Sayın Başkanımız Ali Babacan ve Deva Partimize güvenip, çalışıp ürettiğimiz her adım gelecek nesiller adına yeşeren birer fide olacak..Logoyu tasarlayan düşünüp bulan emeği geçen herkesin yüreğine sağlık...
06.05.2020 04:29
Herkese selam benim görüşüm Bu ülke hemen hemen hiç bir partiye 18 sene iktidar vermemiştir koalisyonlar gördük sene sürmedi iktidarlar gördük ömrü dolmadan seçime gidildi ona rağmen bu kadar özelleştirme olmadı ülke çok kötü durumda bile devülasyonlar da bile bu kadar özelleştirme olmadı 18 sene iktidar da olacaksın özelleştirme adı altında bir çok kurumu özelleştireceksin buradan gelir elde edeceksin bir çok yol köprü vs. Yap işlet modeli ile yapılmasını övüp hazineden bir kuruş çıkmıyor diye övgüyle bahsedeceksiniz ama geldiğimiz nokta hazine boş olduğunu okuyoruz ve duyuyoruz bu ülke bunları hakketmiyor eskiden fabrika sahibleri ilk on sırayı alırdı şimdi bu denge bozuldu bankalar girmeye başladı çok anlamam ama bu şunumu gösteriyor faizle yaşıyoruz geleceğimizi mi yiyoruz vatandaş olarak gırtlağımıza kadar faize bulaşmış vaziyetteyiz faizin haram olduğunu söyleyenler de dahil biz nereye gidiyoruz
06.05.2020 02:53
Toplulukların düşünce ve icraatları, bireylerin zamana ve şartlara göre değişen düşünce ve icraatları gibidir. Maalesef güçsüz bireylerin iç dünyasında yaşamış olduğu bastırılmış duygular, bireyin güçlenmesi ile daha rahat ortaya çıkmaktadır. Gücünün gercek sahibini tanıyamayan ve kontrolünü sağlayamayanlar, zamana ve şartlara göre farklı karekterler sergilerler. Bu nedenle topluluk hareketlerinde esas düstur, zamana ve şartlara göre değişmeyecek ilkelerin belirlenerek özümsenmesidir. Bununla beraber zamana ve şartlara göre değişebilecek ilkelerin de deklare edilmesi bireyler ve topluluklar arasında güven teşkil edecektir. Aksi halde yaşanan acı tecrübelerden kaynaklanan güvensizlik diyalog ve ilişki zincirinin zayıf halkası olacaktır. Değişmemesi gereken ilkelerin başlıcaları inanç/dil/ırk/cinsiyet farketmeksizin yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, eğitim/sağlık/ekonomik alanlardaki özgürlükler olmalıdır. Maalesef, ülkemizdeki mevcut yönetimin bu ilkelerden taviz veriyor olması, toplumumuzun idarecilerine bakışını çürütmeye başlamıştır. Peki neden mevcut yönetimin kabul görme oranı hâlâ yüksek derseniz, başta belirttiğim gibi baskılanmış duyguların şartlara göre değişmesinin tezahürüdür. Belirtmek istediğim bir diğer husus ise siyaset ile asıl gaye, insani değerlere sahip çıkma olmalıdır.
06.05.2020 02:39
İktidar artık yapamayacak hal aldı dolaysıyla işsizlik Turizmm çiftçilik çökmüş durumda Güne bir söz birakmak istiyorum “Eğer bir devlet çıkıp dilencilik ediyorsa vay o devletin milletin haline” Allah o milletin yardımcısı olsun
06.05.2020 02:35
Mevcut partiler yalnızca kendisine seçme olarak gördükleri kitlesini elinde tutmak için böl-parçala-yönet yöntemiyle bu milleti bölmüş durumda. Halbuki bu topraklardaki herkes bu topraklar için büyük bir zenginlik ve bu zenginlik olmadan bir olamayız. DEVA partisinin bütün kitleler için birleştirici güç olacağına inanıyorum.
06.05.2020 02:29
Türkiyenin içler acısı durumunu gördükçe içi kan ağlamayan tek bir vatan evladı yoktur. Burada yazılan görüşlerin çoğunu okudum herkes içi kan ağlarcasına birşeyler anlatmış fakat çoğu yazı şikayet içeriyor. Herkes şikayetçi olduğu rahatsızlık duyduğu durumları getirmiş, bu da bir görüştür elbette sonuçta şuan fikirlerimizi serbestçe ve özgürce ifade ettiğimiz bir flatform oluşturulmuş bu platformda yazılanlara saygı duymak gerekir bende yazılan herbir cümleye saygı duyuyor birçoğuna da katılıyorum. Burada ifade etmek istediğim asıl konu; şikayetler değil de fikir ve tavsiyelerin biraz daha dile yoğunlukta olması güzel olurdu. Sonuçta karşımızda ülkeyi müreffeh seviyelere çıkarmayı vaad eden yeni bir parti var, Gelin hep beraber el ele verelim ve bizim de çorbada tuzumuz olsun dercesine yardımcı olalım, fikir üretelim, tavsiylerde bulunalım ve ülkeyi el birliği ile olması gereken konuma getirelim. Şikayet edilen konuları dillendirmek yerine nasıl çözeceğimizi yazalım. Şahıslara ve söylemlere takılıp kalmadan sadece çözüme odaklanalım. Ben burada yazı yazan birçok insandan daha gencim daha toyum ilgiyle takip edeceğim herbir yazıyı, ve almam gereken herbir iyi fikri de alacağım. Umarım çok güzel çözüm önerileri çıkar da benim gibi herkes yaralanır. Bu platformu bize sağlayan DEVA partisi ailesine de teşekkürlerimi sunarım, başarılar dilerim
06.05.2020 02:11
Hükümet avrupa ve amerikaya uçaklar dolusu yardım malzemesi gönderdi. Abd ye yazılan mektupta türkiye ve abd nin muteffik ortak olduğu yazıldı. Demekki biz artık dış güçlerle muteffik olduk. Dost olduk. Zannediyorum bir dahaki secimde dış güçler turkiyeye karşı gibi sözler artık söylenmeyecek. Çünkü biz bu dış güç denen ülkelere zor günde yardım ettik ve onlarda bize teşekkür ettiler. Artık dost olduk. Öyle degilmi.
06.05.2020 01:09
Neden ali babacan ve neden deva Ülkemizin savaş politikalarından vazgeçip ekonomi politikalarına yönelmesi için. Komşu ülke ve kardeş milletler ile sınırlarımızın tekrar açılması ve kardesligimizi pekinlestirmek için. Emekli memur ve işçilerimizi enfilasyona ezdirmemek refah içinde yaşamalarını sağlamak için. Korku ve baskıyı yıkıp özgür iradeyi tahsis etmek için bende ali babacan ve deva diyorum
06.05.2020 00:57
61 yaşındayım,Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve müslüman bir anne,babanın çocuğu olarak dünyaya gelmiş bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve bir müslümanım.Yaşamım boyunca Sosyal demokrasi fikrini savundum ve C.H.P.sine oy verdim.Dini vecibelerimi bi hakkın yerine getirebildiğim de söylenemez.Fakat Allah biliyor ya içimde ki boşluk,tatminsizlik ve ümitsizlik hissi hiç bir zaman yok olmadı.Ta ki 09.Nisan.2020 sabahı Fox TV de yayımlanan Çalar Saat programında tamamen tesadüf eseri sayın Ali Babacan'ı dinleyene kadar.Kısıtlı bir program içerisinde çok spesifik konulara temas etme imkanı olamasa da kalbimle beynim arasında bir köprü kurulduğunu hissetmeme yeterli oldu.Siyasetin sadece insan için yapılacak bir eylem ve insanların huzur ve refahı için yapıldığında anlamlı olduğunu dile getiren insanların varlığı umudumu artırdı.Bundan sonra ne kadarlık ömrüm kaldığını bilemem ancak içimde uyanan ümit ve huzurun mutluluğunu hissetmek bile bana yeter.Yolumuz açık olsun.
06.05.2020 00:34
Tüm gençlerin ümidi olan bir siyasi parti doğdu yıllar sonra Türkiye'de genç bir lider ve ilk gününden itibaren özellikle ülkenin gençlerine umut olan bir siyasi oluşum bu ülke için çok iyi bir atılım yaşandı. Şimdi sıranın bizlerde olduğunu düşünüyorum bu ülkenin gençlerinde gerçek demokrasi için mücadele vakti geldiğine inanıyorum.
06.05.2020 00:20
Bence artik devam edilecek yol kalmadi yola devam degik yolu degistirmeye tamam demek daha iyi bir tercih olacak. Yeni bir yol buduk yoldan çekilin artik dertlere deva olmaya geliyoruz.
05.05.2020 23:48
Merhabalar Genellikle serbest kürsüde üzerinde çalışmalar yaptığım yerel yönetimler ile ilgili paylaşımlar yapıyorum. Bu gün çok daha genel ülkemizin genel siyasi iklimi ile bazı şeyler söylemek istiyorum. Çok kısa ve özetle söylemek gerekirse şu an ülkemizde hem hükümet hem muhalefet bize nasıl siyaset yapılmazın örneklerini bir bir sergiliyor. Hiç biri diğerinden aşağıya kalmıyor. Halkımız bu iki basiretsiz yönetim gücü arasında sıkışmış talihsizce olanları izliyor. Ülkenin siyasi gündemini her iki güç içinde paralı ve/veya gönüllü trolller , kalemler belirliyor. Şu an ülkemizde siyasi açıdan bir akıl tutulması , diğer ifade ile bir fetret dönemi yaşanıyor Bunun neticelerini ise halk herşeyiyle ödüyor yıllardan beri gelen feraseti ile göğüslemeye çalışıyor?Peki bu daha ne kadar devam edecek? Bu halk için birşeyler yapmanın,bu fetrey devrini sonladırıp yükselişe geçmenin zamanı gelmedi mi? Akılcı merkezi yönetimi ile çözümcül yerel yönetim anlayışlarıyla, çözüm üreten , refahı arttıran,bolluk bereket sağlayacak, her alanda huzur getirecek, en önemlisi halkı mutlu edecek bir siyaset dili bir siyaset hareketinin gereği bir çığ gibi artıyor,artmakta. Bu köhneleşmiş anlayışları sona erdirmenin tam sırası değil midir? Sessiz çığlıkları duyacak olan Deva Partisi ;tüm kararlılığı, tüm çalışma azmi ile artık Türkiye'ye yepyeni bir siyasi alternatif olacaktır, olmalıdır. Bunun için tüm evrensel değerleri bir kutup yıldızı varsyarak halkın mutluluğu, ülkenin refahı ve gelişimi için kararlı olmak, çok çalışmak zaruriyettir. Başka bir ülkemiz yok. Başka Türkiye yok. Türkiyemizi vatanımızı ve bu ülkede yaşayan tüm yurttaşlarımızı hakettikleri yaşamı, mutluluği ve refahı sağlamamız gereklidir. Yepyeni bir siyasi dil,yepyeni projeler,yeni anlayışlar getirmeli ve bunları sürdürülebilir kılmamız ödevimizdir. Herkese saygılarımla, hepberaber sağlıklı ve mutlu günlere.
