5 Ağustos 2022 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Hasköy Konuşması

5 Ağustos 2022

Hasköy Konuşma Metni

Merhaba Hasköy!
Sizlere en derin selamlarımı, saygılarımı, hürmetlerimi iletiyorum.

Bizlerle burada bu meydanda beraber olduğunuz için hepinize tek tek teşekkür ediyorum.

Sağ olun var olun.

***

DEVA Partisi Türkiye’nin en yeni siyasi partilerinden birisi.

Kuruluşumuzun üzerinden henüz 2 yıl geçmiş olmasına rağmen hamdolsun 81 ilin 81’inde de il başkanlarımız görevinin başında.

Türkiye’de de 720 ilçede de ilçe başkanlarımız görevinin başında.

Damla damla büyüyoruz.

Türkiye’nin bütün sathına hızlı bir şekilde yayılıyoruz.

DEVA Parti’sinin teşkilatları her yerde her köşede vatandaşlarımızla buluşuyor. Her yerde.

Arkadaşlarımız hem vatandaşlarımızı dinliyor, anlıyor ki dertleri öğrenelim dinleyelim daha sonra da yaptıklarımızı, hazırlıklarımızı bu ülkenin bütün sorunları için oluşturduğumuz çözümleri vatandaşlarımızla paylaşıyoruz.

Türkiye şu an maalesef elim bir krizden geçiyor.
Yakın tarihimizin en büyük ekonomik krizini yaşıyoruz şu anda.

Ama yaşadığımız sadece ekonomik bir kriz değil aynı zamanda bir hukuk krizi yaşıyoruz bir adalet krizi yaşıyoruz.

Türkiye aynı zamanda şu anda bir eğitim krizi yaşıyor. ,

Bir dış politika krizi yaşıyor.

Kriz yaşamadığımız bir alan kalmadı yahu.

Hastalarda olur ya hani doktorlar bilir ‘çoklu organ yetmezliği’ diye bir durum vardır hastalarda.

Şu anda ülke aynı bunu yaşıyor ve toplu kriz yaşıyor. Bununda tek sebebi var.
Ülkemiz maalesef kötü yönetiliyor.

Avrupa’nın en büyük nüfusu bizde mi? 84 milyon. Bizde...
Avrupa’nın en genç nüfusu bizde mi? Bizde...

Avrupa’nın en büyük toprakları, en büyük tarım arazileri bizde mi? Bizde...
Peki, niye bu ülke bu krizi yaşıyor yahu!
İşte Muş Ovası’ndayız değil mi?

Türkiye’nin 3. Büyük ovası.

Çok uzağa da gitmeyelim. Erzincan’a gidiyorsunuz Muş’un 2 katı gelir var orada.

Bunun tek sebebi var.

Ülke kötü yönetiliyor.

Bakın, şu an Türkiye bir ekonomik kriz yaşıyor değil mi?

Tarımda da kriz yaşıyoruz değil mi?

Tarımda gübre maliyeti almış başını gitmiş.

Tarımda mazot fiyatları 3’e 4’e katlamış.

Hayvancılıkla uğraşan üreticilerimiz gayet iyi biliyor. Yem fiyatları 2’ye 3’e 4’e katlamış cinsine göre.

Yazıktır.
Peki, sattığınız ürünlerin fiyatları artıyor mu?
Üreticimiz çiftçimiz zarar ediyor şu anda.
Ne kadar üretse o kadar zarar ediyor.
En iyi otobüsü ver bir acemi şoförün eline 3 km sonra kaza yapar yahu! Bunlar da ülkenin ekonomisine kaza yaptırdılar.
Bakın biz bu ülkenin ekonomisini 2002 yılında zor şartlarda teslim aldık. 2001-1002’de ülkemiz tarihinin en büyük krizini yaşıyordu.
Bu arkadaşınız tam 11 yıl ekonomi yönetiminin başında oldu.
34 yıllık enflasyonu aldık tek haneye indirdik.

