DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, “ne eğitimde ne işte olan gençleri” Meclis gündemine taşıdı. Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündem dışı söz alan Avşar, Türkiye’deki gençlik potansiyeline dikkat çekerek, “En büyük sermayemiz genç nüfusumuzdur. Asıl mesele bu potansiyelin eğitime ve istihdama ne kadar katıldığıdır” dedi. Avşar, eğitim ve istihdamda yer almayan genç sayısının 2 buçuk milyon dolaylarında olduğunu ve toplumda oluşan negatif algının onların içe kapanık, izole yaşamasına yol açtığını belirterek, gençlerin suça sürüklendiğini dile getirdi. Avşar, sorumlu Bakanlıkların ise konuyla ilgili bir çalışmasının olmadığı ifade etti.
Avşar, “Bu çocukların neredeyse tamamı bu iktidar döneminde doğdu, bu iktidarın politikalarıyla yetişti. Beyin göçü, psikososyal sorunlar, suç oranları, aile huzurunun bozulmasının nedeni nedir? Sorumlusu kimdir?” dedi ve 23 yılın muhasebesinin yapılması gerektiğini söyledi. Avşar, kamu kurum ve kuruluşları, iş dünyasını ve ilgili STK’ları iş birliğine davet etti.
‘Terör örgütü ve işbirlikçisi emperyalist güçlerin kirli hesapların hiçbir zaman tutmayacak’
Sözlerinin başında TUSAŞ’a yapılan saldırıyı kınayan Avşar şöyle konuştu:
Türk “Havacılık Uzay Sanayi’nin Kahramankazan yerleşkesine gerçekleştirilen kalleş terör saldırısında şehit düşen TUSAŞ çalışanları Cengiz Coşkun, Zahide Güçlü, Hasan Hüseyin Canbaz, Atakan Şahin ve taksi şoförü Murat Arslan’a Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır; yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Terör örgütü ve işbirlikçisi emperyalist güçlerin birlik, beraberlik ve kardeşliğimiz üzerinde yaptığı kirli hesapların hiçbir zaman tutmayacağını, emellerine asla ulaşmayacaklarını belirtiyor ve terörü lanetliyorum.”
‘En büyük sermayemiz, en büyük potansiyelimiz genç nüfusumuzdur.’
Uluslararası literatürde ne eğitimde ne işte olan gençlere verilen ismin NEET (Neither İn Employment Nor İn Education Or Training) “ne işte ne de eğitimde” olan nüfus olduğunu kaydeden Avşar; “Hepinizin bildiği üzere Türkiye’nin zengin petrol kaynakları, doğalgaz kaynakları veya altın madenleri yok. Bizim en büyük sermayemiz, en büyük potansiyelimiz genç nüfusumuzdur. Geleceğimiz, emeklerimiz, gelişmemiz geçmişte olduğu gibi bugünde bu genç nüfusa ve çalışıp üretmelerine bağlıdır. Biz açık ara farkla genç nüfusu olarak Avrupa’da birinci sırada yer alıyoruz” diye konuştu.
Avşar, “tahmin edileceği üzere ne eğitimde ne işte olan genç nüfusta da açık ara farkla birinciliği kimseye kaptırmadığımızı” belirtti. Avşar “Niye tahmin edeceğiniz gibi diyorum. Çünkü bu iktidar sayesinde olumsuz şeylerde yani enflasyonda, işsizlikte, gelir adaletsizliğinde birinciliği kimse kaptırmıyoruz. Gerçi, hak yememek lazım, olumlu konularda da birinciyiz ama sondan.” dedi.
‘Asıl mesele; bu enerjinin ve potansiyelin eğitime, istihdama ne kadar kattığımızdır.’
Avşar, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminin verilerine göre 2023 yıl sonu itibarıyla 15-24 yaş grubundaki genç nüfusun 13 milyon civarında olduğu ve bu oranın toplam nüfusun %15 ini oluşturduğunu söyledi ve asıl meselenin bu enerjinin ve bu potansiyeli ne kadarının değerlendirildiği, eğitime ve istihdama katıldığının olduğunu ifade etti.
‘Bu sayı ülkemizde 2,5 milyon civarındadır.’
Avşar, “OECD'nin ‘Bir Bakışta Eğitim' raporuna göre ülkemizde 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 31,1'i ne bir okulda eğitim alıyor ne de bir işte çalışıyor. Bu oran, OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 13,7 olarak kayıtlara geçerken Almanya'da yüzde 9, İngiltere ve ABD'de yüzde 14’tür. Ülkemizde 18-24 yaş aralığında ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı ise yüzde 41,4’tür. Bu oran OECD ortalamasında ise yüzde 14,4’tür” diye konuştu.
‘Bu gençlerin yüzde 86,3’ü ‘bir tanıdığı olmadan Türkiye’de iş bulmanın zor olduğunu’ düşünüyor.’
Avşar, sahip oldukları enerji, düşünce ve fikir açısından tam üretim çağında olan bu kitlenin, şu anda pasif ve tüketici konumunda olduğunu belirtti.
