DEVA Partisi milletvekilleri Burak Dalgın, Mehmet Emin Ekmen ve İrfan Karatutlu, TBMM'de düzenledikleri ortak basın toplantısında, Dışişleri Komisyonunda yaşanan olaylar ve Meclis’in işleyişine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Milletvekilleri, Meclis’in demokratik işleyişi ve şeffaflık ilkelerinin ihlal edilmesine karşı durduklarını belirttiler.
Burak Dalgın: "Despotik yapıya boyun eğmeyeceğiz"
DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, toplantının başlangıcında yaşananları anlatarak, şunları söyledi:
"Bu sabah Dışişleri Komisyonunda yaşadığımız meseleyle alakalı huzurunuzdayız. Bu sadece tek bir konu değil. Meclis’in genel işleyişiyle, ihtisas komisyonlarının nasıl çalıştığıyla ve en önemlisi yüz yıldan fazla süren parlamenter demokrasinin nasıl işleyeceğiyle alakalı konuşmak istiyoruz."
Dalgın, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Dışişleri Komisyonunda bir bilgilendirme yapacağı toplantının komisyon üyesi olmayan milletvekillerine kapalı olması kararının, iç tüzüğün nadiren kullanılan bir maddesine dayanarak alındığını belirtti:
"Bu karar davet metninde yoktu. Biz orada doğal olarak Sayın Bakan'ı dinlemek istedik. Milletin vekilleri olarak komisyonda bulunmak ve Sayın Bakan'la bir fikir teatisinde bulunmak amacındaydık. Ancak Dışişleri Komisyon Başkanı Sayın Fuat Oktay, iç tüzüğün nadiren kullanılan bir maddesine dayanarak komisyon üyesi olmayan milletvekillerini ve basın mensuplarını dışarı davet etti. Biz de milletin vekili olduğumuzu, vatandaşın temsili itibariyle orada oturmaya devam edeceğimizi kendisine açıkça ifade ettik."
Dalgın, Cumhuriyet Halk Partisi grubunun, Sayın Bakan'ın sunumunun açık oturumda yapılması, sonra gerekirse kapalı oturuma geçilmesi yönünde bir öneride bulunduğunu belirtti: "Sayın komisyon başkanı başlangıçta bu fikre sıcak bakar gibiydi, ancak iktidar milletvekillerinin heyecana kapılması üzerine daha sert bir tavır almayı tercih etti ve toplantının kapalı olmasına karar verdi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin önerisi de reddedildi."
Parlamentoiİtibar kaybediyor
Dalgın, Meclis’in karşısında despotik bir yapı olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bu konu sadece bu sabah Dışişleri Komisyonunda olan bir olay değil. Son birkaç gündür Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaşananlara bir bakın. Kavga, itiş kakış, küfür. Dışarıdan bakan vatandaşlarımızın bu parlamentoya saygısı kalmaz. Çok açık söyleyeyim, burada millet adına ciddi bir müzakere yapılması, doğru kararlara varılması, eksiklerin tamamlanması, yanlışların düzeltilmesi mümkün olmaz. Bunun sonu iyiye gitmez. Doğru kararların, kanunların buradan çıkması, meclisin itibarının korunması mümkün olmaz. Unutmayalım, daha iki gün önce ikinci meşrutiyetin 116. yılıydı. Türkiye 116 yıllık kesintisiz bir parlamento deneyimine sahip. Bir asırdan fazla süren bir deneyim bu şekilde hoyratça harcanamaz."
Boyun eğmeyeceğiz
Dalgın, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin önemine vurgu yaparak iktidarın neden çekindiğini sordu: "Açık söyleyeyim biz buna boyun eğmeyeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar buna boyun eğmeyeceğiz. Milletin hakkını, hukukunu, iradesini, temsil mesuliyetini sonuna kadar devam ettireceğiz. İkincisi, temel bir iyi yönetici prensibi olan hesap verebilirlik ve şeffaflık. İktidar neden çekiniyor? Milletin vekillerine hangi konuda bilgi vermekten, hangi konuda hesap vermekten çekiniyor? Bunu bir söylesinler. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bilgi vermeyeceklerse, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hesap vermeyeceklerse, milletin vekilleri ile konuşamayacaklarsa, nerede konuşacaklar, ne yapmak istiyorlar, onu da bir ifade etmelerinde yarar var."
Dalgın, komisyon salonunda bürokratların kalmasına rağmen milletvekillerinin dışarı çıkarılmasının acıklı bir durum olduğunu belirtti: "Üçüncü ve en acıklı nokta da belki o komisyon salonunda bürokratların kalması, milletin vekillerinden bir kısmının o salona alınmamasıydı. Bürokratik vesayet diye senelerdir konuşan iktidar bugün bürokratik vesayete teslim olmuş durumda. Biz bürokratik vesayete karşı milletin hakkını, hukukunu savunacağız."
