Görüşlerinize Değer Veriyoruz
Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..
Yerel yönetimlerde ülkemizin durumu ne kadar kötü. Bu gün ülkemizde yerel yönetimlere seçilen insanlar belediye başkanları halktan kopuk, sadece mevki peşinde,milletvekilliği veya parti içinde bir yerelere gelmek için basamak olarak gördükleri koltuklar olarak bakıyorlar. Evet merkezi yönetim birincildir ancak güçlü bir yerel yönetim merkezi besler. 1994 yerel seçim sonrası Refah Partisi yerel yönetimlerinin bu gün AK Partinin iktirada gelmesindeki ilk ateştir. Bir belediye başkanı bir ilçe başkanı o ilin o ilçenin havasını, suyunu bilen kişi olmalıdır. Yerel olmalıdır. Yaşadığı yeri yöneten kişi güçlü örgütü ve projeleri ile çok daha iyi yönetir. Bu gün günümüzde yerel yönetim seçimlerde o yörenin halkı hiç tanımadığı bir adaya sırf diğer partiye oy vermesin diye oy vermektedir. Bu sayı azınsanmayacak kadar çoktur. DEVA Partisi olarak teşkilatlandığımız bu günlerde "müşterekler siyasetini" yerelde ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Bir yerin müşterekleridir orayı yaşatan canlı tutan. Müşterekler siyasetinde halk bizzat kendisi iyi yönetilmek ister , yönetime gönüllü katılır. İl başkanı, ilçe başkanı , il/ilçe örgütü kendi müştereklerinden ise onlari benimser aynısı belediye başkanı içinde geçerlidir. Projeler kendiliğinden ihtiyaçyan doğar hayata geçirilir. DEVA Partimizin güçlü merkezi yönetimine güçlü ve bu minvalde yerel yönetim anlayışı getirmesini çok isterim ve bunu umut ediyorum. Herkese sağlıklı günler dilerim.
17.05.2020 02:38

Bu maddelere ek olarak koyacağınız yargı sorunu dahi aslında tek adam olma gayretinin ortaya çıkarttığı bir sorundur. Suç oranlarının artması sosyal adaletin eksik olmasından dolayıdır. İşsizlik enflasyon zaten ekonomik sorunun getirisidir. Yani devlet şu 3 sorunu çözse kültür sanattan yasama, yürütme. yargı dengesine kadar her şeyin düzeleceğine inanıyorum. Saygılarımla
17.05.2020 01:43

Süreç şu şekilde ilerliyor; Ülkemizde doğu ile batı arasında çok ciddi kültürel ve eğitim seviyesi olarak farklar var, buna bağlı olarak beklentiler çok farklı ve bu beklentiler de siyasi partileri şekillendiren en önemli etmen olduğu için, doğudan oy alarak seçilen ve bu oylarla güçlenen herkes bu oyları aldığı bölgelerin beklentilerine uygun olarak, güçten zehirleniyor ve bu sefer diğer tarafın kültürüne, beklentilerine, seviyesine uygun olmayan bir tavır içine giriyor. (BKZ 2011 sonrası AK Parti) O halde sorun tek adam rejimi değil, eğitim sorunudur. Sorun Edirne’den Kars’a bu kadar farklı etnisite ve kültürdeki insanların bir potada buluşturulamama sorunudur. Mustafa Kemal Atatürk, Türk kimliğini tam bu noktada ön plana çıkarmak istedi. Ancak bunu çok başaramadı. Bunu din ile yapmaya çalışanlar bunu kısmen başardı. Ancak gelinen noktada Ak Partiyle beraber bu imkan da ortadan kalktı. (bkz. Genç nüfusun %42’sinin deist olması - Cumhurbaşkanının kendi açıkladığı rakam) O halde geriye ne kalıyor? Benim görüşüm; Geriye kalan tek değer Sağduyudur. Hissedenlerin Türklüğünü de, inananların dinini de içinde barındıran bir sağduyu. “Ben Türk değilim ama bir dakika burası bir Türk yurdudur” diyebilen bir sağduyu. “Ben Müslüman değilim ancak bir dakika bu yurdun dini islamdır” diyebilen bir sağduyu. İşte bu sağduyuyu veremediği ve git gide bu değerlerden uzaklaştırdığı için eğitim sistemimiz devletimizin en büyük sorunlarından bir tanesi bence. Bunu eğitimle nasıl çözeceğiz derseniz; Bunun da cevapları var. Ancak burada yazılamayacak kadar uzun. Şu kadarını söyleyeyim; Din, ahlak ve kültür, tarih, felsefe, mantık, hayat bilgisi, vatandaşlık gibi dersler bilim olmaktan çıkarak bir ideolojinin ürünü olarak ortaya çıktığı sürece biz sağduyuyu insanlara anlatamayız.
17.05.2020 01:42

3-Eğitim Bu noktada bir gerçeği ortaya koyarak başlamak isterim. Batıda bilhassa Rönesans ve Reform hareketlerinden itibaren daha bireyci, daha özgür ve daha bağımsız bir anlayışın hakim olduğunu görürsünüz. Buna karşın doğu toplumlarında; biat eden, daha toplumcu, iradesini bir gücün eline bırakmış ve motivasyon olarak elindekiyle yetinmeyi gören, ‘’mutluluk içimizde’’ gibi sözler kullanan insanlar görürsünüz. Kısacası batı,motivasyonunu dışa açılmak, dünyayı gezmek, tanımak ve gelişmek, hep fazlasını başarmayı istemek yolunda kullanırken, doğu bunu bir iradeye teslim olmak,meditasyonlarla içine kapanmak, tedbirsiz tevekkülle hareket etmek, elindekiyle yetinmek ve dışa kapanmak olarak görüyor. Evet bir doğu toplumu değiliz ancak nüfus yoğunluğu doğuda olması hasebiyle oyunu genelde doğudan alan partilerin yönettiği bir ülkeyiz. Dolayısıyla devletimiz Mustafa Kemal Atatürk hatta daha öncesi 2. Mahmut dönemindeki ıslahatlardan beri bu iki karakter arasında gidip gelmekte. Ekonomimizin Sultan 2. Mahmut döneminde batıya tam olarak bağımlı hale gelmesinin ardından batılı olma çabalarımız başlamıştır. O günden bugüne bir türlü ne doğulu kalabildik, ne de çok uğraşsak da batılı olabildik. Her ne kadar Mustafa Kemal Atatürk batılılaşma hareketleri adı altında bazı önlemler alsa da bugün geldiğimiz noktada o önlemlerin işe yaramadığını ve ülkemizin doğusu ile batısı arasında çok ciddi bir fark olduğunu hepimiz görüyoruzdur. Şimdi hal böyle iken tek adamlık rejimini eleştireceksek, bunun sosyolojik boyutunu da ele almamız gerektiğine inanıyorum. Bir yandan bunu isteyen ve kabul eden sayısı azımsanmayacak insanların da olduğu bilinmelidir. Süreç şu şekilde ilerliyor;...
17.05.2020 01:41

Öyle sanıyorum ki Ak parti ile fikri konuda ayrışmasının bir sebebi de, bu ekonomik hamlelerin devamında gereken şeylerin yapılmasına izin verilmediği içindi. Evet birinci sorunumuz üretim. Üretim sorunu olması ithalat zorunluluğu ile beraber dövize bağımlılığı da yanı başında getiriyor tabii ki. Ben öncelikle ülkemizin sayın Bakan D. Berat beyin açıkladığı, ancak bir türlü yapamadığı lokal paketler yerine, bir ekonomik reforma ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Devlet şeffaflık politikasına geçmeli neyi var neyi yok şeffaf bir şekilde paylaşmalı, içeride ve dışarıda bulunan tüm paydaşlarından görüş alarak acil olarak bir eylem planı hazırlamalıdır. Bununla beraber Cumhurbaşkanı acil olarak merkez bankası üzerindeki oy kaygısı ile gerçekleştirdiği etkisine son vermelidir. Merkez bankası tüm dünyada olduğu gibi kuruluş disiplini olan özerk yapısına geri kavuşturulmalıdır. Dış borcun 400 milyar dolara yaklaştığı, sadece bu yıl ödememiz gereken 177 Milyar dolar borcumuzun olduğu ve bildiğimiz kadarıyla merkez bankamızın sadece 53.5 milyar dolar rezervi olduğu şu günlerde sadece tahvil ve bono ile dönemeyeceğimiz çok açıkken, elimizde satacak doğru düzgün Amerikan tahvilleri de kalmamışken, bununla beraber hem büyük faiz istediği, hem de iç işlerimize karışır da bazı yolsuzluklar ortaya çıkar diye İMF’den de para istemeyeceğimiz çok açıkken, Covid 19 sebebiyle bu sene beklediğimiz ve ülke bütçemizin % 24ünü oluşturan turizm gelirleri de olmayacağı belliyken, tek çaremizin yabancı yatırımcı olduğu sanıyorum aşikardır. Ee o halde yabancı yatırımcının gelmesi için sağlanması gereken güven ortamı neden hala hazırlanmıyor gerçekten merak içindeyim. İşte şeffaf yönetim bu bakımdan çok önemlidir. Ve eğer bu anlayış değişmezse ülkemizin çok daha kötü ekonomik buhranlara sürükleneceği kanaatindeyim.....
17.05.2020 01:36

Bugün bence devletimizin 3 temel sorunu bulunmaktadır. Diğer sorunların hepsi, dikkat ederseniz bu 3 temel sorun üzerinde şekillenmektedir. 1- Sosyal Adalet Bugün hangi partiye üye olursa olsun hiç kimse sosyal adaletten bahsedemiyor. Gelir dağılımı, görüş farklılıklarına tepkiler, partici/partili olma üstünlükleri, etnik ve siyasi ötekileştirme gibi sosyal adaleti ilgilendiren hiçbir konuda toplumsal bir mutabakat bulunmamaktır. Sosyal adalet olmadığı için, ülkemizde insanlar kutuplaşıyor, kutuplaşan insanların oy verme motivasyonları keskinleşiyor ve buna bağlı olarak oy isteyenler radikalleşiyor. Bu da gücü elinde tutanların demokrasiyi daha da askıya almasına yol açıyor. Ve ülkeyi felakete doğru sürüklüyor. 2- Ekonomi Ekonomiyi açıklarken bu hususta Türkiye’nin en önemli ismi olan Sayın Ali Babacan’ın partisindeki bir mecrada bunu dile getirdiğim için öncelikle haddimi mazur görünüz. Ancak ben bir devlet insanından çok, bir vatandaş olarak gördüklerimi burada açıklamak isterim. Bu sebeple gayet basit birkaç fikrimi arz edeceğim. Yıllardır ülkemizin bu kadar büyük bir pazara sahipken, neden üretime hiç önem vermediğini düşündüm. Sene 2007 yılı idi, Sayın Babacan bir radyo programına katılmış ve sorulara cevap veriyordu. O programı arayarak kendisine sorulmak üzere bir soru yazdırmıştım. Hatırlayacağını umuyorum. Demiştim ki; “Bugün ekonomik veriler iyi gösterse de cari açık git gide artarken ileride bu bize sorun yaratmayacak mı? Yani üretime neden yönelmiyoruz? “ Kendisi bu soruya o dönem şu cevabı vermişti; ”Biz şu an pastayı büyütmek adına hamleler yapıyoruz. Pasta büyüdüğünde üretime ayrılan pay da büyüyecek. Örneğin, şu an bir bahçe makasını biz üretmeye kalktığımızda maliyeti 4 TL iken, ithal ettiğimizde bize maliyeti 2 TL oluyor. Bu sebeple şu an kaynaklarımızı devletin büyümesi için kullanıyoruz. Ve bir adım sonraki hamlemizde üretimi canlandırmak olacak tabii ki” ...
17.05.2020 01:33

DEVA Partisinin kurulusu ulkemize milletimize devletimize ve tum islam alemine hayirli olsun. Allah muvaffak etsin. Rabbim yar ve yardimciniz olsun. Genel Başkanımız Sayın Ali BABACAN a saygı ve selamlarimi sunuyorum. Milletimize devletimize hizmetlerinden ve kattigi degerlerden dolayi minnettariz. Allah doğruluktan doğru yoldan adaletten ayırmasın.
17.05.2020 01:18

Renk,ırk,ideoloji,inanç,mezhep gibi özelliklerimizin öne çıkmadıgı sadece liyakat,ahlak ve insan olma ortak paydasında memleket için fedakar can-hıraç çalışacak siyasileri çok özledik. İçten duygularla DEVA PARTİSİ nden umutla ,ümitle ,heyecanla bekliyoruz.
17.05.2020 00:29

Otomotiv sektöründe ankara bolge müdürü olarak görev yapmaktayim.genc yasima ragmen uzun yıllardır çalışma hayati içerisindeyim.Yaptığım iş gereği iyi bir gözlemci olduğuma inanıyorum.yakında katılmayı istediğim partiniz için naçizane fikirlerimi beyan etmek isterim. 1)Ulusal kanallarda partinize cok fazla soz hakki verilmeyeceği aşikar.aklımıza ilk gelen sosyal medyaya ağırlık vermek.kulağimiza cok mantıklı bir düşünce gibi gelebilir ancak uygulamada cok fazla sorun ortaya çıkabilir.çünkü karşımızdaki grubun inanılmaz sosyal medya organizasyon gücü mevcut.partinizi ve sahsinizi karalamak icin ellerinden geleni yapacaklardir.süleyman soylunun istifa tiyatrosunda 2 saat içerisinde tweetirda milyonlarca etkilesimde bulundular.sosyal medya elbette kullanilacaktir ancak öncelikli iletişim kanalı olmamalıdır.bunun yerine doğrudan seçmene hitap edecek meslek bazlı bir iletişim organizasyonu seçilmelidir.örneğin avm lerde yüzbinlerce insan calismakta olup en büyük sorunlari haftada birgün full calisma denilen 12 saat calisma suresidir.is kanunuda aykiri olan bu durum calisanlar icin cok önemlidir.cafe restoran sektöründe sigortasiz çalışma otomotiv sektöründe kansorejen maddlere maruz kalma gibi sorunlar mevcuttur.bu sorunlarin cogu basit denetlemelere cozulebilecek sorunlar.meslek bazli iletisim kurmak icin sektorlerin oda başkanlarıyla calismak gerekir.oda bsaskanlarinin buyuk kismi siyasete girmek icin can atanlar insanlardır. 2)chp ve hdp ile kesinlikle yanyana gelinmemelidir.gelecek saadet iyi parti yle 3.ittifaki kurup hem ittifak liderligini hemde kilit parti konumuna gelmek partinin geleceği açısından onem teskil etmektedir. 3)siginmacilarin ulkelerine dönüsu icin fikir ve proje aciklamak gerekir siginmacilar icin harcanan paranin halkmiza döneceğini bilmeleri anlatilmalidir.sadece siginmacilarin geri dönüşü ihtimalleri bile onemli oranda oy getirecektir. Karakter kisitlamasindan dolayi fikirlerimin tamamini detaylı şekilde ifade edemiyorum.saygılarımla
17.05.2020 00:09

Sayın Genel Baikanımızın Türkiye’nin Ekonomisine ve Adalet Sistemimdeki Atacağı Adımların Türkiye’nin Yeni Vizyon ve Misyonu ile Tüm Dünya Ülkelerine Örnek Olacağına Tüm Kalbim ve Gönlüm İle inancındayız.Tüm Herkese Hayırlı Olması Dileği ile...
16.05.2020 23:20

Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan Bey'in parti kurma çalışmalarına başlamasıyla ülkemiz ve geleceğim adına umutsuzluğum pozitif yönde değişti kendisinin ve yol arkadaşlarının bu yola çıkışını bir kurtuluş olarak gören ben ve benim gibi düşünen sayısız gençten biriyim partimiz özgürlükler partisi olmalı ve her kesime hitap edebilmeli özellikle şuan içinde bulunduğumuz kriz dönemini kendi lehimize çevirmeli ve secmen kitlesini sayin genel başkanımızın bilgi ve birikimiyle etkilemeliyiz çıkmaz gibi görünen başka seçenek olmadığı için mevcut iktidarın her türlü yanlışına göz yuman her şeye rağmen iktidarı destekleyen kitleye artık deva partisinin olduğuna ve seceneksiz olmadıklarına ikna etmeliyiz anlatmalıyız bizler en güzel ve en donanımlı şekilde teskilatlanmalı özellikle sosyal medyayı çok aktif ve doğru şekilde kullanmalıyız insanlar bizi tanımalı bizlerin kim olduğunu ne yapabileceğimizi sayın genel başkanımızın ve partimizin ideolojisini bilmeli insanımız artik cok yoruldu huzur icinde yaşamak istiyor bizler memleketimizin her iline ilçesine her köyüne kasabasına mahallesine ulaşmalı ve artık deva partimizin liyakatli kadrolarıyla yönetime talip olduğunu anlatmalıyız en doğru ve bilinçli şekilde çalışarak en kısa sürede iktidar olup memleketimizi ve milletimizi istenilen refah seviyesine ulaştırmak en büyük vazifemiz olmalı bu ugurda ciktigimiz yolda Allah yar ve yardimcimiz olsun guzel gunler bizim olsun deva milletimize deva olsun
16.05.2020 19:55

Ülkemizin 100 yılı aşkın köklü bir demokrasi geleneği bulunmaktadır. Son zamanlarda maalesef bu gelenekten vazgeçilip, kuvvetler ayrılığı sistemi büyük bir zarar görmüştür. Ülkemizde siyasilerin körüklediği bir kutuplaşma her geçen gün etkisini arttırmaktadır. Ancak güneş karanlığın en yoğun olduğu zamanda doğduğu gibi DEVA partisi de en zor günlerde ülke siyasetinde yerini almıştır, geleceğe dair umut taşımak isteyen insanlarımızın teşkilatnacağı bir oluşum olmuştur. Partimizin kurulmasından önce yüz binlerce gönüllüyü bir araya getirmesi bu durumun en büyük kanıtıdır. Ülkemizin liyakatsizlik, ekonomik güçlükler, eğitim kalitesinin düşüklüğü ve bunlar gibi daha binlerce problemine DEVA olabilecek bir siyasi partinin inancı umut vadilerini tekrar yeşillendirmiştir.
16.05.2020 18:32