05.05.2020 23:43
Herkesi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum bazı TV programlarında reelde, somut olarak ve halkın içinde nerede Deva partisi diye soranlar var onlar inşallah bu yazdıklarımı okur ben Ordu da esnaflarla iç içe olan birisiyim piyasayı az çok biliyoruz ve bazı yatırımcılar diyorki şimdi yatırım yapılmaz gidiyor dolar altın alıyor dükkan fabrika açmıyor sebebini soruyoruz karanlık önümüzü göremiyoruz diyorlar iş yeri açık olanlarda borçları yüzünden açık tutuyor eleman al işçi çalıştır diyoruz ben olanı çıkartmaya çalışıyoruz diyorlar eline tl geçen dolar altın alıyor ve sonuç işsizlik durum hiç iyiye gitmiyor Ali Babacan başkanımızın dediği gibi dahada kötüye gitmeden bir dur demek lazım onun için gençler ve Türk milleti bu yazıyı okuduğunda şapkasını önüne koyup düşünsün Türkiye hepimizin bir Türk genci olarak ceddimizin bize emanet ettiği toprakları yabancıya satmamak için elimizden geleni bir an önce yapalım Ali Babacan başkanımızın liderliğinde Deva partisine destek verelim önce insan Allah yolumuzu açık etsin sağlıkla hoşçakalın
05.05.2020 23:32
Merhaba değerli Deva Partisi gönüllüleri ve yazdıklarımızı okuyan tüm insanlar, öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, Ülkemizin gerçekten bir birine saygı ve sevgi besleyen yurttaşlara ihtiyacı var. Kendisi dışında her yapılan yorum ve eleştiriden, ortaya atılan fikirlerden, rahatsız olan bir toplum haline getirildik, öncelikle bu durumun kalkmasını canı gönülden istediğimi belirtmek isterim. Benim Demokrasi ve Atılım partisine katılmamın sebebi ülkemizin her gün kötüye giden ekonomik şartlarının ve daralan piyasalar içerisinde insanların daha da yoksul hale geldiğini gördüğüm ben ne yapabilirim fikriyle ilk defa bir partiye daha doğrusu Deva Partisine üye oldum. Tek merkezden tüm birimlere yapılan atamaların ve hiçbir istişare yapılmadan sadece bir kesimi ilgilendiren kararların alınması beni derinden yaralamıştır bu sebeple Sayın Genel başkanımız Ali Babacan'ın her konuda istişare vurgusu beni çok etkilemiştir ve ekonomide toplumun tüm kesimlerinin kabul ettiği bir başarıya sahip Sayın Ali Babacan'ın Ülkemizi ekonomik anlamda ve toplumun refahı yönünde çok iyi yerlere getireceğine canı gönülden inanıyorum, Partimizin bana vereceği görev ne olursa olsun toplumun refahı için çok çalışacağım. Serbest kürsü olması münasabeti ile bizlere yazma fırsatı veren tüm Deva Partisi kurucu üyelerine teşekkür eder hepinize saygı ve selamlarımı sunarım teşekkürler.
05.05.2020 23:07
Ülkemizin şuan 29 buhranını yaşamaktadır.Uluslar arası para birimimiz sürekli değer kaybetmektedir.Devülasyonla mücadele içerisineyiz.MB yalnış politikaları ve sürekli para basması yüzünden enflasyon yaşanmaktadır.İthalat ve ihracat durma noktasına gelmiş. Dış ticaret açığımız artmış,Gsyh düşmüştür.Virüsun ve doğal afetin yarattığı yıkımda cabası.Köşeye sıkışmış gibiyiz.Sürekli enflasyonla mücadele ediyoruz.Orta gelir tuzağının sürekli gerisine gidiyoruz.Tasarrufa dayalı politikalar uygulanmalı devlet destekli teşviklerle üretim artırılmalı.Kriz dönemde sürekli üretim yapılmalı üretim yapılmadan ilerlememiz mümkün değil çünkü halkın refah seviyesi çok düşük.Teknolojik açıdan hala ilerlemiş değiliz.Teknoloji olmadan ilerlemek mümkün değil. Üniversitelere sıkıştırılmış binlerce işsiz genç mezun olduktan sonra işsizler ordusuna katıldı.Yalnış politikalar yüzünden işsizlik oranları çogaldı.Ekonomik engeller ortadan kaldırılmalı.Yeni ekonomik modeller benimsenmeli.Yeni ve parlak bir gelecek için Ali Babacan.
05.05.2020 21:54
Salgın verileri sevindirici.Lakin Virüsün seyrinide (enflasyon işsizlik rakamlarında vb yaptıkları gibi) normalleşme takvimine uydurdular gibi.🙂ama inşallah bilim veya kader acı hükmünü icra etmez.
05.05.2020 19:41
Kabul edelim 18 yıldır ikdidar çok başarılı. Demokrasi ile yönetiliyorsak Değişim Demokrasinin olmazsa olmazidir. Devleti yönetenler mutlaka degişir. Başta İstanbul ve Ankara büyüksehir Belediyesindeki değişim olmak üzere ikdidarın kaybettiği belediyelerin getirdiği hazımsızlık Türkiye Demokrasisi için hiç de hayırlı değil. Demokraside kalıcı ikdidar yoktur. Mutlak lider yoktur. Her şartta değişim olması gereken. Bu Deva partisi için de geçerli. Bu ikdidar gitmeli denilince neden sadece darbe akla geliyor? Demokraside, darbede kalıcı ikdidar da olmaz.
05.05.2020 18:00
Notlarım ve Değerlendirmelerim 2 (Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İlber Ortaylı, Kronik Kitap,5.Baskı Eylül 2018,İstanbul) • Sivillerle iletişim, felsefe, tarih, coğrafya, edebiyat, mühendislik, matematik • Cumhuriyet seferberliktir. • Türk toplumunun aşırılığı sevmediği aşikardır. Temelde tutucu, kalıpları belli bir toplumdur ve bu kalıplar içinde değişimi sever. Bu yüzden de bir saplantısı yoktur, kendine göre bir mobilite ( sosyal hareketlilik ) biçimi vardır. • Cumhuriyet devamlılıktır. • Devletçilik : Bürokratik hegemonyadır. • Türkiye işlenmeyen araziler ülkesidir. • Seçim başarısından çok kitlelerin reaksiyonu daha önemlidir. • İdealleri için can vermeye hazır insanların arasında fikir ayrılıkları her zaman olur. • Her toplumun yenilenmesi gerekir. Yenilenme olmadan hiçbir kurum yaşayamaz. • Matematik+Hukuk+Tarih= toplumda sistematik düşüncenin, tarih şuurunun ve ulusal kimlik anlayışının oluşması • 1926 Hukuk devrimi yılıdır. ( Medeni Hukuk + Kadın hakları) • Kadının toplum hayatındaki yeri • Kurumların ve kadroların bilinçli ve ılımlı bir ayıklamadan geçirilmesi zaruri hale gelmiştir. • Demir yolu kullanımının ve altyapısının geliştirilmesi • Ağır sanayiye geçiş = Tarım hasılası biriktirmek • İslami zırh çok incedir. • Osmanlı Devleti topraklarını kaybettikçe Osmanlı padişahları hilafete dört elle sarıldı. • Yalan söyleyerek dünyanın öbür ucuna gidersin; ama geri dönemezsin. ( F. M. Dostoyevski ) • Muhalefetle uzlaşı sorunu • Demir yolunun ulaştığı noktalar, arkeolojik merkezler • Hayat derli toplu kanunlar ve nizamlar çerçevesinde devam etmelidir. • Ordunun teknolojisi ve teknik kapasitesi • Türkiye’de ideolojik ve kültürel hayat gerilemektedir. • Türkiye etnik bir gerilim çıkmazına girmektedir
05.05.2020 14:01
Notlarım ve Değerlendirmelerim 1 (Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İlber Ortaylı, Kronik Kitap,5.Baskı Eylül 2018,İstanbul) • Devlet insanı, politikacı veya siyasetçi mi olunmalı • Hukuk hayatında ve kültürel alanda yapılan değişimlerin önemi • Anadolu halkına mutlaka Deva Partisi’nin amacı ve vizyonu anlaşılır şekilde izah edilmelidir. • Okullaşma ve endüstrileşme • Koordinasyonel eşgüdüm • Organizatör ve bütünleyici bir yönetici olabilmek • Eğitimci ordusu ve sağlık ordusu • Tahripkar bir milliyetçilik anlayışının zararları • Kendi başına ayakta duramayan bir erkek veya kız çocuk, arzu edilen bir toplum üyesi değildir. • Bürokrasideki üslup kaybı • Örgü ve inşa anlayışı • Parti militanlığı her türlü işbirliğini ve aklı ortadan kaldırır. • Rüşvetin yayılmasında maaş azlığının etkisi • Siyasetçilerdeki mazeret politikası • Etkin örgütlenme yeteneği ve savaşçılık • Politikaların içinde diplomasiyi bilen ve kullanan kuvvet olmak gereklidir. • İstihbarat hizmetleri her daim önemlidir. • Donanmanın kuvvetli olması askeri kabiliyet için gereklidir. • Makineleşme, ücretli işçilik, toplumsal değişme • İstikbal ve istiklal için kuvvetli hükümetler olmalıdır. • Milli ekonominin kalkınması esnasında dış borçlanma ve yabancı sermayenin politik baskısına dikkat edilmelidir. • Opera, bütün sanatların ortaklığıdır. • I.Dünya Savaşı enflasyonist bir para politikası yaşattı. • Belirli bir plan, değerlendirme, stratejik öngörü • Etkili propaganda yapanların takibi • Ortadoğu’daki istila alanları ve son durumları • Diplomatik ilişkiler ağının oluşturulmasının ve diplomasinin çok önemli bir silah olduğunun farkına varılması • Hukukun dışına çıkmayan organizasyonlar • Din eğitiminin kapasitesi ve kalitesi, din görevlilerinin niteliği bir toplum için fevkalade önemlidir. • İnkilap rejimleri gelecek nesillere önem verir. • Bitmeyen münakaşalarla işlerin yürümeyeceği kesindir. • Piyade sayısı, topçu sayısı, mekanize nakliyat gücü ( Ordu)
05.05.2020 13:58
Gündemden düşen en önemli sorunumuz Suriye ve beraberinde oluşan-oluşturulan açmazlar ve çıkmazlardır. 2011 Mart ayından beri süre gelen Suriye sorunumuz bataklığa dönüşmüş durumdadır. Hareket etme kabiliyetimiz oldukça sınırlıdır. Mevcut siyasi akıl ile bu bataklığın içinden ne yaparsak yapalım çıkamıyoruz...Sorun belli olmasına rağmen çözüm aşamaları havanda su dövmek olmamalıdır. ABD’nin ve Rusya’nın izlediği politikalar ulusumuzu ve sınır komşularımızı satranç tahtası yerine koymaktan ibarettir. Toprak bizlerin, oyunun taşları başkalarına ait… Hamle hakkınız olmayan bir oyunu daima kaybedersiniz. Suriye-İran-Irak-Azerbaycan ve Türkiye arasında kalıcı bölgesel ittifaklar ile siyasi açmazlar ve çıkmazlar bertaraf edilecektir. Daha sonrasında ise ekonomik kalkınmalar ile ittifakların vazgeçilmezliği perçinlenecektir. Bu bölgede yaşayan milletlerin refah seviyesinin artması elzemdir. Artık rasyonel değerlendirmeler yapılarak ulusal ve uluslararası siyaset dengesinin oluşturulması gerekmektedir. Kaybeden, bekleyen, umut bağlayan , belkilerin dillerden düşmediği siyaset anlayışı kabul edilemez. Sağlıcakla kalın.