Şimdi diyorlar ki ya ‘Ukrayna savaşı var Rusya savaşı var enflasyon onun için düşmüyor. ‘

Bir dakika. Dur!

2003’te Amerika geldi Irak’ı işgal etmedi mi?

Irak’ta savaş çıkmadı mı?

Irak petrolünü üreten bir ülke değil mi?

E biz 2003 yılında ne yaptık?

Yüzde 29’luk enflasyonu aldık yüzde 18’e indirdik.

Bitmedi.

2004 yılında savaş devam ediyor muydu? Ediyordu.

Üstelik terör olayları yaygınlaşmış mıydı? Yaygınlaşmıştı.

Buna rağmen 18’lik enflasyonu indirdik 9’a.

Bakın 2 yılda 34 yıllık 2 haneli 3 haneli enflasyonu indirdik tek haneye.

2004’ün sonunda da paradan 6 sıfır attık.

Bahane ettik mi? Savaş var dedik mi?

Ne yaptık?

İşimizi yaptık.

Ama işi yapmak için bu ülkenin ekonomisini düzeltmek için işi bilen kadrolarla çalışmak gerekiyor yahu.

Dürüst ve ehil kadrolarla çalışmak gerekiyor.
Başka türlü mümkün değil.
Bu ekonomi var ya bir temele oturuyor.
Bizim dönemimizde evet ekonomi şaha kalktı ama nasıl kalktı? Ekonominin temelinde ne var biliyor musunuz?

Hukuk var, adalet var, insan hakları var, özgürlükler var, demokrasi var.

Bu ülkede hukuk ve adalet, yerine getirmeden bu ülkenin ekonomisini yerine getiremezsiniz.

Mümkün değil.

Onun için ben bu hükümete diyorum ki; ağzınızla kuş tutsanız siz bunu beceremeyeceksiniz diyorum.

Çünkü bunlar hukuktan kopmuş, adaletten kopmuş.
Bunlar insan hakları nedir, özgürlükler nedir, demokrasi nedir unutmuş. Sayın Erdoğan ne diyordu? Kürt sorunu var diyordu.
Bu ülkede yaşayanların adalet sorunu var diyordu.

Ama ne zamanki bu sorunları inkâr etti ne zamanki bu sorunlar yoktur dedi ne zamanki hukuku adalet, bıraktı işte ondan sonra ülkenin ekonomisi kriz arkasına kriz yaşamaya başladı.

Önce şu sorunu kabul edeceksiniz yahu. Önce doğruyu söyleyeceksiniz doğruyu. TÜİK 2 gün önce enflasyon açıklıyor. Yüzde kaç? 70 küsür...

Vay yavrum vay...

Ya bu ülkede gidip çarşıdan pazardan alışveriş eden, Ayçiçek yağı alan, çorap alan, döner alan herkes bu ülkede fiyatların 2’ye 3’e 4’e katladığını görüyor, yaşıyor.

Hala yüzde 70 küsür enflasyon açıklıyorlar.

Önce doğruyu söyleyeceksin doğruyu.

Doğruyu konuşmadan güveni sağlayamazsın.

Bazen ben güven deyince gençler soruyor. Başkanım güveni nasıl sağlayacağız?

Güveni, nasıl kazanacağız? Bir anlat öğrenelim diyorlar.

Bende diyorum ki gençler size söyleyeyim anlatayım ama Beştepe’dekiler de dinlesin onların da öğrenmeye ihtiyacı var diyorum.

Güveni nasıl kazanacağız?

Beştepe dinlesin buradan Beştepe’ye de sesleniyorum.
8 madde 1 dakikada özetleyeceğim güven nasıl kazanılır.

  1. Konuşunca doğruyu söyleyeceksin. Enflasyonu gerçeğinin yarısı 3’te 1’i kadar açıklamayacaksın. Gerçek enflasyon neyse önce onu söyleyeceksin.

