30 Haziran 2022 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Sağlıkta Atılım Eylem Planı Lansman Konuşması

30 Haziran 2022

SAĞLIKTA ATILIM EYLEM PLANI

Kıymetli basın mensupları,

Sağlık meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının çok değerli temsilcileri,

DEVA Partisi’nin genel merkez kurul üyeleri,

Partimizin Türkiye sathındaki teşkilatından sağlıkla ilgili olan, sağlık mesleğin içinde olan değerli arkadaşlarımız,

Kıymetli konuklarımız,

Ekranları başında ve sosyal medya üzerinden bizleri takip eden değerli vatandaşlarımız,

Hepinizi saygıyla selamlıyor, Sağlıkta Atılım Eylem Planımızı açıklayacağımız toplantımıza hoş geldiniz diyorum.

*****

Bugün, 11. eylem planımızla karşınızdayız.

Bugünkü konumuz, son derece yaşamsal bir mesele.

Oldukça kapsamlı bir çalışmayı hazırlamış bulunmaktayız.

11 nolu eylem planımızla bugün karşınızdayız.

Ülkemizde çökmekte olan sağlık sistemiyle ilgili çözümlerimizi sizlerle paylaşacağız bugün.

Görünen köy kılavuz istemiyor maalesef, sağlık sistemi gözümüzün önünde çöküyor.

Koronavirüs salgını ile sağlık sistemimizin sınırları zaten ciddi bir ölçüde zorlanmıştı. Ancak, salgının yoğunluğu bitikten sonra bir de baktık ki, sistem topyekûn iflasın eşiğine gelmiş durumda.

İnsanlar randevu almak için birbiriyle yarışıyor.

Peki, yarışıyorlar da ne elde ediyorlar? Sadece beş dakikalık bir muayene.

Öte yandan, hekimlerimiz de muayene için zamanla yarışıyorlar.

Muayenenin ardından tetkik aşamasına gelince de bir başka yarış başlıyor: Radyolojiden gün almak. Laboratuvarlardan sonuç elde etmeye çalışmak.

Yarış bununla da bitmiyor. Tüm bu aşamaları atlattıktan sonra tedavi için zorlu bir süreç başlıyor: Ameliyat için gün bulmak, tıbbi malzeme ve ilaç temin etmek…

*****

Değerli katılımcılar,

İnsan hayatının söz konusu olduğu bir durumda, nitelikli sağlık hizmetine ulaşmanın böyle bir yarışa dönmesi, telafisi imkânsız sonuçlara sebep oluyor.

Hepimiz bunu görüyoruz, günlük hayatımızda yaşıyoruz.

Dahası, bu ürpertici çöküşte, geceleri yastığa başını koyan gencecik hekimlerin rüyasını yabancı ülkeler süslüyor şu anda.

Bakın sadece 2020 yılında 931, 2021 yılında 1405 hekimimiz yurtdışına gitmek için Türk Tabipleri Birliğinden “iyi hal belgesi” aldılar.

Bu senenin ilk beş ayında ise bu sayı 942’ye ulaştı. Öyle görünüyor ki bu yıl 2021-2022’de çok üzerinde bir hekim göçünün gerçekleştiği bir dönem olacak.

Bu çöküşü derhal durdurmamız gerekiyor. İşin ucunda 84 milyonun sağlığı var, canı var.

İşte bugün, bu çöküşü nasıl durduracağımızı sizlerle paylaşmak için buradayız.

Sağlıkta Atılım Eylem Planımız, “herkes için erişilebilir ve adil bir sağlık sistemi” modelimizin ana hatlarıdır.

Sağlık sistemindeki büyük dönüşüm için, iktidarımızın ilk 90 ve 360 gününde yapacaklarımızın özetidir bu eylem planı.

Bir diğer deyişle, mevcut sağlık sistemini acile kaldırıyoruz.

Bu işi 5 adımda çözeceğiz. 5 noktada çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz.

Birincil hedefimiz sağlığı korumak olacak.

Sağlığın hastanede değil; evde, sokakta, okulda, iş yerinde, çarşıda, markette, otobüste, metroda başladığını iyi biliyoruz.

Hastalıkların yayılmasıyla mücadele edeceğiz.

İnsanların sağlıklı kalması için önlemler alacağız.

İlk olarak, koruyucu sağlık hizmetlerini güçlendireceğiz. Yani birinci adımımız, vatandaşlarımızı hastalıklardan korumak olacak.

Örneğin, burada tek bir örnek vereceğim daha sonra sözü Aysun Hanım’a bırakacağım. Örneğin öğrenciler öğün atlıyor. Gençler yetersiz ve sağlıksız besleniyor.

Bu sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenme de birçok hastalığa yol açıyor.

Mesela, bu durumda hastalıklardan kaçmak için ne yapacağız?

Okul kantinlerinde ve yemekhanelerinde sağlıklı menülerin yaygınlaştırılması için özel bir program başlatacağız.

Sağlık Politikaları Başkanımız Aysun Hanım, birazdan detayları sizlerle paylaşacak.

*****

İkinci olarak, tanı ve tedavi kapasitemizi artıracağız.

