DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 21 Şubat Çarşamba günü KRT TV’de Remziye Demirkol ile "Seçim Özel" programında gazeteciler Gürkan Zengin ile Yıldız Yazıcıoğlu’nun sorularını yanıtladı. Programda ekonomiden, yaklaşan yerel seçimlerden ve DEVA Partisi’nin açıkladığı adaylardan bahseden Ali Babacan şunları söyledi:
“Türkiye genelinde seçime giren bir siyasi partiyiz”
“Bu seçim bizim için çok çok kıymetli. Doğru, 81 ilin tamamında adaylarımız var. Belediye başkan adaylarımız çoğu yerde var. Meclis üyelerimiz hemen hemen her yerde var. Türkiye genelinde seçime giren bir siyasi partiyiz biz şu anda. Adaylarımızın bir kısmı bizim teşkilatımız içinden adaylar, bir kısmı dışarıdan; ama teşkilatımızın içinden olan adaylarımızın sayısı daha fazla. Gerçekten vatandaşlarımızın karşısına pırıl pırıl, tertemiz bir ekiple, bir kadroyla çıkıyoruz.”
“İstanbul’da büyükşehir adayımız parti sözcümüz İdris Şahin”
“İstanbul’da büyükşehir adayımızı açıkladık; parti sözcümüz İdris Şahin. Kendisi Çankırı baro başkanlığı yapan bir hukukçu. Artı, 39 ilçede 39 tane ilçe belediye başkan adayımız var İstanbul’da. İzmir’de bizim kendi il başkanımız, Serap Karaosmanoğlu oldu, ki İzmir’in çok bilinen ailelerindendir; kendi il başkanımız belediye başkan adayı oldu büyükşehirde. Ama geri kalan otuz ilçenin otuzunda da İzmir’de belediye başkan adayımız var.”
“Ankara’nın bütün ilçelerinde belediye başkan adayımız var”
“Ankara’da Mümtaz Akıncı, Anayasa Mahkemesi üyeliği yaptı biliyorsunuz Mümtaz Bey. Beş dönem Afyon’da baro başkanlığı yaptı, çok iyi bir hukukçudur; Uyuşmazlık Mahkemesi başkanlığı yaptı. Ve Anayasa Mahkemesi’nin özellikle bireysel haklar konusundaki en hassas kararlarında, en sağlam duruşu ortaya koyan üyelerden birisi olarak tam 12 yıl Anayasa Mahkemesi’nde görev yaptı. Daha sonra da bizim partimize katıldı. Şimdi de Mümtaz Bey bizim Ankara büyükşehirden adayımız. Ama onunla beraber de Ankara’nın bütün ilçelerinde belediye başkan adayımız var.”
“2018’den bu yana tek imzayla yapamadığı hiçbir şey yok”
“2018’den bu yana tek imzayla yapamadığı hiçbir şey yok. Şu anda kendisi aynı zamanda Merkez Bankası Başkanı, unutmayalım. Merkez Bankası Başkanı’nın biri geliyor biri gidiyor. Seçimlerden önce, ‘Ben iş başında olduğum sürece faiz artmaz, indi daha da inecek’ dedi. Seçimlerden sonra 8 ayda 8 kere faiz arttı. Düşünebiliyor musunuz ki Erdoğan’a rağmen faiz artıyor? Olabilir mi böyle bir şey?”
“Partilerin içerisinde, otoriter eğilimi olan insanlar var”
“Partilerin içerisinde, otoriter eğilimi olan insanlar var. Yani ülkeyi yönetme yetkisini bir elime geçirsem, şimdiye kadar onlar millete sopa salladı, o sopayı ellerinden alacağım, ben başkalarına sopa sallayacağım türünden eğilimler var. Yani bunlardan korktuk açıkçası. Bütün bu eğilimler ülkenin yönetiminde hâkim hale gelebilir diye korktuk. Onun için bu yazılı belgelerle gittik.”
“Şu andaki hedefimiz, mecliste yeni bir muhalefet grubu kurmak”
“Bizim şu andaki hedefimiz ve çabamız, mecliste yeni bir muhalefet grubu kurmak. Bizim şu anda 15 milletvekilimiz var. Ama seçimlerden sonra bunun katılımlarla ya da stratejik iş birlikleriyle yirminin üzerine çıkması çok yakın görünüyor. Pek çok görüşmemiz var; dolayısıyla mevcut Saadet ve Gelecek’in grubunun mecliste olması çok önemlidir; onlar bir siyasi çizgiyi temsil etmektedir o çizgiye bizim saygımız vardır.”
“TÜİK’in bağımsız ve şeffaf çalışmasını sağlamaları gerekiyordu, yapmadılar”
“Sayın Şimşek’in niyetinin iyi olduğunu biliyorum. Çabasının da farkındayım. Ama niyet ve münferit çaba asla yetmez. Şimdi, bu yeni ekonomi yönetiminin; Sayın Şimşek ve ekibinin, diğer arkadaşların, derhal ama derhal öncelikle şu TÜİK’in bağımsız ve şeffaf çalışmasını sağlamaları gerekiyordu. Bunu yapmadılar. Ben kendilerine defalarca çağrıda bulundum.”