PARTİNİN KURULUŞUNU SELAMLIYORUM. ÜLKEMİZE HAYIRLAR GETİRMESİ DİLEĞİYLE ÇALIŞMALARINIZDA BAŞARILAR DİLERİM.
16.05.2020 16:44

“Liyakat” ın anlamı nedir? Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, bir işi yapabilecek yetenekte olma, yeterlik” olarak açıklanmış. Kendi kendime sordum : Evimdeki bir eşyam arızalansa ustalardan kimi tercih ederim? Yaptığı işi yüzüne gözüne bulaştıran, bana her zaman sadık olan arkadaşımı mı, yoksa adını duymadığım ama dostlarımın bana “aradığın iyi usta budur, gözün arkada kalmaz” dedikleri kişiye mi teslim ederim? Bir örnek daha: Çocuğumun eğitimcisini seçme özgürlüğüm ve yetkim olsa kimi seçerim? Cahil ve arkadaşım olan öğretmeni mi, bilgisini ve tecrübesini ispatlamış liyakatli öğretmeni mi? Nisa Suresi 58. ayetinin Diyanet meali : “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” Diyanet’in tefsirinden bir kesit : “Burada emanetin yerine getirilmesi, ehline verilmesi ve insanlar arasında adaletle hükmedilmesi yönündeki emirlerin muhatapları genel olarak bütün insanlar, özel olarak müminler ve daha özel olarak da yöneticiler gibi emanet ve adaletten kamu adına sorumlu olan şahıslar ve kurumlardır." Toplumun önderleri işinin ehli olan liyakatli insanlardır. İş bilmezler, cahiller hiçbir zaman önder olamamışlardır. Kendilerini önder olarak tanıtan liyakatsizler ise o toplumu uçuruma sürüklerler. Bu yorumu niçin yazdım? : DEVA Partisi’nin programını okumaya başladığımda gördüm ki; “liyakat” kavramından sıkça bahsedilmektedir. Bir yorumcu ise liyakatin gerekli olmadığını yazmış. Amacı sondaj mı, kinaye mi, gerçek düşüncesini açıklamak mı? Gerçek düşüncesi olduğunu varsayarak, bu yorumcunun düşüncelerine katılmadığımı bildirmek istedim.
16.05.2020 15:27

12) Meslek Lisesine giden öğrenciler maddi yönden desteklenmeli.Meslek Liseleri cazibe merkezleri olmalı.Son sınıfta uygulamaya giden öğrencilere tam sigorta ödenmeli.Ve emekliliklerine sayılmalı.Şu andaki uygulamada sayılmıyor. 13) Özellikle ilkokul ve ortaokullarda beceri atölyeleri açılmalı,bu atölyelerde görevlendirilen öğretmenler ,Meslek Lisesi Meslek öğretmenleri gibi değerlendirilmeli.Ve çocuk yeteneği doğrultusunda kendini bu atölyelerde geliştirmeli. 14) Maalesef toplum olarak okuma alışkanlığı olmayan bir toplumuz.Özellikle okullarda seviyelere göre kitap belirlenmeli,kitapların okunması sağlanmalı.Bu kitaplardan merkezi sınav yapılarak öğrencinin ortaokul veya liseye hatta üniversiteye geçerken allıklar kitap puanı da değerlendirilmeli. 15) Karma eğitim konusu çok iyi analiz edilerek değerlendirilmeli ve karma eğitimden vazgeçilmeli.Şu anda yapılan eğitim “Karma Eğitim”değil,”Karmakarışık bir Eğitim”.1975-1976 yıllarında öğretmenlik uygulamasına Kız Lisesine gitmiştim.O yıllarda Kız Lisesi,Erkek Lisesi,Kız Ortaokulu,erkek ortaokulu vardı.Günümüzde niye olmasın.Yeterki istismarını yapmadan gerçekleştirilsin. 16) Okul bahçeleri çok iyi düzenlenmeli.Oyun sahaları olmalı.Hatta hatta özel hobi bahçeleri gibi alanlar oluşturulabilir.Çocuklar buralarda tarım alanı oluşturabilirler.Böyle bir şey çocuğa aidiyet duygusu verir.1967 yılında diktiğim ve bakımını yaptığım çamları görünce bunları ben diktim bakımını yaptım diyorum hala. Biraz uzun yazdığım için özür dilerim.Bir eğitimci olarak Ülkemin eğitiminde gördüğüm durumları paylaşım istedim.Saygılarımla.
16.05.2020 13:12

Partimiz teşkilatlanıyor ancak teşkilatlanmadan sonra ağır bir merkez medya ambargosuna maruz kalacağı ortadadır bu ambargoyu aşmak ve aracı basın organlarını geçip direk halka ulaşmak için en güzel yöntem sosyal medya olacaktır Partimizin ayrı bir sosyal medya teşkilatının olması ve bu sosyal medya teşkilatımızın tabiri caizse kapı kapı değilde hesap hesap sosyal medyada vatandaşlarımıza Partimizin ilke , proje ,Türkiye vizyonunu anlatması bizim diğer partilere nazaran Halk ile etkileşimde 1-0 Öne geçirecektir Gönüllü arkadaşlarımız bu konuda organize edilebilir ve halkımızla tek tek etkileşime geçebilir bu anlayış Türk siyasetine yeni bir Halkla iletişim vizyonu getirecektir Sosyal medyadan konu açılmışken Partimizden ricamız İnternet üzerindeki tüm baskı uygulamalarını ivedilik esasıyla kaldırmalarıdır çünkü 21.Yüzyıl insanının kendini en iyi en doğru ifade edeceği mecra İnternettir İnternete 20.Yüzyılın baskıcı soğuk savaş anlayışıyla Yaklaşmak ifade , iletişim özgürlüklerini zedeleyecek. kişiler ve toplum üzerinde kötü etkiler bırakacaktır. Bizim idealimiz Konuşan , İstişare eden Özgür bir Türkiyedir bu ideal uğrunda İlgili Özgürlükleri ivedilikle getireceğinizden kuşkum yoktur
16.05.2020 13:11

5) Okulların Anadolu Lisesi olmasındaki amacı anlayabilmiş değilim.Örnek “Beylerbeyi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi”,”Fatih Anadolu Lisesi” gibi.Bu uygulamadan hemen vazgeçilmeli. 6) Okullar bir bakanın deyimiyle “Nitelikli Okul”,”Niteliksiz Okul” ayırımından vazgeçilmeli.Hepsi Nitelikli okul.Öğrencisi nitelikli,öğretmeni nitelikli.Özellikle meslek Lisesi öğretmen öğrencileri bu ayırımdan rahatsızlar.Pandemi süreci de gösterdi ki gerçekten “Meslek Lisesi Memleket Meselesi”. 7) İmam-Hatiplere çeki düzen verilmeli.Her köşe başına İmam-Hatip Ortaokulu veya Lisesi açıldı.Maalesef “Dindar Nesil” yetiştireceğiz derken “Kindar Nesil” yetiştiriliyor.İmam- Hatip Okulları Müdürlerinin çoğunun odasında Cumhurbaşkanının fotoğrafı var.Fotoğrafı olması gayet normal.Çünkü devletin başı.Ama fotoğrafta şöyle bir yazı var.”O Bir İmam-Hatipli”.imam-hatipli olan dindar da olmayan dinsiz mi? 8) İkinci maddede yazılanlar hayata geçirilebilirse sınavla öğrenci alan okulların hepsi normale döner ve ayrımcılık biter. 9) Okullarda kantinler tamamen kaldırılmalı.Çünkü çocuk evde kahvaltı yapmadan geliyor.Simit ve ayranla kahvaltı yapan çocuklar gördüm.Evde kahvaltı yapmamış.Dengeli beslenme olmadığı için sağlıklı bir yetişmiyor. 10) Veliler Okul-Aile Birliklerinin doğal üyesi.Üye okula bir katkıda bulunmalı.Cüz’i bir rakamla katkıda bulunmanın düzenlemesi yapılmalı.Böylece Veli’de ve öğrencide aidiyet duygusu oluşur. 11) Daha önceki hükümetler döneminde bir Anadolu Öğretmen Lisesi açma furyası vardı.Siyasiler banada banada diyerek iki üç bin nüfuslu ilçelere bile Anadolu Öğretmen Lisesi Fen Lisesi açtırdılar.Bir plan yok.Devletin imkanları heder oldu gitti.Bir planlama yapılmalı.İlçelerdeki Fen Liseleri,sınavla öğrenci alan diğer liseler kaldırılmalı.Bölge Fen Liseleri kurulmalı.Fen lisesinin amacı kaliteli bilim insanı yetiştirmek olmalı.İlçede en başarılı öğrenciler Fen Lisesine veya sınavla öğrenci alan okullara gidiyor.Diğer okullar sanki yetim evlat gibi bir kenarda kalıyor.
16.05.2020 12:35

Eğitim ile ilgili tespitlerimi paylaşmak istiyorum. 1)Eğitimde reforma öğretmenlik mesleği ile başlamak gerektiğini düşünüyorum.657 sayılı devlet memurları kanunundan öğretmenlik çıkarılmalı,öğretmenlere özel ayrı bir kanun düzlenmeli.Öğretmen donanımlı ve nitelikli olursa eğitim de nitelikli olur diye düşünüyorum.Öğretmenler sözleşmeli olmalı.Çalışanla çalışmayan eşit ücret almamalı.Performans kriterleri belirlenerek öğretmen değerlendirilmeli prim şeklinde ücreti farklı olabilmeli.Ayrıca öğretmenler 5 yıl içinde yüksek lisansını tamamlamalı.Yeni mesleğe girmek için başvuranlar ise,mesleğe girdikten sonra 5 yıl içinde yüksek lisansını tamamlamak için taahhütname alınmalı. Öğretmenler sözleşmeli olmalı dedim.Bir yıl Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğünde bulundum.Orada ücretli öğretmenlerin “işimi kaybederim”endişesiyle nasıl çalıştıklarını gözlerimle müşahede ettim. 2) Özellikle ortaokullarda Liseye Geçiş Sınavı(LGS) sınavı gibi sınavlar kaldırılmalı.Çocuklar “Yarış Atı” olmaktan çıkarılmalı.Onun yerine pedagog, psikolog ve rehber öğretmenlerin ortak çalışmalarıyla hazırlanan testler ve yıl içinde aldığı Notlar da değerlendirilerek,öğretmenler kurulunun da görüşü alınarak “Akademik eğitime gidecek”,”Mesleki Eğitime gidecek” öğrenciler belirlenmeli,bu yönlendirme hiçbir şekilde bozulmamalı.Çocuğun yönlendirilmesinde karar verenler sorumlu olmalı.Tam anlamıyla düzenli bir sistem kurulursa her yıl veya her bakan değişikliğinde çocuklar heder edilmemiş olur. 3) Okullar ruhsuz bir koca beton yığınları gibi.Çocuk sabahleyin okula giderken isteksiz gidiyorlar.Çünkü çocuğu okula çekecek bir cazibeliği yok.Okullarda mutlaka ve mutlaka olmazsa olmazlardan birisi Kapalı Spor Salonu.Düzgün donanımlı bir spor salonu olmalı.Bu spor salonunu işleten,sırf spor salonuyla ilgilenen bir ekip bulunmalı,çocuğun sporla ilgili ihtiyaçlarını bu ekip karşılamalı. 4) Okullar yapılırken planlamada mutlaka tam donanımlı toplantı salonları bulunmalı.Okullar proğram yapmak için yer bulamıyorlar
16.05.2020 11:47

Baroların demokratik yapısını bozacak, özgür savunmaya engel olacak tüm girişimler Cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırılık teşkil eder. Baroların seçim sistemi’nin değiştirilmesi ile ilgili siyasetin müdahalesini doğru bulmuyorum. Çoklu baroya imkân tanıyan bir sistem kabul edilemez. Avukatlara Anayasamızda açıkça yazılı olduğu üzere; Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Güçlü bir demokrasiye sahip olmanın ilk şartı, tüm dünyada da kabul edildiği üzere, hukuk devleti ilkesinin tüm kurumları ile işler halde olmasından geçer. Hukuk devleti; ancak güçlü, bağımsız ve tarafsız bir yargı erkinin varlığı ile hayat bulur.
16.05.2020 11:27

Daha önceki günler acizane düşüncelerimi belirtmeştim. Son olarak da bu toplumun çoğunluğu muhafazakar ve ataerkil zihniyet esas olmak üzere otoriter zihniyetinde hakimiyeti altındadır. iki zihniyette hiyerarşik emir komuta zihniyetidir.Başka bir anlamda gerçeğe tanrı bilgisine en yakın olan bilir. Devlet yöneticisi bilir, Örgüt ve cemaatin en üstündeki şeyh bilir. Bizde onların dediklerine uyarız.Bizim özel ve genel doğrularımız onlara şekillenir diye bi anlayış ve algı oluşmuştur. Laik kesimde ise aynı şekilde hiyerarşik bi şekilde gerçeği lider bilir. Devleti yöneten bilir.,Askerler bilir. vs vs uzar gider. Kısacası toplum muhafazakar ve laik olarak kapmlaşarak cemaat yapıları oluşmuştur. Böylelikle böyle bi toplum yapılanmasında otoriter yapılara biat artmaktadır.YANİ KISACASI TOPLUM GÜCE TAPMAKTADIR.Bunu bi önceki serbest kürsüde belirtmiştim.O düşüncelerime ek olarak. açık olarak şu eklemeyi yapmayı uygun görüyorum. KARŞI TARAF OYUNU KURALLARINA GÖRE OYNAMIYOR. HER TÜRLÜ FAULÜ YAPIYOR KEMİK KIRMA PAHASINA. ONUN İÇİN BİZDE OYUN KURALLARINA UYMAMIZ GEREKİYOR. YANİ Kİ DE DEMEM O Kİ MİLLETVEKİLLİĞİ TRANSFERLERİNE GÜCÜMÜZ YETTİĞİ KADAR AĞIRLIK VERMEMİZ GEREKİYOR. ANCAK VE ANCAK BUNLARI SAHADA BÖYLE DURDURUP MAÇI ALABİLİRİZ DİYORUM.Ben başka bi çare bulamıyorum.Böyle zihniyet yapısına sahip toplumu ancak nihai olarak böyle ikna edip yönünü bize döndürebiliriz.Tabii başka taktikleri uygula hakkımız baki olmak üzere.Tekrar belirtmem gerekirse toplum demokrasi istiyor ama demokrat değil. kültürel ve zihniyet olarak demokrat değil maalesef. ve de ülkede gerçek demokratlar çok az..Sizlerin de iyi bildiği gibi oyunu kurallı kuralsız oynayarak, kırkharamilerden önce kurtulmak ondan sonra da Türkiye yi fabrika ayarlarına getirdikten sonra da evrensel hukuk devletini yeniden tesis edip demokrasi kulvarına Ülkeyi sokmaktır hedefimiz teşekkür eder, kolay gelsin der başarılar diler saygılar sunarım.
16.05.2020 11:10

Öncelikle ülkemizin huzur ve güvenliği için çözüm arayışında olan tüm vatandaşlarımızı saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Dünya genelinde hemen her konuda köklü değişimler olduğu gibi geleneksel siyaset anlayışının da bir an evvel terk edilmesi gerektiğine inanıyorum. Tüm siyasi partilerin ilk söylemi "Eğer seçilirsek" olduğu için farklı görüş ve hislerle aynı toprağı paylaştığımız milletimiz, güven inançsızlığına düşmekte ve farklı fikir ve uygulamalara fırsat vermek istememektedir. Oysa ki tüm büyük atılımlar küçük başlangıçlar ve ispatlar ile gereken desteği ve enerjiyi oluşturabilmektedir. Bu bağlamda partimiz olarak ilk olarak iktidar arayışında değil ispat arayışında olmayı kendimize borç bilmeliyiz. Ne var ki yaptığım bireysel araştırmalarda, bu uğurda gereken kaynak ve süre bir çok insana zahmetli görünmekte ve direk iktidar sahibi olunacak bir seçimle her şeyin çok daha kolay olacağı düşünülmektedir. Teşkilatlanma çalışmalarımızın bir an evvel hız kazanması ve bu görevlendirme sürecinde reel sorunlara rasyonel çözümler bulunması için, "SEBEP-SONUÇ" ilişkisine çok dikkat edilen, pilot uygulamaların çalışması tamamlanmalıdır. İç ve dış ilişkiler, eğitim, ekonomi, adalet, toplumsal huzur, hayvan hakları, aile ve sosyal politikalar vs.. derhal yeniden tanımlanmalı ve bu süreçte vatandaşın anlamakta zorluk çekeceği siyasi akademik söylemler yerine daha sade ve daha anlaşılır olunmalıdır. Milletimizin her gün TV de nefretle izlediği kötü olayların ve halkı temsil ettiğini söyleyip birbirine sataşmaktan, çalışmaya fırsatı kalmayan milli temsilcilerin psikolojik yansımalarından bir an önce kurtarılması gerekmektedir. Bu yolda partiler arası değil, görüş ve mantıklar arası köprüler kurulmalı, sonuçların belirli bir zümrenin menfaatine değil, konuyla alakalı tüm yurttaşların ortak menfaatine hizmet ettiği ortaya konmalıdır. ÇÜnkü benim güzel ülkem, her canı ile her varlığı ile şanlı tarihi ve evrensel vicdanı ile her şeyin en güzeline layıktır. Sağlıcakla kalın.
16.05.2020 10:26

Demokrasi ve atılım partisi olarak sosyal medya da bize gönül veren tüm arkadaşlar birşeyler yapmaya çalışıyor ama yetmiyor sosyal medya yi kullanmaya çok insan var bunun için medyayı kullanmamız lazım bize destek verecek bir tv bir gazete olmalı bunun için ne yapılabilir. Bir tv kanali satın alınabilir veya sıfırdan kanal açılabilir. Öncelik verilmesi gereken bir konu saygılar
16.05.2020 01:57

Herhangi bir Siyasal partinin kendi içinde, Herhangi diğer Siyasal görüşe sahip bireylerin Milletvekilliği, Yönetim ve diğer organlarda varlığını yanlış bulmasını mazur, hatta haklı #bulurum. ❗️Lakin; TMMOB gibi, Kanunla kurulan bir sivil toplum örgütünde herhangi başka siyasal görüşe sahip bireylerin Delegelikte, Yönetim ve diğer organlarda varlığının yanlış bulunmasını haklı hatta mazur bile #bulamam. https://www.facebook.com/563493009/posts/10158699491108010/
16.05.2020 01:13

