Ali Babacan: “Türkiye’nin önünde korkunç bir fırsat penceresi var; AİHM, AYM kararları hemen uygulanmalıdır”

15-05-2025
Ali Babacan: “Türkiye’nin önünde korkunç bir fırsat penceresi var; AİHM, AYM kararları hemen uygulanmalıdır”

 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV'de İsmail Küçükkaya ile "Yeni Bir Sabah" programında gündemi değerlendirdi. Babacan, PKK’nın fesih açıklaması, çatışma çözümünün dünyadaki örnekleri, yüksek enflasyon konularında açıklamalarda bulundu. Ali Babacan şunları söyledi:

“Bahçeli’nin konuşma yaptığı günün akşamında olağanüstü toplandık ve ‘Taşın altına elimizi koyarız’ dedik”

Süreci en başından beri titizlikle takip ettiklerini aktaran Babacan, “Bahçeli'nin konuşmasını yaptığı günün akşamında olağanüstü bir toplantı yaptım. İlgili bütün arkadaşlarla bir araya geldik Genel Merkezde. Ve dedim ki ‘Bakın bu çok önemli, yeni bir şey başlıyor.’ Hemen o gün akşam… Çünkü metni okuyunca baktım ki metinde bir sürü kilit cümleler var. Şimdi bir meseleyi bilirseniz siz orada ciddiyetini anlarsınız. Puzzle'ın parçaları gibi düşünün, 1000 parçalı puzzle… Ama 50 parçasını gördüğümüz anda biz dedik ‘Tamam nereye gideceği belli bu işin.’ Dolayısıyla hemen analizini yaptık ve derhal bir basın toplantısında dedik ki ‘Biz elimizi taşın altına koymaya hazırız.’ Bu çözüm süreci ya da adına ne diyeceksek ‘%5 ihtimalle bile başarıya ulaşsa biz o %5 ihtimali bile gider destekleriz’ dedik. Kesin duruşumuzu ortaya koyduk” dedi.

“Kürt vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükleriyle ilgili ayrı bir çalışma hattı gerekiyor”

“Kürt vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükleriyle ilgili ayrı bir çalışma hattı gerekiyor. Bu da Bahçeli'nin konuşmalarında var. Bundan da biz bir şey derledik, baktık. Aslında orada da hükümetin ya da diyelim ki devletin ilgili birimlerinin o konuda da belli ki hazırlığı var. Yani Sayın Bahçeli'nin önünde iki tane dosya duruyor. Bir, terör örgütünü feshetme, bitirme, terörsüz Türkiye ama ikincisi de hak ve özgürlük dosyası. Hatta arkadaşlarımız hem MHP'den insanlarla, hatta Sayın Bahçeli'yle de bir arkadaşımızın teması oldu bu konuda.”

“Vatandaşımızın hak ve özgürlükleri, bir terör örgütüyle pazarlık konusu yapılamaz”

“DEVA Partisi kuruldu kurulalı diyorduk ki ‘Bakın terör örgütüyle mücadele ayrı bir hatta yürümeli, hak ve özgürlük meselesi ayrı bir hatta yürümeli. Bu iki hat birbirine karışmamalı. Bunlar aynı masada pazarlık konusu edilmemeli’ diyorduk. Yani kendi vatandaşlarımızın hak ve özgürlüğü ise bunu herhangi bir örgütle falan bunun pazarlık edilmesi yanlış bir şey. Zaten bir önceki çözüm sürecinin sıkıntıya girmesinin sebebi olarak da biz bunu söylüyorduk. Benim defalarca açıklamam var bu konularda.”

“Filipinler’de terör sorununu çözdük; Dışişleri Bakanı benden yardım istedi”

