18 Haziran 2022 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Esenler İlçe Binası Açılış Konuşması

18 Haziran 2022

Esenler İlçe Açılış


Türkiye'nin DEVA’sı gençlersiniz,

Bu kadrolar Türkiye'nin DEVA’sı,

*****

Merhaba Esenler!

Merhaba İstanbul!

Bu ne güzel coşku böyle.

Muhteşemsiniz muhteşem. İşte burası bugün demokrasi meydanı.

Ne demiştik? Bundan sonra DEVA Partisi'nin olduğu her meydan demokrasi meydanı demiştik,

Belli ki Esenler bize duymuş.

Demokrasi Meydanını büyütmüş.

Hoş geldiniz arkadaşlar, hoş geldiniz.

Siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarımızın saygıdeğer temsilcileri,

Değerli muhtarlarımız, kıymetli komşularımız,

Dükkanlarından, evlerinin pencerelerinden, camlarından bizleri izleyen değerli gönüldaşlarımız,

Kıymetli basın mensupları, hepiniz hoş geldiniz hepiniz.

Türkiye'nin umudu işte bugün Esenler ‘de kurduğumuz bu demokrasi Meydanı'nda yeşeriyor.

Esener’den baktığımızda şöyle İçinde bulunduğumuz tünelin sonundaki ışık artık görünüyor.

Bunu hamdolsun görüyoruz burada.

İstanbul'un mahallelerinden baktığımızda Beştepe oligarklarının içinde yol artık sona geliyor, onların yolunun sonunda görünüyor. Onu da görüyoruz buradan inşallah hep beraber.

Bugün bizim buradaki açılış programımızı ilan etmemizin ardından değerli arkadaşlar, biliyorsunuz apar topar başka programlar ayarlamışlar.

Hemen yakınlarda apar topar. Biz duyurduk yahu. Ta kaç hafta önceden duyurduk bugün buradayız diye.

İlçe başkanlığımıza her türlü zorluğu çıkartmışlar.

Burada standın kurulmasında bayrakların hazırlanmasında.

Sözüm ona bizim sesimizi kısacaklar, sözüm ona bizim sözümüzü kesecekler.

Diyorum ki ya elinizden geleni ardınıza koymayın. Ne biliyorsanız yapın.

Kimse bizim sözümüzü de kesemeyecek sesimizi de kısamayacak.

Ne yaparlarsa yapsınlar hakikati konuşmamızı engelleyemeyecekler susmayacağız, susmayacağız.

Hiçbir engele, hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz.

Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık ya. Öyle yağma yok. Öyle eline devlet gücü geçirenin bizleri engellemesine izin vermedik, izin vermeyeceğiz.

Her fırsatta doğruları göstermeye de devam edeceğiz.

Değerli arkadaşlarım bugün okullar kapandı. Çocuklarımız karnelerini aldı. Karneler hayırlı olsun, yaz tatili hayırlı olsun.

Bütün çocuklarımıza, gençlerimize ömür boyu derslerinde başarılar diliyorum, hayat boyu başarılar diliyorum. Karneleriniz hayırlı olsun diyorum.

ÇOCUKLARIN SAHNEYE DAVETİ

Şöyle çocukları hızlı bir standa alalım mı? çok hızlı.
Karne alan herkes gelsin karne alan. Ama dikkat edin düşmeyin. Ha şöyle bir karne hatıramız olsun ya.
Bugün karne alan herkes gelsin.
O, Maşallah maşallah ya kalabalığın arasına karışmışsınız sizi göremiyoruz.
Yalnız düşmeyin ha, bakın standa yüksek düşmeyin.
Küçükler öne, boyu kısa olanlar, küçükler öne, büyükler benim yanıma.
Çocuklar şöyle hep beraber bütün Türkiye bir karne selamı verelim, şöyle ellerimizi bayraklarımızı sallayalım.
Karneler hayırlı uğurlu olsun, yaz tatili hayırlı olsun.

Maşallah ya bütün Esenler buraya gelmiş ya maşallah.
Haydi bakalım. Çocuklar bakın şurada solda merdiven var.
İnişler dikkatli bir şekilde merdivenden düşmeden. Haydi bakalım hayırlı uğurlu olsun.

