DEVA Partili Evrim Rızvanoğlu; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’na, ”23.03.2022 tarihli Ek Bilirkişi Raporu ile de proje alanının, depremler açısından aktif bir bölge olduğu, proje alanının 2. derece deprem bölgesi içinde kaldığı ve alanda aktif faylar bulunduğu dile getirilmiştir. Söz konusu durum bilginiz dahilinde midir? Böyle bir yere ÇED olumlu kararı verilmesinin gerekçesi nedir? ” diye sordu.
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Evrim Rızvanoğlu, Tunceli ili, Merkez İlçesi, Sütlüce Köyü Kemer mezrası mevkiinde yapılmak istenen Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi hakkında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi‘ne bir soru önergesi verdi.
“Tüm itirazlara rağmen ÇED olumlu kararı verildi“
Rızvanoğlu önergenin gerekçesinde, “Tunceli Merkez – Pülümür – Nazımiye – Ovacık – Mazgirt – Hozat – Pertek - Çemişgezek Belediyeleri tarafından oluşturulan Katı Atık Yönetim Birliği (DERKAB) tarafından; Tunceli ili, Merkez İlçesi, Sütlüce Köyü Kemer mezrası mevkiinde Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi adı altında bir çöp depolama tesisi yapılmak istenmektedir. Tunceli Merkez Belediyesi öncülüğünde yürütülen proje kapsamında hazırlanan ÇED raporuna, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tüm itirazlara rağmen ÇED olumlu kararı verilmiştir. ÇED olumlu kararının iptali amacıyla yöre köyleri ve muhtarları adına Erzincan İdare Mahkemesinde açılan iptal davasında, yargı süreci halen devam etmektedir.“ dedi.
“54.900 ağacın kesileceği tespit edildi“
Bilirkişi raporlarına dikkat çeken Rızvanoğlu, “Erzincan İdare Mahkemesi tarafından 17.12.2021 tarihinde, proje alanında uzman bilirkişiler vasıtası ile gerçekleştirilen keşif ve akabinde hazırlanan bilirkişi raporları ile proje alanın tamamının orman sahası olduğu ve ÇED raporu doğrultusunda sahanın tamamının tıraşlanacağı ve bu kapsamda 54.900 ağacın kesileceği tespit edilmiştir. Ayrıca proje nedeniyle ekosistemin zarar göreceği, ekolojik açıdan ve halk sağlığı açısından ciddi zararların ve geri dönülemez tahribatların meydana geleceği, proje alanında biriken çöplerden kaynaklı sızıntıların meydana gelebileceği, alanda ve çevresinde dere yataklarının mevcut olduğu, Pülümür çayının proje sahasına yakın olduğu, derelerin bu çaya doğru aktığı ve Pülümür çayının Uzunçayır Barajı ile birlikte Tunceli şehir merkezinin içinden geçtiği tespit edilmiştir. Ayrıca projenin koku, toz, gürültü ve kirlilik yaratacağı ve bu hususun ÇED raporunda da dile getirilmesine rağmen alınacak önlemlerin belirtilmediği ve bu sebeplerle yaşam kalitesi düşecek olan yöre köylülerinin göç edebileceği tespit edilmiştir. Bu hususlara ek olarak, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin de olumsuz etkileneceği özellikle arıcılık faaliyetlerine büyük zarar göreceği ve sona ereceği belirtilmiştir.“ ifadelerini kullandı.
Rızvanoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’na şu soruları yöneltti:
1. Bölge halkının karşı durduğu projenin ısrarla yapılmak istenmesinin gerekçesi nedir? Projeye alternatif arazi seçenekleri değerlendirilmiş midir?
2. Anayasa'nın 169. maddesinin 3. fıkrasında "Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez." hükmü yer almaktadır. Yine Danıştay 8. Dairesinin 2017/4562 Esas ve 2019/1641 Karar ve 07.03.2019 tarihli emsal bir kararında “…ormanlık sahada izne konu edilen kamu yararı ile ormanın muhafazasındaki kamu yararının karşılaştırılması ve yapılacak tesis veya altyapı tesislerinin orman dışında yapılmasının mümkün olup olmadığına ilişkin zaruret halinin varlığına ilişkin somut tespitlerin de dikkate alınması suretiyle değerlendirme yapılması gerekmektedir.…” denilmektedir. İlgili yasal mevzuat açık ve net hükümler içermesine rağmen ÇED olumlu kararının hukuka uygun olduğunu düşünüyor musunuz?
3. Projenin yerleşim yerlerine yakınlığı göz önünde bulundurulacak olursa, oluşabilecek koku, toz, gürültü, kirlilik ve halk sağlığı sorunlarına karşı alınan tedbirler nelerdir?
4. Bilirkişi raporunda bölgeye özgü ve de endemik özelliği bulunan 9 bitki türü tespit edilmiş ve bölgenin yoğun flora yapısına dikkat çekilmiştir. Bölgedeki flora yapısının korunmasına ilişkin hangi tedbirler alınmaktadır?
5. Yabani fauna(hayvan) varlığının bulunması nedeniyle projenin ilgili alanda uygulanmasının sakıncalı olduğu bilirkişi raporunda yer almıştır. Bu hayvanların ve yaşam alanlarının korunması için alınacak önlemler nelerdir?
6. Bilirkişi raporunda, proje alanı ve çevresindeki su kaynaklarının kirleneceği, tarım arazilerinin, ekilebilir alanların, bağ ve bahçelerin zarar göreceği ve ürün kalite-verimi konusunda sorunlar yaşanacağı tespiti yapılmasına rağmen ÇED onayı verilmesinin gerekçesi nedir?
7. Sızıntı su yönetimindeki eksiklikleri düzeltmek için alınacak önlemler nelerdir? Sızıntı sularının yeraltı sularını kirletebilme riskini azaltmak için hangi tedbirler alınmaktadır?
8. Bölgenin tarımsal ve hayvansal üretim potansiyeli nedir ve bu tesisin bu üretime olumsuz etki yaratacağı düşünülmemekte midir?
9. 23.03.2022 tarihli Ek Bilirkişi Raporu ile de proje alanının, depremler açısından aktif bir bölge olduğu, proje alanının 2. derece deprem bölgesi içinde kaldığı ve alanda aktif faylar bulunduğu dile getirilmiştir. Söz konusu durum bilginiz dahilinde midir? Böyle bir yere ÇED olumlu kararı verilmesinin gerekçesi nedir?