İstanbul Milletvekilimiz Medeni Yılmaz: “TSK'nın kurumsal geleceğini garantiye almak sadece parayla değil kurumsal kültürle mümkündür”

28-11-2025
İstanbul Milletvekilimiz Medeni Yılmaz: “TSK'nın kurumsal geleceğini garantiye almak sadece parayla değil kurumsal kültürle mümkündür”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Medeni Yılmaz, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Savunma Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz konuşmasına, “Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkan ve üyeleri, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar ve basınımızın değerli mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum” diyerek başladı ve şehitlerimizi andı: “Konuşmama başlamadan önce geçtiğimiz günlerde elim bir uçak kazası sonucu şehit verdiğimiz 20 vatan evladımızı anmak istiyorum. Rabb'imden şehitlerimize rahmet, aileleri ve silah arkadaşlarına sabırlar diliyorum.”

“Savunma bütçesi bir ülkenin sadece askerî kapasitesini değil aynı zamanda siyasi aklını, ekonomik disiplinini ve yönetim kültürünü de yansıtır”

“Bugün Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesini görüşüyoruz.Tüm bakanlıklarımız ayrı ayrı kıymetli ve önemlidir elbette ancak askerimize ‘Mehmetçik’ denilerek ismini Peygamber Efendimiz'den alması, kurum olarak yine ‘Peygamber ocağı’ denilmesi, milletimizin köklerinin savunma ve mücadeleye dayanması, ordumuzun iki bin yıllık bir geçmişinin olması Bakanlığımıza ayrı bir önem atfediyor. Hele ki bulunduğumuz bölgede ülkemizin stratejik, jeopolitik konumu ve bölgenin son dönemlerde çok hareketli olması da Bakanlığımıza ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Sözlerime Türkiye'nin güvenliği, ordumuzun güçlenmesi ve savunma ihtiyaçlarımızın karşılanması noktasında hiçbir tereddüdümüzün olmadığını ifade ederek devam etmek istiyorum. Ancak savunma bütçesi bir ülkenin sadece askerî kapasitesini değil aynı zamanda siyasi aklını, ekonomik disiplinini ve yönetim kültürünü de yansıtan bir alandır. 'Savunma harcaması çoktur çünkü tehdidin büyüklüğü çoktur' demek kolaydır fakat esas mesele bu harcamanın nasıl, nereye, hangi yöntemlerle, kim tarafından denetlenerek yapıldığıdır.”

Medeni Yılmaz, bütçedeki artışın gerekçelerinin yetersiz açıklandığını vurguladı:

“2026 yılı Millî Savunma Bakanlığı bütçesi önceki yıla göre yüksek oranda bir artış göstermektedir. Bu artış Hükûmet tarafından sık sık küresel güvenlik riskleri, sınır ötesi operasyonlar, bölgesel istikrarsızlıklar ve NATO uyum yükümlülükleriyle gerekçelendirilmektedir. Evet, tehdit algıları artıyor olabilir ancak diğer yandan şu soruları sormalıyız: Bu bütçeyi büyütürken ekonomik gerçeklik göz önünde bulundurulmuş mudur? Para harcıyoruz ama etki analizini yapıyor muyuz? Her yıl milyonlarca lira harcadığımız projeler planlanan takvimlerde tamamlanıyor mu?”

“TSK'nın kurumsal geleceğini garantiye almak sadece parayla değil kurumsal kültürle mümkündür”

DEVA Partili Yılmaz, personel yapılanmasındaki sorunlara dikkat çekti: “Nitelikli insan kaynağı elbette gereklidir ancak bugün TSK'nın personel yapılanmasıyla ilgili ciddi yapısal sorunlar bulunmaktadır. Profesyonelleşme süreci tam bir sisteme bağlanmış değildir, uzman erbaş sistemi hâlâ çok sayıda geçici sözleşmeli personel üzerinden yürütülmektedir. Astsubay ve subay istihdamında performans, eğitim ve kalite standartları yeterince bağımsız denetime açık değildir. Kuvvet komutanlıklarının terfi ve atama süreçlerinde hâlen liyakat tartışmaları yaşanmakta. Personelin motivasyonunu etkileyen maaş, tazminat, lojman ve ek ödeme konuları da uzun süredir sorun olarak devam ediyor. Savunma harcamalarını artırmak kolay ama TSK'nın kurumsal geleceğini garantiye almak sadece parayla değil kurumsal kültürle mümkündür.”

“Masumiyet karinesi uygulanmalı; hukuk şeklen değil fiilen işletilmelidir”