Üye adayı olduğumuz partimiz kimi insanlarca elitist olarak algılanmaktadır. Bu algıya sebep olarak da liyakata vurgu yapılmasını görüyorum. Partimizin elitist algısının yıkılması için liyakat vurgusu terkedilmelidir. Siyasette liyakatin kimde olduğu sandıkta belirlenir. Liyakatin kimde olduğuna toplum karar vermezse böyle bir yönetimin adı teknokrasi olur. Partiye alınacak yöneticilerin adeta cv'sinin istenmesi başka bir sorun. Normal bir insan nasıl arkadaşlık yapacağı bir insana yaklaşırken ya da bir sevgili adayına yaklaşırken cv'sini sormaz ise partinin bir insanın geçmiş başarı veya başarısızlıklarıyla ilgilenmemesi gerekir. Parti yöneticiliklerinin insanlara iş verir gibi cv'ye bakılarak verilmemesi gerekir. Siyasal parti toplumu yansıtmak istiyorsa holding gibi yapılanmamalıdır. Ev hanımlarını da sayarsak toplumun yarısı işsiz iken ve bir çok insan iflas etmiş iken işini iyi yapan insan arıyoruz demek doğru değildir. Ticarette veya mesleğinde başarısız olmuş bir insanın siyasette de başarısız olacağı varsayılmamalıdır. Bozuk bir sistemde başarısız olması bir kişiyi önemsizleştirmez. Siyasi partiler toplum önderlerini ve önder adaylarını toplayan bir kurumdur. Bir holdingte genel müdür olan bir insan yerel önder olamazken hiç umulmayan insanlar yerel önder olabilir.
15.05.2020 23:28

I. Meşrutiyetten itibaren hayatımıza giren siyasî partilere, günümüzde hâlâ yeni partiler eklenmektedir. Tarihlerin değişmesiyle, halkta ortaya çıkan talepler de değişmektedir. Mevcut konjonktüre göre program hazırlayan siyasî partiler, halkın isteklerine kulak kabartma mecburiyeti hissetmektedirler. Fakat günümüzde, 18 yıllık Ak Parti iktidarı ciddi bir şekilde halktan bir kopuş yaşamakta ve ülkenin sorunlarına çözüm bulamamaktadır. Antidemokratik kararlarla, seçilmiş belediyelere atanan kayyımlar, ülkede seçimlere ve demokrasiye olan inancı zedelemektedir. Devlet aklıyla değil de, şahsî keyfilikle yönetilen ülkemiz için artık sorunlar çözümsüz hâle gelmiştir. Sürekli bir ayrıştırma ve ötekileştirme, her geçen gün artan adaletsizliklere tanıklık etme, korku ve yıldırma yöntemleriyle ifade ve basın özgürlüğünün sınırlandırılması gibi en demokratik haklar çiğnenmeye devam etmektedir. Eğitimin bozukluğu, atanamayan binlerce öğretmenin kronikleşen sorunları, ücretli öğretmenlikle öğretmenlik açığını ucuza kapatma yoluna gidiş gibi sorunlar eğitimin sadece belli başlı problemleri olarak göze çarpmaktadır. Adalet konusunda gün geçmiyor ki yeni bir hukuksuzluğa tanıklık etmeyelim. Halkı tehdit edenlerin, halka aba altından sopa gösterenlerin ve aleni bir şekilde hakaret edenlerin hiçbir cezaî işleme tabii tutulmaması, artık adalete olan güveni yok etmiştir. Şahsî düşünce ve ifadelerini demokratik bir şekilde dile getiren gerek yurttaşlarımız gerekse gazeteciler hakkında derhal soruşturma açılması, çifte standardı ve siyasallaşan yargıyı bizlere hatırlatmaktadır. Ekonomide yaşanan kriz, halkın belini kırmış, yakın zamanda halkın tanzim kuyruklarında oluşturdukları tablo hafızalardan silinmemiştir. Emeklinin geçim derdi, işsizin çaresiz kalışı, üniversite okuyan öğrencilerin henüz öğrenciyken duydukları gelecek kaygısı artık dayanılmaz hâle gelmiştir. Tepeden tırnağa batan bu ülke şartlarında, Deva Partisi'nin kuruluşu zarurîdir ve Deva Partisi sorunların çözümüne taliptir.
15.05.2020 19:29

Herkese merhabalar; Çok kötü yönetilen bir ekonomi yanında artık kısıtlı keslimesinin az kaldığı, yok diyebileceğimiz ifade özgürlüğu, kimsenin güvenmediği adalet sistemi. Ülkemizde insanlar mutsuz ve mevcut durumda umutsuz. Türkiye'nin iktidarıyla ve muhalefetiyle kötü yönetiliyor. Yerel yönetimler vizyonsuz,halktan kopuk. "Süper başkanlar" var merkezi yönetimde ve yerel yönetimlerde. Süper başkanların insafına ,düşuncesine kalmış halkın refahı. Sistem yok ,vizyon yok hiçbirinde. DEVA Partisi olarak halka umut olmalı,refahlarını artırmalı,mutlu olmalarını sağlamalıyız. Bunun için yeni projeler, vizyon ortaya koymalıyız. Halk bir umut bir çare arıyor.DEVA Partimiz bu umudu ortaya koymalıdır. Saygılarımla , herkese sağlıklı günler dilerim
15.05.2020 19:26

Mevcut devlet ve üniversite hastaneleri, okullar, üniversiteler ve devlet dairelerinin bulunduğu bölgeler hem merkezi konumları hem de insanların uğrak yeri olmaları hasebiyle cazibe merkezidir. Şehrin en uzak köşesine yapılan şehir hastanelerinin etrafında oluşan bu rantın yanı sıra, şehir hastanelerine taşınan devlet hastanelerinin yerleri de rant açısından kıymetlidir. Rantın kaynağı millet olduğu halde, pek çok konuda olduğu gibi, şehir hastaneleri konusunda da maliyet milletin sırtına yüklenirken ranttan belirli kesimler istifade etmektedir! Hastanelerin ve hatta diğer devlet kurumu binalarının yapım ve yenilenmesi planlanırken etraflarında oluşması muhtemel rant, yapılacak kompleks bünyesinde planlanarak hastanelerin yapım ve işletme giderleri karşılanabilir. Böylece şehir hastaneleri gibi mali anlamda dipsiz kuyuya dönüşen kurumlar yerine devletin mali yükünü azaltan kurumlar çıkar ortaya. Mesela bir üniversite hastanesi kentsel dönüşüm kapsamında yenilenirken, şehrin dışına taşınıp arazisi mütahitlere rant olacağına, arazi içerisinde AVM, bankalar ve diğer yüksek kira ödeyen kurumlar için de binalar planlanarak, hastane bulunduğu bölgede minimum maliyetle yenilenebilir, yüksek kira getirisiyle işletme giderlerine katkı sağlanabilir. Benzer durum taksi plakaları için de geçerli! Vaktiyle çok düşük meblağlarla edinilen plakalar etrafında oluşan rant, daha sonra yüksek kira bedeliyle millete maliyet olarak dönmekte, ticari taksi konforundan kısılan maliyet dışında taksiciliği üçkağıt olmazsa kıt kanaat geçinilen bir meslek haline getirmekte, bu işten sadece oturduğu yerden yüksek gelir elde eden plaka sahipleri kazançlı çıkmakta! Devletin, kaynağı millet olan rant gelirlerinin millete geri dönmesini sağlayacak üretim ve ticaret sistemlerini kurması halinde oturduğu yerden para kazanan rantiyecilerin yükü milletin sırtından kalkacak ve milletin refah seviyesi artacaktır.
15.05.2020 18:39

11 Mart'ta gerçekleşen Lansman itibariyle, sarih bir şekilde anlaşılmıştır ki Deva partisi alışılagelmiş muhalefet anlayışını kıracaktır. Yapılan her işi eleştiren değil, daha iyi nasıl yapılabileceğini gösteren. Hükümetin ve Türk usulü başkanlık sistemi'nin! sorunun kaynağı olduğu noktalarda bile çıkış için çözüm üretebilen, bir nevi pusula görevi gören, hamaset, popülizm değil netice odaklı bir hareket olarak yola çıkmıştır. Bu uzun zamandır özlemini çektiğimiz bir durumdur. ülke menfaati için alınacak kararlar, anlık reflekslerle değil, kişisel ilişkilerle değil bir plan çerçevesinde ortak akıl ve istişare kültürü ile karar alma ve sorumluluğu paylaşma konusunda katılımcılık bilinci ile yönetilirse toplumun tüm katmanlarına nüfuz edebilir ve ancak o şekilde meşruiyet kazanabilir. Güçlü birey, güçlü toplum, devleti de güçlü kılacaktır. Biz gönüllüler ve üye adayları olarak ulaşabildiğimiz, söz alabildiğimiz her platformda bu hareketin neden Deva olacağını anlatmalıyız. Başkanımızın da dediği gibi: " çok çalışacağız."
15.05.2020 13:54

Turkiye’de kaynak sıkıntılarının yanında daha çok vatandaşın hayatının içinde bir sorun var. Vatandaşlar sorunlari karşısında çözüm bulacak merciyi ya bilmiyor ya da ulaşamıyor. Bunun 2 sebebi olduğunu düşünüyorum: Devletin yerelde ve merkezi yönetimde mekanizmaları yetersiz ve de vatandaş için çağın gerekliliklerine uygun bir platform yol. E-devlet diyorsanız çok daha fazla geliştirilmesi gerekiyor ve Deva Partisi’nin yerel yönetim vizyonunu bu konuda doğru buluyorum. Covid-19 krizinde, yardım, işsizlik maaşı vs gibi konularda hep kaynak var mı yok mu bunu konuştuk ama iyi bir organizasyon olmazsa yarın kaynak olduğunda da bunu adaletli şekilde dağıtamayız.
15.05.2020 09:56

Merhaba, Milletimiz günümüz siyasetinde bağıran, parmak sallayan, hakaret eden, ötekileştiren, kutuplaştıran, dışlayan, vizyonsuz ve popülist siyaset ve siyasetçilerden yoruldu. Kucaklayan, ötekileştirmeyen, birleştiren, din, dil, ırk gözetmeyen, torpilin değil liyakatin ön planda olduğu bir siyaset ve siyasetçilere ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. İyi Çalmalar. Saygılarımızla.
15.05.2020 08:23

Sevgili deva gönüllüleri Şehri ramazan ayının son günlerine girmiş bulunmaktayız. Allah sübhane u teala ibadetlerinizi kabul etsin. Fakir fukaranın gözü kulağı vereceğimiz sadakalarda . Allah için yardımlasin ve allah için infak edin. Allah sübhane u teala ibadetlerinizi kabul etsin. Sizleri allah ın selami ile selamlıyorum. Es selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu
15.05.2020 03:12

Son günlerde turkiyede acayip şeyler oluyor. Birkadin cikti dedi bizim listeler hazir bizim aile 50 kisiyi goturur. Bizim sitede de birkac kisi var. Benim listem hazir. Bir baskasi cikti dedi biz liste yaptik. Karilarinizi cocuklarinizi nasil koruyacaksiniz. Bizim gomulu silahlarimiz var dedi. Bu gun yeni bir video daha ortaya cikti. Uniforma giymis ellerinde otomatik silahlar olan ve isid bayragi onunde toplanmis bir gurup şöyle şöyle yapacağız dediler ve hatta bir siyasi partinin adini andılar. Bir vatandaş olarak olarak bu olayları korkuyla izliyorum. Devlet olan bir devlet bu tür gruplara müsamaha etmemelidir. Ama bunu yapanlara hiç bir şey yapıldığını henüz duymadım. Ben bir vatandaş olarak böyle bir ülkede yaşamaktan korkuyorum. Allahım sen bizi koru. Turkiyeye gerçek manada hukuku adaleti ve yasaları herkese eşit olarak uygulayan bir devlet bir hükümet lazım. Bence deva partisi bu konuları ciddiye alıyor. Er geç deva partisi hak ettiği noktaya gelecektir.
15.05.2020 01:02

1915 İngiltere de İşsizlik vurgun soygun Kumar Derin devlet ilişkisini anlatan Peaky Blinders dizisini izledim Çetenin lideri Thomas Shelby aile toplantısı yapıyor alınan karar bir soygun, vurgun öldurme vs her türlü kanunsuzluk ailenin diğer üyeleri oylama yapıyor eğer kabul etmezse nedenini söylüyor. Bir kanunsuzluk olayıda olabilir ama her kararın oylaması dikkatimi çekti Türkiye de en hayati bir konuda olsa duymuyosun bile insanın içinden Aynı Türkiyedeki gibi diyesi geliyor
14.05.2020 21:32

Allah'ın izniyle, Allah rızasını kazanma arzusundayız. Tutamayacağımız sözler vermeyeceğiz. Sözün günü geldiğinde, yeni sözlerle takasa girmeyeceğiz. Adil-dürüst-şeffaf olacağız. Temiz siyaset güdeceğiz.
14.05.2020 16:38

Herkes iyi günler dilerim sizlere 21 yaşındaki birinin gözünden günümüz Türkiye'sinin portresini kendimce çizmeye çalışıp neden yeni bir nefese ve DEVA'ya ihtiyacımız olduğunu kendimce açıklamaya çalışacağım ve naçizane bir kaç tavsiyede bulunmaya çabalayacağım. Hepimizin bildiği üzere dünya büyük bir afet yaşıyor bu kriz günlerinde bulunduğumuz sistemin organizasyon ve koordinasyon özelliklerini daha net görme şansı elde ettik.Gördüğüm üzere basit bir maske dağıtımını bile etkin bir şekilde yönetemeyip kararsızlıklar içinde verilen kararlardan hızlı dönüşlerle bütün piyasanın dinamiklerini hem sarsıp hemde halkın bu kadar temel bir ihtiyacını karşılamasında elini zorlaştırmıştır.Bu apaçık bir yönetimsel sorunun ve önceden çok şekilde övünülen halkın ve piyasanın nabzını tuttuğunu savunan hükümetin artık bu uzvunun ve istişare ortamının kaybettiğinin bir göstergesidir.Artık insanlar şahsi çıkarları ve rant uğruna devletin kaynaklarını harcayıp kamuya bir kuruş katkıda bulunmamaya başladılar.Onun dayısının oğlunu bunun amcasının kızını devlet kadrolarına umarsızca ve liyakat gözetmeksizin sadece sadakat(ki bence buda göstermelik)temelli bir yaklaşımla yerleştirirseniz zaten gelinen noktayı tahmin etmek zor değil.İnsanların hep daha iyi bir seçenek olsa zaten onu seçeriz mecburiyetten seçiyoruz kötünün iyisi ne yapalım dediklerine hep şahit oldum.Ancak artık bu seçeneklerin dışında bir 'iyi' olduğuna inandığım DEVA'nın olduğuna artık biliyorum.Tabi bu bilgiyi insanlarla paylaşırken daha sesi yüksek bir politika izlenilmesi gerektiğini düşünüyorum burada sesi yüksekten kastım 'heyt,eyy' gibi içi boş kavramlar değil sadece parti programını halk özelinde minimize edip köydeki Ayşe teyzemin kahvehanedeki Mehmet amcamın daha iyi algılayabileceği şekle getirip daha etkili yol almak.Aynı zamanda sosyal medyada etkinliği yüksek olan kişilere ulaşıp gençliğe de bir nebze dokunmak. İmlada ve anlatımda bir eksiklik var ise amatörlüğüme veriniz ilk kez bu tip bir yazı yazıyorum
14.05.2020 16:28

Bugün bize unutturulan Atatürk devriminin DEVLETÇİLİK İLKESİ; Karma ekonomidir. Ekonomide KAMU ve ÖZEL kesim yer alır. Bunlar, Devletin öncülüğünde, Kamucu, halkçı ilkelerle belirlenen kalkınma planlarındaki hedefler doğrultusunda kamu görevi yaparlar. Bugün SALGIN nedeniyle Sağlık sektöründe yaşanan sorunlar, 1980 sonrası DEVLETÇİ, HALKÇI POLİTİKALARIN TERKİ, KAMU İŞLETMELERİNİN DEVLET ELİYLE İFLAS ETTİRİLİP,EKONOMİNİN ÖZEL KESİME, TAŞERONLARA TESLİM EDİLMESİNDENDİR. ÇİN ise, SALGINDAKİ BAŞARISINI UYGULADIĞI KARMA EKONOMİYE, YANİ , ATATÜRK DEVRİMİNİN DEVLETÇİLİK İLKESİNE BORÇLUDUR. ANAYASAMIZDA VAR OLAN SOSYAL DEVLET ve DEVLETLEŞTİRİLME İLKELERİ GEREĞİ DEVLETÇİ POLİTİKALARA dönülmesi gerektiğini düşünmekteyim.
14.05.2020 13:36

Daha sert muhalefet yapılmalı. Sesimiz daha gür cikmali
14.05.2020 07:43

Hâlihazırda ülkemiz pek çok sorunla boğuşmaktadır. Fakat bunların içinde en büyüğü adalet sorunudur. Ve Türkiye bu sorunu çözemediği sürece hiçbir sorununu çözmeye muvaffak olamayacaktır. Bu sorun çözüme kavuşturulduğunda ise diğer bütün sorunlar bir şekilde çözülecektir. Son dönemde adalet mekanizmasının yanlış işlemesinden dolayı hak kaybına uğrayan on binlerce insana haklarının iade edilmesinin sağlanması, her şeyden önce üzerine yaşadığımız ülkenin selameti açısından, elzemdir.
14.05.2020 06:17

