Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Sayın Başkan Ve Çalışma Arkadaşları; Biliyorsunuz ülkemizde orta direk ve bir tık üstünün araba alması imkansız hale geldi zaten asgari ücret ile çalışandan hiç bahsetmiyorum yıllardır ülkemiz de yurt dışından araç getirmeyi imkansız hale getiren gümrük vergileri mevcut neden bizler yurt dışından vergi ödemeden araba getiremiyoruz Azerbaycan da yaşayan insanlar istedikleri ülkeden istedikleri arabayı gümrük vergisi ödemeden getiriyor ve kendi ülkesinde kullanıyorlar bizim o vatandaşlar dan neyimiz eksik biz Türkiye olarak neden alamıyoruz neden eski arabaları kullanmak zorundayız neden eski arabalara yüksek paralar ödemek zorundayız Türkiye'de asla alamayacağımızı düşündüğümüz arabalar yurt dışında Türkiye'deki fiyatının dörtte biri fiyatına alınabiliyor yani aslında alınabilir lütfen bu konuyu siyasi mecralarda gündeme getirin eğer çözüme ulaştırabileceğiniz bir konu ise 2023 seçimlerinde inşallah iktidara geldiğinizde bu durumu değiştirebilirsiniz bence bu konuyu TV ekranlarında da gündeme getirebilirsiniz biz iktidara gelirsek gümrük vergisini kaldıracağız diyebilirsiniz bu gerçekten vatandaşın büyük kısmını mutlu edebilecek bir hareket olacaktır millet ittifakının oy oranını ciddi oranda arttırabilir. Bizim ülkemizde Türk markası araba üretilse uygun fiyata satılsa bu gümrük vergisi durumunu anlayacağım ama böyle bir şey yok bir kaç zengin iş adamı ismi lazım değil bazı araba firmalarının ithalatçıları sizler iyi biliyorsunuz lütfen vatandaşı bu ensesi kalın zenginlere ezdirmeyin artık bu zamana kadar kazandıkları para onlara yeter biraz Türk milleti de kazansın mutlu olsun Millet ittifakı iktidara gelirse gümrük vergisini kaldıracağız vatandaşımız yurt dışından artık araba getirebilecek deyin bakın oylar nasıl uçacak onlar gençleri sınav barajını kaldırarak kafalamaya çalışıyor sizde bu konuyu gündeme getirin gençleri bizim tarafımıza çekmeye çalışın Lütfen alın artık şu iktidarı lütfen bu konuyu atlamayın bir konuşun danışmanlarınınız ile iyi çalışmalar

17.02.2022 / 18:31

3
Ramazan Alper Delen Ankara , Eğitmen

1-YÖK ve MEB'i aynı çatı altında birleştirip, üniversitelerdeki diplomalı işsiz yetiştiren bölümleri kapatmayı, meslek enflasyonunu önlemeyi, insanların insanca yaşayabilmek için gerekli parayı kazanabileceği geleceğin mesleklerine yöneltmeyi düşünüyor musunuz? 2- Bin bir emek-para-zaman harcayarak meslek edinen insanları emeği sömüren özel sektörün kucağından almak için, devletin her alanda üretim kurumlarını açıp, düzenleyici olarak piyasaya girmesi gerektiğini düşünüyor musunuz? 3- Devlet yönetiminde, insanların ehliyet-liyakat-uzmanlık gibi söz konusu işi en iyi şekilde yapacak özellikler dışında, başka bir "vasıf" aranmaması gerektiğini düşünüyor musunuz? 4- Devlet yönetiminde, fikirlerin serbestçe ifade edilebildiği bilim kurulları kurarak, her konunun çözümünün ilgili bilim kurullarında oluşturulması ve buna göre strateji geliştirilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?

