Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Neden mi DEVA; 1-Hayalperest politikalarla batı düşmanlığı yapmak yerine, günümüz ekonomi gerçeği olan Liberalizm merkezli, devletin milleti vergilerle boğmadığı ekonomi sistemi vadetmesi 2-Hukuk özgürlüğüne inanan, Kuvvetler Ayrılığını benimseyen, yargı kolunun yasama ve yürütmeye karışmadığı, özgür bir adalet sistemi 3-Rüşvete, adam kayırmacılığa karşı; liyakat odaklı sistem 4-Gençlerin sorunlarını dinleyen, halinden anlayan ve içinde bizzat benim gibi gençlerin bulunduğu yönetim 5-Halkı sağ-sol gibi ideolojilere boğmak yerine, siyasi yelpazenin tam ortasında bulunan hümanist politika 6-Bilimsel gerçeklerden temel alan; nefret söyleminden, küçümsemeden, aşağılamadan uzak dost canlısı, ileri görüşlü fikirler. Unutmayın; gençliği arkasına alan. geleceğe yön verir.

26.05.2020 / 03:25

21
Batuhan Yıldırım İstanbul , Öğrenci

Yıllar sonra gençlerin yeniden heyecanlanmasına vesile olduğunuz için size ve partinize teşekkürler bugün katılmış olduğunuz programlar neticesinde bir kez daha -siyasetin boşluk kaldırmadığı liyakatsizlik neopotizmin ülkeyi güvensiz ve istikrarsızlaştırdığı ortaya çıkmıştır bugün her açıdan tarihe geçecek bir programa şahit olduk Beni etkileyen satırbaşlarından bazıları -yanlışları nasıl eleştiriyorsanız iyi olanlara da doğru diyebiliyorsunuz (sağlık alanı ile ilgili) inşallah bu özelliğiniz sizin ve partinizin değişmez bir ilkesi olur -ekonomiyi iki kanatlı bir kuşa benzetti sayın Ali Babacan evet Ekonomi bir kuşsa siyaset koca bir gökyüzüdür ve bizler gökyüzüne her birimiz farklı bakış açısıyla farklı düşünceler ve fikirler ile daha güvenle ve umutla bakıp binlerce kuş binlerce yıldız görmek istiyoruz bugün söylediğiniz gibi yaptık yine yaparız sizlere ve samimiyetinize güveniyorum sizlere ve ekibinize kolaylıklar diliyor bir an önce daha yakından tanımak için sabırsızlanıyorum.

26.05.2020 / 03:12

0
Ömer Bozkaplan İstanbul , Özel Sektör Çalışanı

Tekrardan Merhaba. Ben ‘’Ege Denizi ve İhracatımız’’ ile ilgili çok ayrıntıya boğmadan birkaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle Kıta sahanlığı(Karasuları Sınırı) ve Münhasır Ekonomik Bölge(MEB) kavramlarına açıklık getirmek istiyorum; Münhasır ekonomik bölge, Birleşmiş Milletler Deniz Hukukuna göre bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasında özel haklara sahip olduğu deniz bölgeleridir. Yani bir devlet için kara sınırı ve egemenliği ne ise MEB'de denizdeki egemenlik alanıdır. MEB ilanı için kıyıdaş ülkelerin karşılıklı mutabakatı şarttır. MEB ilanı durumunda MEB bölgesinin altı ve üstü tamamen ait olduğu ülkeye aittir. Yani sondaj çalışmaları yapabilme hakkına sahiptir ve yabancı şirketlere lisans verme yetkisine kanuni olarak haizdir. Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısıdır ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadardır. Dünya ülkelerinde kıta sahanlığı 12 mil olarak uygulanmaktadır. Türkiye olarak bizde Marmara, Akdeniz ve Karadeniz de bu rejimi uyguluyoruz. Ancak Ege Denizi’nin adalar nedeniyle griftli oluşu sebebiyle komşumuz Yunanistan ile karşılıklı olarak 6 mil kıta sahanlığında ŞİMDİLİK mutabık kaldık. Lakin Yunanistan son yıllarda kara sularını tek taraflı olarak 12 mile çıkarmak istiyor. Bu karar Ege Denizi’ndeki çıkar dengelerini Türkiye’nin aleyhine orantısız bir şekilde değiştirir. Bu olursa Türkiye’nin kara suları Ege Denizi'nde %10’un altına düşer. Türkiye olarak 2017 verilerine göre ihracatımızın %89.6 ‘sını deniz yoluyla yapıyoruz. 2018 istatistiklerine göre 180’e yakın limanımızda bir yılda yaklaşık 400 Milyon Ton mal taşındı. Bunun %76’sı Ege denizini kullandı. Bu durum Ege denizini ekonomimizin can damarı yapmakta. Yunanistan’ın kanunsuz bir şekilde alacağı 12 mil kıta sahanlığı kararını diplomatik olarak veya gambot diplomasisi ile engellemezsek ekonomik bağımsızlığımız ciddi tehdit altına girer. Herkese İyi Günler Diliyorum.

