Ankara Milletvekilimiz İdris Şahin: “Bu bütçe, adaleti güçlendirmek için değil rakamların yerini değiştirmek için hazırlanmış”

25-11-2025
Ankara Milletvekilimiz İdris Şahin: “Bu bütçe, adaleti güçlendirmek için değil rakamların yerini değiştirmek için hazırlanmış”

DEVA Partisi Sözcüsü ve Ankara Milletvekili İdris Şahin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, yargının içinde bulunduğu durumla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Şahin, “Yorgun iktidarın vatandaşımıza umut olamadığı bir bütçeyi konuşuyoruz. Bu bütçe adaleti güçlendirmek için değil, sadece rakamların yerini değiştirmek için hazırlanmış” dedi.

“Bu iktidara ‘yorgun’ demeyeyim de kime diyeyim?”

İktidarın Adalet Komisyonundan kimsenin Adalet Bakanlığı bütçe görüşmelerine katılmamasını değerlendiren Şahin, “Ben iktidara ‘yorgun’ diyorum Sayın Bakanım, sizin ne kadar dinç olduğunuzun farkındayım, ekibiniz de gayet güzel. Bu değerlendirmeler tamamen bir öz eleştiri ve kendi içimizde. Niçin ‘yorgun’ diyorum? Siz yıllarca bu Parlamentoda Sayın Can'la birlikte, Sayın Hurşit Bey'le birlikte beraber oldunuz. Plan ve Bütçe Komisyonunun şu anda sıraları boş, iktidarın Adalet Komisyonundan Allah'ın kulu yok. Şimdi, şu görüntüye bakıp da bu iktidara ‘yorgun’ demeyeyim de kime söyleyeyim, kime söyleyeyim Allah aşkına söyler misiniz?” ifadelerini kullandı.

“Adaletin varlığı Cumhuriyetin bekasıdır”

DEVA Partili Şahin, halkın gerçekliği ile Adalet Bakanlığı bütçesindeki gerçeklediği birbirlerinden farklı olduğunu söyledi. Şahin, “Bizim burada sormamız gereken asıl mesele şu: Gerçekten bu ülkede ‘adalet’ kelimesinin içini doldurmak istiyoruz, yoksa sadece kuru bir muhasebe tablosunu mu öngörüyoruz? Halkın yaşadığı gerçeklik ile bugün burada bizim Adalet Bakanlığının bütçesinde konuştuğumuz gerçeklik tamamen farklı. Sokaktaki yurttaşın devlete yönelttiği soru artık son derece net. ‘Mahkemeye gitsem hak arayışım siyasi rüzgâra göre savrulan bir yargı düzeninde gözümün içine bakılarak çalınacak mı yoksa hakkımı ararken başıma yeni bir zulüm sarmalı mı açılacak?’ diye düşünüyor vatandaş. Adaletin varlığı bir cumhuriyetin bekası demektir. Hukuk kuralları birkaç kişinin keyfî ikbaline göre değil kamu vicdanı ve eşitlik kılıcıyla tavizsiz bir şekilde uygulanmak zorundadır. Bugün ise Türkiye'de adaletin nasıl bir çizgiye çekildiğini apaçık görüyoruz” dedi.

“Reform paketleriyle yargı yavaşlıyor, baskının gölgesi büyüyor”

“Her yargı paketinde aynı hamasi cümleleri dinliyoruz: ‘Hızlanacak, güçlenecek.’ Ama her paketten sonra yargı biraz daha yavaşlıyor, biraz daha zayıflıyor, baskının gölgesi büyüyor. Geçtiğimiz yıl bütçeye hedef süreler konulmuştu, ‘Hedef süre uygulaması yerine getirilecek’ denildiğinde nasıl heyecanlanmıştık hep birlikte ama bir türlü gerçekleşmiyor. Olan yine vatandaşa oluyor. Adliye kapısında çaresiz bekleyiş uzuyor, adalete duyulan son damla güven de buharlaşıp gidiyor.”

“Savcılar gazetelere röportaj veriyor. Böyle bir şeye nasıl müsaade ediliyor?”

