1 Mayıs 2023 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Iğdır Halk Buluşması Konuşması

1 Mayıs 2023

Iğdır Halk Buluşması


Merhaba Iğdır!

Üreten Iğdır, çalışkan Iğdır merhaba!

Bu ne güzel coşku!

Bu ne güzel heyecan!

Iğdır kararını vermiş! Iğdır bu işi bitirmiş!

Hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.

*****

Değerli, arkadaşlarım;

Sağ olun hoş bulduk sağ olun.

Seçime 13 kala, Iğdır’da demokrasi meydanımızı kurduk.

İnşallah hakkı düştüğü yerden alıp kaldıracağız.

Hukukun üstünlüğünü yerine getireceğiz. Ve adaleti sağlayacağız.

Hak, hukuk adalet diyoruz.

Iğdır’da demokrasi meydanımızı kurduk.

Iğdır’da atılım meydanımızı kurduk.

Iğdır’ın çiftçisinin, esnafının, emekçisinin, memurunun, emeklisinin kazanmasına 13 gün kaldı inşallah.

Ben şimdi ben Iğdır’a soruyorum,

15 Mayıs sabahı seçimlerden sonraki sabah şöyle uyanıp derin bir nefes alacak mıyız? (…)

Üreterek, bileğimizin gücüyle alnımızın teriyle kazanacağımız bir Türkiye’ye uyanacak mıyız? (…)

Aras nehriyle sulanan bu verimli ovada, üreticinin hakkını aldığı günlere hep beraber kavuşacak mıyız? (…)

Kavuşacağız inşallah arkadaşlar, kavuşacağız.

Ama Iğdır’ın destek vermesi lazım.

Iğdır’ın 14 Mayıs Günü çok açık net bir iradeyi ortaya koyması lazım.

Bu meydandaki herkesin kapı kapı dolaşması gerekiyor. Çok anlatmamız gerekiyor.

Ev ev dolaşıp milletimize anlatmamız gerekiyor.

Önümüzde çok kritik bir seçim var.

Daha öncekilere seçimlere benzemiyor.

Demokrasi isteyenleri, özgürlük isteyenleri, zenginlik isteyenleri tek çatı altına toplamak zorundayız arkadaşlar.

14 Mayıs günü elimize iki tane pusula olacak.

Biz ne dedik? 6 siyasi parti olarak ortak bir Cumhurbaşkanı adayımızla bu seçime gireceğiz dedik.

Ve Sayın Kılıçdaroğlu’nu ortak Cumhurbaşkanı adayımız olarak belirledik.

İlk pusulada hep beraber destek vereceğimiz Sayın Kılıçdaroğlu’na sadece Millet İttifakına mensup partiler değil başka partiler de daha sonra desteklerini açıkladılar.

Onlara da teşekkür ediyoruz.

İlk pusulada Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun isminin altına “evet” mührün basacağız inşallah.

Birinci pusulayı hallettik. Ama 2 pusula var.

Ne yapıyoruz bu seçimde bir Cumhurbaşkanı seçiyoruz bir de meclise göndereceğimiz milletvekillerimizi seçiyoruz.

Geldik şimdi ikinci pusulaya. İkinci pusulada biz ne yaptık?

Yine partiler tek bir listeyle ortak listeyle seçime girmeye karar verdik. Tek bir listeyle seçime girelim ki tek bir oy dahi zayi olmasın dedik.

Çünkü mevcut anayasa mevcut seçim sistemi mevcut seçim kanunları partiler ayrı ayrı ayrı listelerle seçime girdiğinde o küsurat oyların maalesef çöpe gitmesine sebep oluyor.

Dolayısıyla eğer tek bir oyumuz dahi zayi olmasını istiyorsak tek bir listeyle bu seçime girmeye karar verdik.

Dolayısıyla bu ikinci Listede ne yapacağız? ikinci oy pusulasında ne yapacağız? Oylarımızı DEVA için CHP’ye, Gelecek Partisi için CHP’ye, Saadet için CHP’ye, Demokrat Parti için CHP’ye, CHP için de CHP’ye vereceğiz.

Böylece birleşe birleşe güçleneceğiz.

Böylece birleşe birleşe kazanacağız inşallah.

İnşallah hep beraber olacağız. Bir olacağız, birlik olacağız ve inşallah Türkiye kazanacak.

