Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

HUKUK DEVLETİ NEDIR; Istisnasiz herkesin ,(atanmış veya seçilmiş tüm devlet görevlileri,hakim,savcılar dahil)anayasa ve yasalara uymak zorunda olduğu,yasaların eşit uygulandığı,devletin en az maliyetle halka en iyi ve ayrımsız hizmet verdiği,her bir kamu görevlisinin yaptıklarının hesabını verdiği,yargının bağımsız tarafsız ve adaletli olduğu ,herkesin doğuştan ve anayasa ile garanti altına alınan temel hak ve hürriyetlerinin rahatca kullanabildiği,herkesin yasa önünde eşit olduğu,hiç kimse dini,etnik,siyasi veya felsefi sebeplerle ayrıcalıklıveya ayrımcılığa uğramadığı,yalan, yolsuzluk,ISRAF ile vatandaşın ve özellikle devletin zarara uğramadığı sonuç olarak halk devletle ,devletinde halkla barışık olduğu devlet düzenidir. Hukuk devletinde;yargı ayrımcılık ve adaletsizlik yapamaz,idareciler yandasa peşkeş çekilip devlet sayılamayacağı gibi,mülâkat adı altında eşitliğe aykırı kimse ise alınamaz veya işten atılamaz.Devlet sosyal adalet ilkesi gereği ancak kazanandan kazançla orantılı vergi alır.Dogrudan veya dolaylı vergiler adı altında vergi almaz. Devlet gerek kamu hizmetlerinden yararlandırılmada gerek kulfette ayrımcılık yapmaz.Yine sosyal hukuk devleti ilkesi gereği kamu imkanlarından gerçekten zorda olan kesim lere adaletli yardim yapılır. HUKUK DEVLETINE UYAN REJIMLERDE; Devlet ve kamu kurumlarının ;ISRAF yapmayacakları,farklı şekillerde kasayı soymayacaklari,planlı şekilde çalışacaklarından kimseye borcu olmaz.Yargi ve idare yasalara uyup adaletli olduklarında toplumsal baris olacagi,kimseyi suç işlemeye yöneltecek etmen kalmayacagindan;Mahkemelerinde fazla dava olmayacağı gibi ceza evlerindede kimse kalmaz.Bu rejimlerde iş ehline vereceği,ayrımcılık TORPİL olmayacağı için kimde haksız makam mevki geçiş pesindede koşmaz.Toplumun her dini,siyasi,tariki,felsefi kişi ve grupları toplumsal barış içinde olur.Dunyada Demokratik hukuk devletinin olduğu bir çok ulke;ceza evleri mahkum olmadığından kapandığı,eğitimin dünyada ilk sıralarda olduğunu görürüz.

07.06.2020 / 18:47

7
Kadir Talyurt Balıkesir , Avukat

"Parmak şıklatarak ne olur?" Bulutlar gider, iklim değişir, Akdeniz olur. Ülkenin içinde bulunduğu buhranın ne kadarının yapısal, ne kadarının üslup ve anlayış dayandığını tespit etmeye çalışalım. Sonra sorunlarının ne kadarının parmak şıklatarak, ne kadarının yapısal, kurumsal ve mevzuat kaynaklı olduğuna bakalım. Görülen manzara; en acil ve hayati sorunlarda (Hukuk, özgürlükler gibi) siyasi üslup ve kararlılık değişikliği, muazzam rahatlama sağlar. İktidar değişmiş, Ali Babacan iktidarı başı olarak seçim akşamı, adeta yönetim manifestosu gibi açıklama yapıyor, evrensel hukuk değerlerinin ve özgürlüklerin vazgeçilemez olduğunu ilan ediyor. Ertesi gün, ortada henüz mevzuat değişikliği yok, kadro değişikliği yok, yargı bürokrasisi rahatlar, mevcut mevzuat hükümlerini özgürlükçü bakışla yorumlamaya başlar, vicdanının hatta mevzuatın izin vermediği adımlar atmaz. 12 Eylül Anayasasının ve mevzuatın değiştirilmesi, yapısal ve kurumsal adımlar atılması gerekli olsa da, zannedildiği kadar gözde büyütülecek bir konu değildir. Yapılan yanlış işlerin çoğunluğu "kötü" kanunlara uyulduğundan değil, uyulmadığındandır. Yargı mensupları kendilerini bağımsız ve tarafsız hissetse, bu atmosfer sağlansa, aynı mevzuatla nice özgürlüğün önü açılır. iktidar öylesine gerçeklikten koptuki, hiçbirşey yapmasa, örneğin maliye bakanlığı ya da adalet bakanlığı bürokratlarına direktif vermese, işler daha kötü olmaz. Bu ülkedeki sorunların önemli bir kısmı "hiçbirşey yapmayarak" çözülebilir. Bu kadar geniş tarım arazisine sahip bir ülkeyi, bu tarımsal düzeye düşürmek için, çaba sarfetmek gerekiyor. 90'lı yıllarda Siyaset Meydanı programında iletişim kurabilen insanları, birbirine düşman pozisyonuna getirebilmek için özel çaba sarfetmek gerekiyor. Sakallı Celal'in dediği gibi "Bu kadar cehalet, ancak tahsille olur". Özal'ın parmak şıklatmasına da inanmamışlardı. Çünkü o farklı bir siyaset paradigmasından konuşuyordu. Düzelir efenim düzelir, sükunetle, bilgiyle, istişareyle, kollektif çabayla...

