13 Kasım 2022 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Denizli Miting Konuşması

13 Kasım 2022

 
Denizli Mitingi Konuşması
 
 
Evet, Denizli hazır mıyız? 
 
Demokrasi! (…)
 
Atılım! (…)
 
Derhal! (…)
 
Bugün! (…)
 
Demokrasi! (…)
 
Atılım! (…)
 
Derhal! (…)
 
Bugün! (…)
 
Demokrasi! (…)
 
Atılım! (…)
 
Derhal! (…)
 
Bugün! (…)
 
*****
 
Efelerin Efesi Denizli, merhaba!
 
Üreten güzel insanların şehri Denizli, merhaba!
 
Baklan, Beyağaç, Babadağ,
Bekilli, Çardak, Güney;
Merhaba!
 
Bozkurt, Serinhisar, Çameli,
Çal, Kale, Buldan;
Merhaba!
 
Sarayköy, Honaz, Tavas,
Acıpayam, Çivril;
Merhaba!
 
Merkezefendi, Pamukkale;
Merhaba!
 
Merhaba Denizli, Merhaba!
 
Gençler bu ne güzel coşku!
 
Bu ne heyecan!
 
Ya bunlar gençliği çıldırtıyor gerçekten.  Gerçekten çıldırtıyor. 
 
Hep beraber yapacağız inşallah hep beraber.
 
Denizli değişime hazır!
 
Denizli’yi değişim heyecanı sarmış! Belli. 
 
İşte sizin bu coşkunuz hepimize güç veriyor gençler. 
 
Gençlerde bu coşku bu heyecan olduğu sürece DEVA kadrolarının hepsi bundan güç alıyor. 
 
Yetti gari demi yetti gari!
 
Yakın yakın çok yakın inşallah, inşallah. 
 
Denizli’nin yaren ustası, hepimizin gönlünde taht kuran, Özay Gönlüm ne diyordu:
 
“Gımıldan, gımıldan, gımıldanıver / Ah ela gözlüm gımıldanıver”
Diyordu değil mi?
 
Denizli gımıldanıyor bugün maşallah. Denizli gımıldanmış. 
 
Denizli çözüme hazırlanıyor.
 
Hepiniz Denizli’ye kurduğumuz bu Demokrasi Meydanı’na hoş geldiniz! 
 
Safalar getirdiniz!
 
Bu meydan alanına miting alanına girmese de uzaklardan parktan bizi izleyen değerli vatandaşlarımıza buradan selam olsun diyorum.
 
Bu caddedeki apartmanlarda oturan değerli komşularımıza merhaba diyorum. 
 
Birkaç saatlik gürültü için rahatsızlık veriyorsak kusura bakmayın. Pazar günü gündüz saatlerinde biraz miting gürültümüz var ama inşallah hep beraber Türkiye için çalışıyoruz, güzel Türkiye için çalışıyoruz yarınların Türkiye’si için çalışıyoruz. Sonuçlar güzel olacak evelallah.
 
Görüyoruz görüyoruz. EYT’yi de görüyoruz, KHK’yı da görüyoruz hepsini görüyoruz.
 
Çözüm bizde merak etmeyin hepsini çözeceğiz inşallah.   
 
*****
 
Değerli Denizlili hemşerilerim,
 
Biz ülkemizi çook seviyoruz.
 
Vatanımızı, çok seviyoruz.  
 
Toprağımızı, insanımızı çook seviyoruz.
 
Ancak, bu büyük ülkenin, bu güzel insanların çektiği sıkıntılara itirazımız var. 
 
Bu yokluğa, bu yoksulluğa, bu haksızlığa, bu adaletsizliğe itirazımız var.
 
İşte Denizli!
 
Görüyoruz, biliyoruz!
 
Bizim, çiftçimizin mağdur oluyor. Çiftçimizin mağdur edilmesine itirazımız var.
 
Kale’de biber, Beyağaç’ta tütün, Honaz’da kiraz, Güney’de kekik, Tavas’da çekirdek, Çivril’de elma üreten çiftçimizin zararına satış yapmasına, mallarının elinde kalmasına itirazımız var. 
 
Buldan’da, Güney’de, Çal’da bağların sökülmesine itirazımız var. 
 
Tarlada 3 lira olan Çivril şeftalisinin pazarda 25 liraya satılmasına itirazımız var.  
 
Tavas Avdan’daki köylümüzün toprağının gasp edilmesine, tarımın kömür madenciliğiyle bitirilmesine itirazımız var.
 
Seçim günü akşamı arkadaşlar inşallah hep beraber güle güle diyeceğiz merak etmeyin. Yakın yakın. 
 
Sayılı gün çabuk geçiyor. 
 
Bizim itirazımız var. 
 
Denizli’de, imar uygulamalarıyla birilerinin kayırılmasına itirazımız var.  
 
Artan maliyetler yüzünden tekstil üreticilerimizin dara düşmesine itirazımız var. 
 
Altyapı projelerinin başlatılıp, yarım bırakılmasına itirazımız var. 
 
Denizli’nin bu tabloya itirazı var. Bizim bu tabloya itirazımız var!
 
Ama arkadaşlar endişeye mahal yok: Biz buradayız.
 
Bu şehir; tarımıyla, ticaretiyle, sanayisiyle, doğal güzellikleriyle, tarihi eserleriyle, jeotermal kaynaklarıyla büyük bir potansiyele sahip. 
 
İşte biz güçlü Denizli için buradayız.
 
Denizli’nin zenginliği için buradayız.
 
Sorunlara çözüm bulmak için, dertlere DEVA olmak için buradayız. (…)
 
*****
 
Evet, şimdi şimdi Denizli’ye soruyorum:
 
İnşallah hep beraber arkadaşlar hep beraber. Hep beraber ülkemizi düştüğü bu çukurdan kurtaracağız hep beraber.
 
Türkiye’nin DEVA’sı sizlersiniz gençlersiniz. Türkiye’nin DEVA’sı kadınlar. Hep beraber Türkiye’ye DEVA olacağız arkadaşlar hep beraber inşallah.
 
Denizli duydun mu?
 
‘DEVA burada kadın burada’ diyor kadınlar. 
 
Gençler burada görüyoruz.
 
Çocuklar diyor ki çocuklar da burada diyor. 
 
Çocuklar da burada. 
 
DEVA Partisi kadınlarla erkeklerle gençlerle hep beraber yarının Türkiye’si için yürüyor hep beraber. 
 
Denizli hazır mısın Denizli? 
 
