3 Aralık 2022 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Malatya Soykan Parkı Halk Buluşması Konuşması

3 Aralık 2022

 Ali Babacan’ın Malatya Soykan Parkı Halk Buluşmasında Konuşması

İlim şehri Malatya merhaba,

İnşallah bütün Türkiye'de varız Malatya'da varız sağ olun gençler sağ olun.
Malatya bu topraklar ne güzel insanlar yetiştirdi.

Burası bir ilim şehri.

Malatya bir kültür şehri.

Malatya aynı zamanda bir tarım şehri. Bir sanayi şehri.

Biz Malatya ile gurur duyuyoruz.

Hep beraber Türkiye’mize de DEVA olacağız çiftçimize de DEVA olacağız esnafımıza da emeklimize de işçimize de DEVA olacağız inşallah.

Değerli arkadaşlar değerli Malatyalılar,

Ülkemiz gerçekten zor bir dönem yaşıyor. Sıkıntılar büyük. Kriz arkasına kriz yaşıyoruz maalesef.

Ama bunu biz ilk elden ilk ağızdan derdi yaşayanlardan dinliyoruz. Onun için de vatandaşımızla aramıza mesafe koymuyoruz.

Değerli arkadaşlar, değerli Malatyalı hemşehrilerim,

Evet, Türkiye’mizde sıkıntı çok sorun çok hepsini biliyoruz.

Malatya'da kayısı ile ilgili hala bir fiyat yok. Kayısı üreticisi fiyat bekliyor 2 senedir gözler yollarda kaldı.

Hala fiyat yok.

Hep beraber DEVA olacağız hep beraber. Bütün kadrolarımızla beraber Malatya'ya da DEVA olacağız inşallah Türkiye'ye de DEVA olacağız.

Malatya tarımı ile güçlü bir şehrimiz ama sulama projeleri bakıyoruz bir türlü tamamlanmıyor.

Su olmadan tarım olmaz. Su ile tarımı buluşturmamız gerekiyor.

Bakın biz söz verdik açıkladık dedik ki bütün Türkiye'de Malatya'da ne kadar sulama projesi varsa bütün bu sulama projelerini tamamlayacağız dedik.

Barajsa baraj isale hattıysa isale hattı göletse gölet kapalı basınçlı sulama sistemi, yağmurlama damlama ne var ne yoksa iktidarımızın 5 yılında inşallah bunların tamamını bitireceğiz dedik.

Başka ne dedik?

Gübre var ya gübre çiftçimizin en önemli maliyeti değil mi?

Gübrenin tam yarısını devlet olarak biz karşılayacağız dedik.

Bunlar enflasyon nasıl düşer bilmiyorlar. Bilene de sormuyorlar.

Fiyatı niye yükselttin diye esnafı suçluyorlar marketçiyi suçluyorlar pazarcı esnafını suçluyorlar.

Halbuki siz maliyeti bir düşürün, şu gübrenin yarısını bir devlet olarak ödeyin fiyatlar nasıl düşüyor bir görün.

Bilmiyorlar.

Başka ne dedik?

Yemin parasının tam yarısını devlet ödeyecek dedik.

Ne dedik?

Hayvancılıkla uğraşan üreticilerimiz için yemin maliyetinin tam yarısını devlet ödeyecek dedik bakın.

Elektriğin çiftçimize çok daha uygun bir fiyattan ayrı bir tarife ile sağlanması gerekiyor sulamada pompajda kullanılan elektriğin. Bunu yapacağız dedik.

Çiftimizin kullandığı mazotun ÖTV’sini aynen iade edeceğiz dedik.

Yani maliyeti aşağı düşüreceksiniz maliyeti. Bu ülkede enflasyon böyle düşer.

Başka türlü marketlere savaş açarak enflasyonu düşüremezsiniz. Olmaz.

Maliyet artmış esnafımızın satın alma fiyatı artmış nasıl ucuza satsın?

Maliyeti ineceksin köküne ineceksin.

Toprağı suyla buluşturacaksın ki verim yükselsin.

Gübrenin yemin parasının yarısını devlet olarak karşılayacaksın ki maliyet düşsün.

Elektriği mazotu çiftçimize ucuz fiyata sağlayacaksın ki maliyet düşsün.

Maliyeti bir düşür aşağı çek bak nasıl fiyatlar düşüyor gör.

O zaman çiftçimiz de daha çok para kazanacak. Pazarcı esnafımızla daha çok para kazanacak kasabımız da marketimiz de manavımızda yüzü gülecek.

Başka türlü bu ülkede enflasyon düşmez.

Bilmiyorlar bilmediklerini de bilmiyorlar.

Döviz kurunu patlattılar değil mi?

Enflasyon Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesinde şu anda.

Bu ülke bu kadar yüksek bir enflasyon görmedi. İlk defa bu kadar 3 haneli enflasyon görüyor bu ülke.

Bakın arkadaşlar hesap çok basit hesap.

