DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin açıklamalarına yanıt verdi. Esen, yoksulluğun teknik tartışmalarla küçümsenemeyecek kadar ağır ve yaygın bir toplumsal gerçeklik olduğunu vurguladı.
Esen konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Siz açlığı ve yoksulluğu rakamlarla tartışabilirsiniz ama evlerde, mutfaklarda et yerine taş pişiyor adeta. Emeklisi, işçisi, çiftçisi, asgari ücretlisi bir ayı nasıl geçireceğini düşünüyor; yoksulluğu iliklerine kadar hissediyor.”
“Bütçede öncelik faiz, bedelini halk ödüyor”
İktidarın bütçe tercihlerini sert sözlerle eleştiren Esen, yoksulluğun bir yönetim tercihi haline getirildiğini belirterek şunları söyledi: “19 trilyonluk bütçe giderinin yaklaşık 3 trilyonu çözüme değil, faize gidiyor. Yanlış ekonomik kararların bedelini bu ülkenin emeklisine, işçisine, çiftçisine ödettiniz.”
“Yoksulluk toplumsal çürümeyi derinleştiriyor”
Yoksulluğun yalnızca ekonomik değil, ağır toplumsal sonuçları olduğuna dikkat çeken Esen, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bugün yoksulluk, kötülüklerin anası haline geldi. Çocukların adı suçla yan yana anılıyor; anneler geçinmek için çalışırken çocuklar ihmale ve felaketlere açık hale geliyor.”
“Bu sistem vatandaşa çare üretmiyor”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni de eleştiren Esen, mevcut yapının vatandaşı çözümsüz bıraktığını ifade ederek şöyle konuştu: “Bu sistem vatandaş için seçeneksizlik ve çaresizlik demektir. Derdi olan insan, karşısında çözüm üreten bir siyaset göremiyor.”
“Bu ülke yoksulluğa mahkûm değil”
Konuşmasını siyasi bir çağrıyla tamamlayan Esen, değişimin zorunlu olduğunu vurguladı: “İnsanlar artık açlığı ve yoksulluğu gizlenemez biçimde yaşıyor. Hesap ortada. Bu devran böyle dönmez. Çözüm için, bu ülkenin vicdanlı ve liyakatli kadroları var.”