Evet, bu arada anneleri babaları da kutluyoruz. Çocuklar karne alıyor ama anneler babalar, özellikle anneler evde ne çekiyor biliyoruz, yaşıyoruz hep beraber. Annelere babalara da hayırlı olsun diyorum tebrik ediyorum.

*****

Değerli arkadaşlarım,

Bir yandan ülkemiz için her zaman umut doluyuz umut.

İşte çocukları gördük, gençleri gördük. Ülkemizin yarınlarına sonuna kadar güveniyoruz ama bir yandan da ülkemizdeki ekonomik krizin çok çok tehlikeli bir aşamaya geldiğinde görmemiz gerekiyor. Maalesef, maalesef.

Üzülerek söylüyorum bunu 11 sene bu ülkenin ekonomisini yönetmiş bir arkadaşınız olarak iktidarı tekrar tekrar uyardım uyarıyorum.

Ülkemizin en zengin yıllarında, bu ülkenin ekonomisinin başında olan arkadaşınız olarak haykırdım, haykırıyorum.

3 gündür buna vurgu yapıyorum 3 gündür.

Türkiye'nin arkadaşlar, temerrüt riski yani iflas riski şimdiye kadar hiç görülmemiş seviyelere çıktı maalesef.

Üzülerek ve kaygıyla izliyorum.

Aranızda esnaf kardeşlerim vardır. Şöyle esnaflar bir el kaldırsın.

Oo, hem de çoğunlukla maşallah.

Esnaf olan herkes temerrüt nedir iflas nedir iyi bilir değil mi?

İşte şu anda koskoca ülkenin ekonomisi, koskoca Türkiye Cumhuriyeti arkadaşlar maalesef geldi uçurumun kenarında.

Şu anda biz bütün kadrolarımızla gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz.

Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanımız İbrahim Çanakçı Bey başkanlığındaki ekibimiz, her an Dünyayı ve Türkiye'yi anlık takip ediyor ve bu ekip an ve an nasıl toparlayacağımızı çalışıyor ve nasıl düzlüğe çıkacağımızı da şu anda çalışıyorlar.

3 gündür haykırıyorum ve iktidarı uyarıyorum.

Tekrar tekrar vurguluyorum, arkadaşlar, bu işin şakası yok.

İnanın şakası yok.

Eğer Beştepe aklını başına almazsa bu işin sonu kötü olacak diyorum.

İktidara buradan tekrar tekrar sesleniyorum.

Bir vatandaşlık görevi olarak bu uyarımı yapıyorum.

Derhal ama derhal aklın ve bilimin gereğini yapın. Allah'ın verdiği aklı kullanın diyorum ya.

Yanlış da ısrar etmeyin yanlış da inat etmeyin diyorum.

Şu anda Türkiye'nin önemli gündemi budur arkadaşlar.

Tehlike büyük ve yakın.

Birileri tutturmuş gündem değiştirmek için, işte falanca şirketin adı ne olsun diye... Tabela kavgasına girmiş.

Birileri aday kim? Aday kim? diye magazin peşine düşmüş.

Ya ülke batıyor.

İktidar hala tabela değiştirmekle meşgul.

Bakın arkadaşlar bu temerrüt nedir, iflas nedir çok kısa şekilde açıklayacağım.

İflas demek parayla bile benzin mazot bulamamak demek.

İflas demek ülke genelinde 6 saat, 10 saat elektrik kesintisi yaşamak demek.

İflas demek doğalgaz kıtlığı demek, sanayinin durması demek.

İflas demek işsizliğin patlaması demek.

Şu andaki enflasyon seviyesi ile bile nefes alamıyorken iflas demek nefessiz kalmak demek.

Ve inanın Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anda en riskli dönemini yaşıyoruz hep beraber.

İktidarı buradan çok net bir şekilde uyarıyorum, bu işin şakası yok.

Derhal ama derhal önlem alın diyorum.

Bu ülkeye, şu koskoca ülkeye yazık etmeyin diyorum.

Bu ülke iflas ederse gençlere en büyük kötülüğü yapmış olursunuz diyorum.

Gençlere batmış bir ülke bırakmış olursunuz diyorum.

Esnaf dükkânının kapısına kilit vurmak zorunda kalacak diyorum.

Emekli için torunu ile gezmek tamamen hayal olacak diyorum.

Çiftçi toprağını ekemeyecek, dikilmeyecek, pazarda tezgâhlara sebze meyve gelemeyecek diyorum.

