Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Ruhumuzun daralıp ,aklımızın karıştığı zihnimize prangaların vurulduğu şu günlerde gençler olarak kendi alanlarımızda ne bir gelişim gösterebiliyoruz, ne düşüncelerimizi geliştirebiliyoruz. En verimli çağlarımızı yaşarken bile imkan kısıtlılığı, hayat standartlarımızın düşmesi daha ne kadar sürecek bu ülkenin gelecekte ve şimdi birer yapı taşları olarak bu duruma nasıl razı gösterecek beyin göçü yapmamak için kendimize ne gibi teselliler arayacağız. Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak isteyen ve dinamik yapıya sahip olan biz gençlerin yok sayılması bilinçlerimizin körelmesi , hayata karşı umudumuzun giderek azalması ÜLKEMİZ İÇİN BİR FELAKET DEĞİL MİDİR? ÜLKENİN gelecekteki Rezervleri olan biz gençlerin değerinin giderek azalması ileride ki Devalüasyonların habercisidir. Bizlere değer katılıp takviye yapılmazsa bir gün tükeniriz. Hep birlikte çalışmak ve karamsar TÜRKİYE senaryosundan bir an önce kurtulup canla başla mücadele etmek istiyoruz. DERDİMİZİN DEVASINI BULMAK SONRA BU ŞİFAYI TÜM ÜLKEYE ULAŞTIRMAK İSTİYORUZ. BUNU BAŞARACAĞIMIZA FIRSAT VE İMKANLAR SAĞLANDIĞINDA ÇOK DAHA İYİ BİR GELECEĞİN BİZİ BEKLEDİĞİNE OLAN İNANCIMIZ TAMDIR. SİZ DE BİZLERE EVLATLARINIZA GÜVENİN DEVAMIZI BİRLİKTE BULALIM...İSTANBUL /GÜNGÖREN NE ZAMAN BAŞLIYORUZ? ÇOK GEÇ OLMASIN LÜTFEN...

03.02.2021 / 13:12

215
Nihalnur Aksoy İstanbul , Öğrenci

Neden? Hemen memleketin reel sorunlarını bırakıp marjinal uçların çatışmasına dahil oldunuz. Memleketin kasası boş, borca batmış, milletine iş refah verilemiyor, üretim daralmış, uluslararası kıskaca alınmış. Bu sorunlardan dolayı akp nin ilk milli kadrosuna ihtiyaçtan doğmuştunuz. Siz gerçek sorunları çözümlerinizi millete anlatacağinıza Niye gezi gibi dışardan oluşturulmuş marjinal (odtü'de ki) projeye katılıyorsunuz. Gerçek sorunları olan milletin, senin iki uç hizipin paylaşamadığı, dini değere, sosyal düzene aykırı yıkıcıların üniverste olayına burnunu sokarak milletin umudu olacağını mı sandınız. Yoksa projecilere göz kırptığinizı millet görmeyeceğini mi zannettiniz. Hemen 2002 öncesi siyasetçi seviyesiz laf dalaşlarına katılarak kısır döngünün parçası olup gittiniz. Dava'yı ve Ali Babacan'ı polemikten uzak icraate motive sanan: il ve ilce teskilatlarındaki gerçekçi insanları fanatik partizanlara gavgallara yem ettirip mağdur edebiyatı ve kaos mu amacınız. Deva gönüllüleri fanatik gavgalarinda mı bulacak kendilerini yazık. Gerçekçi sandık sizi. Harun gelip karunlaşmadan bir üst seviyeye çıkarır sanmıştık yönetme yetkisini, siyaseti. Cumhuriyet rejimi böyle birşey değil: ülkeye millete gerçekçi hizmet, refah, saygınlık, adaletli, güvenlikli, devletin ve milletin istikrarını sağlanması için milletin kendi mayasından süreli yönetme yetkisi verip seçimlerle değerlendirdiği sistem. Monarşi değil oligarşi hiç değil. Amerikanın avrupanın proje partileri değil, yapay; gurup, idolojik kutup, oligarşileri ve manipülatif fanatiklerin değil, ülkenin 1000 yıllık onuruyla var olmasını esas alan realitesinin sınırlarının dışına çıkmayan siyaset istiyor millet.

