“Bildikleri bir şey yok, enflasyonla mücadele böyle olmaz”
“TMSF, Türkiye’nin en büyük holdingi oldu”
“Türkiye’nin ekonomi politikası yok, 2023’e kadar saçmalıklar listesiydi”
“Cumhurbaşkanı olayım, iki cümlelik talimatla sistemi bir dakikada düzeltirim”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yargı sisteminde yaşanan sorunların büyük ölçüde siyasi müdahaleden kaynaklandığını ve çözümünün de çok zor olmadığını söyledi. Ali Babacan, “Ben Cumhurbaşkanı olsam sistemi bir dakikada düzeltirim” iddiasında bulundu.
TV 6’da yayınlanan “Başkanlar Soruyor” programına katılan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Can Atalay gibi isimlerin haksız yere cezaevinde tutulduklarını söyleyen Babacan, bunun sebebinin yargıdaki işleyiş olduğunu belirterek çözüm adresini de gösterdi. Tarafsız ve bağımsız yargı için neler yapılması gerektiğini anlatan Babacan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı olsam yemin töreninden sonra vereceğim talimat şu olur: ‘Arkadaşlar, artık size telefon yok, not kâğıtları falan yok. Yasa ne diyorsa, vicdanınız ne diyorsa onu yapacaksınız.’ Bu kadar. Bu bir dakikadır. Yemin töreni sonrası ilk açıklama bu olsa olayların yönü hemen değişir. Bakarsınız, birdenbire sistem tıkır tıkır işlemeye başlamış. Çünkü baskı yapan kimse kalmaz.”
“Türkiye’nin A’dan Z’ye yenilenmeye, sistem değişikliğine ihtiyacı var”
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Türkiye’nin sorunlarının ancak topyekûn bir sistem ve zihniyet değişikliğiyle çözülebileceğini söyledi. Güç savaşı anlayışıyla bir yere varılamayacağına dikkat çeken Babacan, şunları dile getirdi:
“Gerçekten çok kötü bir durumdayız. Türkiye’de adaletin galip gelmesi lazım ve herkesin adalet önünde, hukuk önünde eşit olması gerekir. Başka türlü bu sorunları çözemezsiniz. İnanın, isimler gelir geçer. İktidarlarda ufak tefek değişiklikler olur ama bu kötü yönetimin, adaletsizliğin en büyük zulmünü çeken geniş kitleler olur. Türkiye’nin artık A’dan Z’ye topyekûn bir yenilenmeye ihtiyacı var. Yepyeni bir bakış açısının, yepyeni bir zihniyetin; tamamen kural bazlı, liyakat esaslı bir yönetim anlayışının Türkiye’de hâkim olması gerekiyor.”
“Boş umutlar, hayaller… Kimi aldatıyorsunuz? Bildikleri bir şey yok, enflasyonla mücadele böyle olmaz”
Asgari ücret zammını eleştiren Ali Babacan, hükümetin enflasyonla mücadeleyi bilmediğini, “beklenen enflasyon” diye bir kavram üreterek milletin hakkının gasp edildiğini söyledi. Babacan, hükümetin beceriksizlikle milleti oyaladığını belirterek şöyle konuştu:
“Arkadaş, kimi aldatıyorsun sen? Yıllar boyu gerçekleşen enflasyon kadar zam verilmişken, bu ülkede ‘beklenen enflasyon’ diye bir şey uydurup milletin hakkını niye gasp ediyorsun? Böyle bir şey olmaz, kabul edilemez. Hani ‘vardır bir bildiği’ derler ya, yok öyle bir şey. Bildikleri falan da yok. Enflasyonla mücadele böyle olmaz. Yanlış teşhis koyuyorlar. Zannediyorlar ki Türkiye’deki enflasyonun sebebi yüksek talep. Hayır, Türkiye’deki enflasyonun sebebi maliyet artışıdır. Talep değil, maliyet. Talebi kısacak politikalarla enflasyonu düşürmeye çalışıyorlar. Olan sabit gelirliye, asgari ücretliye, emekliye oluyor. Yanlış teşhis, yanlış tedavi hastayı öldürür.”