Adalet için hazır mısın Denizli? (…)
 
Zenginlik için hazır mısın Denizli? (…)
 
Çözüm için hazır mısın Denizli? (…)
 
DEVA için hazır mısın Denizli? (…)
 
Maşallah. Siz hazırsanız, biz de hazırız!
 
Hep beraber hazırız.
 
*****
 
Değerli arkadaşlar,
 
Bakın, bu seçimi kazandıktan hemen sonra ne yapacağız?
 
Daha önce yaptık çok daha güzelini yapacağız inşallah. DEVA kadrolarıyla çok güzelini yapacağız, daha güzelini yapacağız. 
 
Seçimden sonra ne yapacağız?
 
Biz öncelikle, Türkiye’yi her alanda Avrupa Birliği standartlarına ulaştırmak için çalışacağız. 
 
Avrupa Birliği’ne üye olalım veya olmayalım, fark etmez.
 
Bugünkü derdimiz bu değil. 
 
Bizim derdimiz, vatandaşlarımızı bir an önce, her alanda, Avrupa standartlarına kavuşturmak. 
 
Hedefimiz bu.
 
Gençler şimdi Avrupa’ya gitmek istiyor değil mi?
 
Biz diyoruz ki biz Türkiye’yi Avrupa standartlarına çıkaralım. 
 
Gençler Türkiye’de kalmak istesin.
 
DEVA kadroları her an her yerde. Hep beraber her yerdeyiz. 
 
Hiç endişeniz olmasın arkadaşlar.
 
Önce hukuku ayağa kaldıracağız.
 
Tüm haklarımızı güvence altına alacağız.
 
Türkiye’yi birinci sınıf hukuk devleti yapacağız. 
 
Tüm sorunları, hak ve hukuk çerçevesinde çözeceğiz.
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir vatandaşı, eşit ve onurlu bir vatandaştır. 
 
Sorunlarımızı “eşit vatandaşlık” ilkesiyle çözüp, ileriye bakacağız.
 
Geçmişin tüm kamburunu üzerimizden atıp yarınlara yürüyeceğiz.
 
Böylece zenginliğe doğru da dev bir adım atmış olacağız. 
 
Arkadaşlar biz, Türkiye’yi, mutlu insanların ülkesi yapacağız.
 
Türkiye’yi, mutlu gençlerin, mutlu kadınların, mutlu çalışanların ülkesi yapacağız.
 
Çünkü Türkiye bunu hak ediyor. 
 
DEVA kadroları olarak hep beraber ülkemizi kurtaracağız arkadaşlar hep beraber. 
 
Hep beraber. Babacan kendi başına ne yapsın? Ancak DEVA kadrolarıyla omuz omuza yürüyerek ülkemizi kurtaracağız. Kadro olarak yapacağız bunu. 
 
Bu Beştepe’dekiler var ya Beştepe’dekiler!
 
Bunlar kadınların ahını aldı.
 
Ama göreceksiniz; kadınlar da Beştepe’dekilerin tahtını alacak.
 
Evdeki kadının emeğini hiçe sayan, sokakları tekinsiz kılan bu iktidarı hep beraber müsait bir yerde indireceğiz ve güle güle diyeceğiz. Hep beraber. 
 
Kadına şiddetin her türlüsüyle, kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz.
 
Çok net söylüyorum:
 
Devlet; şiddeti uygulayanın değil, şiddete maruz kalanın yanında olacak.
 
Ülkemizde hiçbir kadın kendini yalnız ve çaresiz hissetmeyecek!
 
Kadınları ekonomik yönden de güçlendireceğiz.
 
Özellikle gençler ve kadınlar için iş imkanlarını artıracağız.
 
Fikri olan, hayali olan, üreten tüm gençlere, kadınlara, girişimcilere destek olacağız.
 
Bitti mi? Bitmedi.
 
Peki, kadınlar işgücüne nasıl katılacak? Evde çocuğu var, yaşlısı var, bakımı var, şusu var, busu var.
 
Ne yapacağız?
 
Bol bol kreş açacağız.
 
Yaşlı bakım merkezleri açacağız. 
 
Sanayide çalışan kadınlar için ücretsiz kreş ve bakım desteği vereceğiz.
 
Evet, bunların hepsi gerçek olacak. 
  
Bakın arkadaşlar, bu hükümetin son döneminde verilen diplomaların çoğu artık işe yaramıyor. 
 
Üniversiteyi bitiriyor gençlerimiz ellerine diplomayı alıyorlar çıkıyorlar o diplomanın iş gücünde karşılığı yok. 
 
Bu nedenle gençler, arzu ettikleri türden bir iş bulmakta da çok zorlanıyor. Farkındayız.
 
Biz ne yapacağız?
 
Yeni meslek edinmek isteyenlere, herhangi bir alandaki becerisini geliştirmek isteyenlere; 1 aylık, 3 aylık, 6 aylık, gerekirse 1 yıllık ücretsiz kurslar açacağız.
 
Bu kurslara gidenlerin yol parasını ve öğle yemeğini devlet olarak biz karşılayacağız.  
 
Bu kursları tamamlayanlar, işe girdiklerinde uzunca bir süre vergi ödemeyecekler. Gelir vergisi olmayacak. 
 
Bu kursa gidenleri işe alan işverenler de sigorta primi ödemeyecek. 
 
Biliyoruz, son yıllarda çalışanlarımızın da emeklilerimizin de maaşları enflasyon karşısında eridi gitti. 
 
Bakmayın, bu hükümet “kulağını altına alıp yatıyor” yahu. Yaptıkları bu. 
 
İşçilerin de memurların da emeklilerin de eline geçen para pul oldu. 
 
İşte biz, arkadaşlar, bu ekonomik kriz iklimini 6 ayda ortadan kaldıracağız.
 
Enflasyonu da en geç 2 yılda tek haneye düşüreceğiz.
 
Dikkat edin, süre veriyorum. Zaman söylüyorum. Sözümü takvime bağlıyorum. 
 
Evet nereden nereye değil mi gençler. Nereden nereye... 
 
Biz daha önce çözmedik mi? (…) daha önce çözmedik mi?
 
2001-2002 krizi oldu. Değil mi? (…)
 
Gelip çözdük.
 
Enflasyonu 2 yılda tek haneye indirdik.
 
Daha önce yaptık çok daha güzelini yapacağız inşallah.
 
Haydi gari değil mi? Haydi gari. 
 
Hep beraber memleketimizi kurtaracağız gençler hep beraber. 
 
