Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Güçlü Parlementer Sistem; Güçlü Yerel ve Genel Sivil Toplum örgütleriyle, Özgür Yerel ve Genel Medyayı da beraberinde kazandıracak Milletimize #İnşallah.

17.05.2020 / 23:29

25
Sinan Türk Tokat , Mimar

Ali Babacan Hareketi çok kısa zamanda toplumum geniş kitlesinden kabul görmüş ve yarına dair umutlarımız olmuştur. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı sürecin anahtarı olacak sayın Babacan enerjisi bilgisi ve tecrübesi ile emin adımlarla iktidara yürümektedir.Allah yar ve yardımcımız olsun.

17.05.2020 / 21:31

3
Ömer Koç İstanbul , Esnaf

Hayırlı günler ve Ramazanlar diliyorum. Sayın Babacan'in ve Deva partisinin, insanlık, Müslümanlık ve milletimiz için çıktığı yolda muvaffakiyetler diliyorum. Yıllardır kendimi ifade edeceğim, ifade edilen seylerde kendimi bulacağım bir parti ve oluşumun ozlemi vardı açıkçası. İnsaAllah deva partisi ve onun kattığı değerler bu manada tam tahakkuk eder. Hal böyleyken, kendimi gördüğüm ve düşüncelerimin birçok noktada denk geldiği deva partisinden elbette büyük beklentilerim var. Elbette bunların vuku bulması uzun bir süreci, geniş bir katılımı, Sabrı, sükuneti ve tahammülü gerektiriyor. Hâliyle bir partinin en büyük kaynağı insandır..insana dokunmak ve insana ulaşmaktır. Bu ise zamanın icabı gereği medya ile özellikle sosyal medya ile olmaktadır. Son bir aydır, sayın Babacanin, kurucular kurulunun ve deva partisinin görünürlüğü elbette daha fazla arttı,artacakta. Lakin bunun yeterli olmadığı kanaatindeyim. Sosyal medya reklamları ile-ki bu reklamlar çok pahalı değil- YouTube de 140 journos gibi kanallar ile çok daha büyük kitlelere ulaşılabilir. Ramazan Bayramı'ndan sonra bu mevzulara daha ehemmiyet ve ağırlık verileceği kanaatindeyim. Belki parti stratejisi, bu meselelerde yavaş yavaş vites artırmayı gerektiriyor. Lakin bunun belli bir hava yakalanmadan olması da ayrı bir handikap olsa gerek. Birde toplumda ilerki dönemlerde sayılan sevilen itibar gören birçok şahsiyetin katılacağı beklentisi mevcut. Haliyle halk önde gördüğü ve güven duydugu şahsiyetlerin dahil olması karşısında daha güven ve itibar duyar. Muvaffakiyetler diliyorum.

17.05.2020 / 18:36

54
Sedat Çelik Ankara , Diğer

Ülkemizde İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerinde kalifiye mühendis ve veterinerlerimiz vardır. Tüm ilçe Kaymakamlıklarına bir görev verilerek uygun bir hazine arazisine bir besi çiftliği yaptırılması istenmeli. Bu çiftliğin yönetimi İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde olmalı ve çok değil 50 büyük baş hayvan beslenmesine başlanmalıdır. Bu hayvanları kaymakamlık müdürlük çalışanlarına zimmetlesin. Her yıl doğum yapan bu büyükbaşlar 2.yılda 100, 3.yılda 200, 4.yılda 400 ve 5.yılda 800 büyük baş hayvan ile Ülkemizdeki 922 ilçenin 500 tanesinde bu uygulama yapılda 5.yılın sonunda 400.000 büyükbaş hayvan ile kendi kendimize fazlası ile yetecek bir hayvancılığa imza atmış olacağız. Hayvanların sütlerinin gelirlerinin bir kısmı Kaymakamlığa bir kısmı ise müdürlük çalışanlarına verilerek teşviğin arttırılması sağlanır. Böylece Kaymakamlığa gelir sağlanırken bu gelirin bir kısmı yeni besi yerleri açılarak yeni bir üretim merkezi ile yeni mezunlara iş istihdamı, gelirin kalan kısmı ile ilçedeki ihtiyaç sahiplerine verilmesi sağlanabilir. Üretmedikçe, taşın altına elimizi koymadıkça, sorumluluk almadıkça, televizyon karşısında oturmakla bu ülke ayağa kalkamayacağı bilincinde olmalıyız. Radikal kararlar alarak artık bu ülke ayağa kalkmalı, değişim dönüşüm elzemdir.