03.02.2021 / 12:04

1
İdris Çakmak Erzurum , Sosyal Bilimci

FARKINA VARDIĞIM ŞEYİN ACABA SİZDE FARKINDA MISINIZ? Boğaziçi rektörlük sorununun olduğu bu günlerde medyada çıkan haberler hükümet kanadında da yankılanmış bulacak ki yeni bir gündem oluşturdular : ANAYASAYI DEĞİŞTİRMEK İÇİN FIRSAT! Bu iki olay hakkında kurulan bir komplikasyon göremediniz mi acaba, merak ettim. Basın toplantısında Sayın Yeneroğlu’nun gerek ifadelerinde gerekse jest ve mimiklerinde bahsettiğim tarzda bir şey yoktu. OLAY ŞU : Hükümet kanadı gelen tepkiler üzerine geri adım atmıyor çünkü biliyor ki taviz tavizi getirir. Bugün rektörlük atamasına karşı gelen bir zaman valiye, emniyet müdürüne hatta kendisine bile gelebilir. Bu yüzden bu kıskaç altında bu sistemi - rektör atamalarının anti-demokratik olduğunun onlar da farkındalar – değiştirmek için kararname çıkaramaz çünkü anayasaya aykırı. Hal böyleyken “Anayasayı değiştirmek istiyoruz. Biz de biliyoruz çocuklar bu anti-demokratik bir şey.” dediklerini duyar gibi oldum. Bu kıskaca DEVA’dan beklentim hemen hukukçuları devreye sokup tıpkı 1921 Anayasası gibi şablon bir anayasa çıkarmak. Güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin kırmızı çizgi olduğu bir anayasa. Ben size bu yazıyı hem bu memleketi hem de bu memleketin en şahsiyetli, deneyimli ve dürüstlüğüne güvendiğim sizi, Sayın Babacan’ı sevdiğim için, saydığım için gönderiyorum. Bu halkın DEVA’sı siz olacaksınız. Lütfen, sizden istirhamım popülist yaklaşımlardan uzak durun. Halkın duymak istedikleri siyasilerin sorunlarını dinlemesi değil - tıkamasın yeter - çözümler üzerinde tartışmasıdır. Medenice, ayrıştırmadan, düşünceleri yadırgamadan… Saygılarımla. Erkan BAHÇECİ

03.02.2021 / 02:43

0
Erkan Bahçeci Kayseri , Özel Sektör Çalışanı

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK SORUNU DEVA Partisi İstanbul Milletvekili, Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nun 2 Şubat 2021’de yapmış olduğu basın açıklamasını dinledim. Kaygılarını anlıyorum lakin DEVA Parti’sinin diğer partilerden farklı bir demeç vermesini beklerdim. Sorunu tekrar etmek DEVA Partisi’ne yakışmaz. Rasyonalize edip bu konunun nasıl çözüme kavuşturulacağı gereğinin altı çizilmedi. Buna müteakip İsmail Küçükkaya’nın sunmuş olduğu programa katılımınızda da açıklamanızı tatmin bulamadım. Hatta bazı üzücü beyanlarınız olmuştur. Boğaziçi Üniversitesi’nin gerek toplumda gerekse uluslararası camiada yer edindiği doğrudur fakat bu durum onu diğer üniversitelerimizden farklı bir kategoriye sokamaz. Herhangi bir devlet üniversitesine nasıl rektör atanacağı bellidir. Yıllardan beri bu böyledir. İş Boğaziçi Üniversitesi’ne gelince medyatik oluşunun sebebi yıllardır ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’cıların ihmalidir. Ben DEVA Partisi’ni daha akılcı bulan, toplumun sorunlarını bilip bunlara çözüm üretecek diye ümitlenen bir vatandaşım. Özetle ; 1- Bu sorun Boğaziçi Üniversitesi sorunu değil bütün üniversiteler sorunudur. 2- Öğrencilerin tepkisi atanan kişiye değil, sistemedir. Bunun için DEVA’dan beklentim; 1- Üniversitelere rektörlük atamalarına yönelik sistemin değiştirilmesi gerektiğidir. Şahsi kanaatim her üniversitenin kendi içinden seçimle rektörün belirlenmesi gerektiğidir. Üniversiteler özgür ortamdır. Adaylar çıkar, seçim yapılır. Bu seçimde üniversitenin idari kadrosu oy kullanır. En yüksek oyu alan iki aday ikinci seçime katılır. İkinci seçim öğrencilerindir, en son sözleri onlar söyler. Salt çoğunluk kimde ise rektör o olur. 2- Sanki bugüne kadar ilk defa böyle bir uygulama olmuş havası yaratılmamalı. Bu sistem yıllardır anti-demokratik bir şekilde yapılagelen bir düzen haline gelmiştir.