Çünkü arkadaşlar Iğdır, bu eziyetlerden kurtulmak zorunda.

Doğuya açılan kapımız Iğdır huzurlu günler yaşamak zorunda.

Iğdır özgürce nefes almak zorunda.

Bakın görüyorum, Iğdırlı genç arkadaşlarım burada.

Gençlerin başında çook dert var.

Gençler dertli.

Enflasyon var mı? Var. Pahalılık var mı? Var. İşsizlik var mı? Var. Ayrımcılık var mı? Var. Mülakatla engelleniyor musunuz? Evet. Özgürlükler kısıtlanıyor mu? Evet.

Hepsinin farkındayız.

Ama soruyorum ya, bu gençler ne yapsın?

Eleştiriye tahammülü olmayan bir iktidarla gençler ne yapsın?

Gençler siz bizim umudumuzsunuz. Gençler bizim yarınlarımız değil bugünümüz.

Değerli arkadaşlar,

Ankara’da bir bina var. Cumhurbaşkanına direk bağlı çalışan bir bina.

Biz ona diyoruz ki “algıları ayarlama enstitüsü” diyoruz. İşleri güçleri gerçekleri gizlemek.

Gençlerin diliyle söyleyelim. “Rende” binası, rende.

Ne yapıyor bu rende binası?

Bizlerin konuşmasını cımbızlıyor cımbızlıyor vatandaşlarımıza yok televizyondan gösteriyor yok sosyal medyadan yok watsapp gruplarından.

Orada biz bir cümle kuruyoruz o cümlenin alıyor 2 kelimesini sanki başka bir şey söylemişiz gibi medyada yayınlıyorlar.

Sizin alın terinizle ödediğiniz vergilerle, size yalanları söylüyorlar yalanları yayıyorlar.

Çünkü korkuyorlar. Gerçekler o kadar ağır ki... Gerçekleri vatandaşlarımız duymasın bilmesin istiyorlar.

Ama bu gerçekleri gizlemek mümkün değil.

Ben diyorum ki ülkemiz sanayide gelişsin, rekabet artsın, üreticiler yatırımcılar siyasetçilere bağlı kalmasın diyorum.

Onlar ne diyor? “Vay, Babacan savunma sanayisine karşı” diyor.

Arkadaş ben böyle bir şeyi ne zaman söyledim? Göster hele. Yok.

Yalan söylüyorlar. Doğruyu söylemiyorlar.

Ben diyorum ki “TOGG var ama gençler alamıyor diyorum. Önemli olan gençlerin araba alacak maddi güce kavuşması” diyorum.

Diyorlar ki “Vay Babacan yerli üretime karşı”

İnanılır gibi değil.

Yüz milyonlarca para harcıyor o İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanına direk bağlı.

Görevleri sadece ve sadece kendi hatalarını örtmek başkalarını da yalanlarla karalamak.

Bu milletten topladıkları vergiyi bu millete yalan söylemek için kullanıyorlar.

Arkadaşlar,

Biz yönetime geldiğimizde iyi yapılan, dürüstçe yapılan bütün projelere aynen destek vermeye devam edeceğiz.

Hatta çok daha iyi projelerin altına imzamızı atacağız inşallah.

Ama biz diyoruz ki; biz aynı zamanda ne yapacağız? Projelerin eksiği varsa tamamlayacağız, yanlışsa düzelteceğiz.

Dediğimiz bu.

3 yıldır bunu söylüyoruz.

Ama inanın çok korkuyorlar.

Bakın benden korkmasa Sayın Erdoğan taa ben bakanlığı bırakalı 8 yıl olmuş. Ve o dönemdeki başarıları da iyi biliyor.

Benden korkmasa dönüp dönüp her gün benden hala bugün ‘Bebecan’ diye bahseder mi?

Dün gene ‘Bebecan’ demiş ‘Bebecan’ bana.

Ben şunu söyleyeyim, ben bu gençler adına ülkemizin gençleri adına ‘Bebecan’ diye adlandırılmaktan gurur duyarım.

Çünkü bu ülkenin gençleri fırsat verildiğinde bu gençlerin eline fırsat verildiğinde gençlerimize imkan tanındığında bu gençlerin ne kadar büyük başarı ortaya koyabileceğini ben zamanında ispatlamışım.