Dünya çiftçiler gününde Mardin Diyarbakir Şanlıurfa da ozellestirilen enerji dağıtım sirketinin haksız uygulamalari ve yüksek maliyetli enerji bedelleri sebebiyle çiftçiler mağdur durumda mardinde tedaş firmasının yaptığı resmi açıklamada ikinci ürün olarak ekilen mısır ve pamuk üretimi icin gerekli olan enerjiyi vermeyeceklerini ve bölgede genel bir elektirik kesintisi yapacaklarını duyurdu,hem sulaması yapilamiycak binlerce hektar mısır ve pamuğun ekilmeyecegi hemde bu köylerde yaşayan insanların elektriksiz ve hayvanlarının susuz kalacağı anlamına gelen bu uygulamayla ülke ekonomisine katkıda bulunan turizm sektörünün yanındaki en büyük finansman sektörü olan Tarım da agir bir darbeyle karşı karşıya,Bununla beraber mağdur olacak kesmin sadece çiftçi olmayacağı memleketin yani mardinin en büyük gelir kaynağı olan tarımın sekteye uğramasıyla esnafın tarımsal ilaç firmalarının tohumcularin tekstilin yani her alanda bir daralmaya ve ekonomik krize girmeside milli gelirin ziyan edilmesi gibi an meselesidir,bunu size bildirmek istedim nacizane bu sorunu paylaşmanız bu agir problemi gündeme getirilmesi gerektiğine inanıyorum her platformda, Deva partisi olarak bu bölgeye güçlü birşekilde adımızı duyurup güçlenmemiz ve destek alabilmemiz icin bölgenin en agir ve yıllardır çözülmeyen ve el atılmayan tarımsal sulama ve buna bağlı olan enerji problemine makul bir çözüm bulunması gerektiğine ve bu firmanın en büyük destekçisi olan güncel hukumetin kendi rantı icin çözmedigi bu sorunu bizim iktidara geldiğimizde tarım icin yapacağımız ekonomik açılımlarla cozecegimizi burdaki halka anlatmamız ve her platformda bu sorunu dile getirip samimiyetimizi göstermemiz gereklidir,Nacizane bölgenin kanıyan yarası olan bu problemi sayın genel baskanimiz ve kurucu üyelerimizle paylaşmak istedim
14.05.2020 02:34

Serbest Kürsü'nün ana amacının ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Sadece tahminlerde bulunabilirim. Ana amaç ne olursa olsun bu uygulamanın partiye faydalı olacağını düşünmekteyim. Parti profili elbette Serbest Kürsü değildir. Parti profilini oluşturan, şu anda resmen görevde olanların arı gibi çalıştıklarından eminim. Parti profilinin (parti temsilcilerinin) öncelikle Merkez Yönetim Kurulu, il ve ilçe teşkilatlarında görev alacaklar olacağını ve daha sonra üyelerin oluşturacağını düşünüyorum. Partinin tüzüğünde kadın kotasının %35 olacağı yazılıdır. Merak etmekteyim. Serbest Kürsü'de niçin yok denecek kadar kadın yorumcu var? Kadınların erkekler kadar memleket meselelerine kafa yorduklarını ve çözüm önerileri olduğunu, olması gerektiğini düşünüyorum. Kadının olmadığı hiç bir teşkilatın, yapının başarılı olacağını düşünmüyorum. Sadede geleyim. DEVA'da kadın olmalı. Her kademede olmalı. DEVA'da kadın etkin ve verimli olmalı. Serbest Kürsü'de de kadın olmalı. Kadınların sözlerini, düşüncelerini erkekler öğrenmeli. DEVA'daki kadınlar diğer partilerinkilerden daha cesur olmalı. Kadınlar erkeklere seslerini duyurmalılar ki; anlaşılabilsinler ve erkekler ile kadınlar beraberce gerçek başarıyı yakalayabilsinler. Sadece erkeklerin olduğu bir yerde çalışmalar her zaman topaldır ve hedefe çoğu zaman ulaşılamayabilir. Hedefe erkeklerle kadınların beraberce yürümesi dileklerimle,
14.05.2020 01:35

Ülkemizin geleceği, Sn Ali Babacan ve ekibinin uygulamaya hazır oldukları ekonomik program ile yeniden inşa edilecektir. Dün bu ülke’nin ekonomisini başarıyla yöneten Sn.Ali Babacan’ın, bir araya getirdiği kadro halkımıza umut olacaktır. Böylesine bir süreç içerisinde Sn. Ali Babacan ve kurucu üyeler ile Deva’ya gönül verenlerin ellerini taşın altına koymaları ve desteklerini esirgememeleri çok değerli. Demokrasi ve Atılım Partisi tüm Türkiye’ye hayırlı olsun, tüm ekibe başarılar dilerim..
14.05.2020 00:27

Hayırlı akşamlar. Okulların açılmasıyla ilgili olarak bir kaç yorumu platforma eklemek istiyorum. Okulların kademeli olarak açılması da bir formül olabilir. Öğrenciler uzun süredir okul ortamından uzak kaldılar sağlık birinci öncelik ancak bilim kurulu uygun gördüğü takdirde öğrencilerin haziran sonuna kadar okullara gelmeleri uzun süren okulsuzluk dönemi ve öğrenci formasyonu açısından önemlidir. LGS VE YKS öğrencileri bu dönemde okuldan uzak olmanın dezavantajlarını çok yaşadılar. Ne kadar da online eğitimler verilsede yapılan anketler yüz yüze eğitimin ve okulun öğrenci hayatındaki önemini ortaya koymuş oldu. Bu nedenle diğer ülkelerin okula dönüş modelleride iyi incelenmeli bu konularda gerekli önlemlerin alınması çok önemlidir. Sınav guruplarının 1 Haziran tarihinde yakaşık bir aylık bir süreyle okula gelmeleri sınav başarıları açısından önemli bir farkın oluşmasına neden olacaktır.Öğrenciler guruplara ayrılabilir gün ikiye bölünebilir küçük ve diğer lise gurupları bir birinden ayrılarak okula dönüş sağlanabilir. Ancak bilim kurulu tabi ki bu konuda olumlu cevap verirse. Anlaşıldı ki yüz yüze eğitim sosyalleşme, tekrar, sınava hazırlık, arkadaşlık, görsel öğrenme, araç gereç kullanımı, labaratuvar ortamında öğrenme gibi... bir çok konuda belirgin bir farka sahip. Ama her duruma karşı bu tecrübelerden ders alınarak eğitimin bu modelide iyi modellenmeli ve ani durumlarda devreye sokulmalıdır. Bu konuda DEVA PARTİSİ eğitimle ilgili yetkili birimler 1 Haziran tarihinden önce açıklamalar yapabilir ve toplumla fikirlerini paylaşabilirler. Yönlendirici olmak çok önemli. Saygılar iyi çalışmlar.
14.05.2020 00:07

Sayın serbest kürsü okurları ve fikirdaşlarına hayırlı ramazanlar diliyorum. Sağlıklı günler temenni ediyorum. Bir kaç fikrimi paylaşmak istiyorum. Okulların açılması noktasında MEB henüz net bir açıklama yapmış değil. Tabiki bilim kurulunun dışında hareket etmek doğru olmayacaktır. Kurulun vereceği kararlara hiç düşünmeden harfiyen uymak çok önemli. Ancak okullar konusundaki karışıklık halen devam ediyor başlangıç için 1 Haziran tarihi zikredilse de bu tarihte henüz netleşmiş değil. Bir kaç önerimi buradan sunmak isterim. Uzun yıllardır eğitimle uğraşmış bir eğitimci olarak. 1. Bilim kurulunun elindeki veriler okulların açılması açısından çok önemli. 2. Çocuklarımızın sağlığı her türlü başlangıçtan önemli. 3. Ancak Avrupa da artık birçok ülkede ana okulları dahil olmak üzere okullar açılmaya başladı bunların dikkatle izlenmesi bu verilen analiz edilmesi gerekir. 4. Özel okulların başlangıç konusunda ve velilerle yaşanacak sorunlar konusunda yaptıkları hizmetlerin iyi anlatılması çok önemli. 5.Özel okul yönetimleri basında çıkan yorumlara bağlı olarak sorunlar yaşıyor bu sorunlara çözümler bulmak gerekiyor. Şu anda halı hazırda yurt genelinde yaklaşık 15.000 civarında özel okul var burada çalışanlar okul dışı alınan hizmetler düşünüldüğünde ülke için ne kadar önemli bir kama değer oluşturdukları ortada bunların iyi irdelenmesi gerekmektedir. 6. Okulların açılması ile ilgili olarak eğer 1 Haziran tarihi olacaksa bu konuda okullara gerekli önlemlerin alınması konusunda gerekli yönlendirme yazılarının gönderilmesi çok önemlidir. 7. Çok büyük sorunlar olmayacaksa aslında bütün gruplar başlayabilir. Ancak şu şekilde bir yol haritası izlenebilir. Örnek olarak eğer bir okulda ilk-orta ve lise öğrencileri varsa ilk ve orta gurup sabahtan öğlene kadar lise gurubu öğleden akşama kadar ikiye ayrılarak okula getirilebilir. Yemek saatleri kantin saatleri ve kullanımı konusunda gerekli tedbirler alınabilir.
13.05.2020 23:51

Çok özür bu bügünkü mesajıma ikinci ektir Biz Deva Partililer olarak diğer siyasiler gibi çok konuşup az dinlemeyeceğiz tam tersine çok dinleyip az konuşacağız. Amatör bi psikoloğ gibi hareket edeceğiz . Eleştiri suçlama vd mavraları tolere edeceğiz.az ve öz konuşarak ikna etmeye çalışacağız hiç bi ayrım yapmadan tepki vermeden bskutluüjmuzu bozmadan hareket edeceğiz tekraren tşk ederim. Söz bi daha böyle parça parça olmayacak saygılarımla
13.05.2020 22:47

Demokrasimiz yaralı, halkımız ne kadar haykırsada sesini duyuramıyor. Bugüne kadar yöneticiler kendilerini saraylara kapatıp ne kadar halktan uzaklaşmışlarsa demokrasi hukuk ve adaletten o kadar ayrılmışlardır. Korku siyaseti, polemikler, yalanlar hepimizi çok yordu. Ötekileştirmeler, ayrımcılık, şucu buculuk hepimizi artık çok yıprattı. Artık birlik olma zamanı. İnsanların ayrı olmadığı, bir olduğunu haykırma zamanı. Korku siyasetine yer olmadığı, doğruların konuşulduğu, ülke, millet ve vatanın bahsi yapıldığı, önce insan olduğu anlatma zamanı. Artık açılan bu yaralara DEVA olma zamanı.. Gerçek demokratik ilke, hiç kimsenin halkın üzerinde bir güce sahip olmaması demektir. Kendini halkın üzerinde gören siyasi figürler inat, halkla birlikte, halkla içiçe olmak için DEVA diyorum. Saygılarımla..
13.05.2020 22:22

Pardon bir önceki mesajıma ektir bütün bunların yanında parti içi eğitim önem arzeder.konusunda saygın otoriteler aracılığı ile tabii ayrıca da dinle devletin yönetilemeyeceğini akılla yönetilebilineceğini bilmemiz ve anlatmamız gerekiyor eğer insanlar dini referansların rehberliğinde veya dini manüpüle ederek ticaret yapar veya yapmaya kalkarlarsa kısa süre de belki kazanabilirler ama uzun zamanda hem kendilerinin ve de ülkenin kaybedeceği kesindir bunu yeri ve zamanını ve söyleme veya aktarma şeklini belirleyerek topluma anlatmak uygun olur diye düşünğyorum tekrar tşk ederim saygılarımla
13.05.2020 22:14

Rahmetli Demirel in bi sözü vardı "siyasette küsme olmaz,küseceksen siyaset yapma " diye.siyaset uzun soluklu bi maratondur. Çok kaygan ve sarp yolları var.Kısa erimli siyaset olmaz.olur şahsi beklenti içerir.Bu partide görev alıp siyaset yapılacaksa eğer kişi önce kendisi ile yüzleşmesi maddi manevi ve bilgi olarak kendini hazır etmesi ve hiç bi şahsi beklentiye girmeden kararını verebilmelidir.Eğer böyle yapmazsa önce kendi üzülür şahsi hesabı tutmadığı için sonra partiye zararı dokunur ülkenin toplum yapısı muhafazakar ağırlıklı güce prim veren alışkanlıklarıyla hareket eden,normal değişime kapalı bi topluma sahibiz.bunun içinde demokrasiyi talep eden ama demokrat olmayan kesim de var.esas bunları ikna edebiliriz.küsmeden yılmadan usanmadan emek vererek parti içi vs dışı eleştiri ve Mavraları telore ederek bunu yapabiliriz. Dini ritüelleri ve değerleri değil de aklı referans alarak Söylem ve kavramlarla insanları ikna edebiliriz.ama inanca da saygılı olduğumuzu dinin bir moral değer olduğunu ve hayatı anlamlzndırdığını bilmeliyiz gerektiğinde bunu yerinde belirtmeliyiz. Kırk haramiler halka din,korku ve yalan satarak ve de devleti alet ederek halkı sindirdiler.Biz halka umut ve güven vereceğiz bu doğru ama yetmez Güçlü görünme algısını da yaratmak zorundayız.Bu da önce Genel merkez ve il teşkilatlarının hele ilk kurucularının çok çalışıp ikna yöntemini iyi kullanmaları gereklidir ayrıca da daha önceden siyasettte belirleyici roller oynamış deneyimli ve sözü dinlenir devlet adamlarının da taraflı tarafsız bu gidişatı yani kırk haramiler sistemini eleştirmelerinin sağlanması iyi olur derim.uluslararası desteğin çok önemli olduğunu fazladan belirtmiş oluyum. Hep birlikte kenetlenirsek vs de inanırsak kesinlikle bunu başarırız .ipi göğüsleriz ama erken ama geç kolay gelsin saygılarımla
13.05.2020 21:58

Öncelikle merhabalar.Üniversite Sınavına hazırlanan bir genç olarak Yeteneklerimin ve isteklerimin doğrultusunda bir bölüm seçmek istediğimde ilk baktığım iş olanakları ve maaşı oluyor.Maalesef ülkemizde bizim gençler olarak ne istediğimiz çok önemli değil.Bizler yeteneklerimiz ve isteklerimiz ile bir meslek seçip,hayatımıza güzel bir şekilde devam etmek,tatillerde dünyayı gezmek,Mezun olduktan sonra iş imkanına sahip olmak istiyoruz.Ülkemizin uluslararası bir başarısı olmasını gençler olarak çok istiyoruz.Ama bu zamanda sanırım bu pek mümkün olmuyor.Ekonomi kötü,Beyin göçü çok fazla,İşsizlik çok fazla,Üniversiteden mezun olup iş bulanlar ya düşük maaşlarda ve kötü şartlarda ya da okuduğu bölümden çok daha farklı bir alanda çalışıyorlar.Durum böyle olunca da Üniversite mezunları ya ülkeden gidiyorlar ya da istedikleri gibi çalışamıyorlar.Bu durum beni çok üzdüğünden dolayı Deva partisi olarak bu sorunlara da bir çözüm getireceğinize yürekten inanıyorum.Bu yolda ben de sizinle yürüyeceğim.Artık gençlerin de sesi duyulsun.Teşekkür Ederim.
13.05.2020 13:51

Oncelikle sehit annelerimiz olmak uzere tum annelerimizin anneler gunu kutlu olsun. Korku siyaseti, baski siyaseti, algi yonetimi, darbe polemigi Sayin Ali Babacan ne guzel soyledi. Gelecek perspektifi sunamayanlar, umut veremeyenler korku siyaseti yapiyor diye. son gunlerde dabe olacak, listeler hazir, bizim aile 50 kisiyi goturur, bizim sitede 3-5 kisi listede, baska biri cikar cocuklariniz, hanimlarinizi bizden nasil koruyacaksiniz diye insanlari tehdit eder korku baronlari is basinda. Kirli, cirkin igrenc bir siyaset. Bu sekilde ekonominin kotu gidisini saklayacaklarini saniyorlar, bu sekilde insanlara umut olamadaklarini gizlemeye calisiyorlar. Binlerce isletme, kucuk esnas, fabrika batmis bitmis durumda, issizlik almis basini gitmis, carsi pazar ates pahasi bunlar konusulmasin insanlar korksun sinsin. Karsiliksiz para basarak, harcan tum tum yedek akceler, pansuman tedbirler. Bunlar bilinmesin, konusilmadin. Lidtelerimiz var, 50 kisiyi goturur bizim aile tehditleri konusulsun, insanlari provoke edilsin. Yapanin yanina kar kalsin, birsey olmasin. Iste bunlara karsi Deva Partisi ve Ali Babacan. Yeniden umut icin, yeniden gelecek icin cocuklarimiz, yarinlarimiz icin davamiz, DEVA' miz olsun.
12.05.2020 23:40

Sayın yetkili eğitimle ilgili görüşlerimi paylaşmak isterim. 1.Eğitim sektöründe kamu -özel ayrımı olmaksızın özellikle yönetici kadrolara çalışanların hakları zayi edilmeden tecrübeli işin ehli öğretmen ve idarecilerin atanabilme yolunun açılması. Özeldeki tecrübenin paylaşımının sağlanması. 2. Yabancı dil üzerinde çok etkili bir biçimde durulması öğrencilerin bir yabancı dil dışında ikinci yabancı dil konusunda eğitim almalarının alt yapı koşulları sağlanarak sağlanması. Dil belki de üzerinde en fazla durulması gereken konuların başında gelmektedir. 3. Devletin başarılı öğrencilerin yurt dışında belirli sürelerle kalıp yetişmeleri açısından burs imkanlarının genişletilmesi. 4.Okulların tümünün başarı durumlarının nitelik anlamında sıkı bir şekilde denetlenmesi. 5.Eğitimdeki birinci amacın evrensel ve kendini ifade edebilen bireyler yetiştirmek üzerine donanım sağlaması. 6.Proje üreten her okula bu konuda gerekli teşviklerin sağlanması. 7.Okulların her biri için bir başarı skalasının oluşturulması. 8. Anadolu öğretmen liselerinin tekrar açılması.Bu okulların sadece öğretmen yetiştirmesi ve bu şekilde mezun olan öğrencilerin yüksek öğretimde öğretmenlik bölümlerinde okuduktan sonra kpss olmadan direkt atanmalarının önünün açılması. 9. Yaşanan pandemi olayından sonra eğitimin özel-kamu farketmeksizin alt yapı anlamında, sınavlar anlamında bu tip süreçlere hazır hale getirilmesi. 10. Öğretmen alım kriterlerinde özellikle mülakat usullerinde değişiklik yapılması. Bazı branşlarda mülakat şeklinin daha nitelikli şekilde devam ettirilmesi. 11. Üretici okul, üretici öğretmen ve üretici öğrenci yapılanmasının okullarda yaygınlaştırılması. 12. Uluslararası yarışmalarda özellikle ulusal bilim yarışmalarına öğrenci hazırlanması bu yarışmaların sıkı şekilde takip edilmesi. 13. Özel okulculukla ilgili kurulacak yer ve gerekli maddi imkanlar konusunda yeterliliğin fiziki kuruluş alanlan seçiminin iyi yapılması.Yapılan her katkı eksik kalan kısımlara DEVA olmak için.
12.05.2020 15:53

