Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Kolay gelsin dileklerimle Üniversiteler malesef liyakatsız hocalarla dolmuştur. Bu konuda amerikan sistemi kopyalanabilir. Bu sistemde ünvanlar prof, doç vs üniversiteye ait oluyor objektif kriterlerle düzenli aralıklarla bu ünvana sahip olanlar denetleniyor bu da ünvan sahiplerinin kendisini sürekli yenilemesini gerektiriyor. Malesef şu an benim görüşümce üniversiteler çürümüş durumda!! Acil olarak öğretim üyesi sisteminin değişmesi gerekiyor. İkinci konuda üniversite sayısının artması sadece nicelik artmış nitelik malesef azalmıştır. Niteliğin artması için üniversite kontenjanlarının azalması gerekiyor hatta bazı üniversitelerin kapanması gerekiyor. Örneğin öğretmenlik fakültesi açıp gereklik fazlalıkta mezun vermenin bir anlamı yok. Teşekkürler

18.05.2020 / 22:08

3
Gökhan Derebeyi İstanbul , Akademisyen

Ağaçta yetişen ve hep başkalarının kanatlarıyla uçmaya çalışan politikacı tiplerden herkes yaka silkmeye başlamıştı. Özellikle ülkemiz yönünü AB ve batıya(demokrasiye) doksan derece dönmüşken, ülkemizde meritrokrasiye dayalı bir yönetim modelinin geliştirilmesi gerekirken, dimyada pirince giderken eldeki bulgurdan olma misali; insanlar için bu defa bırakınız geleceği inşa etmeyi geçmişteki kazanımları nasıl koruruz pozisyonları aranır noktasına gelinmiştir. Tam da bu atmosferde, insanlarin değişim evresindeyken bir geri vites atılması türkiye için büyük bir handikap oluşturacaktır. bunu aşmanın yolu liyakatli, başarılı, yüzünü geleceğe ve aydınlığa dönmüş, ayrım ve ötekileştirmenin hiçbir türüne müsaade etmeyen, bütünleştirici dili her düzlemde savunup-kullanabilen insanların oluşturacakları elbirliği çözebilecektir. Siyasi etik kavramının içinin hayati derecede doldurulmasi gerektiği bugünlerde ilkelerden bahsetmek de oldukça cesaret veriyor, vermeli her bilinçli insana. Değer ve kavramların yozlaştırıldığı, her gün konjonktüre göre yeni anlamlar yüklenip oportünist siyasetçilerce zehirlendigi bu argümanların da bir temiz hava alması gerekmekte. Bu ihtiyacı karşılamak çok kolay olmasa gerek, mağaranın sonundaki ışıktan bahsediyoruz. Bakalım bu ışığı herkes aynı bakış açısıyla değerlendiriyor mu?Göreceğiz. Daha iyi bir toplum umuduyla. Saygı ve sevgilerimle

18.05.2020 / 20:37

27
Osman Coşkun Diyarbakır , Hukukçu

İyi bir Türkiye için sağlıklı bir Türkiye düşünce özgürlüğün egemen olduğu bir Türkiye kardeşçe hak hukuk adalet içerisinde yaşanacak bir Türkiye 🇹🇷 istiyorum.

18.05.2020 / 20:17

5
İsmail Yıldız Kars , Politikacı

Merhaba, videonuzu görür görmez bir umut oldu benim için. Öyle bir duruma geldik ki telefonda konuşurken bile siyaset hakkında taraf tutmadan bile konuşmaya korkar olduk. Düşünce özgürlüğümüz kalmadı. Eğitim desek nereden tutsak elimizde kalıyor. Daha pek çok problem var. Ama ortada bunu düzeltebilecek bir siyasi kuruluş da yoktu. Yoktu diyorum çünkü bu partinin düzeltebilmesini umut ediyorum. Diğer partilerin oy yüzdesi ne kadar fazla olursa olsun insanların biraz daha bilinçlendiğini düşünüyorum. Parti kendini güçlü bir şekilde ifade ettiği ve karşısına çıkacak zorbalıklara tehditlere vs. ayakta durabildiği sürece iktidar olmaması için bir sebep yok. Başarılar dilerim umarım ülkemiz için en iyisi olur.

