Ali Babacan, DEVA Partisi’nin yerel seçim çalışmaları kapsamında, Niğde Honour Hotel’de düzenlenen basın toplantısında konuştu. Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can’ın basına yansıyan torpil yazışmalarına da değinen Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Telefonunda torpil listesi olan insan, bakan yardımcısı, sözüm ona adalet dağıtması gereken bir kurumda bakan yardımcısı”
“Geçen gün basında görmüşsünüzdür. Ne oluyor? Meclis’te bir bakan yardımcısı, telefonunu açmış, şöyle telefonunu karıştırıyor. Telefonun içerisinde torpil listesi var. Ona torpil, buna torpil, karıştırdıkça torpil. Gazeteciler de onu çekmiş mi, akşam haberlere de düştü mü? Üstelik, telefonunda torpil listesi olan insan, bakan yardımcısı, sözüm ona adalet dağıtması gereken bir kurumda bakan yardımcısı. Nereden nereye? Hey yavrum hey. Adalet dağıtmaktan sorumlu olan kurumda bakan yardımcısı olacaksın, ondan sonra millete nasıl torpil dağıtacağının listesini karıştıracaksın. Bu, koskoca bir torpil ve kayırma şebekesinin basına yansıyan sadece küçük bir örneği arkadaşlar.”
“Kendilerinden gördüklerini işe alıp, kendilerinden görmediklerini kapıya bırakmıyor mu bunlar?”
“Niğde siz şahit misiniz, ‘Mülakatı kaldıracağım’ demedi mi, şahit misiniz? Ne oldu? Mülakat aynen devam ediyor mu? Yine kayırmacılık aynen devam ediyor mu? İşine geleni, kendilerinden gördüklerini işe alıp, kendilerinden görmediklerini kapıya bırakmıyor mu bunlar? ‘Hak’ diyordu, ‘davamızın pusulası adalet’ diyordu. Seçimden önce söz verdi, sonra yapmadı. Madem öyle, madem bütün bunlardan vazgeçti, bari diyorum ki onlara; artık siz bu insanları oyalamaktan vazgeçsin. Çıksın söylesin, desin ki, ‘Her bir köşeye bana biat edenleri yerleştireceğim arkadaş’ desin. ‘Boşuna mülakatlara girmekle uğraşmayın gençler. Benim partime üye değilseniz, siz işe girmeyi ancak rüyanızda görürsünüz’ desin. Çıksın söylesin: ‘Ben ve arkadaşlarım, sizin ekmek kazanma hakkınıza ipotek koyduk’ desin.”
“‘Devlete baş bulmak gecikebilir, adalet gecikmez tez verilmeli’”
“Adalet Bakanı’nın makam duvarında bir zamanlar şu şiir dizesi yazılıydı. Adalet Bakanı’nın oturduğu makam odasından bahsediyorum. Hâlâ yazılı mıdır, yoksa artık utanıp kaldırmışlar mıdır, bilmiyorum. Bir zamanlar yazıyordu: ‘Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir / Temele taş bulmak gecikebilir / Devlete baş bulmak gecikebilir / Adalet gecikmez tez verilmeli.’ Hâlâ yazılı mıdır bilmem ama adalet bakanları her gün makam odasına girerken çıkarken okurdu.”
“KKM’ye ödenen rakam, çiftçimize ödediklerinin 13-14 misli”
“Çiftçimize 2024 bütçesinde ayrılan ödenek ne kadar biliyor musunuz? Türkiye'deki bütün çiftçiye tarım için verilen desteğin tamamı, 91 milyar lira. Kur Korumalı Mevduat’a geçen sene seçime kadar ödedikleri 300, seçimden sonra ödedikleri 800, toplam 1 Trilyon 100 Milyar ediyor. Çiftçiye ödenen sadece 91 milyar. Yani çiftçimize ödediklerinin 13-14 mislini geçen sene Kur Korumalı Mevduat’a ödediler.”
“85 milyon gördüğünden daha kötü bir seviyeye düşmüş durumda”
“Bir dua vardır biliyorsunuz ‘Allah gördüğünden geri koymasın’ diye bir dua vardır değil mi? Yani önce bir refah seviyesine ulaşırsınız, sonra onun altına düşersiniz ya o kötü bir durumdur. Öyle bir duamız vardır bizim, Allah gördüğünden geri koymasın diye. Maalesef şu anda 85 milyon gördüğünden daha kötü bir seviyeye düşmüş durumda.”
“Çiftçi ne kadar çok üretse o kadar çok zarar ediyor”
“Türkiye'de gıda fiyatları yüksekse bu bizim çiftçimizin maliyetlerinin yükselmesinden kaynaklıdır. Çiftçimizin kullandığı gübre, mazot, elektrik, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın kullandığı yem, eğer bunlara zam gelirse maliyet artarsa çiftçimiz ne yapsın arada eziliyor. Çiftçimizin yüzü gülüyor mu? Fiyatlar arttı da çiftçimiz elinde daha mı çok para geçiyor? Yoo. Çiftçi zarar ediyor, ne kadar çok üretse o kadar çok zarar ediyor. Buğdayın, mısırın hububatın fiyatlarını görüyorsunuz, geçen seneki fiyatlara bakıyorsunuz bu seneki fiyatlara bakıyorsunuz. Bir de maliyete bakıyorsunuz maliyetler katlamış ama çiftçimizin satabildiği fiyat artmıyor, artamıyor.”
“Niğde’nin büyük bir turizm fırsatı var”
“Belediyenin tüm kaynakları Niğde’nin sokaklarına, mahallelerine, Niğdeli vatandaşların dertlerine çözüm bulmak için harcayacak bizim belediye başkanlarımız. Niğde’nin parası Niğde’ye akacak; Ankara’nın karanlık dehlizlerine akmayacak. Niğde, ibadethaneleriyle, kaleleriyle, kuleleriyle, müzeleriyle; harikulade bir şehrimiz. Niğde’nin büyük bir turizm fırsatı var. Ama bu fırsat hâlâ kullanılanmış değil. Niğde hakkını alacak. Sizlere belediye başkan adayımızı, Ümit Güngör’ü takdim etmek istiyorum.”
“‘Aklını başına al’ deme seçimi”
“Bu seçim tabii ki belediye seçimi bu seçim, yerel seçim. Belediye başkanlarımızı seçeceğiz, il ve ilçelerde de belediye meclis üyelerimizi seçeceğiz. Ancak bu seçim arkadaşlar aynı zamanda merkezî hükûmete, iktidara bir uyarı anlamına geliyor. Eğer merkezî hükûmetten memnun değilseniz, merkezî hükûmet, iktidar yanlışlar yapıyorsa, bu seçimde iktidarı değiştirmek söz konusu değil. Çünkü sadece belediye başkanlarımızı değiştirmek için seçime gidiyoruz. Ancak her ne kadar merkezî hükûmet, iktidar değişmeyecekse de bu seçim merkezî hükûmeti uyarma seçimidir. ‘Aklını başına al’ deme seçimidir.”