Kahramanmaraş SKM Açılışı
Çok kıymetli dostlarım,
Değerli konuklar,
DEVA Partimizin, Cumhuriyet Halk Partimizin, Saadet Partimizin, Gelecek Partimizin, Demokrat Partimizin çok değerli üyeleri, mensupları,
Çok değerli Kahramanmaraş’lı hemşerilerimiz
Hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.
*****
Büyük acımızın üzerinden tam 3 ay geçti.
Hani derler ya “Bazı acılar zamanla geçmez” diye, gerçekten geçmiyor.
Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Bu vesileyle, bir kez daha kaybettiğimiz tüm canları rahmetle anıyorum, hepimize tekrar baş sağlığı ve sabır diliyorum.
6 Şubat depremlerinin hemen ardından buradaydım. Kahramanmaraş’taydım. 2. Hafta Elbistan’daydım. Acıyı da, umudu da, çaresizliği de bizzat deprem bölgesinde sizlerle beraber gördüm hissettim.
Kimsenin buralara ulaşamadığı günlerde, sesi duyulmayanların sesini duyurmaya çalıştım.
Depremden sonraki ilk 14 günün 9 günü deprem bölgesindeydim.
Yardımların ulaşmadığı “kimse yoktu” denen günlerde, bizim parti teşkilatlarımız sahada güçleri yettiği kadarıyla, vatandaşlarımıza ulaşmaya çalıştılar.
İşte Ali Bey İrfan Bey milletvekili adaylarımız sağ olsunlar kamunun hükümetin ulaşamadığı yerlere ulaşmaya çalıştılar.
Burada depolar kurduk.
Ben bizzat depremi 4. günü il başkanımız milletvekili adayımız İrfan Bey'in düzenlemiş olduğu o yardımlaşma merkezine uğradım. Orada arkadaşlarımıza şöyle biraz dertleştik. Çalışmaları yerinde gördüm ve gerçekten arkadaşlarımıza müteşekkir olduğumu ifade ettim.
Aradan geçen 3 ayda maalesef, Kahramanmaraş hakkıyla ayağa kalkabilmiş değil.
Az önce Ticaret ve Sanayi odamızı ziyaret ettik ki 13 bin üyesi olan Kahramanmaraş’ın çalışan insanlarını da temsil eden önemli bir kuruluş.
Orada dinledim ki daha yapılacak çok iş var.
Ve maalesef şöyle bir gerçekle de karşı karşıyayız. Bugünkü iktidar normal zamanda, normal hayatı bile yönetmekte güçlük çekiyor.
Türkiye’nin pek çok yerinde görüyoruz.
Normal zamanda normal hayatı yönetemeyen iktidar maalesef afet zamanında, afet bölgesini de yönetemedi.
Ülkeyi yönetmek yerine varsa yoksa algıları yönetme çabasındalar sürekli.
Bunları hepiniz biliyorsunuz. Acı acı hep beraber yaşıyoruz.
Ama değerli arkadaşlar, tüm bu acıları beraberce sarıp, huzurlu günler görmeye de inşallah çok yakınız.
Önümüzdeki seçimler, ülkemizdeki hızlı atılımın başlangıcı olacak.
Su dolu tankerler varken, vatandaşın susuz kaldığı bir dönemde bu iktidarın, “uzaya gidiyoruz” diyerek beceriksizliklerini gizlemeye çalıştığını da hep beraber görüyoruz.
Afet anında vatandaşımızın feryadına ilk 24 saat, 48 saat, 72 saat çoğu yerde ulaşmayan ulaşamayan, organize olmayan organze edemeyen yönetemeyen bir iktidar olduğunu da hep beraber maalesef gördük yaşadık.
Huzurlu, sağlıklı, güvenli bir hayatın teminatı olmamıza da inşallah az kaldı.
10 gün kaldı.
*****
Evet arkadaşlar,
Her zaman ama her zaman önce ‘insan’ diyeceğiz.
‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyeceğiz.
Şu an ülkeyi yönetenlerin artık böyle bir zihin düşünce yapısı yok. Kendilerini hep önceliyorlar.