Paramızdan altı sıfır attık mı? (…)
 
Attık. 
 
Evet, 31 Aralık 2004 gecesi, paramızdan altı sıfırı attık. 
 
O gece, yılbaşı gecesi, Sayın Erdoğan’ın fotoğrafçılara verdiği bir poz var.
 
Altı sıfırı atılmış 20 Liralık banknotla verdiği bir poz.
 
İşte bu 20 Lira. Erdoğan bunu o gece bankamatikten çekti ve gazetecilere televizyonlara poz verdi. Bakın sıfırı atılmış 20 lira diye.
 
Peki, bu 20 lira o gün kaç dolar ediyordu biliyor musunuz?
 
Tam 15 dolar ediyordu. 15 dolar
 
Bugün kaç dolar ediyor?
 
Anca 1 dolar ediyor 1. 
 
Milletin cebi boş Erdoğan’a hava hoş. Gençler doğru söylüyor. 
 
Bakın bu parayı o gösteriyordu o. Tarih veriyorum 31 Aralık 2004. 
 
20 lira ne kadar ediyordu tam 15 dolar ediyordu. 
 
Şu anda ne kadar ediyor 1 dolar. 
 
Bu paranın değeri arkadaşlar 15 dolardan inmiş 1 dolara. 
 
Yani paranın içinden 14 dolar eksilmiş.
 
Ben şimdi burada soruyorum:
 
Bu paranın içinden 14 doları kim aldı? Diye soruyorum. (…)
 
Bu 14 dolar nereye gitti? Bu paranın içinden 15 doların 14’ü gitmiş. Geriye kalmış 1 dolar. Nereye gitti bu 14 dolar nereye? (…)
 
Denizli cevabı biliyor! Denizli bu işi biliyor! Denizli hesap biliyor!
 
Çünkü Denizli hesap bilen insanların şehri.
 
Denizli çalışkan insanların şehri. Denizli biliyor bu işi.
 
Hesap bilmeyen kim? Hükümet. 
 
Gençler haklı.
 
Son dört yıldır, tek imzayla ülkeyi yönetmeye başladıktan sonra, döviz kurunu da enflasyonu da patlatan kim? Tek imzayla kim yönetiyor ülkeyi? 
 
Geçenlerde Sayın Erdoğan diyor ki, “zamanında ben imza atmasaydım, Babacan paradan altı sıfırı atamazdı” diyor değil mi? Duydunuz. 
 
İşte şimdi ben Sayın Erdoğan’a Denizli’den, bu demokrasi meydanından sesleniyorum:
 
Madem hikmet senin imzanda, at bir imza da şu enflasyonu bir düşürüver bakalım diyorum.
 
At bir imza da şu döviz kurunu düşürüver haydi bakalım!
 
Beştepe dinliyor arkadaşlar hiç merak etmeyin gayet iyi dinliyor. 
 
İşine gelmeyince kulağının üstüne yatıyor bazen de çıkıyor cevap veriyor. Önemli değil. Ama dinliyor. 
 
Zaten biz seçim günü o DEVA damlasının altına evet mührünü tercih mührünü öyle bir kuvvetli vuracağız ki Beştepe’nin duvarları sarsılacak zaten.
 
Duymaması mümkün değil. Mümkün değil. 
 
Bakın ben diyorum ki madem hikmet imzada ya bir imza atıver de şu paranın değeri tekrar 15 dolar olsun. Bir görelim bakalım diyorum yahu. Bir görelim haydi.
 
Gençler umutlu. Diyorlar ki bana gençler umutsuz. Öyle değil. Bakıyorum demokrasi meydanındaki gençler umutlu. Türkiye’nin yarınlarını bugünden görüyorlar maşallah. Gençler umutlu. 
 
Ama arkadaşlar bakın artık bu hükümet yapamaz. Hiç kusura bakmasın Erdoğan yapamaz. 
 
Ağzıyla kuş tutsa yapamaz! 
 
Çünkü şunu bir türlü anlayamıyor yahu. 
 
Hukuk olmadan, adalet olmadan enflasyon düşmez! 
 
Dürüst ve ehil kadrolarla çalışmadan enflasyon düşmez!
 
Kararları istişareyle almadan enflasyon düşmez! 
 
Evet arkadaşlar, 
 
Ne dedik? Bakın biz “2002 krizini sapasağlam bir ekiple biz çözdük” dedik değil mi?
 
Bitti mi? Bitmedi. Bir kriz daha çözdük.
 
2008-2009’da küresel ölçekte bir ekonomik kriz çıktı. 
 
Komşumuz Yunanistan battı. İtalya, İspanya, İrlanda, Portekiz hepsi ciddi ekonomik krize düştü. 
 
Ben o zaman Dışişleri Bakanıydım hatırlayın. 
 
Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun değerli olduğu yıllardı. Pasaportumuzun itibarlı olduğu yıllardı. 
 
Bütün dünyadan gençlerin ‘Ya gelip şöyle 3 ay 6 ay Türkiye’de yaşayabilsem’ dediği yıllardı o yıllar. Yaşadık biz bunu. 
 
Avrupa Birliği yolunda kararlı adımlarla ilerlediğimiz yıllardı o yıllar.
 
Dünyada kriz çıkıp da Türkiye’yi de etkilemeye başlayınca, Dışişleri’nden tekrar ekonomiye döndük. Ekibimizle beraber, 2008-2009 krizini de çözdük evelallah.
 
Arkadaşlar! Bakın,
 
Şu andaki kriz var ya kriz; işte bunun çözümü de inşallah bizde. 
 
Çözümün anahtarı bizde! Hiç merak etmeyin arkadaşlar!
 
Nasıl 2 tane büyük krizi çözdüysek, bu krizi de çözmek bize nasip olacak inşallah. (…)
 
Yapacağız hep beraber yapacağız. 
 
Gençler kadınlar önden yürüyor biz sizin arkanızdan yürüyoruz. 
 
Biz de böyle.
 
‘DEVA’da kadına yer var. Yaparsa kadın yapar. Cesaret, kadın varsa DEVA var.’ Pankartları okuyorum. İlham, hepsi bizde var. 
 
Çözüm bizde çözüm bizde. Bakın çözümün bizde olduğunu biliyor ya bunlar giderayak EYT ile ilgili de bir adım atacaklar. 
 
Biz onu görüyoruz.
 
Çünkü panik halindeler. Panik halindeler.
 
Bir göreceğiz. EYT ile ilgili nasıl bir adım atacaklarını göreceğiz bakalım.
 