Çünkü ben bunları dünyada gördüm, izledim. Kaç tane temerrüt yaşamış, iflas yaşamış ülkeyi bildim, gördüm.

Buradan İstanbul'dan Beştepe’ye sesleniyorum; Sizin yüzünüzden ülke en az 20 sene geriye gitmiş durumda şu anda en az 20 sene...

Krizlerin ortağıyla, Bahçeli ile kafa kafaya verip Türkiye'ye her türlü krize soktunuz.

2001 krizinde de o vardı değil mi? Üçlü koalisyon ortağı vardı.

Yazar kasaların Başbakanlık binasının önünde atıldığında Bahçeli'nin çalışma ofisi o binanın içindeydi.

Bunlar ne yaptılar? Bunlar dirhem dirhem biriktirdiğimiz, bu milletin alın teri olan döviz rezervlerini son 4 yılda çarçur ettiler yahu.

Hani 130 milyar dolar diyorduk ya 130 milyar, bu sene Ocak'ta tekrar başladılar aynı şeyi yapmaya.

130 milyar oldu şu anda 180 milyar biliyor musunuz? 180 milyar dolar, 180 milyar dolar.

Cayır cayır Merkez Bankası'nın arka kapısından yakıyorlar. Yazıktır günahtır yahu.

Bu ülkenin dövizin tükettiniz onun için kur patlıyor.

Kur patladığı için A'dan Z'ye her şeye zam geliyor bu ülkede.

Mirasyedi, hayırsız evlat gibi ne bıraktıysak harcadınız tükettiniz ya. Yazık günah.

Hazırı tüketip borç batağına sapladınız. Türkiye'ye Cümle aleme rezil ettiniz rezil ediyorsunuz.

Ve sonunda da Türkiye getirdiniz işte uçurumun eşiğine koydunuz.

Aklınızı başınıza devşirin diyorum. Ya da derhal o koltuklardan çekin gidin.

Millete Beştepe’den masallar anlatmayı bırakın artık, yeter diyorum ya.

Bambaşka bir hayal dünyasında bunlar bambaşka.

Ekonomi uçuyor diyorlar kaçıyor diyorlar büyüyor diyorlar. Ya ekonomi büyüyor da benim emekli teyzemin amcamın niye haberi yok diyorum soruyorum.

Ekonomi büyüyor da benim çiftçim niye toprağına gübre koyamadan tarım yapıyor diye soruyorum.

Ekonomi büyüyor da niye benim burada Esenler'deki esnaf kardeşim dükkânındaki lambaları söndürüp de oturuyor diye soruyorum.

Ekonomi büyüyor da niye böyle yahu.

Cumhurbaşkanına sorarsan ohoo her şey güllük gülistanlık, durmadan şöyle iyiyiz böyle iyiyiz diye bahsediyor.

E oturduğu yerden Beştepe’den ve etrafını sarmış o oligarklardan bütün Türkiye’yi öyle zannediyor olabilir.

Eskiden Keçiören'de bir apartman dairesinde otururdu ya. Şimdi bir tane komşusu yok arkadaşlar bir tane komşu yok.

Bir tane doğalgaz faturası görmüyor, elektrik faturası görmüyor. Şöyle bir apartman dairesinde oturuyor olsa da her ay o gelen elektrik faturasını doğalgaz faturasını bir görse bu milletin durumunu anlayacak ama artık koptu, koptu.

Ama bu millet sizi saçmalıklarınızın bedelini ödemek zorunda değil.

Bu millet sizin ihtirasınızın acısını çekmek zorunda değil.

Biz zaten İnşallah ilk seçimde iktidara gelip bu krizi çözeceğiz.

Bu iş bizim. Evelallah, Evelallah .

Ama bunların iktidarda olduğu her gün işimiz zorlaşıyor. Çünkü hasar büyüyor, ekonomideki delik büyüyor.

Her geçen gün zarar büyüyor arkadaşlar her geçen gün.

Bakın arkadaşlar dedim ya uçurumun eşiğindeyiz diye, şu anda otobüs o uçuruma doğru gidiyor. Otobüsü kullanan da ısrarla, inatla direksiyonu kırmıyor, uçuruma doğru sürüyor şu anda. Burnunun dikine gidiyor, inadına diyor inadına.

Biz bugün gelsek yapacağımız nedir biliyor musunuz hemen direksiyonu kırıp kazayı önlemek.

