Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Sn. Nihat ERGÜN beyin Karar TV.de vermiş olduğu beyanatlarından dolayı tebrik ediyorum. Son derece müstefid oldum. Düşüncelerimize tercüman olmuştur. Söylenmesi ve yapılması gereken her şeyi açık açık en doğru biçimde ifade ettiğini düşünüyorum. saygı ve sevgilerimle Başarılar dilerim. CD

04.05.2020 / 23:12

0
Coşkun Duman İstanbul , Araştırmacı

Hayırlı akşamlar herkese selamlar saygılar..Son günlerde sıkça duyduğumuz birşey var gerek sosyal medyada gerekse bazı meclislerde Adalet ve Kalkınma Partisinden ayrılıp yeni parti kuran veyahut partiyi aktif olarak desteklemeyen herkese bir hain damgası yapıştırılıyor.Şunu merak ediyor ve soruyorum acaba kim 2002 yılına göre yolundan sapmış durumda? Doğu Perinçekle kolkola girenler doğru yolda diğerleri hain öylemi? Akpartiye kapatma davası açtıranlarla birlikte olanlar doğru yolda buna karşı çıkanlar hain öylemi?Milli iradeye karşı e muhtıra verenlerle birlikte hareket edenler doğru yolda bunu kaldıramayıp kenara çekilenler hain öylemi? Eşi kapalı olduğu için Sayın Abdullah Gül ‘ün Cumhurbaşkanı olmasını engellemeye çalışanlarla beraber olanlar doğru yolda buna karşı çıkanlar ise hain öylem mi?Bunun gibi bir çok örnek verebilir sayfalarca yazı yazabilirim ancak bu kadar şeye rağmen hain olunuyorsa evet bende bir hainim artık.Arkadaşlar Akpartinin sadece ismi aynı kalmıştır geri kalan herşey ise değişmiştir ve güç zehirlenmesi yaşamaktadır.Bunları buraya yazarken bile acaba diye düşünüyorsa insan özgürlüğün, düşünce özgürlüğünün sembolü olan parti kendini imha etmiştir.Demoktartikleşme adına atılan adımlardan bile bir mağduriyet durumu çıkartıp yeni partilere hain damgası vurulup kendilerine yeni bir seçim malzemesi çıkartmaya çalışılmaktadır.Var gücümüzle ülkemiz ve Deva Partimiz için çalışmaya herkesi davet ediyorum.Yazdıklarım şahsi görüşlerimdir Deva Partimiz veya şahıslarla ilgisi yoktur.Hayırlı akşamlar diler selamlarımı saygılarımı sunarım.

04.05.2020 / 21:49

528
Yunus Yıldız İstanbul , İşletmeci

Dün tv haberlerinde söylendi. Basın ozgurlugunde türkiye 180 ülke arasında 154. Sıradaymış. Basın özgürlüğü bir ülkenin demokrasisi için önemli bir konudur. Bu sıralama turkiyeye hiç yakışmıyor. Bir alman kuruluşu turkiyeyi demokratik olmayan ülkeler arasına yazmış. Yandaş kalemler almanları eleştiriyorlar. Yahu bir halimize bakın. Hükümeti eleştirenler hemen tutuklanıyor. Demokrasinin ne olduğunu bilmeyenler için bu normal görülebilir.ama siz konusu almanya olunca demokrasi kriterleri farklı oluyor haliyle. Türkiye nin bu durumlardan acilen kurtulması lazım. Biz burada ülke menfaatine olan düşüncelerimizi yazmaya çekiniyoruz. Turkiyenin yeni bir baslangica ihtiyacı var. Bu yeni başlangıç ancak deva partisi ile mümkün olacak.

