Ali Babacan’ın saydık.biz Platformu Tanıtım Toplantısı Konuşması
Kıymetli basın mensupları,
Değerli konuklar,
Değerli çalışma arkadaşlarım,
Ekranları başında ve sosyal medya hesaplarımızdan bizleri izleyen değerli vatandaşlarımız,
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Seçim güvenliğini sağlamak üzere, hep beraber parçası olacağımız kullanacağımız “saydik.biz platformu”nun tanıtım programına hoş geldiniz diyorum.
*****
Sözlerime, tarihimizden ilham verici bir anekdot ile başlamak istiyorum.
Bundan tam 76 sene evvel, 1947 yılında, ülkemizde ilk çok partili muhtarlık seçimi yapılmıştı.
İlk defa insanların önüne farklı farklı seçenekler sunularak bir seçime gidilmişti.
Tüm ülke için yeni bir heyecan, yeni bir umut veren seçimdi ama bir o kadar da çekişme ve gerginlik vardı.
Mersin’de, Toroslar’daki Aslanköy’de de 8 gün süren seçim, aylar süren bir mücadele yaşandı.
Aslanköylülerin seçtiği aday açık ara kazandı. Fakat eski muhtar devir teslim yapmak yerine Valiye gidip seçimlerde hile olduğunu söyledi.
Ne kadar benziyor değil mi geçen İstanbul seçimlerine falan.
Kış şartlarında, 76 sene öncesinin imkansızlıkları içinde saatler süren yolculuğun ardından, seçimlerin iptali için Jandarma köye gitti.
Sandık, köyün öğretmenindeydi. Ona emanet edilmişti. Yüzbaşı sandığı istedi, öğretmen sandığı vermedi.
Oyları tek tek tasnif eden, ayıran köylüler de “Hâkim dışında kimseye sandığımızı vermeyiz” dediler.
Öğretmenin yanına Aslanköylü kadınlar geldi. Kadınlar sandığın etrafını sardılar.
İtiş kakışa, ısrara rağmen, askerlerin baskısına rağmen Aslanköylüler sandığı vermedi.
Havaya ateş açıldı, kadınlar yerlerde tekmelendi… Hayır, vermediler.
20 kadın, 27 erkek… Tam 47 kişi tutuklandı. Tutuklanan kadınlardan 5’inin kucağında bebeği de vardı…
Mersin Hapishanesinde tam 8 ay boyunca davanın başlamasını beklediler.
Aylar sonra dava başladı.
Duruşma salonu yürek yakan görüntülere şahit oldu.
16 çocuk annesi, milli mücadele kahramanı Ayşe Çelik dua ediyordu. Kucağında bebek olan anneler çocuklar ağlamasın diye tedirgince bekliyorlardı.
Ve arkadaşlar, bir köydeki muhtarlık seçiminde, verdikleri oylara sahip çıkmaya çalışan Aslanköylülere istenen ceza neydi biliyor musunuz? İDAM.
Evet, yanlış duymadınız, idam cezası.,
Çünkü kolluk kuvvetlerine karşı çıkıp isyan ettikleri iddiasıyla idamları isteniyordu.
Önce sandığı jandarmaya vermeyen öğretmen Mustafa’ya söz verildi.
Mustafa dedi ki: “Başımıza gelenlerin tek sebebi eski muhtarın, muhtarlık ihtirasıdır” dedi.
Sonra kadınlar konuştu. Olay günü evinde olan kadınlar bile yargılanıyordu. Olaya karışmış olmayanlar dahi yargılanıyordu.
Kadınlar, “Oy demek ırz demektir; idama kadar yolu var” diyerek duruşma salonunda da sandığa sahip çıkmaya devam ettiler.
Aslanköylülerden sonra köye gönderilen askerlerden birine soruldu, asker çıktı dürüstçe “İsyan yoktu” dedi.