“Tamam anladık kimliğini de, sen bu ülke için ne ortaya koyacaksın?”
“Siyasi partiler kendilerini tanımlarken ‘Ben’ diyor ‘merkez sağ partiyim.’ ‘Ben muhafazakâr partiyim, ben milliyetçi partiyim.’ Tamam anladık kimliğini de, sen bu ülke için ne ortaya koyacaksın? ‘Bu ülkenin yarınlarıyla ilgili planın projen nedir arkadaş, onu bi’ anlat’ dediğinizde çoğu zaman koskoca bir boşluk görüyorsunuz. Türkiye’de ilk defa bir siyasi parti bu kadar geniş alanda, çok derin hazırlıklarla bu ülkeyi yönetmeye talip. Hiçbir şeyi biz lafta bırakmıyoruz. Tarımsa en derin hazırlığı var. Afet yönetimiyse en detaylı hazırlığı var.”
“Otoriter eğilimlerin yükselmesi, Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde geçerli”
“Otoriterleşme eğilimi, otoriterlik, demokrasinin aşağı doğru basması ve popülist-otoriter eğilimlerin yükselmesi, Türkiye’de değil Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde geçerli. Bugün bakıyorsunuz, Meksika’da da durum aynı, Arjantin’de de. Öbür tarafa gidiyorsunuz, Güney Kore’de de, başka Asya ülkelerinde de aynı. Dolayısıyla otoriter, hukuk tanımaz, popülist söylemlerle iktidara gelen çok sayıda şu anda lider var; çok sayıda bu şekilde davranan siyasi parti var. Yanı başımızdaki Avrupa’da da bunun sayısı çok. Bundan esinleniyorlar. Maalesef Altılı Masa’da da gördük, Altılı Masa’nın ötesindeki partilerde de gördük.”
“Ülkeyi yöneten zihniyetin hukuka saygılı bir zihniyet olması lazım”
“‘Anayasaya bağlı kalacağıma ant içerim’ diye göreve başlıyor, Anayasa’nın maddesini uygulamıyor. Yani burada şu çok önemli, ülkeyi yöneten zihniyetin gerçekten hukuka saygılı bir zihniyet olması lazım. Demokrasi sadece seçimden ibaret değil. Demokraside seçim çok önemli, ama seçilenlerin hukuk içerisinde ülkeyi yönetmesi lazım. ‘50+1’i cebime koydum, aklıma geleni yapabilirim, hukuk da tanımam’ diyebilirsiniz. O zaman onun adı demokrasi değil.”
“Sivil toplum, sivil inisiyatif diye bir şey bırakmadı”
“Sivil toplum, sivil inisiyatif diye bir şey bırakmadı. Bir kişiyi hapiste tutuyor, ne diyor? ‘Ben iktidarda olduğum sürece çıkamaz, o hapiste’ diyor. Bir kişiyi içeride tutuyor, bütün sivil toplumu sindiriyor. Bir kişiyi içeride tutuyor, bütün iş dünyasını sindiriyor.”
“Bir kişi üzerinden geniş kesimleri sindiriyor, susturuyor”
“İnsanlar ne düşünüyor? ‘Ben aramı Sayın Erdoğan’la bozmayayım, bana kafayı takarsa halim berbat, beni de içeri attırır, bir daha da çıkamam’ diye insanlar korkuyor. Dolayısıyla bu hani haksız yere, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen, AİHM kararlarına rağmen insanların hâlâ hapiste olması basit bir şey değil. Bir kişi de olsa aynı facia, on kişi, yüz kişi de olsa aynı şey. Çünkü o bir kişi üzerinden geniş kesimleri sindiriyor, susturuyor.”
“‘Demokrasimiz hasta ama ölmedi’ diyorum”
“Rusya’dan başlayıp doğuya doğru ülkelerin haline bir bakın. Bu Asyatik cumhuriyetlerin içine düştüğü duruma bakın. İnsan hakları falan sıfır. Bugün Rusya’daki en önemli muhalefet lideri, bir süre kendisinden haber alınamadı, sonra bir haber geldi öldü diye. Rusya’nın neresinde olduğu belli değil. Ailesine cenazesini teslim etmediler, edemiyorlar. Allah korusun, Türkiye’nin demokrasisi, ben hep uluslararası basında sordukları zamanda söylüyorum: ‘Demokrasimiz hasta ama ölmedi’ diyorum.”
“Karşılıksız para bastırarak enflasyon düşürmek mümkün değil”
“Şu anda Türkiye yüksek enflasyon dönemine girdi maalesef. Şu anki iktidarın iş tutuş biçimiyle, Merkez Bankası’na talimatla iş yaptırarak, karşılıksız para bastırarak bu ülkede enflasyon düşürmek mümkün değil. Dolayısıyla ülkede enflasyon yüksek seyretmeye devam edecek. Tabii enflasyon hangi enflasyon, onu da unutmayalım. Hep TÜİK enflasyonundan hareket ediyoruz, maaşlar hep TÜİK enflasyonuna göre artıyor ama halkın kendi enflasyonu var.”