07.06.2020 / 15:24

3
Özkan Basat Kayseri , Danışman

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözünün anlamı nedir? Edebali'nin Osman Bey'e tavsiyesi. Bu sözün nihai amacı, vurguladığı en üst değer, hümanizm mi yoksa devletin bekası (yaşaması) mı? Bu sözü söyleyen ne tavsiye ediyor? İnsana değer verilmesini. Hangi gerekçeyle, yani neden bunu tavsiye ediyor? Hümanist felsefi, yada dini kaygılarla mı? Hayır. Devletin bekası için. Nihai ve en üst amacı devletin bekası. Aynı zihni işleyiş şu cümleyi de kurabilir "insan haklarını kısıtla ki devlet yaşasın". İnsan merkezli değil, devlet merkezli düşünme biçimi. 2001'de de pek tutmamıştım bu sözü. Ama devletçi muktedirleri tavlamak için "insan hakları istiyoruz ama, bunu devletin bekası için istiyoruz, insanların çektiği eziyetler neyse de devletin bekası tehlikede" anlamında kullanıldığını düşünmüştüm. Devletin gelenek ve dindeki yeri çok bilinen yanlışa (Galat-ı Meşhur) dayanır. Kusal olan devlet, Platon-Hegel devlet anlayışıdır. Türk Töresi ile bu anlayış örtüşebilir mi bilmiyorum. Ama İslam düşünürleri devleti bu anlamda kabul etmezler. İslam düşünürleri daha ziyade modern pragmatik devlet anlayışına yakındır. Devlet, toplu halde yaşamanın ortaya çıkardığı bir zorunluluktur. Bir arada yaşamayı kolaylaştırmaya, hatta mani olan devlet varlık sebebini yitirir. Otomobiliyle duygusal ilişki kurulan bir toplumda, devletle duygusal ilişki kurulması garipsenmemeli aslında. Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu'nun sözüyle bitireyim "Kim kutsal devlet diyorsa, kutsal değerlere küfür ediyordur. Devletin kutsalı olmaz. Kutsal olan insandır, millettir, duygudur. Üç-beş kişinin bir araya gelip kurduğu yönetim organizasyonunun adı olan devletin nesi kutsal"

07.06.2020 / 14:42

7
Özkan Basat Kayseri , Danışman

Neden Siyâset? Bu soruyu Deva Partisinde görev almak isteyen herkesin kendisine sorması gerektiği düşünüyorum. 1. Güç elinde değilken; gücü eline geçirip akarsuyun yönünü değiştirip kendi bahçene mi çevirmek, kendi mahallene mi çevirmek? Yoksa; 2. Gücü gerçek sahibine; topluma, millete, vatandaşa mı vermek ? Ve akarsuyun önünü açıp her vatandaşın, her bireyin faydalanmasını mı sağlamak? Çok önemli!!! Iktidar değilken ikinci şıkkı söylemek çok kolay, önemli olan iktidar olduğunda ikinci şıkkı söylemek ile kalmayıp uygulamak. Bugün kendi muhasebenizi, kendi öz eleştirinizi yaparak geç olmadan ya siyasetten vazgeçmeli ya da kendinizi değiştirmelisiniz. Değiştirmelisiniz diyorum zira ikinci şık güç eline geçtiğin de tarihte de görüldüğü üzere uygulaması kolay değil. Peki neden ikinci şık? Çünkü bugüne kadar bu ülke de hep birinci şık uygulandı sonuç ortada ; kısa vadede siz kazandığınızi zannedersiniz ama uzun vadede en başta siz "yani birinci şıkkı seçenler kaybeder" sonra da toplum kaybeder. Ikincisinde ise bu her zaman böyledir; aileniz güçlü ise siz güçlüsüz, aileniz zengin ise siz zengin, toplum olarak güçlü isek birey olarak güçlüyüz, toplum olarak zengin isek birey olarak zenginiz bu böyledir. Paylaştıkça çoğalır. Eğer toplumun bir tarafı güçlü ve zengin diğer tarafları güçsüz ve yoksulsa burdan adalet çıkmaz, burdan özgürlük çıkmaz, burdan demokrasi çıkmaz, burdan eşitlik çıkmaz, burdan huzur çıkmaz, burdan insanlık çıkmaz. Ikinci şıkkı tercih edenlerle birlikte siyaset yapmak, hizmet etmek, yoldaş olmak, omuz omuza vermek dileği ile selamlar, saygılar.