Az kaldı az kaldı.  Yakından takip ediyoruz. 
 
Ama şunu bilin. Çözersek biz çözeceğiz.  
 
*****
 
Arka taraf siz duyabiliyor musunuz? (…)
 
Maşallah! Denizli bugün tarih yazıyor ya.
 
*****
 
Bakın arkadaşlar,
 
Bunlar, döviz kurunu patlattılar mı? (…) 
 
Enflasyonu patlattılar mı? (…) 
 
Asgari ücret, açlık sınırının da altında düştü mü? (…)
 
Hazinemizi borca batırdılar mı? (…).
 
Merkez Bankası’nın tam 248 milyar dolarlık döviz rezervini arka kapıdan boşalttılar mı? (…) Boşalttılar. 
 
Bir şey daha yaptılar.
 
Bunlar tarihimizin en çok faiz ödeyen hükümeti oldular arkadaşlar. Bakın rakamlar ortada.
 
İçim yanıyor yahu. 
 
Tam 11 yıl bu ülkenin hazinesinin başında olan birisi olarak içim yanıyor. 
 
Bu yılki bütçede faiz ödeneği tam 330 milyar arkadaşlar. 
 
Bunun üzerine, bir de yeni icat ettikleri kur korumalı mevduat hesaplarına 300 milyarın üzerinde kur farkı ödeyecekler bu yıl. 
 
İkisini toplayınca ne ediyor? 350 milyar ediyor bakın 350 milyar. 
 
350 milyar faiz, 300’ün üzerinde kur korumalı mevduata kur farkı, toplayınca tam 650 milyar lira ediyor.
 
Hesap ortada. 650 milyar.
 
Rakamın büyüklüğüne bakın yahu.
 
Bakın bu yıl çiftçiye ödenecek tarım desteklerinin tamamı ne kadar biliyor musunuz? Tüm çiftçilere Türkiye’deki tüm çiftçilere tarım desteklerinin tamamı 50 milyar
 
Faize 330, 300 küsür de kur farkı gelecek yıl sonunda belli olacak tam rakam. Onun için yuvarlayarak söylüyoruz toplam 650. 
 
Yani çiftçiye 50 milyar faize ve kur farkına 650 milyar.
 
Şu işe bakın yahu!
 
Peki, Erdoğan’ın ödediği bu 650 Milyarı nereden buluyorlar?
 
Evet, hepimizden hepimizden. Hepimizin ödediği vergilerden arkadaşlar. 
 
Asgari ücretliden gelir vergisi alıyor mu? Alıyor. Emekliden her alışverişinde KDV alıyor mu?  Emeklimiz gidip şuradaki bakkaldan evine 1 kilo peynir aldığı zaman KDV ödüyor mu? Ödüyor. 
 
Cep telefonuyla konuşan her genç özel iletişim vergisi ödüyor mu? Ödüyor.
 
Yani, vergilerin çoğunu parası “yok” olandan topluyor, topladığı vergileri de parası “var” olana veriyor ya.
 
Bakın burayı iyi dinleyin arkadaşlar. 
 
Parasına para ekliyor insanların.
 
Parasını faize yatırana faiz ödüyor, parasını bankaya yatırana kur farkı ödüyor.
 
Yani yoksuldan topluyor, varlıklıya veriyor ya. 
 
Onun için bu ülkede yoksul daha yoksun zengin daha zengin oluyor. 
 
Hesap ortada inanın!
 
Hepimizden toplanan gelir vergisiydi KDV idi, özel iletişim vergisiydi ÖTV idi şuydu buydu tüm halktan topluyor parası zaten var olana, faizde olana faiz ödüyor parası bankada olana da kur farkı ödüyor yahu.  
 
Bu ne biçim sosyal devlet ya. 
 
Hey gidi “ezilenlerin hür sesi” Erdoğan hey!
 
Hey gidi “gariplere yoldaş olan” Erdoğan hey!
 
Ne oldu sana yahu? Ne oldu sana?
 
Nasıl oldu da bu hale düştün ya?
 
Nasıl oldu da yoksuldan toplayıp, bu faiz lobilerine bu kadar para öder hale geldin.
 
Ben anlamıyorum gerçekten. 
 
Hayret! Gerçekten hayret!
 
Arkadaşlar, bakın ben bu faize ödenen milyarları içime sindiremiyorum.
 
Bakın, bir başka hesap yapalım: Çok basit bir hesap.
 
Çünkü Denizli hesap biliyor onun için bu hesapları Denizli’de yapıyorum. Denizli hesap biliyor. 
 
Bakın Bugün TOKİ standartında 100 metrekarelik bir dairenin yaklaşık maliyeti 650 bin lira.
 
TOKİ arsaya para ödemiyor ya. Zaten devletin arsasına yapıyor.  TOKİ’nin cebinden 5 kuruş arsa parası çıkmıyor. Sadece inşaat. 
 
TOKİ’nin 100 metrekarelik bir dairesi yaklaşık 650 bin TL’ye mal oluyor. 
 
Bunların sadece bu yıl ödedikleri faiz ve kur farkına kaç tane konut yapılabilir biliyor musunuz? Kaç konut yapabiliyorsunuz?  
 
Yani, 650 Milyar TL’ye kaç konut yapılabiliyor? (…)
 
Evet, şimdi hep beraber şu ekrana bakalım.
 
Denizli hesap biliyor dedim ya. Oradan cevap geldi. 
 
=> VIDEO GİR
 
1 milyon!
 
Şu rakama bakın yahu. Rakama bakın. Tam 1 milyon adet konut yapılabiliyor arkadaşlar.  
 
Bunlar ne diyor? yılda 100 bin konut yapacağız diyorlar ya o da vatandaştan para alarak yapıyorlar. Bedava değil ha. 
 
Peşinat ödüyorsun, önce sıraya giriyorsun, kura çekiliyor, Kurada çıkarsa peşinat ödüyorsun. Arkasından ödüyorsun. Ödedikleri memur maaşının endeksi artıyor falan filan. 
 
Hep beraber kurtaracağız gençler merak etmeyin hep beraber. 
 
Tekrar ediyorum bu hesap çok önemli.
 
Bunların bu yıl faize verdikleri parayla faiz ve kur farkına verdikleri parayla 650 milyar lirayla tanesi 650 binden 1 milyon konut yapılabilirdi. Üstelik vatandaştan 5 kuruş para almadan ya. 
 
Şuna bak ya. 
 
