Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Herkese merhaba, Partinin kurulacağı konuşulmaya başladığı ilk günlerden beri takip ediyorum.Parti yönetiminin kimlerden oluşacağı,oluşan yönetimin deneyimleri ve vizyonu ve de en önemlisi bu ekibin Türkiye için ne kadar umut vereceği ne hayaller kurduracağı benim için önemli bir nokta idi.2002 yılında ak partinin en önemli avantajlarından biri önemli bir deneyimle ekibe sahip olması idi.Ülke insanı o dönem o deneyimi,o ekibi o umuda satın aldı.Sonrası malum burada o noktaya değinmeyeceğim.Bu gelinen süreçte ülke insanı bence önce adalet sonra eşitlik duygusunu en önemlisi de umudunu kaybetti.Gençler,kadınlar,anneler ve babalar evlatları için var olan umutlarını kaybettiler.Bu sadece ekonomik bir kayıp olmadı aslında asıl kayıp duygulardaki kayıp oldu.Ali Babacan'ın dediği gibi ekonomik kayıplar doğru ekip ve yöntemlerle kısa sürede çözülebilir.Ancak ülke insanının yaşadığı bu duygusal kırılma,geleceğe dair umutsuzluk önümüzdeki en büyük engel.Bu sebeple bizlere dayatılan kavga ve nefret dili,popülist ve hiçbir bilimsel gerçekliğe dayanmayan söylemleri halkın gündeminden çıkarmalıyız.Artık adaleti,eşitliği ve doğru ekonomiyi konuşmalıyız.Ülkeyi yönetenlerin enflasyonunu değil yaşadığımız gerçek enflasyonu,gerçek işsizliği konuşmalıyız.Az öce 140 journos youtube kanalında 'sakın kader deme' isimli videoyu seyrettim.Bence bu dönemdeki en başarılı paylaşımlardan biri olmuş.İzlenme sayıları da beni teyit ediyor.Gerçekleri yalın,anlaşılır bir biçimde güvenilir bir biçimde anlatmaya devam etmeliyiz.Kadroları doğru seçmeli,liyakati en önce bu kadrolarda sonra da ülke bazında ilk kriter haline getirmeliyiz.Önce inanmalı sonra yaşamalı sonra da ülke insanına bunu inandırmalıyız.Bu başarılabilir daha önce başarıldı günümüz dünyasında başarılmaması için hiçbir sebep olmadığını düşünüyorum.Bu benim bir siyasal hareket için ilk paylaşımımdı.Bu ülke için kafa yoran bir birey olduğum halde beni heyecanlandıran bir oluşum olmamıştı.Benim gibi milyonların olduğunu unutmayalım...

18.05.2020 / 13:30

3
Serkan Duman Sakarya , Yönetici

Kolay gelsin dileklerimle Üniversiteler malesef liyakatsız hocalarla dolmuştur. Bu konuda amerikan sistemi kopyalanabilir. Bu sistemde ünvanlar prof, doç vs üniversiteye ait oluyor objektif kriterlerle düzenli aralıklarla bu ünvana sahip olanlar denetleniyor bu da ünvan sahiplerinin kendisini sürekli yenilemesini gerektiriyor. Malesef şu an benim görüşümce üniversiteler çürümüş durumda!! Acil olarak öğretim üyesi sisteminin değişmesi gerekiyor. İkinci konuda üniversite sayısının artması sadece nicelik artmış nitelik malesef azalmıştır. Niteliğin artması için üniversite kontenjanlarının azalması gerekiyor hatta bazı üniversitelerin kapanması gerekiyor. Örneğin öğretmenlik fakültesi açıp gereklik fazlalıkta mezun vermenin bir anlamı yok. Teşekkürler

