Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Deva partisi için büyük bir risk teşkil eden bir konuya değinmek istiyorum.Deva Partisi şu anda bütün televizyon tartışma programlarinda 6'lı masanın KÜÇÜK ORTAĞI olarak anılıyor;Ülkeyi yönetmeye talip bir partiyiz ama o programları izleyen insanlar için akılda KÜÇÜK PARTİ olarak kalıyoruz.CHP ve IYI partinin gölgesinde kalıyoruz. Belirli konular dışında 6 lı masanin gölgesinden çıkıp kendi yolumuza bakmalıyız.Seçim DEVA Ailesi için zor bir seçim gibi görünüyor maalesef

03.10.2022 / 19:09

21
Seçkin Ağlamaz Konya , Mühendis

NAPOLYON un Tarihe Mal olmuş meşhur bir sözü var. PARA PARA PARA ! Aslında her iyi ve kötü şeylerin amacı PARA Çünkü PARA demek güç demektir. Kusursuz suç olmaz. Ülkemizde işlenen bir çok suçun, ana nedeni Ekonomiye bağlıdır. Yani PARAYA! ... Neredeyse bütün suçlar, para elde etmek için işlenir. Bunun en büyük kanıtı , Hırs ve İhtiras KURBANI OLAN Ülkemizin, içinde bulunduğu kötü durumdur. TELEVİZYON Ekranlarında yayınlanan Realite Programların neredeyse tamamı, para ağırlıklıdır. Toplum olarak, inanç yapımızda eksen kayması var. Öyle ki paranın, Büyük güç olduğu, artık herkesçe biliniyor. Mücadele dahi para ile oluyor. Parasız, yaprak dahi kımıldamıyor. Bir suçu ortaya çıkarmak istiyorsanız, paranın izini sürmeniz gerekir. Bu benim kanaatim. Tecrübelerim ve Gördüklerim bu kanaatimin dayanağıdır. Ülke Yöneticilerinin Suçunu ispat etmek istiyorsanız, Para akış trafiğini izlemelisiniz. Para akış Trafiği tüm suçluları ortaya çıkarır.

27.10.2022 / 11:19

21
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

DIŞ GÜÇLER İÇİMİZDE BU KADAR ETKİN VE YETKİN İSE; BİR GECE ANSIZIN NASIL GİDECEKSİN? DAHA İÇER DE KARŞI KOYAMADIĞIN DIŞ GÜÇLERE, DIŞARIDA NASIL MÜCADELE EDECEKSİN? DIŞ GÜÇLER DEDİĞİN ÜLKELER DE ÖYLE BOŞ BELEŞ ÜLKELER DEĞİL. DÜNYA EKONOMİSİNE YÖN VEREN, TEKNOLOJİ GELİŞMELERİN BEŞİĞİ, DÜNYA TİCARET AĞININ NEREDEYSE TEK SAHİBİ VE SAVUNMA SANAYİLERİ OTURMUŞ, ÜRETİM ODAKLI GELİŞMİŞ ÜLKELERDİR. YUNANİSTAN, ALMANYA, FRANSA, İTALYA, İNGİLTERE, BALKAN ÜLKELERİ, İSKANDİNAV ÜLKELERİ VE AMERİKA..! BU ÜLKELERE MEYDAN OKUMAK! HANGİ AKLA HİZMET ETMEKTİR. NEREDEYSE TÜM İHTİYAÇLARINI BU ÜLKELERDEN KARŞILAYAN, BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ. ÜLKEMİZİ, BU HALE GETİREN DE SİZSİNİZ. ŞİMDİ KALKMIŞ, BOŞ BOŞ MEYDAN OKUYORSUNUZ. DÜNYA AĞIR SİKLET BOKS ŞAMPİYONUNA, TÜY SİKLET OLARAK MEYDAN OKUMAK GİBİ. EN BASİT TIBBİ MALZEMELERE BİR BAKIN! TEDAVİ OLMAK İÇİN ALDIĞIMIZ İLAÇ İSİMLERİNE BAKIN! HEP İNGİLİZCE, FRANSIZCA, ALMANCA VE LATİNCE İSİMLER YAZILI. İTHAL EDİLEREK GELİYOR. YAHU BİR OTOMOBİL YAPTIK AZ BİRAZ TEVAZÜ GÖSTERİN. AMA YOK. SANKİ TÜM DÜNYA BU ARACI BEKLİYORMUŞ GİBİ BİR HAVA ESTİRİYORSUNUZ. NEREDEYSE HER PARÇASI, FARKLI BİR ÜLKEDEN GELEN BİR OTOMOBİLDEN BAHSEDİYORUZ. YÜZDE YÜZ YERLİ DİYEREK. KENDİNİZİ KANDIRABİLİRSİNİZ. YADA KANDIRABİLDİĞİNİZ KESİMLERİ. SADECE ALMANYANIN DÜNYA MARKASI OLMUŞ EN AZ 20 MARKA OTOMOBİLİ VAR. OTOMOBİL MAZİSİ 80 YIL OLAN BİR ÜLEYİ, TEK BİR OTOMOBİL MARKASI İLE GÖRMEZDEN GELMEK! AKLA ZİYAN BİR DURUM. DİĞER ÜLKELERİN MARKALARINI, BURA DA YAZMIYORUM. DAHA SERİ ÜRETİME GEÇMEDEN, İHRACAT İÇİN FİZİBİLİTE RAPORLARI HAZIR DEĞİLKEN, TÜM OTOMOBİL PAZAR PAYINI ALMIŞ GİBİ KONUŞMAK, HAYAL DÜNYASINDA DOLAŞMAK GİBİDİR. HANİ DERLER YA HAYALLER PARİS GERÇEKLER EMİNÖNÜ...İLGİNÇ OLANDA SÜREKLİ DÜŞMAN OLARAK GÖSTERDİĞİN, DIŞ GÜÇLER OLARAK TELAFFUZ ETTİĞİN AVRUPA VE AMERİKA DA, İŞ BU OTOMOBİLİ PAZARLAMAYI DÜŞÜNMENDİR. BU NE LAHANA BU NE PERHİZ. BU ÜLKELERİ DÜŞMAN BİLİYOR VE BİLDİRİYORSUN. DÜŞMAN BİLDİĞİN BU ÜLKELERDEN DE OTOMOBİL ALMASINI BEKLİYORSUN! BUNA ANCAK KARGALAR GÜLER.