Uzman erbaş sözleşmelerindeki hukuksuzluk iddialarını gündeme getiren Yılmaz, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen uygulamaların devam ettiğini belirtti: “İdare mahkemeleri ve Anayasa Mahkemesinin gündemini en çok meşgul eden konu uzman erbaşların sözleşmelerinin kanaat veya istihbari bilgi gibi soyut gerekçelerle feshedilmesidir. Anayasa Mahkemesi yakın tarihli kararlarında, özellikle 2023 ve 2024 tarihli gerekçeli kararlarında 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu ve ilgili yönetmeliklerin bazı maddelerini masumiyet karinesi ve suç ve cezaların kanuniliği ilkelerine aykırı bularak iptal veya ihlal kararı vermiştir. Buna karşın, idare personelin işlediği iddia edilen basit bir suçtan dolayı mahkemenin verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kesinleşmiş bir mahkûmiyet gibi kabul edip sözleşme fesih yoluna gitmekteydi ancak AYM hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmadığını ve bu nedenle sözleşmenin feshedilmesinin orantısız bir müdahale olduğuna hükmetmiştir. Bu yargı kararı TSK yönetiminin personel tasfiyesinde hukuku nasıl baypas etmeye çalıştığının en net kanıtıdır. Ancak Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen 2025 yılındaki uygulamalarda idarenin mahkeme kararlarını arkadan dolanarak uygulamadığı görülmektedir. Mahkeme kararıyla göreve iade edilen personelin bu kez kadrosuzluk veya farklı bir ilde görevlendirme yani sürgün yoluyla istifaya zorlanması, hukukun şeklen uygulandığı ancak fiilen etkisizleştirildiği bir idari vesayet tablosu oluşturmaktadır.”

“Savunma sanayi yatırımları denetimsiz yürütülüyor; başarı hikâyesi ile gerçeklik birbirine karışıyor”

Yılmaz, savunma sanayisindeki şeffaflık sorunlarına dikkat çekti: “Bugün Türkiye savunma sanayisinde önemli adımlar atmış bir ülkedir. Ancak bu başarı hikâyesi ne yazık ki şeffaflık, sürdürülebilirlik ve stratejik önceliklendirme açısından ciddi sorunlar da barındırmaktadır. Savunma sanayi yatırımları büyük ölçüde dışa kapalı yürütülüyor. Denetim mekanizmasının çalışmadığı yerde başarıda sanal ve gerçeklik birbirine karışır. Hükûmet yüzde 80 yerlilik oranından bahsediyor ancak bu oran nasıl sayılıyor, hangi bileşenler dâhil ediliyor, bu net değil.” ALTAY tankı, Tank Palet Fabrikası ve KAAN projelerinde belirsizliklere işaret eden Yılmaz: “Millî tank projemiz ALTAY yıllardır tartışılan bir süreçte yürümektedir. Uzun zaman önce tamamlanıp askeriyemizin envanterine girmiş olması gerekirken neden geçtiğimiz günlerde seri üretime geçebildi? Millî muharip uçağı KAAN değerli bir projedir ancak bu projenin maliyeti, takvimi ve gerçekçi teknolojik transferi konusunda kamuya açık bir resim yoktur. Bu konunun akıbeti nedir bilmiyoruz” dedi.

“Güvenlik, şeffaflığı ortadan kaldıran değil, daha fazla gerektiren bir alandır”

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Medeni Yılmaz, savunma harcamalarının denetimsizliğini sert bir dille eleştirdi: “Savunma bütçesi doğası gereği gizlilik alanı içerir ama gizlilik, hesap verilmezlik anlamına gelmemelidir. Bugün savunma alanında kamuoyu, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Sayıştay denetimi son derece sınırlıdır. Bütçenin en büyük artış gösteren kaleminin en az denetlenen alan olması kabul edilemez. Savunma sanayi ihaleleri şeffaflaştırılmalı, kamu-özel iş birliği modellerinde rekabet sağlanmalı her yıl savunma bütçesi şeffaflık raporu yayımlanmalıdır.”

“Ekonomisi güçlü olmayan ülkenin savunması güçlü olamaz”

“Ekonomisi güçlü olmayan ülkenin savunması güçlü olamaz. Ekonomi zayıfsa en iyi teknoloji alınamaz, askerî modernizasyon sürdürülemez, uzun vadeli projeler yarım kalır, personel motivasyonu düşer, stratejik caydırıcılık zayıflar. Bir devletin güvenlik stratejisi sadece askerî güce dayanmaz. Bu konuda şu önerileri sunmak istiyorum: Akıcı savunma stratejisi; kaynaklar somut tehditlere göre planlanmalı, savunma gerçek ihtiyaçlara göre hazırlanmalı, NATO'yla ilişkileri akıcı bir zemine çekilmeli, şeffaf ve hesap verebilir savunma yönetimi, denetim mekanizmalarının güçlendirilmeli, raporlama sistemi gelişmiş ülke standartlarına yükseltilmeli, savunma sanayi ihaleleri şeffaflaştırılmalı, üniversite-sanayi iş birliği gerçek anlamda desteklenmeli, savunma ARGE'sinde nitelikli insan kaynağı artırılmalıdır.”

“Güçlü ordu, büyük bütçe değil; modern, liyakatli, akılcı ve şeffaf yapı demektir”

“Türkiye'nin güçlü bir orduya ihtiyacı vardır ama güçlü ordu demek sadece büyük bütçe demek değildir. Güçlü ordu modern, liyakatli, akılcı, şeffaf, ekonomik olarak sürdürülebilir, teknolojik olarak bağımsız bir sistemde mümkündür. Bizim üzerimize düşen görev güvenliği zayıflatmadan, disiplini bozmadan, kaynakları heba etmeden doğru politikaları savunmaktır” ifadelerini kullanan Yılmaz sözlerini şu şekilde tamamladı: “Türkiye hem güçlü hem demokratik hem de hesap verebilir bir savunma yapısına sahip olmalıdır.”

SONRAKİ HABER

İstanbul Milletvekilimiz Elif Esen: “Kadının evdeki bakım yükü, görünmeyen emeği, ülkenin kayıp geleceğidir”

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

28-11-2025