Size bir şey göstereceğim.

Bakın şu 200 lira değil mi?

Bu 200 lira ne zaman tedavüle çıktı biliyor musunuz?

Yıl 2009. 2009 yılında yani 13 yıl önce bu para tedavüle çıktı.

Bu 200 lira tedavüle çıktığında kaç dolar ediyordu biliyor musunuz?

134 dolar ediyordu arkadaşlar 134 dolar.

Bugün 11 dolar ediyor.

10 dolara doğru düşüyor kur arttıkça düşüyor.

20 lira dediğin zaman dolar kuru edecek 10 lira. 134 dolarlık paramız inmiş 11 dolara.

Ben şimdi soruyorum bu paranın içerisinden 123 dolar kaybolmuş değil mi?

134'ten 11'e inince arada 123 dolar fark var. Bu paranın içerisinden tam 123 doları kim aldı diye soruyorum size?

Kim aldı nereye gitti bu para?

Bu paranın değeri neden düştü arkadaşlar?

Bak kötü Yönetim. Malatya cevabı biliyor. Malatya cevabı biliyor kötü yönetim.

Hepsini düzelteceğiz hepsini.

Bakın arkadaşlar bir başka sayı vereceğim.

Ülkenin nasıl kötü yönetildiği ile ilgili bir başka rakam vereceğim.

Şu anda devletin bütçesinde bu yıl faiz ödemesi ne kadar biliyor musunuz?

350 milyar.

Bir de kur korumalı mevduat ya yeni bir şey uydurdular biliyor musunuz?

Rahmetli Özal'ın 'gençlere nasihatimdir bir daha ülkede bu uygulanmasın. Enflasyon yüksek seyrediyorsa sebebi budur' dediği Özal’dan önce uygulanan dövize çevrilebilir mevduat hesabını tuttular 40 yıl sonra Kur Korumalı Mevduat Sistemi diye yeniden icat ettiler.

Kur korumalı mevduata bu yıl ödeyecekleri kur farkı ne kadar biliyor musunuz?

320 330 milyar civarında.

350 milyar faize ödüyor, 320, 330 da kur farkı diye ödüyor. Etti mi size 650 milyar.

650 milyar kime ödüyor?

Zaten parası olanı ödüyor değil mi?

‘Fakir'den alıp zengine ödüyor’ dedin doğru.

Nasıl alıyor?

Alışverişe gittiniz şuradan bir kilo peynir aldınız. Alışverişe gittiniz şuradan evinize bir yoğurt aldınız.

KDV ödüyor musunuz? Ödüyorsunuz.

Asgari ücretle geçinen vatandaşımız dahi gelir vergisi ödüyor mu bu ülkede?

Ödüyor.

Asgari ücretten aldığını vergiden topla milletin 1 kilo yoğurt 1 kilo peynirden aldığını katma değer vergisinden topla topla topla zaten parası olana faiz diye ver kur farkı diye ver.

Bu adalet mi?

Böyle bir şey?

Bakın size bir rakam daha vereceğim.

Bunlar zaten parası olan 650 milyar veriyor değil mi bu yıl. 2022'de.

Peki, tarıma verilen desteğin tamamı ne kadar?

Çiftçiye verilen bütün tarımsal destekleri toplayın toplayın toplayın ne kadar biliyor musunuz?

50 milyar 50.

Bütün tarıma çiftçiye sen 50 milyar ver zaten parası olanın üzerine bir 650 milyar daha koy.

Bu mu adalet bu mu ekonomi yönetimi?

Bakın arkadaşlar bu 650 milyar bunların faize ve kur farkını ödedikleri o kadar büyük para ki hesap ortada.

Şu anda TOKİ ne yapıyor? Sosyal konut yapıyor.

Yılda kaç tane yapıyor? 100.000 civarında yapacağım diyor değil mi?

Daha göreceğiz yapabilecekler mi?

Çünkü geçmiş ortalama yılda 60 bin. 100 bin diyorlar göreceğiz ama konutun maliyeti ne kadar?

TOKİ'nin ürettiği sattığı peşinat aldığı taksitle sattığı konutun fiyatı ne kadar? En düşük böyle 100 metre karesi 650 bin lira falan.

650 bin lirayı bir konuta veriyor mu TOKİ? Veriyor.

Peki, bunlar kura kur farkına ve faize ne kadar ödüyor? 650 milyar.

Hesap basit.

650 milyara böl 650 bine. Tam bir milyon konut yapmak mümkün parayla 1 milyon konut.

Üstelik vatandaştan 5 kuruş almadan 1 milyon konut yapmak mümkün.

Hesap ortada.

Sadece faize kur farkına ödediği para 650 milyar. Bu parayla 5 kuruş peşinat almadan 1 milyon tane konut yapıp bu sene vatandaşa dağıtabilirlerdi.

Hesap basit.

650 milyarı 650 bine böl 1 milyon konut ediyor.

Hesap ortada. Gerçekten içimiz yanıyor içimiz. Yazık günah.

