1 Kasım 2020 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın 1. Olağan Şanlıurfa İl Kongresi Konuşması

1 Kasım 2020

Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ınŞANLIURFA 1. Olağan İl Kongresi Konuşması

DEVA Partisi’nin değerli genel merkez kurul üyeleri, Şanlıurfa il teşkilatımızın çok değerli başkanı, Değerli ilçe başkanlarımız, teşkilat mensuplarımız, Sevgili Şanlıurfalı gönüldaşlarımız,

Türkiye’nin farklı illerinden gelip bugün bizlerle beraber olan saygıdeğer konuklarımız,

Ulusal ve yerel basınımızın değerli mensupları,
Ekranları başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarımız;
Hepinizi en içten duygularımla, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında, Cuma günü İzmir’de yaşanan deprem felaketinde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Biliyorsunuz, enkaz arama çalışmaları devam ediyor. Göçük altında kalanlar için kurtarma çabaları yoğun bir şekilde sürüyor.

Genel Başkan Yardıcılarımızdan oluşan ve İzmir İl Başkanımız Seda Hanım’ın da içinde olduğu bir grup arkadaşımız İzmir’de enkazla ilgili tespitler yapıyor ve gelişmeleri bizlere raporluyorlar.

Bugün aklımız, kalbimiz İzmir’de.
Umarım daha kötüye giden bir tablo ile karşılaşmayız.

Umarım kısa zamanda hep beraber yaralarımızı sararız ve depremden etkilenen vatandaşlarımızın zararlarına, dertlerine derman oluruz.

Başta İzmir ve çevre illerde, ayrıca komşu ülkelerde de hissedilen depremden dolayı hepimiz son derece üzüldük, kaygılandık. Allah beterinden saklasın. Hep beraber depremle ilgili tedbirlerin ne kadar önemli olduğu, depreme hazırlıkla ilgili yatırımların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlamamız gerekiyor.

...

Değerli konuklar,

Bugün eşsiz tarihinde birçok dine, millete, devlete ev sahipliği yapmış,

Göbeklitepesi ile UNESCO dünya tarih mirasında yer almış dillere destan Şanlıurfamızdayız.

Şanlıurfa, Türkleriyle, Kürtleriyle, Araplarıyla çok dilli, çok kültürlü bir şehrimiz. Üç semavi dinin de kutsal kabul ettiği bu topraklar her geleni büyülüyor.

Değerli arkadaşlar,
Farklılıklar bizim en önemli zenginliğimiz.

Tam bu bir arada yaşama kültüründen bahsederken iki gün önce gerçekleşen felakete dönmek istiyorum.

Yaşadığımız bu acı deprem felaketi bize bir şeyi tekrar gösterdi. Ne biliyor musunuz?

Haber gelir gelmez, ülkemizin dört bir yanından tüm toplum kesimlerinden herkes seferber oldu, afet bölgesine akın etti.

Oteller, pansiyonlar kapılarını açtı, insanlar sokaklarda ellerinden ne gelirse yapmaya başladı.

Niçin?

Çünkü bu toprakların insanı, kimliği ne olursa olsun; kökeni, inancı, görüşü ne olursa olsun; birbirini çok seviyor.

Başkasının acısını kendi acısı sayıyor. Elini uzatmaktan çekinmiyor. Biz birbirimizi çok seviyoruz, daha da seveceğiz.

Bu topraklar yüzyıllardır sevgiye, saygıya, birlikte yaşama iradesine şahit oldu.

Biliyorsunuz cumhuriyetimizin yüzüncü yılı yaklaşıyor. Türkiye, bu yüz yılda büyük başarılara imza attı.

Büyük badireleri hep birlikte atlattık.

Savaşlarla yıkılmış bir ülkeden genç bir demokrasi kurduk.

Her alanda ülkemizi ileriye taşıdık.

Ama bu yüzyılda büyük acılar da yaşadık.

Türkiye’de herkes bir kere düşman, herkes bir kere üvey evlat, herkes en az bir kere mağdur oldu.

Adeta acılarımızda eşitlendik.
Biz DEVA Partisi olarak açıkça söylüyoruz ki:

Artık eski hesaplaşmaları, kavgaları arkada bırakıp, yeni bir başlangıç yapmanın zamanı geldi. Kavgalar, hesaplaşmalar hiçbir sorunumuza çare olmadı.

Geçmiş, doğruları ve yanlışlarıyla, içinden geçtiğimiz ortak geçmişimizdir. Geçmişi değiştiremeyiz. Hiçbirimiz geçmiş üzerinde uzlaşmak zorunda da değiliz.

Ama geleceğin ipleri elimizde.
Yarınları, hepimizin ortak yarını yapabiliriz.
Türkiye’nin yüzünü geçmişten bugüne ve yarına çevirebiliriz.