Gazetelere röportaj veren savcılara ilişkin de değerlenmelerde bulunan Şahin, “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte kuvvetler ayrılığı kâğıt üzerinde duruyor, fiiliyatta yürütmenin gölgesi yasama ve yargının üzerine oturmuş durumda. Biz ne diyoruz? ‘Hâkimler, savcılar kararlarıyla konuşur.’ diyoruz. Ama bakıyoruz ki savcılar artık gazetelere röportaj veriyor. Bu iktidar da böyle bir şeye nasıl müsaade ediliyor? Böyle bir gerçeklik varken hiç kimsenin sesinin çıkmaması neyle izah edilebilir? Dolayısıyla kararlarıyla konuşması gereken hâkimler, savcılar karar verirken Anayasa'yı düşünüyor, hukuk devleti ölçütünü gözetiyor mu? Yoksa, bu dosya kimin canını sıkacak kaygısı mı var? Bu soruya içtenlikle, Anayasa ya da hukuk devleti diyebileceğimiz bir iklim acaba kaldı mı?” dedi.

“Baskıcı iklim vatandaşın üzerine çöktü”

Gündemdeki 11. Yargı Paketine ilişkin açıklamalarda bulunan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili İdris Şahin, “On birinci yargı paketi geliyor. Her yargı paketi ‘demokratikleşme’ sloganıyla geldi ama ifade ve düşünce özgürlüğünü daraltan uygulamalarla doldu. ‘Yargıyı hızlandırıyoruz’ dendi, bölge adliye mahkemeleri tıkandı. 2014 yılında, Sayın Bakanımızın da olduğu bir ortamda, Sayın Cumhurbaşkanının da bulunduğu bir ortamda ifade etmiştim, demiştim ki: "Gerçekten Yargıtay-Danıştay temyiz merci mi olacak? Eğer gerçek temyiz merci olacak ve içtihat yazacak pozisyonunda kullanılacaksa hayhay, bölge adliye mahkemeleri açılmalı ama temyiz merci olarak Yargıtay ve Danıştay çalışmayacaksa, bugünkü hâliyle kullanılacaksa, o takdirde bölge adliye mahkemelerine ihtiyaç yok, sadece süreyi uzatır" Maalesef yaşayarak görüyoruz ki, şu anda bölge adliye mahkemelerinde pek çok hukuk ve ceza dosyaları aylarca, yıllarca beklenir hâle geldi. Ve Yargıtay ve Danıştayda gerçek iş yükünün çok çok daha hafiflemesine rağmen, gerçek anlamda bir içtihat mahkemesi olarak kullanılamaz durumda ve bölge adliye mahkemeleri hız kesici vazife görüyor. "Hak ve özgürlüğü güçlendiriyoruz" dendi, yeni suç tipleri ve ceza artırımlarıyla neredeyse her suçta tutuklama eşiği aşılarak adli para cezası veya erteleme kararı verilecek olan suçlar bile tutuklama sebebi yapıldı. Baskıcı iklim vatandaşın üzerine çöktü arkadaşlar, bu yargı paketleriyle. Şimdi, haklı olarak soruyoruz: Bu yargı paketleri gerçekten hangi amaçla hazırlanıyor? Anayasa Mahkemesini, yerel yönetimleri ve ses çıkarmaya cesaret edenleri kuşatmanın yeni bahanesi mi olacak?” ifadelerini kullandı.

“İnfaz Yasası'nı, ‘cezada adalet, infazda eşitlik’ ilkesi çerçevesi içerisinde tek tipe dönüştürelim”

İnfaz Yasası ile ilgili çağrıda bulunan Şahin, “Uygulamada, ceza tevkifevleri memurlarının ne sıkıntılar çektiğini, bu infaz yasalarındaki farklılıklar ve uygulamalar nedeniyle bizler gayet iyi biliyoruz. Bunları hesaplamak bir uzmanlık konusu hâline geldi. Gelin, şu infaz yasalarındaki farklı farklı uygulamaları sonlandıralım ve bir şekliyle yamalı bohçaya dönüşmüş olan İnfaz Yasası'nı, "cezada adalet, infazda eşitlik" ilkesi çerçevesi içerisinde tek tipe dönüştürelim ve vatandaşımız, anayasal eşitlik ilkesi çerçevesinde kendisini rahatlıkla kabul edebileceği bir uygulamanın içerisinde bulsun” dedi.

SONRAKİ HABER

İstanbul Milletvekilimiz Elif Esen’den 25 Kasım çağrısı: “262 kadın, 58 çocuk öldürüldü, bunun kabul edilebilir yanı yok”

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

25-11-2025