DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan YouTube kanalında yayınladığı “Bi’ Kahve” programında Prof. Dr. Erdal Arıkan’ı ağırladı. Babacan ve Arıkan, yaklaşık 1 saat süren programda çip üretimi, polar kodlama, 5G, yapay zekâ, füzyon ve fiber altyapı gibi teknolojilerin de aralarında bulunduğu teknoloji gündemi üzerine sohbet etti. Arıkan’a göre yapay zekâ ve füzyon refahı artıracak.
‘5G için gereken fiber altyapı devlet bütçesinin yanında hiçbir şey’
Bilimsel çalışmaları nedeniyle dünyada “polar kodlamanın babası” olarak da anılan Erdal Arıkan, 5G ve 6G teknolojilerinin getireceği hızın ekonomide maliyetleri azaltacağını söyledi. Bunun için fiber altyapıya olan ihtiyacın vurgulandığı programda, Babacan ve Arıkan fiber altyapı için Türkiye’nin 5 yılda toplam 10 ila 15 milyar dolarlık bir yatırım yapması gerektiğini hesapladı.
Babacan bunun üzerine, “2022 bütçesinde sadece faize ve kur farkına ödenen rakam 650 milyar TL. Geçen yılın ortalama kuruna göre yaklaşık 35-40 milyar dolar ediyor. Kur Korumalı Mevduat olmasaydı bu maliyet yarı yarıya inecekti. Faizler makul seviyede seyretseydi, faiz ödemesi de 5-10 milyar dolara bitebilirdi. Ekonomi yönetimindeki sıkıntılar sebebiyle Türkiye gereksiz yere bu kadar faiz ve kur farkı ödedi. Fiber optik altyapısı, 5G için gereken altyapı devlet bütçesinin yanında hiçbir şey. Türkiye, yanlış kararların maliyetini kat kat fazlasıyla ödüyor” diye konuştu.
Partisinin internete ilişkin hedeflerini “5H” formülüyle özetleyen Babacan, “hızlı, hesaplı, hür, her yerde ve hizmet odaklı internet” vurgusu yaptı.
Babacan, Singapur örneğiyle anlattı: ‘Türkiye; dünyada fikir, bilim, sanat ve iş üreten insanların cazibe merkezi olmalı’
Türkiye’nin dünyada fikir, bilim, sanat ve iş üreten insanlar için cazibe merkezi olmasını gerektiğini söyleyen Babacan, Singapur’un gelişimine dikkat çekti. Babacan, beyin göçüyle ilgili Singapur’un eski başbakanı Lee Kuan Yew ile yaptığı sohbetleri şu sözlerle aktardı:
“Lee Kuan Yew görevi bıraktıktan sonra bütün dünyayı dolaşır, yılda bir defa İstanbul’a gelirdi. Özel randevuyla iş, bilim, sanat dünyasından en önemli isimlere Singapur’da yaşamayı teklif ederdi. ‘Size şöyle imkanlar sağlarız’ diye dolaşırdı. Bugün Singapur’u Singapur yapan dünyanın kaliteli insan gücünün orada toparlanması ve üretimidir. Küçücük bir adadan koskoca bir ekonomi ve siyasi güç çıkmış durumda. Eğitim ve bu insan gücünü cezbetme konusunda oradan epey alınacak şeyler var. Dünyanın neresinde olursa olsun, fikir, bilim, sanat, iş üreten insanların cazibe merkezi olabilmek Türkiye açısından çok önemli hedef.”
‘Amerika ile Çin arasındaki teknoloji yarışının kazananı olmayabilir’
Bilimin iş birliği içinde yükselebileceğini savunan Babacan, “Amerika ile Çin arasındaki teknoloji yarışı, rekabeti ya da hamaseti neredeyse 2. Soğuk Savaşa dönüyor. Gerçekten çok dikkat edilmesi gereken bir husus. Bu savaşın çok kazananı olmayabilir. Bilim iş birliği olunca daha yükseliyor ama karşılıklı hamaset ve savaş alanı haline gelince de çok iyi sonuçlar vermiyor” dedi.
‘Teknolojiyle, üniversite sistemiyle ilgili çalışmalar yaptık’
Babacan, Türkiye’deki hiçbir üniversitenin ilk 500’e girememesini ve insanların yurt dışına göç etmesini “büyük yara” olarak nitelendirdi.
Bilim ve teknoloji politikasıyla ilgili devletin, özel sektörün ve üniversitelerin rolünün gözden geçirilmesini savunan Babacan, partisinin genel başkan yardımcılarından Mustafa Ergen’in koordinatörlüğünde hazırlanan Yükseköğretim Eylem Planı ile Burak Dalgın’ın koordinatörlüğünde hazırlanan Yarına Atılım Eylem Planı’nı örnek gösterdi. Babacan, “İyi bir bilim ve teknoloji politikasına ihtiyacımız var. Dijital dönüşüm ve teknolojiyle ilgili devletin yapması gerekenlerle ilgili bir eylem planı yaptık. Üniversite sistemini nasıl revize edeceğimizle ilgili ayrı bir çalışma daha yaptık” dedi.
‘Türkiye en zoru başarır’
Babacan, Türkiye’nin potansiyeline olan inancını “Zamanında bu topraklar farklı alanlarda bilimin dünyada zirve yaptığı topraklar olmuş. Demek ki potansiyelimiz var. Yeter ki bunu iyi kullanalım. İnsan kaynağı politikamız, bilim teknoloji politikamız, eğitim politikamız ve iş dünyasının bütün bu tabloda yeri rolü, bunlar iyi bir şekilde beraberce düşünüldüğünde Türkiye en zoru başarır” sözleriyle dile getirdi.
