DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Meclis’te yaptığı basın toplantısında kanunlaşan vergi paketini eleştirdi. Konuşmasında, “kamunun karadeliği” olarak tanımladığı yap-işlet-devret modeli ile hazine garantili kamu-özel-işbirliklerine getirilen göstermelik yüzde 5’lik vergi artışını ve vergi muafiyetine tabi tutulan büyük şirketlere değindi. Avşar, “Sayın Bakan, krizi bu kara delikler dururken emeklilik primiyle, asgari ücretliyle, esnafın vergisiyle, memurun servisiyle, fotokopi kağıdıyla uğraşmakla çözemezsin, yanlış adrestesin” dedi.
“Hazine ve Maliye Bakanı geldiğinden beri rasyonel politikalar dediğini, tasarruf dediğini, ekonominin çok kötü bir durumda olduğunu, bir enkaz devraldıklarını belirtiklerini ve toparlamaya yönelik girişimlerde bulunacaklarını sürekli ifade ettiğini” söyleyen Avşar; “Ancak tasarruf tedbirlerinin vergi kanunun sadece biz vatandaşa yapıldığını görüyoruz. Hep vatandaştan tasarruf beklendi ve vatandaşa yüklendi.” dedi.
“Vatandaşa para yok diyen iktidar, 21/b ile ihaleler verilmeye devam ediyor, kamu özel iş birliklerinin ödemelerine tek kelime etmiyor.”
Avşar, hükümetin birçok konuda para yok dediğini belirterek şöyle konuştu: “Hayvanları yaşatmaya para yok, emekliye para yok, vatandaşa ek vergi var, kamu çalışanına tasarruf tedbirleri uyguluyoruz, diyorlar. İyi diyorsunuz, hoş diyorsunuz da 21/b ile ihaleler verilmeye devam ediyor, kamu özel iş birliklerinin ödemelerine diyecek yok, onlarla ilgili tek bir teklif bile yok. Takır takır artarak ödenmeye devam ediyor.”
“İktidar, bütün büyük işleri bu istisna hükmüne göre pazarlık usulüyle, adeta “ihalesiz” dağıtmaktadır.”
Vergi kanunun içeriğini eleştiren Avşar 21/B pazarlık usulüne ve kamu özel işbirliklerine yönelik kayda değer bir düzenleme olmadığına değinen Avşar; “Kamu ihale kanunu delik deşik eden, yamalı bohçaya çeviren iktidarın, yandaşlarını memnun etmek, rant oluşturmak için kamuoyunda “21/b” olarak bilinen kanun bendinin nasıl çarpıttığını ve yine iktidarın aslında kanun koyucunun istisnai durumlarda uygulanmasına izin verdiği ve kamuoyunda “21/b” olarak bilinen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun pazarlık usulünü düzenleyen 21. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendini olağan bir uygulama haline nasıl getirdiğini konuşmalıyız.” ifadelerine yer verdi.
Avşar “İktidar, neredeyse ülkenin karadelikleri haline gelen bütün ihaleleri bu istisna hükmüne göre pazarlık usulüyle, adrese teslim ‘ihalesiz’ dağıtmaktadır” dedi
“Kanun koyucunun istisnai bir durum olarak belirlediği bent bu iktidar tarafından olağan bir uygulama haline gelmiştir.”
“21/b’yi incelediğimizde kanun koyucu bu bendin iki kısım halinde, şöyle düzenlemiştir. Birinci kısım; ‘doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı, can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen haller…’Bu durumda pazarlık usulü istenilen 3 şirket çağrılıyor ve 1 şirkete ihale verilebiliyor.
“İkinci kısım; ‘İdare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması…’ halidir.” diyen Avşar Buraya dikkatleri çekmek istediğini söyledi ve çok muğlak bir ifade olduğunu ve uygulamada de net olmadığını dile getirdi.
Bu ikinci kısımda bir netlik olmadığı için uygulamada çok ciddi sıkıntılar yaşandığını ve bu bentin suiistimal edilebildiğini söyleyen Avşar; “Bent kapsamında idare tarafından öngörülemeyen durumlar açıkça belirtmediği için yanlış yorumlar ve uygulamalara sebebiyet vermektedir. İdarelerin, çoğu zaman kendi planlama ve zamanlama hatalarını bu bent kapsamında değerlendirerek pazarlık usulünü kullanması maddenin ruhuna aykırılık teşkil etmektedir.” şeklinde konuştu.
“İktidar emekliye 2 bin mi, 2 bin 500 mü verelim tartışmalarını yürütürken meğer 4.5 milyar TL adrese teslim yandaşa saray ihalesi veriyormuş.”
