DEVA Partili Şahin’den ‘Görücü usulü HSK seçimi’ tepkisi: “Süreç, tarafsızlık ve liyakat esasına uygun biçimde yürütülmüyor”

07-05-2025
DEVA Partili Şahin’den ‘Görücü usulü HSK seçimi’ tepkisi: “Süreç, tarafsızlık ve liyakat esasına uygun biçimde yürütülmüyor”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili İdris Şahin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden oluşan Karma Komisyonda söz aldı. Şahin, Hakimler ve Savcılar Kurulu seçimine ilişkin eleştirilerde bulunarak, “Seçim süreci, tarafsızlık ve liyakat esasına uygun biçimde şeffaflık içinde yürütülmemektedir. Adayları, adeta görücü usulüyle seçmemiz bekleniyor” ifadelerini kullandı.

Şahin, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bu seçim sadece hukuki bir tartışma konusu değil, aynı zamanda anayasal devletin varlık gerekçesi”

“Bugün burada, yargının temel direklerinden (belkemiğini oluşturan) ve demokratik hukuk devletinin temel güvencelerinden biri olan Hâkimler ve Savcılar Kuruluna yapılacak son derece önemli bir seçimi görüşmek üzere toplanmış bulunmaktayız. Bu kurulun yapısı, işleyişi ve özellikle oluşumunda gözetilmesi gereken kriterler, sadece hukuki bir tartışma konusu değil, aynı zamanda anayasal devletin varlık gerekçesiyle doğrudan ilişkilidir.”

“Yargın bağımsızlığı, hâkimlerin nasıl seçildiğiyle doğrudan bağlantılıdır”

Anayasa’nın 9’uncu maddesi, yargı yetkisinin Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağını açıkça hükme bağlamıştır. Bu hüküm, sadece biçimsel bir anayasa ilkesi değildir; aksine, hukuk devleti ilkesinin özünü oluşturmaktadır. Dolayısıyla yargının bağımsızlığı, sadece hâkimlerin bireysel karar özgürlükleri ile değil, bu kararı verecek olan hâkimlerin nasıl seçildiğiyle, hangi özlük güvencelerine sahip olduğuyla ve nihayetinde hangi kurumsal yapı içerisinde faaliyet gösterdiğiyle doğrudan bağlantılıdır.

“Seçim süreci, kurumsal bağımsızlık idealine hizmet etmekten çok uzaktır”

“Hâkimler ve Savcılar Kurulu, yargının öznesi olan hâkim ve savcıların mesleğe kabulünden terfilerine, disiplin işlemlerinden görev yerlerinin belirlenmesine kadar çok geniş bir yelpazede karar alma yetkisine sahiptir. Bu nedenle, bu kurula yapılacak üyelik atamaları, doğrudan yargının tarafsızlığını ve kamu vicdanındaki meşruiyetini ilgilendirmektedir. Ne var ki, bugün burada yapacağımız seçim süreci, maalesef söz konusu kurumsal bağımsızlık idealine hizmet etmekten çok uzaktır.”

“Yürütme ve yasama organları üyeleri ile açık siyasi bağlantısı olan adayların seçimlerden hariç tutulması gerektiği tavsiye edilmiştir”

“Mevcut sistemde zaten yürütmenin HSK üzerindeki etkisi ciddi biçimde artmış, hatta belirleyici hale gelmiştir. Üstüne bugün yapacağımız seçim ile bu endişeleri daha da derinleştireceğiz. Bu durum sadece iç hukukumuz açısından değil, uluslararası yükümlülüklerimiz açısından da ciddi kaygı vericidir. Bu bağlamda, Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Venedik Komisyonu'nun 6-7 Aralık 2024 tarihli ‘Türkiye Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun Oluşumu ve Üyelerinin Seçilme Usulüne İlişkin Görüşü’ son derece dikkat çekicidir. Komisyon raporunda açıkça belirtilmektedir ki, 2017 anayasa değişiklikleriyle birlikte yürütme organının HSK üzerindeki belirleyici etkisi artmış; bu durum, yargının bağımsızlığına ilişkin ciddi tehditler doğurmuştur. Komisyon, üyelerin büyük çoğunluğunun yasama ve yürütme tarafından belirlenmesinin, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğunu belirtmiştir. Ve yargı bağımsızlığı için önce HSK’nın yürütmenin etkisinden arındırılması, TBMM seçimleri için de liyakat vurgusu ve yürütme ve yasama organları üyeleri ile açık siyasi bağlantısı olan adayların seçimlerden hariç tutulması gerektiği tavsiye edilmiştir.”