Kimliği, inancı, ideolojisi her ne olursa olsun herkesi, özgürlük, hak, adalet, demokrasi, ehliyet, fırsat eşitliği, hesap verebilirlik ilkeleri etrafında yeni bir toplumsal sözleşme yapmaya davet ediyoruz.

Artık konuşmaktan, fikirlerden, farklı kimliklerden, dünyadan, gelecekten korkmayan cesur, özgür ve zengin bir Türkiye istiyoruz.

İstiklal Marşı’nın girişinde söylendiği gibi; “Korkma Türkiye!” diyorum.

Daha zor şartlarda, 1923’te Cumhuriyet’i kurduk, 1950’de demokrasiye doğru adım attık.

Bir kere daha yapabiliriz!

Çünkü bu topraklar bunu başarabilir. Biz bunu başarabiliriz.
DEVA Partisi bunu başarabilir!
...

Değerli dostlarım,

Bu kadim toprakların, Şanlıurfamızın tarihini en iyi şekilde tanıtmamız gerekiyor. 2018 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine giren Göbeklitepe gibi, Gümrük Hanı’nı, Hazreti İbrahim ve Hazreti Eyyub makamlarını ve daha pek çok değerimizi bilmek, bunu tüm dünyaya hak ettiğişekilde tanıtmamız gerekiyor.

12 bin yıllık Urfamız bugün 2 milyonu aşan nüfusu, 500 bini bulan muhacir misafirleri ile koca bir metropol.

Şanlıurfa’nın sorunlarını biliyoruz.

Urfa hem tarım hem de sanayi açısından muazzam potansiyele sahip bir şehrimiz.

Bu potansiyelin gerçekleşebilmesi için altyapıya, ulaşıma, çiftçimizin desteklenmesine ve güçlendirilmesine ihtiyaç var.

Urfa’ya hep vaat edilip, ihalesi yapılıp sonraki seçime kadar unutulan tüm projeleri sizlerin de onaylayacağınız bir plan kapsamında DEVA Partisi iktidarı olarak en kısa zamanda ele alacağız.

Urfa’nın bereketli ovaları, tarım kaynakları, zenginlikleri var. Bu bereketli toprakların modern sulama imkanlarına kavuşması için çalışacağız.

Harranlı, Akçakaleli çiftçilerimizin kapalı sulama sistemine kavuşması için gayret edeceğiz.

Hilvan’da, Karakeçili’de, Viranşehir’de sulamanın yetersiz oluşu, ürün çeşidini olumsuz yönde etkiliyor.

Çiftçimiz için daha modern alt yapıların oluşturulması gerekiyor. Her şeyden önemlisi çiftçimizin desteklenmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor.

Tarım sektöründe işverenin ve tarım işçilerinin sosyal güvenliğinin mutlaka sağlanması gerekiyor.

Tarım sektörü ülkemiz için çok büyük bir potansiyel. Şanlıurfa, geniş ve mümbit arazileriyle tarıma son derece önem vermemiz gereken bir ilimiz.

Tarımsal sanayinin Şanlıurfa’da gelişmesi gerekiyor. Tarım ürünlerinin ham haliyle başka ülkelere gönderilmesi değil, burada işlenmesi ve tarımsal gıda ürünlerine çevrilip Şanlıurfa’dan başka bölgelere gönderilmesi önem arz ediyor.

Şanlıurfa’ya yatırım gerekiyor. 150-200 bin Şanlıurfalı kardeşimiz, her sene mevsimlik işçi olarak başka bölgelere göçmek zoruna kalıyor. Seyahatleri çok kötü şartlarda ediyorlar.

Bu tablo Şanlıurfa’nın kaderi değil. Bunların hepsinin çözümü var. Önemli olan Şanlıurfa’ya yatırım yapılması. Hem tarıma, hem sanayiye, hem hizmet sektörüne, hem turizme yatırım yapılması ve Şanlıurfa’nın yeni iş imkanlarına kavuşması gerekiyor. Formül burada.

Yatırım için güven ortamı gerekiyor. Gençlerimizin çalışacağı iş yerlerinin oluşması için yatırım gerekiyor.

Bugün maalesef Türkiye’nin dört bir köşesinde yatırımlar durdu denecek kadar az miktara indi. Son iki yıldır çalışan sayısı hızla azalıyor. Bırakın yeni istihdamı, yeni iş sahalarını, yaklaşık Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi geldiğinden bu yana sürekli azalıyor. Güven ortamı mevcut yönetim eliyle artık oluşturulamaz.

Yapamayacaklar, o dönem kapandı. Mevcut yönetimin Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulamayacağını gördüğümüz için yeni bir siyasetle, DEVA Partisi’yle yola çıktık.