26.05.2020 / 02:39

22
Doğan Atlı Sakarya , Öğrenci

Sayın Ali Babacan ve DEVA Partisi yetkilileri, Öncelikle DEVA Partisi'nin kuruluşunun ülkemize hayırlı olmasını ve huzur getirmesini temenni ediyorum. 22 yaşında bir öğrenci olarak naçizane gözlemlerimi ve fikirlerimi ileteceğim. 1 - Öncelikle siyasetin her ne kadar aktif icraat ile yapıldığı söylense de söylem çok önemlidir. Sn. Ali Babacan'ın parti kurulma süreciyle ilgili söylemlerinde birkaç behis görmekteyim. İlk olarak fazlaca " biz çok meşgul insanlarız, hepimiz zaten çok yoğunuz, kendi işimizi gücümüz var" söyleminin kitlelerde güven duygusunu aşılamada sorun yaratacağını düşünmekteyim. Sanki zorla bir siyasi parti kurulmuş imajı oluşuyor. Bu konuda dikkat etmelisiniz. İkinci husus ise olası bir seçim başarısızlığından sonra tamamen işlevsiz olacak bir siyasi parti imajı çizilmiş durumda. Bu sebeple seçmene geçmişteki başarılı faaliyetlerle umut aşılarken bunun dayanağını ve geçici bir rüzgar olmadığını belirtmelisiniz. 2 - Parti programında önde gelen konular özgürlük ve demokrasi. Sn. Ali Babacan'ın kendisine sorulan sorulara daha iyi hazırlanmasını bekliyorum ve açık-net olacak şekilde cevapları iletmeli. Çünkü özellikle genç kitlede bir bastırılmışlık bulunuyor ve nerdeyse herkeste oto-sansür oluşmuş durumda. Bu atmosferde Sn. Ali Babacan'ın tüm cevapları çok net,çok açık ve korkusuzca söylemesini bekliyorum. Hamasete gerek kalmadan sadelik,netlik. Gençlik bunu istiyor. 3 - Ülkemizin en temel sorunlarından biri de işşizliktir. Parti programına baktığımda işsizlik konusunda detaylı açıklama yapılmamış. Ekonominin güven ve hukuk ile yükseleceğini artık çoğu kişi biliyor ve bu açıklama her ne kadar işin temelini anlatsa da geleceğe dair herhangi bir faaliyet belirtmiyor. 4 - Eğitim konusunda fikirlerinizi tam gelişmemiş buluyorum. İlkokul ve ortaokul matematik yarışmalarında ülke sıralamamız vahim durumdadır. Sayıca fazla fakat nitelik olarak noksan üniversitelerimiz hakkındaki fikirlerinizi ve hayallerinizi dinlemek isterim. Saygılarımla,