07.06.2020 / 09:31

4
Muzaffer Alıcı Gaziantep , Avukat

Ben Veteriner Hekimim.. Geçen gün Covid-19 ile ilgili Sağlık Bakanını televizyonda izledim..Dikkat ettim Sayın Bakan konuya çok hakim..hakim olma sebebi kendisi bir doktor...sorulan sorular karşısında hiç kekeleme dahi yapmadı... Sonuç:ülke idaresinde görev verilecek insanlarda işinin ehli olmasına özen gösterilecek..Ak parti en büyük hatayı işinin ehli olmayan insanları görevin başına getirmekle yaptı.bu en hatayı özellikle tarım Bakanlığında yaptı...Tarım Bakanlığı yapan son 3 bakanın mesleğinin Tarım ve hayvancılık|a alakası yok..sonuçta Tarım Bakanı şu cümleyi kurabiliyor..diyolog şu Gazeteci:sayın bakanım kepek fiyatları çok arttı..nasıl bir önlem alacaksınız? Bakan:kepek ekelim "Doğruları görmeden doğruları yapamazsın...

07.06.2020 / 06:35

0
Ferudun Akbulut Aksaray , Veteriner

Asgari ucreti nekadar yapacaksınız , sosyal yardimlar ne olacak... inanın artık son düsüneceğimiz seyler oldu. Benim ve bu ülkenin en merak ettiği konular hakkında bize bilgi verin lütfen. Mesela bugün bir haber gördüm. İmam nikahlı eşini öldüren kişinin 44 sabıkası var. Bu konuda 1. Sorum şudur, kadın cinayetleri, şiddetleri (psikolojik veya fiziki) bu konuda bizim için neler yapmayı planlıyorsunuz. 2. Sorum 44 sabıkası olan insan müsfettesi sizin yönetiminizde yine böyle dışarıda gezecekse hiç girmeyin yönetim durumuna çünkü devlet böyle yönetilmez. 3 sorum, hayvana işkence , öldürme konusunda neler yapacaksınız, 4. Sorum çocuk istismarı konusunda ne yapacaksınız. Genel olarak hukuk ve adalet i olmayan bir ülkeye hukuk ve adaleti getirebilecekmisiniz. So raki konu ise eğitim. Ülkemin hicbiryerinde eğitim yok. Ben 16 yıl omudum ve eğitim namına hiçbirşey görmedim. Öğrencilere 4 yıl kredi verildi ama geri ödemesi bu işsizlikle bulunan iş ise askeri ücretle ödenemiyor bu konuda ne düşünüyorsunuz. Son olarak ben 4 yıllık iş sağlığı ve güvenliği mezunuyum. Bu bölümü 2 yıllık okuyanlar, açıktan okuyanlar hatta mühendis mezunları, kimya biyoloji fizik gibi bölüm mezunları ile aynı statüdeyim. Bu haksızlık konusunda ne düsünüyorsunuz ? Ülkeye iş güvenliği diye birşey geldi ama kimse ne olduğunu bilmiyor. Önemini kimse bilmiyor. İşini kimse bilmiyor. Çalışanı korumak olarak değil de devlet böyle birşey getirdu mecbur iş güvenliği olacak diye bakıyor. Tabi iş güvenliğini getirdiler de iş güvenliği uzmanını dinleyen de yok. Gerekirse işten çıkarılır başka iş güvenliği uzmanı mı yok ? Bir kaza sonucu ise iş güvenliği uzmanı büyük zararlar görüyor. Hukuk işini yapana değil, isin yapilmasina musade etmeyene hem hak tanıyor hem de işini yaomak isteyip de yapamayan bizlere karşı oluyor. Biz hukuğa, adalete , eğitime hasret kaldik. Önce hukuk,adalet, egitim. Ve sonra işsizlik, haksızlık... saymak istenilirse birçok şey daha. Bize insan olarak yaşamayı sağlayabilecekek misiniz ?