07.11.2022 / 09:21

21
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

Seçim sonrasında potansiyel sorun alanları 1. Halk 2. Devlet – bürokrasi ve (paramiliter) eklemleri 3. Medya 4. Troller 5. Yasa dışı fon akımlarının izlenmesi ve önlenmesi 1. Halk 10 yıl öncesinden itibaren ne olduğu bilinmeyen bir “davaya” inanmış bir halk, RTE ile ciddi bir duygusal birliktelik oluşturmuştu. Duygusal bağlılık zaman içinde yurt dışına yönelik dinsel ve “milliyetçi” (Eyy Obama, Eyy Merkel gibi) söylemlerin oluşturduğu hamaset ikliminde kesintisiz besleniyordu. Ülkenin ekonomik imkânlarının üzerindeki yaşam düzeyi, geçici cennet şartları halkın duygusal bağlılığının maddi temelini oluşturuyordu. Bağlılığın bağımlılığa dönüşmesi için üçüncü bir boyut olarak korku/endişe topluma enjekte edildi. Endişe ve korku sadece muhaliflere dönük olarak yapılmadı, yandaşlarda da korku ve endişe oluşturuldu. AKP giderse bize ne olur, tamam bunlar kötü ama iktidar alternatifi yok ki gibi düşünce ve değerlendirmeleri halkın içselleştirilmesi için yaygın bir propaganda yapıldı. Yandaşlarda üretilen bu endişe ortamı, karşıtlar üzerinde Ergenekon, Balyoz, casusluk davalarıyla tam bir baskıya dönüştürüldü. Bize de darbeci derler mi, beni de içeri atarlar mı endişeleri yaygın bir oto-sansüre ulaştı. Ekonomik buhran, çekilen acı bağlılığı/bağımlılığı sonlandırdı. Muhayyel endişelerin yerini yaşanılan endişeler aldı, korkular gerçekleşti, korkulacak başka bir şey kalmadı. Korkunun yerini özlemler, talepler alırken, toplumda sabırsızlık yoğunlaşmasına tanık olunacaktır. İktidar değişikliğinin getireceği özgürlük ortamı halkın baskılanmış taleplerinin, kendisini besleyen çığ akmasına benzer şekilde, çoğalarak belirginleşmesine yol açacaktır. Seçim sonrası ortamında halkın mütevazi iyileştirmelerle tatmin olmasını beklemek gerçekçi olmayacaktır. Her geçen gün artacak istekler listesinin karşılanması bekleyen halk, tüm bunların derhal, bir an önce gerçekleşmesini de isteyecektir.