18.05.2020 / 22:08

3
Gökhan Derebeyi İstanbul , Akademisyen

Merhabalar Genellikle serbest kürsüde üzerinde çalışmalar yaptığım yerel yönetimler ile ilgili paylaşımlar yapıyorum. Bu gün çok daha genel ülkemizin genel siyasi iklimi ile bazı şeyler söylemek istiyorum. Çok kısa ve özetle söylemek gerekirse şu an ülkemizde hem hükümet hem muhalefet bize nasıl siyaset yapılmazın örneklerini bir bir sergiliyor. Hiç biri diğerinden aşağıya kalmıyor. Halkımız bu iki basiretsiz yönetim gücü arasında sıkışmış talihsizce olanları izliyor. Ülkenin siyasi gündemini her iki güç içinde paralı ve/veya gönüllü trolller , kalemler belirliyor. Şu an ülkemizde siyasi açıdan bir akıl tutulması , diğer ifade ile bir fetret dönemi yaşanıyor Bunun neticelerini ise halk herşeyiyle ödüyor yıllardan beri gelen feraseti ile göğüslemeye çalışıyor?Peki bu daha ne kadar devam edecek? Bu halk için birşeyler yapmanın,bu fetrey devrini sonladırıp yükselişe geçmenin zamanı gelmedi mi? Akılcı merkezi yönetimi ile çözümcül yerel yönetim anlayışlarıyla, çözüm üreten , refahı arttıran,bolluk bereket sağlayacak, her alanda huzur getirecek, en önemlisi halkı mutlu edecek bir siyaset dili bir siyaset hareketinin gereği bir çığ gibi artıyor,artmakta. Bu köhneleşmiş anlayışları sona erdirmenin tam sırası değil midir? Sessiz çığlıkları duyacak olan Deva Partisi ;tüm kararlılığı, tüm çalışma azmi ile artık Türkiye'ye yepyeni bir siyasi alternatif olacaktır, olmalıdır. Bunun için tüm evrensel değerleri bir kutup yıldızı varsyarak halkın mutluluğu, ülkenin refahı ve gelişimi için kararlı olmak, çok çalışmak zaruriyettir. Başka bir ülkemiz yok. Başka Türkiye yok. Türkiyemizi vatanımızı ve bu ülkede yaşayan tüm yurttaşlarımızı hakettikleri yaşamı, mutluluği ve refahı sağlamamız gereklidir. Yepyeni bir siyasi dil,yepyeni projeler,yeni anlayışlar getirmeli ve bunları sürdürülebilir kılmamız ödevimizdir. Herkese saygılarımla, hepberaber sağlıklı ve mutlu günlere.

05.05.2020 / 23:43

3
Ersan Arsen Hubeseryan İstanbul , Avukat

Türkiyenin içler acısı durumunu gördükçe içi kan ağlamayan tek bir vatan evladı yoktur. Burada yazılan görüşlerin çoğunu okudum herkes içi kan ağlarcasına birşeyler anlatmış fakat çoğu yazı şikayet içeriyor. Herkes şikayetçi olduğu rahatsızlık duyduğu durumları getirmiş, bu da bir görüştür elbette sonuçta şuan fikirlerimizi serbestçe ve özgürce ifade ettiğimiz bir flatform oluşturulmuş bu platformda yazılanlara saygı duymak gerekir bende yazılan herbir cümleye saygı duyuyor birçoğuna da katılıyorum. Burada ifade etmek istediğim asıl konu; şikayetler değil de fikir ve tavsiyelerin biraz daha dile yoğunlukta olması güzel olurdu. Sonuçta karşımızda ülkeyi müreffeh seviyelere çıkarmayı vaad eden yeni bir parti var, Gelin hep beraber el ele verelim ve bizim de çorbada tuzumuz olsun dercesine yardımcı olalım, fikir üretelim, tavsiylerde bulunalım ve ülkeyi el birliği ile olması gereken konuma getirelim. Şikayet edilen konuları dillendirmek yerine nasıl çözeceğimizi yazalım. Şahıslara ve söylemlere takılıp kalmadan sadece çözüme odaklanalım. Ben burada yazı yazan birçok insandan daha gencim daha toyum ilgiyle takip edeceğim herbir yazıyı, ve almam gereken herbir iyi fikri de alacağım. Umarım çok güzel çözüm önerileri çıkar da benim gibi herkes yaralanır. Bu platformu bize sağlayan DEVA partisi ailesine de teşekkürlerimi sunarım, başarılar dilerim

06.05.2020 / 02:11

3
Ferdi Sarımli İstanbul , Mühendis

Merhaba, DEVA bültenimizin içindeki grafiklerin çözünürlüğü düşük , bunları paylaşacağımız platformlarda tam gözükmüyor. düzeltilmesini rica ederiz.