Hepsinin çözümü hazır hepsinin.

Siz devletin başına kamu kurumlarının başına dürüst ve ehil kadroları getirin bir de ülkeyi istişare ile yönetin bu ülke nasıl düzeliyor nasıl birden bile ayağa kalkıyor göreceksiniz.

İnanın çok kolay.

Bu ülkenin insan kaynağı var bu ülke büyük bir ülke.

Hepimiz bu ülkeyi çok seviyoruz.

Bu ülke güçlü bir ülke.

Avrupa'nın en büyük nüfusu bizde. Avrupa'nın en büyük toprakları bizde. Avrupa'nın en büyük tarım arazileri bizde ama bu büyük ve güçlü ülke kötü yönetiliyor.

Hep beraber çalışacağız çok çalışacağız. Ama dosdoğru çalışacağız.

Biz şuna inanıyoruz Allah doğrunun yardımcısıdır. Ama dosdoğru çalışacaksın.

Dosdoğru çalışacaksın formül basit. Ve dosdoğru çalışanlarla çalışacaksın.

Türkiye'nin başarılı olduğu yıllara şöyle bir bakalım.

Başarılı olduğu yıllarda Türkiye'nin bütün dünyada itibarının yüksek olduğu yıllarda ister rahmetli Özal dönemini düşünün ister bu 2002'den 2010'a kadar ki başarılı dönemi düşünün.

Onların ortak yönü ne?

İyi kadrolar dürüst kadrolar işinin ehli olan insanlar.

Kadroları sağlam tutacaksınız.

Buradan Malatya’dan kendi memleketinden kendisini rahmetle anıyoruz. Çok emeği geçti bu ülkeye çok emeği. Çok emeği geçti.

Ve uyardı ülkeyi uyardı. Bu dövize çevrilebilir mevduat hesabı ile ilgili uyardı. Gençlere nasihat verdi.

Hatta kendi ifadesi dedi ki, 'bu dövize çevrilebilir mevduat hesabı benden önce yapmışlar ama bu kendini uyanık zannedenlerin dalaverisidir' dedi. Rahmetlinin ifadesi bu. 'Kendini uyanık zannedenlerin dalaveresi' dedi.

Dön dolaş 40 yıl sonra aynı şeyi getir Türkiye'de uygula.

Bir de ekonominin çözümü diye utanmadan açıkla. Böyle bir şey olur mu.

Bakın arkadaşlar,

Bu ülkede o 2002 seçimlerinde Sayın Erdoğan'a destek verenler AK Parti'ye destek verenler ne için bu desteği verdi?

3Y ile mücadele etsin diye bu desteği vermedi mi?

Neydi bu 3Y?

Yasaklardı yolsuzluktu yoksulluktu.

Bu 3Y ile mücadele et diye bu desteği verdi ancak döndü dolaştı 20 sene sonra şu andaki iktidar ülkeyi tekrar aynı 3y'ye mahkûm etti.

Ülkede yolsuzluk var mı? Var. Ülkede yoksulluk var mı? Var. Yasaklar var mı? Var.

Ne anladık ne anladık. Bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin tertemiz insanları 20 yıl sonra başladığı noktaya getirsin diye mi bu desteği verdiler yazıktır günahtır gerçekten.

Hep beraber ülkeye DEVA olacağız arkadaşlar hep beraber. Hep beraber.

Bakın,

Adalet her şeyin başı. Adalet olmadan olmaz.

Gençler önden yürüyecek biz arkadan hep beraber ülkeyi kurtaracağız inşallah hep beraber.

Değerli arkadaşlarım,

Göç şu anda şu anda bu ülkenin bir göç politikası yok arkadaşlar. Göç politikası yok.

Sınırlar olmuş yolgeçen hanı. Kevgire dönmüş elini kolunu sallayan giriyor.

Suriye'de savaş vardı anladık. Peki, on binlerce Afgan İran sınırını geçti elini kolunu sallaya sallaya yürüdü girdi mi bu ülkeye? Girdi.

Ben şimdi Sayın Erdoğan'a buradan soruyorum Bu Afganlar sınırdan niye elini kolunu sallaya sallaya girdi Türkiye'ye? Acaba sen ülkenin sınırlarını iyi koruyamadın mı? Yoksa Amerikalılarla bir anlaşma yapıp Taliban rejiminden kaçan Afganlar için burada bir yaşam alanı mı oluşturdun? Ben merak ediyorum soruyorum. Hangisi?

Ya sınırları kontrol edemiyorsun sınırlar kevgire döndü ya da Amerika ile anlaştın anlaşma sonucunda getirdin bu insanları buraya. Hangisi diye buradan Malatya’dan bu meydandan soruyorum.

Bunun bir cevabı olmalı değil mi?

Böyle bir şey olmaz.

200 bin vatandaşlık verdiler 200 bin vatandaşlık.

Hep beraber kurtaracağız hep beraber inşallah.