16.02.2022 / 23:49

2
Özgür Çiçek Mersin , Mühendis

Ne demiştik ! Ekmek Mart Ayında 5 TL. olacak. Mayıs sonu gibi de 10 TL. olacak. Ama, Mart Ayı gelmeden ekmek 5 TL. oldu. Nasıl mı? Okuma bilenler okusun, anlayacaktır. Balık baştan kokar diye bir yazı paylaşmıştım. Tavan ne ise taban da odur. Ekmeğin gramını düşürmüşler. Vatandaşın tepkisini çekeriz diye, gizli zam yapmışlar. Cambaz ve Cinali oyunları ile Vatandaşı uyutalım demişler. Ekmeğin gramını 230 gr dan 210 gr. Çekmişler. Vatandaş ekmek için ödediği 3 TL. aslında 5 TL. Tıpkı Asgari Ücrette yaptıkları zam gibi. Aziz Nesin” in Yurdum insanı için söylediği bir sözü vardı. Hatta Mahkemelik olmuş. Mahkemede, sözünü geri alacağı yerde, dahada genişletmiş. Bilenler bilir. O zamanlar çok kızmıştım. Ve AĞIR ELEŞTİRMİŞTİM. Ama, haklı olduğunu, bu günleri yaşadıktan sonra anladım. Peki ! ekmek niçin 10 TL olacak? Lafı dolandırmadan yazayım. Bir yıl içerisinde işlenecek buğdayın yarısı, depolarda mevcut. Ve üretim de yok denecek kadar az. İsteyen açıklanan Raporlara bakabilir. Ahlak yoksa, böyle uygulamalar hep var olacak. Devletin erki kalmadığı için KDV indirimide karşılık bulmayacak. Çoğu zincir marketler KDV indirimini, etiket fiyatlarını yükselterek eritecek. Sonrada %7 eksiğine Vatandaşa verecek. Bunu hepimiz biliyoruz. Yani ucuzlayan birşey olmayacak.

15.02.2022 / 16:33

0
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

Ekonomi Bakanı açıklama yapıyor. Diyorki yazın Turizm Sektörü canlı geçecek. Dolayısı ile Döviz girdisi çok olacak. Gelenler, iştahı açık insanlar. Bol para bırakacaklar. Bunu nerden anladınız? Diye soran Muhabire; biliyorsunuz yakın zamanda gittik, görüştük. Gözlerinden anladım. Tecrübelerim beni yanıltmaz. Gözleri ışıl ışıl parlayordu. Masadakiler, iştahı kabarak insanlardı. Sezon başladığında, enflasyon tek hanelere düşecek. Evet, bu konuşmaları Türkiye Cumhuriyetinin Ekonomi Bakanı yapıyor. Üç soru ve bir örnek fıkra ile durmu toparlayalım. Soru masadakilerin iştahı Ülkenin diğer insanlarının iştahı ile aynı olduğunu görmeden nasıl anlamış? Küresel salgının seyrini önceden nasıl tespit etmiş? Batının Ekonomik durumunun, daha kötü olduğunu, her konuşmada dile getiren İktidar, kötü durumdaki Batı insanının, tatile geleceğini nasıl söyler? Fıkraya gelince biliyorsunuz, Nasreddin Hoca, kapının önüne DİKEN ekmiş. Hocam niye diken ekiyorsun? diye soran insanlara, bu dikenler büyüyecek. Buradan geçen koyunların yünü takılacak Bende bu yünleri satarak para kazanacağım demiş. Yorumsuz…

14.02.2022 / 18:52

0
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

DEVLETİN ERKİ AYAKLAR ALTINDA. NE DENETİM GÜCÜ VAR? NEDE YAPTIRIM? PİYASALARA MÜDAHALE EDECEK ERKLİĞİ KAYBETMİŞ. ÇÜNKÜ HER ŞEYİ ÖZELLEŞTİRMİŞ. ÖZELLEŞTİRİRKEN GEREKLİ ÖNLEM MADDELERİ, DÜŞÜNÜLMEMİŞ. İŞTE SONUÇ. KDV İNDİRİMİ YAPARAK VATANDAŞA ÇARE OMAYA ÇALIŞIYOR. HER ŞEYİN % 130 ZAMLANDIĞI BİR PİYASADA % 7 LİK FERAGAT VATANDAŞIN YARASINA MERHEM OLUR MU?

