13 Mart 2024 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Denizli İftar Konuşması

13 Mart 2024

Ali Babacan Denizli İftar Konuşması

Değerli Bakanımız,

Değerli teşkilat mensuplarımız,

Sivil toplum kuruluşlarımızın, iş dünyamızın değerli temsilcileri;

Değerli basın mensupları,

Soframızı büyüten, bizlere eşlik eden kıymetli misafirlerimiz;

Hanımefendiler, beyefendiler;

Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

*****

Ramazan; büyük sofralarla, kalabalık masalarla güzel.

Ramazan; soframızı büyüttükçe, yemeğimizi paylaştıkça bereketli.

Rabbim, tüm milletimize, hep böyle güzel, kalabalık sofralar nasip eylesin.

*****

Değerli misafirler,

Değerli arkadaşlar,

Dün, Ramazan’ın ilk günüydü.

Dualar edildi, ilk sahura kalkıldı, ilk iftar yapıldı;

Fakat Ankara’da bir masaya, Ramazan neşesi gelmedi, gelemedi.

Ankara’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Sinan Ateş’in babası Musa Ateş, geçtiğimiz gün hayatını kaybetti.

Musa Ateş, oğlunun faillerinin ortaya çıktığını göremeden; faillerin ceza aldıklarını göremeden hayatını kaybetti.

Ankara’da bir sofrada, Ramazan bir kişi daha eksik başladı.

Ankara’da bir sofra, Ramazan’da bir Sinan Ateş, bir Musa Ateş eksiğiyle başladı.

Musa Bey’e Allah’tan rahmet, acılı ailesine, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

*****

Bakın arkadaşlar;

Ankara’nın, başkentin orta yerinde, çeteler bir cinayet işledi.

Ankara’nın ortasında, gencecik bir adam, bir baba, bir kardeş katledildi.

Ankara’nın ortasında, Sinan Ateş öldürüldü.

Bu suikastla ilgili ortada henüz bir iddianame bile yok:

14 ay geçti; sürekli savcılar değiştiriliyor.

Daha iddianameyi yazacak bir savcı yok ortada.

Adalet bilerek, isteyerek geciktiriliyor.

Herkes olan bitenin, hakikatin farkında: Sinan Ateş cinayeti şu anda örtbas edilmeye çalışılıyor.

Birileri suikastın zanlıları serbest kalsın diye uğraşıyor.

Kim oldukları belli:

Yıllardır bu işi yapanlar, yıllardır ülkeyi krizden krize sürükleyenler.

Çetelerle dirsek teması içinde olanlar, çeteleri içlerine alanlar.

Dükkanlara çökenler, iktidara çökmeye çalışanlar.

Bunlar şimdi de Sinan Ateş suikastını örtbas etmeye çalışıyor.

Herkes görüyor, biliyor; fakat susuyor.

Ne acı ki arkadaşlar; zamanında birlikte yol yürüdüğümüz iktidardakiler tüm bunlara şu anda göz yumuyorlar.

Öte yandan, AK Parti’ye gönül vermiş; AK Parti’nin içindeki vicdanlı insanlar da, her şeyi biliyor, izliyor, ama şimdilik susuyorlar.

Bu cinayetin üstünün örtülmeye çalışıldığını biliyorlar.

Buradan, bu Ramazan akşamı, bu sofradan, kendilerine seslenmek istiyorum:

Tarihteki yerinizi alın ve bu çetecilere karşı gelin;

“Olmaz” deyin.

“Vicdanımız, ahlakımız, inancımız buna el vermez” deyin.

Şu mübarek Ramazan ayında, haksızlığa karşı durun ve çıkın konuşun.

Çünkü biliyoruz ki, “Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır”.

Ben, buradan bir kez daha Musa Ateş’e Allah’tan rahmet diliyorum.

Ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Şimdi olmasa da, ileride adalet er ya da geç yerini bulacak;

Sinan Ateş’in katilleri de; arkasındaki çeteler de adalet önünde hesap verecekler.

*****

Değerli arkadaşlar,

Ülkemizde şu anda “Rahatça geçinebiliyorum, benim bir sorunum yok” diyen insan neredeyse kalmadı.

Asgari ücretlisi de geçinemiyor, emeklisi de geçinemiyor.

Memuru da geçinemiyor, esnafı da.

Çiftçisi de geçinemiyor, işçisi de.

Öğrencisi de geçinemiyor, işletmecisi de.

Ev almak, araba almak şu anda nüfusumuzun kahir ekseriyeti için bir hayal oldu.

Zamanında ev alan, araba alan aileler, “Benim oğlum, torunum herhalde hayatı boyunca hiç araba sahibi olamaz. Ev sahibi olması imkânsız” diyorlar.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir nesil, kendinden sonra gelen neslin refahının düştüğünden, daha da düşeceğinden endişeli.