Avşar, “İstanbul İstatistik Ofisi’nin NEET gençlere yönelik gelecek kaygısını ve yaşam algısını konu edinen 2021 tarihli araştırmasına göre, bu gençlerin %86,3’ü ‘bir tanıdığı olmadan Türkiye’de iş bulmanın zor olduğunu’ düşünüyor, %52,9’u ise ‘Türkiye’de iyi eğitim alanların iyi yaşam sürdüğü’ fikrine katılmıyor ve bu şekilde düşünenlerin oranı ilkokul mezunu olan gençlerde %76,5’e ulaşıyor. Bu durum aynı zamanda geçmiş yıllarda oldukça kabul görülen bir algı olan ‘okul okuyarak başarılı olma’ kabulünün ne kadar sarsıldığını da gösteriyor. Yine araştırmalarda bu gençlerin %75 i yurt dışında daha iyi imkanlar bulacağına inanıyor. Burada genellikle ‘daha iyi iş’ olarak görülenin, kalifiye olunması gereken işlerden ziyade zaman-iş-gelir ekseni arasında insanlara daha yaşanabilir hayatlar sunan ülkelerin sağladığı iş imkânları olduğunun altını çizmek önemli. Şoförlük, kuryelik, garsonluk, çocuk bakıcılığı vb. gibi meslekleri kapsayan hizmet sektörü burada özellikle ön plana çıkmaktadır” İfadelerini kullandı.
‘Gerek aile içinde gerekse toplumda oluşan negatif algı gençleri içe kapanık ve toplumda izole yaşamasına yol açıyor.’
Gerek aile içinde gerekse toplumda oluşan negatif algı gençlerin içe kapanık ve toplumda izole yaşamasına yol açtığını ifade eden Avşar, “üretmesi ve kazanması gerektiğini kendisi de farkında olan gençler, bu imkânı bulamayınca çeşitli yasal olmayan yolara ve arayışlara girdiğini görmekteyiz.” dedi.
Avşar, bu durumun kısa yoldan para kazanma ve ihtiyaçlarını karşılama dürtüsüyle uyuşturucu kullanımı ve madde bağımlılığına, sanal bahis ve şans oyunlarına, hırsızlık ve şiddete kadar götürdüğünü dile getirdi.
“Bu yola tevessül eden gençlerde yaygın olarak ruhsal sorunlar, antidepresan kullanımı, saldırganlık, şiddete meyil ve aile ile çatışma hali görülmektedir. “, diyen Avşar, “Nitekim özellikle son zamanlarda yaşanılan feci olaylar bu kategorideki gençler tarafından ve bu durumun bir sonucu olarak ortaya çıkıyor” ifadelerine yer verdi.
‘Sorumlu bakanlıkların konuyla ilgili bir çalışması yok.’
Bugüne kadar dünyada neler in yapıldığına değinen Avşar, “Ne yapılmış, Japonya bu sorunu 2006’larda konuşuyormuş, 15 yıl önce çözmüşler. Bizdeyse 2020, 2021,2022 tarihlerinde bu konu istatistiklere işlenmiştir. İŞKUR ve AB ile ortak ‘neet pro’ diye bir programı yapılmış ancak sonrasında bu konu rafa kaldırılmıştır” dedi.
Avşar, bugüne geldiğimizde bu gençlerden sorumlu olarak başta Gençlik ve Spor Bakanı, Çalışma Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın somut bir projelerinin olmadığını söyledi. Avşar, “Bakanlıkların gündeminde yok ama İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib AVDAGİÇ’in 1-1 buçuk milyonunun çok hızlı şekilde iş hayatına kazandırılması gerektiğinin ifade etmiştir. Bu çağrıyı kıymetli buluyorum” dedi.
‘Bu çocukların neredeyse tamamı bu iktidar döneminde doğdu’
“Bu çocukların neredeyse tamamı bu iktidarın işbaşında olduğu dönemde doğdu” diyen Avşar, “İktidarın eğitim politikaları, programları, istihdam planları, ekonomik istikrarıgibi etkenlerin hepsi bu nesil üzerinde etkili olmuştur. Onların iktidarıyla büyüdü bu çocuklar, onların kurdukları sistemden geçtiler” ifadelerini kullandı.
Avşar, “Sayıların bu kadar fazla olması, beyin göçü, psikolojilerinin bozulması, ailelerin huzurunun kaçması, çocukların suça karışma oranın bu kadar yüksek olması gibi konularda kim suçlu o zaman? Hayır bizim suçumuz değil diyorlarsa 23 yılda ne yaptılar veya yapamadılar da bu sorun bir beka sorunu halini aldı?” sorularını yöneltti.
‘Gençler; yandaş gençlik, öteki gençlik, beriki gençlik, senin gençliğin, benim gençliğim diye hep ikiye ayrıldı.’
