Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Sayin başkanim saygilar sunuyor çiktiginiz bu yolda basarilar diliyorum 26 yasinda bir genç olarak size hem bir calisan hemde bir çifçi hayvanci olarak seslenmek isterim oncelikli meselem ulkenin ekonmik gidisati girdi masraflari belimizi bukuyor yem ve gubre tohuma gelen zamalardan bas edemiyoruz tarim kredi koparatif borclarini dahi odeyemiyoruz siz ekonomin basindayken paramizin bir degeri vardi ama suan o bile kalmadi normalde sol goruslu bir insanim ilk oy kullanmaya basladigimdan bu yana hep chp ye oy verdim ama hic bir karsilik alamadik hizmet vb ama bu satten sonra oyumu size verecegim annem akp uyesi babam chp uyesi ama inanin ben onlari ikna edip size vermelerini saglayacagim suan kpss calisiyorum kamu yonetimi menznuyum partinize ileryen sureclerde uye olmayi dusunuyorum cunku suan bir tiwit atsak basimiza ne gelecegini bilmiyoruz o yuzden sizi acik acik olmasada kalpen destekleyecegim inaniyorum gorev verilirse laikiyle yapacaksiniz sizinle yuzyuze tanisip sohbet etmeyi cok isterim insallh nasip olur sevgiler saygilar sunuyorum

01.09.2021 / 05:43

22
Mustafa Doğan Aydın , Güvenlik Görevlisi

Eğitimdeki büyük tehlike, Dershanelerin kapatılmasıyla, yeni bir sektör doğdu. Lisede üniversiteye hazırlana, devlet okulunda okuyan öğrencilerimiz öğretmenleri gerektiği kadar kendileriyle ilgilenmediği gibi şikayetler duymuştım.Bu konuyu araştırdığımda bunun doğru olduğunu gördüm.Sebebininde öğrencilerin ücretli ders almaya zorlamaya yönlendirme amacı olduğunu gördüm. Öğretmenlerin aynı okulda bir yada birkaç öğrenciye aynı anda saat başı 150-200 lira civarında ders veriyorlar. Bu olayların azınamayacak kadar yükseldi.bu tür işi yapan öğretmenler okulda ise bilerek kendi performanslarını düşürdükleri. Ders almayan öğrencilerin sorularına bilerek cevaplamadıklarını üzülerek öğrendim.Bu olayların ilerde dahada büyük problemlere yol açtığını göreceğiz.

01.09.2021 / 03:18

0
Huseyin Işık Kastamonu , Grafiker

Şehirler de yitip giden mahvolan hayatlar. Şehirler artık kalabalığı kaldıramayacak kadar buyuyerek ve uretmeden tuketen ınsanların yığıldığı hasta olduğu hayatlarından tabiri caiz ise nefes lamayıp boğulduğu yerler haline geldi. Kırsal hayatı kırsalda yaşamayı en azından tuketen bir BORÇLU DERTLİ BİR AİLEDEN kendine yeten yetebilen boçsuz doğal yaşayan nedfes alabilen insanları teşvik ederek detseklemek gerekir. Bugünkü teknojide ve taarımlarda bir günde ev yapabilecek durumdayız. Bu proje ile kırsalda evlenerek yaşamak isteyen ailelere 1 dönüm e kadar alanlarda oturabilecekleri ancak satamayacakları proje dahilinde buyutulebilir evler tahsis edersek bu alnalrad üretimi destekleyerek insanların borçsuz temiz bir alanda yaşamalarını teşvik edebilriz. Şehirde sürekli tüketen borçlu ve değerleri yitip giden aileler yerine kırsalda ailesiyle daha keyfili mutlu ve uertken aileler çoğaltmak mümkün. her köy için 5 er aile ile başlayabilsek ve en azından her köye 10 aile olabilecek olsa şehirlerden ciddi bir yük çekebilmek mümkün. Bunu ilk önce eskişehir gibi anadolu kırsalından başlayabilirz belediye ve firmalara vergi muafiyetli desteklerle proje kendikendini detekleyebilir. Basit bir örnekleme ile devlet bir aileye 10 koyun 8 dişi 2 erkek doğru uygun bir ırk borç verse ve bu köydeki on ailenin 100 koyununa bir alanda sıra ile bakma imkanı verilse.100 koyundan yol içinde Romanow ukrayna turu koyunlar -20 ile +40 derece de ıgdırda bir vatandaş yetiştirmiş ve nerdeyse 8 kat yavru elde etmiş. yani 100 koyun bir sene sonra 800 koyun olabiilir devlet 100 koyununu 2.sene sonra başklarına 10 ar tane vererek yinehiçkoyunu olmayan bir köyde 1yolda fazladan 700 koyun üretimi başarabilir. Bu özellikle otlağı bol yem sorunu su sorunu olmayan iklimlerde yetiştirilirde hem alanı tarlalrı gübreler hem sapı samanı otu yer et olur değer olur sahıbıne yuk olmadan değer katar bir 100 koyunluk sürüye bir at ile eşlik eden 1-2 kangal köpek kolaylıkla bakar.