Sen ülkede enflasyonu patlat, inşaat maliyetlerini patlat döviz kurunu patlat tüm konut fiyatları fırlayıp gitsin ondan sonra kuraya girenleri kuradan çekip ‘Bak ben sana ucuz konut veriyorum’ de. 
 
Ve yine parayla. Bunlar artık bitmiş. 
 
Gençler haklı. Nas var değil mi? Kendi deyimi. Nas var. Ne oldu ne oldu? 
 
Sen Merkez Bankası’ndan bankalara verdiğin paranın faizini düşürerek ülkedeki toplam faizi indiremezsin ki yahu.
 
İndirdim indirdim dediği faiz hangi faiz biliyor musunuz?
 
Merkez Bankası’nın bankalara borç verirken uyguladığı faizi indiriyor. 
 
Vatandaşın ödediği faiz arttı. Sanayicinin ödediği faiz arttı.
 
Konut kredisi alan ihtiyaç kredisi alan vatandaşlarımızın ödediği faiz arttı.
 
Devletin ödediği faiz arttı. Deminki rakamlar devletin ödediği faizler yahu. Bu 650 milyarı devlet ödedi. 
 
Bunlar hesap kitap bilmiyor. 
 
Zaten sorun da tam burada arkadaşlar tam burada. Hesap kitap bilmiyorlar. 
 
Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz ödeyen yönetimi olarak tarihe geçti bunlar. Tarih yazdı bunları artık. 
 
Lafa gelince ne diyorlar? Faiz Lobisi değil mi? (…)  
 
Hey yavrum hey!
 
Bu mu sizin faize karşı haliniz yahu?
 
O faiz lobisi ne yapıyor biliyor musunuz arkadaşlar şu anda. Faiz lobisi Beştepe’de düğün yapıyor, düğün! Beştepe’de düğün yapıyor faiz lobisi. 
 
Bakın biraz önce Sibel Hanım hemen komşumuz diyor ki ‘2 oğlum var. Evlendiremiyorum bu maddi imkânsızlık sebebiyle’ diyor. Doğru değil mi?
 
Şimdi memleketin düştüğü durum bu. 
 
Berat diyor ki ‘sokakta göçmenler çoğaldı ne yapacaksınız’ diyor. Hepsinin çözüm var.
 
Biraz sonra kısaca anlayacağım burada bizim eylem planımız var. Hazır hepsi.   
 
Değerli arkadaşlar bakın 
 
Ev almayı, araba almayı geçtik, millet bir cep telefonu bile alamaz oldu yahu!
 
Ben bakıyorum gittiğimiz yerlerde fotoğraf çektirmek istiyorlar telefonlar artık çok eski. Kırık. 
 
Ya birinin ön kamerası çalışmıyor ya birinin arka kamerası çalışmıyor. Ekran kırılmış. Ekran camı değiştirmek dünyanın parası yetişmiyor. 
 
Bunlar memleketi geriye götürüyorlar. Banttı geriye sardılar.  
 
Bakı akıllı telefon almaya insanların gücü yetmiyor eski model telefonlar. 
 
Bakın arkadaşlar şimdi size bir gerçek söyleyeceğim bakın,
 
Bugün Amerika’da yaşayan bir vatandaş bir Amerikalı 1 hafta çalıştığında ki bu asgari ücretten bahsediyoruz bakın 1 hafta çalıştığında, en son model bir iPhone alabiliyor arkadaşlar.
 
1 haftalık gelire en son modelinden iPhone. 
 
Avrupa'da aynı iPhone, 8-10 çalıştığında, 8-10 günlük maaşı en iyisinden bir tane iPhone parası ediyor. 
 
Peki Türkiye’de nasıl?
 
Asgari ücretten hesabı yapın. 
 
Türkiye'de en son model iPhone’u alabilmek için, bir asgari ücretlimiz tam 6 ay çalışmak zorunda kalıyor ya. 6 ay.
 
Hesaba bakın. Ülkeyi düşürdükleri duruma bakın. 
 
Amerika’da bir haftalık kazancı yetiyor Türkiye’de 6 ayda ancak parası yetiyor. O da hiçbir yere para harcamazsa. 
 
Şu hale bakın yahu.
 
Bir telefon bu ya bu, hepi topu bir telefon. 
 
Telefondan lüks olur mu arkadaşlar? Artık ihtiyaç yahu. Telefon artık temel bir ihtiyaç. Telefon sadece iletişim değil telefon artık bir haber alma kaynağı. Telefon artık bilgiye ulaşma kaynağı. Artık temel bir insan hakkı telefon. 
 
Başka bir şey değil. 
 
Ama bunlar gençlere ne diyor? ‘Çıkar telefonunu. Bak cebinde telefon varmış’ diyor. 
 
Ayıp yahu utanın ya. 
 
Bir gence bir telefonu ok gören bu zihniyete ayıp olsun ya gerçekten ayıp olsun. 
 
Bakın bu hesaplar bir telefon hesabı ha telefon. 
 
Daha ev, araba alma hesabını yapmıyoruz. Yapamıyoruz.
 
Vatandaşlarımızın çoğu artık araba alma hayalinden vazgeçti. Artık mümkün değil ben ömür boyu araba alamam diyor.
 
Vatandaşlarımızın çoğu, “ömür boyu çalışsam dahi, artık bir ev sahibi olamam” diyor. ‘Maaşım belli ev fiyatları belli’ diyor. 
 
Bunlar insanların hayallerini çaldı hayallerini.  
 
Bunlar İnsanların hayatlarını çaldılar, hayatlarını. 
 
Ama, siz hiç merak etmeyin arkadaşlar
 
Ne dedim az önce?
 
6 ay, 6 ay! 
 
İnanın bu kadar hızlı olacak ya. 
 
6 ayda bu krizi aşacağız inşallah!
 
Çünkü biz, milletin kaynaklarını, millet için kullanacağız millet için.
 
Çünkü biz israfı önleyeceğiz çünkü biz yolsuzluğu önleyeceğiz. 
 
Zaten siz havuzun deliklerini çatlaklarını tıkayın havuzun dibi sağlamlaştırın su birikecek yahu.
 
Hesap çok belli.
 
Hortum değil mi? 2001 seçimlerinde çok konuşurduk hortum meselesini. 
 
Hortumları keseceğiz Erdoğan değil mi? Ya o hortumlar kesildi sonra başka yere bağlandı maalesef. Maalesef başka yere bağlandı. 
 