200 bin vatandaşlık verdiler değil mi? 200 bin vatandaşlık.

Şimdi ben soruyorum sığınma altındaki Suriyelilerin Türkiye'de vatandaşlığa başvurma hakkı yok. Kanunda madde var başvuramaz diyor.

Vatandaşlığa başvuramayan insanları tek imzayla, Cumhurbaşkanı imzası ha tek imzayla niye vatandaş yaptın diye soruyorum.

Sebebi ne?

Bakın bir tane kelime duydunuz mu? Niye.

Bunun kriteri ne? Yani kimi vatandaş yapıyorsun kime vatandaş yapmıyorsun bunun kuralı nedir? Kriteri var mı yok.

İstisnai vatandaşlık.

Eskiden bakanlar kurulunun yetkisi vardı şimdi o yetki olduğu gibi cumhurbaşkanına geçti. Tek imza tek. İmzayı atıyor 'bin kişi sizi vatandaş yaptım gönlümden koptu' diyor.

E bu sefer ne oluyor? Geriye kalan 3 milyon 800 bin Suriyeli 'ya dur bir dakika ben biraz daha Türkiye'de durayım belki sıra bana da gelir' diyor.

Kriterini bilmiyor belki tombaladan ben de çıkacağım diyor.

Geri dönüş perspektifini yok ediyorsunuz siz bu insanların. 'Ben bekleyeyim burada durayım dönmeyeyim' diyor. Göç bir gerçek arkadaşlar.

Bilmiyor bildiğini sanıyor bir bilene sormuyor. Gençler söylüyor.

Bakın arkadaşlar bir kişinin her şeyi bilmesi mümkün değil.

Bir kişi her şeyi bilemez ama ülke yönetiyorsanız bilenlerle çalışmak zorundasınız. Sağlam kadrolarla çalışmak zorundasınız. Bir lider ancak sağlam kadroların üzerinde yükselir.

Yok, her şeyi ben yaptım ben yapıyorum demeye başlarsan o ülkede kaybeder sen de kaybedersin. Olmaz olmaz.

'Ben her şeyi bilirim benim alanım ekonomi ben ekonomistim' deyip de bilenlerle çalışmazsan ülkenin ekonomisini batırırsın.

Ama arkadaşlar bakın burada koskoca bir gerçek var koskoca. Yoruldu. Gerçekten yoruldu. AK Parti kurulurken biz üç dönem kuralı koymuştuk 3 dönem. Niye? Çünkü ‘bu yorucu bir iştir’ demiştik. ‘3 dönemden sonra insanlar yorulur’ demiştik. ‘Orada yeni bir kadroya ihtiyaç olur’ demiştik.

AK Parti'nin kuruluş akitleşmesinde 3 dönem kuralı vardır arkadaşlar 3 dönem.

Ve 3 dönem ne zaman doldu? 2015'te doldu.

Ne diyordu 2015'te metal yorgunluğu diyordu değil mi hatırlayın metal yorgunluğu.

Arkadaşlar şu andaki iktidarı inşallah müsait bir yerde indireceğiz müsait bir yerde. Yoruldu çünkü yoruldular.

Kendi ne diyordu 2014'te 2015'te? 'Metal yorgunluğu var bizim teşkilatı yenilememiz gerekiyor' diyordu. Değil mi metal yorgunluğu diyordu.

Binlerce on binlerce teşkilat mensubunda metal yorgunluğu oluyor da bir kişi de hiç olmuyor mu?

Bu insanın yaratılışında var. Yorgunluk diye bir şey var.

Dolayısıyla biz diyoruz ki yoruldu ama ülke de çok yoruldu. Gerçekten yeter diyoruz bu ülkede çok yoruldu.

Bu ülke bunu hak etmiyor ki. Bu ülke bu yoksulluğu hak etmiyor.

Rahmetli Özal'ın orta direği vardı değil mi orta direk hatırlayalım. Orta direk ne demekti? Ülkeyi ayakta tutan o çadırı ayakta tutan orta direk. Yani orta gelirli sınıf orta sınıf.

Bunlar bu orta direği yıktı. Rahmetli Özal'ın orta direğini orta sınıfı bunlar yok etti.

Türkiye'de şimdi yoksul daha yoksul ama az sayıda zengin daha zengin oldu.

Biraz önce sayıyı verdim rakamları verdim. Siz bütün vatandaştan topladığınız vergiden 650 milyarını tutup da tam 1 milyon konut edecek parayı tutup da zaten parası olanı verirseniz bu adalet değildir. O zaman orta sınıf orta direk kalmaz bu ülkede.

Böyle bir şey olmaz yazıktır.

İnanın içimiz parçalanıyor çok üzülüyoruz ülkenin durumuna.

Bizim esnafımız sattığı malı yerine koyamıyor bugün.

Bizim çiftçimiz geçinemiyor zarar ediyor. Ne kadar çok üretirse o kadar çok zarar ediyor. Yazık.