Pırıl pırıl bir ekip kurduk. Siyasete yeni başlayan çok sayıda arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızın ortak özelliği siyasetten önce ne yapıyorlarsa, işlerini iyi yapıyor olmaları. Tecrübeli arkadaşlarımız da siyaset yaptıkları dönemde kişiliklerini korumuş, siyasetin kirli alanından uzak durmuş ve tecrübesiyle ekiplerimize destek veren arkadaşlarımız.

Her meslek grubu var. Tarım sektöründen bahsediyoruz. Kurucularımızdan Sayın Müfit Yetkin bizzat tarım sektörünün içinde. Diyarbakır’dan Ali İhsan Merdanoğlu Bey tarım sektörünün içinde, yine kurucularımızdan.

DEVA Partisi biraz da damdan düşenlerin partisi.

...

Değerli arkadaşlar,

Şanlıurfa, Organize Sanayi Bölgesini limana bağlayacak olan Mürşitpınar Demiryolu projesiyle bir an önce buluşmalı. Ham made ve dış ticaret için son derece önemli olan demiryolu bağlantısını önceliklerimiz arasına alıyoruz.

Özellikle çiftçilerimiz için sulamada kullanılan pompaların elektrik giderleriyle ilgili sorunlar var. Burada büyük bir adaletsizlik var. Suyun geldiği topraklar var ama suyun gelmediği, toprak altındaki suyun pompalarla çıkarılıp tarımda kullanıldığı topraklar var. Bu ciddi bir maliyet getiriyor. Bu soruna köklü çözüm bulmak sulama projelerini tamamlamaktan geçiyor.

Kapalı sistem sulama suyun en verimli kullanıldığı alan.

STK’larla yaptığımız toplantıda da söyledim, hükümetin aklı, kafası tamamen rant projelerinde maalesef.

Yıllardır GAP dedi bu ülke, hâlâ tamamlanamadı. Özellikle sulama ayağı hala eksik. Burada sulama kanallarına ihtiyaç varken, sürekli Kanal İstanbul’u duyuyoruz. Bir Kanal İstanbul parasına Güneydoğu Anadolu’da suyun götürülmediği bir karış toprak kalmaz.

Öncelikleri neye göre kurguluyorsunuz? Burada çiftçimizin suya kavuşması gerekiyor.

Gap’ın mastır planında sulamayla birlikte meyve, sebze, çiçekçilik, tıbbi bitkiler, yağlı bitkiler gibi ürünlerin yetiştirilmesi de büyük önem taşıyacak.

Aksi halde GAP’ın başkenti Şanlıurfa’nın verimli ovaları dururken, sebze ihtiyacı başka bölgelerden karşılanıyor.

Biz, sulanabilir arazi miktarını arttırırken, arz açığımız olan ürünlerin üretilmesine de teşvik vereceğiz.

Bundan 12 yıl önce GAP eylem planında 1 milyon hektar olarak revize edilen sulama hedefinin ne yazık ki ancak yarısı gerçekleşti.

500 bin hektarlık verimli toprağın sulamayı beklediğini biliyoruz. Bununla ilgili adımlarımızı atacağız.

...
Değerli arkadaşlar,

Sınırın öte yanında yaşayan akrabalarımızın ve komşularımızın hak ettiği kalıcı barışa ulaşmasıyla birlikte, hep beraber kalkınmayı hedefliyoruz.

Bölgenin ekonomik, kültürel, sosyal ve insani olarak en yüksek düzeyde kalkınması, ancak bölgesel düzeyde işbirliğiyle mümkündür.

DEVA Partisi’nin vizyonu; tarımda ve sanayide kalkınmayı sağlarken, tüm vatandaşlarımızın kültürel ve sosyal haklarını korumaktır.

Değerli arkadaşlar, partimizin vatandaşlık anlayışını ileride devletin vatandaşlık anlayışı olarak hakim kılacağız.

Bu anlayış, hangi toplumsal kesime mensup olursa olsun, hangi etnik kökene, mezhebe mensup olursa olsun devletin vatandaşını aynı samimiyetle kucaklayabilmesidir.

Devletin görevi her bir vatandaşımızı olduğu gibi kabul etmek, insan olmaktan kaynaklanan ve anasından emdiği ak süt kadar helal olan bütün haklarını olduğu gibi tanımaktır. Devletin görevi vatandaşlarını dönüştürmeye çalışmak, toplum mühendisliğine soyunmak değildir.

Bu ülkenin bütün farklılığını, kültürel çeşitliliğini zenginlik olarak bilip bir arada, daha mutlu ve daha yüksek refaha ulaşmak için yürüyebiliyorsanız devlet o zaman yapması gerekeni yapıyordur.

Biz Şanlıurfa‘nın sorunlarını dinliyoruz, görüyoruz, biliyoruz.

