31 Ekim 2020 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın 1. Olağan Gaziantep İl Kongresi Konuşması

31 Ekim 2020

Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın GAZİANTEP 1. Olağan İl Kongresi Konuşması

DEVA Partisi’nin değerli Genel Merkez Kurul üyeleri, Gaziantep İl Teşkilatımızın çok değerli başkanı, Değerli ilçe başkanlarımız, teşkilat mensuplarımız, Sevgili Gaziantepli gönüldaşlarımız,

Türkiye’nin farklı illerinden gelip bugün bizlerle beraber olan saygıdeğer konuklarımız,

Ulusal ve yerel basınımızın çok değerli mensupları,
Ekranları başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarımız;
Hepinizi en içten duygularımla, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında, güzel İzmirimizde dün meydana gelen depremde, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. İzmir’e ve tüm çevre illerimize, komşumuz Yunanistan’a da yürekten geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Çok üzgünüz.

Enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Göçük altında kalanlar için kurtarma ekipleri yoğun bir şekilde çalışıyor. Ben buradan tüm arama ve kurtarma ekiplerine teşekkür ediyor, kendilerine Allah’tan kolaylıklar diliyorum.

Şu an partimizden bir heyet de İzmir’de. Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanımız Sayın Mustafa Yeneroğlu, Kurumsal İletişim Başkanımız Sayın Sanem Oktar, Sosyal Politikalar Başkanımız Sayın Elif Esen ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyemiz Sayın İbrahim Dönertaş’tan oluşan bir heyet, dün akşamdan bu yana İzmir’de temaslarda bulunuyorlar, mahalle mahalle geziyorlar. Hasarları olduğu binalarda incelemeler yapıp, sürekli bize gelişmeleri ve gördüklerini raporluyorlar.

Umarım en kısa zamanda, hep beraber yaralarımızı sararız ve depremden etkilenen halkımızın zararlarına, dertlerine derman oluruz.

Başta İzmir ve çevre illerde etkilenen vatandaşlarımız olmak üzere hepimizin başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun.

.....

Çok sevgili arkadaşlarım,

Tarihiyle, kültürüyle 20’ye yakın medeniyetin izlerini taşıyan,

Evliya Çelebi’nin
“Şehr-i Ayıntab-ı Cihan” dediği, “dünyanın göz bebeği” bu medeniyet şehrinde,

“Gazi” ünvanıyla taçlandırılan,
Ülke ekonomimizin lokomotif şehirlerinden birinde, Gaziantep’teyiz.

İzmir’de yaşanan felaket nedeniyle bugünkü programımızı değiştirdik. Ben de sözlerimi mümkün olduğunca kısa tutacağım. Bir yandan kongremizi ve gereğini yapacağız ama bir yandan da gönlümüz, aklımız kuşkusuz İzmir’de. Ben buradan tekrar tüm İzmirlilere selamlarımızı, geçmiş olsun ve baş sağlığı dileklerimizi iletmek istiyorum.

Değerli konuklar,

Bildiğiniz gibi Demokrasi ve Atılım Partisi olarak 9 Mart tarihinde farklı kesimlerden, farklı dünya görüşlerinden, farklı kimliklerden 90 kurucu üyemizle yola çıktık. Siz değerli teşkilat mensuplarımız ve gönüllülerimizle birlikte binlerce kişilik büyük bir aile olduk.

Peki DEVA Partisi olarak neler yapacağız? Neyi taahhüt ediyoruz?