“Beceriksizlerle, iş bilmezlerle konuşacak bir şeyimiz yok”
Hükümeti yanlış teşhis koymak ve beceriksizlikle suçlayan Babacan, ekonomi bakanlığı yaptığı dönemde enflasyonu tek haneye düşürdüğünü hatırlatarak şunları söyledi:
“Kimse kusura bakmasın; otuz dört senelik enflasyonu iki senede tek haneye indirip on yıl boyunca da tek hanede tutan bir ekonomi yönetiminin başındaki insan olarak bunu söylüyorum. Kimse kimseyi aldatmasın. Benden daha iddialı kimse bu konuda konuşamaz. Türkiye’de on yıl boyunca enflasyonun tek hanede kaldığı dönemde ekonominin başında kim olduysa gelsin, ben onunla konuşayım. Beceriksizlerle, işi bilmeyenlerle konuşacak bir şeyimiz yok. Boş umutlar, boş hayaller… ‘Merak etmeyin, düzelecek, enflasyonu tek haneye indireceğiz’ diyorsunuz. Yedi senedir söylüyorsunuz, hâlâ yüzde otuz. Çünkü teşhis yanlış, tedavi yanlış. Sonra da sıkıntıyı halk çekiyor.”
Erdoğan’a canlı yayında çağrı: “Bir imza ve talimatla sanal kumarı niye bitirmiyorsun?”
Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sanal bahis ve kumarın durdurulması çağrısını canlı yayında yineledi. Erdoğan’ın tek bir imza ve talimatla buna son verebileceğini belirten Babacan, şöyle konuştu:
“Bugün Sayın Erdoğan’a Twitter üzerinden ağır bir hakaret edilse, VPN de kullansa sabahın altısında kapısı çalınır mı? Çalınır. Demek ki devlet isterse elektronik ortamda da bunu yapabiliyor. O hâlde kimse kimseyi aldatmasın. Devletin bunu engelleyecek altyapısı var. En kısa yol, ödeme sistemleri üzerinden kilitlemektir. Para hareketini durdurduğunuz anda biter. Ben bu ülkenin cumhurbaşkanı olsam, 24 saate biter bu iş.”
“‘Yargı bağımsız’ deniyorsa bir şey var demektir”
Babacan, hükümetin sıkça dile getirdiği “Yargı bağımsızdır” söylemini değerlendirirken, “Bunu sürekli söyleme ihtiyacı duyuyorlarsa demek ki bir sorun var” dedi. Yargı üzerinde ciddi baskı olduğunu savunan Babacan, şöyle devam etti: “Yargı üzerinde ağır bir etki ve baskı olduğunu işin içindeki herkes biliyor. Elbette her konuda değil; siyasi iradenin radarına giren, özellikle takip edilen dosyalarda. Bu müdahaleden yargımızın büyük kısmı rahatsız.”
“TMSF, en büyük holding oldu”
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kuruluş yasasının kendi bakanlığı döneminde çıktığını hatırlatan Babacan, TMSF’nin bugün Türkiye’nin en büyük holdingi hâline geldiğini söyledi: “TMSF’nin amacı geçici sahipliktir; alır, satar, parasını Hazine’ye devreder. Ancak sonradan verilen yetkilerle Türkiye’nin en büyük holdingine dönüştü. Bu holdingin yöneticisi kim? İktidar. Karlılık durumu nedir, şeffaflık var mı? Bilmiyoruz, çünkü şeffaf değil.”
“Ekonomi politikası değil, saçmalıklar listesi”
Babacan, 2016’dan 2023’e kadar uygulanan ekonomi politikalarını “saçmalıklar listesi” olarak nitelendirdi. Bakanların yetkisiz olduğunu savunan Babacan, “Türkiye’nin şu anda bir ekonomi politikası yok” dedi.
Sadettin Saran’ın gözaltı yöntemine eleştiri
Ali Babacan, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın gözaltına alınma usulüne tepki göstererek şu ifadeleri kullandı: “Yurt dışındayken çağrıldığında gelen bir insana bir telefon açıp ‘Şu saatte adliyeye bekliyoruz’ deseniz gelmez mi? Evine polis gönderip eşliğinde götürmek adalet duygusunu zedeliyor.”