Mehmet Emin Ekmen: "Hoyratlık ve nobranlığa karşı itirazımızı kayda geçiriyoruz"
Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, toplantıda yaşanan olayın parlamento geleneği açısından istisnai bir durum olduğunu belirtti:
"Bugün yapılan hoyratlığın, bize karşı uygulanan nobranlığın ve muamelenin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde bir geleneğe, bir teamüle dönüşmemesi için itirazımızı daha yüksek sesle kayda geçirmek için buradayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu bugün saat 14'te açıldığında da Sayın Başkan'a hitaben tutanaklara geçirmek üzere bu itirazımızı ifade ettik. Şu anda da buradayız. Kıymetli milletvekili arkadaşım Sayın Dalgın olayın gelişimini anlattı. Anlaşılıyor ki önergede hazır ve imzalı olduğuna göre toplantıdan önce bu planlanmış. Ancak bunun böyle bir gelişmeyle seyredeceğine dair bir bilgi özenle yapılan ilanlarda ve diğer milletvekillerinin bilgilendirmesinde gözden kaçırılmış."
Ekmen, önergenin AK Parti'nin çoğunluğuyla hızlı bir şekilde oylanarak kabul edildiğini belirtti:
"Bu önerge zaten AK Parti'nin çoğunluğu var. Birçok yerde oylamaları yapabiliyorlar. Hızlı bir şekilde oylanınca açıkçası birçok kişi iç tüzük 32. maddenin ne anlama geldiğini bilmiyordu. Sayın Başkan iç tüzük 32. maddeyi okuyarak komisyonun kapalı oturuma geçeceğini ifade etti. Biz de buna itirazen Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan'ın daha önce Genel Kurulunu bilgilendirdiğini, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunu bilgilendirdiğini, Plan Bütçe Komisyonunda bırakınız milletvekillerini medyanın ve ilişkili paydaşların huzurunda uzun uzun bakanlık politikalarını anlattığını, bugün anlatacağı hangi hususun Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden gizlenerek sadece komisyon üyelerine özel bir gündem olup olmadığının ifade edilmesi gerektiğini ifade ettik."
Gizlilik gerektirecek özel bir durum yoktu
Ekmen, toplantıda gündeme getirilen konunun özel bir durum olmadığını belirtti:
"Siz buraya bir savaş tezkeresi mi getirdiniz? Siz buraya bir sınır ötesi harekât tezkeresi mi getirdiniz? Siz, örneğin, Türkiye'nin bir türlü müdahil olamadığı Lahey Adalet Divanı'na müdahil olmanın teknik altyapısını konuşmak üzere mi geldiniz? Örneğin, Türk savcılarının Adalet Bakanı'na başvurduğu ve izin alamadığı, dün Amerika'da utanç verici bir tabloyla ayakta alkışlanan Netanyahu'nun Türkiye'de yargılanma izni verilmesiyle ilgili bir istişareye mi geldiniz? Hayır. Bakanlık faaliyetleri hakkında genel bir bilgilendirme var. Peki, anayasamız ne diyor? Türkiye Büyük Millet Meclisi, savaş ilanı yetkisine haizdir. Savaş ilanı yetkisine haiz milletvekillerini Dışişleri Bakanlığı'nın bir istişari toplantısına dâhil etmeyeceksiniz. Bunun bir izahı olamaz."
Yürütme ile yasamanın bağı koptu
Ekmen, başkanlık sistemi döneminde yürütme ile yasamanın arasındaki bağın koptuğunu belirtti: "Başkanlık sistemi döneminde yürütme ile yasamanın arasındaki bağ koptu. Sayın Bakanlar bir tek plan bütçeye geliyor. Bu 15 ay içerisinde de komisyonlara bilgilendirme amacıyla gelen bakan sayısı 4'ü 5'i bulmuyor. Bu 4-5 tane bakanın hiçbir toplantısında yapılmayan bir uygulama."
Parlamento Tarihinde Örneği Yok
Ekmen konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
Geri döndük. Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihçesine baktık. 80 darbesinden bu yana bir komisyonun komisyon üyeleri dışında kapalı oturuma geçmesi iki kere yaşanmış. 2004'te ve 2022'de. Orada da tutanakları henüz elde edemedik. Misafir olmayan milletvekillerinin katılımına engel bir durum yok. Kapalı oturum kararı alabilirsiniz. Ancak tıpkı Sayın Başkanın burada izninizle hızlıca okuyayım: Kapalı oturumda komisyon üyelerinden ve Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar ile komisyon başkanının uygun gördüğü bakan yardımcıları ve üst düzey kamu yöneticileri oturuma devam edebilir deniliyor. Bu karar oylandığında komisyonda yedi milletvekiliydik, komisyon üyesi olmayan. CHP'li arkadaşlarımız nasılsa CHP'nin temsiliyeti var diye çıktılar. Biz dedik ki DEVA Partisi'nin komisyon üyesi yok. Bizimle birlikte Ömer Faruk Gergerlioğlu da bunun bir parlamenter hakkı olduğunu ifade ederek orada durdu ve yaklaşık yarım saat AK Parti'nin milletvekilleri büyük bir kibir, enaniyet ve nobranlık içerisinde yarı tanrısal bir edayla CHP'nin verdiği hiç olmazsa Sayın Bakan'ın sunuş kısmında komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin katılma hakkını Sayın Fuat Oktay'ın da olumlu görüşüne rağmen reddettiler. Aslında AK Parti'nin toplumdan, milletten, parlamentodan koptuğunun çok hazin örneklerinden biri oldu."