Biz milletin vergilerini yine milletin hizmetine sunacağız. Hesap basit inanın çok basit. 
 
6 ayda nefes alacağız 6 ayda. Hiç merak etmeyin arkadaşlar rahat olun. 
 
*****
 
Sandık günü var ya sandık günü…Vatandaşımız oy kabinine girecek, mührü DEVA’nın damlasının altına vuracak. Gerisi bizde! Bu iş bizde.
 
Hiç merak etmeyin. Endişeye mahal yok.
 
Çözüm bizde!
 
Biz DEVA kadroları olarak geleceğiz dertleri bitireceğiz ve dertlere DEVA olacağız. Hep beraber.
 
Değerli arkadaşlar, 
 
Bu seçimi kimler kazanacak biliyor musunuz? (…)
 
Bu seçimi;
 
Çocuğunun beslenme çantasını güçlük çekerek hazırlayan ana babalar kazanacak.
 
Bu seçimi; 
 
Torununa küçük bir hediye bile alamayan nineler, dedeler kazanacak. 
 
Çarşıdan pazardan taneyle alışveriş yapan, açlıkla sınanan emekliler kazanacak.
 
Bu seçimi; 
 
Asgari ücretle geçinmeye çalışan, çocuğunu okutamayan işçiler kazanacak.
 
Enflasyonun ezdiği dar gelirli, sabit gelirli insanlar kazanacak.
 
Bu seçimi; 
 
Kazancı günden güne eriyen, sattığı malı yerine koyamayan esnaf kazanacak.
 
Gübre, mazot, tohum, elektrik fiyatları altında ezilen, ürettikçe zarar eden çiftçiler kazanacak.
 
Bu seçimi;
 
En güzel yılları umutsuzlukla, kaygıyla geçen, hor görülen gençler kazanacak;
 
Her gün motosikletin tepesinde, canını tehlikeye atarak ekmeğini çıkaran kurye arkadaşlarımız kazanacak.
 
Bu seçimi;
 
Konserleri yasaklanan sanatçılar kazanacak;
 
Yargıda aklanmalarına rağmen, hakları iade edilmeyen KHK’lılar kazanacak. Hak mücadelesi veren EYT’liler kazanacak.
 
Bu seçimi;
 
Düşüncesi, kimliği, inancı, kıyafeti, yaşam tarzı nedeniyle hor görülenler kazanacak;
 
Bu seçimi;
 
Otoriter ittifakın görmezden geldiği haysiyetli insanlar kazanacak. 
 
Evet, bu seçimi;
 
Adalet kazanacak, adalet!
 
Hiç şüpheniz olmasın.
 
Bu seçimi;
 
7’den 70’e, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye kazanacak!
 
Bu seçimi 85 milyonuyla Türkiye’nin haysiyetli insanları kazanacak!
 
Bu seçimi biz kazanacağız biz! Hepimiz kazanacağız inşallah. (…)
 
Bu konudaki en kapsamlı çalışma bizde. Çözüm bizde. 
 
*****
 
Değerli arkadaşlar,
 
Bu hükümet ülkemizdeki orta direği yıktı.
 
Rahmetli Özal’ın inşa etmek için gayret ettiği, büyük emek sarf ettiği orta direk yok oldu.
 
Hele şu son 4 yıldır ülkemizde yoksul daha yoksul oldu, zengin daha zengin oldu.
 
Bakın ülkede lüks tüketim artıyor arkadaşlar lüks tüketim.
 
İstanbul’a gidin en pahalı fiyatların olduğu AVM’ler en çok satış yapan AVM’ler haline gelmiş. 
 
2 hafta önce oradayım. İnanın hayrete düştüm yahu. 
 
Bir yandan Denizli’nin pazarında elindeki alışveriş filesini torbasını ancak 3’te 1’ini doldurup da çıkan emekliler bir yandan tanesi 10 bin liraya 15 bin liraya kıyafet alan insanlar. 
 
Türkiye burası. 
 
Bu hükümet arkadaşlar korkunç bir servet transferi yapıyor servet transferi.
 
Yoksuldan alıyor, zengine veriyor.
 
Yoksulun kazanırken veya harcarken ödediği vergileri toplayıp, zaten parası olana faiz diye veriyor, kur farkı diye veriyor. 
 
İşte arkadaşlar, o yıkılan orta direği yeniden inşa etmek, bizim boynumuzun borcu.
 
İşte bunun için biz, öncelikle “gerçek sosyal devlet” nasıl olur, bunu tüm dünyaya göstereceğiz.
 
Herkese fırsat eşitliği vereceğiz.
 
Devlete işe alımlarda KPSS sonrası yapılan mülakat uygulamasını kaldıracağız. 
 
Mülakat mağduru çok. 
 
Ya KPSS’den 80 alıyorlar 90 alıyorlar 95 alıyorlar mülakata gelince eleniyor insanlar. Niye? ‘Ben senin oturuşunu kalkışını beğenmedim. Acaba sen iktidar partisi gibi düşünmüyor musun? Acaba sen muhalif misin? Acaba senin Erdoğan’a karşı olumsuz hislerin mi var?’ Bunu ölçmeye çalışıyor insanların ya yazık günah.
 
Hepsi vatandaşımız. 
 
Mülakat, kendilerinden olmayanları eleme aracı haline geldi Türkiye’de.
 
İşte bunun için mülakatı kaldıracağız. Yazılı sınav sonucu neyse o. Yazılıya girecek sonuç neyse o.  Bitti.
 
Gençler DEVA kadrolarından ne başkanlar çıkacak ne başkanlar inşallah. Hep beraber göreceğiz. 
 
Tarih şahit. Burada Denizli’ de şu an da bu meydanda her şey kayıtta. Tarih şahit. 
 
Yepyeni bir siyaset nesli geliyor DEVA kadrolarından yepyeni. Pırıl pırıl, tertemiz. İşini iyi bilen iyi yetişmiş insanlar kadrosu geliyor inşallah.
 
Önümüzdeki 10 yıla 20 yıla 30 yıla DEVA kadroları damgasını vuracak. Bundan emin olun. 
 
DEVA her yerde doğru. 81 ilde il başkanlarımız görevinin başında. 737 ilçede ilçe başkanlarımız görevinin başında. Her yerde varız.
 
Bugün Denizli’de bu meydanda nasıl coşku ve heyecan varsa bundan 1 ay önce Trabzon’da da Siirt’te de aynı heyecan vardı.
 
Ondan öncede Gebze’de de Gaziantep’te de aynı heyecan vardır. 
 