  2. Söz verince tutacaksın. ‘2018 seçimlerinde bana yetki verin enflasyonda faiz de nasıl düşürülür göstereceğim’ deyip enflasyonu da faizi de patlatmayacaksın.

  1.  Emanete hıyanet etmeyeceksin.

  2. Devlet yönetiyorsan her daim hukukla adaletle hareket edeceksin.

  3. Ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışacaksın.

  4. stişareyi asla elden bırakmayacaksın. Yani bin biliyorsan bir bilene soracaksın. ‘Benim alanım ekonomi ben ekonomistim’ deyip kafanın dikine gidip ülkenin ekonomisini batırmayacaksın.

  5. Şeffaf olacaksın, açık olacaksın. Merkez Bankası’nın arka kapısından önce 130 milyar üzerine bir 60 daha 190 milyar doları gizli saklı arka kapıdan boşaltmayacaksın. Şeffaf olacaksın. Ya biz 11 yıl ekonominin başında olduk. Merkez Bankası 1 dolar satış yapsa onu ilan ederdi açıklardı. Ben bugün dolar sattım diye. Bunlar 190 milyar doları arka kapıdan boşalttılar. Hala tek kelime açıklama yapmıyorlar yahu.

  6. Her zaman ama her zaman hesap vermeye hazır olacaksın.

Hamdolsun, biz bugün burada Hasköy’de alnımız açık başımız dik geziyorsak bu nasıl oluyor? Her zaman hesap vermeye hazır olduğumuz için çok şükür buradayız.

Yoksa tek bir nokta, tek bir leke bulsalardı bize bu işi yaptırırlar mıydı yahu. Ama yok hamdolsun. Tertemiz çalıştık.
Dürüst ve ehil kadrolarla çalıştık. Onun için o dönemde ekonomimiz yükseldi. Onun için memleketin sorunlarını çözdük.

Çözdük, inşallah yine çözeriz.

Bu ülkenin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok inanın. Hiçbir sorunu yok.

Bakın en önemli sorun bugün Türkiye’de tarım dedik.

Çiftçimiz 1 numaralı sorun.

Bizde 1 numaralı eylem planımızı, 1 numaralı çözüm planımızı tarım konusunda açıkladık.

Tarımı nasıl çözeriz?

  1. Eski borçlar var ya bu eski borçların üzerindeki faizleri sileceğiz. Borçları donduracağız. 2 yıl ödemesiz küçük küçük taksitler halinde çiftçimiz ödeyecek dedik. Yani çiftçimizin sırtındaki şu borç yükünü bir kenara indirteceğiz.

  2. Çiftçimizin işini görmesi için yeni uygun şartlı finansman imkânı, kredi imkânı sağlayacağız ki çarklar dönsün.

  3. Gübre masrafının tam yarısını devlet olarak biz karşılayacağız dedik. Gübre 1000 TL ise 500’ünü biz karşılayacağız dedik. 2000 TL ise 1000 TL’sini biz ödeyeceğiz dedik. Bunun hepsinin hesabını kitabını yaptık.

Bitmedi.. Yem, hayvancılıkla uğraşan üreticimiz için yem maliyetinin yarısını devlet karşılayacak.

‘Çiftçimize özel düşük elektrik tarifesi uygulayacağız’ dedik. Tarlaya su gitmediyse, tarlada su yoksa çiftçimiz metrelerce kazıp sondaj borusu çıkarıyorsa ona da elektrik ödüyorsa onun fiyatı normal elektrik fiyatı olamaz. Düşük bir tarifeden olması gerekir dedik.

Bitmedi. Tarımsal destekler...

İster buğday desteği olsun, ister pamuk ister mısır, ister ayçiçeği...

Destek daha ekim olmadan açıklanacak dedik. Hasatla beraber de destek ödenecek dedik.