“Filipinler’in Dışişleri Bakanı geldi benden güney adalarına yerleşmiş bir terör örgütü ile ilgili yardım istedi. Dedi ki ‘Biz bu terör örgütü ile bir şekilde bu işleri konuşmak istiyoruz.’ Dışişleri Bakanı'yken… ‘Bunlar size güveniyor, Türkiye'ye güveniyor’ dedi. ‘Ama kimse duymasın. Çünkü biz hükümet olarak zora düşeriz’ dedi. Siz bize yardım edebilir misiniz? ‘Derhal’ dedik. Kolları sıvadık. Çalışmaya başladık. Filipinler’in güney adalarında yaşayan Müslüman nüfus var. Baskı altında. Yani haklarını yaşayamıyorlar. Sıkıntıları var. Onlar da artık örgütleşmişler. Biz de hakkımızı silahla arayacağız diye başlamışlar. Silahlı eylem yapıyorlar. Sistemi kurduk. Çalıştırdık. Bugün itibariyle Filipinler'de terör diye bir şey kalmadı. Güney adalarında yaşayan Müslüman nüfus dini haklarını, ibadet haklarını tam rahat bir şekilde yaşıyor. Ve kazan kazan sonucu elde edildi bugün Filipinler'de. Ama o kadar detayı var ki bu işin. Yani ben şimdi iki dakikada bunu özetliyorum. Sayfalar dolusu sayfalar dolusu plan, hazırlık.”

“PKK’nın fesih açıklaması ‘Hababam işi’ olmuş, devletin ilgili birimleri dikkatli olmalıdır”

PKK’nın fesih açıklamasındaki sorunlara işaret eden Babacan, “Orada ben bazı tehlikeler sezdim. Dikkat edilmesi gerekir. İktidara diyorum ki, ‘Bak bunlara dikkat edin. Bu iş büyümeden bir şekilde yönetin.’ Bir de tabii şu da dikkat edilmesi gereken bir konu; yani devletin birimleri bu işi yakından takip ediyor değil mi? Yani MİT başta olmak üzere. Yani aylarca süren bir çalışma var, bir hazırlık var. Bu çalışmada, bu hazırlıkta, böylesine kontrolsüz bir açıklamanın oradan çıkmasıyla ilgili devlet birimleri bunu nasıl gözden kaçırdı? Ona da şöyle kocaman bir soru işareti de koymak lazım. Yani bu kadar dikkat edilen Öcalan'ın o 27 Şubat açıklamasıyla ilgili böyle didik didik nokta nokta ince ince çalışılan bir konu adeta nakış işler gibi bir çalışma var. 27 Şubat'a göre. Bu nasıl girmiş oraya? Bu böyle apar topar hababam işi bir şey olmuş bu açıklama. Yani dolayısıyla bunu bir devletin ilgili birimlerinin biraz daha dikkatli olması lazım. Bu bizim uyarımızdır, memleketimize uyarıdır. Yoksa PKK'nın kendini feshi tabii ki önemlidir. Tarihi bir meseledir. Bakın bunun altını çiziyorum. Tarihi bir meseledir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin önünde korkunç bir fırsat penceresi var; AİHM, AYM kararları hemen uygulanmalıdır”

Hukuk ve ekonomi arasındaki ilişkiye dikkat çeken Babacan, “Şu anda Türkiye'nin önünde korkunç bir fırsat penceresi açılıyor. Biz bu terör sorunumuzu inşallah ümit ediyoruz ki çözeriz. Vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükle ilgili sorunlarımızı da çözmek için ne gerekiyorsa her türlü desteği veririz bakın DEVA Partisi olarak. Her türlü desteği veririz. Dünyada nasıl bir zamanlar 2008-2009 krizinden sonra ekonomide parlayan bir yıldız haline geldiysek, şu anda Türkiye'nin demokraside ve hukukta da parlayan bir yıldız haline gelmesiyle ilgili koskoca bir fırsat penceresi açılmış durumda. Yapılması gereken nedir bakın. Şu AİHM kararları var ya uygulanmayan, hemen uygulanması… Osman Kavala, Can Atalay… Kendi AYM kararlarımız var uygulanmayan, bunların derhal uygulanması… Bu siyasi operasyonların derhal sona erdirilmesi. Yani Sayın Erdoğan'ın siyasi rakip gördüğü kim var kim yoksa bir operasyon düzenliyor, düzenletiyor. Bunların derhal sona ermesi. Ve böylece dünyanın demokraside ve hukukta gerilediği bir dönemde Türkiye'nin yeniden bir parlayan yıldız olarak ortaya çıkması. Büyük bir fırsat var” dedi.

