DEVA Partisi’nin değerli genel merkez kurul üyeleri, Afyon il teşkilatımızın değerli başkanı,
Siyasi partilerin kıymetli temsilcileri,
Teşkilat mensuplarımız,
Sevgili Afyonlu gönüldaşlarımız,
Bu program vesilesiyle diğer illerimizden gelip bizlerle beraber olan kıymetli konuklarımız,
Ulusal ve yerel basınımızın değerli temsilcileri,
Ekranları başında ve sosyal medya hesaplarımızdan bizleri izleyen tüm vatandaşlarımız;
Hepinizi en içten duygularımla selamlıyor, Afyon il binamızın açılış törenine hoş geldiniz diyorum.
*****
Değerli arkadaşlarım,
Bizler ülkemizi il il, ilçe ilçe dolaşıyoruz.
Geçtiğimiz 1 ay içerisinde Ankara’da, İzmir’de, Bursa’da, Adana’da, Mersin’de, Konya’da, Yozgat’ta, Kars’ta, Ardahan’da, Isparta’da vatandaşlarımızla buluştuk.
Vatandaşlarımızın sorunlarına kulak verdik. Partimizin çözüm önerilerini anlattık.
Farkımızı apaçık ortaya koyduk. Nedir bu fark?
Ülkemizdeki yaygın muhalefet anlayışı, sadece sorunlardan şikâyet etmekle sınırlı.
Ülkenin problemlerini sıralayıp, çözüme gelince “İktidar olunca konuşuruz” demeye alışmışlar.
DEVA Partisi ise sorunları konuşmakla yetinmiyor.
Tek tek çözümleri de üretiyor.
Biliyorsunuz; siyasetin bir laf üretme kısmı var, bir de iş üretme kısmı var.
Biz siyasetin iş üretme kısmında yer alıyoruz.
Neyi, nasıl yapacağımızı, ne kadar sürede yapacağımızı açıkça anlatıyoruz.
Ayağı yere basan sağlam, tutarlı, uygulanabilir eylem planlarını vatandaşlarımızla paylaşıyoruz.
Eylem planlarımızı hem belli bir takvime bağlıyoruz hem de bu planların bütçesini hesap ederek gerçekçi davranıyoruz.
Bu amaçla, partimizin politika başkanlıkları, iktidarımızın ilk 90 günlük ve ilk 360 günlük eylem planlarının hazırlıklarına yoğun bir şekilde devam ediyorlar .
Eylem planlarımızı açıklamaya tarım sektöründen başladık. İlk adımı toprağa attık.
Yaklaşık 20 alanda eylem planları açıklayacağız. Tarım sadece bunların ilkiydi. Sosyal politikalar, sosyal destekler, eğitim, sağlık, dijital dönüşüm, yargı, hukuk. Aklınıza gelen her alanda seçinden sonra kurulacak hükûmetin ilk 90 günü ve ilk 360 gününü hazırlıyoruz.
Tarımın stratejik önemde bir sektör olduğunun farkındayız. Ülkemizi olası su ve gıda krizlerine karşı hazır hale getirmeyi, bir vatandaşlık görevi olarak görüyoruz.
Ülkemizde herkesin sağlıklı, güvenli, yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamayı hedefliyoruz. Tarladan sofraya dek daima üreticimizin yanında yer alıyoruz.
Peki, Tarımın DEVA’sı ne demek?
Kısa vadede, yani iktidarımızın ilk 90 günündeki eylem planımız, çiftçimize acilen rahat bir nefes aldıracak.
Bu kapsamda;
Çiftçimizin kullandığı mazotun ÖTV’sini çiftçimize geri vereceğiz.
Gübre maliyetinin yüzde 50’si oranında yani tam yarısı kadar destek sağlayacağız.
Hayvancılıkla uğraşan üreticilerimize %50’ye varan oranlarda yem desteği sağlayacağız.
Elektriği çiftçimize daha ucuza temin edeceğiz.
Çiftçimizin kredi borçlarını faizsiz olarak 2 yıl erteleyeceğiz. İlk taksit 2 yıl sonra başlayacak.
Pandeminin, kur artışının ve bütün bu ekonomik krizin yükü şu anda çitçimizin sırtında. Borç üzerine borç, taksit üzerine taksit, faiz üzerine faiz ödüyor şu anda çiftçimiz. İşte bütün bunlar bizim ilk 90 günde hızlı bir şekilde çözeceğimiz konular.