Türkiye’nin her yerinde varız. 
 
Demokrasi 
Atılım 
Derhal
Bugün.
 
Hep beraber.
 
Demokrasi 
Atılım 
Derhal
Bugün.
 
Bu coşku bu heyecan olduktan sonra, sizlerin gözlerindeki bu umut olduktan sonra Denizli’nin sırtı yere gelmez, Türkiye’nin sırtı yere gelmez arkadaşlar. 
 
Asla umudumuzu kaybetmeyeceğiz asla. Gençler, beraberiz değil mi? 
 
Asla umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Bu ülke çok büyük bir ülke bu ülke çok güçlü bir ülke. 
 
Ama kötü yönetiliyor. Hem de çok kötü yönetiliyor.
 
Yaşadıklarımızın tam da temelinde bu var başka bir şey yok. 
 
Bakın arkadaşlar sona doğru geliyoruz.  Sosyal devlet nasıl olacağız arkadaşlar sosyal devlet. 
 
Kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız.
 
Peki, bunu nasıl yapacağız?
 
Bakın bu söyleyeceğime dikkat edin:
 
Biz, ihtiyaç sahiplerine “asgari gelir desteği” sağlayacağız. Asgari gelir desteği.
 
Bu ne demek?
 
“Asgari gelir desteği” ne demek?
 
Dünya bunu konuşuyor, dünya:
 
Şimdi, diyelim ki, beş kişilik bir aile. Bu ailenin geçinebilmesi için asgari ne kadar paraya ihtiyaç var? Önce o günkü şartlara göre bunu bir hesap edeceğiz. 
 
Mesela ben tamamen örnek veriyorum; Diyelim ki 20 bin lira. Sonrada bu ailenin mevcut toplam gelirine bakacağız. Ne kadar? Örnek veriyorum 10 bin lira. 
 
İşte Ailenin asgari ihtiyacı ile, eline şu anda geçen gelir arasındaki fark var ya işte onu devlet karşılayacak. Onu devlet karşılayacak.
 
Yani bütün vatandaşlarımızın asgari geçim seviyesinin garantörü sigortası devlet olacak.  
 
İşte “asgari gelir desteği” bu demek.
 
Ne yapacağız?
 
Sosyal destek uzmanlarından oluşan 70 bin kişilik bir ordu koyacağız. Bunların görevi sadece ve sadece vatandaşlarımızın kapısını çalıp ihtiyacı olan vatandaşlarla devletin imkânını buluşturacaklar. 
 
Çünkü bu bir hak. Devletin verdiği bir lütuf değil. Sosyal yardım sosyal destek bir hak. Bu ülkenin vatandaşı olan herkesin hakkı. 
 
Ve bunu, herkes alacak. 
 
Hiç kimsenin parti üyeliğine, kimliğine, şusuna busuna bakmayacağız. 
 
Vatandaşlarımız arasında asla ayrımcılık yapmayacağız.  
 
Bitti mi? Hayır. 
 
Dahası var.
 
Biz, aynı zamanda, iş imkânlarını artırıp insanımızın çalışarak kazanmasının önünü açacağız.
 
İnsanlarımızın, sosyal yardımlara bağlı kalmadan bir hayatın yaşamasının önünü açacağız.
 
Asıl sosyal devlet burada. 
 
Başka?
 
Çok konu var ama Yeni doğan bebeklerin, mama, bez gibi temel ihtiyaçlarını 2 yıl boyunca devlet olarak biz karşılayacağız.
 
Fiyatlar çok arttı farkındayız. Ya bebek bezini de bebek mamasını da marketlerde kilitle satmaya başladılar yahu. 
 
İnanın utanıyoruz. 
 
Kilit altında satıyorlar kilit altında.  En temel ihtiyaç maddesini. Bebek bezini ve bebek mamasını.  Yapacak çok iş var çok.
 
*****
 
Bakın, eylem planlarımızla hazırız arkadaşlar. 
 
Tarım tam 56 maddelik eylem planımızla hazırız. 
 
Afet. Hani dün gece tatbikat yapıyorlardı.  Bir denediler sistem çalıştı çalışmadı. Bütün çözüm burada çözüm.
 
Demin bahsettiğim sosyal devlet uygulamaları. 3 nolu eylem planımızda hepsi var. 
 
Dijital dönüşüm teknoloji. 
 
Yarına Atılım Eylem Planı. Tam 50 madde hazırız. 
 
Ekonomi finans istihdam. 116 maddelik eylem planıyla hazırız. Yapacaklarımızın hepsini takvime bağlamışız. 
 
Söz uçar gider yazı kalır. 
 
Yerel Yönetimler ve Şehircilik. Denizli duysun. Denizli’deki yerel yöneticililer duysun. 
 
Okusunlar öğrensinler 101 madde var burada. Yerel yönetimler şehircilik. 
 
Yüksek öğretim. YÖK’ü kapatacağız. Üniversiteleri hayat boyu öğrenim merkezi haline getireceğiz. 
 
KHK’lı vatandaşlarımız soruyordu çözüm burada. 8 nolu eylem planımız. 
 
Çevre ve İklim Değişikliği. 65 madde. Tek tek nasıl çözeceğimizi yazdık.
 
Adil yargı. 198 madde. Türkiye’nin en iyi hukukçularının emeği var. 200 hukukçu çalıştı bunu. 
 
Yargı reformu, adil yargı nasıl olacak? 
 
Bağımsız ve tarafsız nasıl çalışacak hepsi yazılı. 
 
Bilmeyenler okusun öğrensin. 
 
Sağlık. Bütün detayları tek tek tek tek açıklamışız neler yapacağımızı. 
 
Demin Berat soruyordu göçmenler ne olacak diye? Burada tek tak açıklıyoruz. Ne yapacağız hepsi belli. 
 
Dış politika güvenlik. Hepsi belli. 
 
Madencilik, Enerji. Hepsi hazır. 
 
Kültür Sanat. 
 
Kalkınma Sanayi, KOBİ, Esnaf.
 
Bununla beraber 16 tane açıkladık. Bunların sayısı 22’ye çıkacak. 
 
Kadın eylem planı geliyor, gençlik geliyor. Çözüm geliyor, temel haklar eşit vatandaşlık geliyor. 3-18 yaş eğitim geliyor. 
 
Bizden başka bunları yapan yok arkadaşlar. Böyle bir şey yok.
 
Türkiye’de daha önce böyle bir şey yapılmadı.
 
Çünkü bunu yapmak için kadrolara ihtiyaç var kadrolara.
 