05.05.2020 13:17
Tüm okuyucuları sevgi, saygı ve hürmet ile selamlarım… Öncelikle; bizlere özgür ve bağımsız bir vatan bırakmak için hiç bir karşılık beklemeden sevdiklerini ve canlarını bir kenara bırakıp vatan mücadelesi veren başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, bu vatanın büyümesi ve gelişmesi için taş üstüne taş koyan bugün hayatta olmayan memleket sevdalılarına ve son zamanlarda dünyada ve memleketimizde yaşanan Covid-19 küresel salgında yaşamlarını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allahtan rahmet dilerim. Demokrasi ve Atılım için çıkmış olduğunuz bu meşakkatli zorlu yolda başarılarınızı canı gönülden desteklediğimi ve oluşan bu hareketin bir parçası içinde olmanın heyecanını içimde yaşamakta olduğumu belirtmek isterim… Zor bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde, şimdi birlik ve beraberlik olma vaktidir. Bu yüzden tüm toplumu kucaklayan, ötekileştirmeyen ve ayrışma yapmadan hep beraber gelecek kuşaklara güçlü bir memleket bırakmak için belki de şu an birlik ve beraberliği sağlamak için daha fazla canla başla çalışmak olduğunu düşünenlerdenim. Dileğim ve arzum; Bu güzel memleketimiz içinde yaşayan tüm insanların, birinin diğerine egemenliği olmadan hak ve özgürlükler içerisinde demokrasi sınırları içinde geleceğinden endişe duymadan herkesin bir arada iyi bir hayat içerisinde yaşamasıdır. Geçmişi ve bugün yaşananları değerlendirdiğimizde, Demokrasi ve Atılım için çıkılan bu yolda şimdi yeni bir heyecan ve sayfa açma vakti gelmiş olduğudur. Benim de bu harekette bir nebze katkım olabilirse ne mutlu. İnanıyorum ki; şu an bu düşüncede bulunan birçok insanla bu paydaş içinde olduğumuzu tahmin ediyorum. Yarınların bugünden çok daha iyi bir gelecek olduğunu inanan memleket sevdalılarını bu inanç içinde bir araya gelmesidir. Bu duygu ve düşünceler içerisinde olup, herkese sevgi ve saygılarımı sunar vatan ve millet adına hayırlı olmasını dilerim… Mimar Kamil Savaş Günbeyaz
05.05.2020 09:54
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir sistemdir. Bu sistemle ülke yönetilemez hale gelmiştir, dünya üzerinde görülmemiş nevi şahsına munhasır bir Türk tipi yönetim tarzıdır. Bu sistemle demokrasiyi yanyana koyamayız, bu sistem kendisiyle birlikte otokratikleşmeyide beraberinde getirmiştir. Kamu yönetiminde benimsenmiş bir çok ilkeylede ters düşmektedir örneğin kuvvetler ayrılığı ilkesi, idarenin bütünlüğü ilkesi, hesap verebilirlik ilkesi ve başka ilkelerle kurallar bütünü olan yeni yönetim tarzıyla bağdaşmamakla birlikte, merkezi yönetim ve yerinden yönetimler arasında otrokratikleşmenin getirdiği bir tıkanıklık durumu meydna gelmiş ve bir çok problemide beraberinde getirmiştir.Ben bu mevcut hükümet sistemiyle Türkiye’nin yönetilemeyeceğini düşünenlerdenim, bir an önce bu mevcut sistemin değiştirilip daha demokratik bir parlementer sistem veyahut dünya üzerinde uygulanmış ve başarıya ulaşılmış, yıllarca siyasilerin ağzında pelesenk olmuş muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmış ülkelerden karlılaştırmalı yönetim yapılarak ve çok iyi analiz edilmiş Türkiyede uygulanabilirliği olan daha demokratik bir sistemin oluştırulaması gerektiğini, mevcut problemlere akla ve bilme dayanarak çözümler bulunması gerektiğini ifade eder saygılarımı sunarım…
05.05.2020 09:20
Öncelikle Deva Hareketinin kuruluşunun ülkemize ve biz genç nesillere hayırlı olmasını diliyorum. Hareket diyorum çünkü bu oluşum bir siyasi partinin ötesinde ortak akıl hareketi olmalı genç ve dinamik insanların çoğunlukta olması da bunu gösteriyor. Ben üniversite mezunu işsiz bir vatandaşım. Benim üniversitede KYK dan kredi alan öğrencilerle ilgili önerim olacak. Üniversitede verilen kredilerin ödemeleri mezun olduktan iki yıl sonra değil de düzenli bir işe başladıktan bir yıl sonra herkesin kendi bütçesine göre ödeme planı yapılarak geri ödenmesi yapılmalı ben kredi almadım burs aldım fakat birçok öğrenci arkadaşımız mezun olduktan sonra kredi borcuyla karşı karşıya kalıyor işsizlik durumu da zaten ortada. Birde eğitimle ilgili önerim olacaktı eğitim kalitesini yükseltmek için eğitimci kalitesini yükseltmek gerek, bu konuyla ilgili öğretmenler beş yılda bir sınava ve mülakata alınarak kendilerini geliştirip güncel hayata uyum sağlayıp sağlayamadıkları evrensel eğitim kriterlerine adapte olup olmadıklarını kontrol ederek eğitimci kalitesi artırılarak eğitimde kalite artışı sağlanabilir ayrıca ilkokul eğitimindeki ders müfredatlarına: iletişim, diksiyon-hitabet, toplumsal ahlak kuralları dersleri eklenerek ve bu derslere ağırlık verilerek kaliteli insanlar yetiştirebiliriz. Ergenlik dönemindeki öğrencilere uzmanlar aracılığıyla cinsel eğitim ve gelişim dersleri ve seansları verilerek ilerleyen yaşlarda aile ve çevre etkisiyle önceden bastırılmış cinsel güdülerden doğacak cinsel taciz ve istismar olaylarının önüne geçilebilir. Umarım ülkemiz gençlerine ve çocuklarına yarınlarına sahip çıkar ve gerekli değeri gösterir. Saygılarımla.
05.05.2020 06:07
Merhaba öncelikle hayırlı olsun, başarılar, kolaylıklar diliyorum. Elimden geldiğince sayın genel başkanı ve çok değerli parti yetkililerinin haber program ve paylaşımlarını takip ediyorum, heyecan ve umut verici, ülkem adına tükenmişlik sendromu yaşarken çocuklarımız için mutlu hülyalara dalıyorum. Çok güzel idealler ve bazı ülkelerindeki yüksek standart özgürlük, adalet, demokrasi, hoşgörü, refah ölçütlerinden bahsediyorlar. Güzel, renkli bir ekip, temiz, nezih iyi niyetli farklı görüşlü insanlar. Tamda korkum burada ortaya çıkıyor. Bu ürünün Ortadoğu'da pazarı olur mu? biz böyle olmayı niyette söylemde istiyoruz ama iş fiiliyata gelince hiç bir kesim iyi örnek olamadı, nasılsınız öyle yönetilirsiniz. Ak parti de benzer idealler ile ortaya çıktı, bir müddet iyi bir sınav verdi ama sonrasında malûm, ben burada ak parti'nin toplumu değilde toplumun ak partiyi dönüştürdüğünü düşünüyorum, kötü dönüşüme çok açık olmaları ayrı bir konu. Burada iyi bir emniyet sistemi kurma gayretinizi görüyorum ama bu idealleri içselleştirmemiş bir teşkilat toplum sistemi aşmak için her zaman yol buluyor. Özellikle başka partilerden geleceklerin de mevcut hastalıkları taşıyarak deva değil de dert olmaları ayrı bir endişem. Diğer bir endişem ise siyeset finansmanı yaklaşımınızın realitesinin mümkün olup olmadığı. Bu endişelerimi ifade etmekle beraber sayın Babacan ve ekibinize güveniyorum, ideallerinizi paylaşıyorum. Elimizden geldiğince, ilkelerinizden ayrılmadığınız sürece destek olacağız, bir derde deva olabilirsek ne mutlu, yolunuz açık olsun.
05.05.2020 00:19
"Bir damla bir damla daha iki damla etmez, daha büyük bir damla eder"(Andrey Tarkovski) "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine"(Nazım Hikmet Ran) "kesin mat yok / iyi oyun vardır sadece"(İlhami Çiçek) Durum tespiti; 1- %51'le Yürütme (Hükümet) organı tek kişi sandıkta belirleniyor, 2- Her yıl 400.000 ölüm, 1.200.000 doğum oluyor, 3- Gençlerin çoğu kararsız, yaşlı seçmen statükocu, 4- Gazete ve TV'lerin tercihlere etkisi hızla azalırken, sosyal medyanın etkisi hızla artıyor, 5- Ekonominin gidişatı sebebiyle, Post Truth ve popülizm etkisi azalacak gibi görünüyor. Ne Yapmalı; Bir derede iki kez yıkanılmaz, 1950-1983-2002 tekrar edilmeyecek sanırım. Rüzgarda hareket hedefe taş atarken, hem hedefin hareketini hem de rüzgarı iyi hesaplamak lazım. Parlamenter siyaset kültürü kavramları devre dışı. Eski paradigmanın kavramlarıyla, ne yeni gerçekler kavranabilir ne de yeni toplumun dili yakalanabilir. Bağıran birini, daha iyi bağıran birinin yenebileceğini düşünmüyorum. Sakin ve kendinden emin duruş (Ali Babacan duruşu) büyük avantaj olacak, gürültü günlerinde. Üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok. Neden? Çünkü; iletişim kuramayacağımız, ortak payda oluşturamayacağımız, çözümün parçası yapamayacağımız kimse yok. Toplumu yatay okumak şart. İşsizlik sorunu; iç anadolunun, kürtlerin, alevilerin, dindarların, sekülerlerin, işçilerin sorunu değil, bütün yurttaşların sorunu. Toplumun tamamının mutabık kaldığı sorunları boş kağıda yazsak, nelerse o. İşi olanı işsizlik rahatsız etmiyor mu? Mahkemelere yolu düşmeyeni, adalet seviyesi endişelendirmiyor mu? Sonuç odaklı düşünmek ve hareket etmek bizi yozlaştırabilir. "Ne pahasına olursa olsun" değil, "Türkiye toplumuna zarar vereceksek başarılı olmayalım, ilkelerimiz ve taahhütlerimiz çerçevesinde yürüyelim, sonuçtan sorumlu değiliz, yürüyüşten sorulacağız" demeliyiz. Şahsen ben öyle yapıyorum. DEVA Partisini, ilkelerini, hedefini, üslubunu destekliyorum, safımı belli ediyorum. Kayda geçsin.