Doğru şimdi onların yanında olsaydık demezdi o doğru.

Niye diyor bunu niye diyor?

Çünkü ne zaman bir başarıdan bahsedecek olsa ne zaman ekonominin iyi olduğu günlerden bahsedecek olsa.

Son zamanlarda enflasyon artmış döviz artmış. Son zamanlarda başarı yok. Ancak başarı için eski defterleri kurcalaması gerekiyor.

Eski defterlere bakması gerekiyor. Eski defterlere baktığında da bir bakıyor karşısına ben çıkıyorum. Kafası bozuluyor.

Ondan sonra Bebecan aşağı Bebecan yukarı.

Arkadaş 5 yıldır bütün yetki elinde. Tek imzayla aklına gelen her şeyi yapabiliyorsun. Şu enflasyonu düşür de bir görelim.

Niye düşünemiyorsun niye olmuyor?

Cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyonu kendinin tek yetkili olduğu dönemde yaşandı.

%200'e çıktı bu enflasyon %200'e.

Soğan 30 lira olunca güle güle demenin zamanı geldi değil mi?

Çünkü olmuyor enflasyonu düşüremiyor.

Cumhuriyet tarihinin en yüksek faizini ödüyor.

Bu sene bütçeye koyduğu faiz 567 milyar lira. 567 milyar. Rakama bak. Bir de en az 200 civarında da kur farkı ödeyecek. Kur korumalı mevduat var ya ona da kur farkı ödeyecek.

Al sana 765 milyar.

765 milyara 1 milyon tane konut inşa edebiliyorsunuz arkadaşlar 1 milyon konut.

Paranın büyüklüğüne bakın.

Geçen sene faize ödediği ve kur farkına ödediği parayla 1 milyon konutu inşa edip bedava dağıtmak mümkündü.

Bu sene bütçeye ödenek olarak yazdıkları faiz ödeyeceğiz diye yazdıkları rakamla bir 1 milyon konuk daha yapmak mümkün.

Rakamın büyüklüğüne bakın. Vatandaştan enflasyon yoluyla topluyor vergi yoluyla topluyor gidiyor bankada zaten parası olana veriyor.

Ne diyor?

Eğer diyor faiz yetmezse kur daha fazla artarsa diyor o kurun da farkını ben sana ödeyeceğim ayrıca diyor.

Faiz üstüne faiz ödüyor katmerli faiz ödüyor.

Yazık günah.

Bir zamanlar ben faizle mücadele edeceğim diye 2018'de sizlerden yetki isteyen Erdoğan Cumhuriyet tarihinin en yüksek faizini ödeyen devlet başkanı oldu maalesef.

Hazine hiçbir zaman bu kadar yüksek faiz ödememişti bu ülkede.

*****

Ama arkadaşlar biz hazırız.

Bizde “enkaz devraldık” edebiyatı yok. Mazeret falan da yok.

Biz bahane üretmeden, mazeret üretmeden, laf üretmeden iş üreteceğiz inşallah.

Türkiye’de yalayan herkes alın terinin hakkının karşılığını alsın diye çalışacağız.

Biz hep beraber çalışacağız ve inşallah topyekûn zenginleşeceğiz.

Bu ekonomik büyümeden anladığımız bizim 3-5 tane zengin türetmek değil. Ekonomik büyümeden anladığımız topyekûn zenginleşmek.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin refahının artması.

Biz bundan anlıyoruz.

Buzdolabınızdan eksilenlerin yerine koyulmasını sağlayacağız.

Pazardan eli boş dönen anne babaların pazar torbalarını doldurmasını sağlayacağız.

Bayram ziyaretinde torununa bayram harçlığı veremeyen ninelerin dedelerin cüzdanının dolmasını sağlayacağız.

Evladının eğitimi için binlerce lira döken, ama yine de torpilsiz iş bulamayan ailelerin huzura kavuşması için çalışacağız.

Bunun için biz de dedik? DEVA Partisini kurduk ta 3 sene önce dedik ki mülakatı kaldıracağız.

Çünkü mülakat işine gelmeyenlerin elenmesi aracı olarak kullanılıyor.

Haksızlığın kaynağı dedik bu mülakat.

Yetmedi 6 partinin ortak politika metninde ne dedik? 6 parti mutabık kaldık, biz 6 parti olarak mülakatı kaldıracağız dedik.