04.05.2020 / 21:24

54
Necati Atlı Şanlıurfa , Diğer

Bir başka önemli nokta da, daha önce 2002’den üzerine gidilen vesayet sistemi aktörlerinin yeniden kendisine zemin bulması oldu. Askeri ve bürokratik vesayet etki alanını genişletti ve bir şekilde iktidar ile ortaklık kurdu.Tüm bu olanlara karşın, muhalefet “Bu ülkede bir anayasa var, yasalar var, yönetmelikler var! demedi. Suçun ve suçlunun takibatını yapacak emniyet ve yargı ortadan kaldırıldı. Bürokraside sisteme adapte olarak yükselmek, yükselemiyorlarsa da görevlerine devam edebilmek ağır bastı. Zaten arkalarında onlara destek verecek bir yasama organı veya medya da kalmamıştı. Bu arada toplumun çok büyük bir bölümü iktidara olan desteğini sürdürdü. Çünkü 1) İslamcı-muhafazakâr taban, dini sadece fiziksel ibadete indirgeyen bir gelenekten gelmekteydi 2) Büyük bir menfaat ağı ile iktidara bağlanmışlardı. 3) Güçlünün yanında olmak daha güvenli hissettiriyordu 4) etik bir tutum alan bir güçlü muhalefet yoktu. Yani topluma doğruyu ve olması gerekeni söyleyecek bir muhalefet yoktu. Böylece normal şartların olmaması yeni normal şartları oluşturdu. Muhalefet, değişen sisteme birşekilde uydu. Bu yeni normal artık Türkiye’nin! Bu yeni normal hakkında en iyi bildiğimiz gerçek, öngörülemez bir devletle yüzyüze bıraktığıdır hepimizi. Bu anormalliklerin yeni normal olmasının nedeni, herkesin onlara alışmaya başlaması, onu kanıksaması, o anormalliklerin kurumsallaşmış olması. Bu kurumsal yapının değiştirilebilmesi yani yeni normalden normale dönüşün sağlanabilmesi hatta bununda ilerisinde çağın gereklerini karşılayan yeni bir yönetim anlayışının temellerinin atılması noktasında DEVA Partisi’ne tarihi bir görev düşmektir. Cumhuriyetin 2’nci yüzyılında 21.yüzyıla damgasını vuracak başarıların elde edilmesi, içinde bulunulan durumun doğru anlaşılıp tahlil edildikten sonra oluşturulacak çözüm yollarının inşa edilmesi ile ancak sağlanabilir. Muhafazakâr ya da merkez siyasetin, Türkiye’nin yeni dinamikleri, sorunları ve ruh hâli etrafında yeniden tanımlanması gerekmektedir.

04.05.2020 / 17:50

23
Ali Rıza Erdoğan Kocaeli , Esnaf

Normal şartlar altında politik ve ekonomik anlamda genel durum hakkında bilgi almanın yolları vardır. Bunların başında, siyasi karar alıcıların paylaştıkları bilgilerin medyada yer alması gelir. Politikanın şeffaf bir ortamda yapılmasının yanında, oyunun kuralları anayasal ve yasal çerçevedir. Yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkiyi de bu kurallar belirler. Gücü sınırlandırılmış iktidar, hem sistem içi hem de sistem dışı mekanizmalar tarafından denetlenir. Diğer bir ifadeyle, parlamento, yargı ve medya, iktidarın ne yaptığını ve ne yapmadığını gözlemler. Eğer yapılanlar yasalara uygunsa mesele yoktur. Elbette yasalara uygun olan tasarruflar da eleştirilebilir. Ancak bu eleştiriler politiktir. Ancak yasalara uygun olmayan tasarrufların eleştirilmesi politik bir mevzu değildir. Bu nedenle partiler üstü olarak ele alınır. Eğer bir yürütme unsuru (cumhurbaşkanı, kabine, bakan vs.) anayasa ve yasa dışına çıkarsa, denetlemeye takılır ve anayasal-yasal sonuçlarına katlanır. Yukarıdaki kritik ibare “normal şartlarda”. Türkiye’de uzunca zamandır normal şartlar hüküm sürmüyor. Oyunun kuralları dışına çıkılalı çok uzun zaman oldu. Gezi Parkı olayları sonrasında başlayan demokrasi erozyonu, sonrasında peşi sıra yaşanan olaylar mevcut sistemi tümüyle sonlandırdı ve hiçbir sistematiği olmayan Başkanlık Sistemi gibi bir garabete yol açtı. Yargının yürütmeden bağımsız olmasını gerektiği halen yürürlükte olan 1982 anayasasında apaçık ifade edilmiş olmasına rağmen buna müdahale edildi. Yürütülen yolsuzluk soruşturmalarına yapılan müdahaleler, bu soruşturmaları akamete uğrattı. İkinci aşamada, medya bertaraf edildi. “Normal şartların” ortadan kalkması böyle oldu. Burada kritik mesele, muhalefetin tutumuydu. Muhalefet bu olan bitenleri bir iktidar mücadelesi perspektifinden okudu, ona göre de hareket etti. Muhalefetin siyaset üretememesi olaya hak, adalet, hukuk perspektifinden bakmaması iktidar savaşının bir aparatı gibi görmesi bu sürecin tuzu biberi oldu.

