DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TV100'de yayınlanan ‘Eşit Ağırlık’ programına konuk oldu. Babacan; Gürkan Hacır, Kübra Par ve Erdoğan Aktaş’ın sorularını yanıtlayarak, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, TV100 ekranlarında yayınlanan programdan öne çıkan açıklamaları şu şekilde:
‘Devletin görevi yaşam tarzına müdahale etmek değil, yaşam tarzını korumak’
“Ben muhafazakâr bir aileden geliyorum ve partide benim gibi çok arkadaşımız var, fakat kendisini farklı tanımlayan da çok sayıda arkadaşımız var. Bizi buluşturan demokratlık. DEVA çatısı altında kendini muhafazakâr demokrat olarak tanımlayanlar var, sosyal demokrat olarak tanımlayanlar var, liberal demokrat olarak tanımlayanlar var. Bizim birleştirici unsurumuz tam demokratlık. Biz, devletin görevinin yaşam tarzına müdahale etmek değil, yaşam tarzını korumak olduğunu düşünüyoruz.”
‘İstanbul’da aday çıkarmamamız söz konusu olmaz’
"İstanbul ve Ankara adaylarımız için şu anda yoğun bir çalışma yapıyoruz. Hem partimizin içinden hem de dışarıdan isimlerle değerlendirmeler yapıyoruz. Sadece bizde değil diğer partilerde de iş birliği arayışının oldukça az olduğunu görüyorsunuz. İstanbul da bizim için 'İstisna' değil. Bu seçimlerde mümkün olduğunca çok belediye başkanı çıkarmamız önemli, ama Türkiye genelinde en yüksek oy yüzdesine ulaşmamız da önemli. İstanbul gibi Türkiye'nin en çok seçmeninin yaşadığı bir ilde aday çıkarmamamız söz konusu olmaz. İstanbul'da beş ilçede belediye başkan adaylarımızı hazırladık. Büyükşehir belediye başkan adayımızla ilgili nihai değerlendirmeye karar verip açıklayacağız.”
‘Mayıs'ta iktidara destek verenlerin en az %15-20'si ülkenin gidişatından hiç de memnun değil’
“Bu seçimleri sadece yerel yönetimlerle alakalı bir seçimden ibaret görmemek lazım. Mayıs seçimlerinden bu yana altı ay geçti, ülkedeki sorunlar büyüyerek devam ediyor ve Mayıs'ta iktidara destek verenlerin en az %15-20'si ülkenin gidişatından hiç de memnun değil. Bu seçimleri biz sadece yerel seçimlerde belediye başkanımız ‘bu olsun’ diye işaret etmek değil aynı zamanda ‘Ben bu hükûmeti onaylıyorum’ ya da ‘Onaylamıyorum’ mesajını da içerecek bir seçim olacağını düşünüyoruz.”
‘İlk defa bir siyasi parti, belediye başkan adaylarına bir siyasi etik sözleşme imzalatıyor’
“Bizim belediye başkanlarımız için iki temel kriter var: Birincisi gerçekten iyi hizmet üretmek. İkincisiyse bunu siyasi etik kurallarına uygun yapmak. Belki de yakın tarihimizde ilk defa bir siyasi parti, belediye başkan adaylarına bir siyasi etik sözleşme imzalatıyor. Bizim adaylarımız ülkeyi çok daha iyi yönetecek diyoruz, bunun iddiasındayız. Adaylarımızın tamamını ilan ettikten sonra kamuoyu bunu daha iyi görecek.
‘Temiz belediyecilik için imar rantları önlenmeli’
“Temiz belediyecilik dendiğinde, en önemli konu imar rantları ve belediyelerde maalesef çok yaygın. Kayıt dışı olduğu için de yolsuzluğun bir kısmı bu rantlardan oluşuyor. Hatta siyasi partilerin gayriresmî finansmanının bir kısmı da buralardan elde ediliyor. Hem şehirlerimiz çirkinleşiyor, hem de büyük adaletsizlik. Temiz belediyecilikte bu imar meselelerinin mutlaka kurallı olması gerekli. Kayıt dışı rantı engelleyecek mekanizmalarla bu işin çözülmesi gerekiyor.”
‘Hükûmetin kontrol ettiği medyada görünme şansımız yok’
“Altı parti bir arada kavgasız, gürültüsüz uyum içerisinde bu ülkeyi yönetebilir güvenini, vatandaşlarımızın ancak yüzde 48’ine verebilmişiz. Geri kalanına bu güveni veremedik. Bunun dışında, DEVA Partisi olarak, TRT gibi, Anadolu Ajansı gibi, hükûmetin kontrol ettiği medyada görünme şansımız yok. Dört yıldır TRT'de dört kez haber olmamışızdır. Çünkü iyi biliyorlar ki, Ali Babacan o kanallarda göründüğü anda AK Parti'ye oy veren kitleyle aramızdaki yakınlaşma çok hızlı gelişecek.”
‘Erdoğan’ın vicdanı rahat mı?’
“Genel seçimlere gidilen son haftalarda çok ciddi bir dezenformasyon oldu. İnsanların son haftalarda kafasının nasıl karıştırıldığını biliyoruz. Binlerce insanın olduğu miting alanında gösterilen montaj videolarını da biliyoruz. İktidar olmanın avantajı, fırsat eşitliğini bozacak denli kullanıldı. Sayın Erdoğan kazandı ama helalinden kazanmadı. Biz vicdanen rahatız ama Sayın Erdoğan rahat mı? Erdoğan, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ diyecektir, ama insanları aldatarak seçim kazanılamaz.”
