DEVA Partisi Milletvekili Cem Avşar TBMM’de düzenlediği basın toplantısında “Kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm’ yasası olarak bilinen kanunun çok tartışılan rezerv yapı alanı tanımına ‘afete karşı dirençli olmayan yapı stoku ya da kamu arazi alanları’ ibaresinin eklenmesini öneren kanun teklifimizi Meclis’e sunduk. Bu kanun teklifimiz, iktidar için bir samimiyet testi, turnusol kağıdı olacaktır. Şayet bu konuda samimiyseniz, amaç tamamen riskli alanların dönüşümü ise buyurun teklifimizi destekleyin ki, kamuoyu da halkımız da rahatlasın” şeklinde konuştu.
‘Son zamanlarda bütün değişiklikler bir grubu, bir zümreyi, bir azınlığı mutlu etmek ve tabiri caizse iktidarını muhkem kılmak üzere yapılmaktadır’
Söz konusu yasa teklifinin 6. maddesinde geçen rezerv alan tanımından “yeni yerleşim alanı olarak” ibaresinin çıkarılması kamuoyunda ciddi tartışmalara ve kaygılara yol açtığını, ifade eden DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, “Anayasalar; kanunlar, yönetmelikler, genelgeler halkın yaşam koşullarını düzenlemek, kolaylaştırmak, gelişimi önündeki olası engelleri ve problemleri ortadan kaldırmak üzere yapılır, uygulamaya konulur. Son zamanlarda bütün değişiklikler bir grubu, bir zümreyi, bir azınlığı mutlu etmek ve tabiri caizse iktidarını muhkem kılmak üzere yapılmaktadır. Bu bakış açısı ve yaklaşım ile maalesef kanunlar ve düzenlemeler sorunlara yeterince çözüm olamıyor, sorunlar bitmiyor. Aksine çoğu zaman derinleşiyor, çıkmaza giriyor. İmar affı yasasında olduğu gibi. Toplum bunu yaşadı, canıyla ödedi. Şimdi etkileri hala devam ediyor. Yapı kayıt mağdurları diye yeni bir mağdur kitle oluştu.” dedi.
“İktidar, sizden ne gelirse gelsin ‘istemezük’ deyip yeterince tartışma ve konuşma zemini vermiyor”
Avşar, “Yüce Meclis’te çoğunluğu eline alan iktidar, sizden ne gelirse gelsin ‘istemezük’ deyip yeterince tartışma ve konuşma zemini vermiyor. Muhalefet şerhleri dikkate alınmıyor. Bu yasada da aynı durumu yaşadık, yasa komisyondan ve genel kuruldan jet hızıyla geçti ve kanunlaştı” ifadelerini kullandı.
‘Kanunun lafzı ve ruhuna aykırı bir düzenlemeler var’
“6 Şubat Kahramanmaraş depremleri ile birlikte afet riski altındaki alanların tespiti ve dönüştürülmesi çok daha önemli ve öncellikli hale geldiği, bunun için mevcut kanunun yetersiz kaldığı, idarenin hareket alanının dar olduğu, uygulama tarafının ağır ilerlediği, kaynak sorunlarının ortaya çıktığı gibi kaygılarla söz konusu kanunda 21 maddelik bir değişiklik teklifi hazırlandı ve kamuoyuna sunuldu” diyen Avşar, “Ancak kentsel dönüşüm deyince kabarık sicillerinin de etkisiyle rant kokuları almaya başladık. Baktık ki; kanunun lafzı ve ruhuna aykırı bir düzenlemeler var. Yani riskli alanların dönüşümü deniliyor ve ‘adı da bu’ ancak, düzenlemenin riskli alanla sınırlı olmadığı, tüm yapı stokunun hatta sadece yapılı çevre değil doğal çevrenin de bu kapsama girdiğini gördük. Yani bir şarta bağlı kalınmaksızın, şehir merkezinde yüksek rantlı alanlar rezerv alan olarak ilan edilebileceği gibi afet riski taşımadığı halde ev ve iş yerlerine de el konulabilmesi ve mülkiyet haklarının ihlal edilebilmesi söz konusu olabilecektir” şeklinde konuştu.
Bununla birlikte tanımda belirtilen TOKİ’nin veya idarenin odaktan kopacağı, riskli yapı üzerinde yoğunlaşamayacağı ve kaynakların bu alana aktarılamayacağı gibi sonuçlar getirebileceğini ifade eden Avşar, ayrıca Bakan Özhaseki’nin beyanları ile ilgili şunları söyledi:
“Rezerv alan olarak boş ve kamu arazilerini kast ettiklerini, özel araziler içinde kamu arazileri varsa, oraları da rezerv alan ilan etmek istediklerini, illa da dışardan bir alan zorunluluğu anlaşılmasın, mahkemeler bizi zorlamasın, yürütmeyi durdurma kararı vermesin, ivedilikle dönüşümü sağlayalım istiyoruz” sözlerine yer vermiştir. Bütün bu endişeleri gidermek, alan tanımının odağını daha belirgin ve anlaşılır kılmak ve beyanları da yasal zemine oturtmak üzere ilgili kanunun 2. Maddesinin 1. Fıkrasının c bendine ‘Afete karşı dirençli olmayan yapı stoku ya da kamu arazi alanları’ ibaresi eklenerek alan sınırlandırılması gerektiğini teklif etmekteyiz. Böylece tanım, ‘Rezerv yapı alanı: Bu kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen Bakanlıkça belirlenen afete karşı dirençli olmayan yapı stoku ya da kamu arazi alanlarını,” şeklinde değişmiş olacaktır.”