04.05.2020 23:50
facebook da deva partisi diye fan sayfa kurmuştum acayip biragabet var abi millet deva ya güveniyor iktidara geldikten sonra elektirik üreten trafo kuralım bunları dış ülkelere satalım yani vatandastan vergı almadan cark dondurmenın bı yolunu bulalım halk market kuralım tamamen devletın kurdugu en dusuk fıyatlara mıllete satsın devlet elektırık trafolarından elde ettıgımız gucu ulkelere satalım halktan 1 kurus vergı almadan bu ulkeyı kalkındırmanın yollarıonı bulmak lazım bu ülkenin devası deva partisidir
04.05.2020 23:13
Sn. Nihat ERGÜN beyin Karar TV.de vermiş olduğu beyanatlarından dolayı tebrik ediyorum. Son derece müstefid oldum. Düşüncelerimize tercüman olmuştur. Söylenmesi ve yapılması gereken her şeyi açık açık en doğru biçimde ifade ettiğini düşünüyorum. saygı ve sevgilerimle Başarılar dilerim. CD
04.05.2020 23:12
Hayırlı akşamlar herkese selamlar saygılar..Son günlerde sıkça duyduğumuz birşey var gerek sosyal medyada gerekse bazı meclislerde Adalet ve Kalkınma Partisinden ayrılıp yeni parti kuran veyahut partiyi aktif olarak desteklemeyen herkese bir hain damgası yapıştırılıyor.Şunu merak ediyor ve soruyorum acaba kim 2002 yılına göre yolundan sapmış durumda? Doğu Perinçekle kolkola girenler doğru yolda diğerleri hain öylemi? Akpartiye kapatma davası açtıranlarla birlikte olanlar doğru yolda buna karşı çıkanlar hain öylemi?Milli iradeye karşı e muhtıra verenlerle birlikte hareket edenler doğru yolda bunu kaldıramayıp kenara çekilenler hain öylemi? Eşi kapalı olduğu için Sayın Abdullah Gül ‘ün Cumhurbaşkanı olmasını engellemeye çalışanlarla beraber olanlar doğru yolda buna karşı çıkanlar ise hain öylem mi?Bunun gibi bir çok örnek verebilir sayfalarca yazı yazabilirim ancak bu kadar şeye rağmen hain olunuyorsa evet bende bir hainim artık.Arkadaşlar Akpartinin sadece ismi aynı kalmıştır geri kalan herşey ise değişmiştir ve güç zehirlenmesi yaşamaktadır.Bunları buraya yazarken bile acaba diye düşünüyorsa insan özgürlüğün, düşünce özgürlüğünün sembolü olan parti kendini imha etmiştir.Demoktartikleşme adına atılan adımlardan bile bir mağduriyet durumu çıkartıp yeni partilere hain damgası vurulup kendilerine yeni bir seçim malzemesi çıkartmaya çalışılmaktadır.Var gücümüzle ülkemiz ve Deva Partimiz için çalışmaya herkesi davet ediyorum.Yazdıklarım şahsi görüşlerimdir Deva Partimiz veya şahıslarla ilgisi yoktur.Hayırlı akşamlar diler selamlarımı saygılarımı sunarım.
04.05.2020 21:49
Dün tv haberlerinde söylendi. Basın ozgurlugunde türkiye 180 ülke arasında 154. Sıradaymış. Basın özgürlüğü bir ülkenin demokrasisi için önemli bir konudur. Bu sıralama turkiyeye hiç yakışmıyor. Bir alman kuruluşu turkiyeyi demokratik olmayan ülkeler arasına yazmış. Yandaş kalemler almanları eleştiriyorlar. Yahu bir halimize bakın. Hükümeti eleştirenler hemen tutuklanıyor. Demokrasinin ne olduğunu bilmeyenler için bu normal görülebilir.ama siz konusu almanya olunca demokrasi kriterleri farklı oluyor haliyle. Türkiye nin bu durumlardan acilen kurtulması lazım. Biz burada ülke menfaatine olan düşüncelerimizi yazmaya çekiniyoruz. Turkiyenin yeni bir baslangica ihtiyacı var. Bu yeni başlangıç ancak deva partisi ile mümkün olacak.
04.05.2020 21:24
Bir başka önemli nokta da, daha önce 2002’den üzerine gidilen vesayet sistemi aktörlerinin yeniden kendisine zemin bulması oldu. Askeri ve bürokratik vesayet etki alanını genişletti ve bir şekilde iktidar ile ortaklık kurdu.Tüm bu olanlara karşın, muhalefet “Bu ülkede bir anayasa var, yasalar var, yönetmelikler var! demedi. Suçun ve suçlunun takibatını yapacak emniyet ve yargı ortadan kaldırıldı. Bürokraside sisteme adapte olarak yükselmek, yükselemiyorlarsa da görevlerine devam edebilmek ağır bastı. Zaten arkalarında onlara destek verecek bir yasama organı veya medya da kalmamıştı. Bu arada toplumun çok büyük bir bölümü iktidara olan desteğini sürdürdü. Çünkü 1) İslamcı-muhafazakâr taban, dini sadece fiziksel ibadete indirgeyen bir gelenekten gelmekteydi 2) Büyük bir menfaat ağı ile iktidara bağlanmışlardı. 3) Güçlünün yanında olmak daha güvenli hissettiriyordu 4) etik bir tutum alan bir güçlü muhalefet yoktu. Yani topluma doğruyu ve olması gerekeni söyleyecek bir muhalefet yoktu. Böylece normal şartların olmaması yeni normal şartları oluşturdu. Muhalefet, değişen sisteme birşekilde uydu. Bu yeni normal artık Türkiye’nin! Bu yeni normal hakkında en iyi bildiğimiz gerçek, öngörülemez bir devletle yüzyüze bıraktığıdır hepimizi. Bu anormalliklerin yeni normal olmasının nedeni, herkesin onlara alışmaya başlaması, onu kanıksaması, o anormalliklerin kurumsallaşmış olması. Bu kurumsal yapının değiştirilebilmesi yani yeni normalden normale dönüşün sağlanabilmesi hatta bununda ilerisinde çağın gereklerini karşılayan yeni bir yönetim anlayışının temellerinin atılması noktasında DEVA Partisi’ne tarihi bir görev düşmektir. Cumhuriyetin 2’nci yüzyılında 21.yüzyıla damgasını vuracak başarıların elde edilmesi, içinde bulunulan durumun doğru anlaşılıp tahlil edildikten sonra oluşturulacak çözüm yollarının inşa edilmesi ile ancak sağlanabilir. Muhafazakâr ya da merkez siyasetin, Türkiye’nin yeni dinamikleri, sorunları ve ruh hâli etrafında yeniden tanımlanması gerekmektedir.
04.05.2020 17:50
Normal şartlar altında politik ve ekonomik anlamda genel durum hakkında bilgi almanın yolları vardır. Bunların başında, siyasi karar alıcıların paylaştıkları bilgilerin medyada yer alması gelir. Politikanın şeffaf bir ortamda yapılmasının yanında, oyunun kuralları anayasal ve yasal çerçevedir. Yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkiyi de bu kurallar belirler. Gücü sınırlandırılmış iktidar, hem sistem içi hem de sistem dışı mekanizmalar tarafından denetlenir. Diğer bir ifadeyle, parlamento, yargı ve medya, iktidarın ne yaptığını ve ne yapmadığını gözlemler. Eğer yapılanlar yasalara uygunsa mesele yoktur. Elbette yasalara uygun olan tasarruflar da eleştirilebilir. Ancak bu eleştiriler politiktir. Ancak yasalara uygun olmayan tasarrufların eleştirilmesi politik bir mevzu değildir. Bu nedenle partiler üstü olarak ele alınır. Eğer bir yürütme unsuru (cumhurbaşkanı, kabine, bakan vs.) anayasa ve yasa dışına çıkarsa, denetlemeye takılır ve anayasal-yasal sonuçlarına katlanır. Yukarıdaki kritik ibare “normal şartlarda”. Türkiye’de uzunca zamandır normal şartlar hüküm sürmüyor. Oyunun kuralları dışına çıkılalı çok uzun zaman oldu. Gezi Parkı olayları sonrasında başlayan demokrasi erozyonu, sonrasında peşi sıra yaşanan olaylar mevcut sistemi tümüyle sonlandırdı ve hiçbir sistematiği olmayan Başkanlık Sistemi gibi bir garabete yol açtı. Yargının yürütmeden bağımsız olmasını gerektiği halen yürürlükte olan 1982 anayasasında apaçık ifade edilmiş olmasına rağmen buna müdahale edildi. Yürütülen yolsuzluk soruşturmalarına yapılan müdahaleler, bu soruşturmaları akamete uğrattı. İkinci aşamada, medya bertaraf edildi. “Normal şartların” ortadan kalkması böyle oldu. Burada kritik mesele, muhalefetin tutumuydu. Muhalefet bu olan bitenleri bir iktidar mücadelesi perspektifinden okudu, ona göre de hareket etti. Muhalefetin siyaset üretememesi olaya hak, adalet, hukuk perspektifinden bakmaması iktidar savaşının bir aparatı gibi görmesi bu sürecin tuzu biberi oldu.
04.05.2020 17:46
Başkanlık sisteminden önce Bimer diye bir şikayet merci kurulmuştu. Yargnın askeri ve sivil Bürokrasinin kendi içinde derinlikleri vardı. Vatandaş mağduriyetini Bimerle aşmaya çalışıyordu. Başkanlık sisteminden sonra Devlet içinde bütün derinlikler sona erdi. Baskan Devlet yönetimine tamamen hakim. Şimdi de Cimer var. Cimerle Bimer hiç aynı olur mu kimi kime şikayet edeceğiz? Hele birde şikayetler artmışsa o zaman bir sistem sorunumuz yok mu? Madem Askeri sivil bürokrasi yargı şeffaf değildi vatandaşın işi görülmuyordu o halde Devlet yapılanması hesap veren şeffaf bir yapıya kavuşturulması gerekmiyor mu? Başkanlık sisteminin kendi vesayetini kurması Demokrasimiz de düşünülemez. Deva Partisinin yapacağı çok iş var.