Bakın arkadaşlar bir örnek daha vereceğim bir örnek,

Bakın şu telefon gençler şu telefon. Telefon artık en önemli ihtiyaç değil mi? Çünkü haberleşme bir insan hakkımı insan hakkı.

Bilgiye ulaşma doğru bilgiye ulaşma insan hakkı mı insan hakkı.

Çünkü bilgiye ulaşıyorsun buradan. Haberleşiyorsun değil mi?

Kendini ifade ediyorsun sosyal medya üzerinden yazıyorsun çiziyorsun görüşlerini. İfade özgürlüğü burada mı burada.

Demek ki artık akıllı telefon bir temel ihtiyaç.

Gençlere ne diyorlar? 'şikâyet etme çıkar bakayım telefonunu. Bak telefonun var ne istiyorsun' diyor.

Böyle diyorlar değil mi. Böyle diyen de cevabını alıyor.

Size yine bir rakam vereceğim.

Şu telefon iyisinden bir akıllı telefon Amerika'da asgari ücretle geçinen birisi ne kadar süre çalışarak bu telefonu kazanabiliyor biliyor musunuz?

Bir hafta değil mi.

Amerika'da çalışan birisi bir hafta çalıştığında bir haftalık maaşıyla en iyisinden bir telefon alabiliyor.

Türkiye'de ne kadar bu süre?

6 ay.

Tam 6 ay.

Şu işe bakın. Avrupa'da 8-9 gün Amerika'da 7 gün Avrupa'da 8-9 gün biz de 180 gün.

Asgari ücretli birisi 6 ay çalışıp ancak bir telefon koyabiliyor cebine.

Bu mu sosyal devlet bu mu ekonomi yönetimi?

'Ben ekonomistim alanım ekonomi' deyip ülkeyi içine düşürdüğü durumu görüyorsunuz arkadaşlar. Bu ülke bunu hak etmiyor inanın.

Yazıktır günahtır. Bu ülke böyle bir şeyi hak etmiyor.

Bakın gençler bu arkadaşınız ekonomi yönetiminin başındayken KYK bursu aylık 150 dolar ediyordu. KYK bursu. Şu anda 45 dolar ediyor. Ayda 150 doları gençler harcıyordu biriktiriyordu 12 ayda kenara koyduğu parayla bir hafta iki hafta Avrupa'da trenle tur yapabiliyordu.

Emeklilerimiz hatırlayın. Emekli maaşlarından biriktirip bir hafta İtalya'da tatil yapabiliyordu. Bu ülke bunu yaşadı.

Başka bir ülke değil Türkiye yaşadı bunları.

Biz inşallah kadro olarak bütün ülkenin DEVA’SI olacağız inşallah.

Bakın arkadaşlar ben bazen bunu söyleyince ben diyorum ya enflasyonu tek haneye indirdik diyorum ya paradan altı sıfır attık diyorum ya gençler KYK bursunu biriktirip yurt dışında tatile gidebiliyordu diye.

Ben böyle deyince Sayın Erdoğan ne diyor? 'Ben imza atmasaydım yapamazdı ki' diyor.

Ben de diyorum ki madem hikmet imzada tam 4,5 yıldır bu ülkeyi tek imzayla yönetiyorsun. Eğer hikmet imzadaysa o fiyakalı imzayı bir at da şu enflasyonu da döviz kurunu da bir düşür de bir görelim bakalım diyorum. Görelim bakalım.

Yapamaz çünkü başarı sağlam kadrolarla elde edilir. Kadrolar sağlam olacak.

Evet, milletin cebi boş doğru ama külliyede olanlara sorun yok.

En son ne zaman bir elektrik faturası gördü ben bilmiyorum. En son ne zaman bir doğalgaz faturası şöyle önüne geldi bilmiyorum.

Eskiden komşusu vardı değil mi Keçiören’de bir dairede otururdu. Girerken çıkarken komşularla karşılaşırdı.

Komşular gösterirdi 'ya başkanım bak faturalar biraz şişti bir şey yap ‘diye.

Şimdi etrafındakiler kim? Zaten parası olanlar.

Cepten cebe kiminle konuşuyor? En çok parası olanlarla konuşuyor. Cepten cebe soruyorum ben Malatya'ya konuştuğu bir tane çiftçi var mı cepten cebe. Alo dediği var mı? Yok.

Cepten cebe konuştuğu bir tane esnaf var mı? Yok.

Cepten cebe konuştuğu bir tane emekli var mı? Yok.

Bir tane emekli arkadaşı var mı? Yok.

Etrafını sardılar. O çıkar kümeleri var ya o bu iktidardan nemalananlar var ya etrafını sardılar ablukaya aldılar.

Kafasını kaldırıp milleti görecek durumu yok artık.

Onun için her şeyin iyi olduğunu zannediyor. Onun için ekonomimiz iyi diyor. Onun için enflasyon düştü diyor düşecek diyor 4 yıldır aynı şeyi söylüyor ama olmuyor.

