20 Haziran 2022 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Basın Açıklaması

20 Haziran 2022


Basın Açıklaması
20.06.2022

Değerli basın mensupları,

Kıymetli yol arkadaşlarım,

Ekranları ve sosyal medya hesapları üzerinden bizleri izleyen saygıdeğer vatandaşlarımız,

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kurumsal kimliği kullanılarak yapılan dünkü vahim açıklama sebebiyle bugün karşınızdayız.

Bu utanç vesikası açıklama ile, partimizin Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Sayın Mustafa Yeneroğlu, devletin bir kurumu üzerinden alenen hedef olarak gösterilmiştir.

İpe sapa gelmez lafların yer aldığı bu açıklama, devletin kurumsal yapısındaki bozulmanın, örselenmenin de yeni bir belgesidir aynı zamanda.

Olayı zaten herkes gördü, biliyor. Çok kısa özet;

Geçtiğimiz cuma günü güvenlik kuvvetleri Ankara Kızılay’da, ruhsatlı biçimde işletilen bir kafeyi hukuksuzca taciz etti.

Değerli arkadaşımız, Milletvekilimiz Mustafa Bey de hukuk dışı bu uygulamaya karşı koymak adına olay yerindeydi.

Yasal bir işyerinden bahsediyoruz, vatandaşlarımızdan bahsediyoruz. Yasalara göre hareket eden, vergisini ödeyen bir iş yerinden bahsediyoruz.

Görüntüleri hep beraber izledik.

İnsanların iş yerini, ekmek kapısını taciz eden sözüm ona bir memurun hem oradaki işletme sahiplerini hem de hukuku korumaya çalışan vekilimizi hedefleyerek terbiye sınırlarını nasıl aştığını hep beraber biliyorlar da. Uzun uzun izledik.

Parmak sallayıp, açık açık küfrettiğini, hakaret ettiğini izledik.

Bunlar hep keyfilik, bunlar hep kabadayılık, bunlar zorbalık arkadaşlar.

Dün, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün tüzel kişiliği kullanarak, haddini bilmez bir memurun arkasında durulması demokrasimiz adına devletimiz adına büyük bir ayıptır.

Geldiğimiz noktada, iç güvenliği sağlamakla görevli olan kurum üzerinden; hem vekilimiz sayın Yeneroğlu hem de halk tehdit edilmektedir.

Şunu herkes bilmelidir ki hiçbir devlet memuru vatandaşa parmak sallayamaz. Haddine değil.

Kamu gücünü kullanan hiç kimse hukuka aykırı davranamaz.

Bir hukuk devletinde böyle rezillik olmaz yahu.

Bu tablo utanç verici bir tablodur! Ülkem adına utanç verici bir tablodur!

İnsanın inanası gelmiyor:

Bir kamu kuruluşu üzerinden haksızlığı, hoyratlığı, hukuksuzluğu koruyan bir metin yayınlanamaz.

Kurumsal kişilik gölgesi altına sığınarak 3-5 kişinin yaptığı bir iş olduğundan da ben eminim.

Koskoca kurumun itibarının zirvede olması gereken o kurumun antetli kâğıt ve kişiliğini kullanarak 3-5 kişinin yaptığı bir şeyden başkası değil.

Ama arkadaşlar kimin kimden cesaret aldığı da olduğu gibi ortada.

Bu hukuksuzluğa meydan veren kimdir biliyor musunuz?

“Anayasa Mahkemesi kararına uymuyorum kararı tanımıyorum. Alt mahkeme Anayasa Mahkemesinin kararına uymayabilir’ deyip hukuksuzluğu bir iklim olarak bu ülkenin başına saran kişidir.

Erdoğan’ın, iş tutuş tarzıyla ülkemizde oluşturduğu bu iklim, devlet kurumları için ve o kurumlarda çalışanlar için hukuksuzluğu sıradanlaştırmakta, hukuksuzluğu normalleştirmektedir.

En tepeden cevaz gördükten sonra hakmış, hukukmuş; bir şey kalır mı hiç devlette. Böyle bir şey var mı?

Gücü eline geçiren aklına estiği gibi pervasızca davranamaz hukuk devletinde...

Ayrıca bu teşkilatın kime bağlı olduğu da malum.

Polislere “Sen yık geç hukuk arkandan gelir” diyen, “Ayağını kırın, sorumlusu benim” diyen kişi... Bu teşkilatın başına şu anda görevlendirilmiş durumda.

Kim tarafından ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından.

İşte arkadaşlar; bu açıklamayı yazan kişiler de o gün vatandaşlara parmak sallayan da bunlardan güç almaktadır.

Güvenlik sağlamakla görevli, 84 milyonun vergileriyle çalıştırılan kişiler, işte bu şekilde hadsizleşmektedir.

Bakın, “Güvenlik sağlanmakla görevli kişi” diyorum.

Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun ilk maddesinde yazıyor arkadaşlar.

Dilini bugün ki Türkçe ile sadeleştirerek okuyorum:

“Polis, kamu düzenini, kişi, tasarruf güvenliği ve konut dokunulmazlığını korur. Halkın ırz, can ve malını korur ve kamunun huzurunu sağlar. Yardım isteyenler ve yardıma muhtaç olanlara da yardım eder.” Diyor.
Bunu ilgili kanunun ilk maddesi söylüyor arkadaşlar.

Sağda solda vatandaşa parmak sallayıp hakaret etmek bu kurumun görevleri arasında yok. Bu kurumda çalışanların görevleri arasında da yok.