‘Enflasyonu düşük açıklamak dürüstlük mü?’
“2004 seçimlerine giderken Sayın Erdoğan'a gidip, 'Akaryakıta zam ihtiyacı oluştu' dedim. Dedi ki, 'Seçimden sonrasına ertelersek, bu vatandaşı aldatmak olur.' Ben 'Helal olsun' dedim ve o zamları yaptık. Erdoğan meydanlarda 'Aldatan olmayacağım, akaryakıta zam gerekiyordu, erteleyebilirdim ama yaptım, çünkü aldatan da aldanan da olmayacağım' dedi. Millet meydanlarda zammı alkışladı. Erdoğan sık sık 'Nereden nereye' diyor ya, işte bu kendisi için de geçerli. Şimdi enflasyonu düşük açıklamak dürüstlük mü?”
‘Mülakatlar, hükûmetin işine gelmeyeni eleme aracı olarak kullanılıyor’
“Seçimi kazanamadık ama 'Kazanan taraf olarak belki siz istifade edersiniz' diyerek eylem planlarımızı hükûmete gönderdik. Seçimlerden sonra da bazı adımların olumlu yönde olduğunu gördük, ama sayısı az. Ağırlıklı olarak söz verip yapmamaları var, mülakatı kaldırmak gibi. Biz, 'Mülakatı kaldıracağız' demiştik, DEVA'nın programında da var. Sayın Erdoğan ise 'Mülakatı kaldıracağız' demesine rağmen bunu gerçekleştirmedi. Bugün çarşıda pazarda önümü kesiyorlar, 'Çocuğumuz KPSS'de yüksek puan aldı ama mülakatta elendi' diyorlar. Mülakatlar, hükûmetin işine gelmeyeni eleme aracı olarak kullanılıyor.”
‘Bu ülkenin 100 gencinden 19'u ekmek parasına muhtaç’
“OECD'nin en son açıkladığı rakamlara bakınca insanın yüreği parçalanıyor. Gençlere 'Son dönemde hiç yiyecek parası bulamadığın oldu mu?' diye soruyorlar. Türkiye'de gençlerin %19'u 'Evet' diyor. Bu ülkenin 100 gencinden 19'u ekmek parasına muhtaç.”
‘Gücü ele geçirdiğinde Erdoğan'dan daha katı bir rejimle yönetme eğiliminde olan insanlar var’
“DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti olmasaydı CHP kesinlikle daha düşük bir oy alacaktı. Bu iki artı ikinin dört ettiği kadar kesin. Bizim adaylarımızın olduğu her yerde CHP’nin oyunda artış oldu. İktidarın yanlışlarını daha muhalefetteyken yapanlar var. Gücü ele geçirdiğinde Erdoğan'dan daha katı bir rejimle yönetme eğiliminde olan insanlar var. Bunları gördük. Bu insanlar, Altılı Masa’daki partilerin içinde de var. Bu yüzden, kimsenin kurumsal imzasını almadan ittifaka oturmadık.
‘Ege dostluk denizi olmalı ama niye seçimden önce ülkeleri birbirine düşman ediyorsunuz?’
“Yunanistan ile Türkiye'nin seçimleri birbirine çok yakındı. 6 ay önce karşılıklı savaş çığlıkları atıp, 6 ay sonra hiçbir şey yokmuş gibi oturup, basın toplantısı yapıyorlar. Ege dostluk denizi olmalı ama niye seçimden önce ülkeleri birbirine düşman ediyorsunuz?”
‘Erdoğan’ın imzası, Demokles’in kılıcı gibi Merkez Bankası'nın üzerinde’
“Şu anda hiçbir bakanın Erdoğan’ın izni ve oluru dışında adım atması mümkün değil. Bir imzaya bakar. Bakanı da Merkez Bankası Başkanını da görevden almak bir imza. 'Bir gece ansızın' diyor ya bir gece ansızın kararname yayınlıyor. Başka bir şey yaptığını görmedik. Sayın Erdoğan gerçekten samimiyse Meclis'ten bir yasa çıkarttırır ve Merkez Bankası'nı tam bağımsız hâle getirir. Erdoğan’ın imzası, Demokles’in kılıcı gibi Merkez Bankası'nın üzerinde sallanıyor.”
‘Ekonomi kadrosunu ne kadar güzel kurarsanız kurun beyhude’
“Ekonomi sadece ekonomi politikasıyla düzelmiyor. Anayasa Mahkemesi kararına Yargıtay ‘Uymuyorum’ diyorsa anayasanın açık hükmüne rağmen, ülkenin Cumhurbaşkanı da çıkıp Yargıtay’ı haklı gösteriyorsa, ekonomi kadrosunu siz ne kadar güzel kurarsanız kurun, beyhude. Öbür türlü gidersiniz Birleşik Arap Emirlikleri’nden, Suudi Arabistan'dan, Katar'dan para istersiniz; Rusya'ya 'Doğalgaz borcunu ödeyemiyorum' dersiniz. Türkiye gibi büyük bir ekonominin çarkı, o değirmen, ancak akarsuyla döner. Bunlar gidip kova kova sağdan soldan buldukları parayla değirmeni döndürmeye çalışıyorlar. Onun için olmuyor. Hukuk, adalet olmadan ekonomi olmaz. Dış politikada sağlam, düzgün bir duruş, itibar, güven olmadan ekonomi olmaz.”