Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Kolay gelsin dileklerimle Üniversiteler malesef liyakatsız hocalarla dolmuştur. Bu konuda amerikan sistemi kopyalanabilir. Bu sistemde ünvanlar prof, doç vs üniversiteye ait oluyor objektif kriterlerle düzenli aralıklarla bu ünvana sahip olanlar denetleniyor bu da ünvan sahiplerinin kendisini sürekli yenilemesini gerektiriyor. Malesef şu an benim görüşümce üniversiteler çürümüş durumda!! Acil olarak öğretim üyesi sisteminin değişmesi gerekiyor. İkinci konuda üniversite sayısının artması sadece nicelik artmış nitelik malesef azalmıştır. Niteliğin artması için üniversite kontenjanlarının azalması gerekiyor hatta bazı üniversitelerin kapanması gerekiyor. Örneğin öğretmenlik fakültesi açıp gereklik fazlalıkta mezun vermenin bir anlamı yok. Teşekkürler

18.05.2020 / 22:08

3
Gökhan Derebeyi İstanbul , Akademisyen

Türkiye'de mevcut yükseköğretim politikaları nedeniyle, Psikologlar halihazırda istihdam yetersizliği, meslek istismarı ve ünvan gaspı gibi sorunlar yaşarken, son yıllarda Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programları da vakıf üniversitelerince ticari bir rant kapısı haline getirilmiştir. Türkiye'de toplum sağlığını ilgilendiren en önemli alanlardan birisi olan Psikoloji Lisans bölümü mezunları son yıllarda büyük bir adaletsizlikle baş başa bırakılmaktadır. Bu hakkaniyetsizlik durumu aynı zamanda toplumun ruh sağlığının niteliksiz, liyakatsiz sadece para ile elde edilmiş uzmanlıkarın varolmasına da sebebiyet vermektedir. Psikoloji Lisans bölümünü bitiren başarılı bir öğrenci Lisans mezuniyeti sonrasında devlet üniversitelerinde yetersiz ve sınırlı kontenjan olmasından mütevellit Klinik Psikoloji alanında uzmanlaşamamaktadır. Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programlarının kontenjanları son yıllarda yalnızca Vakıf Üniversitelerinde arttırılmıştır. Vakıf Üniversitelerindeki Klinik Psikoloji Yüksek Lisans ücretleri astronomik rakamlara karşılık geldiğinden; Devlet memurlarının, işçilerin, esnafın ve orta gelirli vatandaşlarımızın kıt kanaat okuttukları çocukları kendi alanlarında uzmanlaşamamaktadır. Bu başarılı öğrencilerin yerine, yalnızca parası olduğu için vakıf üniversitelerini tercih edebilen zengin ailelerin çocukları uzman vasfı alabilmektedirler. Klinik Psikolog olabilmek için gerekli olan kriter yalnızca para oldu. Bu hakkaniyetsizce olan mevcut durum anayasanın sosyal adalet ve eşitlik ilkesiyle kesinlikle bağdaşmamaktadır. Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programlarının yalnızca vakıf üniversitelerinde yoğunlaşması Psikoloji alanında büyük bir liyakatsizliğe de ayrıca sebebiyet vermektedir.

25.07.2022 / 12:25

3
Abdullah Gündoğan İstanbul , Doktor

Merhaba, Duyarlı ve Şuurlu Bir Vatandaş olarak hem isteğim hemde uyarım olsun. Kesinlikle ATM Maaş alacak Milletvekilleri istemiyorum. Sütten ağzımız yandı bir kere

26.07.2022 / 12:02

3
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

Merhaba ben bir EYT mağduruyum sizlerden ricam bu EYT yasasının hakkıyla doğru bir şekilde çıkması için AKP'ye baskıyı arttırmanız,İyi çalışmalar.

02.08.2022 / 11:03

3
Barış Taşoğlu İzmir , Güvenlik Görevlisi

Sayın Başkan,Ali Babacan beyefendiden bir vatandaş olarak tek isteğim önümüzdeki seçimlerde ister ittifak, ister tek seçime girsin,Fakat mutlaka başkanlık adaylığını açıklasın gereğini saygılarımla arz ederim.