17.05.2020 / 18:19

1
Hüseyin Kazan Bursa , Mühendis

Adalet Ustaları -Yorum 1 2000 yıl öncesinde de adalet aranıyordu; 2000 yıl sonrasında da adalet aranıyor. Günümüzün adalet anlayışı ile geçmişin adalet anlayışı arasında fark var mıdır? Değişmeyen ve baki kalan, adaleti sağlamak uğruna verilen mücadelelerdir. Dört ilahi kitabın manası her şart altında mutlaka adaletin tecelli etmesidir. Devlet; nizamdır, intizamdır; adalet ise onun nişanesidir. Adalet tavırdır; davranıştır; hükümlerde doğru olmaktır. Adalet, herkese ait olanı ve payına düşeni vermektir. Adalet, hakkı olana hakkını vermektir. Adalet ölçütlerimiz partizancılık terazisine tabi durumdadır. İslamiyetin adalet anlayışına verdiği önem unutulmaktadır. Yargılama esnasında hakikatin araştırılması unutulmaktadır. Kul hakkına riayetsizlik ayyuka çıkmaktadır. Partizancılığı beslenme aracı olarak gören insan müsveddeleri son 10 yıldır olmadığı kadar teyakkuz halindedir. Daha da kötüsü kendilerine sözüm ona fayda sağladığını düşünen siyasetçiler bu sülüklenmeye gözü açık baka kalmaktadır. Siyasetçilerin müsamahasıdır bu tehditvari aşikar sülüklenmenin sürüklenmesi… Siyaset, belli bir amaca hizmet etmektir. O amaç ise imtiyaz göstermeksizin eşitlik mertebesinde bütün yurttaşların hakkını ve hukukunu korumaktır. Kadınlarımızın yüksek ferasetinin eseridir, Cumhuriyetimiz. Kızlarımız ve kadınlarımız gözümüzden sakındığımız vazgeçilmez değerdir. Asla kabul edilebilir değildir kadınlarımıza tecavüz ve ölüm tehditlerinin oluşması ve görmemezlikten gelinmesi… Aklım ve havsalam almıyor. Şah damarım öfke kusuyor. Hiçbir insanı sevmek zorunda değilsiniz; ancak saygı duymak zorundasınız. Hiçbir millet partilerin, siyasetin ve siyasetçilerin oyuncağı olarak görülemez. Vicdanı hür, fikri hür, irfanı hür nesillerin yetiştirilmesi elzemdir. Vicdanı kör ve sağır olanların ne adaleti olur ne de yönetme becerisi olur.

17.05.2020 / 16:24

36
Mehmet Engin Doğan Ankara , Yönetici

Yazıp yazmamak konusunda çok tereddütte kaldım ama eğer akp gibi bir parti olmayacaksak ayrıştırıcı değil birleştirici olacaksa deva bunu muhakkak yapmalı sayın genel başkanımız gençlerle buluşuyor görüşüyor ve görüşlerine çok önem veriyor insanın tuhafına giden şey hep üst perdeden üniversitede okuyan öğrencilerden ve gençlerden Seçilmiş olması ama şu unutulmamalı Türkiye gençliği İTÜ Otü Boğaziçi vs bunlardan ibaret değil bu devaya oradaki gençler gibi destek veren ve Anadolu’daki üniversite okuyan çok fazla gençler var Mesela Ağrı Iğdır Ardahan Kars Siirt Muş Bingöl Bitlis vs üniversitesindeki gençlerlede görüşmesi gerekmez mi ?evet belki puan olarak diğer üniversitelerden düşük olabilirler ama sonuçtu buradaki gençlerde her zaman Sayın Sn Alibabacanın yanında Davasında olacaktır