Bunun yanı sıra, iktidarımızın ilk bir yılında yapacağımız 50’den fazla eylem planımız da hazır.
Bunların içinde neler var?
Atıl arazilerin üretime açılması, yağlı tohumlu bitkilerin üretiminin artırılması var.
Akıllı tarım ve robotik teknolojilerin geliştirilmesi, kuraklıkla etkin mücadele var.
Basınçlı sulama yatırımları, lisanslı depoculuk sisteminin yaygınlaştırılması var.
Tarım meslek liselerinin yeniden açılması var. Kadınlardan oluşan kooperatiflerin desteklenmesi var.
Yani arkadaşlar, toplam 56 adımda tarım eylem planımızı hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
Çünkü biz, Türkiye’nin boş polemiklerle kaybedecek bir dakikasının dahi olmadığını biliyoruz.
Bizim farkımız bu.
“Hele bir iktidar olalım da sonra bakarız” deyip koltuk peşine düşen bir parti değiliz.
Biz, halkımız görevi verdiği gün, ilk dakikadan itibaren ne yapacağımızı biliyoruz, bunları açıklıyoruz ve bunların sözünü veriyoruz. Üstelik takvime bağlanmış şekliyle sözünü veriyoruz.
Hamasetle, kuru lafla, boş kavgalarla vakit kaybetmeden görevi teslim almaya hazırlanıyoruz.
*****
Değerli arkadaşlarım,
Biz 9 Mart 2020 günü;
Vatandaşlarımızın can güvenliğini, hak güvenliğini ve mal güvenliğini koruyan bir yönetim anlayışıyla yola çıktık.
Ülkemizin geldiği noktada üstümüze düşen sorumluluğun farkındayız. İşte bu yüzden, DEVA Partisi;
Demokrasimize karşı yönelen her türlü kalkışmanın karşısında dimdik duranların partisidir.
Milletin iradesini her şeyden ve herkesten üstün tutanların,
Koşullar ne olursa olsun, hukuk devletinden ve hukukun üstünlüğünden asla taviz vermeyenlerin partisidir.
DEVA Partisi,
Hiçbir vesayet odağına, siyasetin üstünde bir güç atfetmeyenlerin partisidir.
Halkımızın verdiği yetki dışında, meşru siyaset dışında, hiçbir yerde gözü olmayanların partisidir.
*****
Değerli arkadaşlar,
Şu anki kötü yönetimin en çok mağdur ettiği kesimlerin başında gençler geliyor.
Gençler fırsatını bulduğunda ya büyükşehirlere ya da yurt dışına gitmek, oralara yerleşmek istiyor.
Kendilerine doğdukları şehirde, doğdukları ülkede bir hayat planlayamıyorlar.
Neden?
Çünkü işsizler. Üstelik iş bulma ümitleri gün geçtikçe tükeniyor. Peki, Sayın Cumhurbaşkanı ne yapıyor?
Biliyorsunuz; kendisi fırsatını her bulduğunda gençlere evlilik çağrısı yapıyor.
Sayın Erdoğan,
Lafa gelince gençlere nasihatte bulunuyorsunuz da...
Siz gençlerin geçimini ailesinden aldığı harçlıkla sürdürmeye çalıştığını görmüyor musunuz?
Çalışma hayatına giren gençlerin düşük ücretlere mahkûm edildiğini görmüyor musunuz?
Durum buyken gençler nasıl aile kursunlar?
Siz ekonominin çarklarını bozduğunuz için gençler evlerine hapsoldu.
