DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, enflasyon ve hayat pahalılığının toplumsal hayatta yol açtığı tahribatlara dikkat çekti. Halkın içinde bulunduğu olumsuz koşulları anlatan Avşar, iktidarın ülkeyi enflasyon canavarının pençesine teslim ettiğini belirterek, bu durumun geçim sıkıntısı çeken aile sayısının artmasına, yoksulluğun ve borçlanmanın derinleşmesine, toplumda sosyal dengenin ve adaletin bozulmasına neden olduğunu söyledi.
“Enflasyon toplumun ahlakını bozan, yozlaştıran bir numaralı halk düşmanıdır”
Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “enflasyon toplumun ahlakını bozan, yozlaştıran bir numaralı halk düşmanıdır” ifadesini hatırlatan Avşar, “O yıllara şöyle bir bakalım, enflasyon bir taraftan pahalılığını arttırıp yoksulluğa sebep olurken, diğer taraftan ahlak ve toplumsal düzeni bozuluyordu. Hırsızlık, soygun, yolsuzluk artıyordu. İşte Bunun içinde enflasyona bir numaralı halk düşmanı ve tek kollu canavar yakıştırması yapılıyordu.” dedi.
“İktidar, Türkiye’yi enflasyon canavarının pençesine teslim etmiştir”
“Bugün toplumun durumu tam anlamıyla budur” diyen Avşar, iktidara yüklendi: “İktidar ülkeyi tekrar o günlere götürmüş, Türkiye’yi enflasyon canavarının pençesine teslim etmiştir.”
Avşar, “Yükselen enflasyon satın alma gücünü azaltarak temel ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırıyor ve ekonomik belirsizlikler de her gün daha da derinleşiyor. Bu durum, geçim sıkıntısı çeken ailelerin sayısının artmasına, yoksulluğun ve borçlanmanın derinleşmesine, toplumda sosyal dengenin ve adaletin bozulmasına neden oluyor.” diye konuştu.
“Mutlu bir azınlık dışında herkes enflasyonu yaşıyor”
“Okulu bırakan çocuklar da sattığını yerine koyamayan kepenk indiren esnaf da malı tarlada kalan çiftçi de ay sonunu getiremeyen memur da işinden olan işçi de tenceresi kaynamayan kadın da özetle mutlu bir azınlık dışında herkesin bunu yaşadığını söyleyen Avşar; “Açlık sınırının 17.725 TL ve yoksulluk sınırı 57.736 olduğu bir ülkede, buna karşın asgari emekli maaşı 10.000 lira iken asgari ücret 17.002 lira ise burada insan onuruna yakışır bir hayat mümkün olamaz.”
“En temel ihtiyaç olan beslenme -gıdaya erişim- dahi asgari ücretin üstünde kalıyorsa refahtan bahsetmek mümkün olmaz.”
En temel ihtiyaç olan beslenme ve gıdaya erişimin dahi asgari ücretin üstünde kaldığına işaret eden Avşar, bu tabloda refah seviyesinden bahsedilemeyeceğini vurgulayarak “Unutulmamalıdır ki; bu ihtiyaç devletin vatandaşına asgari düzeyde ulaşmasını sağlaması gereken anayasal yaşam hakkıdır.” ifadelerini kullandı.
Avşar, yoksulluğun çok derin hissedilmeye başladığını ve toplumda çeşitli fraksiyonlar ortaya çıkardığını dile getirerek, bu durumu şu örneklerle açıkladı: “Mesela tenceresi kaynamayan kadınlarda ‘kadın yoksulluğu’, emekli maaşı yetmeyende ‘emekli yoksulluğu’, kazandığı ile ailesini geçindiremeyen emekçide ‘çalışan yoksulluğu’ olarak çok derin bir şekilde görülmektedir.”
“Geçmişte inkâr ettikleri yoksulluğun ceremesini şimdi vatandaşın sırtına bırakıyorlar.”
Avşar; “Geçmişte bu yoksulluğa sebep olan akıl dışı ekonomi politikaları ve kamudaki şatafat devam ettirilerek inkâr edildi, şimdide ‘inkar ettiklerimizi düzelteceğiz’ diyorlar. Ama ceremesini yine vatandaşın sırtına bırakıyorlar.” İfadelerini kullandı.
İPA verilerine de yer veren Avşar; “İstanbul'da bir ailenin yaşam maliyeti bir yılda 30.563 liradan 55.320’ya yükselmiştir. Yani bir yılda 25.000 TL civarında bir artış olmuştur. (Yaşam maliyeti; asgari düzeyde kira, faturalar, gıda, giyim vb. diğer yaşamsal harcamalardır.) “ dedi.