“Hukuk devletini iyi çalıştıran Türkiye, dünyada ilk üçe girer”

“Hukuk devletini iyi çalıştıran, ekonomide mantıklı işler yapan bir Türkiye olsa inanın dünyada ilk üçe girer Türkiye. Niye girer? Bakın çok basit. Toplam diplomatik misyon sayısında zaten ilk üçteyiz. Bugün Amerika ve Çin'den sonra en çok büyük elçilik ve başkonsolosluğa sahip olan ülke Türkiye. Türk Hava Yolları 128 ülkeye uçuyor. Niye? Çünkü Türkiye'nin doğal bir pozisyonu var burada. Sadece Türkiye'nin bu doğal pozisyonunun potansiyelinin önünü açmak… Yani barajın arkası su dolu. Ağzına kadar dolu. O barajın kapağını açıyorsunuz ve potansiyel atıyor. Türkiye böyle bir ülke. Onun için ben üzülüyorum. Bu potansiyeli gerçekleştiremediğimiz için üzülüyorum.”

“Erdoğan’ın zihin dünyası Türkiye’nin önüne koca bir set çekmiş durumda”

“Sayın Erdoğan'ın maalesef dar bakışı ve tamamen kendi ikbaliyle ilgili o zihin dünyası Türkiye'nin önüne koca bir set çekmiş durumda. Ben bakın burada da söyledim. ‘Erdoğan'a tavsiyem bırakıp Türkiye'nin, demokrasinin önünü açmasıdır’ dedim. Bu gerçekten samimi bir dost tavsiyesi. Ülke için tavsiye. Şimdi 22 sene sonra bu ülkenin gücünü elinde tutmak, tek yetki olarak yönetmek güç zehirlenmesine yol açıyor. Bu tarihi bir gerçek. Merkel niye bıraktı? Merkel istese bir beş sene daha rahatlığında Başbakan olamaz mıydı? Olurdu. Niye bıraktı? Çünkü ‘Artık zaman doldu’ dedi. ‘Ben ne kadar da başarılı olsam, Avrupa'nın ne kadar da en önemli lideri olsam artık zaman doldu’ dedi. ‘Bundan sonra ben bile yoldan çıkabilirim’ dedi.”

“Milli geliri 25 bin dolara çıkarmamız gerekiyordu ancak hukuk ve demokrasi iyi çalışmadığı için çıkaramadık”

İmamoğlu, Özdağ, Demirtaş ve Kavala’nın tutukluluklarına dikkat çeken Babacan, hukuk olmadan ekonominin olmayacağının altını çizdi. Babacan, “Türkiye şu anda milli gelirini çoktan 25 bin dolara çıkartması gerekiyordu. Bakın 12 bin 500 dolara çıkarttık. 25 bin dolar hedef koyduk. 2023'te 13 binde kaldı. Büyük potansiyeli gerçekleştiremiyor. Hukuk olmadığı için, demokrasi iyi çalışmadığı için o büyük potansiyeli Türkiye'nin işlemiyor şu anda” değerlendirmesinde bulundu.

“Hukuk olmadan yatırım olmaz”

“Avrupa'nın şimdi çok büyük bir savunma sanayi pazarı oluşuyor. O savunma sanayi pazarına üretim yapacak insanların öncelikle güvenmesi lazım bu ülkeye. Benim hukuki güvenliğim olması lazım. Bunca yatırım yapacağım, ihracat yapacağım büyük pazar var ama Türkiye'ye yatırım yaptığında acaba bir gün birileri çöker mi? Bir gün olmadık bir vergi cezası gelir mi? Bir gün ülke yönetenler bana şöyle bir yan bakar. Taleplerde bulunurlar. Ben de yapamazsam acaba teslim elden gider mi diye korkuyor insanlar. Yatırım olmayınca ihracat artmaz. Mutlaka yatırım lazım. Yatırım için de hukuk lazım. Hukuk buradayken yatırım olmaz.”

“6 ayda sistemi tıkır tıkır işletir, 2 sene sonra da enflasyonu tek haneye indiririm”

“Ben bu ülkenin şu anda Cumhurbaşkanı olsam, inanın 10 tane sağlam, düzgün insanı, dürüst ve iyi insanı ekonominin başına koyarım. Derim ki ‘Arkadaş hemen ekibinizi değiştirin.’ Ve haftada sadece iki kere, ikişer saatlik toplantıyla zaten ekonomiyi ayağa kaldırırım. İnanın o kadar basit. Ama ondan sonra dönerim vaktimi hukuk ve adalet sistemini ayağa kaldırmaya harcarım. Çöken eğitim sistemini ayağa kaldırmaya çalıştım. Çünkü ekonomide bir yandan saçmalıklar, tamamen rasyonalite dışı işler bunları toparlarken, öbür taraftan da hukuk, adalet, eğitim, demokrasi zeminini güçlendirdim. Ve Türkiye hemen ayağa kalkar ya. İnanın 6 ayda kurumlar şöyle bir kendine gelir. 1 ayda kurumlar düzelir ama, 6 ayda sistem tıkır tıkır işlemeye başlar. En geç 2 sene sonra enflasyon tekrar ülkede tek haneye iner ve orada kalır.”