“HSK üyeliğine müracaat eden adayların birçoğu hakkında yeterli bilgiye sahip dahi değiliz”

“Bugün burada yapılacak seçimde de maalesef benzer kaygılarımızı tekrar etmek durumundayız. Zira seçim süreci, tarafsızlık ve liyakat esasına uygun biçimde şeffaflık içinde yürütülmemektedir. Adayları, adeta görücü usulüyle seçmemiz bekleniyor. Hepinizin malumu, HSK üyeliğine müracaat eden adayların birçoğu hakkında yeterli bilgiye sahip dahi değiliz. Ne yazık ki, adayların kamuoyuna ve TBMM üyelerine tanıtılması için bir fırsat yaratılmamış; alt komisyondaki değerlendirme süreci ise liyakat ölçütünden uzak şekilde yürütülmüş. Oysa alt komisyonla arada geçen süre içerisinde, adaylar milletvekilleri ve TBMM üyelerine kendilerini tanıtma imkânı bulması gerekirdi.”

“Adayların yargı etiğine bağlılığı, tarafsızlığı ve kamu hizmeti anlayışı da dikkate alınmalıdır”

“Ancak parti gruplarının kendi arasında yürüttüğü siyasi müzakereler ve dengeler temelinde süreç günler öncesinde tamamlanmış durumda. Oysa bir yüksek yargı organına üye seçecek olan yasama organı, en yüksek düzeyde sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir. Adayların sadece mesleki özgeçmişi değil, aynı zamanda yargı etiğine bağlılığı, tarafsızlığı ve kamu hizmeti anlayışı da dikkate alınmalıdır.”

Hâkimler ve Savcılar Kurulunun Türk yargı etiği bildirgeleri var, Yargıtayın da yargı etiği ilkeleri var”

“Zira HSK üyeliğine seçilen kişiler, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 34’üncü maddesi gereğince görevleri boyunca Yargıtay Daire Başkanı statüsünde bir hukuki konuma ve özlük hakkına sahip olacaklardır. Bu durum, onların artık bir yargı mensubu hâline geldiklerini ve tüm yargı etiği ilkelerine tâbi olduklarını göstermektedir. Biliyorsunuz, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun Türk yargı etiği bildirgeleri var, Yargıtayın da yargı etiği ilkeleri var. Bu nedenle, yalnızca şekli kriterler değil, yargının ruhunu oluşturan etik ilkelere bağlılık da adaylar bakımından asli değerlendirme ölçütü olmalıdır. Ne yazık ki adaylar bu kriterler açısından da değerlendirilmedi.”

“Yorum yoluyla beş üyenin seçilmesini hukuken doğru bulmuyoruz”

“Öte yandan, bugünkü seçimde yedi üyenin seçilmesi gerekirken yorum yoluyla yalnızca beş üyenin seçilmesini de hukuken doğru bulmadığımızı kayda geçirmek isteriz. AK Parti ve MHP’li vekillerimiz tarafından yorum yoluyla diğer iki üyenin kalan süreyi tamamlayacağı söyleniyor. Ancak Anayasa’nın ve ilgili mevzuatın bu konuda yorum yoluyla farklı bir sonuca varılmasına izin vermediği açıktır. (Mevzuat, yorum yoluyla bu şekilde esnetilemez, hele de yargı bağımsızlığı söz konusuysa. Zira hukuk devleti, keyfi yorumlarla değil; anayasal ve yasal sınırlar içinde yürütülmelidir.)

Yine, kura yöntemiyle yapılan seçimde uygulanan yöntem de ciddi tartışmaları beraberinde getirmektedir. Kura sonucunda seçilemeyen ikinci adayın tekrar aynı torbaya atılması, yani seçilene dek yeniden deneme hakkı verilmesi, adalet duygusunu ve eşitlik ilkesini zedelemektedir. Bu usul, tesadüfi değil; sistemli bir tercih gibi görünmektedir ve bu yönüyle seçim sürecine gölge düşürmektedir.”

“Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yapısı, sadece yargının değil, demokrasinin de sigortasıdır”

“Bugün, zaten içler acısı durumda olan yargının geleceği için bir eşik noktasındayız. Eğer yargı bağımsızlığını siyasi uzlaşıya, partiler arası dengelere veya kapalı kapılar ardındaki mutabakatlara indirgersek, aslında hep birlikte toplumsal güvenin en temel unsurlarından birini bir de biz zayıflatmış oluruz. Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yapısı, sadece yargının değil, demokrasinin de sigortasıdır. Bugün buradan çıkacak karar, sadece birkaç üyenin seçilmesi meselesi değil; hukuk devletine olan bağlılığımızın ve anayasal sadakatimizin bir göstergesi olacaktır. Hukuk devleti, biçimsel değil; içeriksel bir yapıdır. Ve bu içerik, liyakat, tarafsızlık, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle anlam kazanır. Bizler, bu ilkeleri yalnızca savunmakla kalmamalı; uygulamada da yaşatmalıyız. Sözlerime son verirken, tüm milletvekillerimizi bu bilinçle, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına gölge düşürmeyecek bir seçim süreci yürütmeye davet ediyorum.”

SONRAKİ HABER

Babacan’dan Erdoğan’a 2023 eleştirisi: “Tüm dünyanın matematikçileri bir araya gelse, Erdoğan’ın matematiğini çözemez”

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

07-05-2025