17.08.2022 / 16:20

3
Fuat Koçak Ankara , Serbest Meslek

Şu an siyasi görüşüme en yakın olarak DEVA partisi durmakta, ANCAK bazı çekincelerim var, en önemlisi partinizin 'TARİKATLARA' karşı tutumunuz. Yanılmıyorsam Türkiyenin bir gerçeği olarak değerlendiriyorsunuz, oysaki ben tam aksini Türkiyenin en büyük BELASI olarak görüyorum, zaten RTE ve tayfasını bu nedenle büyük tehlike olarak görmekteyim. Bu konuda elimi taşın altına koymak bu tek adam rejiminden kurtulmak için elimden geleni yapmak, hatta gerekirse siyasi partiye üye olmayı dahi düşünmekteyim. Dürüst olmam gerekiyorsa İYİ parti veya DEVA şu an düşündüğüm. Tarikatlar meselesi beni DEVA'dan uzak tutuyor. Bu konuda haksızmıyım?

26.09.2022 / 11:40

3
Şahin Aktaş İstanbul , Bilim İnsanı

ANAYASA MAHKEMESİ VE TÜRKİYE YÜKSEK ADALET MECLİSİ ( TYAM ) Merhaba. Öncelikle yazımda bilgi hataları var ise düzeltmenizi özellikle rica ederim. Anayasa Mahkemesi 15 üyeden oluşmaktadır, hali hazırda 10 üyeyi Cumhurbaşkanı atamıştır, Anayasa Mahkemesi’nde oldukça geniş yetkiler vardır, TBMM’nin çıkardığı yasaları iptal edebilmektedir, halkın oyunu alan siyasi partileri kapatabilmektedir vesair, bu kadar geniş yetkilere sahip olan bir yapının üyelerinin seçilme şekilleri ve üye sayısı açısından pek de demokratik olmadığını düşünüyorum, bu sebepten bendeniz de Türkiye Yüksek Adalet Meclisi ( TYAM ) kavramını önerdim, öncelikle bu meclis , Anayasa Mahkemesi’nin tüm yetkilerine sahip olabilir, ve artı başka yetkilerle de donatılabilir, TYAM 600 üyeden oluşabilir, bu üyelerin 300 tanesi halk tarafından seçilebilir ( bildiğim kadarıyla bazı ülkelerde, savcılar ve sanırım hakimler halk tarafından seçiliyorlar ) , kalan 300 üyeden 50 tanesini Cumhurbaşkanı atayabilir, 50 tanesini de TBMM atayabilir, kalan 200 üye de Yargıtay , Danıştay ve Sayıştay üyeleri arasından , geliştirilecek bir yöntemle seçilebilir, bu organlar TYAM bağlanabilir, diğer alt derece mahkemeleri de bu meclise bağlanabilir, bu meclisin üyelerine maaş olarak , İngiltere’deki yargıdaki gibi açık çek verilebilir, bu şerefli görevi üstlenmek yeterlidir kanısındayım, tabi TYAM yapısı hakkında , gelişmiş demokrasilere de bakılarak , değerlendirmeler yapılabilir ve bu değerlendirmeler ışığında oldukça GELİŞMİŞ DEMOKRATİK BİR HUKUK / ADALET YAPISI kurulabilir, akıllı insan kendi aklını iyi kullanır, daha akıllı insan ise başkalarının da akıllarını ( ortak – kollektif aklı da ) iyi kullanır, bu bağlamda , bu konuyla ilgili görüşlerinizi beklerim , email adresim aşağıda bulunmaktadır, görüşlerinizi paylaşabilirseniz çok memnun olurum, istişare / danışma konusu Kuran’da da geçen çok önemli bir düsturdur / ilkedir, bendeniz elimden geldiğince bu ilke doğrultusunda hareket etmeye çalışıyorum, sadece benim aklım v