Avşar, “Bu teklifimiz, iktidar için bir samimiyet testi, turnusol kağıdı olacaktır. Şayet bu konuda samimiyseniz, amaç tamamen riskli alanların dönüşü ise buyurun teklifimizi destekleyin ki, kamuoyu da halkımız da rahatlasın” sözleriyle çağrıda bulundu.
Yerel yönetim Seçimlerini değerlendiren Avşar, “Belediye seçimlerine 4 ay kaldı. DEVA Partisi, DEVA Belediyecilik anlayışıyla hazır. 3 Aralık Pazar günü 51 il ve ilçe adayımızı tanıttık. Genel merkezimizde kurulan komisyonlarımızla başvurularımız devam ediyor. Yaklaşık 2 yıl önce Yerel Yönetimler ve Şehircilik Eylem Planımızı açıklamıştık. Bu eylem planımızda hem merkezi hükümetin hem de belediyeler eli ile yapılması gereken kapsamlı çalışmalar bulunmaktadır” dedi.
‘DEVA Belediyeciliği anlayışıyla, yerel yönetimlere yeni bir bakış açısı getireceğiz’
Avşar, DEVA Belediyeciliğinin temel hedeflerini şu şekilde anlattı:
- “Öz kaynaklarını geliştirecek, merkezi yönetime bağımlı olmadan iş ve hizmet üretecek kurumsal yapıya sahip, yeni ve güçlü bir DEVA Belediyeciliği anlayışıdır,
- Ayrıca haksız kazanca ve Yolsuzluğa Geçit Vermeyen bir DEVA Belediyeciliği anlayışı getireceğiz.
- Katılımcı ve Çoğulcu Demokrasiyi İşleten Bir DEVA Belediyeciliği Anlayışı Getireceğiz.
- İnsan Odaklı ve Eşitlikçi Kentler Kuran Bir DEVA Belediyeciliği Anlayışı Getireceğiz.
- Geleceğin Şehirlerini Kuracak, Ulaşım ve Erişim Sorunlarını Çözecek Bir DEVA Belediyeciliği Anlayışı Getireceğiz.
- Çevre, Kültür ve Spor Dostu Şehircilikle, Hayat Kalitesi Yüksek Bir DEVA Belediyeciliği Anlayışı Getireceğiz.”
‘Her adayımız, DEVA Etik Kurallar Bildirgesi’ndeki tüm ilkelere uyacağını beyan, kabul ve taahhüt edecektir’
“Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz” diyen Avşar, “Belediye başkan adaylarımız daha seçimlere girmeden önce, DEVA Belediyeciliği Etik Kurallarına bağlı kalacaklarına dair imzalı bir taahhütname verecekler ve belediye başkan adaylarımız şu ilkelerle çalışacaklar ve bu taahhütle milletimizin karşısına çıkacaklar” dedi ve ilkeleri sıraladı:
- Dürüstlük,
- Şeffaflık, Katılımcılık ve Hesap Verebilirlik,
- Adalet ve Eşitlik,
- Ayrımcılık Yapmama ve Liyakatı Esas Alma,
- Çıkar Çatışmasını Önleme,
- Hediye ve Menfaat Kabul Etmeme,
- Kamu Yararını Üstün Tutma,
- Kamu Kaynaklarını Koruma,
- Siyaset Finansmanını belediye yoluyla Önlenme,
- Gizli Bilgileri İfşa Etmeme ve Kişisel Amaçlı Kullanmama
‘Objektif kriterlere göre Belediyelerimizin karnelerini çıkaracağız’
“Üçüncüsü yetkili organlarımız aracılığıyla bu etik kuralların uygulamasını düzenli olarak izleyecek, denetleyecek ve her bir belediyemizin bu konudaki karnesini objektif performans kriterlerine göre oluşturacak ve bu karne notlarını da şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşacağız.” şeklinde konuşan Avşar, “Bu da yine Türkiye’de bir ilk olacak.” dedi.
‘Halkımız, hükümete 31 Mart’ta sarı kartı gösterecektir’
Avşar, “31 Mart seçimleri ile vatandaşımızı, “hükümete dikkat et, gözüm üzerinde, hatalarından vazgeç” diye sarı kart gösterecektir. Ancak hükümet bu şekilde faullü oynamaya devam ederse, 2028 genel seçimlerinde halkımızdan kırmızı kart da yiyecektir. Bundan emin olsun.” dedi.
Avşar konuşmasını sonlandırırken demokrasi isteyen, dürüst ve liyakatli tüm vatandaşları DEVA’ya beklediklerini söyledi.