5 Haziran 2022 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Adalar İlçe Binası Açılış Konuşması

5 Haziran 2022

Ali Babacan Adalar Konuşma Metni

Değerli çalışma arkadaşlarım,

Değerli konuklar,

Büyük Ada’nın çok değerli sakinleri,

İstanbul’un farklı ilçelerinden gelip bugün bizlerle beraber olan çok değerli konuklarımız,

Evlerinin balkonundan pençelerinden bizleri izleyen bizleri takip eden çok değerli komşularımız,

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum Adalar İlçe Teşkilatımızın hizmet binasının açılış törenine hepiniz hoş geldiniz diyorum.

Gerçekten Türkiye’miz çok zengin. İstanbul çok zengin.

Bu zenginlik değerli arkadaşlar bir kültür zenginliği aynı zamanda.

Bir tarih zenginliği.

Adaların kültürümüzde ve tarihimizde çok özel bir yeri var.

Heybeliada’da Aziz Nesin’in Ahmet Rasim’in izleri var.

Burgazada’da Sait Faik’in, Halide Edip’in izi var.

Kınalı Ada’da Zahrad adıyla bildiğimiz Zareh Yaldızcıyan’ın, Hrant Dink’in izleri var.

Büyükada’da Yakup Kadri’nin, Yahya Kemal’in Nurullah Ataç’ın, Reşat Nuri’nin izi var.

Büyükada’nın bütün sokaklarında, ara sokaklarında, binalarında, taşında, toprağında bu izleri görüyorsunuz.

Aynı zamanda 6-7 Eylül karanlığında burada ki evine saldırılan büyük golcü, milli futbolcumuz Lefter‘in de izi var.

Hemen yanı başımızdaki yeni adıyla demokrasi ve özgürlükler adası olan Yassıada da yani namı değer yaslı adada da utanç yargılamalarının izi var.

Gerçekten Adalar tarihimizde kültürümüzde derin iz bırakmış topraklar.

Değerli arkadaşlar,

Bugün burada, bu güzel ilçemizde, Büyükada’nın bu güzel sokağında ilçe teşkilatımızın açılışı vesilesiyle bir aradayız.

Ama bugün aynı zamanda biliyorsunuz 5 Haziran Dünya Çevre günü.

50 yıldır farklı temalarla kutlanılan bu Dünya Çevre Günü’nün bu yılki teması da “Tek Bir Dünya”.

Evet tek bir dünyamız var, şu anda yaşayacağımız bir başka gezegen yok. Onun için dünyamıza gözümüz gibi bakmak zorundayız.

Onun için aslında biz ne yaptık?

Bir gezegen savunma eylem planı yaptık.

Ve eylem planımızı daha iki gün önce açıkladık.

“Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planı“bunun adı.

İklim değişikliğinin varoluşsal bir tehdit olduğunu öncelikle hep beraber kabul ettik.

Ve iklim değişikliğinin hem küresel ısınma yoluyla uzun vadeli bir risk oluşturduğunu, doğal afetleri ve her türlü riski, sel, orman yangını, her türlü doğal afet riskini de hızla arttıran bir gerçek olduğunu bildik, kabul ettik.

Yangın ve sellerle mücadele etmeyi de bir memleket meselesi olarak gördük.

Daha geçen yaz yaşadık, Kastamonu’da, Bozkurt Abana’da sel felaketinin çok sayıda cana mal olduğunu gördük.

Yine geçen sene, bütün batı ve güney sahillerimizde orman yangınlarını yaşadık.

Ciğerlerimiz yandı.

Heybeliada’da yandı ama Allahtan kısa sürede bu Heybeliada’ya müdahale edildi ve yangın çabuk söndürüldü.

Ama Türkiye’nin pek çok bölgesinde bugüne kadar yaşanmamış boyutta orman yangınları gördük.

Bunların çoğunun sebebi işte bu iklim değişikliği.

Biz Türkiye’nin dağına, taşına, havasına, suyuna, denizine sahip çıkmak zorundayız.

Bunun için bu “İklim Değişikliği ve Çevre Eylem Planı“mızı açıkladık.

Bütün detaylarıyla ne yapacağımızı açıkladık.

Denizlerimizi koruyacağız. Gemilerden boşaltılan sintine ve balast sularının denizlere boşaltılmaması için, hava unsurları dahil yakın bir takip içerisine almak zorundayız.

Denizlere boşaltılan atık suların ileri biyolojik arıtma sistemleriyle ve belirli sıcaklık aralığında deşarj edilmesini zorunlu hale getirmek zorundayız.