İnsanlar hastalığa yakalandıktan sonra başlayan bu süreçte, onlara en kaliteli sağlık hizmetini sunmanın çabası içerisinde olacağız.

Sağlık sisteminde radikal adımlar atmaktan çekinmeyeceğiz. Sevk zincirine ve randevu sistemine çekidüzen vereceğiz.

Sağlık sistemimizin merkezine aile hekimliğini yerleştireceğiz. İşlerin mümkün olduğunca ilk basamakta çözülmesini sağlayacağız.

Bunun için aile hekimliği sistemimizi yenileyeceğiz.

Halk sağlığını, aile hekimliğini ayağa kaldırarak koruyacağız.

Bu kapsamda;

Nitelikli aile hekimi sayımızı hızla yükselteceğiz. Böylece aile hekimi başına düşen nüfusumuzu azaltacağız.

Aile hekimleri ve destek personelinin gelir, özlük ve sosyal haklarını güçlendireceğiz.

Aile hekimliklerini bürokrasiye boğmayacağız. Gereksiz işlemlerle uğraştırmayacağız.

Tüm Aile Sağlık Merkezlerinde hem iç hem de dış yeniliğini sağlayacağız mekân yeniliğini. Bu merkezlerin binalarını ve teknik donanımlarını iyileştireceğiz. Personel ve hizmet kapasitelerini de artıracağız.

Aile hekimliğinin, “hastaneye sevk için göstermelik bir ön adım” olarak görülmesine son vereceğiz.

Böylece vatandaşlarımız aile hekimliklerinde nitelikli ve kapsamlı bir şekilde muayene olabilecek.

Aile hekiminin Şehir Hastaneleri’ne yönlendireceği vatandaşlarımıza ise tüm kolaylıkları sunacağız. Bu durumda Şehir Hastanelerine ücretsiz ulaşım sağlayacağız.

Bu arada, söz hazır Şehir Hastaneleri’nden açılmışken şunu da eklemek istiyorum.

Kamu Özel İş Birliğiyle yapılan mevcut Şehir Hastaneleri’ni de teknik, idari, hukuki ve yasama denetimlerine tabi tutacağız.

Hiç endişeniz olmasın. Bizde bu milletin bir kuruş vergisini çarçur ettirecek göz yok.

Tespit edilen usulsüzlüklerin takipçisi olacağız.

Böylece milletin vergisinin, yine millete en iyi sağlık hizmeti olarak dönmesini sağlayacağız.

*****

Değerli arkadaşlar,

Üçüncü nokta ise sağlık çalışanlarımızla ilgili.

Sağlık çalışanlarımız diyorum ama esasen bu hem tedavi olan vatandaşlarımızı hem de sağlık hizmeti veren vatandaşlarımızı aynı ölçüde etkiliyor.

Sağlık çalışanlarının alım gücü azalırken, çalışma saatlerinin arttığı bir dönemi şu anda maalesef görüyoruz. Bir yandan maaşları yetmiyor ama çalışma süreleri uzuyor. Tanı süreleri azalırken, nöbet süreleri artıyor. Ve daha önemlisi; kendilerine saygı azalırken, gördükleri şiddet çoğalıyor.

İşte tüm bunlar kendi ellerimizle yetiştirdiğimiz insan gücümüzün başka ülkelere göçmesine sebep oluyor. Hekimler göçü yaşıyoruz hekimler göçü...

Yetişmiş insan gücümüzün gitmesi demek, her birimizin sağlık hizmetinden mahrum kalması demek.

Yetişmiş insan gücümüzün gitmesi demek, muayene edecek, ameliyat edecek doktor bulamamak demek.

Yetişmiş insan gücümüzün gitmesi demek, bir ultrason için 8 ay sonraya ancak gün alabilmek demek.

O yüzden sağlık çalışanlarımızın yaşadıkları sorunların her birinin üzerinde ayrı ayrı durduk.

Sağlıkta şiddetten başlamak gerekiyor.

Gerçekten hekimlerimizin şu anda en önemli sorun alanı. Çalışma koşullarıyla ilgili en önemli sorun alanı sağlıkta şiddet.

Daha iki gün önce, Şanlıurfa’da bir hekim, şiddete maruz kaldı. Saldırganlar serbest bırakılınca hekim arkadaşımız diplomasını herkesin gözü önünde yırttı.

Geçtiğimiz hafta Çapa Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitiren genç arkadaşımızın dediği gibi, “Hekimlik sanatındaki temel ilke, ‘Önce zarar verme’ iken ‘Önce zarar görme’ haline geldi.”

Tüm bunların nedeninin altında ise hekimlik mesleğinin itibarsızlaştırılması yatıyor.

İşte biz, hekimlerimizin mesleki saygınlıklarını ve can güvenliğini koruyacağız.

Sağlık çalışanlarının yaşam kalitelerini yükselteceğiz. Çalışma koşullarını iyileştireceğiz.

Hepimiz kalbimizi, beynimizi, canımızı, ailemizi, sevdiklerimizi sağlık çalışanlarına emanet ediyoruz.