Şu an ne yapıyorlar? Çiftçimiz ekiyor, bitiyor destek sonradan açıklanıyor. Yetmiyor desteği 1 sene sonra ödüyorlar değil mi?
Bakın biz ‘gününde ödeyeceğiz’ dedik.
Diyorlar ki bize kaynağı nerden bulacaksın? Bizim kaynağımız yok diyorlar. Bende bir dakika diyorum. Orada dur. Kaynak bizim işimiz.

2001-2002 sorununu çözmüşüz, krizi çözmüşüz, 2008-2009 krizini çözmüşüz. Evelallah bunu da çözeriz. Hesap ortada.

Ben buradan Hasköy meydanından Ankara’ya Beştepe’ye sesleniyorum. Erdoğan’a sesleniyorum.

Kaynak nerede gösteriyorum.

Bugün tarımsal desteğin tamamı, bütün Ziraat Bankası kredileri, mazot desteği, gübre desteği, buğday desteği, pamuk desteği. Topla topla topla

Bu yılın bütçesine ayırdıkları rakam ne kadar biliyor musunuz?
Ek bütçe de getirdiler şimdi. Onu da ekleyin. 40 milyar lira. 40 katrilyon.

Peki aynı bütçede faize ayırdıkları ödenek ne kadar biliyor musunuz? 400 milyar.

Tarıma verdikleri 40 milyar faize ödedikleri 400 milyar. Rakama bakın yahu.
10 misli 10...

Çünkü bunlar döviz kurunu patlattı. Dolar 18 liraya geldi yahu.

Faizi patlattılar.

Onun için devlet büyük faiz ödüyor.

Peki, bu faizi kime ödüyor devlet? Zaten parası olana ödüyor yahu.

Parası olan gidiyor devlete borç veriyor, hazine bonosu alıyor, tahvil alıyor değil mi?

Parası olana 400 milyar faiz ödüyor.

E bugün benim çiftçime bu gübre fiyatlarına bu mazot fiyatlarına rağmen üretmeye çalışan çiftçime toplam verdiği rakam ne kadar?

40 milyar...

Bu öncelik meselesi. Sen güveni sağla, 8 madde de güveni sağla, faizi güvenle düşür ondan sonra nasıl bu ülke parayı koyacak yer bulamayacak onu görürsün.

Hesap ortada.

Bugün bankaya gittiğiniz zaman yüzde 35 diyor banka yüzde 40 faiz diyor değil mi?

Sen onu bir düşür devletin kaynakları nasıl açığa çıkıyor görürsün. Hesap bu kadar basit.

Ama faiz talimatla düşmüyor arkadaşlar. Talimatla düşmüyor.
Faiz güvenle düşüyor. Güveni sağlamadıktan sonra mümkün değil. Ağzınızla kuş tutsanız yapamazsınız.
Ama biz yaparız evelallah. Hesap ortada.
200 TL ÇIKARIYOR
Bu şu 200 TL’lik banknot değil mi?
Bu banknot ne zaman tedavüle çıktı? 2009’da.
Tedavüle çıktığı zaman kaç para ediyordu biliyor musunuz?
123 dolar ediyordu. 123 dolar.
Bugün kaç para ediyor? 12 dolar.
Hesap ortada.

Sen bu ülkenin ekonomisini yönetemezsen, bu ülkenin parasını pul edersen 123 dolarlık herkesin cebindeki bu paranın değerini 12 dolara indirirsen bu ülkeyi batırırsın.

200 TL KALDIRILIR

Yahu önce paranın değerini koru yahu. Bu para hepimizin parası.

Lafa gelince milliliği, yerliliği dillerinden düşürmüyorlar değil mi? İki lafın başı milli, yerli.

Yahu bu bizim milli paramız değil mi? Yerli paramız değil mi?

Sen bu ülkenin milli ve yerli parasını niye değerini 123 dolardan 12 dolara düşürdün arkadaş?