31.08.2021 / 14:03

0
Seyfettin Topuz Muğla , Yönetici

İşletmelerin karlılığını arttırmak, sağlıklı bir bünyeye kavuşturarak sürekliliğini sağlamak için öncelikle sorunları ortaya koyarız. Daha sonra bu sorunları iş sonuçlarına etkilerine göre sıralarız (pareto). Pareto'da ilk sıralardaki sorunların iş sonuçlarına etkileri en yüksektir ve bu sıra ile sorunlara çözüm aramaya başlarız. Sorun çözmek üzere harekete geçmeden önce önemli bir adım vardır, olmazsa olmaz. Bu adım ise kök neden analizidir. Sorunu çözebilmek için kök nedene ulaşmak gerekir. Kök nedene ulaşamaz isek sorunu çözme şansımız çok düşüktür. İlginçtir ki kök neden çoğu zaman görünen sebeplerden farklıdır. Ben kendi kendime bir çalışma yaptım, memleketimizin kötü gidişatının kök nedenini aradım. Sonuçta toplum genelinde dürüst olmadığımız sonucuna vardım. Saygılarımla.

31.08.2021 / 13:55

1
Halil İbrahim Serttaş İstanbul , Danışman

Merhaba. Parti yapılanması ile ilgili olarak; mevcut hükmet karşısın da rakip olarak durabilmekten ziyade, seçim sonrası olası iktidar döneminde oluşturacağınız yeni hükumetin ülkeyi yönetebilir kapasitede olduğunu halka kanıtlamanız dolayısıyla parti yapılanmanızda her milletten adaylarınız, özellikle milliyetçi ve karekterli tanınmış kişileri öne sürmeniz ve hatta "z kuşağı" diye adlandırdığımız gençlerin parti yönetimin de olmaları gerekmektedir diye düşünüyorum. Çünkü hem halk hemde ülkemiz mevcut hükumet ve düzenden bıkmış, yıpranmış durumda fakat ülkeyi seçim sonrası yönetebileceklerine inandıkları bir alternatif parti olmadığından adeta kaderine boyun eğmek zorunda kalmıştır. Dürüst, eğitimli, karekterli ve çok iyi bir yönetici olabilirsiniz fakat şuan parti yönetimin de olsun yapılanması da olsun hükumet değiştirmiş bir ülkeyi yönetebilecek profesyonelliğin olmadığı kanaatindeyim. Öyle bir kadronuz olmalı ki her seçmen "tamam işte ülkeyi bunlar yönetebilir, bizi kurtarabilir" diyebilsinler. Hakkınız da, hakkımız da, ülkemiz adına hayırlısı olsun inşallah.