Bu hiç olmamıştı Türkiye’de bakın, ilk defa oluyor.

İlk defa bir nesil, kendinden sonraki nesillerin daha kötü şartlar yaşadığını görüyor ve daha da kötüleşeceğinden endişe ediyor.

İnsanlar alacakları peynirin, zeytinin artık hesabını yapmak zorunda kaldılar.

Yumurta taneyle satılmaya başlandı.

Değerli misafirler, değerli arkadaşlarım,

İlköğretim çağında bize ne öğrettiler?

Türkiye misafirperver bir ülkedir dediler, değil mi?

“En önemli özelliğimiz” dediler.

Gidilen bir evde, yemek yemeden kalkılmaz dediler, değil mi?

Bugün insanlar, iftara birilerini çağırırken iki kere düşünmek zorunda kalıyor.

Haksız mıyım?

Markete, pazara giden herkes görüyor; küçücük bir tereyağının, 70-80 liraya çıktığını görüyor.

İnsanlar artık kırmızı eti geçtim, tavuk eti bile alamıyor.

Bugün Pamukkale’deki SKM açılışında geldi bir vatandaşımız aynen bu ifadeyi kullandı:

Ben, gecenin 2’sinde 3’ünde ucuz et kuyruklarında bekleyen emeklileri söyleyince dedi ki: “Onlar yine şanslı, tavuk eti bile alamıyor artık bu millet” dedi.

Ve insanlar birbirinden uzaklaştı;

“Nerde o eski Ramazanlar” derlerdi ya büyüklerimiz; tam da öyle.

Nerde o eski Ramazan sofraları, nerede o bolluk, bereket?

Şu andaki iktidar maalesef herkesi yoksullukta eşitledi.

Bunun sosyal sonuçları da çok ağır olmaya başladı.

Her türlü yasadışı kumar, fuhuş ve bahisler, internette oynanan oyunlar, paralı kumar, memlekette tavan yaptı.

Gayri meşru olup olmadığına bakmaksızın hızla zengin olma, köşeyi dönme anlayışı yaygınlaştı.

Toplumumuzun dokusu, şu andaki ekonomik şartlar altında çürüyor.

Tüm bunlara şahidiz arkadaşlar, ama umutsuz da değiliz.

Asla umudumuzu kaybetmeyeceğiz.

Bu büyük ve güzel ülkemiz için hep beraber çalışmaya devam edeceğiz.

Sofralarımız büyüsün, bereketli günlerine kavuşsun diye il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle çalışacağız.

İnşallah, bu günleri hep birlikte, dayanışma içinde, çözüm üreterek, siyaset üreterek, çalışarak atlatacağız.

Çocuklarımıza zengin ve özgür bir Türkiye bırakacağız.

Bütün bunların hazırlıklarını yaptık.

Binlerce sayfalık, Türkiye’de aklınıza gelen her türlü sorunu çözmek için her türlü hazırlığı yaptık.

“Türkiye’nin DEVA’sı” dediğimiz bu kitap altında, bu ansiklopedi altında hepsini topladık.

Eğitimden sağlığa, ekonomiden hukuk adalete, dış politikadan güvenliğe aklınıza ne gelirse ama ne gelirse çözümü var.

Hiç bir şey çözümsüz değil.

Ve hepsini konunun uzmanlarıyla çalıştık.

Her konuda en iyi kimse onu davet ettik, beraber çalıştık ve her konuda çözümleri hazırladık.

Ve pırıl pırıl bir kadroyu hazırladık çok şükür.

Hem planlar projeler hazır, hem de kadrolarımız hazır.

****

Ben bütün bu duygular içerisinde Ramazan’ı tekrar tebrik etmek istiyorum.

Bir kez daha soframızı büyüttüğünüz için teşekkür ediyorum.

Sözlerime son vermeden öncede, çalışma arkadaşlarımı sahneye davet etmek istiyorum.

Öncelikle İl Başkanımız Bekir Bey’i şöyle bir sahneye alalım.

Değerli Bakan’ımız, Genel Başkan Yardımcımız Selma Aliye Kavaf Hanım’ı hemen sahneye alalım.

Ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Mehmet Mirza Bey’i sahneye alalım.

Anı zamanda, ilçe belediye başkan adaylarımızı da tek tek sahneye davet edelim arkadaşlar.

Ben tekrar huzurlarınızda bütün belediye başkan adaylarımıza başarılar diliyorum.

Türkiye için, Denizli için pırıl pırıl tertemiz bir kadro oluşturduk.

Ve Denizli hazır, Türkiye hazır, DEVA hazır diyorum.

Tekrar hepinizi saygılarımla, sevgilerimle selamlıyorum.

Ailelerinize, dostlarınıza da gönül dolusu sevgilerimi, selamlarımı iletmenizi özellikle rica ediyorum.

Sağ olun, var olun diyorum.