İnanın bu kadar da basit yahu.

Bir direksiyonu kırmak kadar basit.

Bu işi hiç yapmamış olsak deriz ki yahu kötü durum ama öyle değil ya.

Biz zamanında iyi ekibi kurduk, iyi kadroyu kurduk 2001-2002 krizini de çözdük 2008-2009 krizini de çözdük. Bu krizi de çözmek bize düşecek biliyoruz ama hiç olmazsa şu iflasa götürmeden ülkeyi, o çukura düşürmeden bırakın gidin diyoruz. Ya da kırın dümeni iflastan şu ülkeye döndürün diyoruz.

Çok basit.

O dümeni kırmak ne biliyor musunuz devlet yönetiminde. Buradan Erdoğan'a çağrımdır; ülkenin iflas etmesini istiyorsan ülkenin o çukurdan aşağı düşmesini istiyorsan yapacağın Merkez Bankası'nın ve TÜİK’in başına dürüst ve liyakatlı bir ekibi koy ondan sonra elini ayağını çek.

Elini çek o kurumlardan.

Benim alanım ekonomi diyorsun ekonomistim diyorsun 4 yıldır tek yetkili olarak bu ülke yönetiyorsun.

Merkez Bankası da dahil bütün kurumları da direkt bağladın mı? Bağımsız yaptın mı? Yaptın.

Peki niye çözemiyorsun bu krizi. Elini tutan mı var? Çöz. Yapamaz. Çünkü bilmiyor arkadaşlar bilmiyor ya ama bilmediğini de bilmiyor. Bilenlerle de çalışmıyor. Biliyorum zannediyor.

Ama artık 4 yıl geçti yeter ya. 4 yıl geçti.

Buradan bakın kendisine çözümü de söylüyorum, kopyayı da veriyorum ha.

Demiyorum ki iyice batacaksa batsın sonra biz gelelim seçimle, öyle demiyorum.

Formülü de söylüyorum kendisine. Bir an önce bak uçurumdan şöyle direksiyonu kır diyorum. Böyle yaparsan şimdilik bir kazayı önlersin diyorum.

Bir vatandaş olarak uyarımı yapıyorum kendisine.

Değerli arkadaşlar,

Günlük bir sürü polemikler var. Siyasette polemik bitmiyor biliyorsunuz.

Yola çıkarken de söylemiştim, biz alışılageldik siyasi partiler gibi davranmayacağız demiştim. Hem sorunları tespit edip gerçek gündemi konuşacağız hem de çözüm önerilerimizi ortaya koyacağız demiştim.

Biz bugün bunları konuşuyoruz çünkü ülkemizin hakiki sorunları dışında hiçbir şey düşünmüyoruz.

Gerçek sorunlara eğiliyoruz.

Bakın arkadaşlar şimdi size çok kısa bir video göstereceğim, çok kısa. Bundan 3 sene önce Sayın Erdoğan ne demiş bir izleyelim. Kısa bir video.

ERDOĞAN VİDEO GİR

“Şayet ülkede bir kesim çok zenginleşirken diğer kesimler yerinde sayıyor veya fakirleşiyorsa orada adalet yok demektir. Adaletin olmadığı bir yerde de zulüm vardır. Zulüm ise bizim inancımızda küfre eş değerdir.”

ERDOĞAN VİDEO ÇIK

Haklı mı? Haklı.

Gören de der ki, ya ne güzel konuşuyor keşke Cumhurbaşkanımız olsa der değil mi?

Ya bu ülkede bu iktidar yüzünden bir kısım zenginleşirken diğer bir kısım fakirleşiyor. Yerinde sayan falan da yok ha.

Az sayıda insan çok zengin oldu ama geniş kitleler maalesef derin bir yoksulluğa düştü şu anda.

Her yerde görüyoruz her yerde.

Bakın şöyle Esenler ‘de 1 saat çarşıyı pazarı turladık. Her yerde yoksullaşma var her yerde. Herkesin satın alma gücü düşmüş durumda ve bu iktidarın akıl dışı, temelsiz, hatalı uygulamaları nedeniyle değerli arkadaşlar, adalet de yok oldu.

Adalet bitti ülkede.

Zulüm var zulüm. Kendi lafzıyla söylüyorum, v.

Kendi ifadesi.