Çok yanlış ve problem var ama böylesine acılı bir günde, hükümetin yanlışlarını, devletin nasıl kötü yönetildiğini konuşmanın günü değil. Bugün acıyı paylaşma günü. O nedenle ağırlıklı olarak “kendimiz ne yapacağız”, “nasıl bir Türkiye hayal ediyoruz”, “ülkemiz için nasıl bir vizyonumuz var” bunları sizinle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle güçlendirilmiş parlamenter sistem ile Meclisimizi kuvvetlendirip hukuk devletini inşa edeceğiz. Güçler ayrımının olduğu, yasama-yürütme- yargının belli bir mesafede çalıştığı, hiçbir erkin bir diğerini baskı altına almadığı bir sistemden bahsediyoruz. Parlamentonun tam da merkezde olduğu, hem yasama görevini etkin olarak yaptığı hem de yürütme üzerindeki denetim fonksiyonunu gerçek anlamda yerine getirdiği bir sistemden bahsediyoruz.

İfade ve basın özgürlükleri başta olmak üzere tüm özgürlükleri tesis edeceğiz.

Özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasinin gereği neyse onu yapacağız.

Demokratik bir hukuk devletine yaraşır biçimde, özgür ve müreffeh Türkiye için hep beraber çalışacağız.

Vatandaşlarımızın analarından emdikleri ak süt kadar helal olan tüm haklarını derhal, pazarlıksız, talebe bağlı olmadan tanıyacağız.

Biz, etnik, dini, mezhebi ve kültürel çeşitliliğimizi dikkate alarak, bunları zenginlik bilerek toplumdaki tüm farklılıkları kapsayacak ve kuşatacak bir vatandaşlık anlayışını savunuyoruz.

Her türlü ayrımcılığa karşıyız. herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesini sağlayacağız.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni güçlendireceğiz. Meclis’in denetleme fonksiyonunu güçlendireceğiz.

Yargıyı tarafsız ve bağımsız hale getirip sadece halkımız için karar vermesini sağlayacağız. Mahkemelerimize “Değerli savcılarımız, değerli hakimlerimiz; evrensel hukuka, Anayasamıza, yasalarımıza bakın. Vicdanınızın sesini dinleyip, adil ve hızlı bir şekilde kararlarınızı alın” diyeceğiz.

Ben bugünden, DEVA Partisi iktidarında savcı ve hakimlere talimat telefonları gitmeyeceğinin sözünü veriyorum. Savcılarımıza, hakimlerimize notlar, pusulalar gitmeyecek. Aracılar gidip tehdit veya teşvik uygulayamayacak.

Kararnamelerle devleti yönetmeyeceğiz. KHK utancına son vereceğiz.

Yerel yönetimleri güçlendireceğiz. Çünkü bizim anlayışımız yerinden yönetimdir. 84 milyonluk bir ülke dar bir kadro ve tek bir karar mercii tarafından yönetilemeyecek kadar büyük bir ülkedir.

Seçilmişleri tarafsız ve bağımsız yargı kararları olmadan görevlerinden almayacağız.

Halkın iradesini daima üstün tutacağız.

Şeffaf olacağız, denetlenebilir olacağız. Hesap vermekten kaçmayacağız. Kayırmacılık gibi devlet yönetimine nüfuz etmiş hastalıkları kökünden temizleyeceğiz.

Devlet yönetimindeki tüm kişilerin sadece hukuk kuralları ve etik kurallarla bağlı olmasını sağlayacağız.

Kamuda işe alımlarda mülakat sistemini sona erdireceğiz. Hak edenin hakkını alacağı bir ülkeyi inşa etmek için yola çıktık.

Kadınların hayatın her alanında, eşit koşullarda yer alması için canla başla çalışacağız. Kadınlara yönelik şiddeti sona erdirmek için devletin alması gereken her türlü önlemi alacağız. Mesele kadına şiddetse bunun aması, fakatı yok. Yok hayat tarzı şöyleymiş, bunun aması fakatı olamaz diyoruz ve topyekun karşı çıkıyoruz.

Her konuda olduğu gibi, ekonomi yönetimini de işi bilenlerle yürüteceğiz. İşini iyi yapacak kişilerle çalışacağız.

Varlık Fonunu kapatacağız.
TMSF, BDDK, TÜİK gibi tüm kurumları bağımsız kimliklere kavuşturacağız. İsrafa sebep olan hiçbir politikaya geçit vermeyeceğiz.