17.10.2022 / 12:23

3
Fatih Taner Vural Ankara , Mühendis

Siyasilerden bağımsız olarak halkın da işler iyi gitmediğinde seçim isteyebilmesini sağlayacak bir seçim sistemi lazım. Ayrıca senede bir kez halk tarafından yapılacak sene sonu karnesi düzenlensin iktidarlara. Bu karne notlarının ortalamasına göre koltuğa yapışma olayı tamamen tarihe gömülsün. Düşünsenize seçime şu an 6 ay kalmamış olsa napardık. Seçim iktidarların tekelinde olmamalı ama zort pırt seçim de yapılmamalı. Buna meclis değil yine iktidarı seçen halk karar vermeli. Yani bi nevi seni seçtim ama bekleneni veremedin dryip seçim isteyebilmeli halk. Ancak o zaman bütün suistimaller ortadan kalkar. Ancak o zaman iktidarlar sadece ve sadece halkının çıkarları için çalışır.

11.12.2022 / 18:45

3
Mansur Nergiz Ankara , Asker

Merhabalar, adım ozan. gazi üniversitesi eczacılık fakültesi eczacılık bölümü 5. Sınıf öğrencisiyim. Eczacılık okurken aynı zamanda 2 yıllık paramedik okudum onun için eğitimi önlisans girdim. Sağlık alanındaki eylem planınızı inceledim ve başarılı buldum, bu çalışma için teşekkür ederim öncelikle. Eczacılık ile ilgili sorun olarak gördüğüm bir kaç nokta var bunları sizinle paylaşmak istiyorum. 1. Konu eczacılıkta kamu kurumlarına ve hastanelerine atama. Kamuya alımlarda tıp diş ve eczacılık mezunları beraber kura ile atanıyor. Kura da torpil dönüyor mu dönmüyor mu bilmiyorum ama içim rahat değil ve ben torpilin döndüğünü düşünüyorum. Bu Haziranda mezun olacağım ve kamuda çalışmak istiyorum fakat kura ile atanabileceğimi düşünmüyorum. Mezun olan, isteyen tüm doktorlar atanıyor, diş hekimlerinin de &80-90 ı atanıyor fakat eczacıların &10 u anca atanıyor kuraya başvuranlar arasından. Bu oldukça düşük bir oran, kamuya bu kadar az eczacı alınmasının bir sebebi ise eczane hizmetleri diye 2 yıllık bir bölümün olması. Bu şekilde tekniker alınıyor hastanelere. Türkiye'de bölüm üretmek bir alışkanlık haline gelmiş sanırsam her saçma sapan gereksiz konunun 2 yıllık bir bölümü var. Bu bölümden mezun olanlara iş bulmak için eczacıları harcıyorlar. Bu olayın bir yönü. 2. Olarak ise kuradan bahsetmek istiyorum. Siz göreve geldiğinizde mülakat uygulamasına son vereceğinizi söylüyorsunuz bu beni çok mutlu ediyor. Hemşirelerin ataması için kpss sınavı dışında bir alan bilgisi sınavı olacağını söylüyorsunuz buda çok güzel bir hareket. Biz eczacılar içinde böyle bir sınav gelse nasıl olur sizce? Bunu sormak istiyorum ben çünkü sadece &10 kamuya alınıyor ve bu çok düşük bir oran. Bu durumun torpille ya da şans ile gerçekleşmesi sizce de saçma değil mi? Ben Kura ile atama yapılmasının da sonlanması gerektiğini savunuyorum, tüm atamaların kpss ya da başka bir sınav ile yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bunu sizinle paylaşmak istedim. Teşekkür ediyorum, iyi çalışmalar diliyorum.

12.12.2022 / 20:40

3
Ozan Baş Ankara , Öğrenci

Değerli Gn.Bsk. Ali Babacan ne kadar temiz süt emmiş ki yüzüne yansımış. Saygimiz ve sevgimiz giderek büyüyor. Millet iradesine sahip çıkma konuşması muhteşemdi. Yolunuz açık olsun

15.12.2022 / 21:21

3
Munevver Şanlı Ankara , Diğer