Değerli arkadaşlar, Erdoğan adaleti unuttu.

Hukukta adalet yok, Eğitimde adalet yok. Sosyal yardımlarda adalet yok. Ekonomide adalet yok.

Ama bu millet yaşadığı tüm bu adaletsizliklerin de gayet iyi farkında.

Tarlasını ekemeyen çiftçimiz bu adaletsizliğin farkında. Torununa harçlık veremeyen emeklimiz bu adaletsizliğin farkında. Ay sonunu getiremeyen işçimiz bu adaletsizliğin farkında. Çocuğuna iyi bir eğitim veremeyen, aldırmayan anne, babalar bu adaletsizliğin farkında.

Bakıyoruz Erdoğan Harikalar Diyarında.

Ama zulmü yaşayanlar bu zulmün asıl sebebinin kim olduğunun da gayet iyi farkında.

Artık millet görüyor, artık millet görüyor.

Şu Esenler’ de önce biliyorsunuz esnafımızla buluştuk. Esnaf Sanatkârlar ve Kooperatifler Birliği ile oturduk, dertleştik. Tek tek dükkânları gezdik. Alışveriş eden vatandaşlarımızla konuştuk.

Herkes her şeyin farkında. Artık kimse aldanmıyor ha.

Devletin sahip olduğu televizyon kanalları ne derse desin. TRT ne yayın yaparsa yapsın. Sopayla tehditle. Teşvikle. Idare ettikleri kanallar radyolar televizyonlar gazeteler ne söylerse söylesin bu millet artık gerçeği görüyor.

Bu krizin sebebinin kim olduğunu da gayet iyi biliyor herkes gayet iyi.

Bakın arkadaşlar, önümüzdeki seçimde biz kimlerle yarışacağız biliyor musunuz?

Halkımızı görmezden gelenler var ya onlarla yarışacağız. Seçildikten sonra seçmenini unutanlarla yarışacağız. Doğru. Beştepe’den sokağa bile çıkamayanlar var ya onlarla yarışacağız. Gençleri işsizliğe sürükleyenlerle yarışacağız. Doktorlarımızın yurt dışına gitmesine sebep olanlarla yarışacağız. İnsanları marketten ağlayarak çıkartanlarla yarışacağız. Bu ülkenin anayasasını tanımıyorum, saygı duymuyorum diyenlerle yarışacağız. Hakkımızı çiğneyenlerle yarışacağız. Hukuku katledenlerle yarışacağız.

Yarışın galibi belli. Bu yarışın galibi biz olacağız biz. Hep beraber yapacağız inşallah.

Deva Partisi her gün her türlü haksızlığa yaşayanlarla beraber bu yarışı kazanacak inşallah, inşallah.

Onuru ayaklar altına alınan, gözyaşları içinde ekmek kuyruğuna girenlerle beraber biz bu yarışı kazanacağız. Bu yarışı başka kimlerle kazanacağız biliyor musunuz? Bu yarışı görmezden gelinenler kazanacak. Türkiye'nin haysiyetli insanları kazanacak, 84 milyon bu yarışı kazanacak.

Hemen ardından da memleket özgürlüğe kavuşacak. Türkiye zenginliğe kavuşacak.

Herkes nefes alacak herkes.

Şimdi ben Esenlere soruyorum.

Esenler!

Adalet için bu yarışmayı kazanmaya hazır mısın?

Esenler!

Özgürlük için bu yarışı kazanmaya hazır mısın?

Zenginlik için bu yarışı kazanmaya hazır mısın Esenler?

Demokrasi için hazır mısın?

Atılım için hazır mısın Esenler?

O zaman hep beraber diyoruz ki;

Demokrasi! Atılım! Derhal! Bugün!

Demokrasi! Atılım! Derhal! Bugün!

Esenler hazır Maşallah hazır.

İstanbul hazır.

Değerli arkadaşlarım şimdi buradan genç arkadaşlarıma da şöyle kısaca bir seslenmek istiyorum. Bugün evet okullar kapandı karneleri aldık ama hafta sonu da cumartesi pazar üniversite sınavları var. Üniversite sınavlarına girecek tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Burada var mı üniversite sınavına girecek şöyle bir el kaldırsın. Maşallah sınavdan bir gün önce hep beraberiz gençlerle. Dualarımız sizlerle arkadaşlar sizlerle.