Hastalandığımızda, haklı olarak, sağlık çalışanlarının bize odaklanmasını, bize tam konsantre olmasını istiyoruz.

Ama sağlık çalışanları günde 150-200 kişiyle muhatap oluyor. Doktorlar, herkese en fazla 5 dakika süre ayırabiliyor.

Hekimlerden, “ertesi gün gördüğünde hatırlayamayacağı” hastaları tedavi etmelerini bekliyoruz.

Hekimlerden tamamı 5 dakika, 5 dakikada hastayı dinlemesini, muayene etmesini, tanı koymasını, ilaç yazmasını bekliyoruz.

Böyle bir zaman baskısı kabul edilemez. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar, olamaz.

Onun için muayene süresini, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği standartlara çıkartmak için çalışmak zorundayız.

Bu hedefi kendimize koymak zorundayız.

Öte yandan, sağlık çalışanlarının çalışma saatleri ve çalışma şartları ile ilgili düzenlemeler yaparak, iş-yaşam dengesini de kurmak zorundayız.

Sağlık sisteminde, performansa dayalı gelir sistemini yeniden düzenleyip, sağlık çalışanlarının gelirler seviyesini artırmalıyız.

Akademik yayın ve çalışmalara verilen destekleri de güncellemek zorundayız. Bir yandan muayene ama bir yandan da akademik çalışmanın da ilerlemesi gerekiyor. Ona da zaman ayrılması gerekiyor. Bunun da desteklenmesi gerekiyor.

Emekli hekim ve diğer sağlık meslek mensupları için de ek göstergeleri yeniden düzenleyeceğiz.

Asistan hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının nöbet sürelerini kısaltacağız.

*****

Değerli arkadaşlar,

Dördüncü nokta, bilim ve teknoloji.

Bildiğiniz gibi teknoloji; sağlık hizmetlerinde gerçekten çığır açıyor. Bu dönüşümün gerisinde kalma lüksümüz yok.

Ülkemizi, sağlıkta en ileri teknolojilerin kullanıldığı ve geliştirildiği bir ülke yapmamız gerekiyor.

Sağlıkta Atılım programımızda odaklandığımız bir hedefimiz de var arkadaşlar o da şu; Biyoteknoloji ile, gen ve hücre alanındaki teknolojilerle geliştirilen ilaçların üretiminde, Türkiye’yi dünya lideri yapmayı hedefliyoruz.

Hasta-hekim ilişkisinde de teknolojiden faydalanacak bir projemiz var.,

Buna da Doktorum Hep Yanımda” uygulaması diyoruz.

Böylece, cep telefonu üzerinden görüntülü görüşmeyle, bazı sağlık hizmetlerine 7/24 ulaşılabilecek. Telefonun öbür ucunda uzman doktorlar olacak.

*****

Değerli arkadaşlar,

Elbette, hayalimizdeki sistemin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla finansman modelini de yeniden yapılandırmamız gerekiyor.

Böylece beşinci ve son noktaya geliyoruz.

Sağlık ürün ve hizmetlerinde fiyatlama ve geri ödeme sistemini sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması gerekiyor.

Genel Sağlık Sigortası Teminat paketini günümüzün ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandıracağız.

Fiyatlama ve geri ödeme süreçlerini yenileyeceğiz. Böylece vatandaşlarımız yeni nesil ilaç ve tedavi süreçlerine erişebilecek.

*****

Değerli konuklar,

Kısacası, sağlık sisteminin reçetesi DEVA Partisi olacak. Güçlü bir sağlık sistemi inşa edeceğiz.

Çünkü sağlık, bir insan hakkıdır.

Sağlık sistemi çürüyen bir ülke, sosyal devlet niteliğini kaybeder.

Az önce sıraladığım devasa adımlarla Sağlıkta Atılımın öncüsü olacağız.

Sağlıkta Atılım Eylem Planımız; hastasından, doktoruna, eczacısından teknisyenine, hemşiresinden ilaç üreticisine; sağlık sektörünün tüm paydaşlarının mutlu olacağı bir sistemi hedeflemektedir.

Ben sözlerime şimdilik burada son veriyorum.

Eylem planımızın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Burada kurucularımızdan, Genel Merkez yönetim kurulu üyemiz Bekir Sıtkı Arslan hocamıza yine Genel Merkez Kurul Üyemiz Özge İrem Morkoç Hanım’a, Genel Sekreterimiz Medeni Yılmaz Bey’e ve Aysun Hanım’ın çalışma ekibinde olan herkese tek tek teşekkür ediyorum.

Bizim partilimiz parti mensubumuz olsun olmasa da dışarıdan bize destek veren destek sağlayan, katkı veren herkese özellikle şükranlarımı sunmak istiyorum.

Yine bu süreçte çalışmalarımıza her türlü katkıyı sağlayan kapılarını açan sağlık meslek örgütlerimize ve sağlıkla ilgili sivil toplum kuruluşlarımıza da özellikle şükranlarımı sunmak istiyorum.

Şimdi sözü, eylem planımızın detaylarını sizlerle paylaşmak üzere, Sağlık Politikaları Başkanımız Sayın Aysun Hatipoğlu’na bırakıyorum.