30.08.2021 / 14:11

5
Halil İbrahim Berker Bursa , Özel Sektör Çalışanı

Ek gösterge artışı ile memurun maaşı düşüyor mu? Ek gösterge artışı ile çalışırken net maaşta 358 TL düşüş oluyor. Bir tür Bireysel emeklilik gibidir. Ek gösterge artışı ile daha çok çalışırken aldigin maaşta kesinti yapılacak. Daha sonra ömrün yeterse 65 yaşından sonra emekli maaşin artacak. 2008 öncesi memur olanlar için 5434 sayılı emekli sandığı kanununa tabi olanlar için 3000 ek göstergeden 3600 e çıkması durumunda 1) Daha çok para kesileceği için çalışırken aldigin net maaşta 358 TL düşüş olacaktır 2) Emekli ikramiyesi yükselecektir (ortalama 25 bin TL artacaktır ) 3) Emekli maaşı yükselecektir. (Ortalama aylık 600 TL artar ) 2008 sonrası ise giren için 5510 sayılı yasaya tabi olanlar için 3000 ek göstergeden 3600 ek gostergeye yükselmesi durumunda 1) Çalışırken aldığı maaş aylık 95 TL artar 2) Emekli ikramiyesi yükselir (ortalama 25 bin artacaktır ) 3) Emekli maaşı aylık 50 TL artar 65 yaşına kadar ömrünün yetip yetmeyeceğini bilemedigin bir durum için ek gostergenin ne avantajı var. Zaten çalışırken maasin düşüyor. Maksat üzüm yemekse 2008 öncesi ve 2008 sonrası memurların emekli ikramiyesi ve emekli maaşına seyyanen zam yapılması uygun olur. Gerisi memurun lehine olmaz

30.08.2021 / 13:48

0
Teknik Biyolog Mersin , Bilim İnsanı

1.Ben bir KHK'lıyım ve partinizin bu konuda yaptığı somut çalışmalar nedir göremiyorum. Daha doğrusu kamuoyunda bu konuda Deva Partisi çok faal görünmüyor. Aileleriyle birlikte milyonların oyları partinizce önemsenmiyor mu? 2. Benim korkum DEVA'nın da çıkar gruplarının çöreklendiği parti haline gelmesi. Toplumun ahlaki düzeyini düşündüğümüzde bir süre sonra böyle bir riskin olacağı gayet tabiidir. Bu sebeple bunun için fiili tedbirler alınmalı. Bunun için özellikle parti içi tarafsız toplum tarafından ahlaki özellikleriyle öne çıkmış kişilerden oluşan bir etik kurulu oluşturulmalı. Bu kişiler akademisyen veya öğretmen ise öğrencilerden sorulmalı. Onlar daha dürüst davranacaktır. Bir diğer tedbir uzun vadeli çözümdür. O da eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılmasıdır. Ahlaki düzeyi yüksek hocaların olduğu, yeniliklere açık bir eğitim kurumuna dönüştürülmeli. Kaliteli öğretmen, daha kaliteli bir gelecek demektir. 3. Maalesef ülkemizde iktidar partilerinin il ve ilçe başkanları feodal beyler gibi hareket etmektedir. Bürokratların rahatça çalışmasına müsaade etmemektedir. Eğitim düzeyi ve anlayışı düşük olan birçok il ve ilçe başkanı icabında kaymakama, ilçe milli eğitim müdürüne caka satabilmektedir. Dolayısıyla gerek il ve ilçe başkanları ve buna bağlı olarak da parti delegelerinin ahlaki düzeyleri de yüksek olmalı. Parti iç yapısı dışındaki konulara karışmamalı, karışırsa bunun bir yaptırımı olmalı. Bunun dışında il ve ilçelerde etik dışı hareketleri merkeze rapor edecek bağımsız ve tarafsız bir etik kurul oluşturulmalıdır. Bir eğitimci olarak eğitim alanında da yapılacak çok iş olduğunu görüyorum, ama bu bir sistem sorunu değil. Sorun eğitim sistemiyle çok sık oynanması. Yapılacak sadece müfredatların daha sade hale getirilmesi, öğretmen kalitesinin yükseltilmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, eğitimde mesleki eğitim oranının yükseltilerek ara elemanı sayısının artırılması ve bunların istihdamının sağlanması. Yazılacak çok şey var, ama...