Artık değişimin zamanı geldi arkadaşlar.

Artık Türkiye'de değişim zamanı.

Artık Türkiye'de DEMOKRASİ zamanı.

Artık Türkiye'de ATILIM zamanı.

Artık Türkiye'de DEVA zamanı ve bunu da inşallah hep beraber gerçekleştireceğiz. Gençlerle emeklilerle esnafla çiftçi ile gerçekleştireceğiz inşallah.

Hep beraber Türkiye'ye DEVA olacağız inşallah hep beraber.

Bakın arkadaşlar bu önümüzdeki seçimi kim kazanacak biliyor musunuz?

Bu önümüzdeki seçimi 7'den 70'e doğudan batıya kuzeyden güneye tüm Türkiye kazanacak bu seçimi inşallah tüm Türkiye.

Bu seçimi dükkânında 10 ampulden 9'unu kapatıp işini sürdürmeye çalışan, bu seçimi sattığım malı yerine koyamayan esnaf kazanacak.

Bu seçimi pazardan torbası boş boynu bükük dönen emekliler kazanacak.

Bu seçimi çocuğunun beslenme çantasına bir elmayı bir portakalı koymakta zorlanan analar babalar kazanacak bu seçimi.

Bu seçimi iftiraya uğrayan hukukun adaletin ezdiği KHK'lılar kazanacak bu seçimi.

Bu seçimi atanamayan öğretmenler kazanacak.

Bu seçimi şu andaki iktidarın artık görmediği göremediği görmezden geldiği milyonlar kazanacak.

Hep beraber Malatya içinde DEVA olacağız Türkiye içinde DEVA olacağız bunu hep beraber başaracağız.

Bu seçimi SMA'lı bebeklerin anneleri babaları da kazanacak merak etmeyin.

Bu seçimi hastanede kuyruk bekleyen en temel ihtiyacı olan ilaçlara yüksek miktarda fiyat farkı ödemek zorunda kalan vatandaşlarımız kazanacak bu seçimi inşallah.

Bazen soruyorlar 'DEVA Partisini bir anlat bize' diyorlar. 'DEVA Partisi nasıl bir parti' diye soruyorlar bana.

Ben de diyorum ki eğer DEVA Partisini arıyorsanız size bir konum atayım. DEVA Partisi nerede?

Biz DEVA kadroları olarak işte o beslenme çantasını dolduramayan anaların babaların yanındayız. Bizi arayan orada bulabilir mesela.

Bu seçimi kimler kazanacak biliyor musunuz? KPSS'den 80 alıp 90 alıp mülakatta elenenler kazanacak bu seçimi. Çünkü biz mülakatı kaldıracağız. O kadar basit mülakat yok artık.

KPSS'de sınavda alınan not neyse ona göre işe girilecek. Bu kadar kolay.

Adam kayırma torpil her şey bitecek.

Hepsi çözülecek. Çünkü artık yapı çürüdü. Tertemiz bir yapı kurmak gerekiyor bu ülkede.

İşte bu seçimi bir lastiğe 10 bin lira 15 bin lira vermek zorunda kalan deposunu dolduramayan şoför esnafımız kazanacak. Onlar da kazanacak bu seçimi.

Şu anda arkadaşlar bakın verdiğimiz mücadele ne biliyor musunuz?

Şu anda verdiğimiz mücadele Türkiye'de tekrar bir demokrasi mücadelesi veriyoruz biz.

İnsan haklarının ve özgürlüklerinin doyasıya yaşandığı bir ülke şu anda hedefliyoruz.

Eşit vatandaşlığın olduğu her bir vatandaşın kendi haklarını doyasıya yaşadığı bir ülke hedefliyoruz.

Adaleti hep beraber sağlayacağız inşallah. Adalet olmadan olmaz. Bir devletin varlık sebebidir. Adalet olmadan olmaz.

Şu anda yargı tamamen iktidarın emrinde talimatıyla hareket ediyor.

Bağımsız ve tarafsız yargı olmadan adalet olmaz. Hukuk devleti olmaz hukukun üstünlüğü asla sağlanamaz.

İşte biz bunun için aynı zamanda çalışıyoruz.

Cesur olacağız korkmayacağız. Ne diyoruz ‘kazanan Türkiye olsun oylar DEVA olsun’ diyoruz değil mi.

Yani sizin vereceğiniz oylar ülkenin sorunlarını çözsün diyoruz ilk seçimde.

Değerli arkadaşlar bir başka sorunumuz daha var bu ülkede bakın,

Bu ülkede bir Kürt sorunu var evet.

Bu ülkede pek çok kesimin farklı sorunları var.

Ama bu sorunları aşmakta da ne yapacağız? Eşit vatandaşlık diyoruz.

Bir insanın anasından doğduğu için sahip olduğu her türlü hakkı devlet aynen tanımalı diyoruz.

Temel haklar pazarlık konusu yapılmaz.