Arıkan’a göre yapay zekâ ve füzyon refahı artıracak
Babacan’ın sorularını yanıtlayan Erdal Arıkan şunları söyledi:
‘Amerikalıları rahatsız eden şey; Çin’in yarışabilir hale gelmesi’
“Polar kodlama esasında bir algoritma. Amacı da haberleşmede gürültü nedeniyle meydana gelen bozulmaları tamir etmek. Elektriksel haberleşmede konuşurken bir kamyon geçse aslında söylediğim bazı şeyleri anlamayabilirsiniz. Elektrik mühendisliğinde, gürültü nedeniyle tahrip olan sinyallerin alındığı noktada tekrar ettirilmeden tamir edilebilmesini sağlayacak algoritmalar geliştiriyoruz. Hata düzeltici kodlar. 25-30 sene üzerinde çalıştığım bir problem vardı, kanal kapasitesine ulaşma. Akademik dergilerde yayınlandı, çeşitli ödüller verildi. Çinliler bununla ilgilendi ve kendine bir fırsat alanı olarak gördü. ‘Ben bu yeni tekniği alıp geliştireyim’ dedi. Onlar olmasaydı 5G’de bu olmazdı. Binlerce patentleri var ve bunlar maliyetli şeyler. Bu, Amerikalıları rahatsız etti. Çin firmasının buradan elde edeceği gelir büyük değil aslında. Yıllık diyelim ki 1 milyar dolar lisans geliri. Ama rahatsız eden şey başa baş yarış edebilir hale gelmesi.”
‘ChatGPT yapay zekânın geldiği noktayı gösteriyor’
“İnsanlığın önünde refah arttırıcı etkisi olacak iki potansiyel teknoloji var. Bunlardan birisi daha yakın. Yapay zekâ konusu. ChatGPT, yapay zekânın geldiği noktayı gösteriyor. Muazzam bir verimlilik artırıcı etkisi olacak. Diğeri de füzyon enerjisi. Güneşte enerji füzyonda üretiliyor. Radyoaktif madde yok bunda, temiz. Karbon salınımı da yok. Elli yıllık bir çalışmanın sonuçları gelecek vaat ediyor.”
‘5 nanometre teknolojisi dünyada 2 firmada var’
“(Babacan’ın çip üretimi ve Moore Kanunu sorusu üzerine) Nanometre (1 metrenin 1 milyarda biri) cinsinden ölçülüyor çeşit çeşit teknolojiler var. Şu andaki en yeni teknoloji 5 nanometre ve 3 nanometre. Dünyada bu 5 nanometre teknolojisiyle kullanabilen üretim yapabilen esasen 2 tane firma var. Hepimizin bilgisayarlarının içinde çipi olan büyük bir Amerikan firması bile 5 nanometreye inemedi, başaramadı. 3 nanometreye inilmeye çalışılıyor. Oraya inildiğinde, 1 transistörün içindeki atomları sayabilir hale geliyorsunuz.”
‘Bir çipin üzerine 1 milyar tane transistör koymayacaksanız eski teknolojiyle üretim yeter’
“90 nanometre, 65 nanometre her neyse, ulusal güvenlik, savunma sanayi için bazı uygulamalar için kendi yerli kullanabileceği bir şeyin olması gerekir. Var zaten. Bir çipin üzerine 1 milyar tane transistör koymayacaksanız bir çipin üzerine 1 milyon tane transistör koymanız yetiyorsa eski teknoloji ile üretimini yapın, yeter. Türkiye'yi bırakalım, dünyadaki bir iki ülke haricinde hiçbirinin bir şansı yok. Bugün ismini çok bildiğimiz Amerikan firmaları bile çipin tasarımını yapıp fabrikasyonunu başkasına yaptırıyor. Şu anda en ileri teknolojiye sahip olan sadece 3-4 tane firma kaldı. Bizim onu hedeflememiz gerçekçi olmaz. Ama tasarım konusunda öyle bir kısıtlama yok. İsterseniz en ileri çip tasarımını yaparsınız, Tayvan’da veya Amerika’da nerede ürettirebiliyorsanız ürettirirsiniz. Oyunun kaidesi bu.”
‘Dünyanın 1 numarası olmamanız için bir sebep yok’
“İrili ufaklı bir sürü Avrupa devleti var. Onların hiçbirisinin Türkiye’yi bir kenara bıraksak bile onlarda da bu çip teknolojilerini yapabilme kabiliyeti yok. Eğer üzerine düşerseniz, çok özel uygulamalar için dünyanın 1 numarası olmamanız için bir sebep yok.”
‘İkinci yüzyılı gençler ileriye taşıyıp üçüncü yüzyıla devretsinler’
Arıkan’ın “Mustafa Kemal ve arkadaşları bize çok sağlam bir cumhuriyet bıraktılar. İkinci yüzyılı gençler ileriye taşıyıp üçüncü yüzyıla devretsinler” sözleri üzerine Babacan, “Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır medeniyetler hedefi vardı. Birinci yüzyıl o hedefin bir ölçüde gerçekleştiği bir yüzyıl oldu ama yeni yüzyılda artık o hedefi yakalayıp üzerine geçmek Türkiye için önemli” ifadelerini kullandı.