Ve o gün 47 köylü tahliye edildi. Bir sene sonra karar açıkladığında 26 kişiye 6’şar ay hapis cezası verildi.
İşte arkadaşlar;
Bundan 76 sene evvel bu topraklarda yaşandı. Torosların zirvesinde, köylüler oylarına sahip çıkmak için, gözlerini kırpmadan, hiç tereddüt etmeden büyük bir mücadele verdiler.
Demokrasiye inandıkları için bu mücadeleyi verdiler.
*****
Değerli arkadaşlar,
İşte biz de Cumhuriyet tarihine damgasını vuracak bir seçime doğru gidiyoruz. Ve bu 14 Mayıs seçimleri için her türlü seçim güvenliği her türlü tedbiri almak zorundayız.
Çok çok dikkatli olmak zorundayız.
Çünkü önümüzde; tam demokrasiye giden yolun ayrımı var.
Tek kişinin dağarcığıyla, keyfi kararlarıyla yönettiği ülkeyi; ortak akılla, katılımcılıkla, istişareyle yönetmenin de eşiğine gelmiş bulunmaktayız.
Ülkemizi özgürlük ve zenginlik limanına sağ salim yanaştırmanın şafağındayız.
Biz bu seçimi açık ara kazanmayı hedefliyoruz. Açık ara. Ama burada kazanmak için ön hazırlığımızın da sağlam olması gerektiğini çok çok iyi biliyoruz.
Tam da bu nedenle, 6’lı masa çalışmalarında “Seçim Güvenliği” ile ilgili bir komisyonumuz kuruldu, biliyorsunuz.
Bizden İdris Şahin Bey’in partimizi temsil ettiği komisyon.
Ve komisyonumuz; seçim öncesi, seçim sırası ve seçim sonrası olmak üzere 3 ayrı zamanın planlamasını yaptı ve bu planlamaları da kamuoyu ile paylaştı.
Biz Millet İttifakı’nın seçim güvenliği konusundaki işbirliği çalışmalarımıza aynen devam edeceğiz.
Oradaki çalışmaların içinde bizzat bulunacağız.
Ayrıca ülkemizde seçim güvenliği amacıyla çalışan biliyorsunuz çok kıymetli sivil toplum kuruluşları, sivil inisiyatifler de var. Biz onlarla da iletişim içinde olacağız.
Bütün bunlara ek olarak, DEVA Partisi olarak biz, seçim güvenliği ile ilgili kendi sistemimizi de artık oluşturmuş bulunmaktayız.
Yani kendi oluşturduğumuz sistem 6’lı masada yaptığımız iş birliğine, sivil inisiyatifle yaptığımız içinde bulunduğumuz diyaloga ek olarak oluşturduğumuz kendi sistemimiz.
İşte birazdan detaylarını genel başkan yardımcılarımız İdris Şahin Bey ile Mustafa Ergen Bey’den dinleyeceğimiz “saydık.biz Platformu” partimizin seçim güvenliği amacıyla tüm vatandaşlarımızın içine katılabilecekleri bir seçim güvenlik sistemi.
Bu platform, sorumluluk sahibi aktif bir vatandaşlığın gereği olarak, her bir yurttaşımızın kendisinin, evladının, çocuğunun yarınlarına sahip çıkmasını sağlayacak bir platform.
Saydık.biz ile; çok daha geniş bir çerçevede kitle-kaynak metodunu da aslında aktive etmiş olacağız.
Sistem çok basit. Her biriniz, bizi izleyen herkes, bilgisayar başına geçip veya akıllı telefonlarından “saydik.biz” adlı internet sitesine girebilir.
Akıllı telefonlardan bunu yapabilirsiniz.
Sitede de çok basit bir üyelik formu var. Bu üyelik formu aslında sandığa sahip çıkma, sandık sahiplenmekle ilgili bir üyelik formu. Parti üyeliğiyle alakası yok bunun.
Yani buradaki üyelik formu DEVA Partisine üyelikle ilgili değil.