18.05.2020 / 18:58

16
Merve Dbrs Ankara , Öğrenci

Sayın ali BABACAN ın medyada çok daha aktif olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca böyle salgın dönemlerinde illerdeki DEVA lı arkadaşların ne gibi çalışmaları var bunları görmek istiyoruz. Saygılarımla

18.05.2020 / 17:10

2
Cemal Uzunkaya Bursa , Diğer

Herkese Hayırlı Ramazanlar dilerim. 2002 yılında kurulan bir iktidar ekonomisi ile gündemdeydi. Ta ki Sayın Ali Babacan o görevden gidene kadar. Tekrar ekonomi Bakanı olarak karşımıza çıktı ve tekrar bir toparlanma sürecine girdik. ama Ali babacan'ın da dediği gibi parti içerisinde çoğu ilke değişmişti. İnsan ilkesi artık yoktu. Şimdi soruyorum yazımı okuyanlara rahat rahat hükümete karşı sanal ortamda yada reelde duygu ve düşüncelerinizi dile getiriyor musunuz? Torpil olmadan partici olmadan iş bulabiliyor musunuz? cebinizde ki 100 lira ile ne alabiliyorsunuz ? Yapılan köprülerden doğuda olan karadenizde olan kaç arkadaşınız geçti, kullandı ? Aksine çatır çuturda vergisini verdi. Milletimiz açken Yol yapımının bir önemi varmıymış? Milletimiz açken Suriyeli bakmadık mı biz bu ülkede? bunun ne kadarı doğru. Eşlerimize bacılarımıza göz diktiler, kovmadık. Bizi bu kadar düşünmeyen Hükümete mi kaldık. Kan kanseri olan bir hastanın kanını haftada bir değiştirmek gerekir. İşte biz ülkece kan kanseri olduk. Zamanında ekonomi bakanı olarak çok güzel işler yapmış olan ve duruşu ile güven veren Ali babacan'dan umutluyum. Rabbim utandırmasın. Herkese sevgilerle

18.05.2020 / 17:05

27
Hasan Karakaya Kocaeli , Mühendis

Sayın Babacan, Türkiye'de %50-60 aralığında bulunan merkez sağ seçmeni Akparti'den ayrılmanız nedeniyle; %20-30 aralığındaki sol seçmen ise geçmiş Akp hayatınız nedeniyle size soğuk. Baskılanmış medya nedeniyle de büyük seçmen çoğunluğuna ulaşmanız çok zor. Açıkcası benzer bir fikire sahibim şu anda, az önce youtube'da bir video izlediğim için bu mesajı yazmak istedim. Maalesef Türk seçmeni, karşısında iyi konuşabilen, hatip özellikleri iyi olan, konuşurken kitleleri kendine çekebilen 'dik duruş' sergileyen liderlere hep oy verdi. Kişisel görüşüm ilk olarak bu yönde bir duruş sergilemeniz, ikinci olarak da Türkiye'nin ihtiyacı olan 1) hukuk ve adaletin üstünlüğü, 2) eğitim ve bilime yatırım 3) yolsuzlukların üzerine gidilmesi gibi konularda okuyan ve sorgulayan kesimleri ikna edebilmeniz gerekiyor. Ayrıca bu yarışta Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Muharrem İnce gibi yeni nesil bazı rakipleriniz de güçlü şekilde gelmekte. Ülkemizin ihtiyacı olan dürüst, şeffaf, adil politikacı profiline katkınız olması dileklerimle başarılar diliyorum.