03.02.2021 / 02:41

0
Erkan Bahçeci Kayseri , Özel Sektör Çalışanı

Tarım politikaları ile ilgili başkanlık oluşturulmamış gördüğüm kadarıyla.Partimizin tarımla ilgili neler yapılabileceği konusunda sorunları ve acil çözüm planlarını derhal kamuoyuna açıklamak zorunda olduğunu düşünüyorum.Ülkenin her bölgesinde her vilayetinde hatta her ilçesi ve köyleri ayrıntılı incelenip her noktanın çözümü bölgesel olarak açıklanmalı. Ürün çeşitliliği ve sorunlar her biryerde farklı,dolayısıyla çözümü de buna göre olmalı.Çiftçiler dertlerinin DEVA sını duymalı.Başarılar dileriz 🇹🇷💧🌱🇹🇷

02.02.2021 / 22:11

1
Mehmet Altun Düzce , Çiftçi

Deva, şimdi hem bir handikap hem de bir yol ayrımında... Rektör danışmanlığına atanan üyeye karşı atacağı adım kendi tutarlılığının ispatı kadar vatandaşın gözündeki parkak, gelişen olumlu bakışını da etkileyecek.. peki ne olacak...dağ fare doğursun istemeyen partililer ve gönül verenler muhakkak surette tüzük ve parti programı çerçevesinde hareket edilmesini isteyecektir. Ancak ülkemizin bir ahvap çavuş ilişkisi olan topraklarında parti vaadettiği aydınlık, modern, şeffaf ..vs adaletli bir kadro partisi olup olamayacağını gösterecek bu reaksiyon karşısında.. tabi bu bakış açısı madalyonun bir tarafıyken diğer tarafı bu alınacak/alınmayacak reaksiyonun Türkiye siyasetine veyahut iktidarın ekmeğine yağ sürüp sürmeyeceğidir... Elbette kararlar bir an önce alınmazsa (olumlu ceya olumsuz) etkisini de yitirecektir.. bu anlamda iktidarın seçimle ilgili sıkıştığını ve diğer partilerin oyu(%3 olsa bile) için taktiksel atamalara başvurmasını da anlamlı görmek gerekir, süreç bunu gerektirir. Önümüzdeki günler hem devayı kişisel menfaatler, parti menfaatleri ile millet menfaatleri hakkında alacağı önemli günler olacak gibi ..sayın Babacan'a da burda şu soruyu sormalıyız. Alınacak karar ne olmalı ki hem kendisinin imajı, hem parti imajı hem de millet menfaatleri zedelenmesin. Saygılarımla