Biz, Şanlıurfa‘nın sorunlarını çözmek için çalışmaya hazırız.

Biz, Şanlıurfa’yı daha yaşanabilir bir şehre dönüştürmek için hazırız.

Biz, Şanlıurfa’yı sadece ekonomik değil sosyal ve kültürel açıdan da kalkındırmak için hazırız.

DEVA Partisi hazır.

Peki Şanlıurfa hazır mı?

.....

Değerli dostlarım,

Şu an içine düştüğü durum ülkenin kaderi değil. Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri ben ve arkadaşlarımın ekonomi yönetiminde olduğu dönemde tam 12 bin 500 dolara çıkmıştı. Hükümetin son açıkladığı programda, bu yıl için milli gelirin 8 bin 300 dolara ineceğini görüyoruz. O da kendi açıkladıkları rakam, doğruysa tabii...

8 bin 300 dolar bizim 14 yıl önce yakaladığımız rakamdı. 2002 yılında 3 bin 600 dolardan aldık kişi başına düşen milli geliri, kısa süre içinde zaten 8 bin doları geçirdik.

Yıllar sonra makara geriye sardı, tekrar 8 bin 300 dolar.

Bu ekonomik daralma devam edere, kur artmaya devam ederse artık 8 bin dolarlık rakamlar bile hayal olacak.

Vatandaşlarımız işsizlik, hayat pahalılığı sorunu altında eziliyor.

Esnafımızdan en sık şu ifadeyi duyuyoruz: Saat 12:00, öğleden sonra 14:00, 15:00 olmuş. Diyorlar ki, “daha siftah yapamadık”. Geçen gün Edirne’de esnafımız “Bugün siftahım 3 Lira” diyor.

Bu sorunları çözecek vizyon bugünkü hükümette yok. Hatta problemleri inkâr ediyorlar. Siz problemleri inkar edince problemler ortadan kalkmıyor.

Halktan kopmamak gerekiyor. Eğer o irtibat bir koparsa, yönetenler ülkenin gerçeklerinden koparsa, artık bir değişiklik zamanı geldi demektir.

...
Değerli arkadaşlar,

Ekonomi sorunları sadece ekonomi politikalarıyla çözülmüyor.

Türkiye’de bir adalet, özgürlük, demokrasi, hukuk sorunu var. Biz DEVA Partisi olarak şöyle bir ilkeyle yola çıktık:

Bir siyasi parti ülke için öngördüğü ilke ve değerleri önce kendi içinde yaşatacak. Buna tüzüğümüzde yer vermeyi tercih ettik.

Parti içi demokrasi konusunda, parti tüzüklerine baktığımızda, en ileri olan parti DEVA Partisi. Bizim tüzüğümüzde ister milletvekili adaylıkları, ister il-içe yönetimleri olsun, yüzde 50 ön seçimle gelme kuralı var.

Yıllarca Şanlıurfa’nın en büyük şikayeti neydi? Ankara durmadan Şanlıurfa’ya isimler empoze ediyordu.

Biz DEVA Partisi olarak, Şanlıurfa’yı Ankara’ya taşıyacağız.

Şanlıurfa’nın hak ettiği şekilde temsil edilmesini sağlayacağız. Bu da tabandan, parti için demokrasiden başlıyor.

Kadınlar ve gençler partimizin ana gövdesini oluşturuyor. Kadın kolları, gençlik kolları gibi yapılar bizim partimizde olmayacak.

Kadınlarımızı ve gençlerimizi biz partimizin asli unsuru olarak görüyoruz. Kadın ve gençlik kotalarımızla bunu yaşatıyoruz.

...
Değerli konuklar,

Sözlerimin sonuna gelirken, Şanlıurfa teşkilatımızın kurulma aşamasında, gıyabında ilçe başkanı olarak seçtiğimiz, Covid salgını nedeniyle hayatını kaybeden Bozova İlçe Başkanımız sayın Hasan Arusoğlu’nu rahmetle anmak istiyorum.

Allah mekanını cennet eylesin.Allah yakınlarına sabır versin. Tüm Bozovalı kardeşlerimize de başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum.

DEVA Partisi, kadınlarla gençlerle, çiftçilerle, emeklilerle, öğretmenlerle, işçilerle, esnafla, eşitlik için, adalet için yola çıktı.

Çözüm haritamız belli.
Çözümün sözcüsü bizler olacağız. Ayrışmayacağız, ayrıştırmayacağız.
Toplumu kutuplara ayırmayacağız.
Hep beraber Türkiye’nin yaralarını saracağız.
Biz Türkiye’nin haysiyetli insanları için buradayız. Artık Türkiye’nin DEVA'sı var.
Şanlıurfa’nın DEVA’sı var ve biz hazırız.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Kalın sağlıcakla.