Sayın yetkililer iyi çalışmalar diliyorum bir kaç konuyu paylaşmak istetim. Serbest kürsüden EĞİTİMLE konuları paylaşmak isterim. Türkiye de son on yıl içinde eğitimin araç-gereç ve bina fiziki yapısında çok olumlu gelişmeler yaşandı bu yatsınamaz. Ancak durum bu şekilde olsa da şu konuları kamu oyunun bilgisine sunmak isterim. 1. İlk basamkatan itibaren ilk-orta ve lise eğitiminde şu unsurların irdelenmesi önemlidir diye düşünüyorum. Küçük yaştan itibaren çocuğun kişisel eğitimine verilen destekleyici unsurların daha da artırılması. 2. Dil eğitiminde öğreticinin meslek verimliliği ve öğrenen üzerindeki etkisi. 3.Açılacak okulların oyun, bahçe, labaratuvar ve etkinlik alanları anlamında daha işlevsel olmaları. 4.Görsel ve deneysel eğitime verilen önemin artırılması. 5.Sınıf geçme sisteminde yapılacak düzenlemeler. 6.Tüm öğrencilerin LGS ve YKS sistemindeki merkezi sınavlara giriş koşullarının nitelik anlamında gözden geçirilmesi. 7.Okullarda eğtimde kullanılacak kitap, araç-gereç ve görsellerin önümüzdeki yeni yıllara entegre olabilecek şekilde düzenlenmesi. 8. YKS sınavlarında sınav olduktan sonra ancak tercih yapabilecek duruma gelen öğrencilerin bu aşamaya varmadan tercih konularının olabildiğince çözüme kavuşturulması. 9.Öğrencilerin tercih aşamasına gelmeden önce nitelik ve akademik anlamda yapabilecekleri mesleklere yönlendirilmeleri çalışma hayatındaki başarılarını artıracaktır. 10. Özel durumlar haricinde merkezi sınav takminin sabit hale getirilmesi. 11. Güzel sanatlar, yazılım, robotik, programlama dilleri, bilişim sistemleri. sağlık araç ve gereçleri gibi önemli alanlarda sadece bu alanlara hizmet veren nitelikli meslek okullarının açılması. 12. Bu meslek okullarında eğitici olarak görev yapacak hocaların yüksek öğretimde yetiştirilmesi ve bu okullarda görevlendirilmesi. 13. Eğitimcilerde çok çalışanın başarısının teşvik edildiği bir sisteme geçilmesi. 14. Yerel kurumların eğitimde daha etkin rol almasının önünün açılması.
12.05.2020 15:09

Umarım ileride hayallerimizi kendi vatanımızda kurabileceğimiz bir ülke için samimi ve başarılı bir çalışma yürütürsünüz. Gelişmiş ülkelerde de olduğu gibi kentten köye göçün teşvik edilmesi ve Türkiye'nin kırsal alanlarının doğa ile uyumlu verimli bir üretimin benimsenmesini ve böylece köylerde yaşayan insanların gelirlerinin yükselmesiyle şehirlerde ki baskının azalması ve daha modern daha yeşil ve sakin bir Türkiye hayal ediyorum. En temel kaliteli gıda ürünlerinden, yüksek teknoloji ürünlerine kadar üretebilecek bir potansiyelimizin olduğunu düşünüyorum. Bu hususta gerekli olan bütün konularda yapılması gereken reformları Deva partisinin yapabileceğini düşünmek istiyorum çünkü artık başka bir 20 yıl kayıp etme lüksümüz yok. Teşekkür ederim, iyi çalışmalar.
12.05.2020 13:32

Merhaba, Öncelikle hayırlı ramazanlar dilerim. Zor zamanlar geçiriyoruz, sanki boğazımız düğüm üstüne düğümleniyor. Son iki seçimdir oy kullanmıyorum. Bu duruma geleceğime inanmazdım bir vakit. Bitaraf olan bertaraf oluyor ya! AKP iktidara geldiğinde lise öğrencisiydim. Toplumun muhafazakar kesiminin üzerine müthiş baskı olduğu dönemlerdi. Tayyip Bey'e karşı sorgulanamaz bir sempati besliyordum. Hiç siyasi parti mensubu olarak kendimi değerlendirmedim ama, "Bir partiye üye olursam AKP'ye üye olurum." derdim. Hakikaten mazlum ve zayıf durumdaydık. Dualarımız muvaffak olması yönündeydi, Kim inanırdı ki "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem." diyenlerin bir gün sofralarından dalkavukları ve zalimleri eksik etmeyeceğine, ardında yığınla mazlum bırakacağına? Aldatılmış hissediyorum, üzerine titrediğimiz kutsal değerlerle, hakikatle hem de. İddiamızı, saf ve temiz duygularmızı çaldılar. Doğruluk namına sözlükte ne kadar kavram varsa içi boşaltıldı malesef. Hak, Hukuk, Adalet, Liyakat vs... Yorulduğumu hissediyorum. Eleştirmekten, karşı çıkmaktan, hakikati savunmaktan ve sonucunda yaftalanmaktan. Dar bir çevrem var kendimi rahat hissedebildiğim, Bu da sıkışmışlık hissi veriyor bazen. Bize yüzde altı derler inanmayın daha da azaldık. Sorunların en büyüğünün hukuksuzluk olduğunu düşünüyorum. Adeta söyleye söyleye Kabile Devleti'ne çevrildi ülkemiz. Kararlar sorgulanamaz şefin etrafında veriliyor. Herşey onunla anlamlandırılıyor. O iyi dediyse iyi olan birşey ertesi gün fikrini değiştirdiğinde çok kötü olabiliyor. Böyle bir devletin akıbeti aşikardır. Kabile devletinde ne adalette, ne eğitimde, ne ekonomide istikrar olabilir. Bu şartlar altında DEVA partisinin varlığının yurdumuz için bir nefes olmasını temenni ederim. Umarım iddialarınızda samimisinizdir, ve öyle kalırsınız. Saygılarımla
12.05.2020 13:17

Öncelikle herkese iyi günler. Partimiz yeni bir parti olduğu için herşeyden önce en önemli olayın kendi içimizde güçlenmemiz olduğunu düşünüyorum . Bunun için bu serbest kürsü uygulaması çok iyi bir uygulama . Bence parti içi demokrasi meclisteki partilerin en büyük sorunu. Partide ki ortak görüşü savunmayan insanları çatlak ses ya da hain ilan ediyorlar bu da bi kısır döngü oluşup yeni fikirler ortaya çıkmamasına sebep oluyor. Bizimde şu an güçlenmek için herkesin görüşüne ihtiyacımız var.Ama umarım ilerde güçlü bir parti yapısı oluştuktan sonra da aynı şekilde parti içinde herkesin fikirlerine önem verilir.
12.05.2020 10:00

Artık gençleri kendi inandığı doğrularına zorlayan bir zihniyetten, gençlere gerekli ve hakettikleri özgürlüğü veren bir yönetime ihtiyacımız var. Bu ülke gençlerin aklındaki yurt dışına kaçma hevesini ve avrupa sevdasını yenemediği sürece hiçbir zaman başarı elde edemez. Partisinin her yerinde özellikle genç ve bayan bulunduran, yönetimi okumuş ve ciddi başarılar elde etmiş şahıslardan oluşan bu partinin iktidarın getireceği sorumlukları ile baş edecebileceğine inanıyorum. Almanya'da doğmuş, büyümüş ve 30 yaşında 2019 senesinde Türkiye'ye temelli dönüş yapmış biri olarak, şimdiye kadar yurt dışında çok yakından takip ettiğim Mustafa Yeneroğlu Beyin de bu partinin bir parçası olduğu için çok mutluyum. Kendisinin dürüstlüğü, aklı ve insanlığı tartışılmaz dır. Yine takıp ettiğim başka isim ise Fatih Zingal Bey dir. Kendisini DEVA partisine kazanmak birçok genci kazanmak anlamına gelir. Kendisine güvenim sonsuzdur ve Mustafa Bey gibi Fatih Bey de birgün yanlış giden şeylerin farkına varacak tır.
12.05.2020 06:12

Yerel örgütlenmesini henüz neticelendirmemiş bir parti için söyleyeceklerim aceleci olarak değerlendirilebilir ancak kurucular kurulundaki gençleri de göz önünde bulundurarak halkla sıcak temas hususunda noksanlık olduğu kanaatindeyim. Bir Yeni Demokrasi Hareketi sendromu daha yaşanmaması için CVlilerin, meraklısına temas etmesi gerekiyor. Bu hususta daha yaratıcı olunabileceği kanaatindeyim. Her ne kadar pandemi süreci temasa engel bir durum olsa da e-temas olarak nitelendirilebilecek bir çok aygıttan yararlanılabilir. Partiyi anlatmaya henüz başlamışken, bir yandan da anlamak için partideki gençlerin, bilhassa kurucular kurulundaki gençlerin en azından sosyal medyada daha fazla insan merak etmeleri gerektiği kanaatindeyim. Belirtmek isterim ki, özellikle serbest kürsü fikri cazip ise de, serbest kürsü fikrini mikrolaştırarak, küçük şehirlerde her şehre, büyükşehirlerde ise her ilçeye-özel bir parantez açılarak-, kentin sorunlarının ve çözüm önerilerinin, kent ile ilgili hayallerin paylaşılabileceği, güncel politikaya dair her türlü görüş ve önerinin paylaşılabileceği ve en önemlisi de yerel örgütlerde siyaset kodamanlarından bana yer kalmaz ön kabulü dolayısıyla fikrini/hayalini beyandan imtina eden ancak Deva Partisi'ni de merak eden kalabalık bir genç topluluğa e-forumlar yoluyla ulaşılması gerektiği kanaatindeyim. Malum ulaşımın iki yolu mevcut. Birinci yol halkın partiye geldiği yol iken ikinci yol partinin halka gittiği yoldur. Türkiye siyaset tarihinde başarılı olmuş partilerin tamamının ortak paydası partinin halka gitmesidir. Serbest kürsü ile ulaşımın klasik/basit yolu seçilmiş. Sosyal Medya reklamları/yönlendirmeleri ile sadece merakı olanın bir de ilgisini çekmek, ilgisi olanın bir tık ile fikrini almak, fikrini aldığının ortaklaşmasını sağlamak için serbest kürsünün öncelikle meraklısına ulaşmasını sağlamak gerekir diye düşünüyorum.
12.05.2020 00:50

Düşünme vaktidir. Söyleme vaktidir. Yazma vaktidir. Mücadele vaktidir. Çalışma vaktidir. İstişare vaktidir. Muhabbet vaktidir. Dürüstlük vaktidir. Karşılıklı saygı vaktidir. Eşitlik vaktidir. Hakkın, hukukun, adaletin ve demokrasinin savunulması vaktidir. İstikbal ve istiklal vaktidir. Hürriyet vaktidir. Vicdanın vaktidir. Derde DEVA vaktidir.
11.05.2020 21:29

ÇÜRÜMÜŞ YARGI SİSTEMİNİN BİR PARÇASI OLAMADIM! “Çürümüş bu yargı sisteminin Bir parçası olarak kalmak, Bozulan yargı sistemini düzeltmek Artık imkansız hale gelmiştir!” Maalesef ki Türkiye’de Hukuk, Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar Hukuk krizine girmiştir. “MAHKEME KARARLARI BİZZAT MAHKEMELER TARAFINDAN UYGULANMADIĞI BİR SÜRECİ YAŞAMAKTAYIZ. YARGI İSE VİCDANINI KAYBETMİŞ TÜM İRADESİNİ BİR GÜCE TESLİM ETMİŞ DURUMDADIR. TÜRKİYE'DE YENİDEN BİR HUKUK DEVLETİ KURMAK, Yargı bağımsızlığını tesis ederek Yeni bir hukuk sistemi inşa etmek gerekir. ÇÜRÜMÜŞ BU YARGI SİSTEMİNİN BİR PARÇASI OLARAK KALMAK, BOZULAN YARGI SİSTEMİNİ DÜZELTMEK ARTIK İMKANSIZ HALE GELMİŞTİR.” Zaten uzun zamandır Hak Arama hürriyeti DERİN DONDURUCUYA BIRAKILMIŞTIR. "AK-P İKTİDARININ YARGIDA YARATMIŞ OLDUĞU EROZYON İNANILMAZ BOYUTLARDADIR! TÜRKİYE'DE YARGIÇLAR O KADAR ÇOK SİLİKLEŞMIS O KADAR İKTİDARA BAĞIMLI HALE GELMİŞTİR Kİ BU DURUMU KABULLENMEM MÜMKÜN DEGİLDİR! Yargiclar ve Savcilar Kendi kişiliklerini ortaya koymaktan Öyle uzak bir noktaya geldiler ki Bir Hukukçu olarak Bundan üzüntü ve elem duymaktayim! İradesini kullanamayan bir yapı ortaya çıkmıştır Bu Cok ama çok tehlikeli bir Durumdur Hitler, Alman yargıçlarına, ‘KARAR VERİRKEN BENİM YERİME FÜHRER OLSAYDI HANGİ KARARI VERİRDİ DİYE DÜŞÜNECEKSİNİZ ve ONA GÖRE KARAR VERECEKSİNİZ!" diyordu Türkiye’de Cok az sayidaki Yargıçlari tenzih ederek Yargic larin biraz bu mantıkla hareket ettiklerini müşahede etmekteyim! BİZİM YERİMİZDE MEVCUT SİYASİ İKTİDAR ya da ADALET BAKANLIĞI OLSAYDI HANGİ KARARI VERECEKSE, BİZ DE O KARARI VERELİM DİYORLAR!..” Bu Durum yargı için Çok acıklı bir durumdur! Bir an önce Anayasa mizda da Yer Aldığı şekliyle Hakimlik Teminatı sağlanmalı Yargıya güven tazelenmelidir! Yoksa Hukukun Adaletin Olmadığı Bir Memlekete yabancı Sermaye niye Gelsin?
11.05.2020 21:22

Sn. Genel başkanım ,DEVA partisi kurullarının kıymetli başkanları ve DEVA partisinin hizmet aşkını gönüllerinde hisseden benim gibi gönüllü olan değerli gönüldaşlarım hepinizi saygıyla mühabetle selamlıyorum. Kıymetli Deva ailesi bugün size Türkiyede var olan ancak kimsenin seslerini duymadığı 500bin iktisadi idari bilimler fakültesi(İİBF)nde mezun olan kardeşlerimizin sıkıntılarını taleplerini sizlere aktaracağım. İİBF mezunları yıllarca okuduktan sonra mezuniyetlerinin ardında kamuda istihdam edilmek için kpss'ye ciddi manada hazırlanıyor. Kpss'de yüksek puan almaları yetmiyor alınan yüksek puanların ardında kamu kurumları kendileri için kaç tane personel alacaksa ona göre sınav ilanına çıkar, yaklasık bir yıl emek veren genç kardeşlerim kpss maratonundan sonra sınavların tek merkezde yapıldığı Ankaraya gidiyorlar. Tabi bazı kardeşlerimizin cebinde parası olmadığı için çoğu sınava gitmiyor bile.. bu sınavlardanda başarılı bir şekilde geçen kardeşlerimizi bekleyen en önemli sıkıntı başlıyor.. MÜLAKAT sistemi dediğimiz, liyakatin,eşitliğin,hakkın,hukukun olmadığı, adam kayırmanın eş dost ahbap ilişkisinin olduğu bir sistem haline gelen mülakatlarla genç kardeşlerimizin emeği çalınıyor. Sınavda 97.98,.. aldığınız puanın bi hükmü yok orda istediklerini seçiyorlar ve objektif hiç bir kriterde yok.bir diğer sıkıntıları güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması hiç bir hukuki alt yapıya bağlanmadan yapılması ve kişilerin güvenlik soruşturması ve arşivaraştırması hakkında itiraz hakkının bile olmayışıdır.vatandaşın amcası eniştesi halası kardeşi daha önce fetö ile ilişkili veya iltisaklı olduğunu belirterek bunlar hakkında olumsuz dosya hazırlanıyor.. cezaların şahsiliği ilkesi ne yazık ki işlemiyor. Gençlerimizin önünü açalım, emeklerine sahip çıkalım Malesef iktidar partisi gençlerimizin emeğine ideallerine sahip çıkamamıştır. DEVA partisi olarak 500bin işssiz İktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunlarının yanında olacağınıza inancım tamdır.
11.05.2020 20:49

Selam ülkemiz için daha çok çalışacağımız DEVA lı güzel günlere.Arkadaşlar sizede itici geliyordur eminim takım elbise yi giyen iktidar partisinden kim varsa vatandaşa iki üç perde üstten bakması ve samimiyetsizliği.İnanın konuştuğum görüştüğüm insanlar takım elbiseli görünce kaçmaya başlıyoruz diyor.Bir hor görülme veya ezilme veya ezecek hissi gibi diyor insanlar ünüforma gibi geliyor artık bize diyorlar.Tabi burda şunu da unutmamak lazım Mevlana nın dediği gibi Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, Nice elbiseler gördüm içinde insan yok, sözünüde unutmadan insanlara doğru olanı yalansız olanı ve onunla birlikte olduğumuzu onun yanında olduğumuzu hissettirirsek gönülleri kazanan biz oluruz.Tek yapmamız iktidarın kısır döngüsüne takılmadan onlarla kısır alışagelmiş tartışmaları yapmadan insan odaklı kim olursa insanca yaklaşıp dertlerine DEVA olmak olmalıdır.Saygılarımla
11.05.2020 15:02