18.05.2020 / 15:18

60
Taner Özdemir Sakarya , Mühendis

20, 17 ve 12 yaşlarında 3 çocuk annesiyim. Evlatlarımın insana değer verilen bir ülkede yaşamasını istiyorum. Kendimi bildim bileli inançlı bir kişiyim. Hiçbir parti, tarikat, cemaat ya da gruba dahil olmadan dindar bir hayat sürmeye gayret ettim. Bunun sebebi, bireyselliğe ve özgür iradeye olan hassasiyetimdir. Yapıların dışında kalarak aslında hiçbirisine önyargılı olmamayı sağlayabildim. Grup aidiyetinin bizim ülkemizde özgür düşünceyi yok eden bir tarafı var. Kendiniz olmaya çalıştığınızda yapılar sizi kabul etmiyor. Bir seçmen olarak parti tercihimde zamana ve konjonktüre göre tercih yaparım. İlk oy kullanmaya başladığım yıllarda ANAP'a oy vermiştim. 28 Şubat sürecinde Refah Partisi'ne, AKP kurulduğundan itibaren 7 Haziran'a kadar ona oy verdim; AKP ile yolları ayırmam Gezi olayları sırasındaki tavırlardan dolayı oldu. Daha sonrasında, ülkemin çıkarını gözeterek sağ, sol fark etmez farklı partilere oy verdim. Önyargısız ve tamamen ülkemin yararı için fikirlerimi dile getirip size nacizâne bir kaç tavsiye vermek istiyorum. Ülkemizin geldiği durum göz önüne alındığında insanlardan ve gelecekten ümit kesmiş biri değilim. Sorunun insanlarda değil ülkemizdeki siyasî kültürde olduğunu düşünüyorum. "İyi ve düzgün insanlar işbaşına gelirse her şey düzelir" düşüncesinde değilim. İyi, yetenekli ve birikimli insanlara fırsat verecek düzgün bir sistem olmazsa sonuç alınacağını düşünmüyorum. Deva partisinin başarısı siyaset yapma tarzını değiştirmesine bağlıdır. Bunun çok zor olduğunu biliyorum, ama imkânsız değildir. Yola çıkarken doğru noktadan başlamak önemlidir. Doğru nokta, ezber bozan, yepyeni bir üslupla meselelere yaklaşan ve en önemlisi ülke çıkarını kendi çıkarının önüne koyan bir anlayışla siyaset yapmaktadır. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışı tekrar hâkim olmazsa düştüğümüz kuyudan çıkamayız. Bu kadar ayrışmış, kutuplaşmış bir aradaki engelleri kaldıracak kucaklayıcı yaklaşımlar yeterlidir. Yeter ki yanlışlar düzeltilsin sistem kendini yenileyecektir.

18.05.2020 / 14:10

55
Asuman Çelik Samsun , Ev Kadını

Herkese merhaba, Partinin kurulacağı konuşulmaya başladığı ilk günlerden beri takip ediyorum.Parti yönetiminin kimlerden oluşacağı,oluşan yönetimin deneyimleri ve vizyonu ve de en önemlisi bu ekibin Türkiye için ne kadar umut vereceği ne hayaller kurduracağı benim için önemli bir nokta idi.2002 yılında ak partinin en önemli avantajlarından biri önemli bir deneyimle ekibe sahip olması idi.Ülke insanı o dönem o deneyimi,o ekibi o umuda satın aldı.Sonrası malum burada o noktaya değinmeyeceğim.Bu gelinen süreçte ülke insanı bence önce adalet sonra eşitlik duygusunu en önemlisi de umudunu kaybetti.Gençler,kadınlar,anneler ve babalar evlatları için var olan umutlarını kaybettiler.Bu sadece ekonomik bir kayıp olmadı aslında asıl kayıp duygulardaki kayıp oldu.Ali Babacan'ın dediği gibi ekonomik kayıplar doğru ekip ve yöntemlerle kısa sürede çözülebilir.Ancak ülke insanının yaşadığı bu duygusal kırılma,geleceğe dair umutsuzluk önümüzdeki en büyük engel.Bu sebeple bizlere dayatılan kavga ve nefret dili,popülist ve hiçbir bilimsel gerçekliğe dayanmayan söylemleri halkın gündeminden çıkarmalıyız.Artık adaleti,eşitliği ve doğru ekonomiyi konuşmalıyız.Ülkeyi yönetenlerin enflasyonunu değil yaşadığımız gerçek enflasyonu,gerçek işsizliği konuşmalıyız.Az öce 140 journos youtube kanalında 'sakın kader deme' isimli videoyu seyrettim.Bence bu dönemdeki en başarılı paylaşımlardan biri olmuş.İzlenme sayıları da beni teyit ediyor.Gerçekleri yalın,anlaşılır bir biçimde güvenilir bir biçimde anlatmaya devam etmeliyiz.Kadroları doğru seçmeli,liyakati en önce bu kadrolarda sonra da ülke bazında ilk kriter haline getirmeliyiz.Önce inanmalı sonra yaşamalı sonra da ülke insanına bunu inandırmalıyız.Bu başarılabilir daha önce başarıldı günümüz dünyasında başarılmaması için hiçbir sebep olmadığını düşünüyorum.Bu benim bir siyasal hareket için ilk paylaşımımdı.Bu ülke için kafa yoran bir birey olduğum halde beni heyecanlandıran bir oluşum olmamıştı.Benim gibi milyonların olduğunu unutmayalım...