17.05.2020 / 15:02

6
Muhammed Sancaktaroğlu Ağrı , Öğrenci

DEVApartisi olarak, insanların önce dertlerini dinleyeceğiz.Sonra da az ve öz olarak dertlerine DEVA için az, öz ve anlaşılır şekilde tavsiyede bulunacağız. Tavsiyelere uymayanların da en azından aklında bir şeyler kalır.. Uzun sürede belki ikna edebiliriz onlarıda. Mesele de zaten bıkmadan usanmadan ikna etmektir.Dokunmak, temas etmek, çoşku yaratmak, samimi davranmak, esprili olmak, resmi konuşmalardan kaçınmak. her türlü eleştiriye açık olmak. vs Esasen burada belirtmek istediğim konu şudur.Eğer DEVA olarak merkez bi parti olarak ve her kesime yönelik politika izleyerek iktidara adaysak KESİNLİKLE KESİNLİKLE PARTİ POLİTİKALARINA VE ÖZELLİKLE DE PARTİ DİSİPLİNİNE HARFİYEN UYMAK ZORUNDAYIZ .UYMAYANLARLA DA UYARI VE TEMBİH NETİCESİ KENDİNE GELMİYORSA HALEN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMADAN İHRAÇ EDİLMESİ GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM. Eğer böyle yapılmazsa, yapanın yaptığı yanına kalırsa vay halimize. Yani bu parti de herkes fikrini söyleyebilir, bu partide demokrası var diye ulu orta her yerde parti içi sorunları aktarırlarsa işimiz sarpa sarar.Örnek olarak chp gibi eğer parti disiplini çalışacaksa ve kurultaylarda benlik çatışması kavgası olursa, parti karar organından üst düzey idarecilerden bencilce sorumsuzca beyanlar verilirse "partinin içinde çete var" diye malum parti gibi siyaset yapılacaksa bu işe baştan hiç başlamayalım.Kimse kusura bakmasın.. Akp nin şu an yaptıkları vahim ama, kurulduğundan bu tarafa şu veya bu şekilde kol kırılır yen içinde kalır ı çok güzel uyguluyor.Bilmiyorum bi nebze de olsa anlatabildim mi. Tşk eder kolay gelsin der , Saygılar sunarım

17.05.2020 / 12:23

2
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir

Yerel yönetimlerde ülkemizin durumu ne kadar kötü. Bu gün ülkemizde yerel yönetimlere seçilen insanlar belediye başkanları halktan kopuk, sadece mevki peşinde,milletvekilliği veya parti içinde bir yerelere gelmek için basamak olarak gördükleri koltuklar olarak bakıyorlar. Evet merkezi yönetim birincildir ancak güçlü bir yerel yönetim merkezi besler. 1994 yerel seçim sonrası Refah Partisi yerel yönetimlerinin bu gün AK Partinin iktirada gelmesindeki ilk ateştir. Bir belediye başkanı bir ilçe başkanı o ilin o ilçenin havasını, suyunu bilen kişi olmalıdır. Yerel olmalıdır. Yaşadığı yeri yöneten kişi güçlü örgütü ve projeleri ile çok daha iyi yönetir. Bu gün günümüzde yerel yönetim seçimlerde o yörenin halkı hiç tanımadığı bir adaya sırf diğer partiye oy vermesin diye oy vermektedir. Bu sayı azınsanmayacak kadar çoktur. DEVA Partisi olarak teşkilatlandığımız bu günlerde "müşterekler siyasetini" yerelde ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Bir yerin müşterekleridir orayı yaşatan canlı tutan. Müşterekler siyasetinde halk bizzat kendisi iyi yönetilmek ister , yönetime gönüllü katılır. İl başkanı, ilçe başkanı , il/ilçe örgütü kendi müştereklerinden ise onlari benimser aynısı belediye başkanı içinde geçerlidir. Projeler kendiliğinden ihtiyaçyan doğar hayata geçirilir. DEVA Partimizin güçlü merkezi yönetimine güçlü ve bu minvalde yerel yönetim anlayışı getirmesini çok isterim ve bunu umut ediyorum. Herkese sağlıklı günler dilerim.