2 hafta önce çıkmış Sayın Erdoğan ne diyor, 'mülakatı kaldıracağız' diyor.

Günaydın ya günaydın.

Şimdiye kadar torpil yapan siz değil misiniz? İşinize gelmeyenleri KPSS'de yüksek not alsa bile mülakat yoluyla eleyen siz değil misiniz?

Bu millet size inanır mı Allah aşkına? Eşitliği sağlayacağız.

Doğudan batıya, kuzeyden güneye; her yerde biz fırsat eşitliği sağlayacağız arkadaşlar her yerde.

*****

Değerli arkadaşlar,
Bizim DEVA Partisi olarak hedefimiz çok net. Biz ‘tam demokrasi” diyoruz.

Öyle eksik, gedik değil; yarım yamalak değil, TAM DEMOKRASİ.

Tam demokrasi gelsin ki hak yerini bulsun.

Tam demokrasi gelsin ki hukukun üstünlüğü artsın bu ülkede.

Tam demokrasi gelsin ki adalet gelsin bu ülkeye diye çalışıyoruz.

Tam demokrasi ne demek?

Türk-Kürt-Arap-Laz-Çerkes, Boşnak hiç fark etmez,

Sünni-Alevi hiç fark etmez,

Kim olursa olsun, hangi mahalleden, görüşten olursa olsun, herkes ama herkes bu ülkenin “eşit ve onurlu” vatandaşı olacak dedik.

Tam demokrasi bu.

Bizim hedefimiz, ülkemizde “eşit vatandaşlık” ilkesini hâkim kılmaktır.

Bu ülkede yaşayan herkesin birinci sınıf vatandaş olması demektir.

Bizim hedefimiz, hiç kimsenin bir başkasına üstünlük taslamadığı bir Türkiye’dir.

Bunu gerçekleştireceğiz.

*****

Bakın arkadaşlarım,

Bu ülkede tam demokrasi olsaydı, ülkemizde eşit vatandaşlık olsaydı, demokrasimizin üstüne kayyumların gölgesi gezmezdi.

Eşit vatandaşlık olsaydı, şehirlerimizde seçmen iradesi gasp edilmezdi.

Eşit vatandaşlık olsaydı, bu topraklarda konuşulan hiçbir dil yok sayılmazdı. Hiçbir dile “bilinmeyen dil” muamelesi yapılamazdı.

Hak yerini bulacak, adalet gelecek.

İşte arkadaşlar, bakın Türkiye'de eşit vatandaşlık olsaydı meclis kürsüsünde bir milletvekili çıkıp da Kürtçe bir cümle kurduğunda meclis tutanaklarına bilinmeyen bir dil olarak kaydedilmeyecekti.

İşte arkadaşlar hayalimizdeki Türkiye hedefimizdeki Türkiye hepimizin Türkiye’sidir.

Onun için etnik, dini, mezhebi ve kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz.

Hepsi bizimdir hepsi bizim zenginliğimizdir.

Emin olun, er ya da geç, herkesin kendisini eşit ve onurlu vatandaş hissettiği Türkiye hedefimize hep beraber ulaşacağız.

Ben çok iyi biliyorum ki;

Fikirlerden korkulmaz. Düşüncelerden korkulmaz. Fikri yasaklayamazsınız. Düşünceyi yasaklayamazsınız.

Herkes hür özgür düşünce hakkına sahiptir.

Ülkemiz hiç kimsenin dışlanmadığı, hiçbir fikrin ötelenmediği bir ülke olacak inşallah.
İnşallah.

Türkiye’nin güçlenmesinin yolu, herkesin özgürce konuşabilmesinden geçer.

Derdi olan derdini söyleyecek ki derdine çare bulunsun. Bunlar insanları konuşturmuyorlar. İnsanları susturuyorlar, basını susturuyorlar.

Sadece kendi sesleri duyulsun istiyorlar.

Ama sadece kendi sesleri duyulduğunda vatandaşın dertlerini anlayamıyorlar.

(VATANDAŞ İLE SOHBET)

Şimdi de Fransa’da değil mi? Baba dertli gözü yaşlı.

Onun için mülakatı kaldıracağız onun için. Hak eden hak ettiğini alacak.

Arkadaşlar adalet devletin varlık sebebi.

Adaleti sağlamak da fırsat eşitliğiyle mümkün.