15.11.2022 / 17:37

21
Tayfun Kalkan İzmir , Ekonomist

Seçimle iktidara gelecek olanlar sivil ve güvenlik bürokrasisinden kaynaklanan ciddi bir direnmeyle karşılaşacaklardır. Hükümetin zaaf içinde olduğu izlenimi oluştuğunda sokaklar yoğun gösterilerle dolup taşacaktır. Erdoğan’ın yanında olduklarını ilan eden valilerin sokak gösterilerinde seferber edebilecekleri çok sayıda Sadat yetiştirmeleri, güvenlik bürokrasisi içinde yer alan militanlaşmış unsurlar unutulmamalıdır. Devlet mekanizmasını çalıştıramayanlar iktidarlarını koruyamazlar. Gerekli ama yeterli olmayacak bir önlem olarak “devlet etiği” yasası düşünülmeli, birinci öncelik böyle bir yasaya verilmelidir. İşini/görevini savsaklayan, gerçeğin tamamını değil bir kısmını açıklayarak insanları yanıltan, yalan/yanlış söylemler üreten, polis, savcı, yargıç dahil tüm devlet memurlarının kazanılmış haklarının olmayacağı yasada tanımlanmalı, suç işleyen devlet memurlarının sivillere göre daha ağır cezalarla karşılaşmaları öngörülmelidir.

15.11.2022 / 17:45

21
Tayfun Kalkan İzmir , Ekonomist

Herşeyden çok gençlere ulaşılması gerek. Gençlere ulaşmanın en büyük yolu da eğitim vaatleridir ve bu vaatlerin ekonomi ile doğru şekilde örtüşmesidir. Ekonomik olarak uzun vadede başarılı olmanın en önemli şartı geleceğin mesleklerine gençleri hazırlamaktır. Çünkü bugün var olan birçok meslek gelecekte olmayacak. Bunun için üniversiteleri revize etmek gerekmektedir. Üniversitelerde Gen Mühendisliği, Robot Teknolojisi, Nano Genetik, Yenilenebilir Enerji, Siber Güvenlik, Sanal Gerçeklik vb bölümlerin açılıp eğitim verilmesi şarttır. Türkiye'yi aydınlık yarınlara ulaştırıp eğitim ve ekonomi olarak güçlendirmenin tek yolu geleceğe yatırımdır. Gençleri bu şekilde kazanabiliriz. Saygılar

28.04.2020 / 18:37

21
Ferit Günezer İzmir , Öğrenci

Şu an ilçe halkı olarak, bağrımızdan çıkmış, kendini yetiştirmiş, siyaseten kirlenmemiş, duruşu, samimiyeti, yaptıkları ile ortada olan ve her haline gururla kefil olabileceğimiz hemşehrilimiz Ali BABACAN’ın Türkiye’yi yönetme cesaretine hepimizin destek vermesi ilçemiz adına vefa sorumluluğumuzdur. Selam ve dua ile kalın.