“Sizce Kaç haneye aylık 55.000 TL girmektedir? Ülkemizde Barınma ve beslenme sorunu yaşanan çok ciddi bir kesim mutlak yoksullukla karşı karşıyadır.”
Avşar, “Sizce İstanbul da veya Tekirdağ da veya Ankara da Malatya da kaç kişinin evine aylık 55.000 TL giriyor?” sorusunu yönelterek, şunları söyledi:
“Yukarıda değindiğim üzere 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 55.000 liranın üzerine çıkmışsa bir evde iki asgari ücretli çalışan olsa dahi 34.000 TL, yine de yoksulluk sınırının altında kalmaktadır. Bu işin uzmanları ve bu konuda çalışma yapan bilim insanları temel insanı ihtiyaçları karşılayamama durumu mutlak yoksulluk diye tanımlıyor. Maalesef barınma ve beslenme sorunu yaşanan ülkemizden çok ciddi bir kesim mutlak yoksullukla karşı karşıyadır.”
“İki bin lira emekli ikramiyesiyle 2018’de kurban kesiliyordu. Bugün, anca 4 kilo et alınabiliyor”
Emekli vatandaşların yaşadığı ekonomik problemlere de değinen Avşar, “Emeklilere gelecek olursak, 2024 yılı emekli yılı ilan edilmişti. Ancak bu emekliyi bitirme yılı, emekliye ızdırap yılı olmuştur.” dedi.
“Emekli vatandaşlarımızın 2 bin TL olan bayram ikramiyesini 3 bin TL’ye çıkarmakla, emekliye tatillerde, yurtlarda kalabilirsin demekle emekli yılı olamaz” diyen Avşar, şu tespitlerde bulundu:
“Önümüz kurban 2 bin lira emekli ikramiyesiyle 2018’de kurban kesiliyordu. Bugün, 2024’te sadece 4 kilo et alınabiliyor. Bu istatistik bile durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.”
Avşar, emeklilerin yıllarca çalıştığını, belli bir yaşa geldiğini, maaşından kesinti yapılarak sigorta ve vergi ödediğini kısacası vatandaşlık görevini yaptığını belirterek, “Şimdi emekli; ‘sıra devletimde bana ihtiyaçlarımı karşılayabileceğim, kimseye muhtaç olmayacağım bir maaş bağlasın istiyorum’, diyor. Ama iktidarın kendi yarattığı krizin faturasını yine emeklilere ödetiyor ve emeklilerimizi zor durumda bırakıyor” dedi.
“Toplumumuzda derin yoksullukla birlikte derin bir huzursuzluk hâkimdir. İktidar dünyayı, etrafında mutlu ve imtiyazlı azınlıklar ve sosyal yardımlarla tuttuklarıyla sınırlı görüyor.”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Avşar, bütün bu verilerin şiddettin artmasına, toplumsal eşitsizliğin derinleşmesine, orta sınıfın yok olmasına neden olduğunu kaydetti.
“Toplumumuzu derin yoksullukla birlikte derin huzursuzluk hâkimdir.” diyen Avşar, “Dünyayı, mutlu ve imtiyazlı azınlıklarla ve sosyal yardımlarla etrafında tuttuklarıyla sınırlı gören iktidar, bazen ‘bir parça hayat pahalılığı vardır’, dese de son zamanlarda ‘Türkiye de enflasyon yüksek’ dese de maalesef bu derin yoksulluğun ve derin huzursuzluğun hala farkında değilMİŞ gibi davranmaktadır.” ifadelerine yer verdi.
“Milleti yapay gündemlerle, romantik fantezilerle oyalamayın!”
İktidara bir çağrıda bulunan Avşar; “milleti yapay gündemlerle, romantik fantezilerle oyalamayın! Siyasi manevraları ve laf kalabalığını, Medya manipülasyonlarını bırakın. Memleketin gerçek meselesi, halkın gerçek gündemi ekonomidir, yoksulluktur, geçim sıkıntısıdır. Bu konuda gerçek çözümler geliştirin.” ifadelerini kullandı.
“Adrese teslim devleti ve milleti milyarlarca zarara uğratarak birilerinin cebini dolduran talan düzenine son verin.”
Son olarak tasarruf tedbirlerine değinen Avşar; “Tasarruf tedbirleri diyerek bu yükü sadece kamu çalışanlarının, esnafın, çiftçinin, emeklinin, öğrencinin sırtına yüklemeyin. Adrese teslim devleti ve milleti milyarlarca zarara uğratarak birilerinin cebini dolduran talan düzenine son verin. Kendi itibarınızdan da azıcık tasarruf edin.” diye konuştu.