18.05.2020 / 13:30

3
Serkan Duman Sakarya , Yönetici

Selamlar, Çok çok çok kolay gelsin öncelikle :) Programlara ya da sosyal medya paylaşımlarına ya da röportajlara baktığımda sürekli olarak gelecekle ilgili planlar duyuyoruz. Umarım hayata geçecek planlar bunlar. Ama benim merak ettiğim mevcut olanı gelecek planlarınıza nasıl dahil edeceğiniz çünkü gözükmüyor :( Mevcut olan derken hemen her sorun noktasında yanlışın birikmişleri var. yüzlerce niteliksiz özel okul ve üniversite ne olacak? Yönetmeye başladığınız gün buralarda okuyan yüz binler aileleri ne olacak? Okulların finansal stabilitesi nasıl kontrol edilecek? Devlet garantili projeler ne olacak? Ne yazık ki eğitimle, misinformation ile kendi hataları olmasa dahi dünyaya vizyon olarak entegrasyonu zorlaşmış toplum ne olacak? İstanbul'da boş bekleyen yüz binlerce konut ne olacak, hakimlik gibi çok önemli bir mevkiye yerleşmiş ne yazık ki binlerce ehil olmayan kişi, ihtiyacı karşılamayan ve ara eleman eğitimi gibi kritik bir konuyu baltalayan fazla imam hatipler kolluk kuvvetlerinin topluma eşit davranmayan kadroları ne olacak gibi gibi bir sürü birikmiş sorun.. Tüm kurumları yeniden ayağa kaldırıp yerel ve küçük ehil yönetimlere bunları bıraksanız da bu birikmişliği hayallerinizle nasıl entegre etmeyi düşünüyorsunuz? Bir de 2010 referandumunun hsyk değişikliği ile Türkiye'ye yaptığı kötülüğü hiçbir şeyin yapmadığını düşünürüm yıllardır özellikle yargının bu sayede nasıl bir silah haline geldiğini görünce. Kişiliğini kimliğini bilmem ama o zamanın adalet bakanının adalet ile ilgili vizyonunuzu nasıl hayata geçirmesini planlıyorsunuz. Biz eskiden oturduğumuz koltuklarda karşı çıkmıştık cümlesi pek çalışmıyor. Gerçek olup olmaması konu değil ama ne gördüğümüze bakarsak kendisi hsyk yapısının değişmesi esnasında adalet bakanıydı, 3 dönem kuralı yüzünden ayrıldı şimdi adaleti yeniden yapılandırmaya aday bir önceki yapılandırmanın sonuçları bu kadar acıyken... Çok konu var ama karakter sayısı az :) bir kez daha kolay gelsin, zamanınız için teşekkürler.

18.05.2020 / 12:30

3
Umut Kılıç İstanbul , Danışman