Her dört gençten biri ne okulda ne de işte; evde, evde. Ev gençleri diye bir toplum kesimi oluştu bu ülkede, ev gençleri. Daha çok gece yaşayan, gündüz uyuyan bir nesil. Niye? Çünkü gündüz annesiyle, babasıyla muhatap da olmak istemiyor. Gece herkes uyurken o ayakta başka şeylerle uğraşıyor. Yönettiğiniz ülkede- Yine Cumhurbaşkanı’na seslenmeye devam ediyorum: Yönettiğini ülkede gençler odalarından çıkamıyor, odalarından. Yönettiğiniz ülkede, gençler işsiz, gençler umutsuz, gençler korkuyor. Sorumluluğu hiç başka yerlerde aramayın. Öyle sağa, sola da sorumluluğu atmaya çalışmayın. Bakanları ortadan kaybederek, gece yarısı kararnameleriyle birilerini görevden alarak siz sorumluluktan kaçamazsınız. Çok istedi, çok. ‘Tek yetkili olayım’ dedi. ‘Tek imzayla her şeyi yapayım’ dedi. Ama siz tek yetkiliyseniz, tek imzayla ülkeyi yönetiyorsanız aynı zamanda tek sorumlu olduğunuzu da kabul etmek zorundasınız. Tek hesap verme makamında olan kişi olduğunuzu da kabul etmek zorundasınız. Öyle yağma yok. Bütün yetkiyi üzerimde toplayayım, problem çıktığı zaman bakanı değiştir, bürokratı görevden al. Öyle bir şey yok. Sorumluluk sizde, sizde.
Değerli arkadaşlarım, bakın daha yakınlarda bir ekonomik veri açıklandı. Son 20 yıldır ilk kez, ilk kez gayrimenkul yatırımları dışında, uluslararası doğrudan yatırımlar Türkiye’de eksiye düştü. Nisan sonu itibarıyla 12 aylık birikimli tutar tam 867 milyon dolar, 12 aylık birikimli tutar. Bu ne demek biliyor musunuz? Ben hükûmete göreve başlamadan önce, 2002’den önce bu ülkeye doğrudan sermaye girişi yıllık ortalama 1 milyon dolardı. Biz bunu aldık, tam 22 milyar dolara çıkardık, 22 milyar dolar. Hem kendi insanımız hem uluslararası yatırımcı geldi, Türkiye’ye harıl harıl sermaye getirdi. Yeni iş alanları açıldı, fabrikalar kuruldu, turizm tesisleri açıldı. Kendi insanlarımız oralarda iş buldu. O dönemde sanayicilerimiz, turizmle uğraşan yatırımcılarımız diyordu ki ‘Eleman arıyorum ama aradığım nitelikte eleman bulamıyorum’ diyordu. Böyle dönemleri yaşadı Türkiye. Ve maalesef, bakın ilk defa, 20 yıldır ilk defa Nisan sonu itibarıyla Türkiye’ye giren sermaye eksiye düştü. Eksi ne demek biliyor musunuz? Çıkan, girenden az demek. Yani bizim, kendi insanımız gidiyor, başka ülkelerde yatırım yapıyor demek. Kendi sermayedarımız gidiyor, başka ülkenin gençlerine iş imkânı sağlıyor demek. Eksi bu demek, eksi. Merkez Bankası rezervleri ekside, Varlık Fonu ekside, yatırımlar ekside, vatandaşın cebi ekside. Artıda hiçbir şey kalmadı memlekette. Gençlerimizin istihdama katılması için güven gerekiyor, güven. Yatırım gerekiyor, istihdam gerekiyor. Her şeyden önce de hukuk gerekiyor, hukuk.
İşte biz, bu kötü yönetime ve bu yanlış zihniyete ‘dur’ demek için geliyoruz. Reçete çok basit arkadaşlar, güven, güven, güven... Bunun için de hukuk devleti.
DEVA iktidarında, bu verimli topraklarda, fakirlik değil, işsizlik değil, yoksulluk değil;
Bereket akacak. Bolluk akacak. Refah akacak.
DEVA iktidarında dürüst ve işin ehli kadrolarla beraber aynı bir kabustan, kötü rüyadan uyanır gibi memleket aydınlığa uyanacak, refaha uyanacak, bolluğa uyanacak.
Biz hazırız.
Türkiye’nin DEVA’sı hazır.
Emaneti teslim almaya geliyoruz.
*****
Değerli arkadaşlar,
Biz her an halkımızın içinde, halkımızla beraber sorunların çözümü olacağız.
Bu milletin aklıyla, onuruyla, gururuyla alay eden zihniyeti, gittiğimiz her yerde milletimize anlatacağız.
Milletimize kulak vereceğiz. Toplumun gerçek gündeminden asla sapmayacağız.
Biz DEVA Partisi olarak bu ülkenin tek umudu olduğumuz bilinciyle çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle bir kez daha, Afyon il teşkilatımıza çalışmalarında başarılar diliyor, il binamızın hayırlı çalışmalara vesile olmasını temenni ediyorum.
Hepinize çok çok teşekkür ediyorum.