Yusuf Bey bizim milletvekili arkadaşımız hukukçu, avukat.

Adalet yargının hızlı ve doğru çalışmasıdır ama adalet aynı zamanda fırsat eşitliğidir.

Eğitimde fırsat eşitliğidir. İşe girerken fırsat eşitliğidir, terfi alırken fırsat eşitliğidir.

Adalet devletin varlık sebebidir.

Siz önce insan diyorsanız insan adaleti sağlamak zorundasınız.

Biz, iktidardaki otoriter ittifakın hukuk dışına çıkan her türlü uygulamasına itiraz ediyoruz. İtirazımız var.

Çünkü; özgür ve zengin bir Türkiye’ye giden tek yol, meşru demokratik siyasetten geçer. Bunu gayet iyi biliyoruz.

Onun için ne yapacağız?

Türkiye’de temsil edilen her düşünce meclis çatısı altında temsil edilecek.

Meclis çatısı altında meşru demokratik siyasetle çözeceğiz sorunlarımızı.

Sorunlarımızı çatışmayla çözemeyiz. Sorunlarımızı şiddetle çözemeyiz.

Sorunlarımızı meclis çatısı altında meşru siyasetle çözeceğiz.

Bu nedenle de tam demokrasi yolunda durmadan, canla başla çalıştık, çalışıyoruz.

İktidara güle güle diyeceğiz ondan sonra normalleşecek her şey.

Soğan ne zaman düşecek diye soruyor.

İktidara güle güle deyince normalleşecek her şey inşallah.

*****

‘3 ülke sınırımız var ama bir araştırma hastanemiz yok’ diyor.

Değerli arkadaşlar bakın,

Bizim sınır illerimizin serhat illerimizin en önemli sorunu ne biliyor musunuz?

Sürekli düşman üreten bu zihniyet. Sürekli herkesle kavga eden bu zihniyet.

Dış politikada dış ilişkilerde biz ne yapacağız?

Düşmanları azaltacağız dostların sayısını çoğaltacağız.

Ancak böyle sınır illerimiz kalkınacak. Iğdır'dayız.

Iğdır tarımın çok önemli olduğu bir il.

Çiftçilik hayvancılık Iğdır’ın ekonomisinin omurgası.

Bakın biz tarımla ilgili ne yapacağız?

Bizim tarım eylem planımız var 1 Nolu eylem planı. Tam 50 madde sıralamışız orada.

Ben 5-6 tane madde sıralayayım. Ne yapacağız?

1-Gübrenin maliyetinin yarısını devlet olarak biz ödeyeceğiz.
2-Çiftimizin kullandığı elektriğin fiyatını daha uygun bir tarife haline getireceğiz.
3- Çiftçimizin kullandığı mazotun üzerindeki vergileri yükünü çiftçimizden alacağız.
4-Çiftçimizin ne kadar borcu varsa bu borcun faizini şöyle bir sileceğiz. Köpüğünü alacağız. Donduracağız 2 yıl ödemesiz uzun vadeye yayacağız. Dolayısıyla çiftçimiz borcun yükünü şöyle bir kenara indirecek.

Yetmeyecek çiftçimizin işini döndürebilmesi için yeni finansman imkânı sağlayacağız.

Geldik sulamaya.

Türkiye'deki bütün sulama projelerini ama bütün sulama projelerini iktidarımızın ilk 5 yılında tamamlayacağız inşallah.

Böylece toprakla suyu buluşturacağız.

Asıl verim ondan sonra artacak.

Bir zamanlar ne yaptılar bunlar?

Sadece ve sadece elektrik fiyatlarını bak nasıl güzel yönetiyoruz, nasıl ucuz elektrik satıyoruz diyebilmek için barajlardaki suyu tükettiler.

O barajdaki sular halbuki bize sulama için lazımdı tarım için lazımdı.

Sadece ve sadece bir bakanın o damadın bakanlığı döneminde 'bak ne güzel yönetiyor enerjiyi' dedirtmek için barajlardaki suları tükettiler.

O gün bugündür Türkiye'deki barajların su seviyesi bir türlü eski noktaya gelemiyor. Hepsini biliyoruz.

Dedim ya 13 gün kaldı. Önümüzde bir demokrasi bayramı var.

