DEVA Partili Milletvekili Burak Dalgın, ekonomik krizin ülkemize maliyetini gündeme getirdi. Dalgın, “Milletimizi ahtapot gibi saran, her gün çevremizde ve haberlerde karşımıza çıkan bu dört kola, 4K diyorum: kredi batağı, kolay para, kayıt dışılık ve kara para” dedi.
DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, ekonomik krizin ülkemize, vatandaşlarımıza maliyetini gündeme getirdi.
“Enflasyonun hırsızlık olduğunu, vatandaşın cebinden para çaldığını hep söyledim. Enflasyonun fakirleşme olduğunu, toplumumuzu sinsice çürüttüğünü de hep söyledim. Bugün, içinde bulunduğumuz ekonomik krizin ülkemizi dört koldan nasıl tahrip ettiğini göstermek için huzurunuzdayım” sözleriyle konuşmasına başlayan Dalgın, ekonomik krizin ülkemize ve vatandaşlarımıza maliyetine dikkat çekti:
“Milletimizi ahtapot gibi saran, her gün çevremizde ve haberlerde karşımıza çıkan bu dört kola, 4K diyorum: kredi batağı, kolay para, kayıt dışılık ve kara para.”
‘Kredi kartı borcu 1 trilyon lirayı aştı’
Enflasyonun da etkisiyle vatandaşlarımızın kredi kartı borçlarının %120’lik artışla 1 trilyon lirayı aştığını söyleyen Dalgın, konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
“2021’den beri açlık sınırının altında kalan asgari ücretli ve orta direğin reel olarak düşen ücretlerini hep dile getirdik. Aldığı maaşla ay sonunu getiremeyen milyonlarca vatandaşımız da geçinebilmek için kredi kartına yüklendi. Nitekim, icra ve iflas dosyası adedi bu yıl 10 milyon artarak 33 milyonun üzerine çıkmış.”
‘Bazı gençlerimiz parasızlık, geleceksizlik yüzünden kumara, yani kolay para kazanmaya yöneliyorlar’
Dalgın, konuşmasına bazı vatandaşların kolay paraya yönelmesinin nedenlerini anlatarak devam etti:
“Üzülerek söyleyeyim: çalışarak para kazanmanın giderek anlamsızlaştığı günler yaşıyoruz. Orta direğin iki anahtar hedefi hayal oldu. Nasıl olmasın? Merkez Bankası’na göre, 100 metrekarelik bir evin Türkiye’de ortalama fiyatı 3 milyon lira. Giriş seviyesi bir araba 1 milyon lira. İki kişi çalışan bir çiftin hem masraflarını karşılaması hem bunlar için kredi taksiti ödemesi mümkün değil. Bunu gören bazı vatandaşlarımız kolay para kazanmaya özeniyorlar. Çünkü bazı şeylere çalışarak asla erişemeyeceklerini düşünüyorlar.”
Burak Dalgın, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya ise şu ifadelerle seslendi:
“İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya da bu acı gerçeği teyit ediyor: ‘Geleceğimiz olan gençlerimizi yasa dışı bahis çukuruna çekmek isteyen örgütlerle hesaplaşmaya devam edeceğiz.’
Sayın Bakan, bu örgütlerle-çetelerle tabii ki mücadele edelim. Siyasi uzantıları varsa ortaya çıkaralım. Ama gençlerimiz neden bu çukura düşüyor, onu da bulup düzeltelim.”
‘Kayıt dışına çıkan işletmeyi bir daha kayıt içine almak çok zordur. Üstelik, bu iş serbest piyasanın dinamiklerini bozar’
Dalgın, devamında artan kayıt dışılığa değindi: “Başta KDV olmak üzere artan vergiler, vergi iade sürelerinin uzaması, yüksek banka komisyonları ve paranın değerinin hızla erimesi neticesinde kayıt dışılık giderek artıyor. Hatta bu iş naylon fatura, sahte fiş, IBAN üzerinden ödeme alma veya POS tefeciliği gibi yasadışı uygulamalara da uzanıyor.
Bu durum devlet için vergi kaybı demek. İşini doğru yapmaya çalışan esnaf ve KOBİ’ler için haksız rekabet demek. Alın teri ile kazanan, vergisini ödeyen vatandaş için de maalesef enayi yerine konmak demek.”