Bu formu doldurduktan sonra, ekrandaki Türkiye haritasından hangi ilde oy kullanıyorsanız o ili ve o ilin ilçelerini görüyorsunuz.
O ilçelerden de sandıkların detaylarına kadar inebiliyorsunuz ve oy kullanım işleminin yapıldığı yapılacağı bir binadaki sandıkları “sahipleniyorsunuz”.
Bu bina oy kullandığınız bina da olabilir, oy kullandığınız binada sabah erken oyunuzu kullanıp başka bir binadaki sandıkları da sahiplenebilirsiniz.
Evet, buna “sahiplenmek” diyoruz sandık sahiplenmek. Tıpkı Aslanköylü kadınlar gibi sandığımıza sahip çıkmak istiyoruz. Onun için bunun adına sandık sahiplenmek diyoruz.
Ve o Türkiye haritasına baktığımızda biraz sonra Mustafa Bey detaylarını anlatacak, o Türkiye haritasında, il haritasında hangi binalarda hangi sandıklar sahiplenilmiş hangi sandıkların henüz sahibi yok onu da görmek mümkün.
Ve böylece sahiplenilmemiş sandıklar üzerinden bir sahiplenme işlemini yapabiliyoruz. Ve bu işlem bütün yurttaşlarımıza açık. Partimiz olsun ya da olmasın herkesin girip içine kaydedip kendisini seçim günü de katılabileceği bir sistem.
Bunu yaptıktan sonra da yani sisteme kaydolduktan sonra da o önemli günü seçim gününü bekliyoruz.
Biliyorsunuz seçim günleri aslında demokrasinin bayram günleridir. Siyasi partilerin bayram günleridir.
İşte 14 Mayıs günü de sahiplendiğiniz sandığa gidip, gün boyu o sandık ve sandığın olduğu binadaki diğer sandıkları izliyorsunuz, takip ediyorsunuz. Bununla ilgili zaten eğitim programları olacak. O üyelik formunu doldurup da kaydolanlar için eğitim programları olacak. Sandığa nasıl sahip çıkılacak, ne yapılacak, hangi tür riskler olabilir, bundan önceki seçimlerde neler yapıldı, ne tür yanlışlıklar oldu... Bunların hepsi zaten o üye olan saydık.biz web sitesinde sandık sahibi olarak üye olan arkadaşlarımıza bu eğitimler verilecek.
Öyle çok zor şeyler değil çok basit bir iki dakikalık böyle animasyonlarla bile öğrenilebilecek basit şeyler. Gözünüzde büyütmeyin, eğitim falan deyince böyle gözünüzde büyütmeyin. Basit şeyler.
Ve değerli arkadaşlar, o gün sandıkları sahiplenen arkadaşlarımız günün sonunda sandıklar sayılıyor ya, sandıklar sayıldıktan sonra bir ıslak imzalı tutanak tutuluyor.
Bu tutanağın adı sandık sonuç tutanağı. Ve bu tutanakta 7 imzayla sandık başkanı oluyor sandık başkan yardımcısı oluyor bir de son seçimlere giren ve en yüksek oyu alan 5 partinin de sandık görevlileri yer alıyor.
Biz ilk defa seçime girdiğimiz için bizim sandık görevlimiz olmayacak. İnşallah bundan sonraki seçimlerde bizim arkadaşlarımızın da imzaları olacak burada.
Ama sandık müşahidi diye bir sistem var, resmen sandık müşahidi olarak bu 7 kişinin dışındaki insanlar da gidip sandıkları izleyebiliyor.
Müşahide zaten şahitlikten geliyor, izlemekten geliyor biliyorsunuz. Eski kelime ama dolaylısıyla o gün yapılacaklar son derece önemli.
Ne oluyor? Bu ıslak imzalı tutanağın bir fotoğrafı çekiliyor. Bu fotoğraf sisteme yükleniyor.