Yeni bir yola çıkdınız öncelikle hayırlı uğurlu olsun ömrünün nerede ise elli yılını ülke siyasetinine alakalı ve duyarlı olarak geçirmiş biri olarak belki dikkate alırsınız umuduyla birkaç görüş aktarmak istiyorum. Birincisi bu mevcut sistem (düzen) içerisin de bugüne kadar olageldiği gibi ufak tefek rutuşlarla kitlesel bir destek sayısal bir üstünlük elde edebilir hatta ikdidar olabilirsiniz bu durum sizleri olmasa bile size inananları hayal kırıklığına uğratacağı şüphesizdir . Onunun için köklü revizyonist uygulamalar gerekmektedir bunun için en hayatı iki husus eğitim ve adalettir din, ırk, mezhep vs gözet meksizin geniş bir konsensusla bugüne kadar ortaya konulan uygulamalar bir kenara bırakılarak bu iki husus insani esas alan düzenlemelerle toplumun kabuluna sunulmalıdır saygılarımla .
11.05.2020 15:00

merhaba partinin alternatif medya veya tv kanallarında yapılan canlı yayınlarında genel başkan sn: Ali babacan kurucular ve parti yönetim kadrosu ve miletvekili, sn: M. yeneroğlu düzeyinde katılımları gözlemliyor izliyor takip ediyorum. 9 mart 2020 tarihinde partinin kuruluşu gerçekleşmişti,dünyada ve ülkemizde 1 ci gündem maddesi olan corona virüsü halen gündemin birinci maddesi olmaya devam etmekte dolayısıyla parti temsiliyeti açısından çıkılan canlı yayınlarda bazen deva partisinin kuruluşuyla kamuoyunda istenen ivmeyi ve beklenen heyecanı yaratamadığı gibi görüşler moderatör ve program yöneticileri tarafından soru şeklinde veya görüş olarak ortaya konulmaktadır,çok ciddi bir salgına denk gelen bir parti kurulum tarihi ve fiziken çalışmayı etkileşimi imkansız hale getiren bir salgına denk gelmesine rağmen kuruluştan bu yana sadecer 2 ayın geçmesi göz önünde bulundurulduğunda başarısı azmi ortada olan ve emin adımlarla yürümekte olan bir parti için bu iddiları ortaya atmak bu tarz sorular yöneltmek manipülasyon ve algı yönetiminden başka birşey değildir,dolayısıyla bu tarz morel bozucu söylemlere itibar edilmemesi gerektiğini izlenen yöntemin ve ilerlemenin çok doğru yönetildiğini düşünmekteyim. Komisyonları oluşturulan ve görüşmeleri başlanan il ilçe teşkilatlarının kurulum çalışmaları yereldeki örgütlenmeleri oluşturacak komisyonların oluşumunun çok isabetli olduğu görülmektedir,oluşacak il ilçe teşkilatlarında yer alacak kadroların deva partisinin yereldeki ve genel anlamda ki başarılarını yüzde yüz etkileyeceğinin teşkilat oluşturma komisyonları tarafından bu hususun göz önünde bulundurulacağına inanmaktayım. il ilçe teşkilatlarında kendine birikimine güvenen zamanının gerekirse tamamını ayırabilen yaşadığı ilin ilçenin problerine hakim olan yerel medyada partinin değerlerini dile getirebilecek,partinin programına uyumlu ve fakat kendi özgün siyaset üretme tarzını çalışarak ortaya koyabilecek kadrolardan oluşmasını temmenni ederiz,saygılar iyi çalışmalar.
11.05.2020 14:49

Herkese Merhaba Partinizin tüm çalışmalarını şu an için online da olsa dikkatle takip ediyorum.Umarım bahsedilen DEĞERLER en kısa sürede devletimizi ve milletimizi kalkındırmak için gerekli mecralarda uygulanan DEĞERLER olur. Anayasa konusunda bir kelam etmek istedim nacizane olarak. Mevcut anayasaları yapanlar genelde bürokratlar yada askerler olmuştur ülkemizde bunun sonucu olarakta bazı şuçlar bazılarından farklı cezalandırma sistemi mevcuttur.Bunu değiştirmenin gerekliliğini şöyle anlatabiliriz sanırım millete. Cezaevlerinde neden fikir suçlularına af gelmesi veya affedilmesi düşünülmezken toplumu derinden yaralayan hırsızlık,rüşvet,adam öldürme gibi suçlara af gelir sürekli. Sebebi basittir. Kanunları yapan bürokratlar kendilerine düşman görükleri kişileri dışarı çıkartmak istemezler çünkü korkarlar insanın fıtratı gereğidir. sizde olsanız aynısını yapardınız. Ancak kanun yaparken hırsız mağdurunu, oğlunu kaybetmiş bir anneyi, yada tecavüz mağduru birini işin mutfağına davet eder ve ondan fikir alırsanız işte o zaman toplumun tümünün kanayan yarasına melhem olan bir ANAYASA oluşturmuş olursunuz. Yoksa bürokrat kendine göre asker kendine göre yasa çıkartır. İşte bizim bu ülkeye vermemiz gereken anayasa her kesimin yarasına melhem olabilecek bir ortak akıl olmalıdır. ve bu anayasa oluşturma sisteme bağlanmalıdır ki ilerde bu sistem tekrar bürokratların eline geçmemelidir. 2.olarak şu an ki hükümetin yaptıklarını milletimize anlatırken kullanabileceğiniz bir örnekleme yapabilirim. VR(sanal gerçeklik) gözlüğü takmış birine dışardan bağırarak ne anlatsanız boştur çünkü o gördüğüne inanır. Onu ikna etmek için gözlüğü taktığı sırada dışardaki kişilerin onun cebinden para aldığını video çeker ve sonra o kişiye izletirseniz ancak size inanır. Yani siz veriler ile kişilerin gerçek hayatını etkileyen olayları(ekonomik-kültürel vs) hikayelendirerek kişilerin gözlük dışındaki gerçek hayatlarını onlara inandırabilirsiniz.Böylelikle VR gözlüğün büyüsü bozulur.Selamlar
11.05.2020 14:00

Selamün aleyküm. Sizlerle Türkiyemizin hala aşamadığı ve sürekli olarak gündemde olan bir konuyu paylaşmak istiyorum. Türkiyemiz 83 milyonu bir yürek olan ve içinde Türk Kürt Arap Laz Çerkez hep beraber yaşayan büyük bir milletiz. Fakat kardeşlerim aralarımıza nifak tohumu eken kişi veya kişilere izin vermeyelim. Eğer izin verirsek biz birbirimize düşeriz ve asla kazanan çıkmaz. Özelliklede batıdan doğuya veya doğudan batıya okumaya çalışmaya her ne sebeple gelen olursa olsun asla dışlamayalım. Üniversite yıllarımda memletimden uzak bir yerde okudum. Başlarda herkesle güzel sohpetler arkadaşlıklarımız vardı taki benim Doğudan gelen Kürt biri olduğumu öğreninceye kadar sürdü bu sohpetler muhabbetler. Öğrendiklerinde ne mi oldu söyliyim sizlere önce birbir uzaklaştılar sonra konuşmamaya başladılar peki sonra mı bu kürttür bu teröristtir dediler bana karşı durdular tabi tek bana karşı değil diğer kişilerede kimlere mi dünyaya Türk olarak doğmayan herkese karşı bu tavrı takındılar. Kendilerine yakın gördükleri Hocalara da anlattılar sonra mı keyfi dersten bırakmalar başladı olsun dedik memleketimizin huzuru kaçmasın dedik ama nereye kadar güzel insanlar kimse bu dünyaya Türk Kürt veya başka birşey olacağını bilerek gelmedi. Lütfen duyarlı olalım. Ha bide bunu siyasete alet etmeyelim. Benim partimiz çatısı altında bulunan bütün başta Sn. Ali Babacan Başkanımız olmak üzere diğer başkan üye ve gönüllü kardeşlerime ricamdır bu saçma ayrımcı kutupsallaştırıcı bakışı zihniyeti yok edelim hep beraber inşALLAH. Son sözümüz olarak NE MUTLU ÜMMET-İ MUHAMMEDİM olsun. ALLAH hepimizden razı olsun. Teşekkür ederim.
11.05.2020 03:13

Öncelikle Herkesin Ankara'da Dayi'si Amca'si Sayesinde Her İşini Halledicek Bir Parti Olmadiği İçin Öncelikle Çok Mutluyum. Sayin Ali Babacan'i Ekonomi Yıllarından Taniyan Takip eden Birisi Olarak Bu Parti'ye Karşiliksiz Gönül Veren Birisi Olarak Öncelikle Deva Partisinin Kurucuları İle Sayin Genel başkani ali Babacan'a Selamlar Saygılar. Öyle Bir Ülkedeyiz ki Öyle Bir Nimet İçerisindeyiz ki Bu Ülkenin Nimetlerinden Faydalanmak Aslında Çoğu Ülkenin Önüne Geçmek Demek 1) Tarimi Kendi Kendine Yeten Ülkeden Başlayip Herşeyi İthal Eden bir Ülke Konumuna Geldik. Öncelikle Bize Çok geniş Bir Kapsamli Anayasa Lazim Artik Kenan Evren Yasasından Kurtulup Özgürlükçü Bir Anayasa Yapmamız ŞART. 2) Bizim Siyasi Partiler Kanununu Değiştirip En Başta Şu Bana göre Antidemokratik Olan %10 Barajını Kaldırmamız Lazım Ne Yazık ki Suana Kadar Gelen İktidarlarin Gelmeden Önce Parti tüzügune Yazdıgı Ama ıktıdar Olduktan sonra Kenara attiği Bir söz Olarak Kalıyor. 3) Hukukun Üstünlüğünü sağlayıp Gerçekten Herkesin Eşit adil Yargı Almasını Sağlamak 4) Avrupa Birliği Norm larını Faz larını Tekrar Gözden Geçirip Ne yapmak Gerekıorsa Yapmak Lazım 5) Kavgaci Ötekileştirici Bir Siyaset Tarzi İle yürümemek Yapmamak. 6) Din İle Siyaseti Birbirine Kariştirmamak Siyasetimizi Camilere Taşimamak. 7) Artik Ülke Olarak Şatafat İsrafi Engellemek Bütçemizi Daha doğru Kullanmak Ülkemizin Refahına Daha Fazla Katkı Sağlamak 8) Ünıversitelerimizin Dünya Sıralamasına Girmesi İçin Çabalamak Eğitim Kalitemizi artirmak Her sene Yeni Bir Sistemle Ortaya Çikmamak Ve En Önemlisi Bir Gecede Prof. Lari Doçent Prof Yapmamamız Lazım. 9) Demokrasiyi Hiç Bir Yerde Engellememek Karşi Görüşün Olsa Bile Dinlemek Demokrasiyi Otokrasiye donuştürmemek lazım. 10) Sosyal Devletin Gereğini Fazlasıyla Yapıp Ülkemizde Hiç Bir Aç Sokakta Yatmayan İnsan Bırakmamak. Nacizane fikirlerim Şimdiden Okuma Zahmetine Katlanan Arkadaşlarima Teşekkür ediyorum Kalın Sağlicakla Her Derdimize Deva Olmak Umuduyla...
11.05.2020 02:57

Öncelikle cümleten selamün aleyküm. Birbirinden farklı güzelliklere sahip güzel memleketimizin kıymetini bilmeyip var olan güzellikleri sadece kendi nefisleri için harcayan kişi kurum ve kuruluşları kınıyor ve sözlerime bu coğrafyanın en büyük yarası olan Eğitim hakkında birşeyler söylemek istiyorum. Eğitim gibi güzel bir dünyayı sadece okul yapmak ile üniversite açmak ile kontenjanları artırmak sanan zihniyete artık dur deme vakti gelmiştir. Biz okul hayatımız boyunca önümüze ne çıkacağını bilmeden yaşadık.Yok milli eğitim bakanlığı ne diyecek ne yapacak acaba milli eğitim bakanı değişirse sınavlara ne olacak diye diye öğrenmeye ve öğretmeye vakit bulamadık.Yeni neslin böyle olmasını istemem ve belli çizgileri olan bir yeni eğitim sistemi şart ve bunu İNŞALLAH bu çatı altında bizler yapacağız.Öğrencilerin yarış atı gibi çalışmak zorunda olmadığı bilgi beceri ve yeteneğine göre kendi okumak istediği bölüm okutulmasını sağlamalıyız.Yoksa Fen bilen Sağlıkçı Matematik bilen Mühendis Türkçe bilen Öğretmen olmak zorunda kalacak. Ve yine öğrenciler üzerinden hocaların kendi egolarını tatmin eden eğitimciyi eğitim sahasında görmek istemiyoruz. Ve yine büyük bir sorun olan eğitim ve öğretim eşitsizliği öğrenciler üzerinde büyük yaralara sebep olmaktadır.Milli Eğitim kurumu okulların ilk orta lise üniversitelerin karşısında büyük güç olan özel okul kolej özel üniversite öğrencilerin aynı sınava alarak aynı başarı beklenmeside çok saçma bunun önüne geçilmelidir. Ve yine eğitimde ayrımcılık en büyük sıkıntılarımızdandır.Nasıl mı ? Sakal bırakan erkekle bırakmayan erkeğe farklı gözle bakılmamalıdır. Yine küpe takan bir erkekle takmayan erkeğe farklı anlam yüklenmemelidir. Ve yine açık bir kadın ile Çarşaflı veya kapalı bir kadına farklı gözle bakılmamalıdır. Üniversite çatıları altında binlerce gence hocanın kendine göre algı yaratıp o algıyı dayatması kabul edilemez.Öğrenciyi kendi görüşünde mi değil mi değerlendirmesini yapıp öğrenci bırakılıp geçirilemez.Teşekkür ederim
11.05.2020 02:47

Türkiye'de özellikle "Cumhurbaşkanlığı" sisteminden sonra iki kutuplu siyaset anlayışıyla birlikte kimse kendi görüşlerini savunamaz hale gelmiştir. Bir tarafta %40'lık bir tabana sıkışmış cumhur ittifakı, diğer yanda %30'lu sayıları bulan millet ittifakı ve işin sonunda gelecekle ilgili tek bir proje sunmadan ve özellikle bazı siyasi sloganlar ve ideolojilerin içine sıkışmış bir siyaset anlayışı. Bütün partilerin yapılarında yer almış biri olarak, toplumun yarısını oluşturan kadınların, geleceğin mimarı olacak olan biz gençlerin partilerde yeterince temsil edilmediğini ve aslında partinin vitrinini süslemek için kullanıldığına da çok kez şahitlik ettim. Ancak biliyorum ki bugün, Türkiye'nin her yerinden belki farklı dilleri konuşuyor olsak bile, birbirimizin inandığı değerlere inanmıyor olsak bile, biz bu topraklarda ne başardıysak, ne kaybettiysek beraber yaptık. Bugün Demokrasimizi, aklımızı, vicdanımızı ve birlikte farklılıklara saygı duyarak yaşama sevincimizi kaybetmemeliyiz. Beraber olmak ve Anadolu'nun her karış toprağında DEVA Partisi'ni anlatmak için sabırsızlanıyorum. Gençlere, kadınlara ve bütün vatandaşlara selam olsun...
11.05.2020 01:29

Bir umut olup umudun yeşertildiği sen ben değil biz denilen; istihdamın fazla olduğu mutlu mesut insanların yaşadığı bir ülke özlemle.... Umudun diri tutulması dileğimle selam ve saygılar
11.05.2020 01:24

Düşmansız bir arada duramayan bir millet olmuşuz biz. Birbirimizi sevmiyoruz aslında, hiçbir hayalimiz ülkümüz kalmamış, hiçbir şey üretmiyoruz. Ancak bir düşmanın varlığı hatırlatıyor bize kim olduğumuzu. Ancak bir düşmanın varlığı bir arada tutuyor bizi, başka türlü unutuyoruz birlik olmayı! (VATANIM SENSİN den alıntı bir replik) Önce İnsan diyen,Ortak akıl diyen,Bilim diyen birileri var bu ülkede,ellerini taşın altına ,yüreklerini ortaya koyan insanlar var.Haydi bu kez başaralım Dostlukla,dayanışmayla,imanla ve güvenle yola koyulalım.Düşmansız ve ötekisiz bir şeyleri başarabileceğimizi gösterelim.Başarılamayacak hiç bir şey yoktur,imkansız ise sadece zaman alır.Hedef adımızda :Her Derdin DEVA'sı var...
10.05.2020 23:18

Sevgili DEVA arkadaşlarım, yapılan yorumlarda dikkatimi çeken bir hususa değinmek istiyorum. Bilindiği üzere, Demokrasinin ilk ve en ilkel versiyonu "Çoğunlukçu" demokrasi (%51'i alan herşeyi yapar), daha gelişmiş olanı "Çoğulcu" demokrasi (Azınlığın bir takım haklarına dokunulamaz), son versiyon ise "Katılımcı" demokrasidir (halk her hususta ve her an kararlara katılır). İletişim imkanları, teknolojik gelişmeler, bilginin demokratikleşmesi ve halkın eğitim kültür seviyesindeki artış; Katılımcı Demokrasiyi uygulanabilir kılmaktadır. Ancak, hiçbir iktidar, toplum zorlamadıkça buna geçmek istemez. Bu sebeple, Katılımcı Demokrasiyi talep eden, iktidarı buna zorlayan toplumsal duruş ortaya konulmalıdır. Dolayısıyla; yorumlarda kurulan cümlelerin öznelerinde sorun olduğunu görüyorum. Yani, "adalet olmalı", "kaynaklar etkin ve verimli kullanılmalı" şeklindeki, öznesi muğlak cümleler yerine "öncelikle hukuka güveni sağlamalıyız","israfı önlemeliyiz" şeklinde, öznesi biz olan (Türkiye toplumu) cümleler kurmalıyız. Sorunları birlikte tespit etmeli, çözüm alternatifleri arasından uygun olanı birlikte belirlemeliyiz, vatandaşlık yetkisini kullanmalı, sorumluluğunu üstlenmeliyiz. Basit ve kolay çözüm öneremediğim için üzgünüm. Naçizane kanaatlerim böyle. Saygı ve sevgilerimle.
10.05.2020 22:55