07.09.2021 / 15:49

3
Ömer Köroğlu İstanbul , İş İnsanı

Türkçe dili ve alfabesinin günlük hayatımızda daha doğru ve yabancı kökenli sözcüklerden arındırılmış halinin kullanımı için atmayı düşündüğünüz adımlar var mı? TDK'nın güçlendirilmesi, yabancı kelime karşılıklarının daha doğru dönüştürülmesi ve yaygınlaştırılması gibi çalışmalar planlanıyor mu?

17.09.2021 / 10:05

3
Mert Kasan İstanbul , Mühendis

Sayın Babacan Siyasetten bugüne kadar nefret etmiş hiç bir partinin mensubu olmadan yalnızca ülkem için kim hayırlıysa o olsundan öte geçmemiş birisi olarak size yazıyorum 2 sene öncesine kadar 55 personel le çalışan işletme iz bugün 3 kişiyle ayakta durmaya çalışıyoruz.Dövizin tavan yapmasıyla 1 gecede batma noktasına gelsek te yine ayakta durmaya çalışıyoruz sanayinin hali malum tüm alışlar döviz ülkemizde bu artışı biz işimize yansıtamadıktan sonra bizim Çin v.b gibi ülkelerle nasıl başa çıkmamız bekleniyor anlamış değiliz bu şartlar altında bizim gibi bir sürü tezgah parkuru yatırımı olan işletmeler batma noktasına geldi şayet siz bu ülkenin başında olursanız eğer ne değişecek inanın oy verecek birisini bulamadım yıllardır ben ve benim gibi bir sürü insan neleri beklesin ki sizin yanınızda olsun lütfen beni aydınlatın ki size vereceğim oyu vicdan rahatlığıyla vereyim yoksa siyasetten nefret etmekte haklımıyım.. Saygılarımla

29.10.2021 / 20:36

3
Barış Özcan İstanbul , İşletmeci

Sayın Babacan ittifak birlikte ortak cumhurbaşkanı adayı belirlememesi durumunda Doğal Adayım demişti. Turkiye cumhuriyeti artık anlık , plansız karar veren bakkal dükkanı yönetir mantığı ile hareket eden cumhurbaşkanları ile yönetilmemeli. Adı cumhurbaşkanı adayları içinde olmamasına rağmen Babacan bu makama en uygun en layıkıyla yapabilecek kişi.Aslında TC nin cumhurbaşkanı profili BABACAN tarzında yaptığını bilen, konuştuğunu bilen, plan ve program oluşturup CEO tarzında idare edebilecek biri olmalı Deva partisi oy verme düşüncesine girdiğim bir parti haline geldi. Biraz daha Halk ile kaynasmali ve basında plan ve projelerinizle gündeme getirmeli HESAP SORULAN , SORULABILEN BIR YONETIM ISTIYORUZ. BABACAN da bu ışığı görüyorum inşallah yanıltmaz bizi