Bugün sizlerle Esenler'de bu meydanda beraberiz.

Gönül isterdi ki ülkemiz adına kaygı verici bir dönemde yaşamasaydık.

Gönül isterdi ki yarınlarımız adına şöyle umut dolu bir tablo çizebilseydik.

Ama hiç merak etmeyin. Bir seçimlik işler bunlar bir seçimlik.

Hani hatırlarsınız DEVA Partisi kurulmadan önce bana sormuşlardı ya çok büyük sorunlar var nasıl çözülecek? Diye. Ben de demiştim ki özgürlük sorununu, yargının bağımsızlık sorununu bir anda çözeriz demiştim. Ve inşallah böyle olacak bir anda çözeceğiz.

Emin olun Türkiye'ye huzuru getireceğiz.

Umudun rüzgarını tüm Türkiye’de estireceğiz.

Sınav kaygısını en aza indirmek için de ne yapacağız biliyor musunuz arkadaşlar.

Üniversite sınavlarını öyle tek bir hafta sonu tek bir şansa bırakmayacağız yılda bir kaç defa gençlerimize şans tanıyacağız.

Türkiye'nin DEVA’sı sizsiniz gençler sizsiniz. Sağ olun.

Yani arkadaşlar olur da hani üniversite sınavı günü insanlık hali, bir ateş çıkar bir şöyle gününüzde olmazsınız o fırsatı kaçırdığınız da öyle bir yıl kaybolmayacak.

Yıl içerisinde birkaç defa şans vereceğiz ki gençlerimiz bir defasında hani olamazsa öbüründe hazırlığını, yılların emeğini ortaya koyacak ve hak ettiğini İnşallah kazanacak.

DEVA Partisi iktidarında arkadaşlar bakın sadece parası olanların değil tüm gençlerin en kaliteli imkânlara, en kaliteli eğitim imkânlarına ulaşması için çalışacağız.

Bakın Yükseköğretim Eylem planımızı açıkladık. Mustafa Ergen Bey aramızda, Eğitim Politikaları Başkanımız.

Dört dörtlük bir yükseköğretim Eylem Planı açıkladık.

Şimdi 3 -18 yaş eğitimi çalışıyoruz 3-18 yaş. Onu da inşallah Eylül ayında açıklayacağız.

Eğitimi baştan aşağı ele alıyoruz baştan aşağı.

Bu ülkenin çocuklarına, gençlerine ve yarınlarına layık bir eğitim sistemini sıfırdan yeniden oluşturuyoruz sıfırdan.

Ve inanın çocuklarımıza, gençlere en kısa zamanda yaşanabilir bir Türkiye’yi sunacağız.

Değerli arkadaşlarım, biz ülkemiz için doğru bildiğimiz her şeyi anlatmaya devam ediyoruz. Tüm bilgimizi birikimimizi de ülkemizin hizmetine sunmuş durumdayız.

Biliyorsunuz, bundan tam 4 hafta önce büyük bir coşku ve binlerce insanın katılımıyla partimizin ilk mitingini Gaziantep'te yaptık. Gaziantep'te biliyorsunuz takip ettiniz.

İstediğimiz yerleri bize vermediler. Birinciye hayır, ikinciye hayır, 3 hayır 4 derken kimsenin bilmediği bir yeri gösterdiler.

Kimsenin bilmediği bir yeri gösterdiler ki miting için, orada nasıl olsa bunlar miting yapamaz dediler. Vatandaşlarımızın zahmet çekip oraya gelmeyeceğini zannettiler.

Duyuru imkanlarımızı kısıtlılar. Ancak Gaziantep o gün o meydanı hınca hınç doldurdu. Dosta düşmana DEVA Partisi'nin gücünü gösterdik.

Şimdi de 2. Mitingimizi Gebze'de yapma kararı aldık ikinci miting.

Biliyorsunuz bu mitingler izne tabi değil. Bildirime tabii. Miting ve Gösteri Hakkı anayasal bir hak. Siz ilgili makamlara bildirimde bulunuyorsunuz ki onlar gerekli tedbirleri alsın meydanla ilgili.

Arkadaşlarımız ne yaptılar Gebze'de kent meydanında miting yapmak için 31 Mayıs tarihinde yani geçen ayın sonunda bildirimde bulundular.

İşte ne olduysa ondan sonra oldu. Elleri ayaklarına dolaştı.