Kamu ihale kanununu tümüyle yenileyeceğiz. İhale ve satın alma süreçlerini tüm tarafların ve yurttaşların izleyebilmesine açık tutacağız. Kamuya alımlarda rekabeti tesis edip devlet kaynaklarında tasarruf yapacağız.

Gençlerin özgür bireyler olduğunu kabul ediyoruz. öğrencilerin ve gençlerin özgürce yaşaması için, kendileri olmaları için gerekli ortamı oluşturacağız.

Türkiye’nin her köşesinde kaliteli eğitim sunacağız.

Öğrencilerin ve gençlerin ücretsiz internete erişimini sağlayacağız. Ders kitaplarını öğrencilere ücretsiz dağıtan bir Türkiye’den öyle bir Türkiye haline geldik ki, şu anda Türkiye’de internet kullanımı hem pahalı hem de yavaş. Dünyada internet hızı sıralamasında 101. sıradayız. Avrupa’da en yavaş internet bizde.

Bu tamamen bir öncelik meselesi. Kafanız sürekli rant projelerinde olursa, devlet kaynaklarını sürekli oraya akıtmak için çaba içindeyseniz, geleceğin ihtiyacı olan ve yüksek katma değerli üretimin, gençlerin en önemli ihtiyacı olan internet altyapısına gerekli kaynağı ayırmazsanız, Avrupa’da sonuncu olursunuz. Dünyada 101. olursunuz.

İnternet altyapısı bir defalık bir yatırım. Ne kadar uzun fiber optik hattı döşerseniz, internet o kadar hızlanır. Bu bir defalık yatırımın zamana yaygın bir şekilde karşılığını almak isterseniz bu internet Türkiye’de ucuzlar. Hesabı çok basit. Bırakın böyle 3-5 milyar dolarla çözülecek sorunları, çok daha büyük sorunları çözdük. Yaptık, yine yaparız inşallah.

İnternet hizmetini tüm türkiye için ucuz ve hızlı hale getirmek için çalışacağız. İnternet kullanımındaki haksız yasaklara, engellere son vereceğiz.

Dış ilişkilerde akılcı ve barışçı politikalarla, halkımızın ve ülkemizin çıkarlarını en ön plana koyacağız.

Bugün Gaziantep Ticaret Odası’nı, Gaziantep Sanayi Odası’nı ziyaret ettik. Türkiye'de son bir yıldır ihracatını arttırabilen tek şehir Gaziantep. Dediler ki, “Biz Gaziantep iş dünyası olarak kavgayı sevmeyiz, işimizi yaparız. Kavgayla kazancımızın artmayacağını iyi biliriz.” Bakın bu çok önemli bir formül.

“Keskin sirke küpüne zarar” diye bir atasözümüz var biliyorsunuz. Düşmanlarımızın sayısını azaltıp, dostlarımızın sayısını çoğaltırsan bu ülke aydınlığa kavuşacak.

Şöyle düşünün: Diyelim ki dünyada şu anda 200 ülke var. Yani 200 daireli bir sitede oturduğunuzu oturuyorsunuz. 199 komşunuz var. Dönüp diyorsunuz ki sizin evinizde oturan ailenize, “199 komşunun hepsi de bize düşman”. Problem acaba sizde mi, yoksa 199 komşuda mı? Bunu bir düşünmek lazım. Bir de o 199 komşuya sormak lazım, “Sizin bir komşu var, o nasıl?” diye. Çok yazık gerçekten.

Dar bir ideolojik bakışa ve şahsileştirilmiş yaklaşımlara son vereceğiz. Bölgemizde ve dünyada sözümüzün gücünü arttıracağız. Sözümüzün gücü bağırıp çağırmakla olmuyor. Sesin ne kadar yüksek çıkarsa o kadar etkili olmuyorsunuz. Bir süre sonra çok gürültü var diye kapatıyorlar, dinlemiyorlar. Az ve öz konuşacağız ama söylediğimizi dünya dinleyecek.