Afetler, olduktan sonra gündemimize girmeyecek. İnşallah iktidarımızın ilk gününden itibaren afet yönetimi bizim gündemimiz olacak.
Zaten biz DEVA Partisini kurduk hemen hemen ilk açıkladığımız eylem planlarından birisi afet yönetimi ile ilgili eylem planı oldu.
Deprem oldu arkasından en kapsamlı raporu ve çözümle ilgili önerileri biz hazırladık yayınladık.
Biz afet öncesi çalışmalarla şehirlerimizi afete hazırlayacağız.
Bunların yaptığı gibi, “imar barışı” derken, güvencesiz binaları, “ruhsatlı mezarlara” çevirmeyeceğiz.
Arkadaşlar gerçekten akıl alır gibi değil.
Bir önceki seçimde meydan meydan dolaşıp imar affını, imar barışını en önemli proje olarak sunanlar kendileri değil miydi?
Bir önceki seçimde imar barışı yapıyorum, imar affı yapıyorum diye öve öve vatandaşlarımızdan destek istedi, şimdi de çıkmışlar ne diyorlar? “Vay efendim katalog suç yapacağız” diyorlar. ‘İmar affı yok, olmaz’ diyorlar.
Kendi gölgeleriyle kavga ediyorlar.
Gerçekten arkadaşlar bir değişim şart bu ülkede bir değişim şart.
14 Mayıs günü kendisine sandıkta veda ettikten sonra, biz inşallah bu ülkenin benzer sıkıntıları benzer utançları yaşamaması için yoğun bir çaba içerisine gireceğiz.
Denetimsiz yapılaşmaya ve çarpık şehirleşmeye son vereceğiz.
Bakın bizim DEVA Partisi’nin burada Kahramanmaraş'ta il kongresi oldu. Neredeyse 2 sene önce.
O il kongresinde ben bir konuşma yaptım.
Dedim ki ‘Kahramanmaraş’ın özellikle bazı semtlerinin oturduğu zemin son derece tehlikeli. Ve acilen kentsel dönüşüm gerekiyor bu şehrimize’ dedim.
‘Ama rantı önceleyen değil çevreye saygılı ve insanı önceleyen bir kentsel dönüşüm gerekiyor burada’ dedim.
Benim o gün o konuşmayı yaptığım otel yıkıldı enkazdan maalesef tek bir vatandaşımız bile sağ çıkmadı.
Çünkü deprem ‘geliyorum’ diyor. Hani kaza geliyorum demez derler ya. Kaza geliyorum demez diye bir sözümüz vardır ama deprem geliyorum diyor.
Onun için tedbir almak gerekiyor
Bizim şu anda tek merkezden yönetilen ve her şeye tek bir kişinin karar verdiği dönemi sona erdireceğiz. Bu bitecek.
İnsanlarımızın hayatı, tek kişinin iki dudağı arasına sıkışmayacak. Çünkü biz yerinden yönetim ilkesini esas alıyoruz.
Ta 2 sene önce açıkladığımız Afet Eylem Planı’nda ne diyoruz? ‘Yerinden yönetim’ diyoruz.
Yani ‘muhtarlara kadar yetki vermemiz gerekir’ diyoruz bu konuda. Hem imkân hem yetki.
‘Merkezi hükümetle yerel yönetimler sivil toplum beraberce çalışmalı’ diyoruz.
‘86 milyon nüfusu olan Avrupa'nın en büyük nüfusuna, Avrupa'nın en büyük topraklarına sahip olan Türkiye tek bir merkezden tek bir kişinin küçücük dağarcığıyla yönetilemez’ diyoruz.
Bunların hepsini yazdık açıkladık.
Ben ben ben ben…
Ne zaman ki biz bitti ben başladı bu ülkenin sorunları katlanarak artmaya başladı arkadaşlar.
Haksız ve orantısız rant oluşturan, insanımıza ve doğaya zarar veren tüm zararlı işleri tarihe gömeceğiz.
Devletimizin gücünü, her bir vatandaşımızın yaşamıyla, sağlığıyla, mutluluğuyla, zenginliği ile sağlayacağız.