Artık tek elle kaldıramıyoruz ancak 2 elle kaldırabiliyoruz.
 
DEVA Partisi’nin eylem planları. Başkan yok.
 
Yapan varsa getirsin diyoruz. Yok.
 
Çünkü biz bunu her alanda yapıyoruz yahu her alanda. 
 
Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin ev ödevi bunlar ev ödevi. 
 
Diyeceğiz ki Sanayi Bakanı’na ‘Al, ev ödevin’ diyeceğiz. Kültür Bakanı’na ‘Al, ev ödevin’ diyeceğiz. Takvime bağlamışız, gün vermişiz. 
 
90 günde şunlar yapılacak ilk 60 günde şunlar yapılacak ilk 180 günde şunlar yapılacak. 
 
Biz hazırız. 
 
Lafta hazır değiliz Özde hazırız. Sözde değil özde hazırız.
 
*****
 
Değerli arkadaşlar,
 
Hani bir laf var:
 
Televizyonlarda, şurada burada çok konuşuluyor. Siz de izliyorsunuz değil mi?
 
Hani çok bilmiş konuşanlar var ya ne diyorlar? “Kararsız seçmen çok” diyorlar.
 
“Acaba kararsızlar seçim günü ne yapacak” diyorlar. 
 
Kararsızlara baktığımızda, içlerinde ilk defa oy kullanacaklar var.
 
Oy verdiği partiden memnun olmayanlar, oy verdiği halde umduğunu bulamayanlar var. 
 
Kararsızlık nedir, çok iyi biliyoruz hepimiz. 
 
Kararsızlık demek, eleştiri demek arkadaşlar.
 
Kararsızlık demek, omurgalı duruş demek. 
 
Anket şirketleri ne yapıyor? Kararsızları mevcut partilere şöyle dağıtıveriyor.  
 
Biz de diyoruz ki; bir dakika durun yahu! Bu iş öyle kolay değil. Öyle dağıtmak yok dur bakalım.
 
Bakın kararsızlar ne diyor? Dinleyin. Bir de benden duyun: Çünkü biz 81 ilde 737 ilçede varız DEVA Partisi olarak.
 
Kararsızlar; “Ben oy vermek için kötünün iyisine, ehveni şere tamah etmem kardeşim" diyor. 
 
“Bize gerçek, hakiki çözümlerinizi sıralayın” diyor. İşte sıraladık değil mi hakiki gerçek çözümler. Hepsi sıralı.
 
“Bizi geçiştirmeyin, ciddiye alın” diyor. 
 
Arkadaşlar, kararsız seçmenin gözü DEVA Partisi’nin üzerinde.
 
Nereden biliyorum?
 
Çünkü ben vatandaşın gözünün içine bakıyorum da ondan.
 
81 ilde bunu yapıyorum. 81 ilin tamamını dinledim ona göre konuşuyorum. 
 
Ne var biliyor musunuz?
 
Seçmen öyle 3-5 parti arasında falan kararsız değil. 
 
Kararsız denen insanlar; dinine, inancına, diline, kılığına-kıyafetine müdahale edilmemesi konusunda çok kararlı. Aynı DEVA Partisi gibi.
 
O insanlar; özgürce konuşabilme konusunda çok kararlı. Aynı DEVA Partisi gibi.
 
Kararsız denen insanlar; herkes için demokrasi konusunda çok kararlı. Tıpkı DEVA Partisi gibi.
 
O insanlar; Avrupa Birliği hedefi konusunda çok kararlı. Aynı DEVA Partisi gibi.
 
Kararsız denen insanlar; nitelikli ve eşit eğitim konusunda çok kararlı. Demin Berat soruyordu LGS ne olacak diye. 
 
Nitelikli ve eşit eğitim fırsatı. Bu konuda kararsızlar çok kararlı. 
 
Aynı DEVA Partisi gibi.
 
Kararsız denen insanlar; bayat ekmek kuyruklarına girmemek konusunda çok kararlı. Aynı DEVA Partisi gibi.
 
Kararsız denen insanlar; zenginleşme konusunda çok kararlı. Aynı DEVA Partisi gibi.
 
Bu ne demek, biliyor musunuz arkadaşlar?
 
Biz DEVA Partisi olarak tüm Türkiye’yiz arkadaşlar. Biz Türkiye’nin tam kendisiyiz. Tam kendisiyiz.
 
Seçim günü o sandığa gidecek olanlar var ya, o sandığa…
 
İşte o insanlar kararlı bir şekilde bu ülkenin yarınlarına damga vuracak. 
 
İnşallah sizler mührü DEVA’nın damlasına vuracaksınız.
 
DEVA Partisi de bu ülkenin yarınlarına damga vuracak. (…)
 
DEVA kadroları olarak inşallah bunu yapacağız. Bunu gerçekleştireceğiz. 
 
*****
 
Denizli, şimdi size soruyorum!
 
Bu haksızlık, hukuksuzluk bitsin diye DEVA diyecek miyiz? (…) Evet.
 
Ocakta et pişsin diye DEVA diyecek miyiz? (…) Evet. 
 
Borca girmeden 36 ay taksite bağlamadan kışlık mont alabilmek için DEVA diyecek miyiz? (…) Evet.
 
Kadına şiddetle mücadele için DEVA diyecek miyiz? (…) Evet.
 
Avrupa’nın kapılarını açmak için DEVA diyecek miyiz? (…) Evet.
 
Seçim günü DEVA Partisi’nin damlasına mührü basacak mıyız? (…) Evet.
 
Biz hep beraber seçim günü geldiğinde DEVA’nın damlası orada her yerde görüyorsunuz o damlanın altına hep beraber mührü vuracağız. 
 
Tercih diyeceğiz evet diyeceğiz. DEVA Partisi kadroları da Türkiye’nin yarınlarına damgasını vuracak inşallah. 
 
Tüm Türkiye’mize hayırlı olsun.
 
Böyle ayakta hep beraber sonuna kadar heyecanla coşkuyla bizlerle beraber olduğunuz için sizlere tün Denizli’ye teşekkür ediyorum şükranlarımı sunuyorum.
 
Miting alanımıza girmese de miting alanın dışından bizlerle beraber olan çok değerli Denizlili hemşerilerimize teşekkür ediyorum sağ olun diyorum. 
 
Hepinize ailelerinize dostlarınıza arkadaşlarınıza saygılarımı sevgilerimi muhabbetlerimi iletin diyorum. Sağ olun var olun.