Tespitlerine göre bu yöntemle son verilen ihale 12 Haziran tarihinde tasarruf tedbirlerini, kamu çalışanlarının maaşlarını, fotokopi kağıtlarını, emekliyi yumurta küfesine benzettiğimiz ‘paranın olmadığı gerekçesiyle veremedikleri bir zamanda Kıbrıs’ta 2 milyar liradan başlayıp 4.5 milyar liraya ihale edilen bir saray projesi olduğunu belirten Avşar, “Memleketin her köşesinde saray yapıldığı yetmiyormuş gibi birde Kıbrıs saray yapılıyor.” dedi.
Avşar, “Böylece Kıbrıs’taki Külliye Projesini ihaleye çıkarmıştır. Nasıl mı? Tabi ki, 21/b ile ve en çok kazandırdığı firmalardan biri olan Siyah Kalem Mühendisliğe hem de 4.5 milyar TL’ye vermiştir.” dedi.
Rakamı karşılaştırmak için ifade ediyorum, yüzde 5’lik vergi artışıyla şirketlerden güya toplanacak bütün vergilerin 8 katından fazlasına denk geldiğini ifade eden Avşar; “Şimdi arkadaşlar, bu ihaleyi, söz konusu bendin hangi hükmüne dayanarak Siyah Kalem Mühendisliğe verdiniz? Bu Saray’ın yapımı ön görülmeyen bir şey mi? yoksa çok ivedi bir şey miydi? “ şeklinde konuştu.
Avşar, “herhalde çok aciliyeti vardı ki; bu sarayın yapımı için bu ağır ekonomik şartlar altında hemen yapalım dediler” dedi.
“Çorlu’ya okul diyoruz, ‘para yok’ Ergene zehir akıyor ‘para yok’, Ayçiçeğine kaynak ayırın ‘para yok’ ama saraylara, lükse şatafata ‘para çok’.”
Avşar, “Memura para yok, işçiye yok, Tekirdağ çorluda bangır bangır bağırıyoruz diyoruz ki; ‘okul yok’ ama okul yapmaya para yok. Ergene zehir saçıyor. Çorlu’da yaşayan 350 bin vatandaşımız zehirleniyor. Burayı temizleyin diyoruz, buraya çözüm bulun diyoruz, oraya para yok, çiftçiye yok, esnafa yok. Ama iktidarın gündeminde saraya yandaşa her zaman para var. Bu da ekonomi yönetiminde tasarruf yönetiminde ne kadar ikiyüzlü olduklarını bir kez daha ortaya koyuyor.” dedi.
“Kamu İhale Kanununda yaklaşık 200 değişiklik yapılmış ve istisnalara isim verilmek için alfabe de artık harf kalmamıştır.”
Konuyu özetleyen Avşar; “Kamu İhale Kanunu’nda 22 yılda yaklaşık 200 değişiklik yapılmış ve istisnalara isim verilmek için alfabe de artık harf kalmamıştır. Ama iktidara bu kanunu tartışalım, deliğin büyüğü burada dersek, mümkün değil kabul etmezler, siz getirin konuşalım dediğimizde işlerine gelmez, dinlemezler. Onlar dinleseler de, bir şey yapmak isteseler de onlarlık bir durum yok, emir büyük yerden” dedi.
Avşar, “Sizi çok rakama boğmadan dikkatlerinizi çekmek istediğim bir başka önemli diğer konu da aslında iktidar hariç herkesin konuştuğu, büyük eleştirdiği yap-işlet-devret modeliyle hazine garantili kamu özel iş birlikleridir.” ifadesini kullandı.
“Vatandaşa ek vergi geldiği zaman 5 büyük yandaş şirkete 128 kez vergi muafiyeti verildi.”
“Bu KÖİ’ler, 4-5 büyük şirketin konsorsiyumunda toplam 44 şirket ile yapılıyor.”, şeklinde konuşan Avşar; “Koca ülkede bütün şehir hastaneleri, otoyollar, köprüler, tüneller, havalimanlarını bunlar yapıyor ve işletiyorlar. Bunların çalışma usulü malumunuz ‘yap- işlet-devret’ ama devlet garantisiyle çalışlar. Yani zarar etme diye bir risk yoktur. Koca devletin garantisi var. Ne ala memleket!”
“Bakın vatandaşa ek vergi geldiği zaman Cengiz İnşaata 30 kez, Kolin İnşaata 36 kez, MAKYOL’a 24 kez, Kalyon’a 19 kez Limak’a 19 kez vergi muafiyeti verildi. Bu şirketlerin hiçbiri de neden muafiyet aldıklarına dair en ufak bir açıklama yapmadı. Birde yeni vergi paketinde alay eder gibi bunların vergi yüklerini %25’ten %30’a çıkardılar.”