“İmamoğlu dosyası usul açısından siyasi bir operasyon, esas açısından şimdilik bilemeyiz”

İmamoğlu’nun tutukluluk sürecini de değerlendiren Babacan, “Yanlış olan şu ki dört meseleyi eğer siz paketleyip 12 saat içerisinde bir operasyonla uygulamaya geçiriyorsanız bu yanlış. Hangi dört mesele? Diploma meselesi. Büyükşehirle ilgili yolsuzluk iddiaları, CHP'nin kurultayıyla ilgili o şaibeler ve terör iş birliği bu yerel seçimlerdeki kent uzlaşışı… Şimdi dört ayrı konu, dört ayrı hatta yürümesi gereken konu, ayrı zamanlarında doğal akması gereken konuyu eğer paketleyip de 12 saat içerisinde akşam diploma iptal, sabah gözaltı, tutuklama o zaman bunun usul açısından baktığımızda bu siyasi bir operasyon olarak görüyoruz biz bunu. Usul açısından baktığımızda… Esaslarına inilmeden ne olduğunu bilmemiz zor. Şöyledir böyledir dememiz de zor” diye konuştu.

“Yandaş medyada yazanların, yazdıranların bizim için kıymeti yok”

Babacan, AK Parti seçmeninin yarısının İmamoğlu’na yönelik operasyonun siyasi olduğuna dair kanaat taşıdığı tespitine iktidar medyasından gelen eleştirileri de değerlendirdi. Babacan, “Bu sadece bizim gözlemimiz değil. Nisan ayında ve Mayıs ayında yapılan toplumsal araştırmalara, kamuoyu yoklamalarına baktığınızda bunun hepsi açık açık görünüyor. Yani onun için bu yandaş medyada yazanlar, yazdıranların bir kıymeti yok. Şimdi bunu neye dayanarak söylüyor? Çok sayıda araştırma var ben ona dayanarak söylüyorum yani. Tabii ne yapacak işte patronları gereği ya da yaptığı iş gereği yazıyor. Onların sıfır değeri sıfır yani orada yazılanların bizim için hiç önemi yok. Arkasına rakamlarla koyuyorsa öyle kendi yönlendirdikleri araştırma şirketleri değil, gerçekten bağımsız tarafsız çalışan araştırma şirketlerinin rakamlarını koyarak konuşuyorsa konuşsun. Yoksa boşa konuşur herkes” dedi.

“Cumhurbaşkanlığına bağlı Diyanet, sanal kumara karşı ama aynı Cumhurbaşkanlığı bir imzayla izin veriyor”

İktidarın sanal kumarla mücadelesinin algıdan ibaret olduğunu dile getiren Babacan, “Sanal kumarla mücadele ediyoruz. Algı o. Halbuki yasa dışıyla mücadele ediyorlar. Yasalla bir dertleri yok. Yasalı oynatıyorlar. Geçen iki hafta önceki cuma hutbesinden ya. Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı kime bağlı? Cumhurbaşkanlığı'na bağlı değil mi? Evet. Sanal kumar, sanal bahis diyor hocalar. Türkiye'nin dört binlerinde cuma hutbesinde ‘Çok kötü alışkanlıktır’ diyor. ‘Sanal kumar, sanal bahis’ diyor. ‘Bunlar olmaması lazım’ diyor. ‘Dinimizin emri’ diyor hutbeden, Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı. Aynı cumhurbaşkanlığı sanal kumarın oynatmasıyla ilgili imzayı atmış. Bu adamlara sanal kumarı oynatıyor. Şimdi faize nas var da, sanal kumara, kumara bahise, nas yok mu? Erdoğan'ın terminolojisiyle anlatayım yani. İnanılır gibi değil. Hiçbir tutarlılık yok yani” dedi.

SONRAKİ HABER

DEVA Partili Ekmen: Bu bir son değil, yepyeni bir başlangıç

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

15-05-2025