SEVGİLİ GARDAŞIM ALİ BABACAN Bıktık Usandık Dövüş Kavgadan Kin Nefret Tehdit Beladan Aynı Simalar Yalan Dolandan Ülkemize Barış Vereceksen GEL Memlekete DEVA Olacaksan GEL Savcılara telefonlar açılıyor Hakimlerden Dosyalar soruluyor Valiler Parti Başkanı Oluyor Adliyeye DEVA Olacaksan GEL Valilere Vali diyeceksen GEL Avrupaya O.Doğuya Küsmeden Kapılar Önünde Beklemeden Dış Politikayı Malzeme Yapmadan Kendini öfkeni kontrol Edeceksen Siyasette şov değil Deva isen GEL Balık Baştan Kokmasın Tuz Dahil Herşey Kokmasın Yüksek Yargı ÇAY Toplamasın Önüne Gelene Bağırmasın Kokulara Korkulara Deva isen GEL Sarayda Oturmak Nasl bir Duygu Hergün Para Basmak Huymudur Bakanlar ne iş yapar Varmıdırlar Gece Görevden Alınan Bakanmıdır İki Dudak arasında Deva isen GEL Seçimlerde Beka Beka da Nedir Kasa da Yoksa Varlık Fonu Nedir Paramız İniyor Suçumuz Nedir PARA’mıza DEVA Olacaksan GEL Mısır ile Sorun Bilinmez Niye Aile Gibiydik Ne Güzeldi SURİYE Avrupaya Bağırmak Öfke Niye İsraile Terör Devleti Diye Diye Yurtta Sulh Cihanda Sulh DEVA OLACAKSAN GEL SELAM ve SAYGILARIMLA
10.05.2020 21:27

Bir toplumun kalkınması ve gelişmesi için o toplumun fikir üretmesi gerekir. Fikir üretemeyen toplumlar düşünme yeteneklerini kaybederler. Düşünemeyen toplumlar hiç bir fikir üretemezler. Fikir üretemeyen toplumlar ise asla gelişemezler. Bu gün turkiyede gerçek manada fikir ve düşünce özgürlüğü varmıdır. Eğer vardır diyorsanız korkmayın bu toplum gelişir. Eğer yoktur diyorsanız önümüzdeki yıllarda türkiye çok gerilere düşecek. Insanlar için en büyük değer özgür olmaktır. Özgür olmayan toplumlar bir şekilde karınlarını doyurabilirler ama insan olma vasıflarını kaybederler. Önümüzdeki dönemde topluma özgürlük ve demokrasi vaad eden partiler yükselecek. Ben burada herhangi bir parti lehine veya aleyhine bir şey yazmıyorum. Ben turkiyenin geleceğini düşünerek fikir söylüyorum. Bu bağlamda seçmen olarak deva partisine umut bağlıyoruz. Umarım deva partisini bu topluma aydınlık bir gelecek sunar. Bir zaman bir film izlemistim. Filmin adı çıkış yok idi. Bence türkiye için bir çıkış var. O çıkış da deva partisidir.
10.05.2020 21:15

1) Bir ülkede en başta insanlar arasında adalet sağlanmalı.Adaletin olmadığı,hukukun işlemediği yerde huzur olmaz. 2) Kamu makamlarına görevlendirmelerinde liyakat esas olmalı.Bu benim adamım bu makama getirelim değil layıksa getirilmeli. 3) Hakimler ve Savcılar vicdanları ile karar vermeli.Böyle bir karar verirsem acaba başıma ne gelir diye düşünmemeli.Ve verdiği karar iktidarın hoşuna gitmiyor diye görevlerinden alınmamalı. 4) Sivil toplum kuruluşları özellikle sendikalar hükümetle içli dışlı çalışmamalı.Maalesef bugün sendikalar “paralel devlet” gibi çalışıyorlar.İstediklerini çeşitli makamlara getirilmesini sağlıyorlar. 5) Kamuda maalesef araba saltanatı sona erdirilmedi.Bir belediye başkanı çıkıyor “diğer arkadaşlar çok pahalı arabalarla toplantıya geliyorlar,benim ne eksiğim varki daha ucuz arabaya biniyorum” diyebiliyor. 6) İnsanlar düşünüyor,fakat düşündüğünü ifade edemiyorlar.Yani düşünmek serbest,ifade etmek yasak.Gerçek ifade özgürlüğü tam anlamıyla sağlanmalı. 7) Ülkede rant ekonomisinden üretim ekonomisine geçilmeli.”Ülkesini seven üretim yapsın”sloganıyla üretim seferberliği başlatılmalı ve teşvik edilmelidir.
10.05.2020 18:02

Ülkemizin gerçek bir eğitim adalet para ve maliye politikasına ihtiyaç duyduğu dusuncesindeyim.Bunun için temel egitimde adalet yabancı dil temel muhasebe vergi dersleri ön plana çıkarılması ezberci eğitim zihniyetinden vazgecilmesi gerekiyor.vergide istisnalar kaldırılıp bunun yerine vergi oranları ciddi sekilde düşürülmesi ve herkezin gelir vergisi mükellefi olması gereken bir yapı kurulması karmaşık vergi mevzuatının basit ve anlaşılır olması gerekir.Sosyal guvenlikte tersine göç özendirilmeli burada özellikle tarim ve hayvancılık yapanlarda prim oranları yuzde yetmiş oranında düşürülmesi gerekir.Belediyelerin hepsinin kapatılması bu hizmetlerin valiliklerce yapılması tasarruf için şarttır.Paranın ve sermayenin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.Cünkü devletimizin en büyük sorunu yatırım ve tasarruf açığıdır.Türkiye ye gelen her yabancı adalet ve guven duygusunu düşünmemelidir.Devlet kademesinde kesinlikle likayat olmalıdır.Gereksiz altyapı ve yol yatırımları olmamalıdır.Bunun yerine tarim hayvancılık bilim ve teknoloji savunma sanayi yatırımları ön plana çıkarılmalıdır.Enerji alanındaki yatırım lara devam edilmelidir.Gereksiz mudurlukler müsteşarlıklar kapatılmalı 5018 sayilu kamu ic denetim mevzuatı gercek anlamda calistirilmalidir.Yatirim anlamında yerli ve yabanci yatırımcıların önü acilmali onlarin cebindeki oarayi nasil alırım düşüncesi yerine herkezin hakkının korunduğu ve bütün küçük yairimcilarin korunduğu bir sistem kurulmalıdır.Cadde sokak isimleri isteyene satilmali devlete gelir sağlanmalıdır.Vergi konusunda vergi dairesi yerine mali müşavirlik mesleği on plana çıkarılmalı bu meslek koluna gönüllü vergi toplama konusunda maliye bakanlığı ve ve mükellef arasında köprü görvi verilmesi mali msavirlere kamu yarı kamu görevlisi kimligi verilmeli bu sayede daha etkin vergi toplama ve tasarruf sağlanmalıdır.
10.05.2020 18:00

Küresel olarak yaşanan bu zor günlerde herkese sağlıklı günler diliyorum. Ülkemiz Dış politikada, ekonomide, tarımda , üretimde hayatımızın hemen hemen her alanında başarısız politikalar izlemektedir. Tek bir adamın inadı ve kibri yüzünden ülke bataklığa çekilmekte ve uçurumun kenarında can çekişmektedir. En tepedekinden en alt kademede olan bürükratların, ülkeyi yöneten ve devletin çeşitli kurumlarında yöneticilik yapan insanların liyakatsız işin ehli olmayan kişiler olması ve bu kişilerce yönetilmesi zaten can çekişen, her tarafı yaralı olan bu ülkenin yarasına bir hançer daha saplanmasıyla aynı şeydir.Her tarafı büyük nimetler ve imkanlar ile dolu olan ülkemizin bu girdaptan kendi imkanları ile kurtulma kabiliyeti varken ülkenin kaderi tek bir adamın iki dudağından çıkacak olan kelimelere terk edilemez . Bu canım ülkemizde tarımın, sanayinin, teknolojinin, bilimin, eğitimin önemli olacağı, tüketim alışkanlığını terk edip üretim alışkanlığının kazanılacağı, güçlü bir ekonomiye sahip olacağı, Hukukun üstünlüğünün benimseneceği , Tek adam rejimi yerine gücünü Anayasadan alan parlamenter sisteme döneceği günleri özlemle bekliyoruz. Her derdin bir DEVA sı olduğu gibi bu dertlerinde bir DEVA sı vardır. Bizler milletin dertlerine DEVA olmaya geliyoruz...
10.05.2020 17:51

Parti birim ve yönetiminin gençlere verdiği önem için teşekkür ederim. Bizi dikkate alan dinleyen fırsat veren ilk yapı sizsiniz Yazacağım sorunlarımızı çözeceğiniz konusunda itimadımız tam Bugün ülkemizin her şehrinde üniversite vardır ancak bu üniversitelerin yetkinlik ve niteliklerine dair olan şüphelerden ötürü kimse bu üniversitelere gitmek istememektedir Sizden talebimiz Üniversiteler konusunda Mali , Yasal reform ve destekleri sunup Üniversitelerimizi tabela , Beton üniversitesi olmaktan çıkarmanızdır Ülkemizde keyfi idare sonucunda neredeyse her dönemde birkaç kez eğitim sistemi değişmektedir Bugün herkesin yurtdışında okumak istemesinin nedenlerinden biride budur Kimse kuralları oyun esnasında değişen haksız bir maç oynamak istememektedir Sizden ricamız AB-Amerika standartlarında sürekli değişmeyecek iyi bir eğitim sistemi getirmenizdir Bugün Genç işsizliğin Cumhuriyet rekorunu kırdığı bir ortamdayız İşsiz kalan birçok akranımızın çoğu günlük geliriyle yaşamını sürdürenlerdi ve bunlar için neredeyse hiçbirşey yapılmadı Ülkemizde ILO standartlarında reformlar yapılmalı Genç işgücüde gerekli yasal düzenlemeler ve Fonlar ile güvenceye alınmalıdır. bunun yanında mesleki eğitimin yaygınlaştırılması ve kalifiyeleştirilmesi genç işgücünün imalat sektörünede aktif katılımını sağlayacaktır YÖK ve Üniversitelere giriş sisteminin değiştirilmesini istiyoruz bir insanın kaderini ve gelecek bir yılını 120-160 soru ve bir sınav belirlememelidir bu tarz bir sistem sadece üçüncü dünya ülkelerinde vardır Türkiye birinci dünyada yerini alacaksa Uluslarası standartların üstünde Öğrencilerini koruyan inovatif bir sistem geliştirmelidir Soğuk Savaş döneminden kalma bir anlayışı kabul edemeyiz Baskı değil söz hakkı istiyoruz cezaevi tehditleriyle korkutulmak yazdıklarımız düşündüklerimiz için yargılanmak istemiyoruz Hepimizin ortak bir Türkiye İdeali var bu ideal uğruna ilgili komisyonlar uygun görürse gençlik kollarında görev almak isterim
10.05.2020 15:29

Ülkenin çok zor bir dönemden geçtiği bilinmektedir. Buna rağmen iktidar Kanadının politikasında ısrar etmesine anlamvermek mümkün değildir. O nedenle siyasal kadroların olayın aciliyetine binaen somut adımlar atarak geleceğe güven veren davanın etrafına kenetlenmeleri gerekir diye düşünüyorum. Ekonomi zorda neredeyse hey corç ver biraz borç demek üzere ülkeyi bu Çıkmaz dan kurtaracak lider duayen ekonomist Ali Babacandır. Selamlar saygılar.
10.05.2020 15:25

Neden DEVA Partisi? *Güçlü bir yönetim kadrosu. *Bilim,akıl ve istişareden yana olunması. *Dürüst, şeffaf ve hesap verilebilir siyaset anlayışı *Demokrasinin amaç olması *Bireysel liyakata değer verilmesi *Rasyonel düşüncenin ortak payda da buluşması *Ötekileştirmenin ve kutuplaştırmanın son bulacağı inancımın olması *Önce İnsan denilmesi *Yasama, Yürütme, Yargı bağımsızlığının mutlak surette korunması *Bağımsız gazetecilik ilkesinin savunulması *Daima hakkın, hukukun ve adaletin savunulması *İç ve dış politikadaki siyaset açmazlarının ve çıkmazlarının bertaraf edilecek olması *Ekonomik gidişatın öngörülebilir olacağı *Yatırım kararlarının alınarak işsizlik sorununun kısa vadede çözüleceği *Satınlama gücününün artarak refah seviyesinin de yükseleceği
10.05.2020 14:55

Aslında bütün mesele tüm herkesi kucaklamak en önemlisi hiç kimseyi ayrıştırmadan ötekileştirmeden tek bir çatı altında toplanmaktı. DEVA ile bu mümkün artık...
10.05.2020 14:34

Mali kural gibi siyasi kurallar ile yürütmenin olmazsa olmazlarını yazılı hale getirebiliriz. Mesela yargılama süresi. Davaların bitme süresini kısıtlayarak, istisnaları da belli bir yüzde dilimi ile sınırlandırmak şartı getirebilir bu ve benzeri konuların cozemeyen Adalet bakanı görevden kendiliğinden düşmeli. Veya hukuğu, gözaltı sürelerini ve hatta kişi başına düşen güvenlik görevlisi sayısını kısıtlamalı benzeri konular ile ilgili performans kriterleri şeffaf ölçülebilir şekilde belirlenerek bakan kendiliğinden görevden düşebilmelidir. Özetle sözleşmeye dayalı bir hükümet modeli öneriyorum.
10.05.2020 14:02

Merhaba. Okuma listemde yer alan Akıllı Yatırımcı (Benjamin Graham) kitabı 47 yıl önce (1973) yazılmış bir kitaptır. Sermaye piyasası yatırımlarını örneklemektedir. Yaklaşık 25 yıldır özellikle uzun vadeli hisse senedi alım satımı yaparım. Kitabı okumaya başlarken şu geldi aklıma. 2020 yılındayız. 80 yıl öncesi 1940 yılı oldu; 80 yıl sonrası 2100 yılı olacak. 1940 yılından bu zamana kadar değişmek zorunda olanlar değişebildi mi? Ülkemiz nezdinde düşünelim. Değişen-değişmeyen listenizi yapmaya çalışın. Geçmişin arşivini analiz ederken doğruya eğri, eğriye de doğru demeden rasyonel düşünmek zorundasınız. Hatalı kararları, yapılması gerekenleri geçmiş yılları geri getiremediğimiz için değiştiremiyoruz. Giden gitti; kalan kaldı. Öyleyse gelecek yıllar için ne öngörüyoruz? Ülkemizin istikbali ve istiklali için planlama, programlama, kurgulama, zaman ve zemin uygunluğuna göre yatırımlar, tasarruf olanakları vb. olmazsa olmazları yapabiliyor muyuz? Günü kurtarma telaşında olan siyasetimizin siyasetçileri buna izin veriyor mu? Siyasi partileri hisse senedi olarak düşünelim mi? Hangisine devletiniz ve milletiniz için uzun vadeli yatırım yaparsınız? Adı geçen yatırımı rantçılık olarak değerlendirmeyiniz. Ülkemizin ve milletimizin istikbali ve istiklali olarak değerlendirmeye alınız. AKP, MHP, CHP, İyi Parti, HDP, DEVA Partisi veya Gelecek Partisi AKP : Sat ve ÇIK MHP : CHP, İyi Parti, HDP,Gelecek Partisi : Al-Sat yapılabilir Ben Deva Partisine uzun vadeli yatırım kararı alırım. Neden mi? Güçlü bir yönetim kadrosu. Bilim,akıl ve istişareden yana olunması. Dürüst, şeffaf ve hesap verilebilir siyaset anlayışı Demokrasinin amaç olması Bireysel liyakata değer verilmesi Rasyonel düşüncenin ortak payda da buluşması Ötekileştirmenin ve kutuplaştırmanın son bulacağı inancımın olması Önce İnsan denilmesi İç ve dış politikadaki siyaset açmazlarının ve çıkmazlarının bertaraf edilecek olması Ekomomik gidişatın öngörülebilir olacağı ...
10.05.2020 13:46

Herkese Merhabalar. Ülkemizin bu kötü gidişatını, maalesef içimiz kanaya kanaya her gün izlemek zorunda kalıyoruz. Bunlara millet olarak dayanacak gücümüz ve takadimiz kalmadı. Burda özellikle belirtmek istediğim konu, herkes bu kötü gidişatın farkında, herkes yolun sonundaki uçurumun farkında, herkes korku ve endişe ediliyor, herkes sıkılmış ve bunalmış durumda ama... Ama işte kimse çıkıpta birşeyleri söyleyemiyor. Neden mi söylemiyor? Bunu hepimiz biliyoruz aslında...İfade özgürlüğü yok, basın tarafsız değil, bu yüzden kimse birşeyler diyemiyor. Dese dahi sonraki gün hemen içeri tıkıyorlar... Değerli yoldaşlar sözü fazla uzatmaya gerek yok, herkes herşeyin farkında, bundan dolayı bizim çok iyi bir şekilde çalışıp, bu sonu kötü hüsran ve hüzünlerle dolu yoldan çıkıp, sonu sevgi, huzur, eşitlik, özgürlük ve barışın olduğu çiçekli böcekli yola girmemiz gerek. Sıkı, azimli ve tedbirli çalışmalıyız. Büyük Başkanımıza ve hepinize saygılarımı sunuyorum. Allah kimseyi Deva'sız bırakmasın.
10.05.2020 12:51

Sayın: DevaPartisi Gnl. Bşk. Ali Babacan; sizi yeni izlemeye başlanadım taa ilk bakanlığınızdan beri izliyorum. O zaman bile ağzınızdan Akp lafı çıkmıyordu sanki dışardan bir bakan gibiydiniz dadece işinizi yapıyordunuz. Yani size Hayranlığım 16-17 yıl önceye dayanır. Şimdi gelelim konumuza: sizinde her zaman vurguladığınız gibi, Ülkemizin Güven sorununu,İtibar sorununu, Hakim ve savcılara tel. açma sorununu, Adamına göre ihale sorununu, özgürlükler ve Demokrasi sorununu yani sorun sorun devam ediyor. Bunları Halledebilecekmiyiz. Ülkenin koskoca C.başkanı cezaevindeki bir iş adamıyla. ve birkaç gazeteciyle uğraşıyor utanılacak bir durum sonrada dışardan yatırımcı bekleyeceksin adam delimi ki gelsin Türkiye’ye. Yani yazacak çok şey var dertliyiz efendim dertli. Bunları düzeltecekmiyiz konuşmalarınız süper dürüstlüğünüzden şüphemiz yok Eğitiminize hiç söze gerek yok ODTÜ dedinmi çok düşüneceksin.yani velhasılı kelam önce Allah sonra size güveniyoruz. Allahın selamı üzerinize olsun Ramazanınız Mübarsk olsun gazanız hayırlı olsun haydi yolun açık olsun genç,dürüst, samimi insan Selam ve Saygılarımla.
10.05.2020 08:20