26.05.2020 / 02:05

112
Evren Gönen Bilecik , Öğrenci

Sayın babacan siyasete girdiğiniz dönemden beri aklımın yettiğince sizi tanırım kişilik karakter Ve duruşunuzu her zaman taktir ettim parti söylemlerinden beri yaklaşık 6-7 aydırda sürekli bütün konuşmalarınızı dinledim evet bu ülke için güzel şeylerden bahsediyorsunuz ama belli başlı konularda takılıp kalıyorsunuz demokrasi hukuk özgürlük ve ekonomi bunlar temel ilkeler ama biraz daha açmanız lazım konuşmalarınızda naçizane tavsiyem mesela ekonomi üzerine konuşurken tarım hayvancılık sanayi kobileri eytleri ve sayamadığım diğer millet sorunlarından bahsederseniz daha bir hoş olur biz millet olarak kendimize dertlerimize ortak olan yani bizden olan insanları daha çok sever ve benimseriz ayrıca ufak bir tavsiyem daha var tabi siz büyüklerimiz daha iyi bilirsiniz ama mevcut siyasetten kavgacı ve gürültücü polemiklerden uzak durup inadına bu ülke ve millet için yapacaklarınızdan bahsederseniz ve karşı tarafları tiye almazsanız sizin ve bizim açımızdan daha mükemmel olur ayrışma vakti değil ülkemiz için bir şeyler yapma vaktidir bu fikirlerimizi şAhsım ve benim gibi düşünen insanlar için dikkate alırsanız çok sevinirim iyi çalışmalar diliyorum umarım herşey gönlünüzce olur Türkiye miz yine dünya üzerinde hak ettiği değeri bulur bu arada teknoloji konusunuda unutmayalım günümüzün gerektiği gibi teknoloji alanındaki projelerinizdende bahsederseniz sevinirim

26.05.2020 / 01:50

0
Önder Karaagac Ankara , Serbest Meslek

Genel baskanin konusmasini dikkatli bir sekilde izledim sorulara net ve akici vermesi benim kanâtimce toplumda olumlu yanki bulmustur kendilerini yandas olmayan tv kanallarinda da izlemek isteriz demokrasi ve hukukun üstunlugu konusma ozgurlugunu vurgulamasi cok guzel basarilar diliyorum

26.05.2020 / 01:42

0
Sadık Adıgüzel Tekirdağ , İşçi

Herkese Merhaba. Ben ‘’Denizcilik’’ kültürü çerçevesinde ‘’Mavi Vatanımız’’ ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum; Dünyada 190’dan fazla bağımsız devlet var. Bu ülkelerin büyük bir bölümünde “Denizcilik” ile ilgili bayram mevcut. Sadece Türkiye’de “Denizcilik” ile ilgili iki bayram bulunmaktadır; 1 Temmuz Kabotaj Bayramı ve 27 Eylül Deniz Kuvvetleri Günü. ‘’Denizci bir milletiz.’’ iddiasını sürekli gündemde tutan komşumuz Yunanistan’ın dahi 2 bayramı yoktur. Aslında bir bakıma bu durum ‘’Denizci’’ bir millet olduğumuzu göstermektedir. Bu durumu gözler önüne seren başka bir olay ise 1804 yılında Umûr-ı Bahriye Nezareti’nin (Denizcilik Bakanlığı) kuruluşudur. (Şahsen muazzam bir karar olarak addediyorum. Lakin günümüz Denizcilik Yüzyılında Denizlerimizi, Denizciliğimizi temsil edecek bir bakanlığımız ne yazık ki yok.) Birinci Bayramımız olan 1 Temmuz Kabotaj Bayramı; Kabotaj bir ülkenin kendi kara sularında ve kendi limanları arasında gemi işletme hakkıdır. Türkiye bu hakka Atatürk’ün önderliğinde 1 Temmuz 1926’da sahip olmuştur. Bu sayede özlemimiz olan Boğazlarımıza kavuştuk. 27 Eylül Preveze Deniz Zaferi ve Deniz Kuvvetleri Günü; Türkiye'nin ikinci olarak kutladığı ''Denizcilik'' bayramıdır. Bugün hem Preveze Deniz Zaferi’nin kutlandığı hem de Cumhuriyet donanmasınının anıldığı gündür. “Türkler ya denizci olmaya veya eski vatanlarının kızgın çöllerinde çobanlık etmeye mahkumdur” diyen Ali Haydar Emir Alpagut’un sözünü hatırlatmak istiyorum. Biz millet olarak uzun yıllar ‘’Akdeniz’’ medeniyetinden uzak kaldık. Bu millet olarak yaptığımız en büyük hatalardan birisiydi. Bulunduğumuz yüzyıl kesinlikle ‘’Denizcilik’’ yüzyılı olacak. Şunu da belirtmek istiyorum: Doğu Akdeniz 2018 verilerine göre yıllık 4.7 trilyon $ ticaret hacmi olan bir pazar. Bölgeye kıyısı olan ülkelerden biri ve en uzun sahil şeridine sahip ülkesi Türkiye. Kısacası; Denizciliği başarmalıyız. İstikbal Denizlerde... Herkese İyi Günler dilerim.