Başvurumuz başladı meydan meydan dolaşmaya.

Başvurumuz Valilik ve Kaymakamlık arasında pinpon topuna döndü. Kaymakamlık Valiliğe bakıyor Valilik Kaymakamlığa. Gitti geldi gitti geldi.

En sonunda başvurumuzdan tam 15 gün sonra bize şehrin dışında bir alan gösterdiler. Şehrin dışında...

Mevlana kapalı pazar yeri varmış onun otoparkı. Şehrin dışında bir yer.

İllaki otomobille, arabayla gitmek gerekiyor yani. Yürüyerek merkezden ulaşım mümkün değil.

Yine vatandaşımız zahmet çeksin istiyorlar. Ulaşımı zor bir yer olsun ki Gebze'de insanlar üşensin gelmesin istiyorlar. İnsanlar yeri bulamazsın istiyorlar.

Ancak değerli arkadaşlar çok önemli bir konuyu da ıskalıyorlar. Iskaladıkları konu şu. Bunlar henüz bizim teşkilatlarımızı tanımamışlar tanımamışlar. Daha yeni yeni tanıyorlar. Nasıl Gaziantep teşkilatımıza dediler, bir yokuş yaparsak bunlar beceremez, en iyisini yaptık. Şimdi de görüyoruz ki daha bunlar bizim Kocaeli teşkilatımızı, Gebze teşkilatımızı tanımamışlar, öğrenememişler.

Kocaeliliyi Gebzeliyi daha öğrenememişler.

Yokuş yaparsak Gebze, Kocaeli üşenir mitinge gelmez zannediyorlar. Avucunuzu yalarsınız avucunuzu.

Siz daha DEVA partisi nedir anlamamışsınız ya anlamamışsınız. Bir dersinizi çalışın hele.

Öyle kolay mı bizi durdurmak.

İşte burada nasıl Esenler İlçe başkanlığımız, İstanbul İl başkanlığımız aslanlar gibi mücadelesini verdi, bayraklarımız da dikti, standı kurdu, biz Türkiye'nin her yerinde yaparız bunu, yaparız durduramazsınız.

Bizi onlar daha tanıyacaklar, tanıyacaklar. Daha öğrenecekler Deva Partisi'nin ne olup ne olmadığını. Öğrenecekler.

Bizim Kocaeli'nde öyle bir teşkilatımız var ki önlerine koyduğunuz her zorluk onların çalışma azmini kat kat arttırıyor. Kat kat arttırıyor.

Teşkilatımızın en iyisini yapacağından zerre kadar şüphem yok.

Gaziantep'ten sonra bir sefer daha sert kayaya çarptınız sert. Bunu anlayacaksınız.

Şimdiden geçmiş olsun diyorum onlara. Sert kayaya çarptılar kafayı.

Bu vesile ile Gebzeli Kocaelili tüm vatandaşlarımızı 2 Temmuz tarihinde saat 18.00 da Gebze'de yapacağımız mitinge buradan, bu meydandan davet ediyorum.

Miting alanımız Mevlana Kapalı Pazar yerinin otoparkıdır.

Ama ne demiştik DEVA Partisi'nin olduğu her meydan demokrasi meydanıdır demiştik. İşte onun içinde 2 Temmuz'da herkesi Gebze'de Deva Partisi'nin Demokrasi Meydanı'na davet ediyorum, herkesi bekliyorum.

O gün de o meydandan demokrasi diye haykıracağız, Atılım diye haykıracağız. Derhal, bugün diye haykıracağız.

Evet, hep beraber tekrar edelim şimdi, hep beraber haykıralım ki Türkiye duysun.

Beştepe duysun.

Kocaeli'de duysun Gebze'de duysun.

Demokrasi! Atılım! Derhal! Bugün!

Demokrasi! Atılım! Derhal! Bugün!

Haydi! Hep beraber

Demokrasi! Atılım! Derhal! Bugün!

Hep beraber arkadaşlar ülkemize adaleti, özgürlüğü ve zenginliği getireceğiz.

Esenler İlçe Başkanlığımızın yeni hizmet binasının tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Allah buradan tüm Esenler'e bu güzel ilçemize hayırlı hizmetleri ilçe teşkilatımızın başkanına ve tüm mensuplarına nasip etsin diyorum.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Sağ olun var olun.