04.05.2020 15:23
Resmi gazete artık sadece birkaç yönetmelik ve çeşitli ilanlardan ibaret oldu. Ne ihalelere yer veriliyor ne de diğer resmi bilgilere yer veriliyor. TBMM'de keza çalışmaz halde. Vatandaş olarak çok gücüme gidiyor. Ve gün geçtikçe karanlık kuyu dibine doğru gidiyoruz. Geleceğe dair umut ve hayallerimiz de kayboluyor. 1920'den bir asır sonra iki asır gerideymiş gibiyiz.. Allah sonumuzu hayretsin inşallah....
04.05.2020 10:36
Hoşgörü ve medeniyetlerin beşiğin den selam olsun.Demokrasi adına en büyük atılım DEVA partisini kurmakla başladınız.Adaletin,güvenin ,ve ekonominin teminatı olan görüş şiarıyla bütünleşen bir oluşumu canı gönülden taktir ve tebrik ediyorum .Korkunun bize sunacağı tedirginlikten başka bişey degildir.Oysa cesaret güvenin teminatı olan doğru yolda ilerlemeyi saglar.Bizler dogru bildigimiz hz. ömerin adeleti fatih sultan mehmet han cesaretinden ayırma.
04.05.2020 09:59
Merhaba Türkiye de 2010 itibariyle roman açılımı olmuş 5 milyon olan nüfus geçen zamana rağmen çoğalmış olup geçmiş de chp nin yanlış politikasından dolayı Akp nin roman açılımı ile oy potansiyelini kazanmış oldu. Gelinen nokta da gerek akp de gerekse chp de roman vekiller olmuş fakat topluma karşı gereken çalışmalar yapılmadığından dolayı iki partiye de roman vekil arkadaşlara güven kalmamıştır. Sayın Mehmet beye de ifade ettiğim gibi Roman toplumu güvenilir toplumun sorunlarına çözüm olacak yeni sayfa da yer verilecek sorunlara çözüm odaklı deva olacak başlangıç istenilmektedir. En son kocaeli eski il başkanı galiba Huseyin yusuf beyin romanlar ile yaptığı açıkla akp ye olan roman sevdasını bitirdi. Türkiye de gerek roman dernekleri gerekse roman toplumunu Deva partisine kazandırmak için hazır olduğunu ifade ederim usta asker resmi geçitte belli olur . izmir değil Türkiye de Roman toplumu adına örgütleme ve çalışmalar da hazır olduğumu bilmenizi isterim
04.05.2020 07:07
Saygı değer Türk Milleti, Bizim benimsemiş olduğumuz ilkelerden birisi dostluktur. Dostluğun anlamını unuttuğumuz şu dönemde, size dost ve kapanmayan yaranıza DEVA olma amacı ile adım atıyoruz. Biz tüm şeffaflığımız ve son gücümüzle mücadele edeceğiz. Bu gün yaşanılan sıkıntılar ortada. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi' nde dediği gibi "Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır." Bu sözlerini esas alarak hem ülkemizin yönetilme şeklini hemde barışcıl davrandığı ve diğer ülkelerle dostluğu tekrardan kazanmış bir ülke seviyesine getireceğiz. Düşünce özgürlüğünün tekrar kazanıldığı, ifade özgürlüğünün ve adaletin herkese eşit sağlandığı bir düzende ilerleyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Sayın başkan Ali Babacan önderliğin de atılan bu adımları tüm şeffaflığı ile sizlerin huzurunda atacağımıza müsterih olunuz. Biz sizlerin gülümseyen yüzlerinizden destek bulacağız. Sonuç şudur ki; biz size DEVA oldukça sizin de yüzleriniz hep gülsün. Güvenle, adaletle ve özgürce yaşadığınız günler diliyorum. Biz Hazırız!
04.05.2020 05:40
Selamın aleyküm merhaba ;Öncelikle hayırlı uğurlu olsun kazasız belasız yolculuklar yeni kurulan partide hepinize saygılar sevgiler sunuyorum . Videolarınızı tv programlarınızı severek keyifle takip ediyorum Ali Bey;Çok mücadeleler verdiniz veriyorsunuz her zaman sizi severek merakla özlemle heyecanla izledik tv lerde çok küçük yaşımdaydım şimdide aynı sevgi ve iyi niyetle sizleri takip ediyorum. GÜLEN YÜZÜNÜZ HER DAİM OLDUĞU GİBİ NEŞELİ VE ŞEFKATLİ MUTLU HUZURLU OLSUN OLUN. Uzun yıllardır türkiyenin önde gelen firmasında çalışmaktayım, geçimimi, yaşantımı sağlıyabilecek kadar sigortam ve maaşım olursa,geriye dönük haklarımı bırakıp hali hazırda uzun zamandır çalıştığım işimi bırakıp Sizlerle Çalışma Fırsatı İsterim.
04.05.2020 04:54
Merhaba Hukuktan, adaletten, liyakatten ve birçok konudan bahsediliyor ama en temelde ve hatta en tepede unuttuğumuz birşey var; Bilim. Bizim asıl hedefimiz bilim yapmak olmalı. Bilimin öneminin olmadığı veya anlaşılamadığı bir ortamda hiçbir konuyu sağlıklı bir şekilde tartışamayız ve çözüme kavuşturamayız. Popülist söylemler artık bir yere kadar, gerçeği görmemiz gerek artık. Bunun için bilimin ne kadar önemli olduğunu hatırlamamız ve gözümüzü doğa bilimlerine ve en çokta uzay bilimlerine çevrimemiz gerekiyor. Ama bilim yapabilmemiz için gerçekten özgür bir ortamımızın olması gerekiyor. Dini, milliyeti, etnik köken gibi kimliklerimizi bir kenara bırakıp bilim gömleğini hepimizin giymesi lazım. Bırakalım artık kürdü-türkü, milliyeti, dini, cinsiyeti. Bu kavgalar artık boş ve yersiz. Zamanı geçti tüm bunların ve artık daha fazla bunları tartışarak vaktimizi boşa harcamayalım. Dünyada insanlar başka gezegenlerde yaşamayı konuşuyorlar, bunun üzerinde çalışmalar yapıyorlar. Bugün uzay konusunda ciddi bir yatırım, ciddi bir çalışma yapmazsak, 30 yıl sonra Mars'a giden insanların arkasından yalnızca iç geçirerek bakacağız. Biz bilimi ön plana alalım, cehaletten kurtulunca diğer tüm sorunlar doğal olarak düzelecek zaten. Son tahlilde, ben bu anlamda bir partiyi ilk defa kendime yakın ve pozitif buluyorum. Ancak bu uzay konusunda partinin ve genel başkanın hiçbir açıklamasını duyamadım malesef. Eğer bu konuda da çalışmalarınız varsa yakından takip etmek isterim. Umarım bu hedef ve ilkelerle daha aydınlık günlere erişiriz. Teşekkürler.
04.05.2020 03:02
Bu gun haberlerde izledim. Bu gun dunya basin ozgurlugu gunuymus. Tv haberlerinde soylendigine gore dunyada 180 ulke arasinda turkiye 153. Siradaymis. Allaha sukur bizden daha geride ulkeler varmis. Bence turkiyenin yeni bir baslangica ihtiyaci var. Bu yeni baslangic ancak deva partisiyle mumkun olur.
03.05.2020 22:37
Ne demiş Mevlana “günün adamı değil hakikatın adamı olun “ bu sözü doğrularcasına yola çıkan sayın genel Başkan Ali Babacan, önderliğinde ki DEVA partisi Türkiye cumhuriyeti nin yoluna ışık tutacağını ve ülkenin kangrenleşen sorunlarına çözüm getireceğine canı gönülden inanıyorum ve bu ailenin bir üyesi olup terimin son damlasına kadar bu çatıda mücadele etmeyi elzem görüyorum. Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz inşallah hep birlikte elele verip bu günleri aşacağız .Burdan bir Çağrı yapmak istiyorum vatandaşlarımıza çocuklarımıza güzel bir gelecek ve yaşanabilir bir ülke bırakmak istiyorsak gel DEVA’ya derman olalım yurda şiarıyla herkesi bu kocaman aileye davet ediyorum.Herkesi canı gönülden selamlıyor sayın genel Başkan’a saygılarımı sunuyorum. Endişeniz olmasın başkanım siz doğru yolda devam edin biz arkanızdayız saygılar
03.05.2020 20:08
Daha önceden de gönüllü olmak için başvuru yapmıştım. Konya/Selçuk Üniversitesinde okumaktayım. Konya'da da teşkilat çalışmaları yapabiliriz, zaten çoktan başladık. Uzun zamandır da parti üzerine düşünüyorum. Bir istişare partisi olduğumuz için haddim olmadan bazı önerilerimi yazacağım. İnsanlara anlattığımızda genel başkanı tanımadıklarını ifade ediyorlar, lakin tanıyan kimseden de kötü yorum almadık bugüne kadar. Yani insanlara ulaşabilirsek, kalplerine girebiliriz, şu an herkes yeni kana ihtiyaç duymakta. Benim bilhassa dikkatimi çeken konulardan şu anda doğu bölgesinde geride olduğumuzu ve "Ana Dilde Özgürlük" dememize rağmen en zor ilerleyeceğimiz bölge olduğunu düşünüyorum. Kürt vatandaşlar ile ilgili fikirler sunup, kişilerle özellikle çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mesela Mücahit Bilici gibi kişiler olabilir. Diğer taraftan Ali Babacan gayet isabetli olarak Popülizm yapmadan ilerliyor. Lakin Türkiye'de slogan atmadan çok büyük kitlelere ulaşmak çok mümkün görünmüyor. Bu noktada özellikle Cemil Meriç'in "Bu ülkede Sağcı-Solcu yoktur, Namuslu-Namussuz vardır." tarzı sözler ile genel ahlaki değerlerde birleşme vurgusu yapılması gerekli olduğunu düşünüyorum. Bir diğer konu PR çalışmalarında "Menderes Üslubu" ve "Özal Vizyonu" gibi kelimelerin kitlelerde büyük heyecan oluşturacağını düşünüyorum. Zaten Özal benzetmeleri sürekli gelmekte. Bütün ülkeyi kucaklamaya devam edersek geriye sadece erken seçim için dua etmek kalıyor. Beklenildiği üzere 2021 yılında seçime gidilirse partimizin ilk seçimde %30'ları göreceğini düşünüyorum. Allah doğruluktan ayrılmamayı nasip etsin. Bu arada sizlerden haber beklemekteyiz.
02.05.2020 22:04
Deva partimiz bütün davasıyla hayırlı sayın başkanımız Ali BABACAN'A gönülden inanıyorum ki bu yolda halkına doğru işine dürüst olucağına inandığım bu yolda devanın içinde yer almak istiyorum saygılarımla.