Sayin genel baskanim il ve ilce belde lorde parti yi temsil edecek arkadaslarimizin saibessiz temiz liyakat sahibi siyaseti kendi cikarina donusturmeyecek DIn imizi kutsaldegerlermizi siyasetin ustunde tutacak akilci political ar uretecek cevresinde Seville n caliskan insanlari seciniz
10.05.2020 02:37

Merhaba, 19 yaşında bir genç olarak Ali Babacan'ı seviyorum ve destekliyorum. Bunun en büyük sebepleri de ; liyakata, demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere değer veriyor olmasıdır. Sakin üslubuyla akılcı ve bilimsel konuşması, diğer siyasilere hakaret etmemesi, popülizm ve hamasetten tamamen uzak olup muazzam bir istişare kültürüne sahip olması, siyaset yaparken dini siyasete alet etmemesidir. Selamlar sevgiler..
10.05.2020 02:29

Hayırlı akşamlar herkese..Biraz ülkemizin genel ekonomik koşullarından bahsedelim..Cuma günü kapanış itibariyle Türkiye’nin 5 yıllık CDS leri 643.15 seviyesinde..Çok değil 2015 yılında 150 civarı seviyelerdeydi bu rakam.Cds nedir diye sorarsak amiyane tabir ile ülkenin kasko prim bedeli..Evet ülkenin bir diğer ekonomik göstergesi olan Borsa İstanbula bakarsak ise dolar bazında 13800’lü seviyeleri görüyoruz.Bu seviye tam 11 yıl önceki seviye ile aynı yani Mayıs 2009 tarihine dönersek Borsa İstanbul dolar bazında 13800 lü rakamlarda idi.Bir ülkenin ekonomisinin iyi olduğunu gösteren en önemli şeylerden birisi ise sıcak para yani yabancı yatırımdır.Borsa İstanbulda yabancı oranı ise şu sıralar %55 civarında..En son bu orana ise 2005 yılında düşmüşüz sonrasında ise hep ortalama olarak %70 civarıdır.Yani yabancı yatırımcı ülkemizden yatırımlarını çekiyor parasını alıyor..Hemde dövize en çok ihtiyacımız olan şu dönemde..Döviz demişken döviz bir ülkedeki ekonominin tansiyonudur belli bir oranda seyretmelidir ne çok fazla düşük ne çok yüksek..Ancak onu şuan burda değerlendiremiyceğim maalesef. Çünkü bu artık kanunen yasak ve suç teşkil ediyor..Umarım dövizin düşmesinde onu konuşmamak tartışmamak yorumlamamak bir çözüm olur ve sorunu çözeriz.Ben sıaradan bir vatandaş olarak baktığımda bunları çok rahat görebiliyorum çok geç olmadanda herkes görecektir umarım..Yakın zamanda bu konularda yasaklanmadan fikirlerimi paylaşayım dedim sanırım böyle giderse bunlarıda konuşmak suç oluşuracak..Rakamlar yalan söylemez herşey açık ve net ortada..Çözüm ise gerçekten Sayın ALİ BABACAN olduğuna inanıyorum ..Daha önce başardı tekrar başaracaktır..
10.05.2020 01:19

Herkese yeni bir karantina gününden selamlar..Şuan ülkemizin en büyük sıkıntısı ekonomi olarak gözüksede ondan sonra gelen problemli düzeltmemiz gereken bir çok ana unsur bulunmaktadır..Bunların başındada dış politika gelmektedir..İktidara geldiğinde komşularla sıfır problem politikasıyla hareket eden hükümet partisi bugün komşularla sıfır ilişki derecesine gelerek dış politikadada sınıfta kalmıştır..AB bizi kıskanıyo söylemleriyle Avrupa Birliğine sırt dönülmüş, Orta Doğuda Mısır BAE Suudi Arabistanla ilişkiler bitirilmiş birçok ülkeylede negatif bir tutum içerisindeyiz.ABD ye sırt dönülmüş Rusyayla pozitif ilişkiler geliştirilmiş sonrasında ise tam tersi hareketler gerçekleşmiştir.Gelinen noktada ise Türkiye dünyaya kapalı bir ülke haline gelmiştir...Gelecek ilk seçimde hangi parti seçilirse seçilsin ekonomiden sonra el atması gereken ilk nokta dış politika olmalıdır..Türkiyeyi tekrar dünyaya açmalı Avrupa Ortadoğu ve komşu ülkelerle pozitif ilişki içerisinde olmasını sağlamalıdır..Teşekkürlerimi sunar herkese hayırlı günler dilerim..
10.05.2020 01:16

Herkese selamlar. Gönüllüler olarak gerek Twitter’da gerekse WP gruplarında çok yoğun ve güzel bir ortam oluşturduk. Heyecanlıyız , güçlüyüz ve gururluyuz. Deva Partisi bir su damlası ile çıktığı bu yolda, Derya olup taştı. Şu an gördüğüm bir eksikliği paylaşmak istiyorum. Parti yöneticilerimiz de farkındadır ama ana akım bir parti olarak kamuoyunda yer edinebilmek ve hedeflediğimiz Türkiye idealine erişebilmek için kendimizi topluma daha fazla ulaştırmamız gerekmektedir i. Ülkede ki siyasi iklimden dolayı gerek gazeteler gerek Tv kanalları parti genel başkanımızın veya kurucularımızın söylemlerini yayınlamadıklarını görüyoruz . Bunun için partimizin bir TV kanalı açma konusunu tekrar gözden geçirmesini istiyorum. Bizler 60 bin gönüllü ve aileleri ile gereken her türlü maddi desteği vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Yeter ki bu karanlık dönemler ve köhne zihinler bir an önce tarihin çöplüğünde yerlerini alsın. Aydınlık yarınlar için Yaşasın Hürriyet. Manisa/ Yunusemre
09.05.2020 23:00

İyi çalışmalar ; kime sorsanız dürüstüm der doğruyum der işimin layıkıyla iyi yaparım der lakin bunlar nasıl fiille dökersiniz diye sorarsanız çoğu kişi donup kalır ,siyaset olarak kazanmak istiyorsan gönlünden geçeni fiile dökecen,ayrım gözetmeksizin halkın gönlünde taht kuracan,tüm yüreklere ışık olucan her zaman her daim ,Mekke’nin fethi İstanbul’un fethi,ve de kurtuluş savaşı ,bir çok başarı gönüllerde taht kurunca başarıya ulaştı,kısacası deva partisi olarak yılmadan dürüstlüğümüzden taviz vermeden tüm gönüllerde taht kurmalıyız.saygılar
09.05.2020 22:46

Herkese yeni bir karantina gününden selamlar..Şuan ülkemizin en büyük sıkıntısı ekonomi olarak gözüksede ondan sonra gelen problemli düzeltmemiz gereken bir çok ana unsur bulunmaktadır..Bunların başındada dış politika gelmektedir..İktidara geldiğinde komşularla sıfır problem politikasıyla hareket eden hükümet partisi bugün komşularla sıfır ilişki derecesine gelerek dış politikadada sınıfta kalmıştır..AB bizi kıskanıyo söylemleriyle Avrupa Birliğine sırt dönülmüş, Orta Doğuda Mısır BAE Suudi Arabistanla ilişkiler bitirilmiş birçok ülkeylede negatif bir tutum içerisindeyiz.ABD ye sırt dönülmüş Rusyayla pozitif ilişkiler geliştirilmiş sonrasında ise tam tersi hareketler gerçekleşmiştir.Gelinen noktada ise Türkiye dünyaya kapalı bir ülke haline gelmiştir...Gelecek ilk seçimde hangi parti seçilirse seçilsin ekonomiden sonra el atması gereken ilk nokta dış politika olmalıdır..Türkiyeyi tekrar dünyaya açmalı Avrupa Ortadoğu ve komşu ülkelerle pozitif ilişki içerisinde olmasını sağlamalıdır..Teşekkürlerimi sunar herkese hayırlı günler dilerim..
09.05.2020 17:00

Parti iletişim merkezi ve ilgili organlarına yazılarımızı okudukları ve mümkün mertebe cevap verdikleri için teşekkür ederiz. bir genç olarak ülke ile ilgili düşüncelerime cevap almak mutluluk verici. Bilmektesinizki bugün ekonomik sorunlar Sağlık sorunlarının dahi önüne geçmiştir Döviz rezervlerimiz eksi seviyeye düşmüşken dahi şapkayı öne alıp düşünmekten ziyade komplo teorileri üretmek üzüntü vericidir. Türkiyeyi bu kriz ortamından Serbest Piyasanın tabii kuralları kurtaracaktır polisiye önlemler değil 1)Bugün Türkiyenin en büyük sorunu Ehliyet ve Liyakatten uzak kadrolardır buna karşı akademik ve pratik eğitimi önceleyen kadrolar için ehliyet ve liyakat esasları belirlenmeli kadrolar buna göre atanmalıdır 2)Ülkemizde belediyeler ve türevi kamu kuruluşları hazır iş kapısı ve Parti finansman kurumları olarak görülmekte bu amaçla yapılan hareketler sonucunda aşırı borçlanma ve kötü yönetimin faturası yine Milletimizin vergilerine yansımaktadır Belediyeler hazır finans , iş kurumu olmaktan çıkarılmalı Mali disiplini önceleyen Populizmden uzak kurumlar haline getirilmelidir. Bunda en iyi model ingiliz modeli olacaktır Proje esaslı bütçe ve kısıtlı borçlanma ile ancak belediyeler kurtarılabilir ve bu kurtarma sırasına hizmetlerine devam edebilir 3) Türk ekonomisinin Finansman , Kötü yönetim gibi sorunlarının olmasının yanında Bürokratik sorunlarıda vardır bugün Türkiye Dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisinde olmasına karşın Dünya bankası verilerine göre İş Yapma Kolaylığı İndeksinde ilk 50 de dahi değildir Ağır ve İşlevsiz bürokratik mevzuat ve yasalar kaldırılmalıdır her vatandaş özgürce yatırım yapabilmeli Hür Müteşebbislik öncelenmelidir 4) Merkez bankamızın bağımsızlığı yeniden garanti altına alınmalı Çağ dışı kural , mevzuat , politikalar terk edilmeli Türkiye hakettiği Dünya standartlarının üstüne çıkmalıdır 5) Çağ dışı vergi politikaları Tüketimi Dolayısıyla Üretim ve İstihdamı engellemektedir bu eksiklikleri önceleyen bir reforma ihtiyaç vardır -Bir genç
09.05.2020 16:27

Dostlar Selamlar..! Bence ülkemizdeki tüm sorunların kaynağı Sorgulamayan Tartışmayan Araştırmayan Düşünmeyen Bir toplum isteyen zihniyetlerin önünde dik duracak yürekli insanların organize olamamasıdır. Deva'nın buna öncülük edecek kapasiteye sahip Ali Babacan gibi bir liderinin olduğuna ve Türkiye'nin ufkunu açacak ,her alanda gerçek anlamda çağ atlatacağına olan inancım tamdır. Bundan dolayı ; hep birlikte daha güzel günler için ... Yolunuz yolumuzdur şiarıyla Yolumuz ve bahtımız açık olsun SAYGILAR.SELAMLAR
09.05.2020 15:58

Sayın Deva Partisi ailesi ,kurmuş olduğunuz partinizin tüzüğünü ve diğer alanlardaki görüşlerinizi okudum. Bir vatandaş olarak çok beğendim. Çünkü İnsan odaklı çalışmayan hiç bir zihniyet başarılı olamaz. Geçici başarılar mutlaka bir gün son bulur ,insan odaklı çalışarak Demokrasi ve Özgürlükler konusunda büyük atılımlar yapacağınıza yürekten inanıyorum. En önemlisi şeffaf, dürüst, hesap verilebilir ve adil bir yönetim anlayışının mutlaka oluşturulması gerekmektedir. Partinizin bunları başaracağına inanıyor ve sizleri destekliyorum.
09.05.2020 15:37

Bu ülkenin ekmeğini yiyip gözü doymayan Hırsına yenik düşmüş kendi rahatı bozulmasın diye milletin arasına fitne düşüren, halkı kutuplaştiran , ötekilestiren her kim varsa bunlarla mücadele edecek güç versin rabbim. Ülke ekonomisini düzeltecek işsizliğe çare olacak halkın motivasyonunu yuksek tutacak gücü Rabbim Deva Partisi genel başkanı sayın Ali Babacana ve t tum ekibine versin. Yenilik ve yenilikçi olmak her zaman ülkenin menfaatinedir. Sizi anlamak için inanmak gerek. Ben tüm benliğimle size inanıyor ve destekliyorum..Allah yar ve yardımcımız olsun inşaAllah
09.05.2020 14:43

Hiç bir vakıf veya dernek size oy kazandırmaz oyu bizzat miltten isticen tarlasına gidecen ofisine gidecen fabrikasına gidecen yardım edecek o samimyetini histtirmen gerekiyor ağzım laf yapıyor diye ben oy kazanmam millet kirli siyasetten bıktı seffaf ve adil tek bir bireyin hakki için elinizden gelen bütün gayreti göstermeniz gerekiyor
09.05.2020 14:28

Hurafe söylemlerden, havanda su dövmelerden, gerçeklerden uzak ifadelerden, dozu yüksek dalkavukluk görünümlerinden, rantçıların sırıtmasından, siyaset kuyruğuna kendisi ve sülalesi için takılı kalanlardan bıktık. Devlet ve Millet şiarıdır asıl olan. Kuvayı milliye ruhudur istikbal ve istiklal mücadelesi. Planlamak ve çalışmak paydasında teferruatlardır istikbal ve istiklal mücadelesi.
09.05.2020 11:45

Merhaba,değerli deva partisi ailesi. Ben aile olarak görüyorum hemde büyük bir aile bu ailenin içinde tüm türkiye var. Her kesimi kucaklayan ayrımcılık yapmayan her bir insanımızın değerli olduğu ,kimseye haksızlık ve öteleştirmenin yapılmadığı istikamete yol aldığı,önce insan odaklı ,ayrıcalıklı bir sınıfın olmadığı,toplu kalite felsefesinin benimsendiği,yoksul diye bir sınıfın olmadığı,her bir vatandaşın kendin değerli hissettiği,yalancıya ve kandıranlara asla müsade edilmediği,doğruluk ve dürüstlüğün her şeyin üstünde tutulduğu , haksızlık yapan kim olursa olsun karşısında duran bir aile olarak yola çıktık.eğer ki bir gün bu söylenenlerin aksine bir şey olursa yoldan çıkılırsa bu aile çabuk dağılır. Bu inşaanın harcı doğruluk ve dürstlüklüktür.seçim kazanamasak dahi bu yoldan dönüş olmayacak.
09.05.2020 11:34

Eğer bir insan bir devletin vatandaşlık hakkına sahipse o devlet o kişinin butun hak hukuk ve düşünce özgürlüğü kısıtlaması gerekiyor, Şimdi ben sosyal medyayı dilediğim gibi ahlaki kurallar içinde kulanamiyorm,
09.05.2020 08:27

Merhabalar, yapılması ülkemiz için bir zorunluluk haline gelmiş, partimiz meclise girdiğinde, ortak istişare ile yapılacak olan anayasa değişikliği hakkında bir önerim var. Öncelikle anayasada temel hak ver özgürlükler sıkı sıkıya güvence altına alınmalı; yalnızca yargıç kararı ile temel hak ve özgürlüklere dokunulmalı, anayasamızda yer alan ''yetkili makamın yazılı emri ile'' kısmı kaldırılmalıdır. Yine göz altı ve el koyma süreleri 24-48 olarak değil, 6-12 olarak yeniden kaleme alınmalıdır. Seçim barajı da %5 olmalıdır. Cumhurbaşkanı seçiminde ise; meclis cumhurbaşkanını emekli yüksek hakimler arasından seçmelidir zira siyasi partilerin gösterdiği her adayın içinde bir gram dahi olsa taraflılık vardır. Emekli yüksek hakimler arasından seçilirse, hem Cumhurbaşkanı hukuk bilmiş olacak hem de tarafsızlığından şüphe edilmeyecektir. Anayasa'da çakışan iki madde vardır: Bunlardan birisi seçilen bir milletvekili bütün milletin vekilidir derken diğer madde bir ilin mecliste temsilcisi kalmaz ise o ilde ara seçime gidilir demektedir. Bu çakışma giderilmelidir. Eski sisteme dönüldüğünde, olağan üstü hal dönemlerinde çıkarılan, kanun hükmünde kararnamelerin etkin denetimi için, ilgili madde: ''OHAL DÖNEMİNDE ÇIKARILAN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER, OHAL DÖNEMİNE HİZMET ETTİKÇE, AYM DENETİMİNE TABİ DEĞİLDİR, OLAĞAN DÖNEME DÖNMEYE HİZMET ETMEYEN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER AYM DENETİMİNE TABİDİR.'' Yoksa 1996 içtihadından, esasa bile girmeden usulden dönen komik yargı kararları çıkmaktadır. Doğal Hukuk ilkelerine uygun, demokratik zemine oturulmuş, parlamenter sisteme dayalı anayasa oluşturulduktan sonra, bu anayasanın değiştirilmesi zorlaştırılmalıdır. Yeni anayasa değişikliğinin kabulü 3/5 ile TBMM'den çıktıktan sonra 1/2 ile onaylanması gereken, sadece ve sadece anayasa değişikliklerinde görev alacak, tamamı hukukçulardan oluşacak, yeni anayasa ile oluşturulmuş SENATO'ya gönderilmelidir.
09.05.2020 02:55

Artık Türkiye'nin tüm dertlerine DEVA olacağız
09.05.2020 01:35

Okumaya Devam Edin
Sayfaları aşağıdan numara seçerek geçebilirsiniz.