DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı:
Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak tarafından açıklanan ekonomik programda 2021-2023 dönemine ilişkin yapılan öngörüler, geleceğe yönelik belirsizlikleri azaltmıyor. Çünkü gerçekçi değil.
Bu program kimsenin yüzünü güldürmüyor. İşçileri, işsizleri, yoksullaşanları, çiftçileri, esnafı rahatlatmıyor. İç ve dış yatırımcıların güvenini kazanacak tutarlı bir çerçeve sunmuyor. Çünkü gerçekçi değil.
Hedef ve tahminler tutarsız, inandırıcı değil
Bu yıl için beklenen yüzde 0,3 büyüme tahmini beklentilerle örtüşmüyor. Hem kur şokunun, hem de kredilerdeki yavaşlamanın son çeyrekte ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği bu programa yansıtılmıyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra 2 milyon 791 bin kişinin işini kaybetmesine yol açan bir yönetim anlayışının önümüzdeki üç yılda 4 milyon yeni istihdam oluşturacağını söylemesi hiçbir şekilde güven vermiyor. Geleceğe yönelik işsizlik tahminleri aşırı iyimser tutuluyor.
Hem büyümenin önümüzdeki yıl yüzde 5,8’e çıkacağını, hem de cari açığın milli gelire oranının yüzde 1,9’a düşeceğini aynı anda söylemek, tahmin ve hedeflerin tutarlılığına ilişkin soru işaretlerini güçlendiriyor.
Mevcut veriler bu yıl için cari işlemler açığının GSYİH’ya oranının yüzde 5 civarında olacağını gösterirken, cari işlemler açığının bu yıl yüzde 3,5 olacağını söylemek gerçekçi görünmüyor.
Gereken hiçbir taahhüt yok
Bu programda, kamu bankalarına müdahale edilmeyeceğine ve piyasalara şeffaf olmayan müdahaleler için kamu bankalarının kullanılmayacağına ilişkin hiçbir taahhüt yer almıyor.
Son dönemde getirilen yasakçı, yasaklayıcı ve irrasyonel düzenlemelerin giderileceğine, bütçe birliği ve disiplininin yeniden tesis edileceğine ilişkin hiçbir taahhüt bulunmuyor.
Verimsiz kamu harcamalarının kontrol altına alınacağına, israfın önleneceğine dair tek bir somut adım atılmıyor.
Kamu Özel Sektör İşbirliği projelerinde şeffaflığın nasıl sağlanacağına, bu projelerin kamuya getirdiği yükün nasıl azaltılacağına ilişkin hiçbir ize rastlanmıyor.
Kamuoyu TÜİK’in yayınladığı istatistiklere şüpheyle yaklaşırken, bu şüpheler giderilemiyor.
Merkez Bankası bağımsızlığını garanti edecek hiçbir taahhütte bulunulmaması bir yana, Merkez Bankasına bir kere bile atıf yapılmıyor.
Uzun sözün kısası,
Bu program Türkiye’nin kazanımlarının kaybedildiğini, 2023 hedeflerinin hükmünü yitirdiğini, ülkemizin bırakın 2023 hedeflerine yaklaşmayı, birçok alanda 10-15 yıl geriye gittiğini ortaya koyan bir belge olmuştur.