DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Hasan Karal, olası bir İstanbul depremi için iktidarın hiçbir hazırlık içinde olmadığını belirterek, “Hükümetin işi gücü bırakıp olası İstanbul depremine hazırlık yapması lazım. Deprem, binalarla birlikte bütün sanayinin, ülkenin önemli ticaret merkezlerinin yerle bir olması demek. Bu nedenle olası bir İstanbul depreminde canlarımızı kaybetmemizin yanında milli güvenliğimiz de tehlikeye düşebilir” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Hasan Karal, memleketi Rize’de basın mensuplarıyla bir araya geldi. Gazetecilerle sohbet eden Milletvekili Karal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin çok zor bir ekonomik dönemden geçtiğini belirten Karal, adaletin ve hukukun olmadığı bir yerde ekonominin iyi olmasının mümkün olmadığını söyledi. Yabancı yatırımcıların, ülkede hukukun ve adaletin olmadığını görünce “Ben bu ülkeye gelip nasıl yatırım yapayım, kendimi nasıl güvence altına alayım?” diye düşünüp, yatırım yapmaktan vazgeçtiğini kaydeden Milletvekili Karal, “Yabancı yatırımcı gelmeyince çareyi faizleri artırmakta buldular, dünyanın en zengin faiz cenneti olduk. Devletin resmi faizi yüzde 40, özel bankalar yüzde 60’a kadar faiz veriyor. Parası olan bankaya parasını yatırıyor. Bu ortamda vatandaş neden yatırım yapsın, neden gidip üretim yapsın, ticaret yapsın. Böyle bir ülke büyümez ki, üretime geçmez ki. Böyle bir ülkenin parasının değeri de düşer, enflasyon da fırlar.” şeklinde konuştu.
‘Gürcistan’ın parası, bizim paramızdan 10 kat değerli. Başka bir şey konuşmaya gerek var mı?’
İstanbul Milletvekili Hasan Karal, Karadeniz’e komşu Gürcistan’ın para birimi Gürcistan Larisi’nin Türk Lirası’ndan 10 kat daha değerli olduğunu, bundan 4-5 yıl önce Türk Lirası’nın ise Gürcistan Larisi’nden 2,5 kat daha değerli olduğunu anımsattı. Türkiye’nin her geçen gün fakirleştiğini ifade eden Karal, şöyle devam etti:
“Gürcistan, vatandaşları gelip bizim ülkemizde Karadeniz’de, Rize’de çalışan, günlük yevmiye ile geçimlerini sağlayan vatandaşlara sahip fakir bir ülke. Böyle bir ülkenin parası, bizim paramızdan 10 kat daha değerli olmuş. Başka bir şey konuşmaya gerek var mı? Ne yazık ki Gürcistan Larisi değerlenmedi, bizim paramız değer kaybetti. Dolar değerlenmiyor, doların dünyanın her tarafında değeri aynı, ama bizim paramız doların karşısında devamlı değer kaybediyor. 12 bin 600 dolara çıkan milli gelirimiz, 9 bin doların altına düştü. Gün geçtikte fakirleşiyoruz. Dünyada milli geliri düşen tek ülkeyiz. Herkes bunu arabasına benzin alırken, mazot alırken, bakkaldan ekmek alırken, marketten alışveriş yaparken yaşıyor.”
‘TÜİK doğru rakam vermese ne olur, vatandaş pazarda, markette zamları iliklerine kadar hissediyor’
Milletvekili Karal, devletin kurumlarının ve güvenilirliğinin kalmadığını ifade etti. Her ay enflasyon verilerini açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) doğruları açıklamadığını bildiren DEVA Partili Karal, “Bağımsız bir kuruluş olan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) enflasyonu yüzde 120 diyor, TÜİK yüzde 60 olarak açıklıyor. Arada yüzde 100 fark var. Bu duruma ‘Sen nasıl yalan yanlış bilgi yayarsın’ diye devletin mahkemeleri hesap soramaz mı aslında? Soramıyor, çünkü gerçek ENAG’ın açıkladığı rakamlar. Kafasından onu yazmıyor. Gidiyor, objektif bir şekilde marketten sepeti dolduruyor, enflasyon budur diyor. Ama TÜİK rakamları yanıltarak veriyor. TÜİK doğru rakam vermese ne olur. İnsanlar markete, pazara gidince gelen zamları görüyor, iliklerine kadar hissediyor.” şeklinde konuştu.
‘Hükümet deprem için tedbir almak yerine İstanbul’un nüfusunu artırma gayretinde’
Karal, olası İstanbul depremi ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Deprem uzmanlarının her gün hükümeti uyardığını ve önlem alınması gerektiğini söylediğini aktaran Milletvekili Hasan Karal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son birkaç ay içerisinde Marmara Bölgesinde 5-6 deprem oldu. Uzmanlar uyarıyor, deprem bilimciler uyarıyor. Büyük felaketin geldiğini her fırsatta söylüyor. Ama görüyoruz ki hükümet tedbir almak yerine İstanbul’un nüfusunu artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. Kanal İstanbul, finans merkezini İstanbul’a taşımak, büyük binalar yapmak gibi. İstanbul’un nüfusunu yükseltme gayreti peşindeler. Hükümetin işi gücü bırakıp İstanbul depremine hazırlık yapması lazım. Deprem, binalarla birlikte bütün sanayinin, ülkenin önemli ticaret merkezlerinin yerle bir olması demek. Bu nedenle olası bir İstanbul depreminde canlarımızı kaybetmemizin yanında milli güvenliğimiz de tehlikeye düşebilir. Acilen tedbir alınmalı.”