Temel hakları siz oylatamazsınız bile.

Gidip de bir grup insana bir başka grubun hakkını verelim mi vermeyelim mi diye oylatamazsınız.

Temel haklar aynen tanınır ve yaşanır. Devlet de bunun garantisi olur kefili olur.

Bu kadar. Çözüm burada.

Onu da inşallah biz gerçekleştireceğiz.

Adalet olmadan hukuk olmadan olmaz.

Adalet olmadan hukuk olmadan demokrasi olmadan asla ekonomiyi düzeltemezsiniz.

Çünkü ekonomi bir temele oturur. O temelde adalet vardır hukuk vardır özgürlükler vardır demokrasi vardır.

Siz her gün adaleti çiğneyerek her gün hukuku yerle bir ederek insanların özgürlüklerini sınırlandırarak bir ülkedeki ekonomiyi düzeltemezsiniz.

Ağzınızla kuş tutsanız yapamazsınız. Onun için olmuyor onun için yapamıyorlar.

Çok açık arkadaşlar çok açık.

Bunların İnşallah hepsini gerçekleştireceğiz.

Her alanda hazırız her alanda.

Eylem planları hazırlıyoruz her alanda. Eğitimden tutun sağlığa kadar, hukuktan adaletten tutun ekonomiye kadar. Her alanda hazırlanıyoruz bakın.

Ve şu anda Türkiye'nin yakın tarihinde yapılmayan bir işi gerçekleştiriyoruz.

Her alanda seçimlerden sonra kurulacak hükümetin takvime bağlanmış bir şekilde neler yapacağını bugünden biz hazırlıyoruz.

Böyle bir şey yapılmadı daha önce bakın.

Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin hükümet programını hazırlıyoruz. Bütün detayıyla. Bütün bakanların önüne ev ödevlerini hazırlıyoruz.

Sağlık bakanı 'al hazır ev ödevi bu.'

Milli eğitim bakanı 'al ev ödevin bu.'

Adalet bakanının önüne sunuyoruz' ev ödevin bu.'

Bugünden hazırlıyoruz herkesin ödevini.

Ve seçime böyle gidiyoruz.

Sağlıkta randevu kuyrukları uzadı biliyoruz.

Bir elle tutulur sağlık vardı maalesef o da kötüye gitmeye başladı.

Yazık.

Bakın arkadaşlar,

Biz bunları her alanda hazırlıyoruz her alanda.

İktidarı soruyorum hükümete soruyorum böyle bir hazırlığınız var mı?

Ne yapacaksınız siz? Bu ülkenin sorularını nasıl çözeceksiniz diye iktidara soruyorum.

Bakın her alan her alan.

Burada tarım var sosyal politikalar var dijital dönüşüm var teknoloji var sanayi var KOBİ var. Dış politika var güvenlik var.

Her şey var her şey. 16 tane açıklamışız bugüne kadar. 16 tane.

Burada afet yönetiminden tutun da arkadaşlar yerel yönetimler ve şehirciliğe kadar her şey. Bakın tek elle taşınmıyor artık.

Salı günü sosyal politikalar açıklayacağız.

Arkasından Gençlik Politikası geliyor Kadın Politikaları geliyor.

Arkasından insan hakları geliyor. Temel hak ve özgürlüklerle ilgili eylem planımız geliyor.

Bugüne kadar yapılmadı.

Bakın bunların arkasında sayfalar dolusu tablolar var.

Tarımla ilgili açıklamışız. Tarımda 56 madde var 56.

Hepsi burada yazıyor. Çünkü söz uçar yazı kalır.

Biz verdiğimiz her sözü yazılı veriyoruz.

Ne yapacağımızı tek tek sıralıyoruz takvime bağlıyoruz.

Diyoruz ki; 90 günde şunu yapacağız. 180 günde şunu yapacağız bir yıl içerisinde şunu tamamlayacağız.

Sulama değil mi bakın 5 yıl içerisinde sulamayı tamamlayacağız diyoruz. Var bu eylem planında hepsi var.

Ekonomi çözümlerin hepsi masada. 116 madde var 116 madde.

Bilmeyenler öğrensin.

Yanlışımız varsa da gelsinler söylesinler. Desinler ki 'şurada yanlış yapmışsınız.' başımızın üstünde yeri var. Seçime kadar düzeltiriz. Eksiğimiz varsa tamamlarız ama biz ortaya bir program koyuyoruz program.

Siz ne koyuyorsunuz arkadaş diye soruyorum bugünkü hükümete.

Yeni anayasa deyip duruyorlar değil mi? Yeni anayasa deyip durmuyorlar mıydı Sayın Erdoğan Sayın Bahçeli?

Diyorlardı ki 'yeni anayasa'. 2 yıldır. Ne koydular ortaya?

Biz ne yaptık 6 parti bir araya geldik 84 maddelik anayasa değişiklik teklifimizi hazırladık masaya koyduk.

