DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, yurdun dört bir yanında çiftçilerin hasat ettiği ürünlerini istediği fiyata satamadığı için yola, sokağa dökmek zorunda kaldığını belirterek, “Büyük bir umutla hasat zamanını bekleyen çiftçiler, satmak istediği ürünün fiyatının maliyetlerin altında kaldığını görünce yola, sokağa dökmeye başladı. Hasadın başladığı her bölgeden bu görüntüler geliyor. Hükümete sesleniyoruz; bu görüntülere gönlünüz nasıl razı oluyor, hiç mi vicdanınız sızlamıyor?” dedi.
DEVA Partili Hasan Karal, son yıllarda birçok tarım ürününde hasat zamanının başlamasıyla birlikte çiftçilerin büyük umutlarla ürünlerini toplamaya başladığını ancak fiyatlar dolayısıyla hayal kırıklıkları yaşadığını söyledi. Daha önce domates, salatalık, kiraz üreticilerinin maliyetleri kurtarmadığı için tepki olarak ürünlerini çöpe döktüğünü, başta narenciye ve fındık olmak üzere birçok üreticinin de ağaçları söktüğünü anımsatan Karal, son birkaç gündür de Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden aynı manzaralarla karşılaşıldığını belirtti.
“İlk defa Rize'de çay üreticisi iktidar partisinin il başkanlığı önüne gelip çaylarını döktü”
Çiftçinin çaresiz bırakıldığını kaydeden Milletvekili Karal, “1 kilo yaş çay alım fiyatını en az 25 lira olarak bekleyen çay üreticilerimiz, Tarım ve Orman Bakanlığı destekleme ile birlikte 19 lira açıklayınca ilk defa Rize'de çay üreticisi iktidar partisinin il başkanlığı önüne geldi, çaylarını döktü. Birkaç gün önce Hatay’da narenciye ve şeftali üreticileri, Antalya’da patlıcan üreticileri büyük umutlarla toplayıp satmak istedikleri ürünleri maliyetin altında fiyatla karşılaşınca seslerini duyurmak için aynı tepkiyi gösterdi. Çaresiz bırakılan üreticiler, çiftçiler ne yapsın? Hükümete sesleniyoruz. Bu görüntülere nasıl razı oluyorsunuz? Çiftçinin bu haline hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Nasıl çaresiz bırakıyorsunuz?” diye konuştu.
“Üretici de tüketici de mutlu değilse ne olacak tarımın hali böyle?”
DEVA Partili Karal, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tarım girdi maliyetlerinin Eylül 2019'dan bu yana aralıksız 53 aydır artış gösterdiğini vurguladı. Yüksek maliyetler dolayısıyla Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında gıda enflasyonunda da açık ara şampiyon olduğunu ifade eden Karal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece son 1 yılda mazot yüzde 100’ün üzerinde arttı, işçilik katlandı, tohum, gübre fiyatları aldı başını gitti. Kasıtlı olarak dışa bağımlılığı teşvik eden, çiftçiyi üretimden uzaklaştıran yanlış tarım politikaları dolayısıyla 4 yıldan fazla zamandır tarım girdi maliyetleri yükseliyor. Tüm bu zorluklara rağmen üretimi sürdürmeye, tarımsal devamlılığı sağlamaya çalışan çiftçilerimiz ise büyük bir umutla girdikleri hasat sezonunda ne yazık ki hayal kırıklıklarıyla boğuşuyor. Üretici mutlu değil çünkü ürününü istediği fiyata satamıyor. Tüketici mutlu değil çünkü pahalılıktan alamıyor. Üretici kazanamıyorsa, tüketici alamıyorsa bu kimin işine yarıyor? Üretici de tüketici de mutlu değilse ne olacak tarımın hali böyle?”