“Sayın Bakan, vergi artışını %100 çıkarsan ne olacak ki, zaten tahsilat yapmıyorsun.”
Avşar; “Ya %25’ten %50’ye, %100’e çıkarsanız ne olacak ki; adamlar zaten vergi ödemiyor ki. Tahsilat yapamıyorsun ki, %25’ten %30’a çıkarıyorsun.”, dedi.
Avşar; Sayın Şimşek, biz şirketler dedik, kamu özel işbirlikleri dedik, bunların muafiyetleri var dedik. Bunlar memleketin sırtında, kanını emen sülükler dedik, oda biliyorlar, farkında. Dostlar alışverişte görsün diye bunlar yalandan, milleti aldatacaklarını zannederek % 5’lik bir vergi zammı getirdiler.” ifadelerini kullandı.
Avşar, “Sayın Şimşek, Sırf insanların gazını almak, eleştirilerini bertaraf etmek için bu %5’lik artış koydu, Kimseyi aldatmayın” şeklinde konuştu.
“Sayın Şimşek vergiden muaf tutuğunuz o çok kazananları, nasıl çok kazanandan çok vergi almak sınıfına sokacaksınız.”
Avşar, “Sayın Bakan ‘az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alacağız’, sözünü diline pelesenk etmiş, her fırsatta tekrarlıyor. Evet anladık, az kazanandan çok alıyorsunuz da peki hiç vergi dahi alamadığınız bu şirketleri Hiç vergi almadığı milletin hazinesine dadanmış, her gün sömüren bu şirketleri ‘çok kazanandan çok vergi almak’ sınıfına nasıl sokacaksınız?” dedi.
“Adrese teslim ‘ihalesiz’ anlayışa son vermeyen iktidar, öğrencinin ve çalışanın yurtdışı harçlarını arttırmakla sonuç alamaz.”
Avşar, “Kanunda istisna olan 21/b pazarlık usulünü olağan usul olmaktan çıkarmayan iktidar, rekabet ortamıyla kamu yararı gözeterek ihaleye çıkmayan iktidar, Adrese teslim “ihalesiz” anlayışa son vermeyen iktidar, öğrencinin ve çalışanın yurtdışı harçlarını arttırmakla sonuç alamaz. Koca delikleri 150 liralık harcı 500 liraya çıkarak, kapatacaklarını zannediyorlar. İktidarın şuan yaşadığı gerçekten bir akıl tutulmasıdır.” dedi.
Avşar, döviz endeksli, hazine garantili, yap-işlet-devret modelini düzeltmedikçe memurun servisini keserek sonuç alamayacağını, imar rantlarına son vermedikçe, bu milletin omuzlarından kur korumalı mevduatı indirmedikçe emeklinin yüzde 5 prim desteğini keserek sonuç alamayacağını söyledi.
“Varlık fonuna son vermedikçe, dünyanın en yüksek faizini ödedikçe, asgari ücreti arttırmayarak garibin gurabanın hakkından kesinti yaparak sonuç alamaz.” diyen Avşar; “Vergi yükünü azaltacak 1 madde dahi yokken, vergi adaleti sağlanmamışken vergi sistemini, ekonomik faaliyeti boğacak noktaya getirerek kâğıt üzerinde yapılan hesaplardan sonuç alamaz. İsraf, yolsuzluk tam gaz devam ederken vergiyle, zamla küçük esnafın yükünü arttırarak, orta direği boğarak sonuç alamaz” dedi.
“Bu milletin parasını pulunu, taşını toprağını bu şirketlerin önüne seren çark kırılmadıkça iktidardan ne gelirse gelsin hiçbir vatandaşa çözüm olamaz.”
“Milyarlık vergi aflarını Maliyeyle uzlaşma yoluyla bir kalemde sıfırlanırken, çok kazanan hiç vergi ödemezken emekliye 2500 TL bahşiş vererek sonuç alamaz.”, dile getiren Avşar, “Özetle değerli arkadaşlar, bu vergi paketi başta dediğim gibi çözüm değildir ve bir sonuç görmüyoruz. Paketin çoğu maddesinde vatandaşın sırtına ekstra yüktür. Vergi mi? Vatandaşa, tasarruf mu? Vatandaşın maaşından, asgari ücretliden tasarruf. Bu milletin parasını pulunu, taşını toprağını bu şirketlerin önüne seren çark kırmadıkça iktidardan ne gelirse gelsin hiçbir vatandaşa çözüm olamaz.” şeklinde konuştu.
SONRAKİ HABER
Milletvekili Ösen’den Kanun Teklifine “Hayır”: Hükümetin derdi üzüm yemek, sorunu çözmek değil!
BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN
Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.