31.10.2021 / 12:40

3
Serdar Erdoğmuş Samsun , Mühendis

Sayın Ali Babacan, Ülkemizin gidişatı insanımızı umutsuzluğa sürüklüyor. Çok güzel köprülerimiz, yollarımız, havalimanlarımız, hastanelerimiz var ama artık umudumuz yok, yaşam sevincimiz azaldı, gelecek kaygılarımız büyüdü. Bizler Türk Milleti olarak bunları hak etmiyoruz. İnanıyorum ki Siz bu kötü gidişatı değiştirecek bilgi birikimine, yıllarca yaptığınız Maliye Bakanlığı, Dış İşleri Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı görevleriyle tecrübeye sahipsiniz. Eksiklik olarak gördüğüm sizi ve partinizi yeterince insanımız tanımıyor, bilmiyor. İnsan bilmediğinden korkar, insan tanımadığını sevemez. Sizi tanımayı başarabilirsek, partinizi toplum olarak tanımayı başarabilirsek kötü gidişatında sonunu getirmek için yeni bir başlangıç yapmayı da başarabiliriz. İnsanlar huzur istiyor, geçim sıkıntısı olmadan yaşamayı, ayrıştırılmamayı istiyor. Güvenip oy verip devletin yönetimine getirdikleri ülkeyi fakirleştirmesin istiyor. Bu ülkenin ekonomisinin düzelmesi için üretim yapmak gerek, her şeyi üretebilmek gerek. Siz gelin ve geldiğinizde üretim ile Ülke ekonomisini ayakta tutmayı başarın istiyorum. Saygılarımla,

24.11.2021 / 14:20

3
Naci Öztürk İstanbul , Muhasebeci

Öncelikle partinizin vatana ve millete hayırlı uğurlu olmasını ve ileride iyi işlerle anılmasını dilerim. Burada paylaşacağım şeyler aslında bilinen şeyler, günümüzde sıkıntıları bir nebze çıkmakla birlikte gelecekte daha vahim sonuçlarla karşılaşabiliriz. Petrol zengini ülkelerin ana politikası şudur. Petrol gelirleriyle tarımsal olarak zengin olan ülkelerde yatırımlar yaparak kendi tüketimlerini garantiye alabilmektir. Yani şöyleki, Örneğin: Suudi arabistana bağlı savola grup adı altında ülkemizdeki yağ fabrikasını satın alan bu ülke vb gibi ülkeler, kendi ihtiyaçları için bu fabrikaları satın almışlardır, isteseler ülkemizdeki çoğu yağları satın alabilecek imkanlara sahiptirler. İstedikleri gibi de manipüle edebilirler, aslında yağ fiyatları kaşıkçı olayından sonra 15 TL'den 60 TL'ye fırladı. Biz yabancı yatırımcıları ülkemize çekerken iyi birşey yapıyoruz ancak belirli sınırlamalar getiriyormuyuz? Ayrıca ihracat yaptıklarında bu teşviklerden de faydalanıyorlar mı? mesela 1 litre yağı bizler 118 TL ye satın alırken onlar 100 TL yi satın alıyorlar? Birçok arap ülkesi petrol bakımından zengin ancak tarımsal olarak bizlere bağımlıdırlar. Kendi ülkemizde ki zeytin yağı, şeker, un vb gibi birçok temel gıda maddesini iç ihtiyaç giderilmeden ihraç mı ediliyor? Bu tarz ülkeler yatırım yaparken kesinlikle sınırlama getirilmeli, en az ürettikleri yağ, şeker, un vb gibi tarımsal ürünleri iç piyasayı karşılayabilmeli sonra fazlası dışarıya verilmelidir. Çünkü kendi ihtiyacımızı karşılamadan, tamamını dışarıya ihraç etmek ve bu ihraçtan dolayı bu tarz şirketlere teşvik ödemek ülkemizi ileride çok kötü durumlara sokar. her arap ülkesi yani tarımsal olarak fakir ancak petrol zengini olan ülkeler ülkemizde kendi tedariğini oluşturmak için fabrika kursa, kesinlikle iç piyasaya sürmelerine gerek olmadan tamamını kendi ülkelerinde tüketirler. Madem tarım ülkesiyiz. Tarımsal ürünlerimizin kontrolleri elimizde olmalı, başkası kendi silahımızla bizleri vurmamalı. kaybeden biz oluruz.

10.12.2021 / 13:45

3
Mesut Gök Siirt , Akademisyen