Çevreye gözümüz gibi bakmak zorundayız.

Evet bizim yeşil çizgilerimiz var arkadaşlar ve bu yeşil çizgilerimizden en kalını, en kalın yeşil çizgimizde;

“Nesiller Arası Adalet“

Bu Nesiller arası adalet nedir diye soruyorlar.

Nesiller arası adalet kısaca şu:

Biz bugün har vurup, harman savurursak, bugün gözümüzü karartıp sadece kısa süreli rant için dünyayı kirletip, çevreyi yaşanmaz hale getirirsek ve gelecek nesillere kötü bir dünya bırakırsak bu adalet değil.

Biz bugünü de korumak zorundayız, bugünkü nesillerimizi de düşünmek zorundayız, yarınların nesilleri içinde bugünden tedbir almak zorundayız.

İşte nesiller arası adalet bu.

Bugün biz yaşayalım kirletelim batıralım, sonraki nesiller kendileri düşünsün.

Böyle bir şey yok.

Bugün biraz külfete katlanacağız, bugün biraz maliyete katlanacağız ki yarınki nesiller daha yaşanabilir bir Türkiye’de, daha yaşanabilir bir dünyada hayatlarını sürdürsünler.

Değerli arkadaşlar bizim şöyle partimizin logosuna bakan, zaten suyu görüyor yeşili görüyor.

Biz çevreci bir partiyiz ve kalın yeşil çizgileri olan bir partiyiz.

Ve lafta değil biz özde çevreciyiz.

Gerçekten bunlara dikkat etmek zorundayız. Aksi halde gerçekten riskler çok büyük.

Bazen bu ekonomik krizin ortasında, insanlar yoksullukla, işsizlikle mücadele ederken. İnsanlar bir ekmek parası bulmakta güçlük çekerken, çevreden bahsetmek, bazen siyasetin günlük tartışmalarının dışına çıkmak gibide oluyor bununda farkındayız.

Ama biz inadına çevre diyeceğiz.

Bazıları popülizm yapacak, bazıları sürekli siyasette nefret dili kullanacak, öfke dili kullanacak, bazıları sürekli bu toplumu kutuplaştıracak, gerecek. Bizde inadına çevre diyeceğiz. İnadına gençler diyeceğiz, inadına daha güzel yarınlara doğru hep beraber umutla yürüyeceğiz diyeceğiz. Ve bunu başaracağız inşallah.

Değerli arkadaşlar,

Gençler bizim umudumuz, biz gençler için çalışıyoruz, gençlerle yan yana yürüyoruz, hatta gençlerimizin arkasından yürüyoruz.

Gençler nerede biz oradayız.

Bugün burada, Büyükada’da bu açılışı yapmamızın sebepleri var.

Tabi ki ilçe binamızın hizmete girmiş olması DEVA Partisinin bir noktada daha bayrağını dalgalandırması ülkemiz için çok önemli bir adımdır.

Ama aynı zamanda doğa harikası, tarihiyle, kültürüyle bu çok kıymetli noktada Büyükada’da 5 Haziran Çevre Gününde bu açılışı yapmamızın da ayrı bir anlamı ayrı bir önemi var.

İşte biz buradan bir bakıma nasıl iki gün önce Bolu’dan o yeşil ilimizden, gölleriyle ormanlarıyla meşhur ilimizden tüm Türkiye’ye tüm dünyaya seslendiysek bugünde buradan Büyükada’dan tüm Türkiye’ye tüm dünyaya sesleniyoruz:

Daha güzel bir dünya için, daha yaşanabilir bir dünya için hep beraber çalışalım, hep beraber başaralım istiyoruz. Ve bunu sizlerle beraber yapacağız.

Değerli arkadaşlar,

Tabi Büyükada’ya gelmişken, öyle çok uzun bir konuşmayla sizleri meşgul etmek istemiyorum. Biraz önce değerli sanatçımız Canan Anderson’un güzel konserini hep beraber dinledik. Farklı bir keman yorumuyla gerçekten her çeşit her farklı stilde müziği nasıl kemanla yorumladı hep beraber dinledik.

Büyükada’da şimdi hava güzel ortalık hoş öyle uzun bir konuşmayla canınızı sıkmayacağım merak etmeyin. Biraz sonra sözlerime son vereceğim.

Ve şunu ifade etmek istiyorum arkadaşlar,

Türkiye’miz çok güzel bir ülke, çok büyük bir ülke.