Olmadık çılgın projelerle vatandaşın vergisini heba etmeyeceğiz.
Ve arkadaşlar hepsi için ne yapacağız? Bütün bunu başarabilmek için ne yapacağız?
Birleşe birleşe kazanacağız. Beraberce kazanacağız.
14 Mayıs’ta inşallah öyle bir kazanacağız ki, bir kaybeden olmayacak.
Çünkü bizim kazanmamızla tüm Türkiye kazanmış olacak. 86 milyonun biz iktidarı olacağız.
Bir tane kaybedenin de iktidarı olacağız.
Çünkü seçimi kazandıktan sonra artık partiler tabii ki seçim öncesi rekabete girer. Haklıdır.
Partiler yarış içerisinde rekabet içerisinde seçime doğru gider ama seçim bittikten sonra kurulacak hükümet 86 milyonun hükümeti olacak.
Biraz önce ticaret odasında söyledim. Milletvekili adaylarımıza İnşallah seçimden sonra milletvekili olacak arkadaşlarımıza da söyledim.
Dedim ki, ‘bakın seçimden sonra sizler TBMM altında Kahramanmaraş’ı temsil edeceksiniz. Ama mesele Kahramanmaraş’sa öyle muhalefet iktidar ayrımı yapmadan Kahramanmaraş’ı temsil edeceksiniz. Bu ülkenin sorunları ancak öyle çözülecek’ dedim.
‘Kahramanmaraş'ın sorunları ancak öyle çözülecek’ dedim.
Çünkü şu anda ülkeyi yönetenler kutuplaştırma üzerinden yönetiyorlar. Beriki öteki diyor. Ben diyor öteki diyor.
Ülkeyi bölerek yönetmeye çalışıyorlar.
Sürekli bir düşman arayışındalar. Hep bir karşı taraf gerekiyor.
Karşı tarafla savaşa savaşa ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar.
Biz diyoruz ki, sen kiminle savaşıyorsun?
Sosyal medyadaki profil fotoğrafını değiştirmiş. Gençlerin dikkatini çekmiştir.
Arkadaş bir seçime gidiyoruz. Kimseyle savaşa gitmiyoruz. Barış içerisinde huzur içerisinde meşru demokratik siyasetin gereği olan bir seçime gidiyoruz. Nedir bu?
‘Yeter bu ülkeyi gerdiğiniz’ diyoruz ‘yeter bu kavga gürültü’ diyoruz.
Biz vatandaşlarımıza hayal satmıyoruz satmayacağız.
Biz vatandaşlarımızın hayallerini gerçekleştirmek için buradayız.
Ve o haberlerde gördüğünüz projeler önemlidir ama biz onları daha ucuza mal edeceğiz.
Daha iyisini daha ucuza mal edeceğiz.
Ve vatandaşımızın da refahı ile zenginliği ile ülke güçlenecek.
Tek tek sizin sahip olduğunuz güvenli hayatla gurur duyacaksınız.
Tabii ki bir ülkenin güçlü silahlı kuvvetleri olacak, tabii ki bir ülkenin ordusu güçlü olacak, tabii ki en son teknoloji ile donatılmış savaş gemilerimiz olacak uçaklarımız olacak tank, top, tüfek, SİHA, İHA hepsi olacak ama bunları yapıyoruz diye vatandaşımıza dönüp yoksulluğa açlığa razı olun demeyeceksiniz. Demeyeceksiniz.
Otoriter rejimlerin hastalığıdır arkadaşlar bu otoriter rejimlerin. Dikkat edin Kuzey Kore'den tutun zamanında Saddam'ın Irak’ına bakın. Zamanında Kaddafi'nin Libya’sına bakın.
Tipik.
Kötü yönetimde vatandaşı fakirleştirirler ondan sonra silahlı kuvvetleri bol bol televizyonda gösterip derler ki 'düşman çok. Bak bizim bu tanka topa tüfeğe uçağa para harcıyoruz. Dolayısıyla siz dönün yoksulluğa razı olun' derler.
Şu anda satır aralarından propaganda makinesi ile vatandaşlarımıza işledikleri her gün bu.