Yani sandıkları sahiplenen arkadaşlarımızın yapacağı ıslak imzalı tutanağın fotoğrafını çekip sisteme yüklemek.
Bunlar da son derece basit. Biraz sonra Mustafa Bey sizlerle bunları paylaşacak.
Bu kadar basit.
Şunu da vurgulamak istiyorum ki, bu sistem daha önce de söylediğim gibi bütün vatandaşlarımıza açık bir sistem.
Formu doldurmak, bir sandığı “sahiplenmek” gerçekten vatandaşlık görevinin de en önemli unsurlarından bir tanesi olacak.
“Saydık. biz”e katılmak sadece ve sadece demokrasiye sahip çıkmak anlamına geliyor.
Seçim gecesi de hep beraber inşallah yine bu sistemin, saydik.biz sisteminin sayfalarından hep beraber sonuçları ayrıca izleme imkanına sahip olacağız.
Eminim; tarihi zaferimiz öyle büyük olacak ki ülkemizdeki demokrasi hasretini dindireceğiz.
*****
Yüzdük yüzdük kuyruğa geldik.
Son 55 gün.
Tüm bu çalışmaların, tüm bu emeklerin, tüm bu birlikteliklerin en önemli aşaması değerli arkadaşlar işte o seçimin olduğu gün sandıklara sahip çıkmamıza bağlı.
Bunu ben sadece bir siyasi parti lideri olarak söylemiyorum. Maksadımız sadece DEVA Partisine atılan oyları korumak değil.
Bizim maksadımız, ipi kim göğüslerse göğüslesin, kim kazanırsa kazansın hakkı korumak.
Biz hakkı korumanın derdindeyiz.
Maksadımız, seçim günü hakkın tecelli etmesi.
Maksadımız, demokrasi tarihimizin en büyük sınavlarından birini kazasız belasız bitirmek, kimsenin aklında kuşku bırakmamak.
Kim olursa olsun, hakkı çiğnetmeyeceğiz.
Ne olursa olsun, hakkı tutup ayağa kaldıracağız.
Aslanköylülerin yargılandığı o tarihi duruşmada söyledikleri gibi, birilerinin ihtirası başımıza daha fazla iş açmasın diye sandıklara sahip çıkacağız.
Çünkü değerli arkadaşlar;
Türkiye, demokrasi sevdasından bir an bile vazgeçmeyen, tam demokrasiye
kavuşacağı günü “hasretle” bekleyen büyük bir ülkedir.
Çünkü tam demokrasi; bu ülkede oy kullandıkları sandıkları canları pahasına, kucaklarında bebekleriyle korumaya çalışan Aslanköylü kadınların da hasretidir.
Demokrasi, 12 Eylül darbesinden sonraki ilk seçimlerde, askerin gücüyle
seçime girenleri değil, sivil siyaseti destekleyen milyonların hasretidir.
Demokrasi, 28 Şubat'ın korku iklimiyle evlere hapsolan gençlerin hasretidir.
Demokrasi, 90’lı yılların karanlığında can korkusuyla sokağa çıkan insanların hasretidir.
*****
Ve değerli arkadaşlar,
Ülkemizin her köşesinde sandık ve sandık günü çok önemli olacaktır.
Biz ilk defa seçime giren bir siyasi parti olarak bu ilk tecrübeyi yaşayacağız.
Ama parti mensuplarımızdan ve bu sisteme gelip katılıp bizlerle çalışacak arkadaşlarımızdan tabi ki sandık tecrübesi olan çok insan var.
Biraz da bilenler bilmeyenlere öğretecek. Bu eğitim işi biraz da öyle gidecek. Yani tecrübesi olan arkadaşlar ilk defa yapan arkadaşlarla tecrübelerini detaylı bir şekilde paylaşacak.
Bu formlar eğitim programlarının dışında söylüyorum bunu.