30.04.2020 / 21:54

21
Önder İldeş Ankara , İlahiyatçı

Öncelikle ülkemiz için hizmet yapmak adına baş koyduğunuz bu yolda, genel başkan Sayın Ali BABACAN'a ve partisinin kurucu üyelerine teşekkür ederim. Sözde olarak ülkemizin yönetiminde bulunan bir çok vekilin meclis kürsüsüne çıkıpta (affınıza sığınaraktan) şerefsiz,alçak,arsız,hırsız, gibi kelimeleri sarf etmesi birbirlerini kemçirmesi bu ülkenin değerlerinin ne kadar alçaltıldığını göstermektedir. Sözde topluma mal olmuş, insanların refahı ve birliği için seçilmiş olan bu insanlar biz gençlere, kendi çocuklarına, eşlerine, dostlarına, karşı ne kadar örnek olabilirler. Millete lütuflu olmayı öğretmeye çalışacaklarına kendilerinin lütuf sahibi olmaları bu toplum için en büyük öğretidir. Sayın Ali BABACAN ve ekibinin bu toplum üzerinde kara bulutları,kutuplaşmayı kaldıracağını ümit ediyor ve biz gençlere gereken en güzel değeri vereceğine canı gönülden inanıyorum. Biz gençler olarak bugün bulunduğumuz bu toplumda birlik olursak eğer, inandığımız bir dava varsa oda halka yapılacak olan her hizmetin hakka yapılacak bir hizmet olduğunun bilincine varırsak, bizden sonra gelecek olan nesillere de ahlaklı düzenli yaşanabilir bir gelecek bırakacağımızı düşünüyorum. Fikirleri düşünceleri güzellikleri bir olan daha yaşanabilir bir TÜRKİYE için DEVA partisi adı altında toplanalım. Ben,sen,o diye değil kardeşçe insanca, davamız uğruna kapı kapı gezmek varsa gezelim. Davamız uğruna uykusuz kalmak gerekirse kalalım. Davamız için belimiz bükülecekse bükelim. Davamız için yerden çöp kalkacaksa kaldıralım. Makama mevkiye tamah etmeden esenlikle sağlıkla birlikle yürüyelim. Sayın Ali BABACAN,a ve ekibine güveniyor. ALLAH'tan yollarını dos doğru götürüp bizide o yolda dürüstçe yürütmesini temenni ediyorum.

31.05.2020 / 04:05

21
Koray Özden Muş , İşletmeci

Trabzon’dan sevgiler size güveniyoruz zamanında yaptığınız başarılı işler ileride yapacağınız iyi işlerin habercisi olacak

01.06.2020 / 09:29

21
Barış Özkarabekir Trabzon , Özel Sektör Çalışanı

Herkese Merhabalar; Hayatımda ilk defa bir siyasi partiye ilişkin yorum yapıyorum, çünkü fişlenmeyeceğimi bildiğim için içim rahat. Sırf bu güven bile bir teşekkürü hak ediyor. Ben öğretmenlik yolunda mesleğin ayağa düşmesi sebebi ile yarıda okulu bırakıp iş hayatına girmiş bir sade vatandaşım. Ne hayallerle, ümitlerle başladığım hayat yolculuğum ne üzücüdür ki çağın geri kalmış çelmelerine takıldı. Şimdi kenarda para biriktiriyorum Kanada'ya göçebilmek için. Çünkü nerede doğru bildiğimizi söylesek dışlanıyor, ötekileştiriliyoruz. Sosyal medya da bile artık kimseye ima da bile bulunamıyoruz. Kaldı ki izlemediğimiz TRT ye her ay vergi ödeyip, nasıl cehaleti yücelttiklerine, nasıl propaganda yaptıklarına şahit oluyoruz. Bu Gasptır, cebimdeki parayı hürriyetim dışında kullanmaktır. Her gün bir şeylere üzülmekten geleceği göremiyoruz, üstüne gizli demirden bir kafesteyiz. Yöneticilerimizin en hafif tabirle cehaleti, cahiliye dönemini aratır oldu. Biz akıllı, hür, özgür, vatansever ve dünyanın nereye doğru gittiğini bilen insanlar olarak artık ümidimizi yitirdik. Muhtemelen sıradaki seçime kadar buradayım. Benim kaderim sizsiniz. Eğer ki başarılı olursanız, eğer ki ben her yerde buraya yazabildiğim kadar özgür hissedersem burada kalacağım. Ama kısacık ömrümü, başkalarının boyunduruğu altında geçirmek aklı başında olan her insana ızdıraptır. Vatanımı ne kadar sevsem de "Benden çok vatanseverlerin" dibe çekişine şahit olmamak adına göçeceğim. Umarım Ali Bey bu sözlerimi okur, sizin fikriniz bizim umudumuz. Elimizden 1 geliyorsa, o 1'i koymaya hazırım. Size ne inanç olarak yakınım, ne duruş olarak. Sizle beni buluşturan hürriyete duyulan özlemdir. Teşkilatınıza üye olmayı istemekle birlikte, bu noktada bile fişlenmekten tereddüt etmekteyim. İşte koca koca paragraflarımın özeti budur. Sevgi, hürriyet ve adalet ışığında güzel günler göreceğimiz umuduyla. Sevgiyle kalın.

03.06.2020 / 05:17

21
Tuna Gümüş İstanbul , Danışman