84 milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın en büyük nüfusu bizde.

En düşük yaş ortalamasına sahip olan, en genç nüfusta bizde.

En büyük topraklar bizde, en büyük tarım alanları bizde.

Fakat maalesef çok kötü bir yönetimde bizde.

Bu kötü yönetim ilk seçimlerde gidip, müsait bir yerde inip bizler işbaşına geldiğimizde inşallah ülkemizin sorunları çok hızlı bir şekilde çözülmeye başlanacak, çok hızlı.

Bunu yapacağız.

Ben buna inanıyorum.

DEVA kadroları buna inanıyor.

Bunun için yola çıktık.

Bunun için DEVA Partisini kurduk.

Bunun için İstanbul’un 39 ilçesinde artık devalı arkadaşlarımız var ve çalışıyorlar.

Bizim tek amacımız daha özgür ve daha zengin bir ülke.

İnsanların mutlu yaşadığı bir ülke istiyoruz biz.

Çünkü Türkiye bunu hak ediyor ya.

Ülkemiz bunu hak ediyor, gençlerimiz bunu hak ediyor.

Bizde tam bunun için çalışıyoruz ve bunun için çalışmaya devam edeceğiz.

DEVA damlaları birikiyor sel oluyor.

O biriken sel olan damlalarda inşallah bütün barajları yıkacak.

Seçim günü geldiğinde oy pusulasında vatandaşlarımız DEVA’nın damlanın altına evet mührünü bastığında Beştepe’de duvarlar titreyecek onu biliyoruz.

Ondan sonrası kolay.

Sonrası bizde, bu iş bizde. Bunlar gerçekten ülkede ekonomiyi mahvetti, perişan etti.

Ülkede adaleti mahvetti, perişan etti biliyoruz.

Ama inanın bunları çözmek kolay.

Dürüst ve ehil kadrolar işbaşına geldiği anda bunlar kolay.

Güven ortamı oluştuğu zaman inanın her şey çok kolay.

Aynı bir korkulu rüyadan uyanırcasına, bir kabustan uyanıp ta bir yudum su içme hızında bu ülkede her şey düzelmeye başlayacak.

Özgürlük anında, herkes şöyle bir nefes almaya başlayacak.

Sosyal medya kullanmaktan gençlerimiz korkmayacak.

Gazetecilerimiz, yazarlarımız, yorumcularımız konuşmaktan korkmayacaklar.

Onun için korkma Türkiye diyoruz. Korkma.

Ve arkadaşlar güven olduktan sonra her şey kolay, her şey kolay.

Son bir dakikada güveni kazanmak için ne yapmak gerekiyor, size sekiz maddede tekrar özetleyeyim ondan sonra kurdelemizi keseceğiz açılışımızı hep beraber yapacağız.

Gençler hazır mıyız?

1 dakikada 8 maddede güven nasıl kazanılır?

Bayrakları asmışsınız zaten flamalarda yazıyordu vapurdan inerken gördüm.

8 madde 8 flamada yazıyordu.

1- Konuşunca doğruyu söyleyeceksin.

2- Söz verince tutacaksın.

3- Emanete hıyanet etmeyeceksin.

4- Her daim hukukla adaletle hareket edeceksin.

5- Ehliyetli, liyakatli, dürüst insanlarla çalışacaksın.

6- Her kararını istişareyle alacaksın.

7- Şeffaf olacaksın, açık olacaksın, karanlıkta iş yapmayacaksın.

8- Her zaman hesap vermeye hazır olacaksın.

Bu 8 maddeyi yapın, korkmayın.

Bunları yaparsanız güveni kazanırsınız, güveni.

Güveni kazandıktan sonrada önünüz açık korkmayın.

İş hayatında da korkmayın, siyasette de korkmayın, devlet yönetiminde de korkmayın.

Güven! Güven! Güven!

Güveni kazanın gerisi kolay.

Evet ben tekrar bizimle beraber olan tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.

Adalar ilçe hizmet binamızın tekrar hayırlı olmasını diliyorum, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Ve şimdi önce bir sanatçımız Canan Hanımı Canan Anderson’u buraya bir davet edelim. İlçe başkanımızı da alalım, Erhan beyi alalım.

Tekrar hayırlı uğurlu olsun arkadaşlar.

Kurdeleyi Besmeleyle kesiyorum ve ilçe binamızın Adalarımız için güzel hizmetlere vesile olmasını diliyorum.