Onun bir hesabını ver yahu.

Bu ülkenin çiftçisinin, emeklisinin, işçisinin cebinden çalınmış paradır bu. Ben açık söylüyorum.

Enflasyon yoluyla çalınmış paradır, devalüasyon... Paranın değer kaybıyla çalınmış paradır.

Ne yapıyorlar? Emekli maaşlarını ne kadar artırıyorlar?

TÜİK’in uyduruk enflasyonu. Yüzde 70 küsürle artırıyorlar.

Gerçek hayat yüzde 200 arttı.

Yüzde 200 enflasyon var memlekette tutuyorlar asgari ücreti ne kadar artırdık? Enflasyon kadar.

Hangi enflasyon? Enflasyon TÜİK’in açıkladığı uydurma enflasyon. Sorunun tam kökünde bu var.
1 numara neydi? Konuşunca doğruyu söyleyeceksin.
Devlet yalan söyler mi?

Git açıkça ben bu ülkede enflasyonu patlattım, yüzde 180’e yüzde 200’e çıkardım de ondan sonra emekli maaşlarını artır. Ondan sonra çiftçi desteklerini artır, ondan sonra asgari ücreti artır. Yook.

Bunlar bu ülkenin gerçeklerinden koptu. Onun için yapamıyorlar, onun için beceremiyorlar.

Doğruyu söylemeden güveni oluşturamazsın, güveni oluşturmadan da bu ülkenin ekonomik krizini çözemezsin.

Bu kadar basit.

Son 2 günde yaşanan skandala bakın.

KPSS değil mi?

ÖSYM denen bir yer var.

Herhalde adı şöyle; Önceden Soruları Yayma Merkezi.

Ya biz partiyi kurduğumuz açıkladık. Biz mülakatı kaldıracağız dedik. Çünkü siz mülakatta torpil yapıyorsunuz arkadaş dedik.

85, 90,95 alıyor mülakatta eliyorlar.

Senin galiba siyasi görüşün bize yakın değil. Niye? E sen galiba Türkiye’nin falanca bölgesindesin.

Sen bu ülkenin vatandaşıysan, eşit vatandaşıysan devletle vatandaşı aynı samimiyetle bir araya getirmek zorundasın.

Haklıya hakkını vermek zorundasın.

Onun için biz dedik ki mülakatı kaldıracağız.

Ama öyle anlaşılıyor ki bunlar kurumsal yapıların tamamını çökertmişler.

Böyle bir şey olur mu yahu.

20 tane soru bakıyorsun dershane müdürü, kurs müdürü, bir yayın organı var. Onun içindekilerin aynısı KPSS’de soruldu.

Böyle bir şey olur mu yahu.

Dün çağrı yaptı, Eğitim Politikaları Başkanımız Mustafa Bey, ‘Bir an önce bunu açıklığa kavuşturun dedi açıklığa... Bir an önce çözün bunu, bu nedir ya ayıp bir şey’ dedi.

Hemen ne yaptık? DEVA partisi olarak suç duyurusunda bulunduk. Ayıp bir şey.

Şimdi ne yapıyorlar?
Bugün açıkladılar. KPSS sınavını yenileceğiz, ücrette almayacağız.
Bir dakika yahu.
Sadece ücret değil ki o sınava girmek için vatandaşımız masraf etti.
Başka şehire gitmek zorunda kaldı belki.
Bu yeter mi? Yetmez.
Sen bu kadar insanı mağdur ettiysen bir de bunu tazmin etmek zorundasın.

Para almaman yetmez. Kim gitti vakit harcadıysa para harcadıysa devlet tazminat ödemek zorunda.

Para almamak yetmez. Ceza ödemek zorunda ki akılları başlarına gelsin. Böyle bir şey olur mu?

Bakın arkadaşlar önce adalet önce hukuk. Devlet adalet üstünde yükselir. Devlet hukuk üzerinde yükselir.