Bu seçimi o parti, bu parti kazandı demeyeceğiz biliyor musunuz?

Çünkü bu seçimi

7'den 70'e, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye kazanacak. Tüm Türkiye

Bu seçimi, Iğdır kazanacak;

Birleşe birleşe kazanacağız.

Bu seçim, Iğdır kazanacak;

Bu seçimi dün İzmir’deydik. İzmir’deki o muhteşem kalabalığı görmüşsünüzdür.

Bu seçimi İzmir kazanacak.

Bu seçimi Samsun kazanacak, Mersin kazanacak.

İstanbul kazanacak. Bingöl kazanacak. Hakkâri kazanacak.

Bu seçimi tüm Türkiye kazanacak.

Bu seçimi ürettikçe zarar eden çiftçi kazanacak.

Bu seçimi sattığı malı yerine koyamayan esnaf kardeşlerimiz kazanacak.

En güzel yılları umutsuzlukla, kaygıyla geçen gençler kazanacak bu seçimi.

Bu seçimi; bugünkü otoriter ittifakın görmezden geldiği milyonlar kazanacak.

*****

Değerli arkadaşlar aslında bu seçim bir referandum.

Bu seçimde önünüze aslında sadece 2 tane tercih gelecek. Evet oy pusulalarında Cumhurbaşkanı adayları var.

Diğer oy pusulası da partiler var ama özünde bu seçimde sadece iki tane tercih arasında tercihinizi kullanacaksınız.

Nedir bu nedir?

Bu tercihler nedir! Ben şimdi Iğdır’a soruyorum.

Bu iki tercihten hangisini seçecek Iğdır diye soruyorum.

Otoriterlik mi; demokrasi mi? (…)

Baskı mı; özgürlük mü? (…)

Keyfilik mi; hukuk mu? (…)

Tek akıl mı; ortak akıl mı? (…)

Kriz mi; hukuk mu? (…)

Kavga mı; barış mı? (…)

Öfke mi; sevgi mi? (…)

Kara kış mı bahar mı? (…)

Kara kış mı bahar mı? (…)

Kara kış mı bahar mı? (…)

İnanın bu seçim bu kadar kolay bir seçim.

Bu seçimi arkadaşlar hak kazanacak hukuk kazanacak, adalet kazanacak.
Ama dedim ya çok çalışacağız.

Iğdır çok çalışmamız gerekiyor.

Biliyorum; eskiden Iğdır’da “Elim CHP’ye gitmiyor” diyen mahalleler vardı. Ama şimdi o mahallelerden ne duyuyoruz biliyor musunuz? “Elim AK Parti’ye gitmiyor, elim MHP’ye gitmiyor” diyorlar.

Çünkü biliyorlar eskiden AK Parti’ye, MHP’ye oy vermiş vatandaşlarımız, “artık oy veresim yok” diyor.

Çünkü Yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları desteklemeye elim gitmiyor” diyor.

İşte arkadaşlar biz o evleri kapı kapı gezmemiz lazım.

Kapı kapı anlatmamız lazım.

‘Ben zamanında AK Parti’yi desteklerken 28 Şubatçı zihniyete karşı duruyorlar diye destek veriyordum. 28 Şubatçılarla Perinçek gibi kol kola yürüyen Erdoğan’a destek vermeye elim gitmiyor’ diyor vatandaşlarımız şu an.

Kapı kapı dolaşıp anlatmamız gerekiyor.

Diyeceğiz ki; “O umutla oy verdiğiniz Erdoğan eski Erdoğan değil. O umutla oy verdiğiniz AK Parti eski AK Parti değil.”

Diyeceğiz ki; “Yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla; yani 3Y ile mücadele etmek için sizlerden oy isteyenler, bugün aynı 3Y’ye teslim oldular”.

“Yasaklara, yoksulluğa, yolsuzluğa ülkeyi teslim ettiler bunlar” diyeceğiz.

“Hadi hep beraber değiştirelim bu düzeni” diyeceğiz.

“Bir kez daha herkes için adalet, herkes için özgürlük, herkes için zenginlik diye beraber yürüyelim bu yolu” diyeceğiz.

Kapı kapı çalacağız arkadaşlar.

Ben Iğdır’dan bir söz almak istiyorum.