02.05.2020 09:59
Allah'ın selamı üzerinize olsun kıymetli kardeşlerim.Allah bizim yaptığımız olan davamızdan ilerleme sürecinin kesintisiz olarak devam ediyoruz.Biz Kendi partimize ve davamıza kıymet vermesek sonbahar yaprağı gibi kopup dagılırız.Allah Kur'an'ı Kerim'de müslüman müslümanın kardeşidir biz Müslüman olarak birliğimizi birliğimizi korursak inanın kardeşlerim kısa zamanda çok yol alırız. Teşkilat ve teşkilatlarımız bizlere kıymet ve değer eksikliğini hissetmesinler. İnşallah milletvekillerimizde olacak belediye başkanımızda olacak.yeterki birbirimize sarılmak ve kardeş olmak gerekir.Allahın rızasını kazanmaktır davamız derdi olana deva olmaya geliyoruz.
02.05.2020 03:55
Merhabalar Allah’ın izniyle ülkemize deva olucak bir siyasi parti oluruz görev verılsede verılmesede sayın babacanın yanındayız
02.05.2020 02:37
Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyetimizi kurduğu günden bu yana ilk defa "Nefret" üzerinden siyaset yapılıyor. Muhaliflere "FETÖ'cü,PKK'li,Terörist,Ümmeti bölüyorsunuz" diyenler en büyük bölücülüğü bu söylemlerle yaptıklarının farkında bile değiller. Twitter trolleri ile yargı'dan medyaya her türlü kurum yönetilir hale geldi. Bu zor zamanda yeni bir parti kuran Sayın Ali Babacan'ı bir CHP'li olarak kutluyorum, tarih kişileri yazmaz, kişiler tarih yazar! Bu zor zamanda her türlü iftiraya, hakarete göğüs gelerek kurulan bu hareket tarihi yazmıştır, bundan yıllar sonra insanlar Demokrasi'nin galip geldiğini, hakaretlerin yenildiğini görecek ve Demokrasi için mücadele eden insanları yazacak! Bütün demokratların birleşmesi gereken bu zor günlerde DEVA Partisine elimizden geldiğince yardım etmeli, basının susturduğu yerlerde sahip çıkmalıyız. Artık mesele parti meselesini geçmiştir, bütün demokratlar bir olup, birleştirici söylemlerle halkımızı bir araya getirmeli içerideki ve dışarıdaki düşmanlara birliğimizi göstermeliyiz.
02.05.2020 01:33
Öncelikle herkese hayırlı ramazanlar ve 1 Mayıs Emek Bayramınız kutlu olsun...Yıllardır destek verdiğimiz hükümet son dönemde 5 yıl gibi bir sürede geliş ilkelerine aykırı bir tutum içindedir.Özgürlüğü kısıtlayarak , hukukun gücünü hiçe sayarak ve basın özgürlüğü gibi demokrasinin en gerekli yapıtaşlarından birini hiçe sayarak ilkelerine ayrı düşmüş ve yoldan çıkmıştır.Ekonomiye ise hiç değinmek istemiyorum zaten herşey ortada.Mevcut hükümet 2002 yılında göreve gelmeden önce kendisine yapılan baskıları şuan kendisi uygulamakta ve güç zehirlenmesi yaşamaktadır buda sonunun geldiğinin göstergesidir seçmen artık elini masaya vurup alternatif arayışındadır.Bu alternatifde umuyorumki DEVA PARTİSİ olacaktır.Gerek ilkeleriyle gerekse vizyonuyla Türkiye’nin tüm sorunlarına gerek sosyal gerek ekonomik gerekse hukuksal çözüm getireceğine inanıyorum..Daha önceki yazılarımda sosyal medyanın gücüne değinmiştim.Deva Partisi bilindiği üzere her kesime hitap eden merkez bir parti bunun için eski bir hükümet destekçisi olarak çok farklı kesimlerden insanları partiye davet etmemiz gerekir diye düşünüyorum.Bunların başında ise Prof. Dr. Özgür Demirtaş var.Bu ismin çok farklı bir kitlesi ve popüleritesi var entellektüel anlamdada donanımlı birisi..Kendisini inanın tanımıyorum PR’ını filanda yapmıyorum sadece beyin fırtınası yaparak bulduğum bir isim.Kendisinin Deva Partisine katılması sosyal medyada güzel tepkilere yol açar diye düşünüyorum.Yazdıklarım tamemen şahsi nacizane fikirlerimdir.Ülkemiz ve partimiz için üretmeye düşünmeye çalışmaya devam edelim.Hayırlı günler dilerim.
01.05.2020 14:33
Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihine baktığımızda, yer yer içeriklerin demokrasiden yana olduğu görülmüş olsa da, maalesef işleyiş bakımından onlarca anti demokratik uygulamaya şahitlik edilmiştir. 100 yaşına yaklaşan Cumhuriyetimizin, sağlam adımlarla yüzyıllara ulaşması ve hem bölgesinde hem de küresel ölçekte örnek ve lider ülke haline gelebilmesi için bütün yurttaşların ve siyasî partilerin çabasına ihtiyaç vardır. Ülkemizin basın özgürlüğü, temel hak ve hürriyetler, gelir dağılımı, inanç özgürlüğü, yerel ve genel yönetimlerde şeffaf ve hesap verebilir bir anlayışın tesisi konusunda gerek Cumhuriyet tarihinde gerekse günümüzde ne yazık ki eksikleri olmuştur. Tarih boyunca siyasî iktidarı ele geçiren gruplar, zaman içerisinde muhafazakârlaşmış ve kendi sırtlarını statükoya dayayarak yönetmeyi mübâh görmüşlerdir. Bilhassa ülkemiz için bu durumun sayısız örneği olduğu dönemler vardır. Gerçek bir demokrasi talebinin dünyada yaşayan halklar için elzem bir ihtiyaç olduğu, özgürlüklerin ve saygının yok edildiği ülkelerde buna olan refleksin, yine dikta rejimleri tarafından gerek şiddetle gerekse darbelerle bastırıldığı bir gerçektir. Ülkemizin siyasî, ekonomik, düşünsel ve inançsal sorunlar yaşadığı, ifade özgürlüğüne hasret kaldığı bu günlerde, derde derman derde deva olmaya gelen bir yapılanmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan'ın önderliğinde, bütün parti çalışanlarımız ve kadrolarımız geleceğin Türkiye'sini inşâ etmek için çalışmaktadırlar. Sorunlarımız belli olup, tedavimizin gecikmeden başlatılması şarttır. Deva, hastalığa ve sıkıntıya iyi gelecek ilaçtır. Deva Partisinin, bütün ülkenin yüzünü güldürmeye ve dil, din, mezhep, ırk, renk, cinsiyet, statü farkı gözetmeksizin halka hizmete kendisini feda edeceğine inancım tamdır. Bu ülkede işçi ve okuyamayan çocukların olmaması, kadın cinayetlerinin son bulması, emeklilerin ve emekçilerin hak ettikleri bir yaşamı sürdürebilmeleri ve toplumun bütün kesiminin geleceğe umutla bakması temennim.
01.05.2020 05:03
İçinde bulunduğumuz, şartların hepimiz açısından çok ağır olduğu zorlu karantina sürecinde partimizin, başta Genel Başkanımız olmak üzere tüm çalışanlarıyla Teşkilatlanma çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ettiklerini takip etmekteyiz. Öncelikle memleketimizin ve insanlarımızın daha umutlu yarınlara kavuşabilmesi adına, bu şartlar altında emek-yoğun çalışmalarına devam eden tüm yol arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Partimizin kuruluş ve teşkilatlanma sürecinin Corona gündemine isabet etmesi, yazılı ve görsel basında sönük kalmış bir girişim/zamanlama olarak nitelendirilmeye çalışılsa da, Genel Başkanımızın da ifadesiyle; parti kurmak, merkez ve yerel teşkilatlanmaları tamamlayabilmek uzun soluklu ve ciddi bir süreçtir. Bu sebeple bu durumun bir talihsizlik olarak görülmesini kabul etmediğim gibi, tüm dünyayı etkisine alan bu kaotik ve karmaşık durumun parti çalışmalarımıza proaktif bir düşünce tarzı katacağına olan inancımı da arttırdığını belirtmek isterim. Bu bağlamda içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde ve bu sürecin etkilerine bağlı olarak, eminim ki parti çalışanları kendi görev alanları içinde; tüm Dünya’yı ve dolayısıyla Ülkemizi yakından ilgilendiren; küresel risk faktörleri, küresel liderliğin el değiştirme durumunda izlenecek politikalar, ABD ve AB’nin süreç sonrası durumu, Çin’in küresel anlamda söz sahibi olma isteği, dünya ve ülke ekonomisinde yaşanacak küçülme ve daralmalar, güvenlik politikalarında değişmesi muhtemel paradigmalar, bioteknik çalışmaların kazanacağı önem, yaşanacak işsizlik, değişen yaşam şekilleri, sürecin insan psikolojisine etkileri vb. konularda yoğun bir mesai harcadıkları bir gerçektir. Merkezi teşkilatın bu yorucu/yoğun çalışma süreci içerisinde en azından İl ve İlçe Teşkilatlanma çalışmalarına destek vermek, düşünsel sürece dahil olmak ve katkı sunmak adına, görülmesi zor olanı gösterebilmek, yerinden bir öngörü sunabilmek için elimizden geleni katkıyı sunmaya hazırız. İyi çalışmalar.
01.05.2020 03:47
Tüm çalışmaları en başından beri yakından takip ettiğimizi (milletimizinde takip ettiğini) bilgilerinize ve dikkatinize sunuyorum. Devletim ve milletim için hayırlı gördüğüm destek verdiğim üyelik başvurusu yaptığım DEVA partisinden çok umutlu olduğumu ve heyecanladığımı gönül rahatlılığı ile ifade ediyorum. Bir kez daha daralan ve yozlaşan siyasetimizin DEVA partisi ile aşılacağına inancım tamdır. Teşkilatlanma sürecinde üzerimize düşen bir görev olursa gereken gayreti göstereceğiz inşaAllah. Allah yar ve yardımcınız olsun.
30.04.2020 23:37
Şu an ilçe halkı olarak, bağrımızdan çıkmış, kendini yetiştirmiş, siyaseten kirlenmemiş, duruşu, samimiyeti, yaptıkları ile ortada olan ve her haline gururla kefil olabileceğimiz hemşehrilimiz Ali BABACAN’ın Türkiye’yi yönetme cesaretine hepimizin destek vermesi ilçemiz adına vefa sorumluluğumuzdur. Selam ve dua ile kalın.