02.02.2021 / 18:28

0
Osman Coşkun Diyarbakır , Hukukçu

Ben tüikle ilgili bir öneride bulunmak istiyorum. Herkesin anlayabileceği önemli verilerin, anlaşılabilir bir şekilde, son hükûmetin başladığı tarihte x istatistiği ne idi, şimdi ne oldu, değişim ne kadar oldu bilgilerinin yer aldığı görsellerden oluşan özel bir sayfa tasarlanmasının ve sürekli güncellenmesinin seçmenin daha rasyonel tercihler yapabilmesine katkı sağlayacağını düşünüyorum. "Democracy 3" oyunundan şöyle bir örnekle önerimi somutlaştırabilirim: https://cdn.cloudflare.steamstatic.com/steam/apps/245470/ss_9c44aee38ed0c72a91b6360e102af215ad542789.1920x1080.jpg?t=1568809730 Sonuçta insanların çok sık uğrayacağını ve siyasi tartışmalarda sıkça argüman olarak kullanılacak bir yer olabileceğini düşünüyorum. Nihayetinde, istatistik kullanmanın bir iktidarı değerlendirebilmenin en objektif yöntemi olduğu kanaatindeyim.

02.02.2021 / 13:14

22
Erkam Dutoğlu Ankara , Mühendis

Hükümet üyelerinden sıkça Tv de boy gösteren kişiler kötü örneklemede Dünya ile karşılaştırma yaparken niye iyilerde örnegin mensup olduklarını söyledikleri islam aleminin yüksek gelirli ülkelerinde ortalama kişi başına 1.6 ya varan veya G20 de 1,4 e varan kişi başına aşı baglantılarına karşı Ülkemizde 80 milyona sadece 13milyon oldugu bile tartışmalı aşı tedarikinde da niye aynı karşılaştırmaya girmiyor, kötüde oldugu gibi iyidede karşılaştırılması gerekmezmi

02.02.2021 / 09:49

5
Ferıt Kalafatoglu İstanbul , Mühendis

Türkiye Tarımsal Üretim Politikalarında Hollanda-İsrail Hibrit Modelinin Uygulanması 20 yıl önce Hollanda üretim kaynaklarının yarısını kullanarak iki katı üretim hedefi ile çıktığı yolda reformlar ile tarımsal faaliyette su ihtiyacını sadece yağmur suyu kullanımı ile %90 oranında azaltmayı başaran bir ülke. Ülkemizin coğrafi, ekolojik ve üretim koşullarına bağlı olarak seçilecek 4 farklı pilot bölge ile başlayarak tamamı Hollanda ve İsrail üretim ve pazarlama modellerinden yola çıkarak oluşturulacak, ve Cumhuriyetin kuruluşunda uygulanan tarım politikaları kadar reformist tarımsal üretimde değişim politikasına ihtiyaç var ülkemizde. Ürünlerin bölgesel iklim koşulları dikkate alınarak plantasyon öncesi yazılım destekli modellenmesi ve tarım sigortası, üretim desteği, ürün takibi, pazarlama sonrası izlenebilirlik, yerel Bakanlık temsilcilikleri altında kontrollü kooperatif destekli üretim uygulamaları, hasat sonrası miktar ve ülke ihtiyaçları en az bir yıl önceden öngörülebilen tarımsal üretimin tamamı bu yeni politikalar paketi içerisinde kurgulanarak hazırlanması ve uygulanması gerekir.

02.02.2021 / 07:43

3
Pervin Basaran İstanbul , Bilim İnsanı

Boğaziçi üniversitesi gelişmeleri ile ilgili tutum göstermenin tam zamanı .... Demokrasi mi ? Popülizm mi ? Rektör danışmanı için tavır belirleme zamanı ... Tamam partiden atmayın ancak iş seçimini kabul etmemiz mümkün değil açıklaması da yapılmalı .... Aksi takdirde parti bu samimiyet testinden sınıfta kalır ... Acil tavır ve duruş lütfen Deva'nın notu: Bu konuda kurucu üyemiz gerekli bilgilendirmeleri yaptı.

02.02.2021 / 01:02

1
Can Tezcan İzmir , Avukat