17.05.2020 / 02:38

3
Ersan Arsen Hubeseryan İstanbul , Avukat

Bu maddelere ek olarak koyacağınız yargı sorunu dahi aslında tek adam olma gayretinin ortaya çıkarttığı bir sorundur. Suç oranlarının artması sosyal adaletin eksik olmasından dolayıdır. İşsizlik enflasyon zaten ekonomik sorunun getirisidir. Yani devlet şu 3 sorunu çözse kültür sanattan yasama, yürütme. yargı dengesine kadar her şeyin düzeleceğine inanıyorum. Saygılarımla

17.05.2020 / 01:43

55
Elif Zahide Gök İstanbul , Diğer

Süreç şu şekilde ilerliyor; Ülkemizde doğu ile batı arasında çok ciddi kültürel ve eğitim seviyesi olarak farklar var, buna bağlı olarak beklentiler çok farklı ve bu beklentiler de siyasi partileri şekillendiren en önemli etmen olduğu için, doğudan oy alarak seçilen ve bu oylarla güçlenen herkes bu oyları aldığı bölgelerin beklentilerine uygun olarak, güçten zehirleniyor ve bu sefer diğer tarafın kültürüne, beklentilerine, seviyesine uygun olmayan bir tavır içine giriyor. (BKZ 2011 sonrası AK Parti) O halde sorun tek adam rejimi değil, eğitim sorunudur. Sorun Edirne’den Kars’a bu kadar farklı etnisite ve kültürdeki insanların bir potada buluşturulamama sorunudur. Mustafa Kemal Atatürk, Türk kimliğini tam bu noktada ön plana çıkarmak istedi. Ancak bunu çok başaramadı. Bunu din ile yapmaya çalışanlar bunu kısmen başardı. Ancak gelinen noktada Ak Partiyle beraber bu imkan da ortadan kalktı. (bkz. Genç nüfusun %42’sinin deist olması - Cumhurbaşkanının kendi açıkladığı rakam) O halde geriye ne kalıyor? Benim görüşüm; Geriye kalan tek değer Sağduyudur. Hissedenlerin Türklüğünü de, inananların dinini de içinde barındıran bir sağduyu. “Ben Türk değilim ama bir dakika burası bir Türk yurdudur” diyebilen bir sağduyu. “Ben Müslüman değilim ancak bir dakika bu yurdun dini islamdır” diyebilen bir sağduyu. İşte bu sağduyuyu veremediği ve git gide bu değerlerden uzaklaştırdığı için eğitim sistemimiz devletimizin en büyük sorunlarından bir tanesi bence. Bunu eğitimle nasıl çözeceğiz derseniz; Bunun da cevapları var. Ancak burada yazılamayacak kadar uzun. Şu kadarını söyleyeyim; Din, ahlak ve kültür, tarih, felsefe, mantık, hayat bilgisi, vatandaşlık gibi dersler bilim olmaktan çıkarak bir ideolojinin ürünü olarak ortaya çıktığı sürece biz sağduyuyu insanlara anlatamayız.

17.05.2020 / 01:42

155
Elif Zahide Gök İstanbul , Diğer