Ülkede yoksulluk var mı? Var.
Yolsuzluk var mı? Var.
Yasaklar var mı? Var.
Bütün bunların üstünü örtmek için zımnen ne diyorlar? ‘E biz bakın bunlara kaynak ayırıyoruz düşman çok onun için halinize razı olun.’
Zımnen dedikleri bu.
Biz bunu reddediyoruz böyle bir şey yok.
Hem ülkemizin güvenliğini tam sağlayacağız hem de vatandaşlarımıza insan onuruna yaraşır bir hayat standardı sağlayacağız.
Bu ikisini birden yapmak mümkün.
Birisi için öbüründen fedakârlık yapmanıza gerek yok.
Kötü yönetimin bedelini siz bu halka yoksulluk olarak şu anda ödetiyorsunuz.
Dolayısıyla hem vatandaşımız güçlü olacak refah içerisinde yaşayacak hem de ülke topyekûn güçlü olacak.
Değerli arkadaşlarım,
Biliyorum şu anda acılarımızın ortasında nefes almaya çalışıyoruz.
6 Şubatlardaki ihmaller bir daha tekrarlanmasın diye çalışıyoruz.
Yeni yaşamı kurmak zorundayız. Ve bunu inşallah hep beraber gerçekleştireceğiz.
Hata yapma hakkımız yok.
Rehavete kapılmaya, ihmal etmeye falan hakkımız yok.
Bizim bir daha, bir kez daha Maraş’ın ihmaline göz yumma şansımız yok.
Dayanıksız binaların inşasına izin veren, imza atan, işinin ehli olmayan bürokratları görevlendirmeye artık tekrar şansımız yok.
Afet anında Maraş’ı kendi kaderine mahkûm eden iktidarlara tahammülümüz yok.
Kızılay’ı, AFAD’ı birilerinin çiftliği haline getiren bu yönetim anlayışına tahammülümüz yok.
Çadıra ihtiyaç olduğu anda çadır satan kamu kuruluşlarına ihtiyacımız yok.
İşte tam da bu yüzden ben bugün buradayım.
Elbette kalbimiz buruk.
Ama değerli dostlarım, biz hazırız. Her şeyle hazırız.
Yarından itibaren göreve başlamak için, size hizmet etmek için, Maraş’a hizmetkâr olmak için hazırız.
Başarmak zorundayız ve inşallah başaracağız.
*****
Değerli arkadaşlar,
Biz hep tekrar ediyoruz: “Bizim hedefimiz tam demokrasi” diyoruz.
Öyle eksik, gedik değil; TAM DEMOKRASİ.
Bizim demokrasi hedefimizde:
Türk-Kürt-Arap-Laz-Çerkez hiç fark etmez,
Sünni-Alevi fark etmez,
Kim olursa olsun, hangi mahalleden, görüşten olursa olsun, herkes ama herkes bu ülkenin “eşit ve onurlu” vatandaşı olacak.
Bizim hedefimiz, ülkemizde “eşit vatandaşlık” ilkesini hâkim kılmaktır.
Eşit vatandaşlık, her bir vatandaşın devletin tüm imkanlarına fırsat eşitliği içinde ulaşabilmesi demektir.
Adalet sadece yargının hızlı ve etkin işlemesi değildir.
Adalet aynı zamanda fırsat eşitliğidir. Eğitimde fırsat eşitliğidir. İşe girerken fırsat eşitliğidir. Terfi alırken fırsat eşitliğidir.
Onun için biz ne dedik?
Mülakatı kaldıracağız dedik.
Başarılı gençler sadece ve sadece iktidarın işine gelmediği için mülakatlarda elenmesin diye mülakatı kaldıracağız dedik.
Hayalimizdeki Türkiye, hepimizin Türkiye’sidir.
Emin olun, er ya da geç, herkesin kendisini eşit ve onurlu vatandaş hissettiği Türkiye hedefimize en kısa zamanda ve hep beraber ulaşacağız.
Bugünü saymazsan 9 bugünü sayarsak 10.
*****
Değerli arkadaşlar;
Kısa, ama zorlu bir zamanımız kaldı.