14.02.2022 / 12:30

0
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

Kamu yönetiminde en kilit kadrolardan birisi Daire Başkanlığı kadrosudur. Bu kişiler genel müdürlere bağlı olarak çalışır ve çoğunlukla işleri yürüten kadrodur. Daire başkanlığı kadrosu ikiye ayrılır. 1- İnsan kaynakları, muhasebe ve finansman, idari mali işler, strateji geliştirme, hukuk müşaviri gibi her kurumda olan ve hemen hemen tüm kurumlarda aynı işi yapan dairelerdir. 2- Her kuruma özgü icra daire başkanlıklarıdır. Bilindiği gibi daire başkanlığı kamuda ilk yönetici kadrosu. Maaşları ve hakları farklı. Bu nedenle şu an 5 yıl memurluk yapmış herhangi biri daire başkanı olabiliyor. Genellikle 6 ay sonrasında kişi (özlük hakları 2 yıl devam etmesi şartıyla) görevden alınarak başkası atanıyor. Bu sirkülasyon sebebiyle ve atananların iş bilmezliği sebebiyle kamu düzeni çığırından çıkmış durumda. Benim önerilerim şunlar, 1- Daire başkanlıklarını yukarıda söylendiği gibi idari ve icra olarak 2' ayırın. 2- Her kurumda olan idari kadrolar için 7-10 yıl şube müdürlüğü yapmış ve 45 yaşını aşmamış kişileri mülakatsız sınav yoluyla daire başkanlarını seçin. Ve bu kişilere 5-7 yılda bir kurum rotasyonu getirin. Emin olun haksız atama, usulsüz ödeme, saçma ihale gibi bir çok olay zorlaşır. Hem de işler düzgün yürür. Bu kadroya atananlar sınav yoluyla geldikleri için idareye bağlı fakat bir nevi özerk bir durumda olurlar. Ayrıca icra daire başkanlığı olmadıkları için icraya taş koyamazlar fakat işlerin mevzuata uygun olmasını sağlarlar. 2- İcra daire başkanlıklarını (ve bölge müdürlerini) sınavsız, genel müdür isteğiyle atanacak hale getirin. Genel müdür 10 yıl şube müdürlğü yapmış kişiler arasından istediğini atasın. Ancan bu atama süresi 2 yıl süreyle sınırlansın ve isterse yönetim uzatsın. Bu yolla hem kadrolara doldur boşalt olmaz hem de işler daha düzgün yürür. Bu daire başkanları (ve bilge müdürleri) sınav yoluyla kadroyu hak etmedikleri için görevleri sona erince ESKİ KADROLARINA ESKİ MAAŞLA GERİ DÖNSÜNLER. Bu yolla büyük değişim yaşanacağı fikrindeyim.

14.02.2022 / 10:02

2
Mustafa Adıgüzel Ankara , Ekonomist

Öncelikle söylemem gereken şey ekonomi yol haritası sunumunu dinledim. İçerik ancak iktisatçıların fikir sahibi olacağı kadar kalabalık, anlatım ise herkesin sıkılacağı kadar boğucuydu. En iyi matematik öğretmeni en iyi matematik bilen değil, en iyi aktarandır. Politikada maksat halka izah edilemezse (hele ekonomide) KEYNES dahi olsanız söyleminizin önemi yok. Politikalar madde madde okunmak yerine başlıklar altında toplanarak sunum yapılmalıydı. Ve sunumu da GENEL BAŞKAN yapmalıydı. Ayrıca toplantıdan önce bilgi veren arkadaşımı da lütfen değiştirin. Eğer tekdüze, heyecansız, belli noktalarda dikkat toplamayan, içine espriler yedirilmemiş, siyasi laf çakmalar olmayan bir sunum yaparsanız şu an karşılaşılan durum sürpriz olmaz. DEVA'nın en iddialı olduğu alan ekonomi. Berbat bir kriz yaşanıyor. Bu krizden kurtuluş reçetesi olan program açıklanıyor fakat hiç bir yerde dikkat çekmiyor, haber olmuyor. Bu konuda basını suçlamanın anlamı yok. Maalesef o büyük çalışmayı sunamayarak hata etti parti. Umarım sonraki çalışmalarda dikkat eder. Enerjinizi yükseltin. Bu ses yükseltme anlamına gelmez. Sayın Babacan ve Yeneroğlu haricinde yeni yüzlere ihtiyacı var partinin. Hedef kitleniz gençler olmalı yani 35 yaş altı insanlar. Açıkçası artık harekete geçilmez ise 2-5 arası bir yere konumlar parti kendini. İktidar olmak istiyorsa harekete geçme zamanı.

14.02.2022 / 09:45

4
Mustafa Adıgüzel Ankara , Ekonomist

Gençleri dinlediğinizi, sesimize kulak verdiğinizi düşünüyorum. O yüzden size endişelerimi kaygılarımı iletmek istiyorum. Ben Erciyes Üniversitesi mezunuyum. Mimar olarak yaklaşık 3 senedir piyasada çalışırken, bir yandan da İTÜ yüksek lisansıma devam ediyordum. Farklı sektör ve şehirlerde çalışarak deneyim kazandım. Hissettiğim, beni kaygılandıran durum şu ki, çalıştığım hiç bir alanda emeğimin karşılığını alamadım. Her zaman asgari ücret veya biraz üstünde çalıştım. Çalıştığım ofislerde hakarete uğradım, baskıya maruz kaldım, en sonunda tacize uğradım. Artık çalışmıyorum. Ayağımı yere sağlam basmalıyım diyorum ama bacaklarım titriyor. Artık biliyorum ki çok çalışarak, mesleğimde daha iyi olmaya uğraşarak, kendimi geliştirerek, yeni şeyler öğrenerek, ben kendime bir hayat kuramayacağım. Kastettiğim kendime ait evimin arabamın olması değil, mimar kimliğime yakışır şekilde dahi giyinememekten, bir kahve içememekten, ilgi duyduğum alanda konferanslara sergilere katılamamaktan bahsediyorum. Bu düşünce beni şuna itiyor, ben başka türlü bir geçim kaynağı bulmalıyım. Belki sanal para, belki soyal medya uzmanlığı, belki piyango bileti... Benden sonra gelen nesilde bunu daha yoğun görüyorum. İşini iyi yapmak, çalışmak, öğrenmek gündem konusu değil. Gençlik olarak biliyoruz ki çok çalışarak asla bir yere gelemeyiz ve o yüzden çalışmadan, bir şeyde iyi olmadan kolay para kazanmaya yönelen bir nesil var. Benim umudum ve özgüvenim yok. Aldığım eğitimi sorguluyorum, hem kendimi hem ülkemi bir şeyleri iyi yapmak konusunda yetersiz görüyorum. Meslek edinmek, üniversite okumak anlamsızlaştı. Kötü şeyler olduğunda söylenen "burası Türkiye" diye bir laf var. Gelecekte işini sağlam yapan güçlü bir nesil değil, Influencer olan, tiktok videosu çeken, youtuber ya da gamer olan bir nesil geliyor. Geleceği olmayan sadece gününü kurtaran bir topluluk olacağız yakın zamanda. Bu beni çok tedirgin ediniyor dönüştüğümüz şeyden korkuyorum. Umarım geç değildir.