Adaletin gereği de nedir? Eşit vatandaşlıktır.

Bu ülkenin vatandaşı olan herkesi devletin aynı samimiyette kucaklaması demektir.

Bu ülkensin vatandaşı olan herkesin anasından doğduğu elde ettiği hakların devlet tarafından aynen tanınması demektir.

Adalet budur, eşit vatandaşlık budur. Başka türlü çözemezsiniz.

Başka türlü bu büyük ülkenin, bu güçlü ülkenin birliğini beraberliğini koruyamazsınız.

Vatandaşlarınızın bir kısmını dışlayarak, öteleyerek, memleketi kutuplaştırarak bu ülkenin birliğini bütünlüğünü sağlayamazsınız.

Ama bunların kafa he nerede? Ötekileştirmekte. Ben, sen. Sürekli düşman üretiyor yahu.

Sürekli karşı taraf gerekiyor, sürekli kavga edecek birilerini arıyor.

Halbuki biz ne yaptık? Siyaset illa kavga etmek değildir dedik. Siyaset illa öfke değil, nefret değildir dedik.

Siyaset gerektiğinde oturup konuşabilmektir dedik.

Siyaset gerektiğinde bu ülkenin gençleri için, bu ülkenin vatandaşları için mutabakat arayışıdır dedik.

Siyaset gerektiğinde oturup uzlaşı sağlayabilmektir dedik.

Bu ülkenin de şu an en büyük ihtiyacı bu. Konuşmak zorundayız. Derdi olanlarla dertleşmek zorundayız, bu memleketin sorunlarını derinlemesine anlamak bilmek zorundayız.

Sorunları bilmeyen çözemez.
Sorunları inkâr eden o sorunları çözemez. Mümkün değil. Önce anlayacaksın, bileceksin ki çözmeye başlayacaksın. Bunlar inkâr ediyor.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanını dinlesen ilgili bakanlarını dinlesen ya bunun adamları herhalde başka ülkede yaşıyor dersin.

Sürekli ‘her şeye iyi’ diyorlar. ‘Ekonomi uçuyor kaçıyor’ diyorlar. ‘Enflasyon dünyanın her yerinde var’ diyorlar.

Biz de diyoruz ki dur yahu. Bir dakika.

Enflasyon dünyanın her yerinde var da kaç? Yüzde 3, 5.

Amerika’da enflasyon yüzde 7 oldu diye panik başladı. Yüzde 7.

Bizim 15 günde yaşadığımız enflasyonu, 1 yılda yaşadıkları zaman panik oluyorlar.

Rusya ile Ukrayna savaşıyor. İkisi de savaşın ortasında enflasyon iki ülkede de bizden düşük.

Kimse suçu başka yerlere atmasın.

Kendi beceriksizliğinin, kendi iş bilmezliğinin suçunu kimse başka yerlerde aramasın.

Sen ekonomiyi düzgün yönet, hukukla adaletle yönet enflasyon nasıl düşer, faiz nasıl düşer görürsün.

Bilmiyorsan öğretiriz. Bilmiyorsan gelir gösteririz. Yine bilmiyorsan aç sor anlatırız.

Bizim bugün Ankara’dan Muş’a inen uçağımız 2 saat rötar yaptı. Onun için programımız maalesef aksadı.

Biz de Hasköy’e geç geldik.

Öncelikle sizleri beklettiğimiz için kusura bakmayın, hakkınızı helal edin diyorum.

Buradan Muş merkeze geçeceğiz programımıza orada devam edeceğiz.

Ama ben tekrar burada, bu güzel ilçemizde Hasköy’de bizleri ağırladığınız için, bizlere gösterdiğiniz misafirperverlik için tek tek teşekkür ediyorum.

Sağ olun var olun diyorum. Hasköy en iyisine layık diyorum. Sevgilerimi selamlarımı iletiyorum. Sağ olun var olun.