Uzun zamandır sayın Erdoğan’ın çizdiği istikametle, ülkemizde maalesef kötü muamele, işkence, sokakta şiddet görüntüleri artık sistematik hale geldi.

En tepeden aldıkları güçle, hukuk dışına çıkmak bir âdet haline geldi.

Öyle bir âdet ki; diyelim ki suç duyurusunda bulundunuz. İlgili bakan soruşturma izni vermiyorum dediği an iş orada bitiyor.

Tam bir sistematik hukuksuzluk düzeniyle şu an karşı karşıyayız.

Ama müsebbibi belli.

Ben huzurunuzda buna sebep olana seslenmek istiyorum.

Evet, Sayın Erdoğan’a sesleniyorum.

Siz ve size bağlı bakan ne yaparsanız yapın: Türkiye Cumhuriyeti, hukuk tanımazların devlet katında görev yapacağı yer değildir.

Derhal ama derhal gereğini yapmak zorundasınız.

Haksızlık hukuksuzluk yaparak, bizi sindireceğinizi zannediyorsanız; boşa heveslenmeyin.

Biz dünkü açılmama metninin sizin gölgenize saklanarak yazıldığını çok iyi biliyoruz.

Bu hukuksuzlukların gücünü sizden aldığını çook iyi biliyoruz.

Sizden ve o krizlerin ortağı olan Bahçeli’den.

Ama hiç boşuna uğraşmayın vatandaşı sindiremeyeceksiniz, bu milleti susturamayacaksınız.

Tehditlerinize de kabadayılıklarınıza da, hukuk tanımazlığınıza da pabuç bırakmayacağız.

Sayın Yeneroğlu’nu da bizi de, bu ülkenin hiçbir vatandaşını da tehdit etmenize müsaade etmeyeceğiz.

*****

Değerli arkadaşlar;

Zor bir dönemde görevini yasalara ve hukuka uygun yapmaya çalışan kamu görevlisi arkadaşlarım olduğunu da gayet iyi biliyorum.

Bu vesileyle, görevini layıkıyla yerine getiren değerli emniyet mensuplarımızın da var olduğunu, üstelik çoğunlukta olduklarını da gayet iyi biliyorum.

Bunca hukuksuzluk arasında işini tertemiz yapmaya çalışan tüm değerli kamu çalışanlarımıza da buradan takdirlerimi sunmak istiyorum.

*****

Değerli arkadaşlar,

Bir çift sözüm de buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına olacak.

Sayın Şentop;

Siz aynı zamanda bir hukukçusunuz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir üyesi, bir milletvekili, bir memur tarafında açıkça tarafından hakarete uğramıştır.

Bırakın seçilmiş bir milletvekilini herhangi bir vatandaşımızın böyle bir hakarete uğramasına karşı sessiz kalamayacak bir makam sizin makamınız.

Öyle kolay değil.

‘Ben TBMM’nin başkanıyım’ deyin hukuksuzluk karşısında haksızlık karşısında sessiz kalamazsınız.

Siz 600 milletvekilinin görev yaptığı o çatının o kutsal meclisin başkanlığı görevindesiniz şu anda.

Bu milletin bir vekili yürütme gücüyle susturulmaya çalışılıyor.

Sayın Şentop, siz neden susuyorsunuz? Neden susuyorsunuz?

Siz mecliste, sadece tek bir siyasi partinin mi meclis başkanlığını yapıyorsunuz?

Niçin çıkıp başkanlığını yaptığınız Meclisin onurunu savunmuyorsunuz?

Niçin çıkıp edepsizlik karşısında iki çift laf da siz etmiyorsunuz?

Gazi Meclisimizde hak arayışlarına yer yok mu?

Sizi de bu vesileyle, hukuksuzluğa karşı derhal tepki vermek zorundasınız. Meclisimizin onurunu korumak zorunasınız.

Aksi halde hiçbir şey yapmazsanız bir memurla bir milletvekilini arasındaki diyaloğa seyirci kalırsanız yarın 600 tane milletvekilinin sahada nelerle karşılaşabileceğini hiç hesap ediyor musunuz?

Böyle bir şey var mı?

Milletvekili adı üzerinde vekil, bunu sadece bir kişi üzerinden ibaret göremezsiniz. Ona destek veren milyonların temsilcisi o.

Bir milletvekiline hakaret milletin tümüne hakarettir. TBMM’ye hakarettir. Aklınızı başınıza alın ve bulunduğunuz konumun hakkını verin. Milletvekilinin de TBMM’sinin de hukukunu koruyun.

*****

Değerli vatandaşlarım;

Dün yapılan bu hadsiz, pervasız açıklamayı bir kez daha şiddetle kınıyorum.

Başta Sayın Yeneroğlu ve işyerlerini korumaya çalışan vatandaşlarımız olmak üzere; hakkın, adaletin yanında dimdik duran dostlarımıza bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.

İnanıyorum ki devleti içten içe yiyip bitiren bu çürümeyi en kısa zamanda durduracağız.

Hukuka uymakla yükümlü olan kurumların, keyfi işgüzarlıklarına bu ülkeyi teslim etmeyeceğiz.

İnanıyorum ki önümüzdeki ilk seçimde hukuk namına, adalet namına ve demokrasi namına büyük bir zafer elde edeceğiz.

Bu ülkenin haysiyetli insanları için tam demokrasiyi ve hukuk devletini inşa edeceğiz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.