11.02.2022 / 21:07

7
Hüdanur Günaydın İstanbul , Mimar

(Biraz önce gönderdiğim metnin devamıdır) Danışmanların yaz tatillerinde yeni toplumsal gelişmeleri takip amacıyla en az 15 günlük eğitimleri zorunlu olmalıdır. Eğitim harcamaları TBMM bütçesinden karşılanmalıdır. Burada harcanacak para meclis yemekhanesine yapılacak %50 lik zamla ve TBMM nin azaltılacak 50 milletvekili sayısı ile kolaylıkla karşılanabilir. Milletvekilleri özellikle yasaların hazırlanmasında sivil toplum kuruluşlar ve meslek odalarının görüşlerini almak ve hazırlayacakları yasa tekliflerine bu örgütlerden alacakları raporları eklemek zorunda olmalıdırlar.

11.02.2022 / 13:07

1
Bülent Ilgaz Ankara , Tıp Çalışanı

TÜRKİYE’NİN ÇIKIŞ YOLU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 10.02.2021 Dr. Bülent ILGAZ Ülkemizde aslında gelişmek için yeterli kaynak, beyin ve işgücü vardır. Ancak fırsat kollayanların daha çok dini kullanarak halkı kandırabilmeleri, çaresiz halk çoğunluğunun daha hızlı zenginleşebilme isteği ile fırsatçıları desteklemeleri, kalkınmayı ve uzun vadede ülkenin çıkış yolunu kapatmaktadır. O nedenle buradaki düşünceler bu kadar olumsuz koşullarda bazı konularda yapılabilecek küçük değişiklikleri ve bakış açılarını değiştirmeyi hedeflemektedir. Ülkemizde kalkınmanın en önemli öğesinin eğitim olduğunu ama eğitimin bilimsel bakış açısıyla ve uzun sürede sonuç vereceğini unutmadan değerlendirmek, başarılı olmada en büyük etmendir. Herkese eğitim hakkının parasız olması, ana dili farklı olanların iki dille eğitimlerinin sağlanması, çok sayıda kalitesiz üniversiteler yerine az sayıda dünyada saygınlığı olan üniversitelerin olması, meslek yüksek okullarının sanayiye dönük eleman yetiştirme amacına uygun biçimde örgütlenmesi çok önemlidir. Ülkeye doğru bakış açısını düzenlemek hükümetlerin ve TBMM nin görevidir. Bu durumda milletvekillerinin mutlaka geniş açılı bir vizyona sahip olmaları istenir ama bunun kontrol edilebilir bir durum olmadığı açıktır. Ancak hiç olmazsa yapılabilirse milletvekili olma koşulları içine dört yıllık üniversite mezunu olma şartı getirilmesi vizyon sahibi olma özelliğini daha iyi sağlayabilecektir. Milletvekili olma şartının yanı sıra milletvekili ve siyasi parti grup başkanlığı danışmanlarının eğitimleri de çok önemlidir. Şu anda birinci danışman olmak için 2 yıllık bir üniversite, ikinci danışman olmak için lise mezunu olmak yeterlidir. Bu şartlar; birinci danışman için sosyal bilimler dalında lisanüstü eğitim ve ikinci danışmanlar için 4 yıllık üniversite bitirme şeklinde değiştirilmesi milletvekillerinin çalışmalarında kaliteyi önemli oranda artıracaktır.

11.02.2022 / 13:05

1
Bülent Ilgaz Ankara , Tıp Çalışanı