Çünkü biz iş üretiyoruz iş. Bunların işi gücü laf üretmek.

Biz iş üretiyoruz.

Bugünkü hükümetin yaptığı ürettiği bir miktar bir şeyler de var doğru. Ama biz ne diyoruz şu andaki hükümetin eğer iyi yaptığı şeyler varsa sayısı az, biz onları devam ettireceğiz diyoruz. Yarım yaptıkları şeyler varsa biz onları tamamlarız diyoruz. Yanlışlarını da çöpe atarız onların doğrularını yaparız diyoruz.

Bizim hazırlığımız bu.

Siyaha siyah beyaza beyaz.

Değerli arkadaşlar değerli gençler ben şimdi artık sözlerimin sonuna geliyorum.

Sizleri de böyle daha fazla ayakta tutmak istemiyorum ama ben bir sürü sözler verdim üstelik yazılı sözler. Takvime bağlanmış sözler ama ben şimdi Malatya’dan da bir söz almak istiyorum.

Bu sözü almadan da gitmek istemiyorum.

Malatya hazır mısın?

Malatya hazır mısın?

Adalet için hukuk için hazır mısın Malatya?

Özgürlük için zenginlik için hazır mısın Malatya?

Seçim günü geldiğinde hep beraber sandığa gidecek miyiz Malatya?

Kullandığımız oylarla o sandıkları patlatacak mıyız Malatya?

Seçim günü geldiğinde DEVA Partisi’nin damlasının altındaki boşluğa hep beraber evet mührünü basacak mıyız Malatya?

O mührü öyle bir basacağız ki Beştepe’deki duvarlar titreyecek.

Malatya'daki ses Beştepe’den duyulacak inşallah.

Gençler bizim kültürümüzde vurmak yok. Biz ne diyoruz biz mührü oylara vuralım diyoruz o kadar.

Mührü oy pusulasına vuracağız o kadar o yeter. Zaten mühür oy pusulasına vurunca iktidar değişiyor iş çözülüyor inşallah.

Dert yok ama bunlar artık dedim ya vatandaşı dinlemiyorlar dinlemiyorlar. Çünkü burada Sayın Erdoğan konuşuyor olsa herhalde 100 metreden falan fazla yaklaşamazdınız yani.

Ama duyup dinleme imkânı yok artık sorun orada. Etrafını sarmışlar başkalarını göremiyor. Sorunun tam da özünde bu var.

Bakın emeklilerimiz çok haklı. Sabit ücretle geçinmeye çalışan herkes çok haklı.

Niye?

Enflasyon patladı gitti.

Enflasyon herkesin cebinden bir kepçe ile aldı.

Biraz önce gösterdim değil mi herkesin cebindeki o 200 liradan nasıl aldıklarını gösterdim anlattım.

134 dolar inmiş 11 dolara.

Herkesin cebinden kepçe ile aldılar.

Şimdi ne diyorlar? Yılbaşı’nda asgari ücrete zam vereceğiz emekli maaşını artıracağız. Ama rakamlara bakın ne olacak. Kepçe ile önceden aldıklarını şimdi kaşıkla verecekler.

Çünkü enflasyonun kazananı zaten parası olanlardır bunu unutmayın bakın.

Enflasyonun olduğu bir ülkede kazanan parası olandır.

Enflasyonun olduğu ülkede kaybeden sabit gelirle geçinmeye çalışan işçidir memurdur emeklidir.

34 yıl bu ülke bunu yaşamıştır. Ta ki enflasyonu biz 2004'te tek haneye indirene kadar.

Enflasyon değerli arkadaşlar hırsızlığın modern bir yöntemidir.

Çaktırmadan neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz.

Bakın sorun çok dert çok hepsinin farkındayız.

Ama inanın hepsinin de çözümü var.

Bu ülkenin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok arkadaşlar bakın biz en zor sorunları hemen çözeriz.

İmkânsız dediğimiz konuları da biraz vakit alır biraz süre alır ama inşallah onu da çözeriz.

Niye?

Çünkü biz bu ülkeye güveniyoruz. Biz bu ülkeye güveniyoruz. Biz bu ülkenin vicdanı temiz insanlarına güveniyoruz. Bu büyük ve güzel ülkenin insanlarına güveniyoruz.

Türkiye'nin sorunlarını çözecek insan kaynağı Türkiye'de burada. Yeter ki siz onlara yetki verin yeter ki siz onlara imkân verin.

Gençlere yeter ki imkân sağlayın.

Bizim gençlerimizin Avrupa'daki Amerika'daki gençlerden ne farkı var.

Kadromuz da var. Sağlam bir kadro ile İnşallah iktidara doğru yürüyoruz arkadaşlar.

Evet, ben Malatya’dan da sözümü aldım. Artık Malatya'da hazır diyorum, Türkiye'de hazır diyorum ve bu seçimde inşallah kazanan Türkiye olsun kazanan Malatya olsun oylar DEVA olsun diyorum hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Sağ olun var olun.