28.08.2021 / 22:48

4
Arif Özbeyli Tokat , Diğer

'' Devasa Sorunlara DEVA'sal Çözümler ''

26.08.2021 / 09:23

67
Mustafa Güler İstanbul , Araştırmacı

İktidar ve muhalefet partileri olarak; ne insani, ne vicdani ne de yasal bir dayanağı olmayan hatta lisansı dahi olmayan aşılar ile ilgili, kendi halkının sağlığını riske atmakta neden "Küresel Plandemi" dayatmasının piyonları gibi birlikte hareket ediyorsunuz? PCR testlerinin mucidi “bu test ile tanı konulamaz” açıklamasını yaptığını hatırlatarak; haftada 2 defa test uygulamasına insanları mecbur etmek neyin kafasıdır?Siyasetinizin halkın menfaatlerini gözetmek üzerine olması gerektiğini hatırlatırım.Hiç kimse ve güç; bir halka bir millete, bir insana yasalarla yaptırım uygulayamaz, yasalar insanın huzuru rahatı için değilse kanunsuzdur, uygulayanlar da! Size göre Sağlık bize göre Korona Bakanı ile Sözde Bilim Özde Filim Kurulu Üyeleri üzerinden sergilenen tiyatronun farkındayız. Lütfen bu oyunları görmezden gelmeyin.Konuş konuş aynı... Dünyada sayısız prof, doçent, doktor…vs PCR yada AŞI (içeriği bilinmeyen sıvı) da zararlı yaptırmayın diyorlar, diplomalarını bakkaldan mı almışlar hepsi akademisyen.. (Zaten aşıların lisansının olmadığı, yan etkilerinin bilinmediği, ne sonuç getireceğinin şüpheli olması, ne devletin nede aşı şirketlerinin sorumluluk almamasından gün gibi ortada). Filim kurulunun aşılar için bilimsel bir savunma yapamadıkları halde küresel güçlerin fonladığı medya ve siyasetçiler üzerinden korku pompalamaya devam etmelerinin izahı nedir?Nüfusunun %100’ünü aşılayan Cebelitarık ve İsrail’deki vaka sayısındaki artış her şeyi ortaya koyarken Korumayan bir aşıyı niye olalım. Koruyuculuğu kanıtlanmamış, üretenlerin bile sorumluluğunu almadığı, bir şey olursa sorumlu değiliz dediği bir aşıyı niye vurulalım. 4 aşı korumuyorsa 44 aşı mı vurulacağız?Aslında görmek isteyen için her şey ortada ve siyasi parti olarak sizlerin bu konudaki sorumluluğunuz en üst düzeydedir. Lütfen bu konuda gerçekleri ortaya koyun ve kamuoyu oluşturulması için gerekeni yapın. Vatanseverler bunu yapmalı zaten…

24.08.2021 / 10:53

11
Mustafa Y Antalya , Mühendis

Öncelikle siyasi hayatınızın temiz ve basarılı gecmesı temennisiyle baslamak isterım siyasi alanda polıkalarınızı en alt tabana ulastırmak İcin bir plan dahilinde caba gostermelısınız taban İl ve ilce yapılanmalarınız koltukta oturan kısılerden degil sizin davanız İcin calisan niteliklı insanlardan olusmalı il ve ilce teskılatlarınızın bir olusum planı olmalı bakınız gecen secimde İstanbul'daki secmen sayısı 10 milyonun ustundeydı bir sonraki secimde yasi yetecek olanlar ile birlikte secmen sayısının 12 milyonu bulacağı ongoruluyor 55 milyona yakın secmeni olan uşkemızde bu rakam yadsınamayacak bir rakam mahallelere ınmelısınız sokaklara cıkmalısınız teskılatlarınızın planı olmalı dert dinlemeli gerekirse deva olmalısınız ki insanlar guvensın inansın hala partinin ısmını bilmeyen milyonlarca secmen var emin olun kararsız secmen yuzde 5 ila yuzde 12 iken Baska partiye oy atacağını belirten secmen sayısı yuzde 8 ila 13 arası degısıyor iken parti politikalarınızı iyi bir sekılde sokaga anlatmalısınız Sevgi ve saygılarımla

23.08.2021 / 03:18

6
Caner Özen İstanbul , Üst Düzey Yönetici