Bakın arkadaşlar çok anlatmamız gerekiyor. Çok izah etmemiz gerekiyor.
Iğdır bir söz istiyorum sizden,

Kapı kapı dolaşacak mıyız? (…)

Söz mü? (…)

Ben sözümü aldım.

Bu seçim, vatandaşlarımızdan o yetkiyi alalım, gerisi bizde arkadaşlar.

Gerisi bizde arkadaşlar gerisi bizde.

Endişeye mahal yok.

Şikâyet ettiğiniz yoksulluk, açlık, enflasyon var ya…

Hepsi bizde. Bizim işimiz.

Çözdük yine çözeceğiz.

Enflasyon belasını bu ülkenin sırtından atacağız.

Hatırlayın; biz bu ülkede “olmaz” deneni yapmadık mı?

34 yıllık enflasyonu bu Bebecan iki haneye indirmez dediler. 2 haneye indirmedik mi?

Bebecan paradan altı 0’ı atamaz dediler. Atmadık mı?

Nasıl yaptıysak yine yapacağız yine indireceğiz.

Mutlak yoksulluğu sıfırladık mı?

Yine sıfırlayacağız.

Korkuyor biliyorum.

Ama İnşallah hep beraber, özgür ve zengin Türkiye’ye kavuşacağız.

Bir parti kapatmaya karşıyız.

Bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilmez arkadaşlar.

Başkası yanlış yapar biz hakla adaletle yönetiriz.

Başkasının yanlışı bize örnek olmaz.

*****

Kıymetli dostlar;

Tüm teşkilatlarıyla beraber Millet İttifakının değerli üyeleri aramızda, bizimle.

Iğdır’da çok kıymetli adaylarımız var.

Biliyorsunuz; birleşe birleşe büyüyeceğiz dedik ve tüm Türkiye’de seçime 5 parti tek listeden girmeye karar verdik.

Tek bir oy dahi zayi olmasın diye, tek listeden seçime giriyoruz.

Hep beraber başaracağız.

İnşallah Iğdır’da ki bahar Ankara’ya bahar TBMM çatısı altına da gelecek.

Türkiye’mize baharı getireceğiz.

Hiç şüphem yok.

Biz arkadaşlarımızla beraber hep adaletin yanında durmaya çalıştık hep doğrunun yanında durmaya çalıştık.

Zaten onun için ne yaptık hep beraber Millet İttifakını oluşturduk ve daha güzel yarınlara doğru yürüyoruz.

Değerli arkadaşlar başarı için güven şart. Güven olmazsa olmaz. Güveni sağlamak zorundayız.

Ben böyle deyince gençler bana soruyor başkanım diyorlar ‘bu güveni nasıl kazanacağız? Ne yapacağız ki güven sağlayacağız?’

Ben de diyorum ki 1 dakikada 8 maddede size özetleyeyim. Güven nasıl sağlanır?

1-Konuşunca doğruyu söyleyeceksin.
2-Söz verince tutacaksın.
3-Emanete hıyanet etmeyeceksin.
4-Her daim adaletle hareket edeceksin.
5-Ehliyetle liyakatli dürüst kadrolarla yöneteceksin bu ülkeyi.
6-İstişareyi asla elden bırakmayacaksın. Bin biliyorsan bir bilene soracaksın.
7-Açık olacaksın şeffaf olacaksın. Merkez Bankası’nın arka kapısından 250 milyar doları gizli saklı satmayacaksın. Soruyoruz hala açıklamıyor.

Şu son 3 yıldır Merkez Bankası’nın arka kapısından ne kadar sattın diye soruyoruz söylemiyor. Ama inşallah 15 Mayıs'ta defterleri açık göreceğiz. Vatandaşlarımıza ilan edeceğiz bak bu kadar satmışlar diye.

8-Her zaman hesap vermeye hazır olacaksın. Her zaman.

Bunları yap güveni sağlarsın.

Güveni sağla adalet yerine gelir, güveni sağla ekonomi yükselir.

Güveni sağla bütün sorunlar çözülür.

Ben tekrar buradan bizlerle beraber olan tüm Iğdırlı dostlarımıza teşekkür ediyorum.

Buradaki bu heyecanı coşkuyu gelin tüm Türkiye’ye yayalım diyorum.

Hep beraber kazanalım birleşe birleşe başaracağız diyorum.

Sevgiyle selamlıyorum hepinizi sağ olun var olun.