Biliyorum bizim elimizdeki imkanlar, iktidarın imkanlarıyla yarışamıyor.
Biliyorum, onların propaganda aygıtları bizim elimizde yok.
Ama arkadaşlar, bizde onlarda olmayan çok daha güçlü bir şey var: Biz haklıyız.
Haklı olmanın bize verdiği bir güç var.
Biz işte bu haklı olmanın bize verdiği güçle bu mücadeleyi sürdürüyoruz.
Biz hakkaniyetten, haktan aldığımız güçle bu mücadeleyi veriyoruz.
Onların ne kadar parası olursa olsun devlet imkanlarını ne kadar kullanırlarsa kullansınlar meşru değil ama kullanıyorlar. Böyle bir şey yok.
Seçim zamanı geldiğinde sen devlet imkânlarını kendi partin için kullanamazsın arkadaş.
Bu helal değil.
Yapıyorlar.
Ama onun için işte başarısız olacaklar göreceğiz inşallah. Onun için başarısız olacaklar. Çünkü biz sapasağlam meşru bir zeminde yürüyoruz.
Haklıyız ve o meşru zeminin haklı olmanın bize verdiği güçle yürüyoruz.
Evet zor ama başaracağız. Bunu hep beraber başaracağız.
*****
Değerli arkadaşlarım Değerli dostlarım,
Kahramanmaraş il teşkilatlarımız, ilçe teşkilatlarımız tam 2,5 yıldır çok yoğun bir çaba ve gayret içerisinde.
Ben burada huzurunuzda değerli il başkanımız, milletvekili adayımız İrfan Bey’i özellikle tebrik etmek istiyorum.
Yine çok değerli milletvekilimiz genel başkan yardımcımız Ali Bey’i tebrik etmek istiyorum.
Şu anda tek tek isimlerini saymayım diğer tüm adaylarımıza başarılar diliyorum.
Teşkilatlarımız çok zor koşullarda çalıştılar, biliyorum.
Bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da aynı azimle, aynı kararlılıkla, aynı tutkuyla çalışacaklar bütün parti teşkilatlarımız.
Kurucu il başkanımız İrfan Karatutlu milletvekili adayımızdır. Kahramanmaraş’ın sesi ve gücü olacaktır.
Yine değerli milletvekili adayımız Ali Bey adaşım. Atom karınca namı değer.
İnşallah el ele vereceğiz omuz omuza vereceğiz bir olacağız beraber olacağız ve başaracağız.
Sadece seçimi kazanmayacağız.
Birleşe birleşe sadece seçimi kazanmayacağız.
Birleşe birleşe inşallah Türkiye’yi kazanacağız.
Çünkü bu ülkenin yeniden ayağa kalkmaya ihtiyacı var. Yeniden koşmaya ihtiyacı var ve inşallah bu ülke sadece koşmayacak kanatlanıp uçacak.
Bu nedenle sizden 10 gün sonrası için inşallah güçlü destek bekliyorum.
10 gün sonrası için elimizde iki oy pusulası olacak.
Bir Cumhurbaşkanlığı için oy kullanacağız bir de meclis için oy kullanacağız.
Birinci oy pusulasında inşallah ortak Cumhurbaşkanı adayımız sayın Kılıçdaroğlu’nun isminin altına evet mührünü basacağız.
İkinci oy pusulasında da DEVA için, Saadet için, Gelecek için, Demokrat için ve tabi ki CHP için CHP logosunun altına “evet” mührünü basacağız.
Biraz önce söylediğiniz gibi “Birleşe birleşe kazanacağız” diyeceğiz ve inşallah mecliste de çoğunluğu sağlayacağız.
Söz de milletindir karar da milletindir. Yolumuz açık olsun diyorum.
Haydi Türkiye haydi diyorum.
Haydi berekete diyorum.
Haydi özgürlüğe diyorum.
Haydi zenginliğe diyorum.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Göremediğimiz bütün dostlarınıza gönül dolusu sevgilerimi selamlarımı lütfen iletmenizi rica ediyorum.
Sağlıcakla kalın diyorum. Sağ olun var olun.