Dalgın, ardından, kayıt dışılıkla mücadele için hükümete seslendi:
“Kayıt dışına çıkan bir işletmeyi bir daha kayıt içine almak çok zordur. Üstelik, bu iş bir kere başladı mı serbest piyasanın dinamiklerini bozar. İşini hakkıyla yapmaya çalışanı cezalandırır. World Economics’e göre ülkemizde kayıt dışı ekonominin milli gelire oranı %31,2. Gelişmiş ülkelerin üç-dört katı seviyesinde bir orandan bahsediyoruz. Bu şekilde sağlıklı bir kalkınmayı başarmamız mümkün olamaz.
Bunu aşmanın yolu kayıt içinde iş yapmanın maliyetini düşürmek, kayıt dışına çıkmanın maliyetini yükseltmektir. Hükümete sesleniyorum. Vergileri indirin. Mevzuatı basitleştirin. Büyük veri ve yapay zekayı kullanarak kayıt dışında olanları cezalandırın.”
‘Kara para; ekonomimizi kemiren bir virüs’
Burak Dalgın, 4K’nın son ayağı olan kara paraya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“İş artık magazin figürlerine ve sosyal medya fenomenlerine de uzandı. Bir yandan bu operasyonları desteklerken diğer yandan da bu kadar çete-örgüt-mafya ne ara ortaya çıktı, arkalarında kimler var da her yeri sardılar diye sorguluyoruz.
Mali Suçları Araştırma Kurulu’na 2022’de 425 binden fazla şüpheli işlem şikâyeti yapılmış. Bu, son beş yıldaki en yüksek sayı. Şüpheli işlem bildirimleri çoğunlukla vergi kaçakçılığı, yasa dışı bahis ve kumarla alakalı. Yani, vatandaşlarımızı kolay paraya sevk eden şartlar kara parayı da beraberinde getirmiş.
Bu sayılar bize büyük resmi gösteriyor. Resme yaklaştığımızda ise hepimizin artık aşina olduğu medyatik isimleri görüyoruz. Nedense, bu iddiaların araştırılmasına yönelik önergeler AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddediliyor. Sinekleri avladığı için övünen iktidar, meselenin ucu bataklığa dokununca buna izin vermiyor.
Değerli arkadaşlar, kara para bir magazin konusu değil. Sadece bir asayiş konusu da değil. Bu ekonomimizi kemiren bir virüs. İktisatta Gresham Kanunu vardır. ‘Kötü para, iyi parayı kovar’ der. Yaşadığımız tam da budur.”
‘4K; kredi batağı, kolay para, kayıt dışılık ve kara para toplumumuzu kemiriyor’
Dalgın, konuşmasının son bölümünde 4K olarak tanımladığı kredi batağı, kolay para, kayıt dışılık ve kara paranın ülkemize ve vatandaşlarımıza olan maliyetini anlattı:
“4K; kredi batağı, kolay para, kayıt dışılık ve kara para toplumumuzu kemiriyor.
Torpil istemeyen genci, rüşvet vermeyen vatandaşı, vergi kaçırmayan girişimciyi budala pozisyonuna düşürüyor.
4K güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmanın önünü tıkıyor.
Bilgisi ve gayretiyle kariyerini inşa eden çalışanı, işini büyütmeyi hedefleyen girişimciyi, doğru düzgün şekilde para kazanmak isteyen yatırımcıyı dışlıyor. Haksız rekabeti, kanunsuzluğu, kolaycılığı teşvik ediyor.
4K kamu nizamını bozuyor.
Bu şekilde dönen milyonlar, milyarlar siyasetin finansmanından asayiş problemlerine, terörizmin finansmanından hukukun çiğnenmesine kadar pek çok alanda hasar veriyor.
4K ülkemizin itibarına zarar veriyor.
Türkiye’nin Güney Sudan’la, Haiti’yle, Suriye’yle, Yemen’le aynı ligde olmasına, Zimbabwe’nin gerisinde kalmasına asla razı değilim. Sizlerin razı olmadığına da adım gibi eminim. Allah aşkına, İstanbul’u böyle mi finans merkezi yapacağız?”