Tutanak dahi tutulmadı
Ekmen, stenografların dışarı çıkarılması nedeniyle yaşananların kaydının tutulmadığını belirtti: "Böyle detaylı anlatıyorum çünkü stenograflar yani tutanak mümzileri dışarı çıkartıldığı için bu anların bir kaydı da oluşmadı. Biz şu anda bu kötü örneğin bir daha tekrarlanmaması için tarihe not düşmek adına bunu bildiriyoruz. Sayın Dalgın dışarıya çıkmamak konusunda ısrarcı davrandı. Bunun üzerine Meclis İdare Amirliğinin daveti söz konusu oldu. Açıkçası DEVA Partisi milletvekillerini kamuoyu iyi tanıyor. Şov gösteri kısmından uzak duruyoruz. Meclis’in onuru, şerefi, haysiyeti bu kadar zedelenmesin de bir milletvekili, bir güvenlik görevlisinin eşliğinde dışarı çıkartılıyor durumuna düşmesin diye orayı terk ettik. Orayı terk etme gayemiz dahi yine bu meclisin, bu milletvekillerinin, bu parlamentonun onurunu ve haysiyetini koruma kaygısıyla oldu."
Numan Bey Parlamentonun Onurunu Korumalıdır
Ekmen, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a ve Dışişleri Komisyon Başkanı Fuat Oktay'a seslendi:
"Buradan Sayın Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'a sesleniyorum. Sayın Başkanım, meclis üyelerinin onurunu korumak en fazla meclis başkanımıza yakışır. İç tüzükte yer alan ama gerekçesiz ve keyfi bir şekilde uygulanan bu durumun bir kez daha tekrarlanmaması için lütfen tedbirlerinizi alınız. Dışişleri Komisyon Başkanı Sayın Fuat Oktay'a sesleniyorum. Sayın Oktay, öyle anlaşılıyor ki yeterince hazırlık yapmadan bir oldubitti yapmak istediniz ama bizim direncimiz karşısında siz bile durumun yanlışlığının farkına varıp esnek bir tutuma girmek istediniz ama diğer üyeler buna müsaade etmedi. Gönül isterdi ki başkanlık dirayetiyle üyelere bu konuda doğru olanı tavsiye etmenizdi ama maalesef onu da yapamadınız."
"Zinhar ve zinhar bugünden ileriye doğru ne Dışişleri Komisyonunda ne başka bir komisyonda bu ve benzeri bir hareketten uzak durulması hususunda bütün komisyon başkanlarımızın dikkatini çekmek için buradayız. Bugün Genel Kurulu açıldığında Saadet Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Bülent Kaya da bu duruma dikkat çekerek bunun yanlışlarını ve üzüntülerini paylaşmışlardır."
Bu hak ihlalidir
Ekmen konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu durumun asgari derecede nezaketsizlik ama aslında büyük bir saygısızlık ve büyük bir hak ihlali olduğunu vurgulamak isterim. Çünkü bu milletin bize verdiği oyun bize tanıdığı yetkiler var. Bu bizim keyfimize göre hareket edilecek bir durum değil. Bir polis memuru, bir emniyet müdürü, bir komisyon başkanı direnç gösteriyor diye biz bu yetkiden vazgeçemeyiz. Vazgeçersek biz milletimize verilmiş olan yetkiye ihanet etmiş oluruz. Biz bütün bu hususları kayda geçirmek, başta meclis başkanımız olmak üzere ilgili herkesin dikkatini çekmek ve bu hususun bir kez daha yaşanmamasını temin etmek için huzurunuzdayız."
İrfan Karatutlu: "İstişarenin ortak aklın kaybolduğu her yerde direneceğiz"
DEVA Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Doktor İrfan Karatutlu, istişarenin önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
"1920'de ilk meclis açıldığında Osmanlıca ibarede 'onlar işlerini istişareyle halleder' diye bir levha vardır. Dolayısıyla istişarenin ortak aklın kaybolduğu her ne yer olursa olsun biz DEVA Partisi milletvekilleri olarak milletin bize verdiği bu görev birlikteliğiyle her zaman direneceğiz ve milletin hakkını, hukukunu gerek komisyonlarda gerek genel kurulda meclisin her kademesinde dile getireceğimizi söylemek istiyorum.”