30.04.2020 21:54
HEMŞEHRİCİLİK (2) Köşe yazısı ; en tabandakilere bile duyuramadık. İçeridekilerin evrilmeleri, dışarıdan monte edilenlerin külhanbeyliği ve bürokrasi tabanının zulmü, Eyüp (AS)’ın duası gibi; “Şüphesiz ki bizler ve dava zarar gördü.” duaları ettirdi. Son bir umut “Asrın Ömer Adayları”na kalmıştı. Lakin ortada ne aday var ne de davanın ruhunu anlamayan bildik simalardan başka sima var. Şu an Türk Siyasi tarihine şahsiyeti ile damgasını vurmuş bir Ömer adayına umut bağladık. O aday bu davanın direksiyonunda bulunan “Dava Adamı”nın aracına omuz vermiş, dava adına 2001 yılından 2019 yılına kadar en kritik görevler de dâhil olmak üzere her görevi sadakatle ve başarıyla yerine getirmiş olan Ali BABACAN’dır. “Pek çok alanda yapılan uygulamalar ile inandığım ilke, değer ve fikirler arasında derin farklılıklar oluştu. Aklen ve kalben bir ayrışma yaşadım.” Cümlesi ile veda ederken aslında gelinen noktanın özetini dillendiriyordu. “Çıktığım bu yolda hiçbir maddi beklentim yok. Öyle olsa idi ailemim maddiyatı bana yeterdi” diyerek, Harunların Karunlaştığı sistemde samimi erdemini gösterdi. DEVA’da DAVA kardeşliğinin tesisi inşallah hemşehrilim Ali BABACAN’ın liderliğinde gerçekleşecektir. Şereflikoçhisar’ın aziz insanlarının coğrafyasından çıkmış böyle bir değeri bağırlarına basıp sahip çıkacağına inanıyorum. Zira Şereflikoçhisar halkı tavrı, duruşu, fikri, ideolojisi, sanatı, mahareti ne olursa olsun toprağından çıkan bütün değerlere hep sahip çıkmıştır. İlçemizin geldiği vahim durum ortadadır. BABACAN’lı yılları haklı veya haksız argümanlarla eleştirebilirsiniz. 20 senedir iktidarın ilçesi olma avantajlarının ne kadarını kullandık? Fırsatları değerlendirememe sebebimiz, BABACAN’lı yılların tüm ülke sorunlarıyla uğraşan Bakanın yoğunluğumudur? Yoksa ilçede başımıza getirdiğimiz siyasilerin beceriksizliğimidir? Öz eleştirilerimizi yaparak ilçe menfaati adına ortak aklı oluşturmak zorundayız.
30.04.2020 21:50
Saygı değer dava arkadaşlarım başta başkanımız sayın Babacan ve kıymetli kurul üyelerine ve il ve ilçe teşkilat arkadaşlara saygı ve sevgilerimi sunarım bu kutlu yolda ve kutlu davada yapacağımız en büyük amaç adalet ve hukuk isleridir Allah bizi böyle bir yolda dayim ve kayim etsin partimizin dediği gibi halkın derdine deva olmaya geliyoruz Allah'a emanet olunuz
30.04.2020 18:10
Deva partisinin ülkemiz ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ederim. Ülkemizin yaşamakta olduğu siyasi daralma ve tıkanıklık süreçlerinde bir nefes ve umut olduğunu belirtmek isterim. Parti kurucu kadrolarının ve sayın genel başkanımızın bu sorunların üstesinden gelebilecek bilgi, birikim, tecrübe ve vizyona sahip olduğu kanaatindeyim. İl ve ilçe teşkilat çalışmalarının katılımcı ve demokratik şekilde yapılmasını temenni ederim.
30.04.2020 16:21
Deva Partisinin bana göre en büyük icraatı Ali Babacan'ın Habertürke parti çalışmaları ile ilgili bilgi verdiğinde kendi adına oluşturduğu internet sitesinde gönüllü olanların müracaatıni almasiydı. İkinci en büyük hizmeti gönüllülerin serbest kürsüde görüşleri ifade etme hakkına sahip olması. Ayırım yok kayırım yok sizden yok bizden yok. Deva Partisi var ve gerçekten Deva Partisine inananların kendisini ifade edebilme fırsatı Serbest Kürsüyle var. Gönüllülük olmamış üye olmuş hiçbir anlamı olmaz. Mühim olan üyelik değil gönül birliğidir. Siyaset sadece ikdidardan ibaret değil. İktidar olmak için çetin yollarda gönül birliği olmadan gidilmez. Serbest kürsüyle de insanların kendini ifade etmesi tanıtmasi gerçekten partinin görüşlerini sindirip sindirmediğini görmek için büyük fırsat. Türkiye'nin en büyük sorunu liyakat olmadığı için insanların nufuzlarının, mevkilerinin çaplarindan büyük olmasıdır. Serbest Kürsü er meydanıdır. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol. Gönüllülük esasi Deva Partisi'nin sağlam gittiğinin göstergesidir.
30.04.2020 16:02
Koronavirusun her gun can aldigi ulkemizde binlerce is yeri kapanmistir. Ekonomik olarak insanlar zor durumdadir. Bu durumda herkesin herkese yardim etmesi lazimdir. Burada hukumetin yardim kampanyalari dogrudur ama yeterli olmuyor. Bu isin tek cozumu ulke olarak ekinomik yonden gelismemiz kalkinmamiz lazim. Uzun yillar yardimlarla milyonlarca insani yasatmak mumkun degildir. Ulkenin ekonomik olarak gelismesi ve kalkinmasi lazim. Deva partisinin basinda ekonomiden cok iyi anlayan bir lider var. Deva parisi bu ulkenin kaderini degistirebilir. Selam ve saygilarimla
30.04.2020 01:00
Sayın Ali Babacan abi ve çalışma arkadaşları, diye hitap efecegim,halk diliyle,abi, diyeceğim çünkü bir aile olalım,büyük bir aile olalım artık, abi kardeş,abla,anne,baba ,dede nine ,eskiden ebe derdik ,nedeni ise bu güne kadar hep,; şef ,reis,kral,baba,paşam,patron, müdür,şerif, ağa v.b kelimelerle çok hitap edilen bir sürü siyasetçi veya yöneticiler başımızdan eksik olmadı fakat size abi dememizin sebebi siz artık ekibinizle beraber bu millete bir abi olun bir kardeş olun bir abla olun, bu halkı sarıp sarmalayan derdine derman olan deva olan bir abi olun ,gelelim ülkenin durumuna ülke karmaşa içinde hâlâ bir siyaset ,politika (Siyaset veya politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.[1] Siyaset kelimesi Arapça Seyis (At Bakıcısı) kelimesinden türemiştir.).Anlatmak istediğim hâlâ boş işlerle uğraşan bir karmaşanın içindeyiz. Eski kafa siyaset ile içiçeyiz yol yaptım , çeşme yaptım,okul yaptım,hastane yaptım,v.b.seyler...bunlar zaten bir yöneticinin yapması gereken görevler,siyaset bu değil insan nasıl yetişir,siyaset insan yetiştirme sanatı dır, insanı ,insan gibi yetişdireceksin, insana değer vereceksin,insana sahip çıkacaksın, ülkemizde her ilde üniversitesi var ne işe yarar sadece diploma verir diploma ne işe yarar insan olmadıktan sonra hiç, tüm okullarda artık , bilim insanı, ilim insanı ,dünyaca ünlü üniversiteler ,ülkemizin geleceğine yön yeten bilinçli insanlar yetişmesi gerekiyor,eski bir hikaye var aklıma geldi, kısaca özet anlatıyım,Babası oğluna hep , oğlum sen adam olamazsın dermiş ,fakat oğlu evden uzaklaşmış başka diyarlara gitmiş bir beldeye sultan olmuş ve babasını görevlilerle zorla zorbalıkla,karga ,tulumba karşısına getirmiş ve babasına bak sen bana hep adam olamazsın demiştin ben sultan oldum demiş , babası oğlunu dinledikten sonra, oğlum ben sana sultan olamazsın demedimki,adam olamazsın dedim,demiş .Yani kıssadan hisse insanlar insan gibi adam gibi yetişecek ,insana değer verecek . çok ihtiyaç var.
29.04.2020 15:31
Merhabalar iyi çalışma dileklerimle.Birkaç öneride bulunmak ve bunu bildirmek isterim. 1.Şu anda var olan pandemi vakası sebebiyle iş yerleri kapalı programlı bir geçiş henüz netleşmedi bu konuda nasıl bir program izlenmeli konusunda parti yetkili birimlerince değerlendirmeler yapılması önemli. 2.Eğitim alanında özellikle özel sektör çok zorlu bir dönemden geçiyor. Bu konuda herhangi bir açıklamanız olmadı. Şunu biliyorum parti içinde özel eğitim sektöründen gelen okulculuğu iyi bilen parti yöneticileri var bu süreç ve sonrası için özel okulculuk nasıl bir yöne evrilecek. Görülen şu ki zaten bir kaç yıldır bu konuda okulların çok ciddi sorunları var okul sayısı, öğretmenlerin çalışma durumları, devlet desteğinin kesilmesi gibi. Ayrıca bu dönemde özel okulların telafi eğitimleri bunlarla ilgili süreçler konusunda reel açıklamaların yapılması çok önemlidir. Bu konuda herhangi bir açıklama henüz yapılmamıştır. 3.Yapılan ekonomik yardımlar konusunda halen işin özel bankacılık tarafında insanlar ciddi bürokrasi ile karşı karşıya kalmaktadır. Muhakkak belli şartlar olacaktır ama bankaların çalışma durumları istenen evraklar sürecin uzaması konusunda yine reel destekleyici açıklamalar yapılması çok önemlidir. 4. Pandemi sonrası Türkiye yi bekleyen süreç konusunda daha net tabloların aktarılması konusunda projelerin yetkili başkanlıklarca hazırlanıp sunulması. 5.Sahaya inme çalışmaları konusunda parti teşkilatlarının çalışma durumları ve gönüllülere ulaşmaları çok önemlidir. Bu konuda talep gönderen herkese ulaşılması bi o kadar önemlidir. Çünkü bu dönemde bu talep geliyorsa talepteki samimiyet istek ve çalışma isteği asla unutulmamalı ve fikrimce bu konuda çalışmak istiyorum diyen her bireye sesli bir şekilde ulaşılmalıdır. 6. Teşkilatlanma çalışmalarında genel başkan tarafından bahsedilen işinde iyi ve iyi insan kriterlerinin korunması baştan itibaren yapının sağlam kurgulanması açısından çok değerli söylemlerdir. 7. Yeni dönem için çalışmalarda başarılar.