Ve biliyorum, seçim arefesinde pek çok sohbetin konusu şu: “O gece nasıl geçecek?”
Pek çok insanın endişesi şu: “Oyumuza ne olacak.”
Bu millete tepeden bakanlar bilmez, bu milleti hor görenler anlamaz, bu milleti aşağılayanlar işitmez. Devlet inanın ve millet olarak biz bunu beraberce gerçekleştireceğiz.
Biz millet olarak cevabı her zaman sandıkta vereceğiz.
Susar, susar, içine atar, seçim gününe kadar bekler. O seçim günü var ya, işte o gün de sabah kalkar eşiyle dostuyla neşe içinde sandığa gider ve demokratik görüşünü tepkisini zarfa koyar ve sandığa atar.
Siyasi görüşünü belli etmeyen, konuşmayan milyonlarca vatandaşımız var. Biz onları çok iyi biliyoruz, anlıyoruz.
Onlar seçim gününü iple çekiyorlar.
Sanmayın ki sorulduğu zaman ‘bilmiyorum dur bakalım daha var’ dediklerinde bir kanaati olmadıklarını.
Kanaatleri var. Ve o kanaatlerini ülkenin yanlış gidişine, yanlış istikametine verecekleri cevabı işte o oy pusulasına işaretleyecekler. Zarfa koyup sandığa atacaklar.
İktidarın bütün gücüyle milletin üstüne geldiği, hayatın her alanına karıştığı, kendi milletini fakirleştirdiği bir dönemde, verilecek en iyi cevabın sandığa atılacak bir oy zarfı olduğunu bu milletimiz gayet iyi bilir.
Fakat oy sandığına dokunanı, verdiği oyu mundar etmeye çalışanı, saydırmamaya çalışanı, iptal ettirmeye çalışanı da affetmez.
2019’da gördük.
Verdiği oya sahip çıkmayanı, hakkını savunmayanı, seçim gecesi kendisini yalnız bırakanı da umutlarını alıp karanlığa gömeni de affetmez, unutmaz.
Dolayısıyla bizim sandıklara sahip çıkmamız aynı zamanda milletimizin bizden çok kuvvetli beklentisidir.
Bu nedenle biz, DEVA Partisi olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Sorumluluğumuzun gerektirdiği özenle de bu çalışmayı sürdürüyoruz, devam ediyoruz.
Vatandaşlarımızın her bir oyunuzu sonuna kadar korumak zorundayız. Bunu da yine vatandaşlarımızla birlikte yapmak için bugün burada bu basın toplantısını düzenliyoruz.
Sizi seçim gecesi yalnız bırakmayacağız. Türkiye’nin dört bir yanından kayda aldığımız, fotoğrafını çektiğimiz bu ıslak imzalı tutanaklarla ve yine bu sisteme kaydolan bu sistemde sandık sahibi olan, sandığı sahiplenen vatandaşlarımızla beraber bütün ülkeyi doğru bilgilendirmenin çabasında olacağız.
Endişeye mahal yok. Biz buradayız, bir aradayız. Hakkı ezdirmeyeceğiz ve kazanacağız.
Bu platformun hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Bu arada bu platform böyle bizim bir profesyonel destekle yaptığımız bir platform değil. Tamamen gönüllülerimizle beraber yaptığımız bir çalışma.
Yani kalpten gelen bir çalışma. Profesyonel bir ilişkiyle ücretle yaptırılan bir çalışma değil, onu da söyleyeyim.
Yani alın teri var, akıl teri var ama kalp teri de var. Onu da söyleyeyim. Öyle bir çalışma.
Ve bu toplantıya katıldığınız için hepinize tekrar teşekkür ediyorum.
Sözü önce seçim işleri başkanımız İdris Bey’e arkasından da alında eğitim politikaları başkanımız ama mesleği gereği elektronik mühendisi olduğu için bütün projeyi koordine eden genel başkan yardımcımız Mustafa Ergen Bey’e vereceğim.