“Türkiye bir şey söylüyorsa kulak kabartalım, Türkiye doğruyu söyler, Türkiye kavgadan beslenmez, Türkiye insanlık ve barış için vardır bu dünyada” diyecekler.

Göçle ilgili sorunların insani boyutunu hassasiyetle değerlendireceğiz. Kısa vadeli yaklaşımlarla değil, insan onuruna yaraşır politikalar yürüteceğiz.

Çeşitli göç dalgalarının yol açtığı insani ve toplumsal sorunları çözmek için, uluslar arası planda hakkaniyetli sorumluluk paylaşımını esas alacağız. Gerçekçi ve çözüm odaklı stratejiler geliştireceğiz.

...

Değerli Gaziantepli hemşerilerim,

Gaziantep Türkiye’nin göz bebeği. Gaziantep’teki sanayi atılımı gerçek bir başarı hikayesi.

Gaziantepli yatırımcılarımız tüm ülkemize örnek olacak bir başarı ortaya koydu.

Biz DEVA Partisi olarak, Antepli sanayicilerimize daha öngörülebilir, daha istikrarlı bir iş ve yatırım ortamı hazırlayacağız.

Gaziantep sanayisinin yapısal sorunlarını çözmek de en önemli önceliğimiz olacaktır.

Gaziantepli üreticileri, daha yüksek katma değerli, ileri teknoloji ürünlerine, farklı üretim alanlarına yönlendirmek zorundayız. Çünkü değişim bu işin tabiatında var. Durursanız kaybediyorsunuz. Herkes yürürken bizim koşmamız lazım.

Gaziantep pek çok sektörde Türkiye lideri. Pek çok sektör var ama özellikle ayakkabıcılık konusunun bir miktar daha destek ve iyi bir planlamayla gerçekten çok farklı bir noktaya gelebileceğini düşünüyoruz.

Biliyorsunuz Gaziantep-Şanlıurfa sınırında iki büyük barajımız var. Tarım açısından baktığımızda, bu barajların sulama projeleriyle desteklenmesi gerekiyor.

Devletin en temel görevlerinden birisi tarımsal üretime ve köy kalkınmasına ilişkin uzun vadeli planlar sunmak. Gaziantep’in köylüsü, çiftçisi yeterli suya kavuştuğu zaman ülke ekonomisine şu an yaptığı katkının çok üzerinde zenginlik katacaktır.

İhracatta ülkemizde ilk beşi zorlayan bu güzide şehrimizin, sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında gerilerde kalmasını kabul etmiyoruz.

Hava kirliliği, ranta kurban edilen yeşil alanlar, trafik problemi, artan nüfus karşısında yetersiz kalan hastane ve doktor sayısı gibi problemler Gaziantep’in diğer önemli sorunları.

Biz Gaziantep’in sorunlarını dinliyoruz, görüyoruz, biliyoruz. Biz, Gaziantep’in sorunlarını çözmek için çalışmaya hazırız.

Biz, Gaziantep’i daha yaşanabilir bir şehre dönüştürmek için hazırız.

Biz, Gaziantep’i sadece ekonomik değil sosyal ve kültürel açıdan da kalkındırmak için hazırız.

.....

Değerli dostlarım,

DEVA Partisi, kadınlarla gençlerle, çiftçilerle, emeklilerle, öğretmenlerle, işçilerle, esnafla, eşitlik için, adalet için yola çıktı.

Çözüm haritamız belli.
Çözümün sözcüsü bizler olacağız. Ayrışmayacağız, ayrıştırmayacağız.
Toplumu kutuplara ayırmayacağız.
Hep beraber Türkiye’nin yaralarını saracağız.
Biz Türkiye’nin haysiyetli insanları için buradayız. Artık Türkiye’nin DEVA'sı var.
Gaziantep’in DEVA’sı var ve biz hazırız.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.