29.04.2020 15:17
Diyanet-Baro tartışması kapsamında görüş bildirenler olmuş, olacak, olmalı. Bu konu kapsamında biraz daha devam edip bitireyim. Hemen başta söyleyeyim. DEVA’nın bu konuda kurumsal olarak suskunluğunu olumlu olarak anlamlı bulmaktayım. Gerçek nedir? Gerçeği bilenin bildirdiğidir. Gerçeği kim bilir? Önyargısız olarak bilimin önderliğinde inceleme, araştırma yapan bilir. Önyargı nedir? Doğruluğunu kontrol etmeksizin, doğru olarak kabul edilenlerin tümüdür. Önyargısızı nasıl tanırız? Kendimizin önyargısız olduğumuza kesin kanaatimiz varsa önyargısızı tanırız. Kendimizin önyargısız olduğumuza nasıl karar vereceğiz? “Benim düşüncelerimde, görüşlerimde, kararlarımda hatalar, eksikler, yanılgılar olabilir” diyebilme dirayetini, basiretini, cesaretini gösterebilirsek önyargısızlığa adım atmış oluruz. Karşı tarafı dinleyebilirsek gerçeğin 180 derece farklı olduğu iddiasını öğrenmiş oluruz. Karşı tarafı dinleyebilir miyiz? Önyargısız olduğumuzu kabul edersek karşı tarafı dinlemeye hazırız demektir. Toplumu yönetme veya toplumun kendi kendisini yönetmesine yardımcı olma isteğinde, azminde, çabasında olanlar önyargısız olarak herkesi, her kesimi dinlemek zorunda değiller midir? Öte yanda, toplumdaki herkesi, her kesimi dinleme ihtiyacı hissetmeyenler o topluma önder olmaya layık mıdırlar? Ankara Barosu’nun çıkışı ve diğer kurumların hemen Ankara Barosu ve benzer barolar için soruşturma açma teşebbüsleri nasıl neticelenecek bilemem. Temennim; genelde dinin ve hukukun, özelde İslam dininin ve Türkiye’deki hukuku temsil eden bazı grupların karşı karşıya gelmesinin engellenmesidir. Aksi takdirde insanlar arası kutuplaşmalar ivme kazanacaktır. Klasik tabir olan birlik-beraberlik söyleminin eyleme dönüşmesi ve gerçek birlik-beraberlik düşüncesinin ve eyleminin artması dileklerimle.
29.04.2020 10:37
Öncelikle değerli aydın görüşlü başkanımız Babacanı en kalbi duygularla selamlar başarılarımızın devamını dilerim. Sayın babacan ve değerli çalışma arkadaşları bu sıkıntılı günlerde biraz gündem dışı kalmaktadır ancak sayın babacan çeşitli vesilelerle kıymetli fikirlerini topluma bir ışık gibi sunmaktadır çabalarınız takdire şayandır tüm değerler ülkenin ortak mirasıdır kim ayrımcılık yapıyor ise bu toplumun fitnesidir sayın babacanın aydınlık zihninden bu fitnelere en güzel cevap olarak birlik adalet refah ve huzur ortamının mesajları çıkmaktadır değerli kardeşlerim bu ülke kimsenin babasının malı değil bu ülke her vatandaşının eşit söz sahibi olduğu bir vatan olmalıdır kimse şah sultan kral vesaire olamaz kimse ülkenin kaynaklarıyla klallar gibi semiremez caminin içi dururken dışına hoyratça varlıkları har vurup harman savuramaz kimse o bizden şu sizden deyip kayırımcılık yapamaz bu insanların maddi manevi olarak ülkeden kopuşunu getirir herkes bir ideolojiye takılmış gidiyor herkes topluma kendi ideolojisini empoze ediyor kadrolaşıyor köşeleri kapıyor temele iniyor ayarları bozuyor bu ülkenin sinir uçlarına dokunulması dengesinin sarsılmasına neden oluyor ileriki aşamalar ise meçhul bir yere gitmektedir bizimisteğimiz ise adalet huzur refah ve en önemlisi insanlıktır insan haklarıdır düşmanlık zalimlik gaddarlık bizden uzaktır biz müslümanız elhamdülillah fakat her görüşe saygılıyız kimseyi kınamayız her devir de zulüm olmuştur devletler insanlığa hizmet için kurulmuştur insanları devletin baş makamlarına seçilen kişilere hizmetkar veya köle olsun diye değil peki bunu nasıl başaracağız? ilk evvela devlette hizmet edenlerin kendilerini efendi kral şah vs görmelerini imkansız kılacak sadece orada bir memur olduğunu anlatacağız ve bunu anayasaya koymalıyız vatandaş saraylarda oturduğu zaman o memurlarda (devlette vatandaşı temsil eden ) kişi ve kişilerde saraylarda oturabilir kimse birilerini şatafatta yaşatma görevinde değildir bu dine adalete insanlığa sığmaz.
29.04.2020 09:31
TÜRKIYE'DE IKTIDAR SAHIBI OLSAM NE YAPARIM? 1. Vergi reformu. Ülkemizde dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden biri mevcut. Şöyle ki; Benle Ali Koç aynı vergiyi veriyoruz. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi servet vergisi getirilmeli. Asgari ücretten vergi alınmamalı. Vergi tabana yayılmalı. Sigara, alkol gibi bağımlı talep elastikiyeti sıfıra yakın ürünlerden alınan vergiler makul seviyeye indirilmeli. x 2.Eğitim reformu. Eğitim iktidarların yazboz oynayacağı bir alan değil. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi laik, bilimsel, ilerici eğitimin oluşmasını sağlarım, köy enstitülerini açarım ve tabi ki imam hatipleri kapatırım. 3.Terör sorunu. Kürt sorunu veya başka bir şey değil "TERÖR SORUNU" koşulsuz mücadele ederim ta ki son terörist etkisiz hale getirilene kadar. 4.Neo Keynesyen Ekonomi. Gelişmiş ülkelerde Liberal ekonomi başarılı olabilir ancak Türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde devletçi ekonomi mecburiyettir. Aslında Atatürk bu konuda örnek alınacak bir kişilik. Pragmatist, ne zaman ne yapılması gerekiyorsan onu yapmış. Çin'in Huawei modeli incelemeye değer. Çin yaklaşık 20 yıl boş yatırım yaptı boş yatırımdan kastım argeye kar düşünmeksizin yatırım yaptı. Yeri geldi zarar etti yeri geldi kopya çekti ama sonucunda Huawei dünyanın üçüncü büyük telefon şirketi. Huawei'de şirketin hisselerini sadece çalışanlar alabiliyor yani çalışan aynı zamanda patron. Bu model çalışanın çalışma isteğini arttırır. Türkiye'de bildiğim kadarıyla @isbankasi da bu modelle yönetiliyor. 5.Düzenleyici ve denetleyici kurumların oluşumu. Sayıştay, Danıştay gibi denetleyici kurumların etkinliğini arttırırım. "Yiyor ama çalışıyor" anlayışını tarihten silerim. 6.Devlet dairelerindeki israfı sıfırlarım. Kıçıkırık müdürler, daire başkanları Mercedeslere binemez. Külliyeyi araştırma enstitüsü yaparım.
29.04.2020 02:58
Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiği tarihten bu yana, yönetici elitler eliyle devlet ve millet arasındaki sahih bağ mütemadiyen erozyona uğratıldı. Birinci Dünya Savaşı’nda, devamı olan Kurtuluş Savaşı’nda bu toprakları yeniden vatan kılan halk, kültür devrimlerinin baskıcı uygulamaları dolayısıyla şehirlere sokulmadı, dinini yaşayamaz, dilini konuşamaz hale getirildi. Hak devlete küstürüldü. Dolayısıyla Türkiye’nin iç barışını sağlayıp milli bir dinamizm yakalamasının da önüne geçilmiş oldu. Devlet ve millet arasındaki bu itiş kakışmanın nihayet sona ermesi adına yeni bir soluk olacağınıza inancımız tam. Cumhuriyet, tüm farklılıklarıyla her ferde eşit olarak yönetime katılma ve yöneticileri seçme hakkı tanır. Devletin sağladığı güven ve özgürlük karşılığında millet, kamu otoritesi olan devlete karşı ödevlerini yerine getirir. Devlet ve millet arasındaki bağa DEVA olmanız dileğiyle.
28.04.2020 23:18
Herşeyden çok gençlere ulaşılması gerek. Gençlere ulaşmanın en büyük yolu da eğitim vaatleridir ve bu vaatlerin ekonomi ile doğru şekilde örtüşmesidir. Ekonomik olarak uzun vadede başarılı olmanın en önemli şartı geleceğin mesleklerine gençleri hazırlamaktır. Çünkü bugün var olan birçok meslek gelecekte olmayacak. Bunun için üniversiteleri revize etmek gerekmektedir. Üniversitelerde Gen Mühendisliği, Robot Teknolojisi, Nano Genetik, Yenilenebilir Enerji, Siber Güvenlik, Sanal Gerçeklik vb bölümlerin açılıp eğitim verilmesi şarttır. Türkiye'yi aydınlık yarınlara ulaştırıp eğitim ve ekonomi olarak güçlendirmenin tek yolu geleceğe yatırımdır. Gençleri bu şekilde kazanabiliriz. Saygılar
28.04.2020 18:37
Ana akım medyanın yok edilip merkez medyanın atomize olması kutuplaşmış toplumlarda her kutbun birbirine sağır, kör olmasından başka nedir ki? Kazananlar toplumu aşırı siyasallaştırıp bireyleri kutuplara ayıranlardır. Böyle bir durumda her iki tarafta istese de istemese de gerçeklerden kopuk yaşamaya mahkum olur. AMA sizlerin bahsettiği gibi DEVA ülkenin merkezinde bulunan bir parti olabilirse ve bugünkü gibi rasyonel olmaya söylemler içerisinde: iktidarı eleştirmektense, ülkenin içinde bulunduğu durumu anlatıp ne yapılması gerektiği konusuna odaklı bir çaba içinde olmaya devam ederse bu kutuplaşmadan etkilenmeyecek hatta o buzulları eritip TÜRKİYEYİ tekrardan birbiriyle kucaklaştıracaktır! İnanıyoruz...
28.04.2020 16:52
Diyanet başkanı eşcinselliği ve zinayı inanç geregi günah saydı diye Ankara Barosunun bu mikrobik ve Cagdisi açıklama diye tanımlaması inanç düşmanlığı olarak inançlı bir kesimin görmesinden doğal bir şey olamaz. Ankara barosunun özgürlükler adına eşcinselliği savunma hakkı inanç üzerinden olmamalidır. Laik bir ülkede insanlar inanç parelelinde hayatına yön vermeyebilir. Bu ozgur laik insanın en doğal hakkıdır. Fakat kimsenin özgürlüğü, laikliği bir başkasının inancına göre yaşama hakkını küçümseme, yok sayma, cağ dışı görme hakkı yoktur. Diyanet başkanın Din adına yaptığı açıklamayı inançlı kesimden soyutlayıp ozgürlüklere saldırı olarak değerlendirmek olsa olsa inançlı insanları yok saymaktır. Dini vecibeler inançlı insanları bağlar demek çok mu zor? İnançlı insanlara saygı, özgürlükler adına olması gereken değil midir?
28.04.2020 15:51
Okumaya Devam Edin
Sayfaları aşağıdan numara seçerek geçebilirsiniz.