07.06.2020 / 02:34

1
Samet Yıldız Bursa , Özel Sektör Çalışanı

Dün Gördüğüm Bir Rüya Karar Vermeme Vesile Oldu Dün Gece Rüyamda Deva Partisene Katıldığımı Ve Genel Başkanımız Ali Babacan İle Meclise Katıldığımızı Gördüm Ve Kendisine Bana Bu Fırsatı Verdiği İçin Meclis Kürsüsünden Kendisene Teşekkür Ettim Kısacası Ben Rüyalara İnanır ve Peşinden Giderim Beni Engelli Kardeşinizi Aranıza Kabul Buyurursanız Deva Partisi Ailesine Katılıp Yeni Bir Dirilişe Yükselişe Geçmek Nasip Olur İnşallah Selam ve Dua İle Saygılarımla

06.06.2020 / 22:50

0
Recep Aygül İstanbul , Diğer

Adalet ve Kalkınma türküsüyle çıkılan yollar bir bir tıkanıyor; türküler değişiyor, adalet düşüyor, ahlâk sükût ediyor, zulüm kol geziyor. Neler gördük, neler yaşadık. Tam bir hayat dersi oldu nazarımda. AKP ne çok şey öğretti hepimize, bu yıllar neler öğretmedi ki bize? Ölçüsüzlüğün bir hayat tarzı olamayacağını, pusulasızlığın kullanışlılığını, kullanılanların pusulasızlığını, iki yanlışın bir doğru edemeyeceğini,..Demokratlığın bir vicdan meselesi olduğunu,gömlek değiştirmekle demokrat olunamayacağını, vicdanı tefessüh edenlerin, üç kuruşluk hava parasına vicdanını satanların ne demokrat olabileceğini ne de demokrasiye sahip çıkabileceğini..Demokrasinin samimî bir mücadele gerektirdiğini, samimiyetsizlerin elinde demokrasinin çöpe çevrildiğini, demokrasiyi küfür ilân edenlerin değişemeyeceğini, riyakârlık rüzgârlarının hakim olduğu iklimlerde demokrasinin barınamayacağını, pragmatizmin demokratik ortamlara hayat hakkı tanımadığını, istibdada demokrasi demenin manasızlığını... Hürriyetin ekmekten değerli olduğunu, ekmeği hürriyete tercih edenlerin efendisinin tasmasını elinde gezdiren Anglosakson kölelerine nasıl benzediğini... Din tacirliğinin öldürücülüğünü, dini siyasete alet etmenin dinsizliği siyasete alet etmekten farkının olmadığını, her ikisinin Kemalizm’e hizmet ettiğini, Kemalizm hizmetkârlığının farklı versiyonlarını, Kemalizmin dönüştürme kabiliyetini, zaaf avcılığını; insanın aç gözlülüğünü, hırsın tehlikesini, hırsızın maskesini, makamperestliğin pespayeliğini, paranın gücünü... Gücün iktidarını, kendinde güç tevehhüm edenlerin çılgınlığını, güce yaltaklananların, gücüne güvenenlerin hak bilmezliğini, hukuk tanımazlığını, hukuku kendine uyduranları, Firavunmeşreplerin nasıl doğduğunu.“Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım”ın anlamını, siyasetin canavarlığını, aldatmayla iş görenlerin siyaseti meslek edindiğini.İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa, Allah’ın onları umumî bir azaba uğratması kaçınılmazdır.

06.06.2020 / 12:21

2
Zehra Karakulak Kayseri , Avukat

Sosyal medyada Deva Partisi ve Kadrosu varlığını çok iyi bir biçimde hissettirdi. Ancak hala şehirlerin siyaset borsalarında ne şans tanınıyor ne de herhangi bir bilgileri var Cumhur ittifakının klişe cümleleriyle karşılaşıyoruz bunun için halkla helede illerin siyaset konuşulduğu meydanlarını boş bırakmamak lazım ama kuru gürültü olmasın antipatik oluyor sonra :)

06.06.2020 / 11:02

0
Fatih Emre Kardeş Malatya , Mühendis

Sevgili DEVA Partililer, App uygulamanızı yükledim ve bu çalışmanız yüzünden sizi tebrik ederim. Ülkemizin önümüzdeki zor günlerinde sizlerin başarılı, yapıcı ve atılımcı çalışmalarınızı görmek beni çok sevindirecek ve daha da ümitlendirecektir. En kısa bir süre zarfında vatanımızın dört bir yanında teşkilatlanmanızı bitirip, gereksiz polemiklere girmeden halkımıza partimizin neler önerdiğini tanıtmaya devam etmenizi temenni ederim. Yaşamış olduğum ülke Almanya’da da vatandaşlarımıza sahip çıkmayı lütfen unutmayın. Sevgi ve saygılarımla, Ferda Erginsoy

06.06.2020 / 05:31

1
Ferda Erginsoy İzmir , Mühendis