DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Trabzon’da partisinin Yomra ilçe kongresinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sunduğu ekonomik rakamları kürsüye yansıttığı video ve grafiklerle eleştiren Babacan şunları söyledi:
‘Biz daha asıl hikâyemizi yazmadık’
“İstedikleri kadar geçmişin başarılarıyla avunsunlar. İstedikleri kadar bizim başarılarımızla övünsünler, nafile. O başarılar; dürüst, çalışkan, işin ehli, tertemiz kadroların başarısıydı. Ortak aklın ve istişarenin başarısıydı onların hepsi. Biz o hikâyeyi kapattık. Biz yepyeni bir hikâye yazmak için kolları sıvadık. Çünkü biz daha asıl eserimizi yapmadık. Daha asıl hikâyemizi yazmadık. Türkiye’nin en başarılı olduğu dönemlerden çok daha iyisini yakalarız. Türkiye’yi en kısa sürede refah ve özgürlük rotasına sokarız.”
‘Erdoğan’ın bahsettiği dönemdeki her 100 kişiden 75’i bizim dönemimizde iş buldu’
Erdoğan’ın “Türkiye’nin son 19 yılda istihdam sayısı 9,5 milyon arttı” ifadelerini kürsüde gösteren Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Artan ne azalan ne muhasebesini yapalım. 2002-2021 döneminde istihdama katılan, yani iş sahibi olan her 100 kişiden en az 75’i biz işin içindeyken oluşmuş. 2018’de taraflı cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtik. Erdoğan ipleri eline aldı. Son üç yıl üç ayda 1 milyona azaldı. Her sene işgücü piyasasına 1 milyon gencin girdiği bir ülkede işsizliği sabit tutmak için 1 milyon artırmanız lazım. Düştü… Makyajlı da olsa yüzde 23 olarak açıklanan geniş tanımlı işsizlik var. Yüzde 13’ten yüze 23’e sıçradı. İstihdamı değil, işsizliği artırdılar.”
‘Erdoğan’a son üç yıl üç aya bakmasını tavsiye ediyorum’
“Sayın Erdoğan’a üç yıl üç aya bakmasını tavsiye ediyorum. Bütün yetkiyi elinde topladığı dönemde, çalışanların geliri düştü. Emekli maaşı eridi. Kişi başı düşen millî gelir en önemli refah göstergesidir. 2002-2008 arasında çok nitelikli bir artış var. Saçma talimatları yerine getirmedik, basamak basamak yükseldi. 2011’de 2023 hedeflerini açıkladık; hedefimiz 23 bin dolar dedik. 2013 zirve. 2018’de taraflı cumhurbaşkanı ve akraba bakan el ele veriyor; millî gelir düşüyor. Şu an geldiğimiz noktada 8 bin dolarlardayız.”
‘Erdoğan hayal aleminden konuşuyor’
Babacan, Erdoğan’ın “2023 hedeflerimizle Türkiye’yi her alanda olduğu gibi çalışanlarımızın gelir seviyeleri konusunda da en üst sıralara çıkarmayı planladık” ifadeleri üzerine şunları söyledi:
“Laf oyunları yaparak kişi başı millî gelir hesabından kaçıyor. Ekonomiyle ilgili bazı konuları Sayın Erdoğan bir hayal aleminden konuşuyor. 2023’te kişi başı millî gelirde 25 bin dolar hedef koymuşuz; Cumhurbaşkanı’nın hedefi 10 bin 700. Gayrisafi yurtiçi hasılada 2 trilyon 200 milyar dolar hedef koyduk; son açıklanan hedef 925 milyar dolar. Çok övündükleri ihracata 2023’te 500 milyar dolar hedef koyduk. Şu anda 242 milyar dolar. Bu ülkenin hedeflerinin nasıl küçültüldüğü ortada. 2023’te işsizlik oranı hedefimiz yüzde 5’ti. Son açıklanan programda hedef yüzde 11,4.”
‘Cumhurbaşkanı ülkeye bir şey kazandıramayacağını anlıyor herhalde’
Erdoğan’ın “Eğer bu ülkenin kazancından 84 milyonun tamamının faydalanmasını temin etmeyeceksek, bunca gayrete, bunca mücadeleye, bunca kavgaya ne gerek var?” ifadelerini de izleten Babacan şunları söyledi:
“Vallahi doğru. Bu ifade iç sezişin dışa yansıması. Anlaşılan Sayın Cumhurbaşkanı, bu sözleriyle, artık siyasete devam etmekle ülkeye fazla bir şey kazandıramayacağını anlıyor herhalde. Ülkenin kazancından 84 milyonun tamamı faydalanmayacaksa ve bunu görüyorsa tadında bırakmayı bilmek lazım.”
‘Sayın Erdoğan, ufukta demokratik, özgür ve adil Türkiye silueti de görüyor musunuz?’
Babacan, Erdoğan’ın “Büyük ve güçlü Türkiye silueti ufukta gözükmüştür” ifadeleri üzerine ise şu ifadeleri kullandı:
“Acaba ne tarafa, hangi ufka bakıyor? Külliye’den çıkıp Kızılay’da, Ulus’ta 5-10 vatandaşımıza ‘Ben ufukta bir şey görüyorum, sen de görüyor musun?’ dese öyle bir şey olmadığını anlayacak. Artık halk içine çıkmıyor. Biz sokağa bakıyoruz. Çarşıya, pazara bakıyoruz. Gençlerimizle konuşuyoruz. Emeklilerimizle konuşuyoruz. Biz ekonomide gerileme ve zayıflama görüyoruz. İnsanlarımızın umudunun tükendiğini görüyoruz. Gençler ufka baktığı zaman derin bir karanlık görüyor. Baktığı ufukta hiç ‘demokratik, özgür ve adil bir Türkiye’ silueti de görüyor mu? Göremez, çünkü demokrasiyle ilgili bir yere başlarını çevirip bakmıyorlar.”