Avşar, her kesimi kutuplara ayırdıkları gibi gençleri de “yandaş gençlik, öteki gençlik, beriki gençlik, senin gençliğin, benim gençliğim” diye ayırdıklarını,
“devlet imkanlarından bir kesim dibine kadar faydalanırken, bir kesimin yanından bile geçemediğini, dışlandığını, aidiyet hissi oluşmadığını ve farklı arayışlara girdiğini” belirtti ve iktidar hırsıyla bu çocukların umutları ve hayallerinin çalındığını dile getirdi.
‘Bunun adı: Kayıp Gençlik’
Avşar, sizin huzurunda ilk kez adını koyduğumuz ve bir neslin kaybolması tehlikesini taşıyan bu gençlik; KAYIP GENÇLİK diye tarihe geçeceğini ifade etti.
Avşar, “2,5 milyon genç! Eğitimde mi? Hayır. İşte mi? Hayır. Peki nerede?
Beka sorunu olarak tam kucağımızda. Hoş iktidarla bizim beka sorunlarına bakış açılarımızda farklı gerçi” dedi.
‘Bu gençlerin kaçı hayata tutunamayıp uyuşturucu, sanal bahis, madde bağımlısı olmuş ve şiddetin pençesine düşmüştür? ‘
Ne eğitimde ne işte olan bu gençleri yetenekleri doğrultusunda geliştirmek, toplumun hizmetine hazırlamak, çağdaşları gibi insan onuruna yakışır bir hayat sürdürmelerini sağlamakla görevli bakanlara şöyle soruyorlar yöneltti:
- “Bu gençlerin ne kadarı nitelikli eğitim alıyor? Ne kadarı eğitimi çeşitli sebeplerle yarıda bırakmak zorunda kalıyor?
- Söz konusu gençlerden eğitimi terk edenlerin eğitimine devam etmesini sağlamak için bir çalışmanız var mı?
- Ne kadarı nitelikli eğitim aldığı halde istidam edilmiyor veya eğitim aldığı alanda çalışmıyor? Ne kadarı yurt dışına çıkıyor?
- Kaçı hayata tutunamayıp uyuşturucu, sanal bahis, madde bağımlısı ve şiddetin pençesine düşmüştür? Kaçının ruh sağlığı bozuk? Kaçı cinayete karıştı?
- Bu çocukların psikososyal durumları ve ruh sağlıklarına ilişkin bir çalışma yaptınız mı?”
‘Bu gençler; eğitim programlarıyla, teşviklerle, kariyer danışmanlıklarıyla, eğitim ve iş arasındaki geçişleri kolaylaştırmayla yeniden toplumsal hayata ve istihdama katılmalıdır.’
Avşar, dünyadaki çözümleri öneri olarak sundu:
- “Eğitim Programları: Mesleki eğitim ve staj programları ile gençlere iş piyasasının ihtiyaç duyduğu beceriler kazandırılıyor.
- Teşvikler: İşverenlere, gençleri işe almaları için vergi indirimleri veya sübvansiyonlar gibi teşvikler sunuluyor.
- Kariyer Danışmanlığı: Gençlere kariyer planlaması ve iş arama konusunda rehberlik sağlanıyor.
- Eğitim ve İş Arasındaki Geçişleri Kolaylaştırma: Okullardan iş hayatına geçişi kolaylaştırmak için staj ve çıraklık programları düzenleniyor.
- Sosyal Hizmetler ve Destek: Risk altındaki gençlere sosyal hizmetler ve mali destek sağlanarak, eğitim veya işe yönelmeleri teşvik ediliyor.”
‘Gençlere alternatifler oluşturmak zorundayız.’
“Bu sorunu çözerken gençlerin psikolojisini ve çağın şartlarınızda iyi okumak lazım.” diyen Avşar; “Gençlerin büyük bir bölümü sabah 9 akşam 5 tarzı bir işte çalışmak istemiyor. Ama sisteme girmesi lazım ne yapacağız, ona alternatifler yaratmalıyız. Mesela dünyada görüyoruz ki; taksi alternatifi özel şirketler hem esnek çalışma saatleri hem de geliri dolayısıyla gençler tarafından çokça tercih ediliyor. Biz ise bu tarz devlete maliyetsiz istihdam fırsatları ne yazık ki kapıdan geri gönderiyoruz” İfadelerine yer verdi.
‘Avşar, kamu kurum ve kuruluşlarını, iş dünyasını ve ilgili STK’ları iş birliğine davet etti.’
Avşar, “Bu çerçevede hem iş dünyasının nitelikli personel ihtiyacını karşılamak hem de bu toplumsal sorunlara çözüm bulmak ve genç istihdamını sağlamak üzere kamu kurum ve kuruluşları, iş dünyası ve ilgili STK’ların iş birliği şarttır.
Bu yüce Meclis’ten, 2,5 milyon gencimizin KAYIP GENÇLİK olarak tarihe geçmemesi için iktidarı, sivil toplumu, iş dünyasını sorumluluğa davet ediyorum. Gelin yeni iş birliği modelleri, ortak hareket planları, fikir platformları oluşturulmalı bir yerden başlanmalıdır” önerisinde bulundu.
Avşar, konuyu gündemde tutacaklarını sözlerine ekledi.