04.05.2020 / 17:46

27
Ali Rıza Erdoğan Kocaeli , Esnaf

Başkanlık sisteminden önce Bimer diye bir şikayet merci kurulmuştu. Yargnın askeri ve sivil  Bürokrasinin kendi içinde derinlikleri vardı. Vatandaş mağduriyetini Bimerle aşmaya çalışıyordu. Başkanlık sisteminden sonra Devlet içinde  bütün derinlikler  sona erdi. Baskan Devlet yönetimine tamamen hakim. Şimdi de Cimer var. Cimerle Bimer hiç  aynı olur mu kimi kime şikayet edeceğiz? Hele birde şikayetler artmışsa o zaman bir sistem sorunumuz yok mu? Madem Askeri sivil bürokrasi  yargı şeffaf değildi vatandaşın işi görülmuyordu o halde Devlet yapılanması hesap veren şeffaf bir yapıya kavuşturulması gerekmiyor mu? Başkanlık sisteminin kendi vesayetini kurması Demokrasimiz de düşünülemez.  Deva Partisinin yapacağı çok iş var.

04.05.2020 / 15:23

41
Latif Yildiz Bolu , İş İnsanı

Resmi gazete artık sadece birkaç yönetmelik ve çeşitli ilanlardan ibaret oldu. Ne ihalelere yer veriliyor ne de diğer resmi bilgilere yer veriliyor. TBMM'de keza çalışmaz halde. Vatandaş olarak çok gücüme gidiyor. Ve gün geçtikçe karanlık kuyu dibine doğru gidiyoruz. Geleceğe dair umut ve hayallerimiz de kayboluyor. 1920'den bir asır sonra iki asır gerideymiş gibiyiz.. Allah sonumuzu hayretsin inşallah....

04.05.2020 / 10:36

60
Mehmet Orgün Tüzün Aydın , Mühendis

Hoşgörü ve medeniyetlerin beşiğin den selam olsun.Demokrasi adına en büyük atılım DEVA partisini kurmakla başladınız.Adaletin,güvenin ,ve ekonominin teminatı olan görüş şiarıyla bütünleşen bir oluşumu canı gönülden taktir ve tebrik ediyorum .Korkunun bize sunacağı tedirginlikten başka bişey degildir.Oysa cesaret güvenin teminatı olan doğru yolda ilerlemeyi saglar.Bizler dogru bildigimiz hz. ömerin adeleti fatih sultan mehmet han cesaretinden ayırma.

04.05.2020 / 09:59

99
Hasan Güder Hatay , Esnaf

Merhaba Türkiye de 2010 itibariyle roman açılımı olmuş 5 milyon olan nüfus geçen zamana rağmen çoğalmış olup geçmiş de chp nin yanlış politikasından dolayı Akp nin roman açılımı ile oy potansiyelini kazanmış oldu. Gelinen nokta da gerek akp de gerekse chp de roman vekiller olmuş fakat topluma karşı gereken çalışmalar yapılmadığından dolayı iki partiye de roman vekil arkadaşlara güven kalmamıştır. Sayın Mehmet beye de ifade ettiğim gibi Roman toplumu güvenilir toplumun sorunlarına çözüm olacak yeni sayfa da yer verilecek sorunlara çözüm odaklı deva olacak başlangıç istenilmektedir. En son kocaeli eski il başkanı galiba Huseyin yusuf beyin romanlar ile yaptığı açıkla akp ye olan roman sevdasını bitirdi. Türkiye de gerek roman dernekleri gerekse roman toplumunu Deva partisine kazandırmak için hazır olduğunu ifade ederim usta asker resmi geçitte belli olur . izmir değil Türkiye de Roman toplumu adına örgütleme ve çalışmalar da hazır olduğumu bilmenizi isterim

04.05.2020 / 07:07

10
Gokmen Dunar İzmir , Yönetici

Saygı değer Türk Milleti, Bizim benimsemiş olduğumuz ilkelerden birisi dostluktur. Dostluğun anlamını unuttuğumuz şu dönemde, size dost ve kapanmayan yaranıza DEVA olma amacı ile adım atıyoruz. Biz tüm şeffaflığımız ve son gücümüzle mücadele edeceğiz. Bu gün yaşanılan sıkıntılar ortada. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi' nde dediği gibi "Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır." Bu sözlerini esas alarak hem ülkemizin yönetilme şeklini hemde barışcıl davrandığı ve diğer ülkelerle dostluğu tekrardan kazanmış bir ülke seviyesine getireceğiz. Düşünce özgürlüğünün tekrar kazanıldığı, ifade özgürlüğünün ve adaletin herkese eşit sağlandığı bir düzende ilerleyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Sayın başkan Ali Babacan önderliğin de atılan bu adımları tüm şeffaflığı ile sizlerin huzurunda atacağımıza müsterih olunuz. Biz sizlerin gülümseyen yüzlerinizden destek bulacağız. Sonuç şudur ki; biz size DEVA oldukça sizin de yüzleriniz hep gülsün. Güvenle, adaletle ve özgürce yaşadığınız günler diliyorum. Biz Hazırız!

04.05.2020 / 05:40

2
Serhat Özdil Eskişehir , Yatırım Uzmanı