26.05.2020 / 01:38

19
Doğan Atlı Sakarya , Öğrenci

Hayalimdeki ülke yönetiminden bahsetmek isterim. Bu korona virusten dolayı ülkede bu sorun için bilim heyeti kuruldu ve herşey orda tartışıldı. Ve güzel sonuçlar alindi belli ki bu göreve getirilen bilim adamları hükümet yandaşı insanlar değildi, işin ehli bilim insanlariydi. Bu uygulama tarımda, sanayide, ekonomide, dış ticarette yani Türkiye'nin her alanında yapılamaz mi. Örneğin sanayi içinde böyle bir heyet kurulsa ama heyette olan insanlar parti yandaşı hükümet yandaşı değil bu ülkenin dürüst, temiz, işin ehli, ülkesi için her şeyi yapabilecek sanayici, akademisyen,ekonomist,işçi temsilcisi gibi birimlerden oluşan insanlar olsa ve Türkiye'de sanayi ilgili atılacak tüm adımları onlar belirlese ama kişiler hükümetle gelip hükümetle gitmeyecek bu kurumlar hep var olacak ama bu kurumlara getirilen kişilere siyasetçiler karişmayacak,ama bunlarda hukumeti kötü gösterecek çalışmalarda bulunmayacak ortak akılla çalışabilecek insanlardan oluşsan bir heyet olsa ve tamamen objektif kurumlar olacak kimse torpille alınmayacak sadece o görevlere hak eden kişiler getirilecek. Ve bu kişiler her ay çıkıp diyecek ki biz şunu şunu yaptık ve ülkemizin kasasından şu kadar para çıkmasını engelledik. Şu kadar insanımızı iş sahibi yaptık. Bu fabrikalar devlet eliyle açılabilir veya özel sektörü destekleyerek yapılabilir ama bunlara hepsine o bilim heyeti karar versin. Onlarda karar vermeden önce dünyada nasıl uygulamalar yapılıyor ülkemizde nasıl uygulanabilir bize faydası nedir gibi bilimsel veriler ortaya koymalı ve her ay bunu halkla paylaşmalı. İnanıyorum ki sanayimiz çok daha güçlü olacak devletimiz çok daha güçlü olacaktır. (Yazımda yazım yanlışı olabilir, amacınız imla hatası bulmaksa çok bulursunuz. Umarım yazım yanlışı bulmak yerine anlattıklarımi anlamaya çalışırsınız.)

26.05.2020 / 01:24

1
Ömer Kutlu İstanbul , Mühendis

Merhabalar Ben bir üniversitede 4/d'li işci olarak hizmet vermekteyim sizlere öncelikle sorum şudur; 4'd'li işcilerin gelecekleriyle ilgili bir planınız varmıdır varsa nelerdir? Ayrıca maalesef ülkemizde kişiye özgü ve bölgesel kanunlar uygulanmakta örneğin ; Güneydoğu veya Karedeniz bölgemizde silahlanmaya gösterilen müsamaha veya x iş insanının (siyasi erke yakın) yada bir bürokratın şahsına yada hamilerine göz yumulması gibi bölgesel yada kişisel kanun uygulamalarının önüne geçmeyi planlıyormusunuz ? Şahsen işçi olmamın siyasi bir partiye üye olmasına yasal bir engel yokken, sizin partinize üye olma konusunda korkularım var. Bulunduğum üniversitede Sayın cumhurbaşkanın tasarrufuyla atanmış bir rektör ve aktif olarak hükumete yakın sendika faaliyet göstermekte ülkede bulunan korku ve baskı politikalarının ve fişlemeci zihniyetin başıma neler getireceğini kestirmek çokta zor değil. Çalışmalarınızda başarılar diler korkularımdan sıyrılıp cesaretimi toplayınca bu yeniliğin bir neferi olmaktan mutluluk duyacağımı belirtmek isterim.

26.05.2020 / 00:42

31
Lokman Polat Erzurum , İşçi

Katıldığınız tüm programları ilgiyle takip ettim, hayalimizdeki Türkiye umudunu gerçekleştirecek güç ve potansiyele sahip olmanız konusunda kesin kanaate varmış olmanın mutluluk ve huzuru içindeyim .Ailece destekliyor ve sizin için dua ediyoruz .Allah yardımcınız olsun.

26.05.2020 / 00:23

27
Ahmet Türker Güllülü Ankara , Yönetici